29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 HAZİRAN 1990 CUMHURİYET/17 HAVA DURUMU TÜRKIYETJE BUGÜN Meteorotojı Genel Müdüriûjjü'nden alınan btlgjye göre yurdun kuzey ve dofrı kesimleri parçalı bulutlu. Oo$u Karademz, Doju « GOneydojju Ana- dolu lc Anadolu'nun doğusu. BaO Ka- ladenu'in ıç nesmlen, Oo0u Akderız. GâHer adtgesı de Afyon, Uşak çevre- teri sajanak ve gök gûnjltülü safianak yağ^h, diğer yerfer az bulutlu ve açık gecccek. HAA SICAKLIĞI Değışme- yecek. RÛZGAR Kuzey ve batı yorv lerden hafif. ara sıra orta kuvvette, ya- ğış anmda kuvveOı olarak esecek. De- niztenmıale Karadenız'de gûnbatısı ve karayel, difler denıztenmde gündoğu- su ve lodostan 3-5 açıMarda 6 kuvve- tinde saattE 10-21. açıldanJa 27 deniz rnK höa esecek Oakja yûkseMığı 0 5 Adaru Adapazan Adryaman Alyon Aörı Aroora Amakya Antalya Artvm Baktear Y 30° 16° ftyartakır A 30° 15° Edıne Y 30° 18° Emncan Y 25° 11° Erzurum Y 22° 10° Eskışefiır A 27° 13° Gaaartep Y 30° 19° Gıresuı Y 30° 14° Manrsa A 28° 15° K Maraş Y 25° 9° M«sn Y 2 r 4° Mm)t Y 26° 12° Muş Y 29° 15" Nığde Y 25°15°Ordu A 32° 18° Gûmûşteme Y 21° 9° Ftae Y 21°10°Hai*Sn A 33° 18° jsparta A 25° 13° istanbul Y 26° 12° Snıır Y 24° 9°Kars Y 24° 12° Sarasun Y 26° 13° S«rt A 28°17»Sinop A 33°18°Sıws Y 19° 5°1i*mlad ıla 15, açıtdarda 2 m dolayında olacak Van Gölü'nde fıava par- çalı bulutfcj ve sağanak yağışiı geçecek. Rüzgâr güney ve batı yönlerden hafif ara stra orta kuvvette esecek. G6I kûçûk dalgab olacak Görûş azakiığı 10 tun, yağış anında 3 ıla 5 km cıvannda bulunacak Bokj 8ursJ Y 28° 15° Kas&moraı Y 26° 11° Trateon Çorum Oerizi Y 26° 10° Kaysen A 30° 17° KITMOT* A 29°1S°Konya A 26° 9°Kûtah»a A 30° 16° Malatya Y 25° KP Hıncelı A 27° 15° Usak A 27°11°Van A 26° 14° Yozoaı Y 30° 12° ZtKigukiak A 31° 16° Y 30° 17° A 29° 20° A 29° 14° Y 26° 9° Y 25° 12° Y 25° 15° Y 25° 15° A 24° 16° Y 28° 15° A 25°t6° Y 25° 10° A 26° 16° Y 25° 15° Y 26° 10° Y 26° 12° Y 23° 12° A 26° 13° A 23° 16° ı buMjtlu 'yaflmurtu İSSf A-apk B-tnrtjtlu 6-gûm$lı K-kark S-»i Y-yaflmırtj Ankara ~/r£" • Tebrız Kahıre • DÜNYA'DA BUGÛN «tmsterdam A 18° Amman A 35° ASna «afttat Banalona Basd Belgrad Berin Bom Bfûteei Budapeş» Ccnevre Cezayıı Ckkte Duba FranMuf Srne Hebanfc Kahıre topenhag KMi Letosa A 28° A 38° A 27° A 23° A 20° Y t8° A 20° A 18° Y 22° A 22° A 27° A 43° A 45° A 19° A 30° Y 16° A 34° Y 19" A 20° A 30° Umngraf Londra Uadnd Mlano Mortrea) Mnkon Mûnh Narttrt Osto Psns Prag «yad Roma Sofy» Şam Vttm Iınus VtlŞOK Vıyara Y 13° A 21° A 28° A 24° A 24° B 17° A 21° A 2f A 22° A 21° A 18° A 40° A 24° Y 18° A 23° A 37° A 36° Y «° A 25° A 27° VVasfnnglDnA 29° Zûntı A 23° BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Deniz teknelerinin iç yanlan. 2/ Kimi hayvan ve bitki hücre- lerinde bulunan, iğne biçiminde billur raad- de... Üzgü. 3/ Bir no- ta... Nâam Hikmet'- in soyadı... tki tarla arasındaki sınır. 4/ Gökcisimlerinin yük- seltisini ölçmekte kul- lanılan araç. 5/ Mak- sim Gorki'nin tarun- mi5 bir romanı. 6/ Bi- rinin buyruğu altında olan görevli... tş ya- parken giyilen bir tur şalvar. 7/ Işık... Argoda esrar. 8/ Diyarbakır-Silvan yolu üzerindeki ünlü tarihi köprü. 9/ Güneş doğmadan ön- ceki alaca karanlık... Taraça. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Killerin başkalaşımı ile oluşmuş, yapraklar durumunda aynlabilen ma- virasi bir taş. 2/ Asya'da bir ülke... Yuz, çehre. 3/ Bağışlama... Geceleyin söy- lenen ağır ve feryatlı türkulere uygu- lanan bir halk ezgisi. 4/ Osmanlı saraylannda, harem dairesinin ve enderunun dışmda kalan bölumlere verilen ad... Bir renk. 5/ Sac üstünde pişen yufkayi çevirmeye yarar tahta araç... Satrançta bir taş. 6/ Hollanda'nın plaka işareti... Akdeniz'de, Napolyon'un sür- güne gönderildiği ada. 7/ Türkçede adın durum eklerinden biri... Küçük su kanalı... Hicap. 8/ Çiftlik uşağı... Toplura yaşamına gi- ren geçici yenilik. 9/ Güzellik, aJırn... Melez. 60 YDL ÖNCE Cumhuhyet Meclis tatil18 HAZİRAN 1930 B.MMeclisınin bugünkü içtimaında Yozgat meb'usu Süleyman Sırrı B. riyasete bir takrir verdi. Bunda Büyük Meclisin 8 aydır içtimaı münasebetile istirahate kesbi istihkak ettiği binanaleyh teşkilâtı esasiye kanununun maddei mahsusası mucibince ve raeb'usların dairei intihabiyelerini gezmelerine fırsat verilmek üzere tatflî içtimaa karar verilmesi talep ediliyordu. Takrir kabul olundu. Reis Kâzım Pş. Haz. ayağı kalkarak: "— Muhterem arkadaşlar! Dedi. Meclisi ÂIi içtimaı fevkalâdeye lüzum görmezse teşrinisaniye kadar içtima etmiyecektir. Bu sene zarfında Meclisi Âli 80 içtima aktetmiş ve 265 iş intaç etmiştir. Bu işlerden 194 ü kanun lâyihası, 17 si tefsir, 52 si muhtelif muameledir. Meclisin bu seneki mesaisi bilhassa iktisadi sahada çok mühim ve memleket için çok nafi olmuştur. Maii ve iktisadi vaziyetimizin inkişafı için Meclis, Hükûmet ve millet hep beraber çalıştılar. Bunların faydalı tesirlerini memnuniyetle görmekteyiz. 4 bucuk ay tatil esnasında dairei intihabiyelerinizi gezerek halkla yakından temas neticesinde yeni ihtiyaçlan tetkik edeceksiniz. Bu tetkikattan gelecek seneki devri içtimaiyede hayırlı neticeler göreceğimize eminim. Hepinize sıhhat ve afiyet ve hayırlı seyahatler temenni ederim. Azayı kiramı hürrnetle rnuhabbetle selamlanm." Reis Pş. Hz. şiddetli ve devamlı alkışiar arasında riyaset kürsüsünden indi ve RM. Meclisi bu devre içtimaıru tatil etti. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet Maliye Bakanı 18 HAZİRAN 1960 Maliye Bakanı Ekrem Alican bu aksam saat 19.30'da radyoda bir konuşma yaparak memleketin mali ve iktisadi dunımunu ve bu durum karşısında Inkılâp Hükümetinin mal î ve iktisadî politikasını izah etmiştir. 27 Mayıs hareketinin manası üzerinde duracağını belirterek konuşmasma başlıyan Maliye Bakanı şöyle devam etmiştir: Ekrem Alican Memleketin, idareyi devir aldığımız andaki, mali ve iktisadi envanterini hep birlikte tesbit edeceğiz. Bundan böyle, milletten hiç bir şeyin saklanmıyacağına ve saklanmadığma inanarak, işlerinizin sevk ve idaresini, bütun iktisadi faaliyetlerini hizmetinizde bulunmakta şeref duyan hükümetiruzin yapacağı açıklamalar ve tavsiyelere uygun surette tanzim ettiğımiz takdirde, hem milli, hem de onun bölünmez bir cüz'ü olduğunda şüphe olmayan şahsi menfaatleriniz en iyi ve en salim bir şekiide teminat altına alınmış olacaktır. 1960 mali yılının 4'üncü ayının ortasına gelmiş bulunuyoruz. Gelir ve gider 7.281.695.000 lira üzerinde kanunJaşmış bulunan ve bu yıl bütcesinin üç aylık fiili neticeleri elimizde bulunmaktadır. Bu neticelere göre 31 mayıs 1960 tarihine kadar. Bir milyar 579 milyon liralık tahsilâtımız. Bir milyar 691 milyon liralık sarfiyatımız olmuş, tahakkuk ederek tediye safhasına gelmiş bulunan 238 milyon liralık bir masraf da henüz tediye edilmemiştir. Bunun yanında sadece 1960 mali yılının ilk üç ayı faaliyetleri dolayısiyle iktisadi de\iet teşekkülleri ve âmme idarelerinin hazineye ödemeleri icap eden 165 milyon liralık bir vergi alacağı da henüz tahsil olunamamıştır. Tahsilâtımzın bugüne kadar takip ettiği seyir, 1960 mali yılı bütçesindeki 7.281 milyon liralık varidat tahminlerinin yıl sonunda en fazla 6.800 milyon lira olarak realize edilebileceğini, bu suretle 1960 devlet bütçesindeki masraf tahsisleri tamamen kullanıldığı takdirde bu mali yıl bütcesinin takriben 500 milyon liralık bir açıkla karşılaşacagıru göstermektedir. GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet 'Blöfü gördüm' 18 HAZtRAN 1989 Bulgaristan'dan gönderilen Türklerin sayısı 35 bine yükselirken, 15 bin kişinin daha sınırdışı edilmeyi bekledikleri öğrenildi. Başbakan Turgut Özal dün Kapıkule"yi ziyareti sırasında "Jivkov'un blöfünu gördüm. Açtım kapıyı hadi göndersin bakalım" dedi. DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel de Sakarya'da düzenlenen Bulgaristan'ı protesto mitinginde yaptığı konuşmada, "Eğer Sovyetler Birliği, Bulgaristan'ın böylesine vahşet içinde olmasına destek veriyorsa, o da zulmün ortağıdır. Sonra dünyaya 'biz barışçıyız' demesi sahtekârlık olur" diye konuştu. İstanbul Gazıosmanpaşa'daki mitingde de Bulgaristan kınandı. IAR1TSMA Açıklama Zorunluluğu Tamamen hizmet ve göreve bağlı bu ziyaret ve görüşmeler dışmda, herhangi bir kişi veya kişiler grubuyla ve yazıda adlan geçenlerle görüşmüş değilim. Sayın Emekli Kurmay Albay Suphi Kara- man tarafından hazırlanıp değerii gazeteniz- de yayımlanan "30 Yıl Sonra 27 Mayıs" baş- lıklı yazı dizisinin 2 Haziran 1990 tarihli 17. bölümünde, gerçeğe uygun olmayan biçimde adımdan soz edilmesi nedeniyle durumu açık- lığa kavuşturma zorunluluğunu duyuyorum. 1. Yazımn son bölümünde, 14 Eylul 1961 gu- nü akşamı Jmndarma Genel KomuUnlığı- ndan, Milli Birlik Komitesi'nce seçilen üyeler ile ordu temsilcileri olarak tanımlanan kişile- rin bir toplantı yaptıkları; çoğu Talat Ayde- mir grubuna dahil olan ve Dz.K.K. Kurmay Başkanı sıfatıyla benim de aralarında bulun- duğum 8 tuggeneral, tuğamiral ve albayın ölüm cezalannın yerine getirilmesi görüşünü savunduklan beb'rtilmektedir. 2. 26 Haziran 1961 tarihinde atandığım De- niz Kuvvetleri Kemulanlığı Kurmay Başkan- lığı görevim dolayısıyla Genelkurmay Başkan- lığı, Kara ve Hava Kuvvetleri Komutanlıklan ve Jandarma Genel Komutanlığf na nezaket ziyaretlerinde bulundum. Kara Harp Okulu Komatanlıgı ile Jandarma Okulu Komutan- lıgı'nı da aynı amaçla ziyaret ettim. Görevim süresince ayrıca Stratejik Harp Oyunlan ve Plan Tatbikatlan'na katılan bü- tun arkadaşlarla bu çalışma gereği ilişkilerim olmuştur. Söz konusu çalışmalar, hiç kuşku- suz, genelkurmay başkanlarımız, milli savun- ma bakanlarımız, kuvvet komutanlanmız, or- du komutanlanmız ve görev alan diğer değerü arkadaşlara açık cereyan etmiştir. Tamamen hizmet ve göreve bağlı bu ziyaret ve görüşmeler dışında, herhangi bir kişi veya kişiler grubuyla ve yazıda adlan geçenlerle gö- rüşmüş değilim. 3. Deniz Harp Okulu'n» bitirdiğim 1937 yı- bncfa, Büyttk AUtıirk ve Genelkurmay Baş- kanı Büvük Asker Mareşal Çakmak başımız- da bulunuyorlardı. Gerek kendileri tarafından orduda kurulan ve sonsuza kadar değerini, et- kisini koruyacak olan askeri disiplinin gerek- se rütbe ve kıdem kavramlannın önem ve özel- likleri hepimize tam anlamıyla öğretilmiştir. Bu itibarla bir grup içinde yer alarak askeri hizmet ve görevle ilgisi bulunmayan konular- da görüşmeler yapmaklığıma esasen askerlik ve disıplin anlayışım da elverişli değildir. Yassıada V üksek Adalet Divanı tarafından verilen ölüm cezalannın yerine getirilmesi ko- nusunu kapsamak üzere 14 Eylül 1961 tarihin- de Jandarma GeneJ Komutanlıgı'nda yapıldığı belirtilen toplantıya katılmadığım gıbi, ölüm cezalannın yerine getirilmesi görüşünü de her- hangi bir suretle savunmadım. Saygılanmla arz ederim. TURGUT KUNTER Koramiral (E) 27 Mayıs DevvimPnin Anımsatdkları 27 Mayıs Devrimi'nin ertesi günü birkaç ar- kadaşımla birlikte gelecekle ilgili olarak kur- duğumuz düşü hiç unutmuyorum: "Artık Türkiye Cumhuriveti'ne uygarlık yo- In açılmıştı. Demokrasi ortamında, bilira ve teknolojide 'cag atlamış' buyiik ulkeleri yaka- lavabilecektik. Ekonomi kısa zamanda diize- lecek; kişi basına duşen ulusal gelir binlercc dolan bulacaktı. Ülkemizdeki niifus aruşı sag- lıklı olacak, artan insanlarımızla orantılı ola- rak iş olanaklan ve yatınmlar da artacak, sag- hksız yönetim döneminden, saglıklı ve demok- ratik bir yönetim dönemine geçilecek; agır sa- nayi kısa zamanda gelişecek, dışsatım artarak dengeli ve gelcueksel bir yapıya kavuşacaktı. L'reüci, emekçi, memur, küçük esnaf, emek- li, dul ve yetimler kısacası bütun halk yöne- tim açısından devletin sıcak >"aklaşımını >anı başlannda bulacaklardı. Dış ilişkilerimiz dü- zenli, saygın boyutlara ulaşacak: Türkiye Cumhuriyeti 'mazlum miUetlerin' yanında ola- cakb. Dinle devlet isleri birbirinden aynlacak; politikacılar tarikatçılığı, mezhep ayrımcılıgı gibi konnlan oy avcılıgı amacıyla somurme- yeceklerdi. Ordumuz güçlenecek; kendi silah- lanmızı buyiik olçude kendimiz yapacaktık. Dogal olarak da ne Yunanistan'da ne Kıbns- ta ne Bulgaristan ne de bir başka ülkede ya- şayan soydaşlanmmn hak ve çıkarlannı hiç kimse zedeleyeme>ecekti. Bizimle sorun çıkar- mak isteyen herhangi bir yabancı ülke böyle bir şeye kalkışmadan once şapkasım önüne koyup ciddi bir şekiide düşnnmek zorunda ka- lacaktı. Koylerimiz, kentlerimiz saglıklı geli- şecek; imar planları gün aşırı degiştirilmeye- cek, ormanlanmız meralanmız bağ ve babçe- lerimiz olur olmaz iskâna açılmayacak; tarih- sel yapıtlanmız ozenle korunacak; turistler akın akın bu guzellikleri görmek için Tiirki- ye'ye koşacaklardı. Bilira ve teknolojide atı- lım yapılacak; Avnıpa, Amerika, Asya ve Af- rika'dan öğrenciler özellikle bizim universite- lerimizde ögrenim görmek için can atacaklar- dı." Bu düşü gerçekleştiremedik ne yazık ki... Bugün ülkemiz bir derbederliğin içinde ise bunun suçu 27 Mayıs'ın düşünce yapısında de- ğil politika üretenlerin bencil, ön yargılı, kav- gacı tavırlar ortaya koymalanndan kaynaklan- mıştır. 27 Mayıs Devrimi'ne emeği geçc.ı tüm bü- yüklerimi ve arkadaşlanmı saygı ve sevgiyte selamlıyorum. ASLAN ÜNLÜ Emekli Albay / tzmir TÜRKİYE İŞ BANKASI Sizf Organizasyon ve Metot - Uzmanları Arasına Katılmaya Çağırıyor. Ankara'da Organizasyon Müdürliiğü'müzde görevlendirilmek üzere, yazıh sın&v ve görüşmeyle yabancı dil bilen Organizasyon ve Metot Uzmanları ahnacaktır. Yazıh meslekî bilgi ve yabancı dil sınavlan 21-22 Temmuz 1990 tarihlerinde, Ankara'da yapılacak, bu sınavlarda başan gösterenler daha sonra göriişmeye çağnlacaklardır. Sınav ve görüşmeye katılabilmek için adaylarda aranan onak koşullar şunlardır: • T.C. Vatandaşı olmak. •• Sınav tarihinde 30 yaşmı tamamlamamış bulunmak, •• Askerlik görevini yapmış ya da erteletmiş olmak, • Herhangi bir kuruluşa karşı iş sözleşmesi veya yükümlülüğü altında bulunmamak, •• Bankamızın daha önce açtığı gerek Organizasyon ve Metot Uzman Yardımcılığı sınavına, gerekse diğer sınavlara katılrruş olup da görüşmede başansız sayılmış olmamak, •• Sağlık durumlannın Türkiye'nin her yerinde görev yapmaya elverişli olmak. Yukandaki ortak koşullar yanında adaylann; • Hukuk, Siyasal Bilgiler, Iktisat. İşletme Fakülteleri ift İktisadi ve İtlari Bilimler Fakültelerinin îktisat, İşletme, Maliye, Çahş^ma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümleri; Fen ve Edebiyat Fakültelerinin Matematik ve Istatistik Bölümleri; Üniversitelerin Endüstri Mühendisliği Bölümleri; İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Fakültesinin İşletme Mühendisliği Bölümü ile bunların yetkili makamlarca tanınmış Türkiye ve yabancı ülkelerdeki eşitlerinden birini bitirmiş veya son sınıf öğrencisi olmaları (son sınıf öğrencilerinin atanacaklan tarihte okulu bitirmiş olmaları gerekir), •• İngiliz, Alman ve Fransız dillerinden birini iyi derecede bilmeleri, gerekmektedir. Sınava girmek isteyenlerin Türkiye îş Bankası A.Ş. Genel Müdürlük Organizasyon Müdürlüğü Atatürk Bulvan 191 06684 Kavakhdere/Ankara adresinden temin edecekleri Aday Formu'nu doldurarak. 4.5 x 6 cm boyurundaki 2 fotoğraf ile birlikte yine aynı adrese en geç 13.7.1990 Cuma günü çalışma saati sonuna kadar vermeleri veya posta ile göndermiş olmalan gerekmektedir. POLİTİKA VE OTESI MEHMED KEMAL Dökme Suyla Değirmen... Dünya Kupası maçları milyaıiarca kişiyi kameraların tutsağı etti. Hem seyrediyor hem tartışıyor hem de olanları bir kez da- ha aramızda konuşuyoruz. Meraklısı için hiçbir şey Dünya Ku- pası maçları kadar ilginç değildir. Şöyle bir düşünelim; Kamerun'un dünya şampiyonu Arjantin'i yenmesi yerine bizimkiler yenseydi ne olurdu? Ne olacak kıya- met kopar yer yerinden oynardı. Çağdaşlığımız, becerimiz, ye- teneğimiz sıralanırdı. Aslanlar, kaplanlar, bir tanemiz.dünyaya bedeller ortaya dökülûrdü. Böyle zamanlarda Beşiktaşlı İlhami'nin bir yorumu vardtr. Şöyle diyordu: "Bizim dünya futbolu ile ne ilişkimiz var? Biz kendi aramızda bir İslam Kupası maçları düzenlemeliyiz. Bırakın An/rupa'yı, AJ- rika'yı. Amerika'yı, biz bize oynamalıyız. O zaman Afganistan'ı üç sıfır, Pakistan'ı beş sıfır, Yemen'i bilmem kaç sıfır yener övü- nürüz. Nemize bizim Avrupa Kupası?" Belki de haklıdır. Ortak Pazar'a karşı, Avrupa'yı bırakıp bir İslam Pazarı kurma- mızı önerenler olmadı mı? Oyleyse bir İslam Kupası niye olmasın!. Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u 1453 yılında aldı, Bizans ege- menliğine son verdi. Kristof Kolomb'un Amerika'yı teşfi 1492'dir. Demek ki İstanbul'un fethi sırasında Amerika bilinmiyormuş, kim- senin de haberi yokmuş. Bunu, şunun için söylüyorum: Bizim namımız fetihler yaparak dünyayı dolaşırken Amerika'da Kızıl- derililer varmış, şimdiki Coniler değil. Bugüne bakarsak, öylesi gerilemişiz ki, dünya Kamerun'u tanıyor, bizim adımız bite okunmuyor. Hakkını yemeyelim, Galatasaray'ın tur atlamasından sonraki şamatayı unuttunuz mu? Bir kıvanç yeliydı estı gecti. Bazen olur... Ulu orta övünmeyi seven uluslar arasındayız. Bir ulusal ba- şanmız olmasın yer yerinden oynatınz. Bir zamanlar pehlivan- lanmız uluslararası başanlar kazanırlardı. Şöyle bir düşünün nastl övünürdük. Bir hazırlığımız vardı, çalışırdık da öyle kazanırdık. Sonra ucunu koyverdik. Başka ûlkeler gürese merak sardılar bizi yendiler, aktımız başımıza geldi. Bugün 55 milyonluk bir ülke olduğumuz halde bir türlü çağ- daş demokrasiler ayanna gelemıyoruz. Çünkü demokrasinin ku- rallarına uymuyoruz. Uymadığımızı bildiğimiz halde uyar görü- nüyoruz. Tehlikeli olan da bu değil mi? Adamlar insan haklan- na saygılı olmadığımızı yüzümüze vuruyorlar, tınmıyoruz. Her- kes bilryor ki önce insan hakları, sonra demokrasi. Omuyor önce demokrasi olsa insan haklarına saygılı olacak mıyız? Başka ül- keler her şeyi, insan haklarını da içine alan davranışları demok- rasi ile çözümlemişler. Gelin biz de cözümleyelim dendiğinde hemen yan çizilıyor. Demokrasi istiyoruz, ama demokrasinin olmayışını da kanık- sadık. İnsan hakları, kıyımlar, işkenceler yerli yerinde duruyor. Siyasetçilerimiz bunlarla uğraşacak yerde, var güçlerıni bunla- ra verecek yerde, yeni partiler kurmaya yöneliyorlar. Ne kadar çok parti kurulursa o kadar çok demokrasi olmaz ki! Demokrasi partilerie değil insan hak ve özgürtüklerinin tutaıiılığı ile olur. Bak- sanıza, insan haklarını savunmamızı başkaları üstlenmiyor mu? Geliyorlar, bakıyorlar, mceiıyorlar, sonunda, "Sizde insan hakları yok" deyip gidiyorlar. Bizimkiler, "Düzeltirız, şöyle ederiz, böyle ederiz..." diye savuşturmaya çalışıyorlar. Hiç kimse de yutmuyor. Demokrasimiz ne kadarsa spordaki başarılanmız da o kadar. Naim Süleymanoğlu ile halterde şampiyonluk arayanlanmız, Na- im ortadan çekilip gittıkten sonra dımdıztak ortada kalmadılar mı? Dökme su ile değirmen dönmez, deder. Aşırma sporcular- la da şampiyonluk, olmaz! .ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Çalışmalanm BildirUmemiş'' SORU: 1980 yılında iflas etmiş bir fabrikanın iflas idaresince, iflas eden kuruluşa ait fabrikada, bekçi olarak işe alın- dım. 1985 ile 1987 arası iki yıl ücretim ödenmedigi için ben de iş aktirai 1987 yılında fesiıettim. tşten aynldıktan sonra gördiim ki Sosyal Sigortalar Kurumu'na çalışmalanm bildirilmemis. Bunun uzerinc, iflas idaresi aleyhine sigortalılık sürelerimin ve primc esas kazançlanmın tesbiü için açuğım davayı kazandım. Karar Yargıtay'ca da onaylandı. Böylece 2513 günlük hizmetimin. daha onceki çahşmalanmla birleştirilmcsi kesinleşti. SSK, yargı kararı ile kesinleşen calışmalannıın prinı- lerini işverenden alamadıgını neden göstererek bu sii- renin primlerini benim yatırmam kosulu ile eski hizmetlerimle birieştirebilecegini söyledi. Sonradan ög- rendim ki böyle dururalarda işçiler ilam almabuina kar- şın primlerin işverenden alınması yoluna gidilmiyor ve tşciler, işverenin ödemekle yükümlü ohhıgu primleri ken- dileri yatırarak emekli olabiliyorlar. Bu konuda yaptıgım tüm uğraşlar sonuç vermedi. Böylece mağdur edilmiş sigortalılardan biri oldum. Ne vapabilirim? M J C YANITrBu konuda, Sosyal Sigortalar Kurumu'nun 25.2.1982 u- rih ve 2952 sayılı genelgesinde, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 13.4.1981 tarih, 1981/608 esas ve 1981/2253 sayılı kararı dayanak gösterilerek işe giriş bildirgesi verilmeyen durunüarda yapılacak işlem açıklanmaktadır. Genelgeye dayanak olan Yargıtay karannda, " (...) sigortalının da imzasını içerecek işe giriş bildirgesinin verilmesini sağlamayan primlerin talep edilebilme imkânının zamanaşımı sürelerini geçir- terek ortadan kaldıran davacının, bu süreye ait primleri ödeme- den yaşlılık aylığının da göz önünde tutulması talebi yasal dayanaktan yoksundur!' denilmektedir. Genelgeye göre kesinleşen hizmet tesbit davalardaki işe giriş bildirgesi verilmemiş, sürelere ilişkitı primlerin, sigortalıca yatırdması gerektiği vurgulanmaktadır. İşe giriş bildirgesinin verildiği durumlardaki uygulama için Yar- gıtay 10. Hukuk Dairesi'nin, 30.9.1986 tarih, 1986/4413 esas ve 1986/4777 karar özeti şöyledir: ÖZET: işe giriş bildirgesi verilmesine rağmen prim bildirge ve bordrolannın verilmemesi ve primlerin ödenmemesi karşısında ya- sal işlem yapılıp primlerin tahsili mümkün iken Kurum'un yasal görevini yapmayarak aplan hizmet aktiyle geçen çalışmaların tes- biti davası üzerine sigortalının, hak düşürücü sürenin geçtiği def 1 inde bulunması Medeni Kanun'un 2'inci maddesinde yazıh doğruluk kurallanna aykırı kabul edilip hakkın kötüye kullanıl- ması sayılarak dePin reddi gerekir;' İLAN MALATYA 1. SULH HUKUK MAHKMESİ SATIS MEMURLUĞUNDAN GAYMMENKUL VESAYET TESPİTt VE KIYMET TAKDtRİ İLANI Dosya No: 1990/27 Haydar Fidan'a vekaleten Abo Fidan vekili Av. Mustafa Alp ta- rafından davalüar Sıdıka Cüre vs. aleyhlerine açılan izale-i şuyu da- vasının yapılan açık muhakemesi sonunda: Taraflann hissedarlan bulunduklan Malatya Merkez Aslanbey Ma- hallesi imar ada 64, parsel 42'de kayıtlı bulunan 274 m' mesahasın- daki taşınmazın doğusu 2 ve 39 nolu parseller, batısı imar yolu, gü- neyi 1 nolu parsel, kuzeyi 40 ve 41 nolu parsellerle çevrilidir. İmar yoluna 11 metre cephesi olup "Gayrimenkul bitişik nizam 4 kat in- şaat yapmaya müsaadeli"dir. Taşınmaz üzerinde kiremit ve biriket- ten yapılı iki adet ayn yığma bina mevcuttur. Kiremitli olan bir oda, salon ve mutfaktan, diğeri ise bir odadan ibarettir. Suyu ve elektriği mevcut olan taşınmazlann loplam 59.56 m' inşaat alanı bulunmak- tadır. tnşaatın ra ! si 75.000.- liradan 4.467.000.- lira zeminin metre karesine ise 50.000 liradan 274 metre karesinin tamamına 13.700.000 lira ki toplam inşaat ve zeminde 18.167.000.- lira değer taktir edil- miş ve adresleri meçhul hissedar davalılar HATÎCE-TEVFİK- İBRAHlM-HATfCE-ZAHlDE ve FATMA'ya tebügat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 46949
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear