25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 EYLÜL 1990 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/15 KÖRFEZ KRIZf ...KÖRFEZ KRİZİ... KÖRFEZ KRtZt...KÖRFEZ KRİZİ... KÖI ANKARA Türkiye zirve sonucundanmemnunBaşbakan Akbulut, "Helsinki'de vanlan mutabakat, bizim görüşlerimizi de teyit etmektedir" dedi. Bush-Gorbaçov zirvesinde Irak'a karşı BM şemsiyesi altında yürütülen çabalann vurgulanması, Dışişleri Bakanlığı çevrelerinde memnunlukJa karşılandı. SEMİHİDtZ ANKARA — ABD Başkanı George Bush ile Sovyet Başkanı Mihail Gorbaçov'un Helsinki'de pazar gunü gerçekleştirdikleri zirve toplantısıran sonuçları Ankara'da. "Türkiye'nin pozisyonunun teyidi" şeklin- de değerlendiıildi. Zirveden çıkan sonucun BM çerçevesinde Irak'a karşı yürutulen ça- balan vurgulaması memnuniyet yarâtırken böylece zaten gergin olan bir ortamın teh- likeli bir şekilde tınnanmasmın engellendiği bildiriliyor. Türkiye'nin, sıcak çatışma ola- sılığı yerine mevcut olan tüm banşçı yolla- rın denenmesinden yana olduğunu belirten yetkili çevreler, "Bush-Gorbaçov zirvesinin Saddam Höseyin'iıı maceraperetsligine aynı şekilde yanıt verilmeyeceğini açıkça gösterdigini" bildirdiler. Irak'ın yol açtığı Körfez bunalımırun ağırlıklı olarak ele alındığı Helsinki zirve- sine ilişkin Türkiye'nin ilk resmi değerlen- dırmesi dun Başbakan Yüdınm Akbulut'- tan geldi. Akbulut, ABD ve Sovyet başkan- lannın Körfez krizi konusunda vardıklan görüş birligınin Türkiye'nin bunalım konu- sundaki göruşlerini teyit etüğini söyledi. BM Kalkınma Programı tarafından dü- zerüenen "Küresel Kalkınma Sormnlan" yuvarlak masa toplantısına kaulmak için gittiği Antalya'dan dün Ankara'ya dönen Akbulut, Esenboğa Havaalanı'nda gazete- cilerin Helsinki zirvesine ilişkin sorularını yamtlarken şunlan söyledi: "Zirve sonrasında, Irak'ın Knveyt'ten şartsız olarak çıkması ve buna teminen Bir- leşmiş MiUetkr Guvenlik Konseyi'nin almış oldugu kararlann etkin bir biçimde uygu- lanması istendi. Bizier de şimdiye kadar ay- nı götüsleri savunduk. Zirve, iki snper gii- DİPLOMATİKİLİŞKİKURULUYOR İran ile Irak barıştılarIrak Dışişleri Bakanı Tarık Aziz'in Tahran'da yaptığı görüşmeler sırasında iki ülke arasmda yeniden diplomatik Uişki kurulması kararı alınırken İran, Irak'ın Kuveyt'i işgaline karşı sert tutumunu sürdürüyor. Dış Haberler Servisi — İran ile Irak, on yülık aradan sonra yeniden diplomatik Uişki kurma kararı aldılar. Tahran'ı zjyaret eden Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz ile Iran Devlet Başkanı Ali Ekber Haşimi Rafsan- cani arasmda dün yapılan göruşmeden son- ra yapılan açıklamada, iki ülkenin, ilişki- lerini normalleştinneyi karariavtırdıkları, ancak Irak'ın Kuveyt'i işgali konLsunda gö- rüş birliğine vanlamadığı bildirildi. Tank HABUR Girişe sınırlamaVEDAT YENERER HABUR — Korfez krizinden sonra Ku- veyt ve Irak'ta bulunan Bangladeşlilerin, ül- kelerine gitmek üzere Habur'a akın etme- leri üzerine Türkiye, günde en fazla 300 BangJadeşlinin girişine izin verilmesini ka- rarlaştırdı. Türkiye, sırurda çadırkentte ba- nndırılan Asyalılann ulkelerine gönderile- bilmeleri için AT ve BM'den yardım iste- di. Habur'dan giriş yapanların sayısı da dün 38 bine ulaştı. Habur yakınlarındaki çadırkentin kapa- sitesinin 5 bin kişi ile sınırlandıniması üze- rine Türkiye, Irak'tan günde en fazla 300 BangJadeşlinin girişine izin verme karan al- dı. Yetkilüer, çadırkentin kapasitesinin art- tırılamaması nedeniyle her gün ulkelerine Türkiye uzerinden gönderilen Bangladeşli- lerin sayısı kadar Bangladeşlinin kabul edi- lebileceğini bildirdiler. Dun 205'i Türk ol- mak üzere 2 bin 19 kişi Habur'dan giriş ya- parken 298 Bangladeşli Diyarbakır'dan uçakla ulkelerine gönderildiler. Habur'daki çadırkentte bannanlann sayısının 5.197'ye ulaştığı, Bangladeşlilerin uçaklarla gün aşın ülkelerine gönderildikleri kaydedildi. Bu arada Türkiye'nin Habur'dan giriş yapan Asyalılann ülkelerine gönderilebil- meleri için BM Afetler Koordinatörlüğü ve Acil Yardım Fonu çerçevesinde AT'den ha- va taşıması yardımı istedjgi belirtildi. Aziz, Rafsancani ile görüşmesinden sonra Tahran'dan ayrüırken yaptığı açıklamada, ziyaretinin son derece "oluralu, ciddi ve dostane" bir hava içinde geçtiğini söyledi. Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz, önceki gün tranlı meslektaşı Ali Ekber Velayeti ile yaptığı görüşmenin ardmdan, dün sabah İran Devlet Başkanı Haşimi Rafsancani ta- rafından kabul edildi. İran Resmi Haber Ajansı IRNA'ın haberine göre Rafsancani- Aziz göruşmesi sırasında, iki ülke arasın- daki ilişkilerin yanı sıra Irak'ın Kuveyt'i iş- gali ve bölgedeki yabancı güçler konusu ele alındı. IRNA'nın haberinde, Rafsancani'nin görüsme sırasında, bölgedeki gelişmeler ve iki ülke arasındaki ilişkilerin normale dön- mesi konulanndaki tavrını özetlediği vur- gulandı. Haberde, Aziz'in Rafsancani'ye Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in bir mesajını ılettiği, iki ülkenin karşılıklı ola- rak büyükelçi göndermesi ve elçilikler aç- malan konusunda anlaşma sağlandığı ifa- de edildi. IRNA'nın haberinde, iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden kurulması karannm, Ali Ekber Velayeti ile Tank Aziz arasındaki ön- ceki gün yapılan görüşrnede alındığı bildi- rildi. IRNA'nın, adını açıklamadığı "güve- nilir bir kaynak"a dayanarak verdiği habe- re göre Tarık Aziz, Velayeti ile yaptığı gö- ruşmede, İran ile Irak arasındaki ikili iliş- kilerin yeniden kurulmasını ve iki ülkedeki diplomatik temsilciliklerin yeniden açüma- sını istedi. Tank Aziz ile Rafsancani arasmda dün yapılan görüşmede, Irak'm Iran'dan gıda yardımı talebinin dile getirilip getirilmedi- ği konusunda, iki ülke tarafından da her- hangi bir açıklama yapılmadı. Ancak dip- lomatik çevrelerden edinilen bilgiye göre dün ) ipılan görüşmenin temel konusunu, Irak'a uygulanan ekonomik ambargo oluş- turdu. Aziz: "Görüşme olumluydu" Tahran'da bulunduğu 24 saat içinde İran Dışişleri Bakanı Velayeti ve Devlet Başkanı Haşimi Rafsancani ile görüşmelerde bulu- nan Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz, dün Tahran'dan ayrüırken yaptığı açıklamada, tran'daki temaslannın son derece 'olumlu, ciddi ve dostane* bir hava içinde geçtiğini söyledi. cün kararbJıgını gösteriyor. Irak'm saldır- ganhğının karsılık görmesi gerektiğini or- taya koyuyor. Biz de ayoı şekilde Irak'ın Kuveyt'ten şartsız olarak çıkmasını istiyo- n u . " Türkiye'nin, Körfez krizinin banşçı yol- lardan çözümlenmesini arzuladığınıda be- lirten Akbulut, "O nedenle vanlan muta- bakat bizim görüşlerimizi de teyit etmek- tedir. Biz de aynı şekilde BM Guvenlik Konseyi kararlanna uyulmak kaydıyla ön- gönilen yaptınmlann tatbiki suretiyle kri- zin bir çozume kavuşturulmasını istiyoruz" diye konuştu. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Murat Sun- gar da dün zirve hakkında bir açıklama ya- parak Türkiye'nin Helsinki ortak bildirisin- de ifadesini bulan görüşleri ve BM yaptı- rımlanna katılma çağınsım butunuyle des- teklediğini söyledi. Sungar, Başkan Bush ve Başkan Gorba- çov'un Helsinki buluşmalarında, her şeyden önce ABD ve Sovyetler Birliği'nin dünya ba- ns ve guvenliğinin korunması hususunda- ki ortak iradelerini ve bu bağlamda, Kör- fez bunalımına, BM yasası ve Guvenlik Konseyi kararları çerçevesinde banşçı çö- züm bulunması tercihlerini açıkça ifade et- liklerini belirtti. Sungar şöyle devam etti: "İki liderin Helsinki zirvesinde Körfez bunalımı konusunda ortaya koyduklan ka- rariılık, Türkiye'nin mesele>e BM kararla- nnın (ara ve eksiksiz uygulaması suretiyle banşçı çönım bulunmasını savunan lutu- munun isabetİHİ de teyit etmektedir. Türk- iye, Helsinki ortak bildirisinde ifadesioi bu- lan gönışler ve BM yaptınmlarına katılma çagnsını butunuyle desteklemektedir. Te- mennimiz, Irak liderliğinin Helsinki buluş- masından gereken mesajı alraası, milleüe- rarası camianın tepkilerini dikkate alarak sağduyu ile davranması ve bunalımı sona erdirecek adımlar atmasıdır." Dışişleri memnun öte yandan Bush - Gorbaçov zirvesinin Irak'a karşı BM şemsiyesi altında yürütü- len çabalann önemini vurgulaması Dışişleri Bakanlığı çevrelerinde memnuniyetle kar- şılandı. Böylece önü alınamayacak tırma- nışlardan kaçınılması ilkesinin ön plana çık- tığını belirten bu çevreler, "Şu anda tüm dünya, düzenli ve olaslararası hukukun ke- limesine uygun bir biçimde Irak'a karşı bir- lik gösteriyor. Bu birliğin bozulmasına yol açabüecek özel girişimler, haliyle ortamın yatışmasına ve üzerinde durulgn yöntem- lerin başanya ulaşraasına engel oluştnrur" dediler. Sözü edilen "özel girişimler" ile dolaylı ifadelerle Irak'a karşı Amerika'mn başını çekeceği bir askeri operasyonun kastedildi- ğini doğrulayan bu çevreler, daha sonra bu konuya şu şekilde açıklık getirdiler: "Kuniluşundan bn yana BM, ilk kez fi- ili bir bunahmın çözümu amacıyla birlik içinde tüm yasal olanaklannı seferber et- miş bulunuyor. Soguk savaşın sona erme- si, örgütün bu çerçevedeki faaliyetini ko- laylaşürnuş bulunuyor. Mevcut nluslararası konjonktür açısından bakıldıgmda BM için soguk savas sonrası dunyanın önentii bir ör- gutü olacağını sergilemesi için tarihi bir fır- sat dogmuş bulnuyor. Bunun takdir edil- mesi ve bir konu etrafında birieşmiş bir ül- keler kolektifi olarak davranılması gereki- yor. Örgutun çizdiği çerçevenin dışına çık- mak ise dogal olarak bu kolektif çabaya sekte vurmaktan başka bir ise yaramaya- cakür." Böylece Helsinki zirvesinin, Irak'a karşı LONDRA'DAN — Annesi bir basın toplantısında Kuveyt'te başlanna gelenleri anlatırken küçiik kız çocuğu da sıkıntıyla bekliyor. bir askeri operasyonu şimdilik açık bir şe- kilde reddetmesi Ankara'da olumlu bir ge- lişme olarak nitelendiriliyor. Kısacası An- kara, "Bn oyunun kurallanna göre oynaa- ması" eğilimini koruyor. Aynı 7amanHa özellikle Başkan Gorbaçov'un Irak'a yöne- lik uyanlannın da önemli olduğu vurgula- nırken şu görüşlere yer veriliyor: "Kuveyt'i işgali nedeniyle Irak'ın hiçbir şekilde müsamaha gönneyecegiıü vurgula- makla, Sovyetler Birliği, Bagdat'ta knlla- nılabOecek kozlan ortadan kaldırmış oldu. Yani Saddam'a, 'banşçı yollan benimsiyo- ruz, ama bu, Kuveyt'i unuttuğumuz şeklin- de yorumlanmamalı' mesajını veriyor. Bu arada diplomatik ifadeierie aba altından so- pa da gösteriliyor. BM'nin mevcut karar- ları yetersiz kaiırsa ek kararlar alınır deni- yor. Ba|dat'ın boradaki mesajlan kavra- yıp çıkmaz sokakta olduğunu görmesi ge- reldr. Saddam Httseyin şimdi ya meydan okumaya devam edecek ya da onurin bir çıkış yoln arayacaktır. Sececegi yol önö- mözdeki gunlerde belli olacakbr. Gergin- Ugi bnnandırma egiliminde ise bilmesi ge- rddyor Id karstanda görüş buügj içinde bn- lunan iki süper güç ve bir ülkHer toplnla- gn var." Bush-Gorbaçov zirvesinin, Türkiye'nin Suudi Arabistan'a asker göndereceğine iliş- kin tartışmalar da şimdilik yatıştırması ge- rektiğini belirten Dışişleri çevreleri, "Bn, zaten belli koşuUarda giındeme gelebilecek bir opsiyoodu. Hükümetin elinde bojle bir yetldnin bulunması bnnu bemen kullana- cagı ynlammHy alınmamalı" diye konuştu- lar. Aynı çevreler, Helsinki zirvesinde Irak'a "insani yardım" konusunda da bir "açık kapı" tutulmasını olumlu bulduklanm be- lirttiler. Türkiye'nin eğiliminin de bu yön- de olduğunu ifede eden bu çevreler, "Lider- lerinin işlediği hataların cezasımn masum Iraklılar tarafından çekilmesinin doğru olmadığını" belirttiler. Bush'tan Özal'a telefon ABD Başkanı George Bush dün Cum- hurbaşkanı Turgut özal'ı telefonla aradı. Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Büyükelçi Ka- ya Toperi'nin açıklamasına göre Bush-Özal görüşmesinde Helsinki zirvesinin sonuçla- n üzerinde duruldu. Başkan Bush'un SSCB lideri Gorbaçov'la görüşmesi konusunda Başkan Bush'a bilgi verirken, görüşmenin olumlu geçtiğini ve sonuçtan memnun ol- duğunu belirttıği bildirildi. MOSKOVA Uzmanlar Irak'ta kalıyor •»MOSKOVA (AA) — Irak'taki Sovyet teknik uzmanlanmn bu ülkede kalmaya de- vam edecekleri belirtiliyor. AP ajansı, ABD Başkanı George Bush ile Sovyetler Birliği Başkanı Mihail Gorba- çov'un Helsinki'de yapılan doruk toplan- tısıyla ilgili olarak dün yaynnladığı bir yo- rum haberde, Bush'un konuyu gündeme getirmesine rağmen, Sovyet liderinin, bu uzmanlan Irak'tan çekmeyi kabul etmedi- ğini belirtti. Gorbaçov önceki gün yaptığı açıklama- da "Irak'taki Sovyet teknik uzmanlannıa sayısının 193'ten 150'ye düstögünü, uzman- lann çekümeve devam ettiklerini ve bu ko- nuyu bir sorun olarak görmedigini" söy- lemişti. Irak ordusundaki uçak ve silahların bü- yük bir bölumü Sovyet yapunı. SSCB, bu Ülkede bulunan teknik uzmanlanmn çoğu- nu, Irak'la arasındaki bir anlaşma uyann- ca bu silahların nasıl kullanılacagı konusun- da Irak ordusunu eğitmek için göndermiş- ti. Bu nedenle de Irak'ın Kuveyt'i işgalin- den sonra Irak'taki Sovyet uzmanlar konu- su ön plana çıkmış bulunuyor. Irak'ın 5.500 tankmdan sadece Ingiliz ya- pımı 30 Chieftain tanki dışında tamanu Sovyet yapunı iken, 500 savaş uçağının yak- laşık yuzde 80'i Sovyet yapunı, 360 kara- dan havaya füzesinin 300'ü Sovyet, 6O'ı Fransız yapunı. MYASETADAMLARIMIZIN ZIRVEYE BAKIŞI Zirve, Irak'ınyalnızlığını vurguladıBÜLENT ECEVİT DSP Genel Başkanı Helsinki'deki Bush-Gorbaçov doruğu, iki bü- yük devletin Or- tadoğu bunalı- mı karşısında ortak tavır ve dayanışraa eğih'- minde oldukla- nm; aralannda baa görüş aynlıklan bulunsa bile böyle i dayamşma ortamı oluşturmakta güçlük çekmediklerini göstermesi bakımından önemli bir geüşmedir. Ortadoğu'da çıkan veya çıkabilecek bu- nalımlarda, artık taraflar, iki büyük devîet arasındaki kamplaşmadan yararlanma, bir- birlerine karşı iki büyük devletin ardında saflaşma olanağını kolay kolay bulamaya- biürler. Helsinki doruğu uluslararası alanda, Irak'm yalnızlığını büsbutun vurgulamıştır. Doğu-Baü yakınlaşmasından önce ABD, Sovyetler Birliği'nin Ortadoğu'daki etkin- liğini engellemeye çalışırdı. Oysa şimdi tam tersine ABD, Sovyetler Birliği'nin de Orta- doğu'da kendisiyle yan yana etkin bir rol oynamasını ister duruma gelmiştir. ABD- nin tavnndaki bu değişıme Gorbaçov, or- tak basın toplantısında özellikle dikkati çek- miştir. Ancak iki büyük devletin son Ortadoğu bunalımına yaklaşımlanndaki şimdilik "nüans" deyimiyle küçük gösterilmek iste- nen aynlıklar, ileride iki büyük devlet ara- sında daha derin ayrılıklara da yol açabi- lir.örneğin ABD, Irak'ın Kuveyt'i işgali so- runu ile tsrail-Filistin sorunu arasmda bağ- lantı kurmayı ısrarla reddederken Sovyet- ler Birliği, Ortadoğu sorununu daha kap- samh olarak ve Israil-Fiüstin sorununu da içerecek biçimde ele alınmasından yana ol- duğunu belli etmiştir. Benim kanımca Sovyetler Birliği'nin Or- tadoğu sorunlanna böyle daha geniş kap- samlı olarak yaklaşma eğilimi gerçekçidir. Eğer bu yaklaşım benimsenirse, ileride Ortadoğu için düşüniilen ortak guvenlik sis- teminin oluşturulmasında büyük güçlükler- le karşılaşılabilir ve ister istemez daha be- lirgin bir Arap-tsrail kutuplaşmasma yol açılabilir. Filistinliler, şimdi kendi ulusal davalan için umutlannı Irak'a bağlamak zorunda kalmışlardır. Filistinlilerin bundan bir so- nuç almaları beklenemez; ama Filistin ko- nusunda umutlann Irak'a ve Saddam Hü- seyin'e baglanması, Irak'a Arap milliyetçi- liği bayrağıru ve önderliğini ele geçirme fır- satını kazandırabilir. ABD'nin Irak'a bu fır- satı kazandırmakta nasıl bir yarar gördü- ğünü anlayamıyorum. Helsinki doruğundan sorraki basın top- lantısında Gorbaçov'un baa sorulara ver- diği yanıtlar, Sovyetler Birliği'nin ABD'den farkiı olarak Irak'la bazı bağlantılarını sür- dürmek egiliminde olduğunu da göstermiş- tir. Nitekim Gorbaçov, Irak'taki Sovyet as- keri danışmanlarını çekmekte pek aceleci davranmaya niyetli olmaaığını belli etmiş- tir. lngikere'nin yaklaşımı da bundan pek farkiı değildir. Ingiltere, bir yandan Irak'a karşı ambargonun tüm şiddetiyle sürdürul- mesini istemiş gibi görünürken bir yandan da Irak'ta işler üstlenen bazı Ingiliz firma- larının bu ülkedeki çalışmalanm sürdürme- lerine göz yummaktadır. Oysa Ingiltere'nin Irak'ta üstlendiği işlerden bazılan askeri ha- zırlıkla da doğrudan veya doiaylı olarak il- gilidir. Bu bakımdan Sovyetler Birliği'nin tutu- mu ABD'den çok İngiltere'mn tutumuna ya- kın gibi görünmektedir. Bu tür aynhklar şimdilik Batıhlar arasm- da veya Batılılarla Sovyetler Birliği'nin Or- tadoğu'daki dayanışmasında bir sorun ya- ratmasa bile ileride daha geniş tutum ayn- hklanna yol açabilir. Helsinki doruğunda Sovyetler Birliği'nin askeri harekâta girişilmemesi ve yabana as- keri güçlerin bunalım atlatıldıktan sonra Ortadoğu'dan çekilmesi konusunda ağır bastığı ve bu konularda ABD'den bazı gu- venceler almayı başardığı anlaşılıyor. An- cak ABD bu giıvenceleri zaman kazanmak için ve gönülsûz olarak vermiş gibi de gö- rünmektedir. Öte yandan yine Helsinki doruğunda Gorbaçov'un Irak'a ilaç ve zorunlu yiyecek maddeleri gönderilmesini öngören "insani yardım" konusunda ABD'yi yumuşatabil- diği anlaşıiıyor. Bunlar da Sovyetler Birliği'nin Ortado- ğu bunalımı için askeri çözüm yerine banşçı siyasal çozüm arayışlannda öncüluk elde et- mek istediğini gostermektedir. Ancak iki büyük devletin, nasıl bir ba- nşçı siyasal çözüm formülu öngördukleri anlaşılamamıştır. Bu konudaki belirsizlik Helsinki'den sonra da sürmektedir. Ekono- mik ambargonun Irak'ı 9-10 aydan once di- ze getirebileceğini ABD bile beklemiyor. 9-10 ayda neler olacağını ise hiç kimse şün- diden kestiremez. tki büyük devlet, Ortadoğu'daki çağdışı yapılann değişmesi ve demokrasi yolunda mütevazı da olsa adımlar atılması ile hiç il- gilenmez gibi görunüyorlar. Oysa Ortado- ğu'daki çağdışı yapılar ve düzenlemeler de- ğişmedikçe Ortadoğu, hem bu bölge ülke- leri için hem de bütün dünya için sürekli bir bunalım kaynağı olmaya devam edecektir. Savaş çıkabilir /. SABRÎ ÇAÖLAYANGÎL Eski dışişleri bakanı ABD, savaşa girmek ıçm iki durumdan çekinmektedir: Birincisi, kendisi silahlı bir mücadeleye başvurursa, Sovyetler'in buna razı olmaması, yani karşı çıkmasıdır. Ikin- cisi, Ortadoğu'da savaş çıkarsa, Irak dev- letinin bölgedeki petrol kuyulanm bombar- dımanla tahrip etmesidir. Birinci kaygı Hel- sinki zirvesi ile ortadan kalkmış gözükmek- tedir. Ortak bildirinin üslubundan Sovyet- ler'in Amerika'ya kanşmayacağı anlaşıl- maktadır. tkincisi, yani Irak'ın bölgedeki petrol kuyulanm tahrip etmesı ıhtimali ön- lenirse savaş çıkacak demektir. Siyasal çözümeşanstanındıVAHÎT HALEFOĞLU Eski dışişleri bakanı Helsinki'de tamamlanan Bush-Gorbaçov zirvesi, tarihe basarılı bir zirve olarak geçecek- tir. İki liderin henuz anlaşa- madıkları nok- talar bulun- makla beraber, anlaştıklan noktaların da- ha ağırlıklı olduğu gorulmektedir. Bu da dunya barışı ve Korfez'deki krizin barışçı yollarla çozümlenebileceğine ilişkin umut- lar yaratabilecektir. iki lider, krizin Guven- lik Konseyi kararları çerçeves»nde çozum- lenmesi konusunda goruş birliğine varmış- lar, Irak'ın şartsız olarak Kuvevt'ten asker- lerini çekmesini, rehinelerı serbest bırakma- sını, eski yonetimin iş başına donmesinı, Birieşmiş Milletler Guvenlik Konse>i'nin verdiği kararlann tam olarak uygulanma- sını istemişler ve uçüncu ulkelen de bu ka- rarlann ve yaptınmlann uygulanmasında iş- birliği yapmaya çağırmışlardır. Bu kararlar yeterli olmadığı takdirde, ek onlemler ala- bileceklerini de vurgulamtşlardır. Bush, bu- nun askeri müdahale seçeneğini ımkân ta- hiline soktuğunu soylemiş, bu vozlerinı Hel- sinki'den uçakla aynlırken uçakta tekrar eı- miş, buna karsılık Gorbaço\, onceliğin si- yasi çozume verılmesı gerektiği hususundaki goruşunu iki liderin ortaklaşa yaptıkiarı ba- sın toplantısında tekrarlamıştır. Bu da gös- teriyor ki Bush, henuz askeri müdahale hu- susunda Gorbaçov'u ikna edememiş, ancak umudunu da yitırmemiştir. Zirverun sonuç- ları, Fransa, Almanya, tngiltere ve Turki- ve'de memnuniyetle karşılanmıştır. Gorbaçov'un bu zırvede sağladığı en bu- yuk avantaj şimdiye kadar, "Biz bu kriz bil- tikten sonra da bolgede kalınz" dıyen Bush'tan kriz biter bitmez Amerikan birlik- lerinin çekileceği sozunu almasıdır. Buna karsılık ABD'nin sağladığı avantaj da böl- gede kurulması ongörulen guvenlik sistemi- ne, So\-yetler'in yeşil ışık yakması ve bu sis- teme Moskova'nın da katılmasının sağlan- masıdır. Şimdilik söylenebilecek olan sıcak çatış- manın hiç değilse bir süre ertelendiği, bu arada krize barış ve diplomasi yoluyla bir çözum bulunması için çabalann arttınlaca- ğıdır. Türkiye olarak bizim de bu sonuçtan memnunluk duymamız gerekir. Krizin ba- rış yoluyla çozulebilmesi amacıyla bölgede- ki ve duınadaki bilinen ağırlığimızı kulla- narak çaba harcamamız için çok uygun bir ortam ortaya çıkmıştır. Bunu iyi kullana- bildiğımız ve Türkiye'nin banşçı çabaları, krizin sona erdirilmesınde etkin bir rol oy- nayabıldiği takdirde, Türkiye'nin gerek böl- gedeki, gerek dünyadaki onemi ve saygınlı- ğı daha da artar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear