18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 KASIM 1991 SINEMA KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/9 Tony Richardson öldü • Kültür Servisi — 1950'lerin sonlannda Ingiltere'de başlayan özgür Sinema akımının önde gelen yönetmenlerinden Tony Richardson, Los Angeles'ta öldü. 63 yaşındaki lngiliz asıllı yönetmenin AIDS'ten öldüğu bildirildi. tlk olarak John Osborne'un "öfke" adlı yapıtını beyazperdeye aktaran Richardson, 18. yüzyıl yazarı Henry Fielding'in ünlü "Tom Jones" romanını da sinemaya aktarmış, "Tom Jones" Richardson'a En îyi | Yönetmen Oscar'ını getirirken En lyi Film ve En lyi Senaryo Oscarlannı da almıştı. 1952'de sanat yaşamına tiyatro yönetmeni olarak başlayan Richardson'ın ünlü fılmleri arasında aynca "Bir Parraak Bal", "Uzun Mesafe Koşucusunun Yalnızlığı", "Hafif Suvari Alayının Hücumu", "Hamlet" ve "Joseph Andrews" da vardı. Bir dönem Vanessa Redgrave'le evli olan Richardson'ın son fîlmi "Mavi Gökler"de Jessica Lange ve Tommy Lee Jones başrolleri paylamışlardı. "Mavi Gökler"in önümüzdeki yıl gösterime girmesi bekleniyor. MİMARLIK İtalyan mirnar Aıılenti Ttirldye'de • Kültür Servisi — Paris'teki Musee d'Orsay'ın yaratıcısı, Pompidou Çağdaş Sanat Merkezi'nin projesinin sahibi ve uygulayıcısı ünlü İtalyan mimar Gae Aulenti îstanbul'a geldi. Aulenti bugün sajt 15.OO'te Tepebaşı'ndaki İtalyan Kültür Merkezi'nde 'Çağdaş Müzecilik Mimarisi' konulu bir konferans verecek. İtalyan Kültür Merkezi ve lstanbul Kültür ve Sanat Vakfi'nın birlikte düzenledikleri konferans, Ayvansaray'daki tarihi Feshane binasının, lstanbul Büyükşehir Belediyesi Dr. Nejat Eczacıbaşı Çağdaş Sanat Müzesi olarak kullanıma yönelik onanm ve düzenleme çalışmaları nedeniyle gerçekleştiriliyor. Gee Aulenti 1964 yılında Milano Politeknik Üniversitesi mimarhk bölümünü bitirdi. Dünya çapında mimarhk sahibi Aulenti'nin projeleri arasında yerleşim alanları, ticari, yönetim ve sergileme alanlan, aydınlatma sistemleri show room ve tiyatro projeleri de yer alıyor. Aulenti 1990'dan beri İtalyan meslektaşı Pierluigi Spadolini ile birlikte . Sevil Expo 92'nin ttalyan pavyonunun projesinde çahşıyor. SÖYLEŞİ Gökdelenin tepesinde edebiyat • Kultur Servisi — Gebze Belediyesi'nin düzenlediği 'Edebiyat Etkinlikleri'nin altıncısında 'Edebiyatın Mimarisi: Gökdelenin Tepesinde Edebiyat' başhklı söyleşi yapılacak. Bugün, saat 15.00'te Gebze Belediyesi Meclis Salonu'nda gerçekleştirilecek söyleşiye Feride Çiçekoğlu, Cengiz Bektaş ve Nuh ömer Çetinay katılacaklar. Feride Çiçekoğlu'nun 'Uçurtmayı Vurmasınlar' adlı öykü kitabı senaryolaştınlıp filme ahnmıştı. 1988 Yunus Nadi ödülleri Senaryo Dalı'nda 'Bahann Bittiği Yer' adlı yapıtı ile ikinci olan Çiçekçioğlu'nin senaryosunu yazdığı 'Umuda Yolculuk' bu yıl 'En lyi Yabancı Film' Oscannı almıştı. Söyleşinin diğer konuklanndan Cengiz Bektaş, 'Morname' adlı şiiriyle 1970 TRT Sanat Ürünleri Yarışması'nda Şiir Başarı ödülü ve 'Mimarlıkta Eleştiri' âdlı yapıtıyla 1968 Türk Dil Kurumu Deneme ödülü'nü kazanmıştı. Nuh ömer Çetinay ise 'Maraş Destanı' adlı şiiriyle 1988 Akademi Kitabevi Şiir Mansiyon ödülü'nü almıştı. Konukların yapıtlarını da imzalayacaklan söyleşiyi Akgün Akova yönetiyor. DANS \eni sezonda Türkuaz .• Kültür Servisi — Izzet öz ve Aysun Aslan yönetimindeki Türkuaz Modern Dans Topluluğu 1991-93 sezonunu açıyor. 25 kasım, 2 aralık, 16 aralık ve 23 arahk tarihlerinde lstanbul Devlet Tiyatrosu Taksim Sahnesi'nde sanatseverlerin karşısına yeni gosterileriyle çıkacak. Bunlar, Ulvi Cemal Erkin'in muziği eşliğinde koregrafisi Dilek Evgin'e ait "Son Bakış", Egberto Gismonti'nin müziği eşliğinde koregrafisini Aysun Aslan'ın üstlendiği "Çeşitlemeler" ve Anugama, J. Bello, C. Orff, M. Hoppe'un müziğiyle koregrafisi Selçuk Borak'a ait "Mavi'nin Çağrısı". Deniz kirliliğini konu alan "Mavinin Çağnsı" oyunundan esinlenerek bir de çevre kampanyası başlatıyor Türkuaz. Türkuaz Modern Dans Topluluğu'nu izlemek isteyenler, biletlerini Taksim Sahnesi gişesi ve Vakkorama Taksim ya da Suadiye şubelerinden temin edebilirler. Biletler, 18 kasım pazartesi gününden itibaren satışa sunulacak. 25 yıldır NobelEdebiyat Ödülü'nü kazanan ilk kadın yazar Nadine Gordimer Geriye dönüş olmayacakKültür Servisi — 67 yaşındaki Guney Afrikalı yazar Nadine Gordimer, son 25 yıldır Nobel Edebiyat Odulu 'nu kazanan ilk kadın yazar. "Başka Dunyalar", "July'nin İnsanları", "Oğlumun Öykusü" adlı yapıtları dilımize de çevrilen Gordimer'ın uç kitabı ulkesi Gıiney Afrıka'da yasaklanmıştı. 1991 Nobeli'nı aldıktan sonra Gordimer, Guney Afrıka Devlet Başkanı F.W. de Klerk'ten bir kutlama aldu "Sizin bu olağanüstü başarımz, Guney Affika'yı da onurlandırmaktadır..." Daha yakın zamanlara kadar, bir Guney Afrika devlet başkamndan boyle bir ovgu düşunulemezdı bıle. Gordimer, yaklaşık 40 yıl boyunca, beyaz azmlığın Ulkedeki siyah çoğunluğu denetim altında tutup — Bir yazar olarak, Güney Afrika'- da çok cânlı bir konunun içindesiniz. Zaman zaman bir nimetten çok bir yük olarak göriindü mii bu size? — Hayır. Anladığım kadarıyla "apartbeid"den, ırk aynmından söz edi- yorsunuz. Benim konum değil bu. Be- nim konum, Güney Afrika'da yaşamak ve orada yaşayan insanlar oldu hep. — Edebiyat, bireyleri degiştirebiiir. Ama sizce. kitaplanmzın ya da baska- lannın kitaplannın Güney Afrika'da şu sıralar meydana gelmekte olan tophım- sal degjşme uzerinde bir etkisi oldu mn? — Bence kitaplanmız Güney Afrika dışındaki insanlann anlayışını etkiledi. Bunu gündelik ajans haberleri yapamaz. O haberlerde gümbürtüyiı, şamauyı, uç dunımları yakalarsınız. Sonra TV baş- ka bir konuya geçer. Roman ya da öy- kü yazan ise kendi gözlemlerinden yoia çıkarak, o bunalım anına uzanan yaşan- tılan ve o insanlara daha sonra neler ola- cağını keşfeder. Edebiyatın ele aldığı bu- dur işte: tnsanlann hayatlan durmadan nasıl etkilenir? — TV ve benzeri etkenler yüzünden okuryazar kitle gerçekten azalıyor mn? — Doğrusu, bu konuda Güney Afri- ka'da ilginç bir çelişkiden söz etmek ge- reklr. Bizde TV izlenmeye başlayalı yal- nızca 12 yıl oldu. Bu, birçok ülkeyle İcar- şılaştınldığında gerçekten çok kısa bir süre. Ama TV, kuskusuz dünyanın en güçlü iletişim aracı. Bugün Güney Af- rika'da en yoksul siyah mahallelerinde- ki gecekondulann damlarından TV an- tenleri vükseliyor. Bu dunımda kitaplar, öncelikJer Ustesinde ait sıralara düşebilir. öte yandan, gerçekten kitap okuru ol- mayan çok insan olduğu gibi büyük bir açlık da var. Yalnızca okuma konusun- da daha donanımlı olmak istemekle kal- mayan, aynı zamanda okuma olanağı da elde etmeyi isteyen çok akıllı birçok genç insan var. Unutmayın ki kütuphaneleı daha yeni toparlandı. Sanınm, eğlendi- rici popüler kitapları okumak için bek- leyen büyük bir kalabalıktan söz edile- bilir. Bu kitapları yayımlama ve dağıt- ma olanaklan Güney Afrika'da henilz yetersiz. — Yakında siyahlann yönelebilecegi bir toplamda beyaz bir sanatçı olarak nasıl bir rolönüz olabilir? — Sanınm, iki rolüm olabilir. Belki biraz şizofrence gelebilir, ama buna ina- nıyorum: Benim gibi düşgücüne dayalı bir yazarm, devrime ne kadar inanırsa BÜYÜK SORUNLAR — Nadine Gordimer, son donemde Gune> Afrika'da onem- li degişiklikler, ama aynı /amanda çok buyuk sorunlar olduğu kamsında. Gordi- mer, yine de meydana gelen gelişmelerden geriye donuş olamayacağını belirtiyor. inansın, yeteneğini o devrimin hizmeti- ne sunması gerektiğine inanmıyorum. Üstelik ben bu devrime fazlasıyla inanı- yorum da! Ama insan kendisine bağış- lanmış olan en küçük bir yeteneği bile çarpıtırsa yanhş yapmış olur, çünkü ye- tenek, sahip olduğunuz tek seydir ve çev- renizdeki dünyanın ele alınışında doğru kullarulmalıdır. Gordimer, 40 yıldır Güney Afrika'da ırkçılığa karşı savaşım veriyordu. Bugüne kadar 3 kitabı yasaklanmıştı. 1991 Nobel Edebiyat Odülü'ne değer görüldükten sonra Güney Afrika Devlet Başkanı'ndan bir telgraf aldı: "Sizin bu olağanüstü başarımz, ülkemizi de onurlandırmaktadır..." — Yalın, süssiiz dogralar şatafatta çarpıtlamalara yeg tutnlmalı. Böyle mi demek istiyorsunnz? — Evet, elbette. Gerçek birer kahra- man olan insanları tanırna fırsatı bul- dum. Gerçi dünyada gerçek kahraman- lar artık pek kalmadı, ama yine de bi- raz var. Benim tanıdıklanm kusursuz in- bastırmasını sağlayan ırkçı yasalara meydan okumuştu. Bir yazar olarak, ırk ayrımımn bireyler uzerindeki etkılerını kabahktan uzak, inceliklı bir biçimde yapıtlarında ışlemış; huktimetın polıtıkalarına karşı doğrudan tavır almıştı. Gordimer, Nobel'i aldıktan sonra ilk kez Time dergısınden Paul Gray ile Bruce W. Nelan'ın sorulprını yanıüadı. Johannesburglu yazar, roman ve öykulerim "politik açıklamalar" olarak gormüyor, ama kıtaplannda politıkayı goz ardı edemedığini vurguluyor. Gordimer, yapıtlarını, ulkesindeki önemlı değişiklıkleri, Nelson Mandela'yı antatıyor, şıddet ve toplumsal değışme konusundaki gorüşlerıni dile getirıyor. Şimdi üyelik kartını da taşıyorum. En sonunda katıldım, çünkü Afrika Ulusal Kongresi, bütünleşmek istediğim ilk si- yasal örgüt ya da parti. Kişisel açıdan, bir insan ve yurttaş olarak en sonunda ait olabileceğim bir şey olduğunu hisset- mek çok güzel. Ama yazdıklanmla hiçbir ilgisi yok bunun. Roman ve öykulerimi bir pro- paganda aracı olarak kullanmam için yapılan basküan bugüne kadar göğus- ledim, bundan sonra boyun eğmeye hiç niyetim yok. — Güney Afrika'daki son gelişmeler konusnnda ne duşünüyorsunuz? — Çok büyük sorunlar var. Ama Nel- son Mandela ya da Afrika Ulusal Kong- resi'nın, izlenmesi gereken yoldan sap- tıklanna inanmıyorum. Nelson beni hep şaşırtmıştır. tnanıl- maz bir adam. Hiçbirimiz o hapishane- den sağ çıkacağını sanmıyorduk. Çıktık- tan sonra da halkın bütün o düşkınklı- ğı yıllannın ardından hiç kuşkusuz hak ettiğine inandığım o müthiş canlanma dönemini yaşadık. Ama her şeyin yolun- da gideceğini sanacak kadar saf olamaz- dık. Nitekim bugüne kadar her şeyin yo- lunda gittiği söylenemez. — Yine de omudunuzu kornyor masunuz? — Evet, tabii. Ashnda bugüne kadar olup bitenlerden geriye dönuş olamaya- cağı kanısındayım. Tabii bu demek de- ğil ki beyaz yönetim elinden geldiğince yerini korumaya çalışmayacak. Ama bunca yol alındıktan sonra bu gelişme- nin önîenebileceğini ya da geri döndü- rülebileceğini hiç sanmıyorum. Yine de bu gelişmenin sonuca vardırılabilmesi konusunda önümüze daha başka sorun- lar çıkabilir, sonın burada. — Son donemde Güney Afrika'da meydana gelen büyük degişiklikler, si- zin edebiyatınızı ya da şu sıra ülkeniz- deki edebiyatı değiştirecek mi? — Değiştireceğini sanmıyorum. Ama ülkemde gördüğümuz ve yazdığımız şey- ler her zaman karmaşık olmuştur, bun- dan sonra daha da karmaşık olacaktır. Daha şimdiden fark ettiğim tuhaf bir duygu var: Yeni bir ortamda kaybolma duygusu. Kimbilir, belki de insanlar get- tolarından kurtulduklanno'a çok şeyler olacağını sanıyorlar, sonra gettodan kurtulunca da bir yere ait olmadıklan duygusuna kapıüyorlar. Irk etkeninden uzaklaşfıkça, toplumsal suııf etkeninin ne kadar güçlü olabileceğini görmeye başhyoruz. sanlar değil. Müthiş cesurlar, belki bi- zim düşleyemeyeceğimiz kadar cesur in- sanlar, hayat tarzlan inanılmaz ölçüde özverili. Ama aşk hayatlannda, çocuk- lanna ya da ana-babalarma karşı tutum- lannda, hatta gündelik hayatlanndaki dostluklarında her zaman birer aziz ol- dukları söylenemez. Başka bir deyişle, insan onlar, birçok kusurlan var ve ben- ce bu, onlann siyasete bağlıuklannı ya da kahramanlıklarını hiç azaltmıyor. — Afrika Uinsal Kongresi hareketi- ne katJdıgınızı söylediniz. Bu eyieminizi sanat hayatınızdan ayırmanu mümkün mü? — Evet. Ashnda Afrika Ulusal Kong- resi'ne yıllardır yürekten bağlıydım. SANATKUÜSİ Kitap neden çalınıı? 10 kasım günu sona eren TÜYAP lstanbul Kitap Fuan'nda yayıncılann en çok yakındıklan şeylerden biri de kitap calma olaylannın bu yıl daha da art- masıydı. 150 bini aşkın kitapseverin gezdiği fuarda kitap hırsızlığı giderek tam bir "savaş"a döndü. Bazı yayınevi standlannın bu yüzden 3-5 milyon lira zararda olduğu söyleniyor. Cem Yayın- evi'nden Öner Yağcı, hırsızlığın en aza indirilmesi için standlarda daha fazla görevli bulundurulduğunu vurguluyor ve "Çalıp serbest tezgâhlarda satıyorlar" diyor. Afa Yayınlan sahibi Atıl Ant da çalma oranının arttığını söylüyor: "Ne- deni, ekonomik sıkıntılar..." Remzi Kitabevi saüş yönetmeni Ayşe Yurdakul da Ant'ı doğruluyor: "Kitap çalanlar, genellikle parası olmayanlar, kitap almaya gücü yetmeyenler: 1 İletişim Yayınlan Genel Müdüru Nihat Tuna, aynı yorumu pekiştiriyor: "Bu olayın insanlann yaşadığı dönemle ilgisi var. Ahm gücünün düşükluğü buna yol açıyorî* Karamsar yönetmen Fransız yönetmen Maurice Pialat, yapıt- lan son yülarda müza- yede rekorlan kıran ünlü ressam Vincent Van Gogh'un yaşamı- nı konu alan fılmini kı- sa bir süre önce ta- maınladı. Van Gogh'u Jacques Dutronc'un canlandırdığı fılmi gö- Jacques Dutronc renler, Pialat'mn ol- dukça karamsar bir ürün çıkardığını söylüyorlar. Pialat, sinema dünyasına adımmı atmadan önce, tam yirmi yıl ilaç satıcüığı yapmış. Son zamanlann gözde yönetmeni, kendisine en çok keder ve pismanlığı yakın bulduğunu söylüyor hep. Annesiyle babası onu elektriği ke- sik bir evde Uç kilo patates ve bir litre zeytinyağıyla başbaşa bırakıp terk edeli beri bu duygulardan kurtulamamış Pi- alat. Şimdi bazı eleştirmenler soruyor: "Bu yüzden mi Van Gogh'un acıları üs- tüne bir film yapmak istediniz yoksa?" Maurice Pialat cevaphyor: "Ne müna- sabet! Aklımın ucundan bilegeçmedi!" İlk ve son roman "Kırmıa Yel", "Acenta Mirza", "Kıraleli", "Ağız Içinde Dü Gibi", "Acı Duman", "Kollan Bağlı Doğan", "Ay BazenMavidir"... OsmanŞahin'- in öykü kitaplan... Bugüne kadar on se- kiz öykusü de beyazperdeye aktanldı Osman Şahin'in. Okurlar, Osman Şa- hin'i, röportajlanyla da tamyorlardı. Ama şimdi Osman Şahin ilk kez roman- cı olarak da okurlarmın karşısında. İlk romanın adı "Başaklar Gece Doğar". Şahin'in bu ilk romanımn başkişisi iş- sizliğin, yoksulluğun, topraksızhğın ta kendisi... 1970'lerin ortalarında Çuku- rova'da köylülerin de katılmasıyla ger- çekleştirilen bir toprak işgalinin gerçek ^yküsünü romana dökmuş Şahin. Ama "Başaklar Gece Doğar" bir "ilk roman" olduğu kadar bir "son roman" da. Neden mi? Osman Şahin "Ben bir öykü yazanyım" diyor. "öykü bana da- ha yatkın. Bundan sonra roman yazma- yacağım. Bu ilk ve son romanım be- nim..." Osman Şahin, başka roman yazmayacak, ama öykülerini sürdüre- cek. Önümüzdeki nisanda "Selam Ateşleri" adlı bir öykü kitabı yayım- I I i FUARI'NDA • YENİYAPITLAR •KADIN KİTAPLIĞlKOKSATANLAR SÖYLEŞİ VE İMZA GÜNLERİ BUGÜN 16 Kasım Cumartesi, 16.00-19.00 SUNATANALTAY JALESANCAK MustafaAltıntaş'ın resim sergisi, Ortaköy'deArkeon Sanat Galerisi'nde Türk resminin cellosu YARIN 17 Kasım Pazar FÜSUN ERBULAK RAMİZE ERER FÜSUN ÖNAL CKK üyelerine ücretsizdir. Her gün: 11.00-20.00 F-M Kültür Merkezi, Ortaklar Cad. Mecidiyeköy, Tel: 167 18 14 MİNE G. SAULNIER PARİS — Eğer resim sanatı- nı bir senfoni orkestrası ve resim yapıtını birer müzik aletine ben- zetmek ukalahk sayılmazsa, bu sanatın ustası Mustafa Altmtaş'ı bu orkestranın çellosu ile özdeş- leştirmek olası. Mustafa Altm- taş, 1970 yıhndan bu yana Pa- ris'te yaşayan bir Ttrrk ressamı. Sanatına büyük bir tutku ile bağlı ve sevdiği işi konusunda engin bir kültür sahibi oluşu, Mustafa'ya özgün ve güçlü bir resim dili sağhyor. Sanatçımn Arkeon Sanat Ga- lerisi'nde sergilenen "Ingrese- rotikamani" adını taşıyan 12 tablosunu, yapıtlar Türkiye*ye doğru yola çıkmadan önce Pa- ris'te görmek ayncalığını yaşa- dım. Resim beğenisi, kanımca kişisel bir zevk sorunudur ve eleştiri yapmak bana düşmedi- ği gibi yine eleştirmenlerin kişi- sel tercihlerini yansıtan bir gö- recelik taşır. Ama Mustafa Al- tıntaş'ın özellikle son yıllarda özgün bir ivme kazanan sanatı- nı, kullanımı büyük ustahk ge- rektirçn, ince ve kahnın sesinde buluştuğu bir çello çalgıcıhğına benzetmek abartılı sayıhnaz. Mustafa Altıntaş. Arkeon'da sergilediği 12 resimde Ingres ile kendisini, Doğu ile Batı'yı, kla- sik ile moderni, soğuk ile sıca- ğı, kırmızı ile maviyi, keskin çiz- gi ile yuvarlağı, düşsel aşk ile cinselliği karşı karşıya ve yan ya- na getiriyor. Erotik ile platonik iç içe giriyorlar Altıntaş'ın tab- lolannda. Ressamın, "12 kez Ingres'la ÇIPLAK, YUMUŞAK VE SEVECEN — Mustafa Altıntaş, ya- şamının en erotik anlarım küçükken annesiyle gittiği hamamda yaşamış: "Bir kadınlar ordusu! Çıplak, yumuşak ve sevecen!" (Fotograf: İBRAHİM ÖĞRETMEN) bıduşma" olarak nitelediği tab- loları, Ingres'ın bir Türk büyü- kelçisinin siparişi olarak yaptı- ğı ünlü "Türk Hamamı" yapı- tımn kahramanlarmı ana tema alıyor. "Ingres, benim için salt or- yantalist bir ressam degil" diyor Mustafa Altıntaş. "Zamanını yenile>-en bir sanatçıydı. Yaşa- saydı, bugun benim gibi göriır- du gerek resmini gerek dünyuyı. Bu sergilediğim tablolarda ben Ingres'ı çintemanifletanıştınyo- rum." Çintemani, eski Çin'den Os- v manlı sanatına, Doğu süsleme biçimlerinin en ilginç öğesi di- yebiliriz. Selçuklu ve Osmanlı çinilerinde, porselenlerinde üst düzeye ulaşan bu güzel motif ve özel kırmızısı, son yülarda Mus- tafa Altıntaş'ın fırçasında yeni anlamlar kazandı. Kimi kez bu- lut oluyor ufkunda, kimi kez öz- lenen bir dudak, çağıran, zevk ve tehlike vaat eden bir tuzak ki- mi kez. Ingres'dan esinlendiği "hamam" kultüru, ashnda Mus- tafa Altıntaş'ın belleğinde derin kökleri olan bir anılar dizisi. Kendisine resme nasıl ve ne za- man başladığmı sorduğumuzda, şu yanıtı ahyoruz: "Ben aslında resme 5 yaşına kadar hamama gittigim için başladım. Alaşe- bir'de 17. yüzyıldan kalma bir hamam vardır. Orta Hamam derter adına. Küçücüktüm. Er- kekten saymadıklan için daha, annem, teyzelerimle birlikte gi- derdik oraya. Duşünebiliyor musun? Bir kadınlar ordusu, çıplak, yumuşak ve sevecen. Ya- şamımın en ürpertili, en erotik, en güzel anlannı orada, onlann arasında yaşadım." Sanatçımn bu heyecan biriki- mi, Ingres'da vücut bulan bir hamam erotizmi ile tanışınca, sergilenen 12 tabloya dönüşüyor işte. Çıplak kadınların arasında dolaşan maymun, Mustafa'nın erotizmi. Renk seçüni ise kendi- sine güvenmeyen birinin kulla- namayacağı bir cesaretin ürünü. Kültür ve yazın • Kültür Servisi — Türkiye Yazarlar Sendikası'nın kış dönemi etkinlikleri 18 kasım pazartesi günü Beyoğlu Karaca Tiyatro'da yer alacak bir açıkoturumla sürüyor. 20 Ekim seçimleri sonrası, 'Yeni Siyasal Donemde Kültür ve Yazın' konulu açıkoturum saat 18.30'da başlayacak. Doğan Hızlan'ın yöneteceği açıkoturuma Aziz Nesin, Sadun Aren ve Ahmet Oktay konuşmaa olarak katılıyor. Gecenin davetiyeleri Akademi, Gençlik, Der, Epsilon kitabevleri ile Karaca Tiyatro ve TYS Merkezi'nden edinilebilir. Perisi • Kültür Servisi — Genç Sanat Tiyatrosu, Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde iki çocuk oyunu sahneliyor. 'Yağmur Perisi' adlı müzikli çocuk oyunu bugünden itibaren her cumartesi saat 11.00, 13.00 ve 15.00'te 'Bizler' adh çocuk oyunu da 30 kasım cuma gününden itibaren yine her cumartesi günü sahnelenecek. Hollanda seramikleri • Kültür Servisi — Çanakkale Seramik Sanat Galerisi'nde 15 ekimde açılan "Çağdaş Hollanda Seramikleri" sergisi 30 kasıma kadar uzatıldı. 15 Hollandalı seramik sanatçısunn 67 yapıtmdan oluşan sergi Hollanda seramik sanatındaki son 30 yılın gelişimini gösteriyor. Boheme 9 • Kültür Senisi — Ünlü Romen bariton Dan Serbac lstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin bugün saat 15.30'da sergileyeceği G. Puccini'nin "La Boheme" operasında "Marcello" rolünü yorumlayacak. Dan Serbac, Romanya dışında ltalya, Fransa, BuJgaristan, Çekoslovakya, Almanya, fspanya, Isviçre, Avusturya, Sovyetler Birliği, Poonya, Yugoslavya, Iran, Macaristan'da elliden fazla operada baş rollerde oynamış, Fransa, Almanya ve Romanya'da plaklar doldurmuştur. Eski İBtanbul • Körtür Servisi— Horhor Sanat Galerisi yanndan itibaren 8 arahğa dek sanatseverleri eskinin tstanbul'unda gezdirip ressam Kâmil Aslanger'in fırcasıyla o günleri yaşattıracak. UGUN • Kadın ve Siyaset 'Kadın 91' fuannda saat U.OO'de başlayacak 'Siyasal Katıhm ve Kadın' başhklı söyleşiye konuşmaa olarak lmren Aykut katüıyor. (167 18 14) • Kısa film Semih Kaplanoğlu'nun 'Mobbab' adh göstensi saat 16.00'da Atatürk Kitaphğı'nda. (149 09 45) • Söyleşi Müge Gürsoy, Sevgi Şanlı, Tomris Uyar ve Şemsa Yeğin, Kadın Eserleri Kütüphanesi'nde Kadınlar ve Çevre Sorunlan uzerinde konuşacaklar. Söyleşinin başlama saati 16.00 (523 74 08) • Anatolia'da cumartesi Sanat merkezinde 15.30'da gitar ve flüt dinletisi, 17.00'de ise Emet Değirmenci'nin dia gösterisi var. (349 99 01) bugün' bilsak 16 KASIM CUMARTESİ Rus Dili Çalışmaları Pa/artcsı-Cuniiincsı lü 00-12.00 Seramik Çalışmaları KadnycE/e! AĞAOGLU şönciımındc Salı-Pcrşembc-Cumancsi 10.00-14.00 »İLSAK FINDIKLI L'afe-Har-Reslaurant Re/er\as\on: 152 38 68-152 01 30 Cafe-Foyer-Bar(Gin^) 2 ( ) 3 African Cafe-Barp Kaı) P;ı/;ıncsıicn cigrcncıgunu Çiiri.-Pcrş. Erkın KORAY Cuma-Cumıs Pani Ingreserotikamani / Mustafa Altıntaş resim sergisi / Arkeon Sanat Galerisi / 14 kasım - 14 aralık / TeL 159 92 57 bilsak, bir.isclvılcr rad.. soğtincı sok. 7 cihcingır 14} 28 7')-9 c )
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear