18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 OCAK 1991 HABERLER CUMHURİYET/5 Binici 'Hükümeti destekliyorum' • ANKARA (UBA) — Sosyaldemokrat Halkçı Parti'den istifa eden ve hiçbir partiye girmeyen bağımsız milletvekili llhami Binici, "Bu aşamada bir milletvekili olarak benim görevim hükümeti ve devieti desteklemektir" dedi. İlhami Binici, Meclis'te hükümete yetki verilmesi istemi oylanırken "hayır" dediğini, ama Meclis'teki 250 milletvekflinin oylanyla hükümete yetki verildiğini hatırlatarak şunları söyledi: "Bu yetki verildikten sonra ben de tavnmı değiştirdim. O Meclis'in bir üyesi olarak görevim devletin vurucu gücünü desteklemek ve milli birliğin, beraberliğin sağlanmasına katkıda bulunmaktırf' Kutlu: Sivü çöztim • lZMtR (AA) — TBKP Genel Sekreteri Haydar Kutlu, "Sivilleşmenin Türkiye'de önemli bir sorun" olduğunu, bunun çözümü için sivil kurumlara büyük görevler düştüğünü söyledi. Kutlu, "Yeni bir askeri müdahalenin olmasını istemiyorsak, sivillerle ve sivil güclerle çözüm düşünmeliyiz" dedi. Kutlu, Bilar A.ŞÎde "sivilleşme" konusunda yaptığı söyleşide şunları kaydetti: "Sivilleşmede devletin küçüitülmesi gerek. Bu yeni toplumda devletin değil bireyin öne çıktığı yapılar oluşmalı. Devletin resmi bir ideolojisi olmamalı. Aksi takdirde çoğulcu bir sistem oluşamaz. Sivil toplumda imtiyazlar değil, haklar olacaktır. Bu nedenle sivilleşme projesi ya da aynntılı programlar anlamlı değil. Toplum kendi kurallannı oluşturacaktır!' Barış Derneği yargılanacak • ANKARA (UBA>— Körfez'de ABD'nin önderliğinde sürdürülen savaş bütün hızıyla devam . ederken askeri yargıtay başsavcılığı Banş Derneği üye ve yöneticilerinin bir kez daha yargılanmasını kararlaştırdu Askeri yargıtayda 22 ocak günü yapılacak mürafaada Banş Derneği Başkanı Mahmut Dikerdem ile yönetim kurulu üyeleri Reha İsvan ve Erdal Atabek, Türk Ceza Kanunu'nun 141/1. maddesi uyannca 15, geriye kalan 24 sanık ise 12 yıla kadar ağır hapis cezası istemıyle yargılanacak. 'Btı savaşta yeıimiz yok' • ANKARA (UBA)— Türk-lş Genel Eğitim Sekreeri Mustafa Başoglu, Türki/e'nin kesinlikle Körfe: savaşının dışında kalması gerektiğini belirttrek "Bu savaş, bizim savaşmız olamaz" dedi. Başogu, Cumhurbaşkanı Özal T e hükümet dışında Türki'e'de kimsenin savaş istem<diğini helirterek Amerka Devlet Bakanı Georje Bush'un biJe CurrLhırbaşkanı Turgut Özal'tan daha yumuşak olduğınu, Özal'ın konıxşnalannın savaş ilanı oldujŞınu söyledi. Irak'ın Kuvey'i işgaline de Körfe'de olası bir savaşa Türlci'e'nin katılmasına da başıraıan beri karşı çıktıkannı hatırlatan Baş»£u, ABD önderliğinde Irak'abaşlatılan saldırırun ardıntan Türkiye'deki üsleriı de kullanıma açılm^ının yanlış bir karar olduJŞınu öne sürdü. Meclis Baskanı • tSANBUL (AA)— TBVS1 Başkanı Kaya Erde-3r/in resmi konuğu olara» Türkiye'ye yaptığı ziyar-ci tamainlayan PakLsan Islam Cumhuriyeti M i l l e Meclisi Başkanı Gohsa Eyüp Han ve beraftrindeki heyet, dün sabaüuçakla ıılkemizden ayrıl-*. Akbulut TV'den seslenirken, Meclis'teBakan Alptemoçin bilgi verdi Çetin: Sonunuz Yüce DivanBaşbakan Akbulut, Meclis'te bilgi vermek yerine konutta TV'den canlı olarak yayımlanan bir konuşma yaptı. Akbulut, Körfez krizinin başından beri BM karârlarına uyduklarmı belirterek, üsler konusunda "Savunma tesislerimizin daha kapsamlı kullandırıiması söz konusu oldu, hükümet olarak izin aldık" dedi. Mecliste oldukça tartışmalı geçen görüşmede Alptemoçin tesislerde hükümetin mutlak kontrolü olduğunu söyledi. SHP Genel Sekreteri Çetin, hükümete ve ANAP grubuna "Bunun sonunda Yüce Divan olduğunu unutmayın" diye seslenirken, DYP'li Köksal Toptan, "Dünya Türkiye'yle ilgili pazarlıklan biliyor. Meclisin haberi yok" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü rosa) — Başbakan Yıldırım Ak- bulut, "Savunma tesislerimizin BM'nin 678 sayüı karan çerçe- vesinde daha kapsamlı bir bi- çirade kullandması söz konusu oldu" dedi. Çokuluslu gücün Irak'ta sürdürdüğü harekâtı "banşçıl ve insancıl" olarak ni- teleyen Akbulut, hükümetin Körfez'le ilgili kararlarının TBMM'den aldığı yetkilere da- yandığını belirtti ve Irak'ın Türkiye'ye saldıracağını sanma- dığını söyledi. Dışişleri Bakanı Kurtcebe Alptemoçin, tesislerde hükümetin mutlak kontrolü ol- duğunu belirtirken SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin, hükü- mete ve ANAP grubuna "Bu- nun sonunda Yüce Divan oldu- ğunu unutmayın" diye seslendi. DYP Grup Başkanvekili Köksal Toptan da "Dünya, Turkiye'yle ilgili pazarlıklan biliyor, Mec- lis'in haberi yok. Bundan utan- mıvor musunuz" diye sordu. Başbakan Yıldırım Akbulut, TBMM Genel Kurulu'nda bilgi vermek yerine Başbakanlık ko- nutunda TV'nin Birinci Kana- lı'ndan naklen yayımlanan bir konuşma yaptı. Krizin başından beri BM'nin karârlarına uyduk- lannı, Türkiye'nin Irak halkıy- ia bir husumeti bulunmadığını, Irak halkının da banştan yana olduğuna inanmak istediğini an- latan Akbulut, konuşmasını şöyle sürdurdü: "Fazla can kaybına meydan vermeden bir an evvel bu işin bitmesini istiyoruz. Irak şartsız olarak Kuveyt'ten çekilmeli. Ço- kuluslu güç, insana yönelik bir davranış içinde değil. Stratejik hedeflere yöneliyor. Bu neden- le de davranışın >ine banşçıl ve insancıl olduğunu kabul etmek gerekir. Biz bu kriz nedeniyle üç kez TBMMve gittik ve Meclisi- mizden hükümet olarak gerekli izinleri aldık." Başbakan Akbulut, üsler ko- nusunda da görüşlerini şöyle di- le getirdi: "Stratejik önenü baiz olan ve eğitim maksadıyia kullandırmış oldugumuz bu ortak savunma tesislerimizin BM'nin 678 sayılı karan çerçevesinde daha kap- samlı bir biçimde kullanılması söz konusu oldu ve hükümet olarak ortak savunma tesisleri- mizin kullandırıiması hakkında izni aldık. Bu tesislerin kuilanıl- ması (amamen hükümetin di- rektifi, yetkisi, müsadesi dahi- linde olur. Başkalan bizim mü- saademiz olmadan bu ortak te- sisleri kullanamazlar. Şimdiye kadar çokuluslu giice asker gon- dermedik. Müdahil olmadık ve bize bir tecavıiz olmaksızın ka- tiyyen askerimizi kullanmak ni- yetinde de değiliz. Bizim hiç kimsenin toprağında gözümüz yoktur." TBMM Genel Kurulu'nun ANAP'lı Başkanvekili Yılmaz Hocaoğlu başkanlığındaki dün- kü toplantısında, Dışişleri Baka- nı Alptemoçin, Körfez savaşın- daki son gelişmeler, konusunda bilgi vermek üzere söz aldı. Alp- temoçin, 17 ocakta TBMM'de benimsenen tezkerenin kapsa- mına işaret ettikten sonra Türki- ye'deki ortak savunma tesisleri- nin daha kapsamlı kullanılma- sının kararlaştınldığını anımsat- n. Alptemoçin, tesislerde hükü- metin mutlak kontrolü olduğu- nu bildirdi. Dışişleri Bakanı, "Dördüncü gününe giren bu si- lahlı ihtilafın bir an önce sona erdirilmesini, masum insanlann kanının daha fazla akıtılmamasım" istedi. DYP grubunun görüşlerini açıklayan Zonguldak Milletyeki- li Köksal Toptan, İncirlik Üssü- nün kullanımı konusunda BBC ve CNN'in verdiği haberlerden dehşet duymamanın mümkun olmadığını söyledi. Toptan, "Dünya Türkiye üzerindeki pa- zarlıklardan bilgi sahibi kılını- yor, hükümetin verecek bilgisi yok. Bundan utanmak lazım" dedi. Toptan, bu sözler üzerine ANAP'lı milletvekillerinin pro- testoları sürerken, şunları söyledi: "BBC Türkiye'de Irak'a kar- şı ikinci cephe açddığı haberini veriyör. Bu, sizi ilgilendirmiyor mu? Bunlan bilmek istemi>or musunuz? Bunu size anlatma- yan hükümetin şu sıralarda oturmaya ne hakkı var? Irak'ın Türkiye'de terör eylemlerine gi- rişeceği haberieri var. Bunu bil- mek istemiyor musunuz?" SHP'nin görüşlerini açıkla- yan Genel Sekreter Hikmet Çe- tin de, Dışişleri Bakanı Kurtce- BAŞBAKAN YOKTU — Meclisin dünkü toplantısında sert Urtışmalar çıktı. Başbakan gelmeyince Alptemoçin bilgi verdi. Inönü'nün açıkladığı SHPPMbildirisinde ÖzaVa çağrv Ciddi ve somımlu davranınSHP Parti Meclisi bildirisinde, "TBMM'nin anayasa ve temel hukuk ilkelerini gözardı eden ANAP çoğunluğunun dayatmasıyla aldığı karar doğrultusunda hükümetin yapılan uygulamalardan halka bilgi vermemesi vahim bir ve sorumsuzluk örneğMr" denildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — SHP Parti Meclisi'nin dün Genel Baş- kan Erdal Inö- nü tarafından açıklanan bildiri- sinde, "Ülkemize vönelik bir sal- dın olmadıkça, topraklanmızın Irak'a karşı bir askeri harekât için başka silahlı kuvvetlere kul- landınlması, yahut doğrudan si- lahlı müdahaleye katılmamız Türkiye'nin ulusal egemenliği, ulusal çıkarlan ve yararlarıyla bağdaşmayan vahim bir davra- mştır" denildi. Bildiride ayrıca hükümetin, Körfez savaşı sebe- biyle meydana gelen gelişmeler- den halka hiçbir bilgi vermeme- si, "vahim bir saygısızlık ve so- rumsuzluk örneği" olarak nite- Iendi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın tutumu eleştirilirken de "ciddiyet ve sonunltıiuk sınuian içinde davranmaya" davet edildi. SHP Genel Başkanı Erdal tnönü, dün parti genel merke- zinde yaptığı basın toplantısın- da, önceki gün yapılan parti meclisinin görüşlerini içeren bil- diriyi açıkladı. Körfez'de 16 Ocak gecesi ABD ve müttefik kuvvetlerin başlattığı askeri ha- rekâtın, uyuşmazlığa taraf olan devletleri aşarak tüm bölge ve dünya için yeni tehlikeler doğu- racak şekilde genişlediği belirti- len parti meclisi bildirisinde şu noktalar vurgulandı: "Türkiye, bunalımın uluslara- rası hukuk kuralları içinde çö- zümlenmesi doğrultusunda Bir- leşmiş Milletler karan uyannca ülkemiz için 'uygun olan yardımları' fazlaayla yerine ge- tirmiştir. Bunun ötesinde. ülke- mize yönelik bir saldın olmadık- ça, topraklanmızın Irak'a karşı bir askeri harekât için başka si- lahlı kuvvetlere kullandırıiması, yahut doğrudan silahlı müdaha- leye katılmamız Türkiye'nin ulu- sal egemenliği, ulusal çıkarlan ve yararlarıyla bağdaşmayan va- him bir davranıştır. Bu davranışın, ülkemizi sıcak savaşın doğrudan bir hedefi ha- line getirmenin ötesinde, kom- şularımız ve bütün bölge ülke- leriyle ilişkilerimizi derinden sarsacak ve barısçı temellere da- yalı geleneksel dış politikamızı onulmaz bir biçimde varalaya- cak ağır sonuçlara ve büyük so- rumluluklara yol açacağı or- tadadır. Türkiye Büyük Millet Mecli- si'nin, anayasa ve temel hukuk ilkelerini gözardı eden ANAP çoğunluğunun dayatmasıyla al- dığı karar doğrultusunda hükü- metin, yapılan uygulamalardan halka hiçbir bilgi vermemesi, hatta zaman zaman yanlış bilgi vermesi vahim bir saygısızlık ve sorumsuzluk örneğidir. Türkiye, yabancı radyo ve te- levizyon yayınlanndan ne olup bittiğini öğrenirken kendi ulusal ve kamusal yayın organlannın halktan her şeyi gizlemesi, hal- kımızın nasıl bir tehlike ile kar- şı karşıya ve sahipsiz kaldığının acı bir göstergesidir. Cumhurbaşkanlığı makamın- da bulunan Sayın Özal'ın ana- yasa sınırlannı zoriayan ve asan bireysel politikalan, Türkiye'nin bu krize gereksiz yere ve ulusal yararlarımızla bağdaşmayan öl- çülerde katılmasına ve haksız boyutlarda etkilenmesine yol aç- mıştır. Merkez yüriitme kurulumu- zun bugüne kadar bu alanda sürdurdüğü politikalan tümüyle destekleyen parti meclisimiz, da- ha fazla kan dökülmeden ve acı çekilmeden Irak'ın Kuveyt'ten derhal çekilmesini ve Irak'ın toprak bütünlüğü konınarak sa- vaşın hemen sona erdirilmesini isterken Türkiye'nin kendisi için amacı aşan tehlikeler doğurabi- lecek olan bu savaşa kesinlikie katılmaması gerektiğini ve bu yoldaki girişimlerimizin aynı ka- rarlılıkla sürdürülmesini kamu- oyu önünde bir kez daha vurgu- lamayı gerekli saymaktadır." be Alptemoçin'in yapmış oldu- ğu konuşmayı dehşete kapılarak iziediklerini belirtti, "Bu hükü- met bu özellikleriyle ulusal ol- ma niteliğini kaybediyor. TRT, ulusal olma niteliğini kaybet- miştir. Türkiye bir savaşın içine girmiş, Dışişleri Bakanı geliyor, bize hâlâ banştan bahsediyor" dedi. Hükümetin TBMM'yi ve- kamuoyunu bilgilendirmemesi- ni de kınayan Çetin, şunları söyledi: "Üç gündür Incirlik'ten kal- kan uçaklar smır ötesini bomba- lıyor. Sayın Bakan, hâlâ bura- dan kalkmış, üslerin hükümetin kontrolü altında olduğunu soy- lüyor. Aym konuda Sayın Özal kalkan uçaklann eğitim uçuşu yaptıklarını. bunun ötesinde ne yaptıklannı bilmediğini sövlü- yor. Bu durumda ya Başbakan yalan soylüyor veya Cumhur- başkanı." Çetin, Cumhurbaşkanı ve hü- kümet üyelerinin birbirini tut- mayan sözleri nedeniyle Genel- kurmay Başkanlığı'nın bile acık- lama yapmak zorunda kaldığı- nı söyledi. Ecevit ABD bizi savaşa sürüklüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, ABD'- nin ikinci cep- heyi Israil yerine Türkiye'de aç- maya çalıştığını söyledi. Ecevit, hükümetin, Türkiye'yi savaşa sürüklemenin sorumluluğunu Genelkurmay'ın veya tncirlik'te- ki Amerikan komutanın üstüne yıkmaya kalkıştığını öne sürdü. DSP lideri, "Hiçbir can güven- liği alınmadan bölgenin hedef haline getirilmesi cinayeKir ve halka ihanettir" dedi. Ecevit, dün yapoğı yazıL acık- lamada. yabana kaynaklann İncirlik Üssü'nün Irak'ın bom- balanmasında kullanıldığını açıkça söylemelerine karşın, Dı- şişleri Bakanlığf nın bu durumu yalanlamayı sürdürduğünü, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın da 'Doğru olabilir' dediğini anımsatarak şunları söyledi: "tncirlik'in Irak'a karşı bir harekât merkezi gibi kullanıl- masıyla ilgili yetkiyi ve sorum- luluğu, hükümet, teknik birko- nuymuş gibi Genelkurmay'ın veya Incirlik'teki Amerikalı ko- mulanın üstüne yıkmaya kalkı- şırken Genelkurmay da haklı olarak bunun, bir siyasi karar olduğunu, yetki ve sorumlulu- ğun hükümette bulunduğunu soylüyor." Hükümetin konuyla ilgili be- lirsizliği ve çelişkileri sona erdir- mek için kamuoyuna açıklama yapması gerektiğini kaydeden Ecevit, şöyle devam etti: "Irak, bdirli siyasal amaçlarla tsrail'i ikinci cephenin açtlması- na zoıiarken ABD belli ki ikin- ci cephenin tsrail yerine Türki- ye'de açılmasını sağlamaktadır. Türkiye de Cumhurbaşkanı Özal'ın sorumsuzluğu ve ku- marbaziığı yüzünden halkın can güvenliğini bile sağlamaksızın. bu oyunun içine sürüklen- raektedir. Türkiye, Türk ulusunun iste- mediği bir savaşa, anayasa çiğ- nenerek sokulurken hükümet hiç değilse Adana'dan Hakkâri- ye kadar uzanan duvarlı bölge- deki halkın can güvenliğini sağ- lamakla yükümlüdür. Bu amaç- la da alınması gereken önlemle- rin başında halka gaz maskesi dağıtılması gelir. Fakat Maliye Bakanı halka gaz maskesi dağı- tılmayacağını, buna devlet gücü- nün yetmeyeceğini söylemiştir. Demirel basın toplantısında ve DYP grubunda üslerin kullanılmasını değerlendirdk Türkiye paralı askerlik yapıyor ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) — DYP Ge- nel Başkanı Süleyman Demirel, Irak'ın Türki- ^ ye'ye füze atabileceğini belirterek, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde ya- şayan halk için gerekli önlemlerin alın- masını istedi. Demirel, "Siz onun üzeri- ne bomba aülmasına müsaade ederseniz, o da size füze alar. Hakhlık veriyor de- ğilim. Yani, atacağını düşünmek lazım. Siz onun üzerine bomba atılmasına mü- saade ederseniz, o da sizin üstünüze fü- ze atma hakkını kendinde göriir" dedi. Demirel, İncirlik üslerinin kullanılması izninin ABD'ye, TBMM'nin onayladığı 126 sayılı kararla değil, Dışişleri Bakanı James Baker'ın ağustos ayında Türkiye 1 ye yaptığı ziyaret sırasında verildiğini vurgulayarak "Geçen süre içinde bu işin dosyasının hazıriandığım" söyledi. De- mirel, "Hedefimiz Saddam'ı devirmek" diyen Başbakan Yıldınm Akbulut'un, "Kraldan fazla kralcı olduğunu" söyle- di. Demirel partisinin grup toplantısın- da yaptığı konuşmada da Türkiye men- faat görecek diye tesislerini başka ülke- lerin kullanımına açmasının paralı asker- lik gibi bir şey olduğunu söyledi. Demirel, dün DYP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, TRT'nin, CNN'in Türkiye^yle ilgili ver- diği haberieri sansür etmesini eleştirdi. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşa- yan halkın göç ettiğini, kalanlann büyük bir tedirginlik içinde olduğunu anlatan Demirel, hükümeti gerekli önlemleri al- mamakla suçladı. Irak'ın, üslerini ya- bancı uçaklann kullanımına izin veren Türkiye'ye füze atabileceğine dikkati çe- ken Demirel, sorunun bundan korkup korkmamak değil, gerekli önlemleri he- men almak olduğunu belirtti. Hükümetin Meclis'ten aldığı savaş yet- kisini nasıl kullanacağını açıklamasını dün de isteyen Demirel, ne olup bittiği- ni bilmeyen halkın büyük bir tedirgin- lik içinde olduğunu kaydetti. Basın top- lantısı sırasında, BBC'nin, "tncirlik Üs- sü'nden 110 uçağın havalanarak Kuzey Irak'taki hedefleri bombaladığı" habe- rini ve Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın "Bunlan söylesek muhalefet kıyameti kopanyor" biçimindeki beyanatını ver- diğini söyleyen Demirel, şöyle dedi: "Türkiye şu anda savaşın içindedir. Kendi ülkesinden uçak kaldıran bir Türkiye, kendi ülkesine de birtakım mu- kavelelerin olabileceğini besaba katma- lıdır. Hükümet makamlannın 'Saddam bize saldıramaz' diye beyanlan var. Sal- dıramaz ise iyi, ama ya saldınrsa. Ya sal- dırfrsaya göre tedbir almaları lazım." BBC'nin dün "Kuzeyde ikinci cephe açıldı. Türkiye'deki üsten havalanan ABD uçaklan 117 dalış yaptı. Kuzey Irak'taki hedefleri vurdu" biçiminde bir haber verdiğini grup toplantısında da an- latan Demirel, "Bu haber doğru mu? O zaman Türk halkına niye söylemiyorsu- nuz? 'Saddam'ın bize hücum edecek hali yok, merak etmeyin' diyorlar. Ya varsa. Tedbiriniz nedir? Kendi sınırlan içine sığmayan, dışanda kendilerini yönetecek yer arayanlar, 'sizi savaşa götürmüyoruz' diye diye, acaba ülkeyi nereye getirmiş- lerdir? Buz gibi ikinci cephe bu. Yann nereye varacağı belli değil. Türk tıalkı bu sözü BBC'den dinliyor. Bizim radyo te- levizyonumuz Türkiye'ye sıgmayanlara yetmiyor" diye konuştu. Üslerin kapsamlı kullandınlması ola- yının gerçekleştiğini vurgulayan Demirel, "Karşı tarafa tecavüz vuku bulmuştur. Karşı taraf mukavelede bulunursa, Tür- kiye kendisini sıcak savaşın içinde bulur" dedi. OfCCTTMERFV KOPfTCIT AHMET TAN Washington5 un Mesajı Vaıi. ANKARA — Şu anda Türkiye Cumhuriyeti'ni yöne- tenler bu devletin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği politikaya ve temel görüşlerine kulak asmaya hiç niyetli görünmüyorlar. Onlara, daha yakın, daha yatkın gelecek "referans- lar" bulmak gerek. Belki Amerika Birleşik Devletleri'nin kurucusu Ge- orge VVashington'un sözle- ri ve öğütlerı etkili olabilir di- ye düşündük. Bir umut, ABD'nin kuru- cusu ve ilk Cumhurbaşkanı George VVashington'un 1796 yılında verdiği "veda söylevi"nden bir bölüm su- nuyoruz: "Beliriibirmilletesevda ile bağlanmaktan ka- çınınız. Başka bir ülkeye nefret yahut sevgi duyguları beslemeyl âdet edinen milletler kö- leleşirler, kendi görev ve çıkarlan- nı unuturtar. Böyle millet- ler çoğu za- man banştan, bazen da özgürlüklerinden yoksun duruma düserler. Zira bir millet -ara- larında gerçek bir çıkar birliğl oimadığı halde- öy- le bir ortaklık hayaline ka- pılarak başka bir millete bağlandı mı bu IklncisJnin kavgalanna boşu boşuna kanşır, üstelik ona özel Inv tiyazlar tanır. Bu ise kendisinin sömii- rülmesine yol açmakla kalmaz, başka ülkelerin düşmanlığını ve misllle- melerini de üstüne çeker. Böyte bir durumda, ken- disine bağlanılan milletin tareftan geçinen hırslı, ah- laksız yahut gafil vatan- daşlann memleket çıkaria- nna ihanet etmeleri de ko- laylaşır. Çünkü bunlar av'iplan- Belirlibir millete sevda ile bağlanmaktan kaçınınız. mazlar; hattâ bazen halkın desteğini bile kazanabi- llrler. Alçakça yahut aptalca ihtfras ve ahlaksızlıklannı sureti haktan görünerek yaktızlamaları, davranışla- nnı halk iradesine saygı bahanesiyle maskeleme- leri de mümkündür. Memleketi sayısız yol- dan dış etkilere açık duru- ma düşüren o çeşit bağ- lantılar gerçekten aydm ve bağımsız yurtseverlerl bü- yük kaygılar içinde bırakır. BÖyte bağtarrtılar, bir ül- kede aynlıklan körükle- mek, ustalıkla insan satın almak, kamuoyunu aldat- mak, yetkilileri etkilemek ya da ürkütmek isteyen kimselere ne çok fırsat sağlarl Büyük ve güçlü bir ülkeyle öyle bir fliştd kuran küçük yahut zayrf bir mil- let öteklnin uydusu ol- makian kur- tulamaz. Tekrar edeyim kl yabancı bir ülkeye ölçü- süzce bağ- lanıp bir başkasına ölçü- süz nefret duyguları bes- lemenin sonucunda yalnız bir taraftaki tehlike gözle- re göninmeye, öteki tara- fın ustahklı etkileri İse maskelenmeye ve hatta desteklenmege başlar. Yabancı entrikalarının aleti durumundaki kişiler güvenini ve aUaşmı kazan- dıkları halkı aldatarak onun çıkarfanm başkalan- na teslim etmesini sağlar- larken bütün bunlara kar- şı çıkan gerçek yurtsever- ler şüpheli duruma düşü- rülüp lanetlenebllirler... Philadelphia, 19 Eylül 1796." (Politika Sanatı, Derlemeler-Çan Yayınları 1967, istanbul. Sayfa 148-149. Çeviren: Refik Erduran.) MECLİSTEN NOTLAR Bilgi sıkıntısı CANAN GEDfK ANKARA — Bakanlar da ANAP'LIar da inanılmaz bir rahatlık içindeydi. TBMM top- lanmadan önce iktidar kulisi kahkahalarla çınlıyordu. ANAP Genel Sekreteri Akgün Albayrak çevresini saran mil- letvekilleri ile çaylı-kahveli sohbet ediyordu. DYP Genel Başkanı Süley- man Demirel, grup toplantısı- na girerken, kuliste kahkaha- lar atan ANAP'lılara şöyle bir baktı, sonra konuştu: — Her zaman neşeden kah- kaha atılmaz. Herhalde sıkın- tı ve kaygılannı örtmek için böyle rahat göriinüyorlar. Bakanlardan önce Turizm Bakanı İlhan Aküzüm görün- dü, ayağındaki rahatsızlığı hâ- lâ giderilememişti, topallıyor- du. Ardından Ulaştırma Baka- nı Cengiz Tuncer Meclis'e gel- di. Iki bakanın çevresini ANAP'lılar sardı. Sohbet yine Körfez savaşı idi. Akuzüm, "tncirlik süs mü, üs mü?" diye soruyordu. ANAP'lılar yarutlıyordu: — Tabii ki kullanılacak. Ne var bunda? Cengiz Tuncer ortaya şu so- ruyu yöneltiyordu: — Körfez krizinin başlann- da güvercinler ve şahinler var- dı. Şimdi bir de serçeler çıktı ortaya. Kim bu serçeler biliyor musunuz? Herhalde Tuncer, Türkiye 1 nin sıcak savaşa girmesinden çekinen bakaniarı ve ANAP'- lıları kastediyordu. Şahin, ANAP'lıların, "s«rçe" olarak nitelediği, Bakanlardan Vehbi Dinçerler'den aynı saatlerde bir faks notu gazetelerin büro- larına ulaşıyordu. Dinçerler, bir gazetede kendisine atfen yayımlanan "Top bizde kala- cak. Sonuçta biz okkanın al- tına gidebiliriz" sozlerini ya- lanlıyordu. Diyordu ki, "Bn- lunmadıgım Bakanlar Kurulu toplantısı için bana atfedilen- ler çirkindir. hayaiidir, kötü ni- yetli bir tertiptir." Şimdilik Devlet Bakam Mustafa Ta- şar keyifliydi. "Savaşa girdik mi?" sorularına yanıtı şuydu: "Kuzey Irak'ta bir kara sa- vaşına girmemiz söz konusu değil. Tabii ki şimdilik." Taşar, artık tümüyle Başba- kan Akbulut'u destekleyen Mesut Yılmaz'ın yanına otur- du. ANAP sözcülüğünü üstle- nen BUIent Akarcalı elinde notları ile yanlarına geldi. Yıl- maz, kalemiyle Akarcalı'nm notlannı düzeltti. Mesut Yıl- maz da yetkiye ret oyu veren Hasan Celal Güzel'i artık dev- re dışı bırakmarun keyfini ya- şıyordu. Körfez krizi nedeniyle izle- nen politikadan rahatsız ol- dukları için istifaları veren es- ki bakanlar Ali Bozer ile Safa Giray da rahattı. Giray, ANAP'lı arkadaşlan muhale- fet sözcülerini protesto eder- ken sıralar arasında dolaşma- yı yeğledi. Dışişleri Bakanı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin koltuğu- nun altındaki kırmızı kaplı dosya ile Meclis'e gelirken, Başbakan Akbulut Konut'ta TRT'ye konuşuyordu. Yetki kimde? ANAP'lılar kaygısız tutum- larını genel kurul salonunda da sergilediler. Alptemoçin, hazırladığı metni okurken mu- halefet bağırıyordu: — tncirlik Üssü kimin elinde? — tncirlik'ten kalkan uçak- lar Irak'ı bombaladı mı? — Kaç uçak kalktı? — Irak'a ikinci cephe açıldı mı? — Yetki kimde, Çankaya'da mı, ABD'de mi, Genelkur- may'da mı? — Irak Türkiye'ye saidıra- cak mı, bu bir NATO ülkesine yapıimış saldın sayılacak mı? — Vatandaşı korumak için hükümet ne önlemler aldı? — Türkiye savaşa girmediy- sc, niye milletvekillerine sıgı- nak planları dağıttınız? Doğu ve Güneydoğu'da yaşayanlann canı yok mu? Saddam'a sorun Muhalefetin yönelttiği soru- ların hiçbirisine hükümetten yanıt gelmedi. Bakanlar ve ANAP'lılar, muhalefetin soru- lanna yine gülerek ya da elle- rini iki yana açıp başlannı sal- layarak karşıladılar. Devlet ba-* kanları Kâmran İnan ve Mus- tafa Taşar kendilerini tutama- yıp laf bile attılar: — Saddam'a sorun, saldıra- cak mı? Devlet Bakanı Taşar'ın bu karşıhğı genel kurulun havası- nı oldukça sertleştirdi. Alptemoçin'in muhalefetin ısrarlı soru ve tepkileri üzeri- ne yeniden kürsüye çıkması da fazla bir şeyi değiştinnedi. Mil- letvekilleri, genel kurul salonu- na girerken kafalanndaki so- rulara yanıt bulabilmek için TV'lerin karşısına oturdular. Ankara Emniyet Müdürlüğü'nden ahnan 57480 sayılı sürücü belgesini ve Şişli Yapı Kredi Bankası'ndan aldığım 5017742391712 numaralı telekartımj yitirdim. Yenisini alacağıtndan eskileri hükümsüzdür. AVUKAT MUSTAFA BÜLENT ÖZKAYA • t •3 î .i İ \i j •i • -> :o
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear