18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22KASIM 1991*** HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/19 OLAYLAREV ARDENDAKI Koalisyon oturdu Televizyonda 'asparagas 9 kavgası GERÇEK (Bastarafı 1. Sayfada) leri de içine alacak biçımde sal- dırganlığını yoğunlaştırmıstır. Içte olduğu kadar dış poiiti- kada da sorunlanmız ağırdır. Dış ilişkiler ve ulusal gtivenlık konulannda yeni karar ve dıi- zenlemeler de yeni iktidann gundeminde bekliyor. Nereden bakıhrsa bakılsın, çok güç koşullann damgasını bastığı bir dönemeçte yol alıyor ülkemiz. O yüzden belki de ge- niş tabanlı bir koalısyonun bu- gün kurulabılmiş clması, Tıirki- ye açtsından tarihsel birfırsattır. Bu köşede geçen 6 ağustosta şu satırlara yer vermişiz: "701i yıllar gerçekten koalis- yoniar devri idL O donemin ko- alisyonlan pek yararh olamadı; heû sağcı partilerin kurduğu tephe ikridan'nın anılan çok olumsuzdur. Bunurüa birükte 901ar Türki- yesi'iun koşuüan da çok değişik- tir. Koprulerin altmdan çok su akmıştır. 2Jtnci yüzyıla doğru Türkiye'de gerçekten geniş ta- banlt bir koalisyona gerek var. Tûrkiye çağdaş bir demokra- siye layık olduğunu ispat etmek zorundadır. Bu da ancak 12 Ey- tiil AnayasasıVu değiştirebilecek kadar genif tabanh bir uzlasma- nın gundeme girmesiyU gerçek- leşebilir. Türkiye politikasında sağ ve solda yerlerini alart partüerde çağdaş demokrasinin temel ku- rattan için bir inutabakat' ohış- mussa, bu yoldaki koalisyon çok olumiu sayUmakdır. 12 Eylül'ün antidemokratik mirastm tasflye etmek için ge- rekli uzlaşmayı halkımızın onayiayacağını duşünuyoruz. Hele bu hedefe donük uygula- mada dengeli bir koalisyon, Sa- ym özal'ın cumhurbaşkanhğı- nı anayasal çerçevesi içine otur- tacaksa, neden olumsuz sayıl- sm?" Bugün gelinen noktada, Sayın Demırel'in başbakanlığında ku- rulmuş olan DYP-SHP koalis- yonu, ülkemizin gundeminde ta- rihsel birfirsat olarak yerinı al- mış bulunuyor. DUeğimiz, bufırsatın kullanı- labilmesidir. • • • İNSAN SICAĞI ErdalAtabek 5. bası 8.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yapnlan Türkocağı Cad 39-41 Cağaloğlu-îstanbul Jtalteril ANKARA (Cumhuriyet Bö- rosn) — Başbakan Süleyman Demirel ile Devlet Bakanı Baş- bakan Yardımcısı Erdal lnönü dün görevlerini devraldüar. Baş- bakan Demirel, başbakan ola- rak ilk icraatını müsteşarlığına atadığı Necdet Seçkinöz'un ka- rarnamesini Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a göndererek yaptı. Başbakan Demirel sabah 09.30'da yapılacak devir teslim töreni için Başbakanlığa tam 09.00*da gelerek yanm saat ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ı bekledi. 0002 plakalı makam otomobiliyle Başbakan- lığa gelen Demirel, doğruca Baş- bakanlık makamına çıkarak odada bir süre oturdu ve yakın arkadaşlanyla sohbet etti. Me- sut Yılmaz'ın saat 09.25'te Baş- bakanlığa geldiği duyurulunca TRT, kanalları kiralamadığını açıkladı TV Servia— TKTnin, elinde- ki uç kanalı özel televizyona ki- ralayacağı yolundaki haberlerin asılsız olduğunu açıkladı. Açık- lamada konunun bugüne kadar TRT dahilinde hiçbir şekilde ele alınmadığı, bu konuda herhan- gı bir çalışma yapılmadığı belır- tildi. Açıklamada şöyle denildı: "19 ve 20 Kasım 1991 tarih- lerinde basınımızda ve bu arada değerii gazetenizde, TRT'nin 1 ve 2. kanallan kendisine ayıra- rak diğer uç kanalı özel televiz- yona kira karşılığı verecegine1 ilişkin haberler yayınlanmıştır. Belirdlen lconu bugüne kadar TRT dahilinde hiçbir şeldide ele alınmadığı gibi, bu konuda her- hangi bir çalışma veya kanun ta- sans hazıriığı yapümanus, diğer kamu veya ozel kuruluşlar ile toplantı duzenlenmemiştir. Esasen yurüriukte bulunan mevzuat açısından haber değer- lendirildiginde, bu konuda bir çalışma yapümasına imkân bu- lunmadığı göriilecektir. Zira 2954 saydı Tûrkiye Radyo ve Televizyon Kamınu'nuo 4. mad- desinin a bendi 'Radyo ve tele- vizyon yaymlanmn duzenlenme- si ile yurtiçine ve yurtdışma ya- yuı yapdması devletin tekelinde- dir. Bu tekel, Tûrkiye Radyo - Televizyon Kunımu tarafından kuUanılır. Ancak, bu kanunda belirtüen esaslara uygun yayın yapmak şartıyle polis ve meteo- roloji teşkilatlannın devamlı ikaz ve duyunı maksadıyle rad- yo istasonu kurmalan, surekli ve kesintili radyo yayını yapmalan Radyo ve Televizyon Yöksek Kunılu'nun irinine tabkUr 1 hük- nünü öngormektedir." Demirel odadan çıktı ve Yılmaz'ı makam odasına çıkan merdi- venlerin başında karşıladı. De- mirel ve Yılmaz, tokalaştıktan sonra bir sure gazetecilere poz verdiler. Mesut Yılmaz, DemirePe ba- şarılar dilemesinin ardından, "Kendileri başlangıçta kamuo- yundan kredi istemislerdir. Ana muhalefet olarak bizim kendile- rine kredi açmamız miimkün defildir" diye konuştu. Yılmaz, iktidarı yanhş yaptıkları zaman eleştireceklerini ifade ederek "Ama biz bizden önceki muha- lefette ender gördüğümüz bir hususu da yapacağız. Doğru görduğumuz her icraatlanna da destek verecegiz" dedi. Demirel, her hükümetin büyilk sıkmtılar içinde görev yaptığinı, devraldığı yükün ağır olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Hükumetler araçtır. Önem- li olan devlete ve millete hizmet- ür. Burada görduğünuz tablo çok demokratiktir. Nihayet bu- ralara gelinir, gidilir. Ben bura- ya 7 defa geldim, 6 defa gittim. Geiip gitme olayı gayet doğaldır, yeter ki kansız, kavgasız, hilcsiz, entrikasız ve buranın esas sahi- bi olan >uce milletin hur irade- siyle, onun nzasıyla buralara ge- linsin ve onun istegiyle buralar- dan gidilsin." Demirel daha sonra "Sayın Yılmaz muhalefete çok çabuk adapte olmuş. Muhalefete ihti- yacımız vardır. Onu çok önemli sayıyoruz. Bize kredi açmama- SIDI da takdirle karşılı>oruz. Kredi açarsa belki tembeileşiriz" diye sözlerini sürdurdü. Demi- rel, demokratik rejimlerde ikti- dann ve muhalefetin sistemin gereği olduğunu, muhalefetin rahatça çalışabilmesinin, Meclis kürsüsünden sesini duyurabil- mesınin demokratik duzenin vazgeçilmez şartı olduğunu kay- dederek "Ülkedeki bütün de- mokratik platformlar, devlete ve anayasaya sadakatle baglı olan muhalefete açıktır" dedi. Demirel daha sonra konuş- masını şöyle tamamladı: "Sayın Yılmaz'ın sözlerinden kendime bir menfaat çıkanyo- rum. O da şudun Yaptıkları iyi şeylere iyi diyecegiz, dedi. Bunu senet sayıyonım. Hepinizi de şa- hit tutuyonım. Muhalefet her seye kotu der, diye bir kaide yok. İyi yapılanlara i>i demişlerse ul- kede yeni bir donem açılmıştır. Hep beraber iktidanyla, muha- lefetiyle bu ulkenin insanlanyız. Birimiz gelir, birimiz gideriz. Ni- hayet mahkeme, kadıya mülk degildir." Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal lnönü, dün sa- bah 09.20'de yeni.Başbakanlık binasındaki makamına giderek Elkrem Pakdemirli'nin gelmesi- ni yaklaşık 20 dakika bekledi. Makamına 09.40 sıralarında ge- len Pakdemirli, Inönu'ye kendi yazdığı 64 sayfaük "Yönetimi Devrederken" başlıklı envanteri sundu. tnönü, bunun uzerine, "Önceki bir kitabuua hanrlıyo- rum. O kitabınızda geçmiş ikti- darlara ilişkin veriler vardı. Onun gibi gerçege uygun mn" diye sordu. Pakdemirli ise "Rakamlar gerçekçidir. Hepsi basılıdır. tna- nıyorum ki yeni gelen hükümet ulkemizi her boyutta daha Ueri göturecektir. Buna inancım tamdır" dedi. lnönü, Pakdemirli'yle eskiden beri tamştıklannı, Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde araların- da hoca-yardımcı Uişkisi bulun- duğunu belirterek sözlerini şöyle sürdurdü: "Şimdi de httkümeti devre- derken bir yardımda bulunuyor. Geçmiş yonetimle ilgili bir ha- nrlık yapmışlar. Şimdi iktidar- muhalefet olarak hem beraber, hem karşı karşı\a olacağız. Fi- kirlerinden ber zaman yaraıia- nacagım, geçmişte önemli hiz- metler yaptı. Bilgisijle muhale- fette bize katkılar yapacakür, kendisini dikkatle dinleyece- ğim." Pakdemirli ise devir-teslim tö- reninde, üniversitede lnönü ile ortak bir yanlan bulunduğuna dikkat çekerek "Hiç politika ko- nuşmazdık. politikadan hoşlan- mazdık, ama kader çizgisi bizi baraya getirdi" dedi. Jnönü, eskı başbakanlıkta, daha önce eski Başbakan Yıl- maz'ın danışmanı Mehmet Ali trtemçelik'in kullandığı odaya taşındı. Başbakan Demirel'in makam odası da eski başbakan- hkta ve Inönü'nün odasına bi- tişik bulunuyor. Başbakan Demirel ve Bakan- lar Kurulu üyeleri, daha sonra Anıtkabir'e giderek saygı duru- şunda bulundular. Seçkinöz kimdir? 1927 Istanbul doğumlu olan Seçkinöz, Demirel'in yakın me- sai arkadaşlarından biri olarak tanımyor. Istanbul Teknik Üni- versitesi'nden mezun olduktan sonra bir süre DSl'de çalıştı. 1959"da ABD'de sulama proje- leri konusunda ihtisas yapan Seçkinöz, 1975'te Bayındırlık Bakanlığı Müsteşarlığı, daha sonra da Enerji ve Tabii Kay- naklar Bakanlığı Müsteşarlığı görevlerinde bulundu. Seçkinöz, Ismet Aiver'in yerine Başbakan- lık Müstesarhîı'na atandı. (Bastarafı 1. Sayfada) duğu ekrana getirdi. Fındıkzade'deki boş dukkân soygun olayına katılanlar ile Kadıköy Çocuk Esirgeme Kuru- mu Misafirhanesi'nde konuş- tuk. Kadıköy Çocuk Esirgeme Kurumu Misafirhanesi'nde ka- lan ve söz konusu olaya kanşan Murat Oruç şunları söyledı: "Arkadaşlarla Eminönü'nde parkta oturu>orduk. Yurtlan tanıdıgım Satı yanımıza geldi. Bize 'Çocuklar Tekel bayiini so- yacagız. Kutu kutu Marlboro var. Satan çok para kazanır" dedi. Önce Küçükçekmece'ye gittik. Burada bir Tekel bayiini gözumuze kestirdik. Ama soy- ması çok zordu. Kısa bir sure sonra dlerinde kameralar ile ga- zeteciler geldi. Şaşırmıştık. 'Bi- ze haber lazım' dediler. Fındık- zade'ye gidebileceğimizi orada soyulacak dukkân olduğunu söylediler. Hep birlikte ben, Emin Koroğhı, Mehmet Ağca bir de Satı ve televizyon ekibi, Fındıkzade'ye gittik. Burada boş bir dukkân vardı. Yerde Marlboro kutulan duruyordu. Sigaralan çuvaJlara doldurduk. Televizyoncular bizim giriş çıkı- şımızı çektiler. Sigaralan aldık ve oradan uzakbştık. Birkaç gun sonra Topkapı Kaleiçi'nde arkadaşlarla bir aradayken Sa- tı geldi yanımıza uçumuzün paylaşması için 300 bin lira ver- di." Yine aynı programda, ga- zete bayiinden gazete çalan ço- cuk olarak ekrana gelen Fikri Vergili (17) bu olayı şöyle anlat- tı: "Ben, Mehmet, Gökmen adlı arkadaşlanmız ile parkta sabab- lıyorduk. Satı yanımıza geldi. Bize çete kunıp hırsızlık yapa- cağunızı söyledi. Satı bizinıle konuşurken yanımıza Osman agbi (Osman Balcıgil) geldi, bi- ze 'Sabaha kadar burada kalın biz tekrar geleceğiz' dedi. Otur- duk. Sabaha karşı geldi. Cenk Koray'ın yerinin bulundugu bir gazete bayiine gittik. Kimseler yoktu. Bir araba gazete bırak- tı. Biz bunlan aldık. Bu sırada ışıklı kamerayla bizi çektikleri- ni gorduk. Korkup kenarda ça- lılıklara saklandım." Olay kah- ramanları her şeyı Satı Karaşa- ban adh gencin organize ettıği- ni söyluyorlar. Uğur Dundar bu olayın daha öncelere dayandığmı belirtirken söz konusu çocukların kaldığı yurt müdurü ile ilgili olarak da- yak ve kol kınlmasına ilişkin haber yaptıklanm, yuva müdü- runün ise, buna karşılık yapılan bu haberden sonra Star'ı çağı- rıp çocukları konuşturduğunu söyledi. Dundar bu çocuklann her gun bu işi yaptıklanm söy- ledi. Dündar olayın bir "televiz- yon savaşmdan kaynaklandığı- nı", Hiirriyet-Sabah Özel TV ortaklığından, Star'm rahatsız olduğunu söyledi. Dündar, Ma- gic Box'ın kendisine geçen gün- lerde transfer teklifi yaptığinı, "Eğer bu gerçekkşseydi herhal- de bu program yapılmazdı. Ola> bu kadar basit" dedi. Ma- gic Box Starl murahhas üyesi YekU Okur ise Uğur Dündar'- ın kendisinin Star'a gelmek is- tediğini, araya aracı koyduğunu öne surdü. 100 bin kişiye daha yükseköğretiın olanağı ÖNDER BALOCLU ESKtŞEHİR — Anadolu Üniversitesı Acıköğretim Fakül- tesi'nde, mevcut öğrenci kapa- sitesine 100 bin öğrencüik yeni bir kapasite daha eklendi. Ge- lecek ders yıhndan itıbaren öğ- retime başlayacak olan Sosyal Bilimler Bölümü'ne 70 bin, Ev ldaresi Bölümü'ne de 30 bin li- se mezunu öğrenci alınacağı bildirildi. Anadolu Universite- sı Rektöru Prof. Dr. Yılmaz Bü- yukerşen, "Hedefimiz, isteyen her Hse mezununa yüksekogre- tim olanağı saglamaktır" dedi. Bu bölumlerde eğitim görmek isteyenlerin, diğer lise mezunla- n gibi 25 Kasım 1991 gününe kadar birinci basamak sınavı için öğrenci Seçme ve Yerleştir- me Merkezi'ne (ÖSYM) baş- vurmalan gerektiği bildirildi. Bu konuda bir açıklama ya- pan Anadolu Üniversitesi Rek- törü Prof. Dr. Yılmaz Buyüker- şen, yeni programlara, halen özel ya da kamu sektöründe herhangi bir işte çalışan lise me- zunlan ile herhangi bir yerde cauşmayanalann da başvurabi- leceğini belirtti. Prof. Dr. Bü- yükerşen şunları söyledi: "Bilindiği gibi Anadolu Üni- versitesi bunyesindeki Acıköğ- retim Fakültesi yuzbinlerce yurttaşımıza yuksekoğretim olanağı sağlamış bulunmakta- dır. Bu kez de önüsans diizeym- de 2 yıllık egitim vermek üzere temel hukuk, sosyoloji, halkla ilişkiler, bilim tarihi, si>-aset bi- limi gibi dersleri kapsayan sos- yal bilimleri; ev araçlannın ba- kımı, pratik ev yonetim bilgile- ri, tuketici davranışlan ve tiike- ticilik bilinci, çocuk bakımı ve saglıgı, aile sosyolojisi gibi dersleri kapsayan 'Ev ldaresi' programlan gelecek ders yılın- dan itibaren başlayacakür. Da- ha önceki programlanmızda ol- duğu gibi bu programlanmız- da da TRT ile işbirliği içinde olacağız. Bu programlanmızın dersleri de diğer acıköğretim programlan gibi televizyondan yayımlanacak." Ytikseköğretîm büyük (Bastarafı 1. Sayfada) nuyor. • Kitap ve süreli yayın dar- boğazı: 1980'den sonraki butçe kısıtlamalan nedeniyle ktttüp- hanelere gelen yabann dergi sa- yısı 10 bin civarında kalırken, yabancı kitap sayısı da 20 binin altına düştü. Tüm üniversiteler- deki 3 milyon civanndaki kitap stokunun üçte ikisinden fazla- sı da üç büyük kentte bulunu- yor. • Kontenjan darboğazı: Üni- versite sınavlarının basladığı 1974 yıhnda 130 bin 886 lise ve dengi okul mezununa karşın, yuksekoğretim kontenjanı 37 bin 271 idi. Yuksekoğretim kontenjanımn lise mezunu sa- yısına oranı aym yıl 0.29 olarak saptanırken, bu oran 1980'e ka- dar düşerek, 0.16 oldu. Daha sonra artış göstererek 1988'de 0.80"e çıktı. 1991'de ise tekrar 0.62'ye düstü. 9AHİN ALPAY (Bastarafı 4- Sayfada) getirerek, sıyasal sıstem içinde uzlaşma eğilimini güçtendi- rerek, demokrası kültürümüze de katkıda bulunacağı söyie- niyordu. Esas olarak bu gerekçelerie kamuoyunda DYP-SHP koa- lisyonu konusunda yaygın bir iyimseriik hâkim oldu. Demirel'in çarşamba gecesi büyük bir iyimsertikle kamu- oyuna duyurduğu, tek partiye dayanan bir hükümetten bile daha kolay, adeta yağdan kıl çeker gibi kurulduğunu soyle- diği hükümetin açıklanmasından sonra iyimsertik aynı ölçüyte sürüyor mu, bilmiyorum. Göründügü kadar bu hükümet, DYP ile SHP'den çok, SHP'nın Genel Merkezci denilen kanadı arasmda kurulmuş olan bir koalısyonu yansıtıyor. Hükümette ne Deniz Baykal: ın önderlığını yaptığı "Yeni Sol", ne "Yenilikçıler", ne HEP grubu temsıl edılıyor. Dışışlerı Bakanlığı konusunda çıktığı anlaşılan çekişme, hükümetin oluşumunun, Genel Merkez- ci kanadı dahı tam olarak tatmin etmedığıni düşündürüyor. Erdal İnönü yönetimının partinin çeşitli kanatlarını uzlaş- tırmak yerine, kendine yakın olanların ötesıni dışlamayı ter- cıh ettığı görülüyor. Bu, çok riskli ve mantıkla izah edilmesi de çok güç olan bir tercih. İnönü ve yakın çevresi 25-26 Ocak 1992'de yapılacak olan kurultaya kadar, ellerindekı hükümet olma olanaklannı da kut- lanarak delegelerın çoğunun desteğıni kazanmayı başara- bılır mi? Kurultayda kazansa da İnönü ve çevresinin parlamerrto- daki parti grubuna söz geçırme, dolayısıyla hükümet içinde DYP ile güç dengesinı koruma olanakları azalmadı mı? Erdal Inönü'nün bu sınavdan başarıyla çıktığı soylenebilir mi? Çarşamba akşamı Demirel'in açıkladığı Bakanlar Kurulu listesını dınledıkien sonra zihnımde bu sorular uyandı. Y4GMUR ATSIZ (Bastarafı 10. Sayfada) lantının ayrıntılarına gırmek değıl. Ben sohbetten sonra "Mil- liyef'ten Sayın Samı Kohen'in hemen o günler yayımlanmış bulunan ve Ingılız Işçi Partisı parlamenterlerınden Richard Balfe ile ılgılı bir yazısını düşundüm. "Balfe Raporu" 1985'te Türkiye'dekı rejımın bütün fecı yönlenni Avrupa'da gözlerönü- ne sermış, fakat o zamanki Türk yonetımı Bay Balfe'i âdeta "haın" ılan etmıştı. Oysa bazı gazetecı ve polıtikacılar Balfe ile ilişkileri kesmeyıp ona gelışmelerle ılgılı bilgılerı surekli aktardıkça adam bu sefer (Kohen'in deyişıyle) Türkiye'nin "avukatı" oldu. Eğer yanılmıyorsam Kossendey'ın Türkiye gezisi de Bonr^ daki Türkiye Büyükelçilığı tarafından özenle hazıriandı. Acaba şu dış tanıtım meselesinın ıncelıklerinı ve bunun çok sabır isteyen bir takım çalışması gerektirdığini yavaş yavaş bizler de öğreniyor muyuz? . ,^otı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear