18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
! KASIM 1991 DİZİ-RÖPORTAJ CUMHURÎYET/7 demokratiar tartişiyor Nedenyenildik,nasılkazanırız? ESKÎ DlYARBAKIR MlLLETVEKÎLlFUATATALM Değişim her alanda engellendiNeden yenildik... Her şeyden önce Türkiye'de gerçek demokrasinin olma- ması sosyal demokrat siyasetin örgüt- lcnmesi önünde en büyük engeldir. Vaı olan yasaklarla, sivil örgütlenme önün- deki cngellerle, secilmişlerin dışmda agırlıgjru koruyan kurumlarla (MGK gi- bi) soluk alması zor bir ortamda gerçek sosyal demokrat bir partinin yaratüması ve toplumsal muhalefetin önderliğinin yapüması çok zordur. Bunun koşulu; het tûrlü şartlanmışhktan kurtulmuş, mevcut düzenle farkldaşan anlayışla ya- nnlann toplumunu kurmaya dönük id- diah bir Türkiye programını hayata ge- çirecek güçlü bir sosyal deraokrat par- tiyi yaratma perspektifine sahip olma meselesidir. Bugün için Türkiye'de ideolojik şe- killenmesiyle, kendi içinde hâlâ muha- faza edilen ükel yapüaşmalarla, uye do- kusuyla, örgütsel yapı ile siyaset yap- ma yöntemleriyle, parti içi işleyişle, si- yasi hedefleriyle; gerçek anlamda bir sosyal demokrat hareketin var olmama- sı yaşanılan bir dizi temel sorunlann başlangıcmı oluşturmaktadır. SHP prograrruyla, tüzüğüyle, top- lumda sergilediği imajla, üye yapısıyla organ işleyişiyle gerçek bir sosyal de- mokrat parti midir? Bu soruyu kendi- mize yöneltip sağduyu Ue bunu yanıt- lamamız gereken ilk şeydir. SHP kurulduğu giinden bu yana ik- tidar odağj olacak yerde bir muhalefet birliği gibi hareket etmiştir. Bu durum parti yöneticüerinin algılama mekaniz- malannı öylesine felce uğratmıştır ki bugün bile aradan 11 yıl geçmesine rağ- men bir koalisyonun esas unsuru, ge- rekli ve yeter şartı olarak 12 Eylül hu- kukunun ortadan kaldınlması yeterli görülmektedir. Anti-demokratik toplum yapüanma- sının esas belirleyici unsurlan olan, 1920'li modellere, ittihatçı, tepeden buyrukçu, merkezci devlet solculuğu, tek şef geleneklerine, tabulara, eskinin klişelerine, on ydlann köhnemiş, işlev- siz kalan siyasi, idari ekonomik yapısı- na dokunmaktan, köktenci öneriler ge- tinnekten uzak, hedefi bu kadar daral- tan bir parti yönetimi düşünülebilinir mi? Devlet kuran bir parti olan CHP'nin devamı olma iddiasıyla, soyut bir dev- let anlayışı ile "devletin harnisi", "yü- ce devletin al menfaatleri", "kartan- a s " , "benim misyonum var" gibi top- tumda yaşanan gerçeklerden uzak bir şartlanma içerisine girümiş, tek parti dönemınin otoriter uygulamalan cesa- retle tahlil edilmemiş, Kemalist ideolo- ji yegane referaas noktası olarak algı- lanmış, derin ve karmaşık toplumsal so- runlara, değişen dünyanın gerçeklerine uygun bir programla yaklaşümamıştır. Tek parti döneminin CHP'yi ve SHP'yi alabüdiğirıe etkisi altına alan, statükocu, seçkinci, buyrukçu, yapısın- dan lider toplumu, lider partisi anlayı- şından, uzaklaşılmarruş "Toplum için iyi oluu bea düsunürüm", "Parti için Büyük kent merkezlerinde 1t 50'yi geçen oranda oy kaybedilmiştir. Unut- mayalım ki solun oy aldığı kesimler ara- smda entelektuel faaüyeüerin yoğun ol- duğu, aydınlanmanın doğup, çok hızh yayüdığı kühur merkezlerinde, daha çok "geçmişin", "eskinin", "eski an- layışın" partisi görünümüyle gereken desteği alamadık. Bunlann sonucu olarak parti, hem kendi aydınlarımn doğmasına yol aç- mamış hem de parti dışında kalan ay- dınlar için bir cazibe merkezi olamamış- tır. tdeoloji üretmenin ve ideolojik boş- luğun karmasık bir bütünü olan bu du- 'HP, geleceğin partisi olarak toplumun ilgisini çekecek 'işte benim aradığım dünya' yargılarına yol açacak yarınların toplumunu yaratmaya dönük temel iddiaları ortaya koyamamıştır. artinin uzun süredir sıkıntısım çektiği değişim ihtiyacı, statüko tercihiyle ertelenerek güncel bir siyasi program, yeni bir tüzük, yeniden yapılanma yeni lider arayıslanna dönük yenüeşme hedefı engellendi. neyta ne zaman iyi olacagına ben ka- rar veririm" anlayışına âdeta teslim olunmuştur. Seçimlerde özgün sosyal demokrat kimliğimiz bir türlü öne çıkarılamamış- tır. Geleceğin partisi olarak toplumun ilgisini çekecek, "İşte benim aradığım dünya" yargılanna yol açacak yannla- nn toplumunu yaratmaya dönük temel bir iddia ortaya koyulamamıştır. Klasik sosyal demokrat sloganlar DYP'ye kaptırılarak ideolojik zengin- liğimizin geleceğe dönük yeni hedefleri üretilememiş, seçim kampanyası bo- yunca halkm karşısında ideolojik ola- rak çırıl çıplak kalınmıştır. rum partinin aydın desteglni yok etmiş- tir. Böylece biz parti olarak her seyi do- nuk bir siyasi yapıya dönüşmeyi kendimize en uygun kıyafet sectik. Parti yönetimi aldığı ağır maglubiye- tin utancıyla istifa edecek yerde, bu mağlubiyeti iktidar pastasında pay al- ma faydacüığına dönüştürerek olağa- nttstü kurultay çağnsını görmezlikten geterek hesap vermekten kaçarak de- mokrasi anlayışına aykın bir durum ya- ratrmş, böylece geniş kitleler nezdinde partiye olan inancı, inançstzhğa dönüş- türerek kötü bir ömek oluşturmuştur. Partinin uzun süredir sıluntısını çek- tiği değişim ihtiyaa, statüko tercihiyle ertelenmiş, guncel bir siyasi program, yeni bir tüzük, yeniden yapılanma, ye- ni lider anlayışlaYına dönuk yenüeşme hedefı, modası geçmiş ayak oyunlany- la, dedikoduculukla, tezviratla engelle- nerek, geleceğin partisinin kendi iç di- namiklerini ortaya koyduğu, sivil ve gerçek sosyal demokrat yeni sol çizgi- sinin yönetime gelmesi engellenerek 20 ekim yenilgisine neden olunmuştur. Ne yapmah? Yukandaki sorunlan çözecek bir ye- niden yapılanma, liderde, söylemde, anlayışta, programda, tüzükte, örgüt- sel yapılanmada bir değişim yegane çö- zümdur. Başaramayan gitmeli, başarı- sız politikalar terk edilmelidir. Biz sos- yal demokratiar her şeyden önce acık olmayı, dürüst olmayı, akıllı ve huner- U olmayı ve de cesur olmayı önemseme- liyiz. Hem gerçeği görecek aklımız hem de görduğumüz gerçegi söyleyecek ce- saretimiz olmalıdır. Bu bakımdan parti emekçi kestmler- le, gençlikle, kadınlarla ve aydmlarla bağlantı kurmayı başarmalıdır. Onlar adına siyaset yerine bizzat onlarla bir- likte siyaset yapmalıdır. Toplum siyasi; yönetsel yapısıyla tı- kanmış, demokrasi işlevsizleşmiş, eko- nomi tekelci yapısıyla liberalleşme sı- lantısmda, üretkenlikten uzaklaşnuştır. Sanayüesme hedefiyle, bir kısım hİ2- metlerin toplumsallaştırılmasıyla, ser- mayenin yaygmlaştırümasıyla, herkese en az bizler kadar demokrasi anlayışı ile yannlann Türkiyesi'ni inşa etme misyonu sosyal demokrasinin yeni he- defi olmalıdır. Bu yenileşmeci akımla- nn, statükoyu reddeden sol, sosyal de- mokrat çizgilerin bir mutabakatıyla di- namik ve çağı yakalayan bir uzlaşmay- la boylesi bir hedef gerçekleştirilmeli, sol kendi içindeki kapanıklıhğına son vermelidir. Toplumun, ödemkrini kav- rayıp nabzını eline alan, toplumun bu özlemlerini dile getirip, onlan arkasma alan, sanayileşme hedefine dönük tam demokrasi içinde, yerinden yönetim modelini kuracak, toplumda yeni bir nıh ve heyecanla üretim seferberliğinin açılacağı, toplumun kabuk değiştireceği yeni Türkiye'yi inşa etme görevi yerü- leşen SHP'nin, onun yeni liderinin ve yeni kadrosunun önündeki en hayati görevdir. DSP ESKİ GENEL BAŞKAN YARDMCISI ÇEÜKEL ÇELtKEL— tki sosyal demokrat parti de çozüm üretemedi. Politikalan 60'h yıllanıı izlerini taşıyor. Seçmen,inandırıcıbulmadıSosyal demokrat partilerin ikisi de halkm yaşadığı sıkmttlan, ugradıgı hak- sızhklan, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi tıkanıklıkları yaruk yanık dile getirmişlerdir, Ancak çözüm üretememişlerdir. Ürettiklen politika- lar 1960'h yüların izlerini taşımaktadır. VitrinledikleTİ kadrolara secmen sıcak bakmamış, güvenmemiştir. Seçmen çağdaki değişikliklerin şaşkınkgı içeri- srnde sosyal demokrat partilerin çarpı- cı, yenilikçi, çağın içinde sosyal ve si- yasi tavır beklemiştir. Mesajlan ile eko- nomik görüşleri Ue çağm gerisinde bir seçim kampanyası sergilemişlerdir. Her iki partinin de ekonomik görüş- lerindeki en büyük yenilik TÜSIAD'- da girdikleri ekonomi sınavı oldu. Yü- larca savundukları ilkelerden vazgeçip, iki sosyal demokrat parti liderinin ken- dilerini TÜSÎAD'ın yargısına terkleri, seçmenlerini şoke etti. Sosyal demokrat liderler odalar bir- liğinin, odalann üyelerini, esnafı, üre- ticiyi ve tüketiciyi ve tuketiciyi hiçe sa- yarak 20 ailenin, holdinglerinin ve şir- ketlerinin temsil edildiği bir derneğe muhatap olup icazet istemeleri herhal- de ça|m getirdiği en ilginç yenilik oldu. Ben artık değiştim diyen liderlerin, de- ğişikliğindeki inceliği TÜSlAD'ın cin gibi üyeleri anladı, halkm kafası kanş- tı. Sosyal demokrat parti liderleri, eskı Marksist yeni yeni TÜStAD uyesi SHP uzman kadrolan TÜStAD Ue bütünleş- tüer. Amahalkaulaşamadılar. Seçme- nin beklediği sosyal demokrat içerikli politik mesajı veremedUer. Sosyal demokrat parti kadrolarmm ekonomik konulara yaklaşunlan ve cö- zum önerileri liderlerin TÜStAD'da parlak geçen smavlanna rağmen devlet- çilik ve kooperatifçılikte kilitli kaldı. Serbest piyasa ekonomisi savunması ve patenti sağ partilerin ortak malı idi. Serbest piyasa ekonomisinin sosyal de- mokraüarca savunulması izah edileme- diği için seçmen Ue aralanndaki güven bunahmını kemikleştirdi. Ekonomide- ki şaşkınhk ve kararsızhkları sol parti lider ve kadrolanrun 30 yıldır aynı eko- nomik duayı ettikleri, o dualann cen- nette de cehennemde de cağımızda ge- çersiz olduğu halk tarafmdan yakmdan bilindiği için TtlStAD'ın verdiği notu seçmen sandıkta sosyal demokrat par- tilerden esirgedi. Parti içi çekişmeler, hizip yelpazesi- nin genişliği SHP'yi, tutarlı yapı iddi- asının arka.sında bir "nokta" merkez hizbinin yönettiği DSP'yi kamu oyun- da tartışıhr hale getirdi. Yerel yönetimlerdeki kahn bıyıklı, eli telsizli kadro, halkla SHP arasında du- var oluşturdu. Solun çağın gerisindeki emek anlayışma emekçüer büe inanma- dı. Günumüzde toplu sözleşmelerdeki emek değerlendirmesi sosyal demokrat işçi tüccarlannın iflas nedeni oldu. Sosyal demokrat partiler insan hak- lan ve demokrasi konusunda da ellerin- deki bütun kozlan sağ partilere kaptı- nnca secim sandıklanrun arkasmda ağıt tutup ağlamaktan başka ellerinde kalan tek silah mazeret üretmek oldu. Secmen kadrolan da liderleri de inan- dırıcı bulmamıştır. DSP ADANA İL BÂŞKAM tRFANFÖFO Çözümüreteceğimizekavgaettik ADANA (Cumhuriyet Güney İUeri Börosu) — Demokratik Sol Parti Ada- na tl Başkaru lrfan Foto, sosyal demok- rasinin yaşadığı ağır yenilginin daha çok "kavgaa görüntü verilmesi"nden ve bu sırada ilkelerin DYP ve RP'ye kaptınl- masmdan kaynaktandığı görüşünde. "Ecevit'i faşist, tnönü'yü bölücu yap- ök, biz soâval demokratiar yaptık" di- yen Foto, r'ne yapılmalı" sorusuna "Birbirimize gelemeyeceğimize göre başka bir partide yeniden yapılanarak butuşmak" yanıtıriı veriyor. Foto, bu buluşma, "programı ve tabanı aynı iki parti icin giiç olmayacaktır" gorüşün- de. DSP tl Başkam îrfan Foto, "Neden yenildik, nasri kazamru" sorularıyla somutlaşan platforma DSP il başkanı kimliğinden çok "aynlık acısı duyan bir sosyal demokrat'' sıfatıyla katıldığının bilinrnesini istedi. Foto'ya göre çok de- rin tahlillere gitmeye gerek yok, sorun "kavgacı gorüntu"den kaynaklanıyor: "Bir >ılda 2 kunılta> yaptık, başka, birinüz sağda diğerimiz solda o> aradık. Oysa gerçek sosjal deraokrat taban or- tadaydı ve bu yüzde 40 değil. bence yuz- de 70'ti. Bizim ilkemiz ne: Eşitlik, öz- güriıik, adaiet. Bunu kim istemez ki. İş- te halkın yüzde 75'i uzlaşryı, eşitUği, oz- gürliigü ararken biz birbirimize duşlük. Felsefemizi beğenetıler dahi kavga et- tiğimizi görunce vazgeçtiter bizden. Üs- telik iki kavga birden yaşanıyordu; bi- ri DSP-SHP kavgası, diğeri SHP'nin kendi kavgaa." İrfan Foto, "Kavga içindeki kardeş partiler"den de programını halka an- latmasımn beklenemeyeceğine, anlatsa da inandırıct olamayacağına işaret edi- yor. "Üstelik" dıyor. "Bu programı bizden daha iyi anlatantar vardı" Fo- to, henıen bir orneğc asılıyor: "Bir Demirel tuttu, 'Karakolun du- van camdan olacak' dedi. DSP'den, SHP'den daha demokrat kesildüer, biz 'Bunlar söyler, yapamaz' dedik, ama inandtramadık, onlar inandırdı." "80 öncesinin Ecevit'i partisindeki hizipleri ayıktayabilseydi belki bugün bu noktaya gelme>ecektik. Belki de 12 Eylül imdadunıza yeüşti; Ecevit sıfırdan bâşlattı, ama çok buyüyemedik. Şimdi SHP'de ayıklanması gereken hizip taş- ları var. O da birieşmenin önemli en- geli. SHP 'Udere ihtiyacıra var' diyor, DSP 'tabana'. SHP'nin DSP'ye gelme- si çok zor, bunu istemek biraz kustah- hk da olur. SHP'ye DSP'nin gitmesi de mümkun değil. O halde yapılması ge- reken, iki partinin, eğer CHP açılmaz- sa Sosyal Demokrat Parti adında >eni bir partide buluşması. Artık inada da gerek yok. Ancak bu, yapı defciştirilme- den olmaz." SlVASETBİLtMCl PROF. DR. OYA ARASL1 Sosyal demokrasi kendini anlatamadı 1991 mılletvekıU seçımlermde sos- yal demokratlann neden yenildiği so- rusuna iki farklı açıdan yarut aramak gerekir. Bunlardan birincisi, neden SHP'nin oylannın artmadığı, ikincı- si ise neden seçmen çoğunlunun sos- yal demokratları tercih etmediğidir. Bir partinin başarısırun, urettiği po- litikalara, üygulamalanna ve kadro- sunun uyandırdığj güven duygusuna bağh olarak değiştiğini biliyoruz. SHP'de liderlikle ilgüi iç çekişme- ler, orgutlerdeki operasyonlar, sık tek- rarlanan kunıltaylar, liderler duzeyin- deki karşıhklı suçlamalar, seçmenin tum dikkatini SHP kadrosu uzerine toplamıştır. Seçmen, bunahm içinde- ki kadrosuna guven duymadığı için SHP'ye oy vermekten kaçınmış ve başka partilere yaklaşmıştır. Muhale- fet partilerinin hemen hepsinin prog- ramlannda benzer hususlann yer al- ması, SHP'nin tabarunın başka par- tilere kaymasını kolaylaştırmıştır. SHP'deki iç çekişmelerin, parti çalış- malannın dışa dönerek propaganda üzerinde yoğunlaşacağım engellediği de bir gerçektir. SHP, urettiği politikalan halka ak- tarmakta da güçlük çekmiştir. Çün- kü uretilen politikalar adeta büimsel raporlar halinde, soyut bir anlatım di- liyle ortaya konulmuş; basit ve slogan- lara dayah bir anlatım yolu seçiime- miştir. SHP'nin, özellikle Guneydo- ğu Anadolu politikasını başanh bir bi- çimde sunamadıği görülmektedir. HEP'le birieşmenin nedenleri gereğhv ce açıklanmamıştır. Bunda zaman darhğmın elbette ki buyük rolu var- dır. Ancak HEP'in, PKK'nın bir uzantısı oîduğunu düşunen seçmenler, SHP'nin HEP'le birleşmekle ulusal butünleşmeyi amaçladığmı algılaya- mamışlar, aksıne, SHP'nin bölucü bir politikayı benımsediğini duşünmüşler- dir. Bu nedenle, HEP'le birleşme SHP'ye ve Guneydoğu Anadolu'da oy kazandırırken yurdun diğer bolge- lerinde önemli ölcude oy kaybettinrüs- tir. SHP'U belediyelerin bir kısmımn başansızhklan, seçmenlerin SHP uy- gulamalan hakkmda olumsuz yargı- lara varmasma neden olmuştur. Neden sosyal demokratlann az oy aldığı sorusuna gelince, bu, toplumun siyasal kükürü, sosyo ekonomik çıkar bölunûşleri ile ilgili bir husustur. An- cak SHP ve DSP oylannın birlikte °/«30'un uzerine çıkan bir toplama ulaştığı, bu oranın tek başına bir sos- yal demokrat hukümetın kurulması- na yeteceği de bir gerçektir. Bu neden- le sosyal demokrat kesimin birleşme- si, sosyal demokratlan başanya götü- recek yolun önemli aşamalanndan bi- risi olarak gözükmektedir. SHP'nin başanh olabilmesi için ise once iç huzurunu bulması gerekmek- tedir. SHP, daha sonra DSP'ye kayan tabamnı toparlamanın ve tüm sosyal demokrat oyları SHP'de bütunleştir- menin yollannı aramalıdır. "Domuzu doğru dürüst görmeden domuz çizerdim" diyor Mehmet Güleryüz Bazı mesajlanmı hayvanlara yükledim Fantastik eğilimli fıgüratif çi- zim ve resimleriyle tamyoruz Mehmet Güeryiu'ü. Heykelle- riyle bir de. Içinizde onu Arena tiyatrosunda oyuncu ve giysi ta- sanmcısı olarak da çaüştığı yıl- lardan tamyanlannız vardır kuş- kusuz. Figürlere hayvansı motif çağ- nşımlan yaptırmakta en ileri gj- den ressamlanmızdan Mehmet Gükryuz'un iki atı, bir köpeği var. Kediye pek öyle düşkünlü- ğü yok. Seviyor ama uzaktan. Sizin resimterinizin buyük bir kısmında da hayvan formu önemli bir yer tutuyor... Evet.O hayvan-insan düah tesine; Anadolu medeniyeüeri- nin bütün o insan-havyan kan- şımlanna, kanath insarîlara hay- ranım. Fakat tabii insamn ken- dine ait bir düş âlemi de var. Bir sanatçı için en buyük kaynak, o kırpık kırpık, sağdan soldan to- parladığı, kendine kadar ulaşa- mn o iç âlemde tekrar gözden geçirilmesi meselesi. O formun cazibesiyle; biçimlendirme cazi- besiyle o her baktıgım, gözledi- ğim nesneyi tekrar yaşamaktan ve o formun takiplerinden edin- diğim bir tat var. İşte bu 'form' tadıyla ben, uzun yıllar bazı hayvanlara sırayla taktım." Hangi hayvanlardı bunlar? "Uzun sure domuzlar çizdim. Ki, domuz çizdiğim, domu2 heykelleri yaptığım zamanlarda domuzu doğru dürüst gorme- miştim bile." Soyut dönem çahşmalannu nuydı? "Yoo, soyut dönemden genel fıgüre geçişimde. Orada bira2 öküz-insan kanşımı desenleı vardı. Kopek desenleri cizdim bir ara, sonra keçüeri çizdim. lnsana yüklediğiniz zaman çok sert olacak baa ekspresyon- lan hayvanlara yükledim." Bunlann içinde atlar da var nuydı? "Vardı tabü. Külturumüzde çokça kutsanan, halk edebiya- tımızda, masallanmızda, resmi- mizde çok önemli bir motif, at. Çok estetik bir hayvan. Tabii bütün dünyada atlann özel bir yeri var, insana yakınlığı dola-, yısıyla. Atm bütün malzemelerini sevdiğini söylüyor Mehmet Gn- leryüz; eyerıni, üzengısini, diz- ginlerini, her şeyini. Atın koku- sunu, ısısını, rüzgârıru. Sanatçılar ve Hayvanları FATMAORAN "lnsana yüklediğiniz zaman çok sert olacak bazı ekspresyootan hayvanlara yükledim" diyor Mehmet Güleryüz. İlk köpeği ise 1976'da edindi- ği bir lngiliz Beagie; iri kahve- rengi gözlu, sarkık kulakh, bo- yuna göre oldukça ağır bir kö- pek. Beş yıl süren yakmhklan Güleryuz'ün 1980'de Amerika'- ya gitmesiyle son buluyor; yol- culuk öncesi bir arkadaşına ve- riyor Beagle'ını. "Buraya döndüğümde Pa'yı aldım, o da bir arkadaşımın kö- peğinin yavrusuydu." Adını siz mi koydunuz? "Annesinin adı Po'ydu, ço- cuğuna da Pa koymuşlar. Ha- zır kondum ismine. Kolay bir isim. İşte tam o sıralarda arka- daşlarla Karacabey harasma gi- dip bir iki gün kaldık, atlarla hasır neşir olduk. Aaa, müthiş keyiflibir olay. Bu atlann yılda ik^ kere açık art- tırmalı satışları varrtuş. Gittik, oradan da uç tane at ahp bir yer kiraladık Uskumruköy'de, ahır- lar yaptrk. Sonra arkadaşlanm orayı satın ahnca iyice yerleştik. Derken, bir manej yapıldı. Şu anda ahırda dokuz tane at var. Bunlardan ikisi benim atlanm. tki safkan lngiliz. Birirün adı Hayber, diğerininki Mişka." Miska 85 doğumlu, delikanlı bir yanş atı. Doru. Rüzgânn oğ- lu mübarek. Hayber de öyley- miş bir zamanlar. Şimdi ayağûu sakaüaunş. ikisi de iğdiş edil- mişler. Neden mi? "İğdiş edilmezlerse arazide binemezsiniz, mümkun değil. Atiarla sahipleri arasında bir ortak yan, bir benzerttk var nu? "Var, evet", diyor Güleryüz "Gerçi, attar 'özel' hayvan- lar, ama bütün hayvanlar için gecerli bu söyledikleriniz... "Elbette. Meselâ köpekle de son derece disiplinli olmaruz lâ- zım. Aynı saatlerde yemeğini vereceksiniz, yıkayacaksınız, fırçalayacaksınız, gezdireceksi- niz." Pa. Kısa, hoş bir isim. Belçi- ka kurdu: Groenendaal. Simsi- yah ve yedi yaşında. 85'ten beri beraberler Pa'yla. Yakm bir dost. Beraber oturu- yorlar, beraber kalkıyorlar. Pa'yı nelerle besliyorsunuz? "Genelhkle bulgur yiyor. Ke- mik, et, sebzeler, sulandmlmıs süt, peynir, kalsiyum." "Hür bir bahçe bizim bahçe"diyorHandanBörüteçene, "İsteyen kalır, isteyen gider'L tç kedimibenediranedim o gelip beni edindi...İçlevent'in o güzelim bahçeli evlerinden birinde otururken ne çok hayvanım vardı. Fakat asla evin içine sokamazdım onlan. Annem buna iân vermezdi. Ti- tizdir; tüytı ciğerlerimize kaça- cak, ısıracak, tınnalayacak. Bü- tün derdi oydu; bizi korumak. Böyle olunca, ben de Ugi alanı- rm başka caniılara kaydırmış- tım. Yedi-sekiz yaslanmda falan- dım Rıfkı'yı tamdığımda. Ge- nişçe bir kavanozun içine yap- raklar koyup yuva yapmıştım ona. Tombul, yeşilli sanlı, ayva tüylü, efendiden bir tırtüaktı. özgürlüğe kanat çırpmcaya ka- dar en samimi arkadaşımdı be- nim. örümceklerim; Recep Ue Mü- nevver uyumlu, hoş bir çifttüer. Recep, Münevver'e sırsıklam aşıktı. Hep kur yapıyordu ona; sineklerini ikram ediyordu. Re- cep, Münevver'den daha ufak tefekti, ama ikisi de mesleklerin- de çok başanlıydılar. Mimarinin en guzel örneklerini sergiliyor- lardı ağlannı örerlerken. Tuzak ağı örerlerken ayn, yuva döşer- lerken ayn motifler kullanıyor- lardı. Derken bir gün Münevver, Recep'i yedi. O zaman çiftleşme- den sonra böyle yaptıklanru bil- miyordum. Çok ağlamıştım. Çoban-kurt kırması bir köpe- ğimiz oldu sonra. Yumus'tu adı. Kedüerim mi? Benim kedilerim ikiye aynh- yorlar: İç kediler, dış kediler. İç kedimi asla ben edinme- dim, o gelip beni edindi. Küçük bir kedi yavmsu da değildi üs- telik; gelişip serpümiş bir genç kızdı. Duman'dan söz ediyo- rum, evet. Kraliçeler kadar gü- zel bir gri kedi, Duman. Bir sis- ler demeti. Aşüftenin teki. Son deıece zeki. Yesil gözlerinden kıskançlık okunuyor. Sürüyle sevgilisi var. Çocuğu olmadı bu- güne kadar. Hayu, kısurlaşur- madık, buna karşıyım. Sanıyo- rum doğum kontrol hapı kulla- myor. özgurluğüne duşkün. İn- sanlan sevdiği söylenemez pek, hatta hiç söylenemez. Misafırle- rimiz geldiği zaman aşağıdaki evin damında oturur, ne zaman gidecekler diye dört gözle bek- ler, bozuk çalar. Âlem gittikten sonra gelir, her tarafı koklar. Dünyadan haberdar bir hayvan. Her şeyi oturup konuşabiürsiniz onunla, çunku her şeyi anlıyor. "Kaplum" ynpayalnız. Üstelik de 80 yaşında bir deukaııu. Ama ailenin önemli iiyelerinden biri. Kendisi de size anlatıyor dertle- rini. Çılgın bir kedi. Dıs kedUerin çoğu erkek ke- dUer ve onların hepsi Duman- ın sevgilileri zaten. Ama bunla- nn içinde özelliği olan bazı ke- diierimiz var; mesela bir tanesi, Bay Tekir. Bay Tekir, Baba Te- kir'in oğlu ve torunu ayru za- manda. Hayat bu. Baba Tekir rahmetli oldu. Biz buraya taşm- dığımızda Bebek'in butun kedi- leri ondan sorulurdu. Kaplan gi- bi, paltosu koyu çizgili "baba" bir tekirdi. Muhteşem bir erkek- ti. İ)ç aydır bahçeye transit takı- lan bir çift Vanlı kedimiz var. Van'dan göç edip buraya gelmiş- ler. Bembeyaz iki kedi: Gözleri- nin biri yeşil, biri mavi. Ailemizin en önemli üyele- rinden bir tanesi de Kaplnm Rey. Kaplum ve Kaplume ola- rak, onlar mutlu bir çifttiler. Yandaki korudan gebnişlerdi bi- ze. Fakat Kaplume geçen sene sizlere ömur. Onun için Kaplum şimdi yapayalmz, yetmiş-seksen yaşlannda bir delikanlı. Kap- Inm'a bir Kaplume anyoruz. Kaplumbağa, fiziki yapısı ge- reği dığer hayvanlar gibi tutulup sevüemeyeceti, kucaklanamaya- cağı için soğuk bir hayvanmış gibi geliyor insanlara. Ama bir kaplumbağa ile yaşamaya baş- ladığımzda onun da sizi tamdı- ğını, laftan atüadığuu, sizinle ar- kadaşük etmek istediğini, sevü- mekten, okşanmaktan hoşlandı- ğım görüyorsunuz. Hür bir bahçe bİ2İm bahçe. tsteyen kahr, isteyen gjder. Kurbağalanımz var, sonra... kertenkelelerimiz. Yılan da var bir tane, ama ondan lütîen eve girmemesini rica ediyoruz. Leylek, kara tavuk, karga, sa- ka, serçe, kızıl gerdan ve kuku- tnav da bizi ziyaret eden kuşla- nmızdan... ölü doğaya karsıyım, evet ölü doğa, natürmort falan der- ler ya, bence ustünde yaşadığı- mız şu planette, "Dttnya" adım verdiğimiz şu mavi gezegende ölü olan hiçbir şey yok. lnsan- lar, konuşmayan, hareket etme- yen nesnelere cansız bir şeymiş gibi bakıyorlar. Ben, eşyalann da bir dili ol duğuna inaruyorum; dağlann taşlann, kayalann. Onlann d, olup bitenlerden haberdar ol duklanna inanıyorum. YARI]\: Metia Deaiz TaaOral
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear