18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 OCAK 1991 HAVADURUMU CUMHURÎYET/15 TÜRKİYETJE BUGÜN Uevtet Meteorotoji işleri Genel: MüdûTtüğu'nden aitnan bilgiye gö- re Trakya ve kıyı Ege dışında tûm yurt yağışlı geçecek Yağışlar Ak- deniz kıyılantıda yağmur, Karade- niz kıyıları, Marmara'nın doğusu ve Güneydoğu Anadolu'dakarşe*- linde olacak HAVA SICAKLIĞI Ûnemlı bır değışiklık olmayacak Oeniziennncüe. Rüzgâr, Karadenız. Marmara ve Kıızey Ege'de yıldız ve poyraz, Güney Ege'de yıldız ve karayel, Akdenız'detabteve lodos- tan 3-5 yer yer 6, Ege'de 7-8 kuv- vetinde saatte 10-21 yer yer 27, -3° -6" Van 0°-3°Yûzgat 3°-r> Zonguidak Ege'de 33-40 denız rnılı hız!a esecek. Van Gölü'nde tıava: Çok bututtu ve kar yağışlı geçecek. NOT: Hava raporu alı- namayan başkentter (-) otarak gösterikJı. * * bUudu * • * * M * d u G-oûne$i K-kart S-sSı r ^ m u r t u Kahıre»* DÜNYA'OA BUGÛN 8° 9 B 9° Amstertfam B Afnman Alma Bajdat Barcslon» B 13° Bâscl Betgraâ Bertn Lemngrad Londra Madnd kitano Boon 8 tP A f B *• S 0° B 6° BınMpeşte S -3° Cenevre B 0° Cezayır B 16° C«We DuMı Fnnkfun öme Hetetnta Kahıre Kopentug B 5° K«n Le(kow MoshM s r Y Vf* Y 3° S 0° Y 15° Oslo Pans Prag ftyai Roma Sofya Şm Imus Vsrçova Vmdik S 0° B 9° B 9° S 5° S V . 9 Y 2° A 8° S 0° p A 12° B V a -2° A 8 zaSı B o° BULMACA SOLDAN SAGA: 1 2 1/ Yağmurdan ya da güneşten korunmak için yapılan ve arka- sı bir duvara verilen çatı. II lspanyolla- nn sevinç ünlemi... Bir gezegen. 3/ Çu- ha kumaşının sarıl- dığı top... Bir nota. 4/ Milli Edebiyat döneminde Rubap dergisi etrafında toplanan şairlerin meydana getirdiği topluluk. 5/ Osman- Ularda gece bekçisL.. Yüz. 6/ Olumsuzluk belirten bir önek... Bağışlama... Mezar. 7/ Ser- best meslek adamlarını içinde topla- yan resmi birlik... Büyük ve süslü ça- •dır. 8/ Üvey anne. 9/ Yankı... Bir mal ya da pararun emek verilmeden sağ- ladığı gelir. YUKARffiAN AŞAGIYA: 1/ Kadın ya da genç erkek çocuklar- da en ince ses. 2/ Muğla'nın bir il- çesi... Içine ok konulan torba ya da .^.^ • .^-ı^— , , kılıf. 3/ Tümcenin öğelerinden biri... Birdenbire. 4/ Üzüntülü düşünce durumu... Bir spor takımırun gözde oyuncusu. 5/ Es- ki Türklerde çocuklan koruyan tannça... Tavuğun istenilen ye- re yumurtlamasıru sağlamak için kullanılan beyaz taş. 6/ Okul, kışla gibi yerlerde hastalar için ayrılmış bölüm... inuslararası alanda karayoluyla yapüan mal taşımacılığı ve bu iş için kulla- nılan kamyon. 7/ İngilizce "bay" sözcüğünün kısa yazıhşı... Zambiya'nın başkenti. 8/ En kiiçük sosyolojik birim. Pamuk, yün gibi şeyleri eğirmekte kullarulan araç. 9/ Obur... Bir gıda maddesi. 60 YDL ONCE Cumhuriyet Otomatik telefon 21 OCAK 1931 Şehirde otomatik telefon tesisatı için hazırlıklar devam etmektedir. Otomatik tesisat evvela tstanbul cihetinde yapılacağı için yeni telefon tesisatı otomatik telefona göre yapılmaktadır. Bundan baska otomatik tclefonda merkez olmadığı için yalnız nıunara bulunacakür. Bunun için telefon şirketi şimdiden tstanbul cihetinin telefon numaralarını bu esas üzerinde değiştirmiştir. Bu esasa göre telefon açıhnca merkez söylenmeyecek yalnız merkeân numarası söylendikten sonra asıl telefon numarası söylenecektir. Mesela: lstanbul belediyesinin numarası 2.456O*dır. Bu numara telefon açıldıktan sonra şu suretle çağnlacaktır: tki, dört, beş, altı, sıfır. Maamafih, şirket değişen numaraları henüz tebliğ etmemiştir. Aboneler şimdilik eski numaralarla çağnlacaktır. 30 YIL ONCE Cumhuriyet En genç başkan 21 OCAK 1961 John F. Kennedy, dün Türkiye saatiyle 19.30'da Amerikanın en genç başkanı olarak tarihi yeminini ettikten sonra 35. cumhurbaşkanhğı vazifesini resmen, devralmıştır. Kennedy bu münasebetle tenip John Kennedy edilen törende yaptığı konuşmada sözlerine, idarenin yeni bir Amerikan nesline geçtiğini ilanla başlaraış, daha sonra bütün Amerikabları birliğe davet etmiştir. Mr. Kennedy bu konuşmasında dünya meselelerinden bahsederken genel olarak isim ve mahal tasrih etmemiş, yalruz dünya banşırun elbirliği ile korunabileceğini ve bu yoldaki çalışmalann hızlandmlmas) gerektiğine işaret etmiştir. Başkan Kennedy, yalnız konuşmasının bir yerinde "güney suurimızdaki kardeşlerimiz" üe "bizim hasmımız olan milletler" ibarelerini kullanarak, Güney Amerika memleketleri ve Doğu bloku mernleketlerine ayn bir önem verdiğini ima etmiştir. Konuşmasının büyük bir kısrrunı dünya milletlerinin birleşmesi zaruretine hasreden Kennedy, bir ara Yahudilerin mukaddes kitabı Tevrat'tan şu cümleyi okumuştur: "Ağır külfetleri ortadan kaldınn ve baskı altında olanı serbest bırakın!' Amerikanın yeni başkanı dünyanın en önemli ihtilaflanndan biri olan silahların teftiş ve kontrolüne de temas ederek her iki bloku da ciddi ve kesin tekliflerde bulunmaya çağırmıştır. .•Başkan Kennedy sözlerine şöyle son vermiştir: "Sevdiğimiz memleketi Allahın yardım ve inayetiyle ileri götürefim." Makarios'un nutku Kıbns Cumhurbaşkanı Makarios, Grivas'ın yardımcısı Esentiu'nun ölümünün yıldönümü münasebetile Lisi köyünde bir konuşma yapmıştır. Makarios bu konuşmasında, "Bir ideal uğruna ölen Esentiu'nun hatırasını bugün anıyoruz. Bu şahıs Rum camiası için ölümsüz bir kişi olarak daima kalplerimizde yaşayacaktır. Bu ideal nesillerden nesillere intikal edecektir demiştir. Makarios böylelikle kapah olarak Enosis'in tahakkuku için ilk propaganda nutkunu Lisi köyünde vermiş olmaktadır. Aynca Makarios konuşmasında, yakın bir gelecekte cumhurbaşkanlığından aynlacağım ve dini bir lider olarak vazifesine devam edeceğini soylemiştir. GECEN YIL BUGUN Cumhuriyet Denktaş^tan uyarı 21 OCAK 1990 KKTC Cumhurbaskam Rauf Denktaş, Kıbns Rum kesimi uderi Yorgo Vasiliu ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cuellar ile şubat -ayının sonundaki herhangi bir günde bir araya gelebileceğini söyledi. Oenktaş, Cumhurbaşkanı TAırgut özal'ın Kıbns konusunda kendilerine baskı yapması ve ABD'ye taviz vermesi durumunda bunu kabul etmeyeceğini belirtti. KKTC Cumhurbaşkanı 12 şubattaki görüşmeyi kabul etmemesinin nedeni olarak, Cuellar'ın kendilerine bir belge kabul ettirmek istemesirü gösterdi. TARTISMA Eğitim ve Öğretim Sistemimiz tnsan yeteneğinin notla ölçülmesi kaldınlmalı, her öğrencinin başarıh olduğu alanlara göre eğitilmesi, en iyi biçimde yaşama hazırlanması sağlanmahdır. Yaklaşık elli yıldan beri Türkiye'de öğre- tim sistemi kalıplaşmış müfredat program- lanna bağlı, kabuklannı kıramayan, çevre- sindeki duvarları aşamayan bir anlayış ve uygulama içerisinde süregelmektedir. Tek- nolojinin ve bunun koşutunda düşüncenin alabıldiğine hızla gelijtiği bir dünyada bi- zim çağa bir türlü ayak uyduramamamız tehlikeli ve kaygı verici boyutlara ulaşıyor. "YaratKi toplum yolıuıda çağdaş eğitim' adlı kitapta Nazan Ipşiroğlu şöyle diyor: "Ögretim sistemimiz ezbere dayaoıyor, bil- gi yüklemesi ağıriıkta. Özellikle ilk öğretim- de daha oyun çağındaki çocuk kendi diin- yasına yabancı olan bir yıgın bilgiden so* nımİD tutuluyor. Aynca günümüzde orta- okul ve üniversiteye girecek çocuklara u>- gulanan test yöntemi. bilgiyi kalıplara dök- tügü. diişunmevi önlediği gibi, sınav korku- su içinde yaşadıklan baskılı ve gerilimli or- tam onların sağlığına zarar veriyor. Görülüyor ki egitimimiz bir sonınlar vuma- ğı haline gelmiş. Bunların çözümü için sis- temde temelli degişiklikler gerekiyor." Bu tümüyle gerçekçi açıklamalara katı- hyorum. Bulunduğumuz nokta içinden çı- kılması oldukça zor bir duruma gelinilmiş olduğunu gösteriyor. Ne yapmalı? Yukan- da adı geçen kitap kendi açtsmdan olumlu öneriler getiriyor. Ben de aslında bir kitap konusu olabilecek baa düşüncelerimi bu kı- sa yazımda aynntıya gkmeden açıklamaya çalışacağım. Son elli yıl içinde birçok değerli egitim- cimiz sistemin yürümediğini, hatalı yolda olduğumuzu görerek düşüncelerini belirtti- ler. Bu görüşler çoğu kez yetkililerce doğru bulunduğu, onaylandığı halde hiçbir zaman gerektiği gibi uygulamaya konulmadı. Bu nedenle, burada değineceğim önerilerin uy- gulanmayacağını bilmekle beraber yine de açıklamakta yarar görüyorum. önce egitimin amacuun ne olduğunu sap- tayalım. Çağdaş eğitim, kişilik sahibi, ken- dine güven duyan, özgürce düşünebilen, in- san sevgisiyle dolu, banşçı, ülkesini ve ulu- sunu seven, çalışan ve üreten çağdaş birey- ler yetiştirmeyi amaçlar. Bunu sağlamak için atılacak adımlar ne olmalıdır? 1) Öncelikle, müfredat programlan tü- müyle kaldınlmasa bile ilk adun olarak bazı okullar (özel ya da resmi) deneme okulu olarak adlandınhp öğretim sistemini sapta- mada özgür bırakümabdır. Bu okuUarm di- ledikleri yöntemleri denemelerine izin veril- melidir, âlacaklan sonuç diğerlerine öncü- lük edecektir. 2) Bu arada, müfredat programlanm ça- ğm gereklerine uydurmak için bazı adım- lar atılmahdır. Şöyle ki: a) Düşünce özgürlüğünü kâğıt üzerinde bırakmayıp uygulamaya koymak için öğret- men ve öğrenciyi ders kitapları dışında her tür kitabı okuma ve okutmakta serbest bı- rakmabdır. Öğretmen ve öğrenci yasal gü- venceyle bu uygulamada her türlü baskıdan uzak tutulmalıdır. b) Demokrasiyi okullara sokmak için bu yüzyıkn başında Amerikan okullannda uy- gulanmakta olan kulüp sistemi okullanmız- da da başlatılmalıdır. Şöyle ki, okuUarda basit parlamenter usullerle öğrenci komite ve kulüpleri kurulmah, tiyatro, gazetecilik, müzik, spor, vb. okul kulüpleri yönetimle- rini demokratik seçimlerle oluşturmalı ve öğrencilerinin (ilkokuldan başlayarak) kendi kendini yönetmesi sağlanmalıdır. 3) öğrenciyi çağdaş yaşama hazırlayan uygulama ve araştırma ağırhkb yeni bir sis- tem hazırlanmalıdır. Bunun için: a) Okullar laboratuvar ve araçlarla do- natılmalı ve uygulamalı eğitime ağırlık ve- rilmeüdir. b) Çağın teknolojik gelişmesini yakından izleyerek okullann yararlanacağı donaulmış merkezler oluşturulmabdır. örneğin bilgi- sayar, TV, video, teyp, vb. eğitim araçlarını öğrencinin kullanması sağlanmalıdır. 4) Verilecek eğitimde öncelikle düşünce özgürlüğü demokrasi, insan sevgisi, barış gi- bi kavramlarm yerleşmesi sağlanmalı, böy- lece insanımızın kişilik sahibi ve kendine gü- ven duyan, ülkesini ve ulusunu seven, çalı- şan ve üreten çağdaş bireyler olarak yetiş- mesine olanak verilmelidir. 5) İnsan yeteneğinin notla ölçülmesi kal- dınlmalı, her öğrencinin başarıh olduğu alanlara göre eğitilmesi, en iyi biçimde ya- şama hazırlanması sağlanmalıdır. 6) Yetenekler notla belirlenemeyeceğine göre sınıfta kaltna ya da sıruf geçme gibi kavramlar da zamanla bir yana bırakılma- hdır. Çok kısa olarak değinebildiğim noktalar aslında eğitim sistemimizi kökünden sarsa- cak gibi görülebilir. Bu nedenle bazı yasal engellerin kaldınlması, bazı yasa değişikük- lerinin yapılması gerekebüir. Bütçelerin ye- tersizliği ileri sürülebilir. Ancak unutulma- mab ki bir ülkenin en değerli varlığı insan- dır. Ona verilecek değer her şeyin üstünde olmalıdır. Çağı yakalamak insanı yücelt- mekle olur. Çağdaş insanı yetiştirebilrnenüz için eğitim sistemimizin bir an önce ve hız- la çağdaşlaştırılması bir zorunluluklur. TUNA BALTACIOCLU Çamlıca/tstanbul Pera Palas Otolî ve Gerçekler "Hotel d'Angleterre", 1841 yıhnda, Jacques Missirie tarafmdan, Tepebaşı'nda (Hotel Royal'in bulunduğu yerde) değil Tünel Meydanı'nın ilerisinde, Kumbaracı yokuşunun köşesinde açılmıştı. Jak Deleon'un, "Pera Palas" adlı bir ki- tabı; gazetenizin, 10 Ocak 1991 günkü ki- tap ekinde, Sayın Zeynep Ayan'ın da bu ki- tapla ilgili bir yorumu yayımlandı. Sayın Ayan, yorumunda, Jak Deleon'un, kitabı- nın, bir tarih niteliğinde olduğundan söz ediyor, aynca kitabın bölümlerini özetle Sa- yın Çelik Gülersoy'un önsözünü tamamen aktanyor. Bu bakımdan: Pera Palas Oteli'y le ilgili gerçeklere değinmeden, Sayın Gü- lersoy'un, önsözündeki, "Hotel d'Angleter- re"le ilgili yorumları yanıtlayayım: Sayın Gülersoy, sözünü ettiği, "Hotel d'Angleterre"le ilgili daha önceki iki broşür- kitap (l!si 1979 yüında, "Istanbul'un ilk oteli Hotel d'Angleterre", 2!si 1985 yıhnda, "Ho- tel d'Angleterre" başhğıyla), yayımlamıştı. Bu kitap-broşürlerde (ki yorumlan aynıdir.) "Hotel d'Angleterre'in 1841 yıUnda, Tepe- başı'nda acıldığından söz eder, ancak bu husus kesinlikle yanlıştır. "Hotel d'Angleterre", 1841 yüında, Jac- qnes Missirie tarafından, Tepebaşı'nda (Ho- tel Royal'in bulunduğu yerde) Âeğil Tünel Meydanı'nın ilerisinde, Kumbaracı yokuşu- nun köşesinde açılmıştı. (Eski adıyla Grand Rue de Pera veya Cadde-i Kebir 463 numa- rada). "Hotel d'AngleterTe" adıyla da hiç- bir dönemde, Tepebaşı'na gitmemişti. 1876 yıhnda, "Hotel Royal" adıyla Locotheti ta- rafından acılan otelin yerindeyse; Ingiliz Sa- rayı'mn bahçesi ve arazisi içinde olmasın- dan ötürü İngilizler tarafmdan kullanılan bina vardı. Bu bina 1845 yıhnda, İngilizler tarafmdan, Mısırlı İbrahim Paşa'ya ikâmeti için verilmiş, İbrahim Paşa'nın 1848 yıhn- da ölmesi üzerine, bir süre boş kalmıştı. 5 Haziran 1870 tarihli büyük Beyoğlu yangı- nı sonucu, Ingiliz Sarayı tamamen yanın- ca, dönemin Ingiliz Büyükelçisi, Sir Henri EllioC, yeni tngiliz Sarayı yapılıncaya, yani 1873 yıhna kadar burada oturmuştu. Bu ta- rihten sonra Logotheti, burayı ahruş ve "Hotel Royal" adıyla, 1876'da açmıştı. Ay- nca, Sayın Gülersoy; bu otelin, dönemin tek oteli olduğunu da ileri sürmektedir. Bunda da çok büyük bir yanılgı vardır. Çünkü o dönemde, Beyoğlu'nda: "Hotel de Quatre Nations" • Hotel de Levant - "Grand Ho- tet d'Orient" - Hotel de Bysance • "Hotel de Pera' 1 - Hotel de France, müşterilerine hizmet vermekteydi. (1851 yıhna kadar açı- lan oteller). Gelelim Pera Palas Oteü'nin yapımıyla il- gili gerçeklere: W^ons-LWs firması, 1890 yı- hnda, mevcut parkurlarına, yeni parkurlar eklemek amacıyla; biri, Avrupa'nın en batı ucu olan Lizbon'da (Grand Hotel de Lis- bonne), diğeri, Avrupa'nın en doğu ucu olan, İstanbul'da (Grand Hotel de Constan- tinople - Pera Palas değil) olmak üzere ay- nı anda iki otelin yapımına karar verir. So- ciete Française Des Grands Hotels Interna- tional (bu fırma, oteli satın almış değil, ken- disi yaptırmıştır) Fırmasıysa bu otellerin ya- pımı için; mimar - yapımcı M.Henry Du- ray'ı (mimar Vallaury'yi değil) görevlendi- rir. Mimar Henry Duray, inşaat süresince bu iki şehir arasında gidip gelir. 1892 eylül ayının başmda, yapımlan bitmiş otellere, son kez göz atmak için M. Henry Duray ön- ce İstanbul'a gelir, buradan da Lizbon'a yol- lanır. Lizbon'daki otelin açılışı için 20 Ey- lül 1892 günü uygun görülmüştür. Ancak 23.9.1892 tarihinde, 'Orientalistlerin' kong- resi, Grand Hotel de Lisbonne'da yapılaca- ğından, otelin açıhşı, o tarihe ahnır. Grand Hotel de Constantinople'de açılış yapıhnaz ve otel eylül ayında sessiz sedasız hizmete girer. Ancak 1893 nvayıs ayının son günü gerçek bir açılış yapılır. Jak Deleon, Petro Bodosaki'nin (bu ad önceki eserinde Petros Bogosaki, olarak ge- çer) oteli 16 Ekim 1919 günü, oğlu Hacı To- ma Anastasiadis'e (Atanassiadis değil) dev- rettiğinden söz eder. Buna olanak yoktur. Önce Tomas, Bodosaki'nin oğlu değildir ve kendisinin 'Hacı Tomas Atanassiadis ve Oğlu' unvanlı Mersin'de bir çırçır fabrikası vardır. (1920 ve daha sonraki yıllar). 10 Temmuz 1922 yıhnda şirket kurmasıy- sa tamamen olanaksız. Çünkü şirket, tstan- bul'da değil Paris'te (merkez orası olduğun- dan) kurulmuştu. Şirketin ana sözleşmesi- ni Paris'teki noter, 'A.Morel d'Arieux' tas- dik etmişti. Ana sözleşmenin, Fransız res- mi gazetesindeki yayın tarihi de 2 Eylül 1922'dir. Bütün bunlar, şirketin Bodosaki veya başka birinin olmadığım kanıtlamak- tadır. Kaldı ki Grand Hotel International firması, şirket kendisinin olmasaydı, hisse sahiplerine neden ödeme taahhüdü yapsın- dı? Maliye'ye 2 milyon lira borç ise öyle ha- yali bir rakam ki inanılmasına olanak yok. Bu rakam o günkü kura göre hesaplandı- ğında, 45.440.000 frank etmektedir. Bu ise Pera Palas Oteli'nin bedelinin altı katından fazladır. Pamuk işi yaptığı kesin olan bu fır- maysa, ne kadar para kazanmah ki bu ka- dar vergi ödemeye mecbur olsun. Fikir ver- mek için şunu da belirteyim ki 1922 ağus- tos ayında, İzmir limanından yapılan tüm pamuk ihracatı 200 bin liradır. Agatha Cbristie içinse yorum yapmaya gerek yok. Sayın Selcuk Erez 9.12.1990 gün- kü Cumhuriyet gazetesi Dergi ekinde, Agat- ha Christie'nin hiç bir dönem İstanbul'a gel- mediğini kanımca kanıtlamıştır. Kaldı ki eğer gelmiş olsaydı, kesinlikle 'Murder In The Orient Express' romanmı, Pera Palas'la ilgili yazardı, Tokatlıyan'la değil. Aynca Orient-Express için kendimizi al- datmayalım, Vv'agons-Lits kumpanyasının 1900'lü yülarda, tüm sene çalışan, değişkin yörelerde, on ayn parkuru vardı, yazlan bu- na dokuz parkur eklenir, kışınsa ayn sekiz parkur daha yapüırdı. Orient-Express adıyla anılan tren de doğrudan îstanbul'a gelmez- di, Calais-Paris-V'iyana yolunu yapar ve Bu- dapeşte'de beklerdi. Her gün, tren burada değişir ve ikî değişik hatla haftanın üç gü- nü, İstanbul'a gelirdi. Budapeşte-Belgrad ls- tanbul, Budapeşte-Bükreş-lstanbul... BEH2AT ÜSDtKEN Tünel/BEYOĞLU tLAN ŞEREFLİKOÇHİSAR İCRA TETKİK MERCtt HÂKİMLtĞİ'NDEN DOSYA NO: 1990/66 Ankara ili Şereflikoçhisar ilçesi Kale mahallesi Beypınar Caddesi No: 4'te Yem, Kepek ve inşaat malzemesi satan Yakup oğlu 1961 D.'lu Yaşar Ünver vekili Av. Selahattin Görkem'in konkordato ta- lebi, mahkememizin 1990/66 esas sayılı karan ile borçlu Yaşar Ün- ver'e, "İki ayhk konkordato mühleti" verilmiş olup, alacaklanmn işbu ilanın gazetede neşir tarihinden itibaren 7 gün içinde itiraz ede- bilecekleri TlY'nın 288'inci maddesi gereğince ilan olunur. tLAN TÜRKELt ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DUYURULUR Esas No: 1990/59 Davacı Tahir Günay tarafmdan davalı Şevket KarlaJ aleyhine aç- tığı davanın mahkememizin 25.6.1990 günlü celsesinde davalı Şev- ket Kartal'a ilanen tebtigat yapılmasına karar verildi; Karar gereği davanın açıldığı tarihten bugüne kadar davalı Türke- li ilçesi Gaziler köyünden Mehmet oğlu Şevket Kartal'a tebligatın ya- pılamadığı anlaşıldığından gazete ilanının yapılmasına karar verildi- ği, ilan tarihinden itibaren üç ayhk yasal süre içinde mahkememizin iş bu dosyasına müracaat etmesi, etmediği takdirde davanın gıyabmda bitirileceği ve kabulü ile sonuçlanacağı ilanen duyurulur. 9.7.1990. tLAN ANKARA 19. ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN Esas No: 1989/684 Karar No: 1990/603 Davacı Maliye Hazinesi Vekili Av. Sairae Ozgurel, Av. Gulderen Şa- hin ve Av. Nükhet Artı tarafmdan davalılar Mehmet Aksu, Abdül- kasım Karahan, Mustafa Koçak, Mustafa lltas, Nuri Deniz, Ali Ak- doğan Bulut, Avni Çelik, Hasan Bilgili, Mustafa Bilgili ve Hamza Çakır aleyhlerine açılan tescil davasımn yapılan dunısması sonunda: Ankara ili, AJnndag ilçesi, 1. Bölge Tapu Sicil MUdurluğü'nden gden 10.7.1990 gün ve 728 yevmiye no.lu yazıda ve tapu kaydında bildiri- len Ankara ili, Altmdağ ilçesi, Solfasol Mahallesi Karcakaya mcvki- inde kain 3478 ada 23 no.lu parseli teşkil eden tarla cinsinde 1643 m1 miktarındaki tasınmazda davalılar Kadir oğlu Mehmet Aksu, Raşit oğlu Abdülkasım Karahan, Salih oğlu, Esat Aydogan, Salih oğlu Mus- tafa Koçak, Kamil oğlu Ahmet Karademirtak, Mehmet oğlu Musta- fa tltaş, Mehmet oğlu, Ahmet Efe, Alibinali oğlu Nuri Deniz, Kamer oğlu Ali Akdoğanbulut, Hasan oğlu Avni Çelik, Mehmet oğlu Şük- rü Atakol, Ahmet Raif oğlu Hasan Bilgili, Ahmet Raif oğlu Mustafa Bilgili, Ali oğlu Hamza Çakır, Mehmet oğlu Ali GOldibi, Abdullah oğlu Hasan Kavas, Abdullah oğlu Ali Kavas, Osman oğlu tdris Ay- doğan, Beşir oğlu Ramazan Alırsatar adlarına kayıtlı tüm hisselerin iptali Ue 2942 sayılı yasamn 23. maddesi uyannca Maliye Hazinesi adına kayıt ve tesciline, karar verilmistir. Karar gereğince kararın müddetinde temyiz eımediğiniz takdirde MEHMET AKSU, ABDÜLKASIM KARAHAN, MUSTAFA KO- ÇAK, HAMZA ÇAKIR, MUSTAFA İLTAŞ, NURİ DENlZ, ALt AK- DOGANBUUJT, AVNİ ÇELİK, HASAN BlLGİLt, MUSTAFA BİLr GtLt'ye tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. POLİTİRA VE OTESt MEHMED KEMAL Sansaryan Haırtla İşkence... Sansaryan Han'ın mütarekede İngiliz işgal kuvvetlerinin polis rnerkezi olduğu söytenir. istanbul 1918 yılında işgal edil- miştir. İşgal kuvvetleri için polis merkezi olacak bir yer aran- dığında burası uygun görülmüştür... Han'ın geçmişine baka- cak olursak 1897 yılında Erzurumlu Sansaryan Kardeşler ta- rafmdan yapılmıştır. Hangi ise yarıyor diye soracak olursa- nız, o zamanlar için handır. Böyle hanlar Sirkeci'de çok var. Bunlardan biri de Dördüncü Vakıf Han değil midir? İngiliz işgal kuvvetlerinin hanı bir polis merkezi olarak kul- lanmalanndan sonra bu böyle gitmistir. ingilizlerden sonra cumhuriyet döneminde han emniyet müdürlüğü olarak kui- lanılmıştır. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün siyasal şubesi ile asayiş şubeleri bu yapıya yerleştirilmiştir. Her şeyden ön- ce daha çok siyasal bir merkez olarak kullanımıyla ünlüdûr. Özellikle komünist tutuklamaları oldukça, toplanan komünist- ler burada sorgulanır ve korunur. Yapının özel hücreleri ve barınaklan vardır. 1930 komünist tutuklanmasmda toparla- nanların hepsi buraya tıkılmıştır. Özel hücrelerde, işkence odalannda sorgulan yapılmıştır. Tabutluklar diye ün salan hûc- reler buradadır. Eski durumunu bilenler anlatır; giriste bir garaj vardır, çev- resinde 16 hücre bulunur, hücrelerin bir kısmı asağı katta, bir kısmı yukanda, tavanarasına yakındır. Tabutluklar diye anı- lan hücreler tavana yakın olan yerdedir. Bu hücreler tabut biçimindedir ve bir insanın tek başına ayakta duracağı, k> mıldamayacağı bir konumdadır. Tavana yakın hücrelerden gök ve Sirkeci'nin bir kısmı görülür. Dışarıdan vapur düdük- leri ve tren sesleri gelir. öteki katlarda emniyet müdürlüğünün türlü dallan bulu- nur. Bugünlerde Sansaryan onarılarak adliye taşınacakmış... Onarım yapılıyor. Sirkeci'dekı merkez postanesi de bir zaman- lar adliye değil miydi? 1944'te komünist ve Turancılar tutuklaması yapıldığında, her iki görüşten yana olanlar buraya ortaklaşa konmuşlar- dır, Tabutlukların şöhreti çok arttığından bunlar yıkılmış, başka bölümlere kaldınlmıştır. tabutluklarda yatanlann komünist ol- sun, Turancı olsun işkence görenter buralan sonradan anı- larında anlatmışlardır. Bu anılar her iki görüşte olanlar için de aynıdir. Özellikle Ahmet Demir, Ahmet Topaloğlu, Alaatin Eriş, Parmaksız Hamdi gibi polislerin işkenceleri anlatılır. Bu- radaki işkencelerin acı öyküleri Meclis'e kadar yansımıştır. Ama her seferinde bir bahane ile üstü örtülmüştür. Sansaryan Harn'nda Rıfat llgaz'ın başından geçen bir olay vardır, Sabahattin Ali bunun öyküsünü yazmıştır. Rıfat niye yazmadı diye soran çıkabilir. Rıfat o yıllarda öykücülüğe öy- künmüyor, şairdir. "Evet, yüzümü yağlı, yapışkan bir şey gibi kaplayan birgü- lümseme ile onun gözlerinin içine baktım. Hayatımda hiçbir zaman, bu sigara ve kibrite karşı yüzümü kaplayan sıntma- nın aşağılığını unutmayacağım. Hiçbir dayak, hiçbir hakaret suratımdaki o yılışık gerilme kadar, asla görmediğim halde bir ayna karşısındaymışım gibi şimdi bile gözlerimin önûn- de duran o sıntma kadar beni kahretmemiştir. Düşünün, bir insanın celladına gülümsemesi, kendi yumuşaklığı ile onu yumuşatabileceğini sanması kadar gülünç, adi şey olur mu? Onun da gözlüklehnin arkasındaki gözlerinde memnun bir parıltı belirdi. Ben o anda bile, bu memnunluğun içinde bi- raz da alay karışık olduğunu sezer gibi oldum, şaşırdım. Ama kendimi toparlayacağım yerde, belki de bu şaşkınlığımtn te- sîri ile yüzümü, tükürülesi yüzümü onun o sırada yaktığı ve bana doğru tuttuğu kibrite uzattım. Ben daha ne olduğunu fark etmeden, kibrit elinden yere düştü ve yüzümde korkunç bir tokat patladı. Sigara ağzımdan fırlamış, burnum kanamaya başlamıştı. Karşımdaki, saatlerden beri tuttuğu hiddet ve ki- ni hızlı nefesler halinde burnundan fışkırtarak arka arkaya suratıma tokatlar yapıştırıyor, dizlerimi, karnımı tekmeliyor ve hırsından boğuklaşan bir sesle hiç durmadan bağırıyordu: 'Hayvan, sahiden karşımda sigara içebileceğini mi sandın?' Kapıya 'Gelin' diye bağırdı, 'götürün bu rezil herifi, her şeyi söyteyınceye kadar soluk aldırmayın'. " Manevi işkence maddisinden daha beterdi. Şimdi bir de onu deniyorlardı Sansaryan Han'da, herkesin önünde... ÇAU3ANLAR1N SORULARI/SORUNLARI Y1LMAZŞİPAL "Sağlık Kurumunu Seçebilme Hakkı" SORU: Ben ev kadınıyım ve istege bağlı sigortah olarak Bağ-Kur'dan aylık almaktayım. Her ay tnaaşımdan sağhk sigortası primi kesilmekle biriikte ben Ba|- Kur'dan sağhk karnesi almadım. Eşim birinci dereceden emekli devlet tnemuru oldu- ğu için Emekli Sandığı'nı seçmek ve Emekli Sandı- ğı'nın sağhk yardımlanndan yanulanmak istiyonnn. Bu konuda yaptığım başvuruya "Bağ-Kur'dan aimak- ta olduğunuz aylıktan vazgeçerseniz sağlık yardım- lan konusunda gerekli işlemleriniz yapılacaktır" yanıtı geldi. Bağ-Kur'uD sağlık elanaklan kısıtlı. Eşim, 38 yıl me- muriyet yapmış bir hukukçu. Ben onun sağhk yar- dımlanndan neden yararlanamıyonım? Dört yıldır sağlık primi ödediğim halde sağhk kar- nesi almadım ve sağhk soranlanmı kendi olanakla- rımla karşılıyorum. Emekli Sandığı'nın sağhk yardımlanndan yararlana- maz mıyım? G.Y. YANIT: Kurumların verdiği sağlık hizmetlerinin sağlıksız ve dengesiz oluşu bazı sorunlara neden olmaktadır. Emekli San- dığı'nca sağlanan sağlık yardımlarının daha geniş ve kapsamlı olması, bu kurumca sağlanan sağlık yardırnlanrun seçilmesi- nin nedenidir. Sağlık hizmet ve yardımlarında denge sağlanıncaya kadar, kişi dilediği sağlık kurumunu seçebilme hakkına sahip olmalı- dır. Bağ-Kur tsteğe Bağlı Sigortahhk Yönetmeliği'nin 9. madde- sine göre "diğer Sosyal Güvenlik Kanunlan'na ve özel Kanun- lar'a göre sağlık yardımlanndan faydalananlar 1479 sayılı kanunda öngörülen sağlık yardımlanndan yararlanamazlar!' Böylece, TC Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu'nun sağlık yardımlanndan yararlanan ve Bağ-Kur isteğe bağlı si- gortalısı ya da isteğe bağlı sigortadan yaşlılık aylığı alan eşler, Bağ-Kur'un sağlık yardımlan kapsamı dışında bırakılmıştır. Bağ-Kur Sağlık Sigortası Yardunlan Yönetmeliği'nin 5. mad- desinde ise "diğer sosyal güvenlik kunıluşlan kanunlanna ve özel kanunlara göre sağlık yardjmlanndan faydalanan Bağ-Kur sigortalılarından bu durumlannı belgelemeleri halinde sağhk sigortası primi ahnmayacak ve bunlara sağlık yardımı da verilmeyecektir'* denilmektedir. Tedavi yardımma ilişkin açıklamalar getiren 82 Seri No.lu I>evlet Memurlan Yasası Genel Tebliği'ne göre "b) E>evlet me- murunun İş Kanunu kapsamında çalışan veya serbest meslek erbabı olan vergi yukümlüsü veya Bağ-Kur üyesi (isteğe bağlı üyelikler dışında) eşlerinin tedavi ve yol giderlerinden yarar- landırılmaması gerekmektedir!' Genel Tebliğ, zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olan devlet memunı eşlerini tedavi yardımı kapsamı dışında bırakmasına karşın is- teğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olan ya da Bağ-Kur'dan isteğe bağlı sigortah olarak yaşlılık aylığı alan eşlerin devlet rnemur- larına uygulanan tedavi yardımlanndan yararlanması gerekti- ği vurgulanmıştır. Konunun kişisel yorumlara yer bırakmayacak biçimde dü- zenlenmesini ve sağlık kurumunu seçebilme hakkının tanınma- sını dileyerek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear