18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 19 KASIM 1991 Sosyal demokratlar tartlŞiyor Nedenyenıldiknasılkazanınz? Inönü:SHP'libelediyeler başarısız gösterildı M3 elediyelerimiz esas olarak başanlı olmuşlardır. ANAP televizyonunda sürekli SHP'li belediyeler beceriksizdir, dürüst değildir, suiistimalyaparlar, halkı düşünmezler ımajını verdL Biz buna karşı belediyelerimizi koruyacak bir şeyler söylediğimizde bu TV'de çıkmadı. Belediyeler kendilerini koruyamadılar. Böyle bir olanaklan yoktu. Terspropagandamn etkisi altında kalındı. AHMET TAN — Hep söylenen şey belld.. SHP'li be- lediyeierin basansızhgı seçmeni SHP'ye oy vermektetereddute ittiği... İNÖNÜ — Şimdi burada da yine dik- katli olmak gerekiyor. Belediyelerimiz esas olarak başanlı olmuşlardır. Ben gezilerim- de hep gördüm, gittiğim yerlerde, ufak ka- sabalarda, üçelerde, şehirlerde belediye başkanlanmız kahcı eserler ortaya koya- bilen, bir taraftan da gûnlük hayatı rahat- latan önlemleri ahruşlardır. Ama iki me- seleyi de düşünmek gerekir. Bir tanesi biz yerel yönetimterde iktidar olduk büyük öl- çüde, 2.5 yü evvelkı seçimlerde. Ama ge- nel iktidar değiliz. Genelde muhalefettey- dik, özelde, yerel yönetimlerde iktidarday- dık. Ve her iktidarın bir yıpratma getirdi- ğini bilirsiniz. tktidar olmak, icraat yap- mak demektir. Bu icraat birçok kimsenin hoşuna gider, ama birçok kımseyi de tat- min etmez. Ama tatmin olmayan insanlar, ilk fırsatta seçimde bu iktidar lehine oy ve- rirler. Ama bizim daha bir güçlüğümüz vardı. Çünkü genel iktidann hareketleri, özellikle pahahlığı artıran, enflasyonu ar- tıran, geçım sıkıntısma yol açan, işsizh'ği önlemeyen hareketleri büyük tepki uyan- dınyordu. Ama bu hareketlerin vatanda- şa yansryan ucunda bizim belediyelerimiz vardı. Orneğin, enflasyon devam ediyor, sürekli zam yapmak gerekiyor ve o zaman taşıma ücretlerine zam şart oluyor, ekme- ğe zam yapmak şart oluyor. Ama bunu yapüğıruz yer de belediye. Belediyenin san- ki kendi başına ekmeğin fiyatını artıran, taşıma ücretlerini artıran bir yaklaşımı var- nuş izlenimi doğuyor. Buna belediyeleri- miz çaresiz bir şekilde aracı olmak dunı- mundalar. Zam poh'tikasım artan pahah- hğa karşı yürütme ve götürebilme zorun- luluğunu yerine getinneye çalışırken, hal- ka daha yüksek ücretle taşıma, daha yük- sek ücretle ne bileyim, ekmek yedirme noktasına geliyorlar. Bu belediyelerin du- nımunu zorlaştıran ve halkın çektiğî sıkm- ülara tepkisini doğuran, bu sıkıntılara kar- şı tepkiyi belediyelere tevcih eden bir nok- ta, bir sonuç oldu. Şimdi bu birinci neden. Ve bunu da anlatmak istiyorum ki, bele- diyelerin kendi başansızlıgı rol oynamıyor. — tktidann propagandalan demek is- tiyorsunuz yani? tNÖNÜ — Tabii. ANAP iktidanmn 26 mart seçimlerinin sonucunun aiınmasından itibaren, muhalefet elindeki belediyelere, OzeUikle SHP'li belediyelere, çünkü bü- ytikşehirlerin çoğunluğu SHP'li başkanla- nn yönetiminde, bu SHP'li başkanlara karşı açıkça tavır aldı. O zaman daha Sa- yın özal, seçimi kaybedince iyi ki kaybet- tik, belediyeler elimizde olsaydı, daha fe- na olurdu, ama SHP'li belediyeler bece- riksizdir, birsey yapamayacaklar' diye böyle birMemeç vererek başladı. Sonra Akbulut'la devam etti, televizyonda sürek- li olarak SHP'li belediyeler beceriksizdir, dürüst değildir, suiistimal yaparlar, halkı düşünmezler imajını verdiler. Dcvlet tele- vizyonu bunu her fırsatta halka duyurdu. Biz buna karşı belediyelerimizi koruyacak şeyler söylediğimizde bu televizyonda çık- madı. Çıktıysa bir gün, yanm dakika çık- tı, bir daha çıkmadı. Halbuki her konuş- malarmda o zaman Başbakan Akbulut ve ANAP ileri gelenleri, SHP'li belediyeleri kötüleyen şeyler söylediler, beceriksiz ol- duklannı ifade ettiler. Bunlar kendilerini savunamadılar. Bu belirli bir imaj yerleş- tirildi kamuoyunda, SHP'li belediyeler aleyhinde. Yani gerçek pahahlığın halka ulaşmasında rol oynayan makam olarak ve televizyonda süreklı iktidar tarafından suç- lanan, kendini savunamayan makam ola- rak SHP'li belediyeler büyük aleyhte etki altında kaldılar. Yine bir'taraftan halka karşı halkın nazannda SHP'li belediyele- ri kticük düşüren demeçkr verirken ANAP iktidan, devletin belediyelere yardımını da kısıüadı. Gerek lller Bankası'nın SHP'li belediyelere pay vermesini guçleştiren yol- lar tuttu, gerek yasal düzenlemeleri yeni- den ele alarak, belediyelerin yetkilerini azaltan hareketler yaptı. Bütün bunlar SHP'li belediyeleri bir defa mali açıdan ça- lıştıramaz halde tutarken, onlar aleyhin- de tepki yaratıldı. Buna karşı belediyeler kendilerini koruyamadılar. Böyle bir olanaklan yoktu ve bu ters pro- pagandanm etkisi altında kaldı anlaşılan, hiç olmazsa bazı yerlerde. — Yani bunun etkisi oldu... tNÖNÜ — Oldu evet. Şu anlık diye söy- lemiyonım. Bu çaresiz yani. İktidara gel- mişsiniz, seçim kazammşsımz, icraat yap- maya çalışıyorsunuz, size imkanlar vermi- yorlar ve o zaman halk size kızar. Ama bu- nun çaresi y.erel yönetimlerde iktidara gel- meyi istememek değil, bunun çaresi yerel yönetimlerle birükte genel yönetimlerde de iktidar olmaya çahşmak ya da iktidan de- mokratik davranışa zorlamak. — O zaman belki pratik çözüm olarak yerel yönetimle genel secimlerin aynı an- da yapmak. Olabüir mi bu? Öteki parti- lerin aynı durama düşmeterini de belki ön- lemek yahut da idare biçimini sağlamak... tNÖNÜ — Tabii, bir yanhşı düzeltirken başka bir yanlışa itmek de doğru değildir. Bu zorluğu ortaya çıkaran ANAP'ın dav- ramşı. ANAP'ın demokrasiye uygun ol- mayan davranışı. Bence doğrusu, seçim düzenine kanşmamaktır, anayasamn koy- duğu 5 yüda bir yerel yönetimler seçilecek, DÜZELTME • SHP Genel Başkanı Inönü'nün demecinin dünkü bölümünde, "Bazı yönlerde Aleviler çok istismar ediyor, o belli" şeklindeki sözleri, "Bazı yönlerde aleyhimize çok istismar ediliyor o belli" şeklinde olacaktır. Düzeltir, özür dileriz. bunu değiştirmemektir. Ama iktidar par- tisi olarak devletin olanaklannı butün be- lediyelere eşit şekilde dağıtmaktır. — Peld efendim, bir başka sav da; SHP'nin modern bir parti örgütü kurama- ması, yani parti toplantüanna düzenli ola- rak katılan, aidaüannı duzenli olarak öde- yen üyelerden oluşan bir orgüt göruntusü- ne kavuşamaması deniyor. Bnnun da bir payı oldu mu? İNÖNÜ — Evet, biraz payı olmuş ola- büir. Daha araştınnalar tam sonuç venne- di. Onun için rakamlan söyleyecek durum- da değilim. Biraz zararlı etkisi olmuş ola- bilir. Ama oradan aynı durumun öteki partiler için de var oldugunu düşünmek ge- rekir. Üyeleri partiye tam sahip cıkmamış, aidatı tam ödemeyen parti sadece SHP de- ğil. öbür partüerde de aynı şey var. Biz as- hnda o konuda en çok ilerlemiş partiyiz. Çünkü bunu açıkça söylüyoruz. Böyle bir sıkıntı oldugunu ifade ediyoruz ve onu çözmeye uğraşryonız. Henüz tam çözeme- dik. Yasal düzenlemeler gerekli. Ama bu konuda öbur partilerden daha üeri durum- dayız. — Peld efendim, bn önsecim uyguhuna- sraın bir ölçüde Türkiye gerçekleri çerce- vesinde de etnik gruplan, mezhep grapla- nru, cemaatkri ön plana çıkartıp dayanış- ma sonucn fazla nitelikli olmayan kişile- rin önsecim kazanıp siyasikadrolan zayıf bırakması mekanizmasını harekete geçir- digi öne süriüüyor. Bunun da bir rolün- den söz ediliyor. tNÖNÜ — Onun da çok etkili oldugu- nu sanmıyorum. Adaylann kişüikleri el- bette rol oynamıştır. Ama büyük çapta önemli bir yeri olmadığına inanıyorum. önseçimi daha büyük ölçüde başanya gö- türecek hale getirmek için önerilere açığız. Bunu düşünen arkadaşlanrmz var. Şimdiki haliyle demokratik bir süreç yaşamyor. Ama sonucunda seçim kazanmaya daha büyük kaıkı yapacak bir durum her zaman çıkamayabüiyor. O açıdan bu, düzeltümesi gereken bir sistem olarak karşınuzda. O konuda çauşmalarımız da var. Baykal: Reçete yazılmalı tedavi uygulanmah Bu yenilgiyi hak etmedik. Böylesine biryenilgi sosyal demokrat hareketi binbir güçlük karşısında örgütlendiren 12 Eylül karşısında büyük bir demokrasi mücadelesini kasaba kasaba veren binlercepartilimizin yenilgisi olacaktır. Bu bizim sağ güçler karşısında, örgütlenmememizi isteyen sosyaldemokrat liderler karşısında, bu bizim 12 Eylülgeneralleri karşısındayenilgimiz olacaktır. AHMET TAN — Seçmen tabanında... BAYKAL — Evet. Seçmen parti yöne- timinin görevinî yapan, etkili, başanh, öz- lemlerine, bekleyişlerine, guçlü bir yönetim kadrosu olduğu kanıssnda olunca, o par- tiye hiç tereddut etmeden oy verir. — Ama >ine de sonuç haklı olsa bile, or- talama secmen biltnci bu kadar verimli analiz vapma>-a imkân tanımıyor. Yani ora- da bir itiş kakış manzarast varmış gibi \ı- lenim olunca bu etkilemez mi? BAYKAL — Yaşadığjmız olay budur iş- te. O itiş kakış manzarasını aşan bir başa- rı sergilemesi olduğu zaman mesele kal- maz. Yani o gozukmez bile. Duşününuz bir tartışmayı ne zaman yaptık? Son kurultay- da yaptık. Kurultaydan sonra özellikle önemle saydığım, görev oldugunu duşun- duğüm bazı konularda ben duşuncelerimi ortaya koydum. Yönetimın kendisini gu- vence altına almaya dönük tartışılan bazı uygulamaları oldu. Ama seçim ortarruna geldiğimiz zaman butun bunlar halledil- mişti. Kurultaydan hemen sonra genel baş- kanın verdiği her görevin ben geregini yap- tım. Bartın'a çağırdı, Bartın'a gittim. Ge- nel başkan ile beraber partide tamşmala- nn autık geride kaldığın: ortaya koyan bir manzarayı sergiledik. Arkasından aynı an- layış içerisinde Adana'ya çağırdı, Adana- ya gittim. tstanbul'a çağırdı, îstanbul'a git- tim. Tekirdağ'a çağırdı, Tekirdağ'a gittim. Ayrıca hepimiz seçim döneminde görevle- rimizi elimizden geldiğince yapmaya çalış- tık. Ben kendi seçim bölgem dışında 6 ay- rı seçim çevresinde mitingler duzenledim. Çalışmalara katıldım. Elimizden geldiği kadar çalıştık ve seçim öncesinde tartışma görüntusü vermedik. Tartışma göruntüsu seçimlerden sonra ortaya çıktı. Seçimler- den sonra tekrar ortaya çıktı. Var olan id- dialann doğruluğu kendisini gösterdiği için ortaya çıktı. Yani gerçekçı olalım, ciddi ola- hm. SHP'de son kunıltayda bundan önceki kurultayda taraflar iddialarvnı söylemışler- di. Değişim isteyen insanlar bir değişimın gerekçesi olarak, "Parti başansıziıga gidi- Seçim için ara verilen parti içi cekişmeler, alınan seçim yenilgisinden sonra daha da alevlendi. Ekonomikfelsefe açıklığakavuşmadı— 3 — ŞAHtN ALPAY Sosyal demokrat partilerimiz, Türkiyei nin Batıh siyasi, ekonomik ve askeri itti- faklara üyeliği konusunda da seçmenlere çeüşküi mesajlar verdi. DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Körfez krizi ve sa\ f aşının Türkiye'nin NATO'daki müttefıki ABD ta- rafından Ortadoğu'ya yerleşmek ve Arap petrolünü denetim altında tutmak amacıy- la "kışkırtıldığım" iddia etti. Kendilerine ait olan Kuveyt'i abnak için harekete geç- tiklerini söyleyen Irak Dışişleri Bakanı Ta- nk Aziz'i bile bu teorisine inandırmaya ça- lıştı. Bağdat'a yaptığı ziyaretlerle topluma "Saddam'dan yana" olduğu İ2lenimini ver- di. SHP'nin tutumu farkh oldu. Turgut özal ve ANAP iktidanmn Körfez krizi po- litikasma, Türkiye'deki üslerin Irak'a kar- şı kullandınlması noktasından karşı çıktı. SHP, NATO ülkeleri içinde savaşa karşı mi- ting düzenleyen tek sosyal demokrat parti oldu. SHP lideri Erdal tnönü, Saddam Hüseyin'i ziyaret ederek krizi ve savaşı ön- lemenin yoÜarını araştırdı. SHP saflannda Saddam ımhakh; yoksa ABD'nin başım çektiği ve büyük çoğunlu- ğuyla Arap ülkelerinın de destekledikleri uluslararası ittıfak mı? Sosyaldemokrasipa- sif ist midir, yani her durumda savaşa karşı mıdır değilmidir,gibisorular üzerinetartış- malar aldıyürüdü. SHP yönetimipartiıçin- deki bu sorularatatmin edici bir yanıt vere- mediği gibi kamuoyuna da doyurucu bir açıklalna yapamadı. DSP ve SHP'nin Körfez krizi ve savaşı sırasında izledigl politikalardaki farkhlık, bugün sosyal demokrat saflarda mevcut olan Türkiye'nin NATO ve Batı ittifakin- daki yeri konusundaki görüş aynlıklanrun bir yansunası olarak görülebüir. NATO, de- mokratik ve laik değerlerde birleşen ülke- lerin ortak savunma örgütü müdür, yoksa emperyaüst ülkelerin Öçüncü Dtoya'mn yoksul ülkeleri üzerindeki sultasını sürdür- meye yarayan bir araç mı? önumuzdeki dönemde sosyal demokratlann Türkiye^nin izleyeceği dış politikanın temel ilkelerinin ne olması gerektiği konusundaki görüşle- rini netliğe kavuşturmaya ciddi ihtiyaçlan olduğu söylenebüir. Sosyal piyasa ekonomisi Ekonomide devlet mi piyasa mı? Kamu sektörü büyümeli mi küçülmeli mi? Eko- nimide devlete düşen görevler nelerdir? Bu sorular da önumuzdeki dönemde sosyal demokratlann üzerinde netliğe ulaşmala- n gereken konular arasmda geüyor. Seç- menlerin tümü için ohnasa da sayılan git- tikçe artan ve scçimlerde sonucu tayin edici bir rol oynayan kentli ve eğkimli seçmen- lerin sosyal demokratlann bu konularda net ve açık bir politikabelirlemelerini bek- lediği görülviyor. DSP'nin ekonomide pi- yasa ekonomisini esas alan tercihini hayli net olarak belirlediği söylenebiür. SHP'de ise parti programına ve bazı parti sözcüle- rine hâkün olan devletçi anlayışla, parti yö- netiminin "sosyal piyasa" söylemi arasın- daki çeüşki gjttikçe daha çok göze batıyor. Kamuoyunda sosyal demokratlara yöne- lik en yaygın eleştirilerden biri, ülkenin ekonomik sorunlan konusunda net ve açık çözüm önerileri ortaya koyamayışlan. Bu durumun temelinde, sosyal demokratlann ekonomik felsefelerinde açıkhğa kavuşa- mamış olmalannın büyük payı olabüir. önumuzdeki dönemde sosyal demokratla- nn Turkiye'de de devlete üretimde değil, bölüşümde ve sosyal devletin inşasında gö- rev yükleyen bir ekonomik felsefeyi daha açıklıkla benimsemeleri beklenebuir. StRECEK EKONOMİST ASAFSAVAŞAKAT Köklüyapısal reform şartSeçim sonuçlannı değerlendirirken sa- dece SHP'nin değil, DSP'nin de başan- svz oldugunu hatttlamaUyız. Nicel olarak kendisine sosyal demokrat diyen bu iki partinin toplam oyu °7o 31'e düştü. Nitel olarak ülkenin gelişmiş yöTelerinde ve metropol kentlerde özellikle SHP ama genelde sosyal demokrasi büyük destek yitirdi. Bence sosyal demokratlann bu somut olguyu çok ciddiye aknalan, su- dan nedenlerle geçiştirmek yerine cesa- retle sorunlan teşhis ederek tedavinin yol- lanm aramalan gerekiyor. Sorun, SHP'nin örgütü, kadrolan ve programı ile hâlâ çağdaş bir sosyal de- mokrat parti niteliğine kavuşamamış ol- duğu geTçeğinin seçmen tarafından fark edilmesidir. "Sosyal Demokrasi Günde- mi"ni yazarken bu durumu öngördüm ve partide gerekli dönüşümün eksenlerini belirlemeye çalıştım. Partide köklu örgüt ve ideoloji reformlan yapılmadıkca, sos- yal demokrasi öncesi alışkanhklann ve fi- kİTİerin partiye damgasını vurmaya de- vam edeceğini, bu durumda SHP'nin Türkiye'nin dinamik kesimleri ile yara- tıa bir diyaloğa girerneyeceğini ve bu ke- simlerden kopacağmı söyledün. Maale- sef seçimler benim yazdıklanmı doğru- ladı. Seçmen, SHP'nin Türkiye'nin ih- tiyacı olan reform çağraı başlatacak ve Oncelikle tüzük değişikliğinegidilmeli, parti Örgütünün sosyal demokratik niteliğe kavuşmasına olanak verecekparti içi katılımve çoğulculuk mekanizmaları kurulmahdır. Örgütün A 'dan Z'ye elden geçmesi zorunludur. SHP'nin tekrar Türkiye'nin çağdaslaşmasının iticigücü olabilmesinin olmazsa olmaz koşulu, tüzük ve örgüt reformudur. başan ile sonuçlandıracak vizyona, kad- rolara ve enerjiye sahip olmadığına ka- rar verdi. Dolayısı ile SHP'li çevrelerde yaygın kabul gören başansızhk nedenlerinin has- tahkla hastahğın semptomlarmı kanştır- dıklarını duşünüyorum. Genel Başkan'- ın yetersizliği, belediyelerdeki beceriksiz- lik ve çurüme, HEP'le anlaşma, parti içindeki genel başkanhk yanşı, Ecevit faktörü vs. bütün bunlar, daha derinde- ki bir bunahmın, çağdaş sosyal demok- rat kimligini ve örgütlenme anlayışım üretememiş olmanm sonuçlandır. SHP nasri topariamr? Başarısızbğın konjonktürel nedenler- den kaynaklandığmı düşünenler, hangi tarafı tuttuklanna bağlı olarak ya "tnö- nü gitsin, Baykal gelsin" ya da "Baykal partiden ihraç edilsin" gibi kozmetik çö- zûmler önerecekler. Benim gibi başansız- hğın yapısal bir bunalımdan kaynaklan- dığmı düşünenler ise toparlanmamn ön- koşulu olarak köklü yapısal reformlar ta- lep edecekler. Önumuzdeki dönemde, SHP içinde bu temelde bir tutucu/re- formcu aynmı oluşacaktır. DYP-SHP koaUsyonunun Turkiye'de başlatacağı demokratikleşme sürecinin, parti içine yansıması gerekmektedir. Par- tinin çok büyük reformlara ihüyacı var- dır. Partinin tabanındaki dinamik sosyal demokrat kadrolar bunun bilincindedir. önceükle, tüzük değişikliğine gidilmeli, parti örgütünün sosyal demokrat niteli- ğe kavuşmasına olanak verecek parti içi katdım ve çoğulculuk mekanizmalan ku- rulmalıdır. örgütün A'dan Z'ye elden ge- cirilmesi zorunludur. SHP'nin tekrar Türkiye'nin çağdaslaşmasının itici gücü olabilmesinin olmazsa olmaz koşulu, tü- zük ve örgüt reformudur. Bu yapüdıktan sonra, hem partililerin hem de partiyi destekleyen geni^ kamu- oyunun katıldığı bir program tartışması açılmalıdır. Eğer SHP, Türkiye'yi 21. yüzyıla tasıyan parti olacaksa, çoğulcu ve katıhmcı bir süreçte evrensel sosyal de- mokrasi ilkelerini hazmetmek, kendisine mal etmek, evrensel ile yereli akıl, sağ- duyu ve yaraocıuk temeünde birleştirmek zorundadır. Toparlanmanın ikinci koşu- lu, program reformudur. SHP tabanının, her iki köklü reformu önumuzdeki kısa sürede gerçekleştirecek dinamizme sahip olduğuna inanıyorum. yor, ÜÇÜDCÜ siyasi parti olmaya gidiyor" de- mişlerdi. Çok açıkça ben çıktım, partinin uçuncu siyasi parti olma yolunda oldugu- nu, bunun kabul edilemez bir durum ya- rattığım ve buna karşı da değişimin zorunlu oldugunu, bir değişimle bunu aşabileceği- mizi soyledim. Sayın genel başkan da çık- tı, "Bunlar doğru değildir. Gerçek dışı konusuyoriar" dedi. "Partimiz birinci par- tidir, seçime gireceğiz alacağu, iktidara gelecegiz" dedi. Şimdi bu olmadı. Olma- dıktan sonra "Olmadı, çünkü tartışmalar vardı" demek mümkün değildir. Bu tartış- manın yapıldığı anda, bu tahriklerin yapıl- dığı anda, genel başkanın "Ben partiyi ik- tidara getirecegim" dediği anda var olan tartışma düzeyi daha sonraki dönemlerde artmamıştır, azalmıştır. Çünkü bir sınava giriyoruz, o suıavda her şey ortaya çıkacak- tır. Herkes soğukkanhhkla bunu beklemiş- tir ve gerçek ortaya çıkrruştır. O nedenle bu seçim yenilgisinin çok nedenleri vardır. Ama bu nedenler arasmda genel başkamn soylediğinin de ağırlıkh yer tuttuğu bir ger- çektir. Kurultaya girerken Inönü şunlan söylü- yordu: "Bülun amaçlan genel başkanhgı ele ge- çirraektir. Ama nedense bunun gerektirdigi cesareti kamuoşu onunde gostermeyen ar- kadaşlanm. son aylarda gerçek dışı bir id- dia\ı dile getirmekten kaçmmamışlardır. Bu iddia partinin oy kaybetrigi iddiasıdır. Boyle bir iddiayı destekleyecek veri >oktu. Ama amaç, nesnel bir degerlendirme de- ğil, maksath bir değeıiendirmeydi. Son za- manlardaki kamuoju yoklamalan goste- riyordu ki partimiz bugun de birinci parti konumundadır ve kamuoyu onundeki des- teği de geçen >ıla oraala daha da artmış- ür. Hatta 26 Mart 1989a gore de daha >ük- sektir. Bu kurulta> ulkemizde iktidann el değiştirmesinden once bir genel seçimden önce muhalefette yaptığımız son kunıitay- dı. Bundan sonraki kurultayımızı iktidar- da vapacağız. Bu nedenle larihi önemi olan gunler >-aşı>oruz. Kurultaydan alacağımu destekle halkın büyük destek rüzgârlarıy- la bu partiyi iktidara taşıyacağtz." Benim yaptığım konuşmada ise şöyley- di: "Son yapılan kamuoyu araştırmalann- da, 'Bugun genel seçim yapılmış olsaydı, kime oy verirdiniz' sorusuna alınan cevap- lar kararsızlar dışında şöyle belirlenmek- tedir. DYP yüzde 21^0, ANAP juzde 18.60. SHP yüzde 1658. Kararsızlar haric. Herkesin elbette ü/üntüyle karşdaması ge- reken bir tablodur bu. Ancak bunu irde- lemeden, incelemeden tepki ve kızgınukla reddederek bir noktaya varmak mümkün değildir. Kamuoyu araştırmalan ortada. Partimiz ne yaak ki hakettigi verde değil- dir. Eğer bu sorunu kavrayamazsak, bu so- runun gereğini >erine getiremezsek, bu so- runu çozecek girişimleri, yenileşmeyi yapa- mazsak, önumuzdeki seçimde sonuçlan hep beraber üzülerek görmek durumunda kalacağız. Benim derdim bugunu kurtar- mak degil, benim derdim partimizi kurtar- mak. Eger onümuzdeki seçimlerde parti- miz beklediğimiz zaferi, başan>ı gerçekleş- tiremezse, bu durum özellikle hepimiz içia ama partinin neresinde olursam ola>ım, is- ter genel başkan, ister sade uye bir partili olarak benim için de asu buyük >enilgi ola- caktır. Buyenugiyihak etmedik. Böylesinebirye- nilgisosyaldemokrathareketibinbirgüçlük karşısında örgütlendiren, 12 Eylülkarşısın- da büyük bir demokrasi mücadelesini Ana- dolu'da kasaba kasaba veren binlerce parti- ttnüzin, hepimizin yenilgisiolacaktır. Bu bi- zimsag guçlerkarşısmda, bubizimörgütien- memiziisteyen sosyal demokratüderierkar- şısında, bu bizim 12 EylulgeneraUerikarşı- sındayenilgimiz otacaktır. Bu yenilgiyi hak etmedik. Bu bizimtemelsorunumnz,temel konnmuzdur. Parti teşhisikoymaİMİır. Reçe- teyi yazmahdır. Tedaviyi uygulamahdır. Önumuzdeki seçimde mutlaka başan ve za- ferle çıkmalıdır. Statüko ve degişim tercih- lerinin partidetahlüleri, öngörüleribnnlar- dır." — Belediyelerin, SHPIi belediyeterin ba- şansızlığımn bu başansıztıkta payı olduğu da söyleniyor. BAYKAL — Bunun da bir ciddi tahlile ihtiyacı var. Elbette belediyeler partinin ge- nel görüntusünü, genel imajını taşır. Şu şe- kilde ya da bu şekilde etkilemiştir. Ona kuşku yok. Ama şunu benim anlamam mümkün değildir. DYP'li belediyeler de SHP'li belediyelerle aynı koşulda çalışıyor. İktidar mali olanaklan kısıtlıyorsa, DYP'li belediyelerin de mali olanaklan kısıhyor. Ama buyukşehirlerden Bursa, Manisa, An- talya gibi önemli buyük ülerde DYP'li be- lediyeler gorev başında, ama orada bunla- rın başarısızlığı geçmiyor. Bizim başansız- lığımız sadece büyük kent belediyelerinin çevrelerinde ortaya çıkmış değil ki. Ana- dolu'nun her köşesinde ortaya çıkıyor. Ka- radeniz'de ortaya çıkıyor, tç Anadolu'da çı- kıyor, Ege'de çıkıyor, Trakya'da çıkıyor. Bu belediye başkanları arasmda hiçbir başa- nh belediye başkanı yok mu? Fevkalade başanlı belediye başkanlanmız oldugunu ben çok iyi biliyorum. Ama o bdediye baş- kanlanmızın yorelerinde de parti seçim ye- nilgisi almaktan kurtulamıyor. Bunun ne- denini anlamak lazım. Yani belediyeyi aşan bir olay var. Sorunu belediyeye indirgeye- meyiz. Belediyelere ihale edemeyiz. SHP'nin seçimlerdeki yenilgisi belediyele- re ihale etmek haklı, doğru, mümkün de- ğildir. Yani bizim başanh başansız beledi- yelerimiz var. DYP'de de başanlı başan- sız belediyeler var. Aynı koşullarda çalışı- yoruz. Onlarda aleyhte olmuyor, bizdj aleyhte oluyor. Niçin aleyhte oluyor? Onuı için ışi belediyelere indirgemeyelim, işin ası kaynağını gorelim. Onu görmezlikten gel meyelim. StRECEK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear