18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/6 DtZİ-RÖPOKIAJ 18 KASIM 1991 Sosyal demokratlar tartlŞiyor Nedenyenildik, nasılkazanınz? INONU: Kurultay koalisyonu etkilemez lYurultayın bu defa partiyi dağınıklıktan kurtarmasını istiyoruz. Bu hareketler partinin etkinliğini azaltıyon AHMETTAN — Demin ifade ettiğiniz , nasıl oisa bu parti iktidara gelecek, o zaman en kestir- e yol, ptrtioin içinde egemeo olup ikti- dar* gelmek. Hertalde bu anlayış bu se- çün sonuçlan dolayıayla yeniden gözdeu ccem nuı NÜ — Ee, gerekir tabii. — O zaman peki gerüemcleri gcrekmez miî İNÖNÜ — Gerekir, gerekir ama.. — AksüK daha da hız kazanmış oldn- INONU — Işte yanhş yaklaşım kendi içinde bir noktaya gelince, bu kolay ko- lay ortadan kalkrruyor, kolay kolay kabul etmiyor. Ama elbet olacak, partinin sağ- bkb hizmet yapması, bu yanlış anlayıştan kurtulmasıyla beraber sağlanacak. — Sagbklı hizmeti muhakfeti oiuşturan grup partinin yeniden yapdaamaa diye ifa- 4c ediyor ve 'Yetü Sol' diye bir kavram çerçevesinde yeniden bir oluşnm öngöru- yor. Buau nasıl degerieudiriyorsunuz? tNÖNÜ — O başka. Partili yetkililere elbet ihtiyacı var, yenüeşme, çağdaşlaşma, yeni ihtiyaçlara cevap verecek yeni deği- şiklikler, programda, tüzükte gibi davra- nış şeküleri. Bunlann hepsi güzel seyler. Bunlan biz de anyonız. Zaten kurultayı ben iki ay sonrasına ertelediğim zaman, bir gnıp üyembdn hemen yapın demesine rağ- men, yetkimi kullanarak, hukukun içinde kalarak enelememin tali nedeni bu. Partinin hangi doğrultularda yenileşmeye ihtiyacı var, bunlan tartışalım. ll kongre- lerinde, il danışma kurultaylarında, il da- tuşma toptantüannda, işte küçük kurultay- da geniş tartışma oldu, iyi oldu. Ondan sonra anketler yapalım, uzmanlarla konu- şalım ve bu gelişme doğrultulanru meyda- na çıkarahm. Ondan sonra kurultaya gi- delkn. Bunlar yapılacak şeyler. Ama şim- di Yeni Sol diye getirilen davranış şekli böyle degjl. Bir takımın partide egemen ol- masına vesile olmak üzere öne sürûlen bir yapay gerekçe. — Nasıl yani? tNÖNÜ — Yani parti- nin bugün gelişmesini düşünen ınsanlar elbet her türlü davranıştan olumlu bir şey çıkarma- ya çahşmah. O yapay ge- rekçe içinde de partinin gerçekten yenileşmesine götûrecek fikirler varsa onları da değerlendirip gündeme koymahyız, al- mabyız ve tartışmahyız. Hepsinde olumlu bir ta- raf bulmaya çahşıyorum. Ama davraruş biçimi esas itibanyla parti içi muha- lefetin lehine olmasını saglayacak bir şey. O açı- dan da yanlış. Yani böy- le parti içi organize mu- halefet yerleşmiş demok- ratik partiler kabul etmi- yorlar bunu. Fikirlerin çeşitliliğini kabul ediyor- lar, ama parti içinde ör- gütlü bir muhalefetin ba- sına yansıyan şekliyle de- vamuu kabul etmiyorlar. — Peki bu devam ederse, belki konu dışına taşacagız, ama koalisyo- nun çahşmalan, koalis- yonun variıgı tehlikeye diişer mi? İNÖNÜ — Düşmez. Koalisyonun devamı bir Meclis grubunun gönül iradesiyle sağlanır. O tehlikeye düşmez, ama partinin etkinli- ğini azalüyor bu hareketler. Tabii eninde sonunda çare bulacak olan şey, kurultay- dır. Kurultayın bu defa bu dagınıklıktan partiyi kesin olarak kurtarmasını istiyoruz. Kunıltaya giderken de ön hazulıklar, ön değerlendirtneler yaparak, ikna ederek, yol göstererek bu dağınıklıktan partiyi kurta- racağız. — önünüzdeki kedef, bu koalisyonun calışmaya başlamasından, bükametin iş- b*pna getanesinden sonra parti içindeki bu yeaklen yapuanmayayönelraenizherhalde.. tNÖNÜ —Evet. Tabii bunun hükümet- le Ügisi yok. Bu yapılması gereken birşey ve yapılacak. — Peki efendim, SHP'uin çeşitH konu- larda tophuna ceUşküi mesajlar vermeâ- nin de, tntarsu görunmesinin de payı ol- dugu iddias... Bunlara da örack olarak Kürt sonurann gösteriyortar. HEP'Ukrin önce ifcraç edibnesi, sonra da onlarfaı itti- fak yapdma&ı. Şimdi belki de yeniden ih- nç edilneteri... Bu çeUşkili tntoman ka- •aoynada da bir tereddttt yaratması do- faıyıaıyla SHP'nin başansufagun kabul edi- yor nusunoz? tNÖNÜ — ÇeBşkili bir dunım ashnda orada yok. Partinin yaptığı kendisiyle tu- tarh. Çelişki gibi görünen şey, bu önemli degişimlerin algılanmasmda ortaya çıkan biı dunım, nitelik. Yıllardır devam ettiri- len bazı alışkanlıklar var, toplumsal olay- lan değerlendirmekte. İşte ülkemizin klil- tür mozayiğini meydana getiren çeşitli farkhuklar, bunlar geçmişte de vardı, şim- di de var, bundan sonra da olacak. Bu farklüıklan toplumun büyuk çoğunluğu nasıl değerlendiriyor? Bunlan yok mu sa- yacak, yoksa bunlan var sayıp görüp bun- lann hepimizm kültürel zenginliğine kat- kı yaptığım mı kabul edecek? tkinci yol, dogru ve gerçek olan ve eninde sonunda kabul edikcek olan yol. Zaten başlangıç- tan beri Türkiye Cumhuriyeti bir siyasal yaptsı olan ırk esasına, mezhep esasına baglı olmayan bir cumhuriyettir. Yurttaş- bk kavranudır önemli olan. Bu yurttaşla- rımran kendi mezhepleri, kendi ırklan, kendi anadilleri çoğunluktan farkh olabi- ür. Ama bu onlann birinci sınıî vatandaş olmasını engellemez. Ama bu anlayış ka- ğıt uzerinde olmakla beraber, toplum için- de o kadar da çok benimsenmiş bir anla- yış degüdir yakm zamana kadar. örneğin ana dilini konuşmayı yasakladı ara dönem- de askeri rejim ve buna bir itiraz da gel- medi toplumdan. — Ama sonunda degişti... tNÖNÜ — Evet, sonunda haksızhk ol- duğu, böyle bir yaklaşımm çağdışı oldu- ğu, insanbk dışı olduğu anlaşıhnca bu dü- zeltildi, bizim önculuğümüzde esas itiba- nyla. Ama bu düzeltilirken tabii önemli bir yaklaşım farklılığı da ortaya çıkıyor. ör- negjn Kürtçe konuşmasmı serbest bırakı- yorsunuz, zaten serbestti ayn hikaye. Ya- saklanmıştı. Bunu dinkyen pek yoktu. Bu- nu resmen söylüyorsunuz ve Kürtçe şarkı- lar dinlenmeye başlamyor. Yann Kürtçe gazeteler çıkacak, bunlara özel sektörün yapuğı şeyler olarak kanşmayacak devlet. Ama işte bu müsamahayı göstermek bir- denbire olmuyor. Müsamahayı bir gün gösteriyorsunuz, o datepki oluyor. O tepki bakıyorsunuz partinin disipUn kurallannı aşan bir şekilde ortaya çıkıyor. O zaman mecburen partinin disipün kurahru işleti- yorsunuz. Onu işletmezseniz, o zaman par- tinin kendi görevini yapmadıgı gibi bir du- rum ortaya çıkar ve gene eleştiri karşısm- dasınız parti parti olmaktan çıkar. Disip- Un kuralmı uygulamak zorunda. Ama ona disiplin kurallannm uygulanmasına götü- ren şey, kendi içinde tutarsızhk falan de- ğU. O tepkilerin tesiri altmda olarak bazı üyelerimizin yapmamalan gereken şeyleri yapmalan. Yani üyeleri disipline aykın iş- ler yapmaya iten şey, bu geçmişten gelen birikimin, geçmişten gelen alışkanlıklann degjştirilmesi noktasında ortaya çıkan duy- gusal tepkiler. Onlar duygusal tepkilerin esiri olarak disiplin dışı hareketler yapıyor- lar, parti onlara karşı gerekerüeri yapıyor. — Çöziimü yok mu? tNÖNÜ — Onun için disipün dışı ha- reketlerin hiçbirine karşı gelmem de di- yemezsiniz. O zaman parti olmaktan çıkar- smız. Ama parti bu gibi gelişmelerin dışında olunca, bu gelişmelerin kaçınılmaz bir şekilde ta- kip ettigi zikzakh seyir partiyi de etkiliyor ve parti de sanki bu zikzak- lar içindeymiş gibi görü- nuyor. Bunun çaresi yok. Ya- ni, siz bir gelişme için- deyseniz, o zaman bu ge- lişme hiçbir zaman o ka- dar düzgun bir seviyede gitmez. Çeşitli evreler ge- çirir. Siz de onlan geçiri- yorsunuz, ama ashnda niyetiniz doğru, iyi ve doğrultunuz saglam. Ni- tekim sonunda bir nokta- da kalıyoruz. Ama onun etrafında böyle yonunlar yapılması, işte bu duygu- sal tepkilerden kaynakla- nıyor ve bu duygusal tep- kiler de kaçınılmaz. Bir alışkanlık değişmesi es- nasında bu tepkiler gös- terilir. Tabii onlan müm- kun olduğu kadar hoşgö- ruyle karşılamak gerekir. Yine de disipline hiç uy- mayan hareket oldugu zaman yapmak zorunda kahyorsunuz. — Yani tutum dogru ama, tuhımun yanlış yan- sıması, algüanması dolayısıjia bir ölçüde başarısızhğa katkısı olabiür diyorsunuz... tNÖNÜ — Hayır, yani bizim bu seçim- deki etkisi ne olrnuştur, onu henttz daha kesin olarak söylemek kolay değjl. Bazı yönlerde Aleviler çok istismar ediyor, o beUi. öbttr partiler özellikle çok istismar ettüer.En baştadaDSP. O kadar istismar ettiler ki, bunu ülkedeki vatandaşlanmızı da birbirlerine karşı duşmanlığa götûrecek tahıiklere kadar gjttiler. Tabii, çok yan- hştır bunlar. Ama bunlann bir ölçüde so- nucu olarak oy kaybettiğimiz herhalde dogru. Yani bu konuyu gene fazla deşmek istemiyonım. Çünkü esasında yaptıgurnz çok dognıydu. Ülkenin bütunünü kapsa- yan bir politikamız var, ana dili farklıdrr diye hiçbir vatandaşımızı dışlamayız. Ana dili farkh insanlanmız eğer bizim partiden bir yardım istiyorlarsa, onlara da yardıma olmaya hazınz. Bu ülkenin butünlüğünü korumak için gittiğimiz yddur ve devam edecegiz. — Peki efendim, SHP'nin yine Türki- ye'de dünyada olup bHenlerİ yorumlama- da, çöznmlemede yetersiz kaldıgı düşün- ce Mçbnlerini, siyasetleld degişmeleri dik- kaüe izfcyip, bunu seçim stratejisi haline döniiştürenedi|i ve bu yolla da seçünde başansu oldugu ve bunun bir anlamda pa- yı oldugu öne sühilüyor gene. Buna yanı- tınız ne olacak? tNÖNÜ — Bunlar da hakh itirazlar de- ğü. Biz bu seçime girerken en geniş hazır- lıgı yapmış olan partiyiz. Çeşitli iddialar çıktı, bUiyorsunuz. Bunlar seçimden çok önce başladı. Seçime kadar da devam et- ti. Burada elbet yararlandıgımız fıkirleı, dünyadaki geUşmelerdir. OrJardan ders al- dık ve o dogrultuda kendi olanaklanmız çerçevesinde neler yapılabüir, onlan dile getirdik. Başka hiçbir parti bu kadar de- rin ve geniş bir haarhk yapmadı. Bunu ya- yınladıklan belgelere bakmca görüyoruz. Onun için bu eleştiri bence haksız. Baykal 1972 ve 1977 de CHP'de \apılan parti içi tariışmaların oylan arttırdığını soyıüyor. ülkenin butünlüğünü kapsayan politikaıuı: var. Ânadili farklıdır diye kinıseyi dışlamayız. Öbiir partiler çok istismar eıtiler. Ülkedeki vatandaşlanmızı da birbirine karşı duşmanlığa götûrecek kadar tahrik ettiler. Baykal:Haklıolduğumuzortaya çıktı Marti içindeki tarîışmayı bir seçim yenilgisine gerekçeyapmak, yaşadığımızpratik açısından kabul edilebilir değildir. Tartışmamn haklı, geçerli, ciddi, önemli, yapısal kalıcı nedenleri varsa bunu gözardı etmemek ve tartışmayı çözecekyaklaşım aramak lazım. AHMET TAN ANKARA — SHP'de parti içi muhale- fetin önderi Deniz Baykal, secimlerdeki ba- şansızhğm "parti içi yanş'tan değil, "seçim stratejisi"nden kaynaklandığı inancında. Baykal, başarısızhğın belediyeler boyutu- na indirgenmesine de karşı. Sosyal demok- ratlann iki parti olarak seçime girmesinin de başansızhkta çok önemü bir etken ol- madığjm söyluyor. Uzun söyleşimizde Baykal, sosyal de- mokratların başarılı olabilmesi için SHP'nin "yoksulluk ideolojisi"ni bir ya- na bırakarak "refah ideolojisi"ne geçmesi gerektiğini uzun uzun anlatti. Geçen ku- rultaylarda olduğu gibi gelecek kurukay- da da SHP Genel Başkanı Erdal tnönü'ye rakip çıkacak olan Baykal, partinin prog- ram ve kadrolannın yenüenmesinı şart ola- rak görüyor. Solda birligin sağlanması gerektiğini de; "Türkiye'de sosyal demok- rat hareket sadece SHPdir demiyorum. SHP'yi de aşan bir şekilde var olan parti- lerin dışında solda ortaya çıkan çeşitli çev- relerin önumuzdeki donemde yeni bir sosyal demokrat anlayış etrafında beraber- tik anlayışı içine girmeleri gerekti|ine inanıyorum" şeklindeki sözleriyle ifade edi- yor. Baykal'a yönelttiğimiz sorular ve yanıt- lan şöyle: — Şimdi SHP'nin yeterince başardı ola- mamasında yahut da başansızlığında ka- muoyunda bölünmuş yahut da parti içi tartışmalann yoğun bir gönıntü ortaya koymasımn rolu olduğu söyleniyor. Bu gö- ruşe katüıyor musunuz? BAYKAL — Evet. Son seçimlerin SHP için kesin bir yenilgi olduğu açıktır. Bu ye- nilginin nedenlerini sisternatik bir biçim- de ortaya koymak, tartışmak gerekiyor. Bu konuda akla gelebilecek çok çok fak- tör var. önce seçimlere dogru bir seçim stratejisi ortaya koyarak partimizin girme- diği açıktır. Hedefi, tartışmayapacağı mu- hatabı iyi seçilmiş, geleceğe dönük iddialan inandıncı biçimde ortaya konulmuş, sis- tematik, tutarh bir seçim stratejisiyle or- taya çıktığımız ne yazık ki söylenemez. Seçim stratejisiyle ilgili yönleri vardır. Pro- paganda teknikleriyle ilgili, propaganda kanallannın seçimiyle, propagandanın uy- gulanmasıyla ilgili yanUşhklarımız, eksik- liklerimiz olmuştur. Propaganda zamaûımn çok kısa seçilmiş olması, daha dogrusu propaganda konusunda gerekli et- kinliğin zamarunda gösterilememiş olma- sı ve son iki hafta içinde sahaya çıkümasıyla ilgili nedenleri vardır. Kitle ile- tişim araçlannın başanh kullanılamama- sıyla ilgili nedenleri vardır. Partinin seçime yaklaşırken iktidann yerini alacak ana par- ti alternatif parti göruntusünden çeşitli ek- siklikler sonucu düşurülmüş ohnasımn ve buna karşıt olarak Doğru Yol'un ana mu- halefet partisi gorunumüne kavuşmuş ol- masının yol açtığı nedenler vardır. Bu arada labü özetle parti yönetiminde so- rumluluk taşıyan çevrelerden kaynaklanan bazı mağlubiyet gerekçeleri ortaya atdıyor. Bunlann da iyi tartişilması gerekir. Bun- lardan birisi şimdi sizin söylediğiniz. Ya- ni parti içi yanş, parti içi taruşma, SHP'nin bu secimdeki başarısını engelle- miştir iddiası. Önce yaşanan gerçekler da- ha önceki seçimlerde yaşanan gerçekler, bu saptamayı doğrulamıyor. Bunu bir defa açıkhkla ortaya koymuyor. — Nasıl yani? BAYKAL — Türkiye'de sadece SHP'de ve sadece şimdi bir siyasal tartışma yaşa- nıyor değü ki. Demokratik rejim içinde partilerimiz önemli siyasi tartışmalan ken- di bünyelerinde geçmişte yaşadılar, halen de yaşıyorlar. Bu tartışmalann onlann se- çim başansını nasıl etkilediğini görmek la- zıra. Mesela Cumhuriyet Halk Partisi zamanında çok ağır bir tamşrna yaşandı. 1972 yılında bu tartışma partinin bölün- mesine kadar işi götürdü. Genel başkan partiden istifa etti. Partinin üst yönetici- lerinin tümü partiyi terk ettiler ve 1972 yı- Unda bu olaylardan çok kısa bir süre sonra 1973 yılında seçim yapıldı ve o seçimde CHP Türkiye'nin en büyük siyasi partisi olarak seçim kazandı. 1977 yıkna giderken CHP içinde yine çok önemli siyasal tartış- malar vardı. Birbirinden ideolojik acıdan farklı konumda yer alan hareketler, kume- ler birbirleriyle ve parti yönetimiyle çok önemli taıtışmalar yapıyorlardı ve o zaman da bu şikayetter çok yaygın bir biçimde dile getiriliyordu. Bütün bunlara karşm 1977 seçimlerinde CHP oyunu daha da arttıra- rak, milletvekili sayısmı daha da arttıra- rak Türkiye'nin en büyük siyasi partisi halinde seçimlerden çıkmayı başardı. 1989 yerel seçimlerine girerken partimizin için- de bulunduğu durumu ben anımsıyorum. O zaman biz yönetimdeydik. Bize karşı ge- ne çok bırçın bir muhalefet kampanyası götüruyorlardı, çok ağır suçlamalar yapı- hyordu. Çok büyük tepkici bir muhalefet hareketi parti içinde vardı. Ama bu mu- pir seçim başansı kazandık. Bırakınız CHP ve SHP'yi, bu seçimlerde ANAP'ın içine girdiği tartışmalan anımsayınız. ANAP bir genel başkan degiştirdi seçim- lerden bir sure önce bir Başbakan degiş- tirdi. Bu değişiklik çok büyük sancılara yol açtı. Büyük iç tartışmalara yol açtı ve 1991 seçimlerine girerken ANAP üstelerinde yer alan milletvekili adaylanndan bir kısmı, 100'e yakını listelerden çekilme karan al- dı. Bu kadar büyük bir kargaşayı yaşayan siyasal parti kendi ölçüleri içinde bu seçim- lerden başanh çıkmıştır. En azından SHP'den daha başanh çıkmıştır. Yani şu- nu söylemek istiyorum. Parti içindeki tar- tışmayı bir seçim yenilgisine gerekçe yapmak, yaşadıgımız pratik açısından ka- bul edilebilir değildir. tkinci nokta şudur, bir partide ciddi bir siyasi tartışma varsa. halefet hareketmin varhğı bizim 1989 se- bu tartışmamn nereden kaynaklandığına çünlerinde çok başanh bir sonuç almamızı doğru teşhiskoymak laam. Partinin genel engellemedi. Bende hiçbir zaman ne seçim- performansı ile tatminsizlikten kaynakla- lerden önce, ne seçimlerden sonra bu mu- nan bir olaydır. Yani partiyi başanh bul- halefet hareketinin partinin başansım*mayan insanlar, başannm gelmeyeceğine inanan insanlar, bu gözlemlerinden yola çı-olumsuz etkikyeceği anlamına gelebilecek hiçbir değerlendirme yapmadım. Buırhn çok yanlış olacağına inaruyordum. Herkes istediği biçimde tuzuk»içinde, hukuk için- de hakkını kullanıyordu. Yönetimin göre- vi, hakkını kullanan partiülerden şikâyet etmek değildir. Onlar yanhş yapıyorlarsa, bu yanh§ı partilere ve topluma anlatmak mumkündür diye düşünüyordum ve bu an- layış ile hiçbir şikayeti söylemedik. — Sonra hava aieyhînize mi dönmeye başladı? BAYKAL — 1990 yüında da çok büyük GAZETECt ALTAN ÖYMEN (Milliyet Gazetesi Başyazan) Evin içi düzeltilmeliPartilerin bir üyeleri var. Onlara ya geleneksel ola- rak ya ideolojik açıdan kendilerini bağlı hisseden taraftarlan var. Bir de partilere "Ülke- nin işlerini hangisi daha iyi yürütür?" diye bakan ta- rafsız seçmenler var. Bu- gün şu partiye oy verebilir- ler. Yann onun tamamen zıddı görunen öteki parti- ye oy verebilirler. Gunümüzdeki gelişme- ler, partilere uye veya yan- daş seçmenlerin ağıruğını azaltmış, tarafsız seçmen- lerin etkisini arttırmıştır. Onlann etkisi, evvelden de az değildi. Dünyada da Türkiye'de de birçok seçimin sonucunu "belirleyenler" gene onlardı. Fakat bugün o beürleyicilik daha güçlen- miştir. Nedenleri açık: Dünya konjonkturü, partilerin izleyebileceği poh'tikalan birbi- rine yuklaştırdı. Demokratik haklar, hür- riyetler konusunda bir "Paris şartı' var. Soldaki partiler gibi, evvelce daha otori- ter bir devlet türünden yana olan sağda- ki partiler de onun evrensel ilkeleri etra- fında toplanmak zorundalar. Ekonomik alanda da uluslararası iliş- kilere egemen olan düzen "piyasa ekonomisi"dir. Sağdaki partiler gibi onu evvelce reddeden soldaki partiler de o gerçeği kabul etmek zorundalar. Bu olgu, partilerin ide- olojik kimlikleri uzerinde iç tartışmalann onemini azaltıyor. Onun yerine ta- rafsız seçmeni şuna inan- dırmayı önemli kılıyor: "Bu partidir ülkeyi en iyi yonetebilecek, iş yapabüe- cek, sorunlan çözebilecek olan parti..." Bunu vurgulamak, işi biraz basite indirgemek gibi olur, ama sa- nınm, ulkemizdeki bu seçimlerin de ge- lecek seçimlerin de anahtan bu basit ger- çektedir. SHP'rün son seçim başansızhğımn ana nedeni de budur. Tarafsız seçmenlere o niteliklerde bir parti olduğu izknimıni ve- rememesidir. Parti içi kavgalar... O kavgalan dev ay- nası boyutlanyla tüm Türkiye'ye yansıtan surekli kurultaylar. "Parti içî demokrasi'' adı altmda, "demokrasi"den çok "fıkir (Arkaa Sa. 19, Sü. S'de) karak reaksiyonlarıru ortaya koyuyorlar. Bir değişim talep ediyorlar. Onlara karşı "Hayır, parti basanya girecek" deniyor. Geçen kurultayda bunu yaşadık. Geçen kurultayda partide bir değişim öneren in- sanlar, partinin iyi gitmediğinı, başanh bir sonuç ahnmayacağını, önumuzdeki muh- temel bir seçimden, o nedetüe partinin çok ciddi tepeden tırnağa esaslı bir değişim ge- çirmesi gerektiğini ve bu değişimi gerçek- leştirmeye talip olduklarını ortaya koyuyordu. Onlara karşı da yönetimde bu- lunanlar, geçen kurultayda buna gerek ol- madığım, partinin başanh olduğunu ve bu başanmn seçimlerde ortaya çıkacagını, se- çimlerde partinin birinci siyasi parti ola- rak iktidara geleceğini, kamuoyu araştırmalanrun bunu gösterdiğini, yüzde 30'lar civannda oy alacağunızı resmen ifa- de ediyorlardı. Tartışma budur zaten. — Sizin bu göraşe karşı çıkmamz seç- meni olumsuz etkilemiş olamaz mi? BAYKAL — Şimdi bu tartışma seçim- lerde ortaya çıktı. Seçimlerden aylarca önce partinin gidişatının iyi olmadığını söyleyen insanlan seçimler olumsuz sonuçlanınca, "Bu tabloyu siz daha önce söyiediniz, o ne- denk bu otumsuzhığa yol açtuuz" diye suç- lamak, hiçbir biçimde kabul edilemez. 1991 seçimleri, SHP'de yaşanan tartışmada mu- halefetuı hakhhğını ortaya koymuştur. De- ğişimin gereğini ortaya koymuştur. Bugün partide olan tartışmayı aşmanın yolu da bu değişimden geçmektedir. Parti bir iç deği- şim geçirecek olursa ve bu değişim partiye başanmn yollannı açacak ohırsa, parti et- kin, güçlu, büyüyen bit siyasi parti haline dönüşecek olursa, o zaman işte bu taruş- malann ortadan kalkacağına hep birlikte inanabiliriz. SHP'de tartışmayı kaldırma- mn tek yolu partiyi başanh kılmaktır. Par- tiyi başanh kılamayanlar tartışmadan şi- kâyetçi olma hakkına sahip değildir. Tartışmamn haklı, geçerli, ciddi, önemli, yapısal, kalıcı nedenleri varsa, bunu göz- ardı etmemek, temele inmek ve o tartışma- yı çözecek yaklaşımlar aramak lazım. StRECEK StiREtEK Seçmene çelişkUi mesajlar verildi ŞAHİN ALPAY Sosyal demokrat partiler, 20 Ekim se- çimlerinde gerek kendi seçmenlerine, ge- rekse seçimden seçime parti değiştirebilen 'ortadaki' seçmene çelişküi mesajlar ver- di. Birçok konuda açık ve net bir tutum ta- kınamayışı, sosyal demokrasinin seçim ye- nilgisinde rol oynayan belki de en önemli etken oldu. Kamuoyuna verilen çelişküi mesajlann, tutarsız politikalann belki en belirgin olduğu konu Kürt sorunuydu. DSP, Türkiye'de yaşayan herkesi Türk sayan resmi pplitikaya uygun bir tutum iz- ledi. Beklendiğı gibi Doğu ve Güneydoğu- da hemen hiç oy alamadı. Kendisini ülke- nin ve seçmenlerin bu önemli bölümünden soyutladı. Bu tutum Batı'da da kendisine fazla bir oy kazandırmadı. Türkiye'de yaşayan herkesi Türk kabul eden politikanın demokrasi içinde uygula- nabilirliği kalmadı. Türkiye Cumhuriyeti- nin kendisini Türk saymayan yurttaşlan da var. Demokratik bir rejim içinde hiçbir yurttaş çoğunluğa uymaya, kendini Türk kabul etmeye zorlanamaz. Bütun dünya- nın deneyimleri etnik kimlik ve milli duy- guların yaşadığım ve bazen canlandığım gösteriyor. Bu kimlik ve duygulan, "etnper- >osyal demokratpartiler, 20 ekim seçimlerindegerek kendi seçmenlerine gerekseseçimden seçimeparti değiştirebilen "ortadaki"seçmene çelişkili mesajlar verdi. yalist kışkırtması", "iç ve dış düşmanlann oyunu" olarak nitelemek, kendini aldat- maktan ve çözümsuzlükten başka bir so- nuç vermiyor. "Emperyalistler, iç ve dış düşmanlar" etnik farkhhklardan yararla- nabilirler; ama o farklıhklardan sorumlu tutulamazlar. Farkhhklardan yararlanma- larım engellemenin yolu, bunlan yok say- mak hiç olamaz. Etnik kimlik ve duygu- lann serbestçe ifade edihnesini sağlayan de- mokrasiler ülkelerinin butünlüğünü, halk- lannın birliğini korumayı başanyor; bas- kı rejimleri ise ergeç yıkıhyor. Kürt sorununda DSP tümüyle milliyet- çi bir politika izlerken SHP iyice bocala- dı. Bu konuda sosyal demokrat ilkelere uy- gun bir politikanın belirlenmesi ihtiyacı ka- pıya dayandığı halde, hayli hazırlıksız ya- kalandı. Kendilerinin Kürt olduklanm söy- leyen; etnik kimlik ve külturlerini serbest- çe ifade özgürluğü; bölgelerarası dengesiz- liğin bitmesini; Doğu'da yapılan baskıla- ra son verilmesini isteyen milletvekillerini partiden ihraç etti. SHP, gecikmeyle de olsa Kürt sorunu uzerine sosyal demokrat niteüği ağır basan, yani ülke bütünlüğünün Doğu ve Güney- doğu'nun ekonomik kalkınması ve Kurt- leTe kültürel haklaruun tanınmasıyla konı- nabileceğini öngören bir raporu kabul et- ti. Sosyal demokrat kamuoyu büyük ço- ğunluğuyla bu raporu destekledi. Daha sonra seçimlere gidilirken partiden ihraç edilen milletvekillerinin kurduğu, fakat sosyal demokrathktan ziyade milhyetçi özellikleri ağır basan HEP ile seçim ittifa- kı uzerinde anlaştı. HEP'liler niçin partiden aalmıştı ve şim- di niçin HEP ile seçim ittifakı yapıldı? SHP yönetimi bu politikalannı Batı böl- gelerinde yaşayan seçmenlerin önemli bir bölümüne anlatamadı. HEP ile ittifak SHP'nin Dogu ve Güneydoğu'da bagımsız olarak örgütlenen ve siyasi faaliyet yürü- ten, sosyal demokrat bir parti olarak ça- hşmasını da engelledi. Bu bölgelerde SHP'nin aldığı oyların ne kadannm ken- disine, ne kadanrun HEP'e verildiğini bi- lemiyoruz. önumuzdeki dönemde SHP yönetimi, üniter Türkiye Cumhuriyeti içinde kendi- lerini Kürt sayan yurttaşlanmıza kûnlik ve külturlerini serbestçe ifade ve geliştinne öz- gurlüğünün tanınmasını öngören; şoven müliyetç'îhğin her türlüsünü, aynhkçıhgı, baskı ve terörün her biçimini reddeden; bölgelerarası dengesizliğin giderilmesini öngören sosyal demokrat bir politikayı be- nimseyecek mi? SHP, tüm gerekçeleriyle açıklayarak Kürt sorununa sosyal demok- rat çözüme kamuoyunun desteğini kazan- mak için gerckh çahşmayı yapacak mı' Yoksa DYP ile koalisyon, bu yönde karar lı adımlar atılmasına engelmi olacak? Ne var ki bu ilkelere dayanan bir politi kayı netlikle ortaya koyup, içindeki HEP' milletvekillerini bu politikayı benimseme ya da partiden ayrümak alternatifleriy 1 baş başa bırakmadığı sürece, SHP yönet minin Kurt sorununda kamuoyuna çeli kili mesajlar vermeye devam etmesi ku vetle muhtemeldir. Kuşku yok ki sosyal demokratlar için 1 ke ve halkın birliğini savunrnak, seçim V zanmaktan, iktidar veya iktidar ortagı- maktan daha Önemli bir sorumlulukt StJKECEfL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear