Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhunvet Maıbaaolık \e Gazeıecjiık Turk Anonjm Şırkefı adına
N»dır N»di # Genel Ya>ın Mudu'u Hısln Ctnal, Muesssse Mudu-u
Emiae Işakbgil, \azı tşlerı Muduru Oka> Gonensin. 0 Haber Merkezı
Muduru Valçıa Bayer, Savfa Duzenı Yonetmem \lî Acar, # Tentsıkıler
<VNkARA Mmtt fuı. IZMİR HiluncK Çrtinliyt. ADANA Çcan Y g n o g u
I, PDIIIIU Ctitl Bfbapç. » s Haberter Eıgun Bakı. Edonomı Cngu Tıırhm. I; Sendıka Ş ^ n n K m n , Kullur Cttal Uıfcr.
Eğmm Gcncjy Şavbıı. Haber Araitınna I s M Berfctn. Yurt Haberkn Scota Do£tn. Spor Dar.jsmanı \Mulk*dır Vncdnun,
Dızı Yazılaı Kmnı Çal^fcn. Ara»tırma Şaknı **•>. DmdtnK A M u U ^locı 0 koordınalfir Abmcl Korahuı. • Malı Işlef
En>l Eriun. 0 Muhasrt*- BalnM k n • Butçc-Planiama Sngı Oanubescoglu # Rcklam A.v* Tonın. 0 Ek \iyınlar Hrin
Akyol • Idare Huseyin Garer. • l;l«me Ondtr Çdd>. • Bılgı-IsKm Nıtl lnal. 9 Pmonel Stvji
•<• ><ıxuı (umhunvcı Vbıbaaaiık « Oizneakl TAJ TUrk Ocaf Cad. 39.41 Cagdogiu
ts! PK Ut-IiUnbul Tcl 512 05 05 (20 ha), Tdo. 22246 Faı. (I) 526 60 T2 0
Zı» Gofcajp Blv Inkılap S So 19 4, TA 133 11 4M7, TctoL 42344 F«x. |4) 133
• Umm H Zıya Bh 1352 Si'3. Td 13 12 30, Taoc. 52359 Fax: (51) 19 53 60
Inönu Cad 119 S. No 1 Kaı 1. Tefc 19 F 52 (4 hat), Teta. 62155. FUL (71) 19 r 52
TAKVIM 6 MAYIS 1990 Imsak: 4.08 Guneş: 5.50 Ogle: 13.05 Ikındı: 16.58 Akjam: 20.12 Yatsı: 21.46
Sayısız tiyatro, bale, sahne kostümünün; kitap, dergi, moda deseninin, afışinin, sahne dekorunun yaratıcısı 98yaşında öldü
Erte:Yüz yıl yaşanan gençlikŞansını Paul Poiret'nin
yanındadenedi.
Poiret'nin üstüne
yoktu o zamanlar.
Istediği ortamı buldu
böyleceErte. Moda
desenlerinde geleceği
garantideydiartık.
Ama dans ve tiyatro
aşkı yanıp tutuşuyordu
içinde. 1913'teilk
tiyatro kostümlerini
çizdi "MataHari"için.
Çizgisinde hiçbir
değişiklik yapmadan
yıllar aktı geçti. Başka
hiçbir sanatçının etkisi
altında kalmadan
çalışmakla övünürdü.
Esin kaynağı hep
aynıydı: Iran ve Hint
minyatürleri ve Yunan
vazoları.
NECLÂ SEYHUN
Dunya unutamayacağı bir bü-
yük sanatçıyı yitirdi. Erti'yi!.. Er-
te 98 yaşında "geocedk" öldü.
Geride bir yüzyıl bıraktı Erte,
dopdolu yaşanmış, başan dolu bir
yüzyıl. Kaç sanatçı yazgısında
onun kadar şanslı? Hiç eskime-
den, hiç demode olmadan, hiç ih-
tiyarlamadan geçen bunca yıl...
"Benin desenlerim diişleri
yansıtıyor" derdi Erte, "Onun
için de raodası geçmez."
Çizgisinde hiçbir değişiklik
yapmaksızın yıllar aktı, geçti.
Başka hiçbir sanatçının etkisi al-
tında kalmadan çalışmakla övü-
nürdu. Esin kaynağı hep aynıydı:
Iran ve Hint minyatürleri ve Yu-
nan vazoları...
Çocukluğunda Saint Petersbo-
urg'da bir müzede görüp tutuldu-
ğu bu vazolar onu bir öraür bo-
yu etkiledi.
Sanatla dolu garip bir çocuk-
luktu bu. Kendisine hediye edilen
kurşun askerler yerine bale kıya-
fetleri duşler, annesinin boşalmış
parfüm şişelerine dantel elbiseler
giydirirdi. 5 yaşında çizdiği elbi-
se desenlerinden birini annesi seç-
miş, terzisine diktirip giymişti.
Daha çok küçük yaşlarda ba-
leye, tiyatroya ve operaya il»
duydu Ert6. Annesinin babasırun
abonman biletleri vardı. Onlarla
her tarafta bir baleye, bir tiyatro-
ya giderdi. Müzeleri gezer, kon-
serleri kaçırmazdı. 7 yaşındaydı
daha.
Zamanla bale öyle bir tutku ha-
Iine geldi ki onda, annesiyle ba-
bası Romain de Tirtoff'u -o za-
raanlar adı böyleydi- klasik dans
öğrenmek uzere ünlü bir bale ho-
casının yaruna verdiler. O zaman-
lar bir dansor olmak diişleri ku-
rardı Erie. Ailesi onunla aynı dü-
şu paylaşıyor değildi, ama bu
dans derslerinin fıziki gelişmesin-
de yardımcı olacağıru duşunuyor-
lardı. Birkaç yıllık çalışmadan
sonra Erte kendini bir seçim yap-
ma zorunda hissetti. Baktı ki
danssız yaşayabilecek bal gibi,
ama desensiz asla!..
1912 yılının şubat ayında,
Saint-Peterbourg'dan kalkan bir
tren Romain de TirtofFu ruyala-
rının şehri Paris'e götürilyordu.
Tam 19 yaşındaydı. Aile erkekle-
rinin tumünün donanmaya girme
geleneğıne bir kafa tutuştu bu!..
1900 dunya sergisinde, kuçücük
bir çocukken görüp tutulduğu bu
büyülu şehıre geri dönuyordu iş-
te.
1912 şubatında Paris'e geldi-
ğinde bu duşler ülkesinde egzotik
bir Doğu rüzgân esiyor, Rus ba-
lesi fırtınalar yaratıyordu. Ortara
uygundu. Tatar kökenli bu Rus
göçmeni kendisine bir yer edin-
mekte gecikmedi.
önce ikinci sınıf bir terzinin ya-
nına girdi. Ama bir süre sonra ter-
zi onun modada hiçbir şansı ol-
madığını söyleyip yol verdi ona.
Erti de şansını Paul Poiret'nin
yanında denedi bu sefer. Poiret'-
nin ustune yoktu o zamanlar. İs-
tediği ortamı btddu böyleceErte.
Moda desenlerinde geleceği ga-
rantideydi artık. Ama dans ve ti-
yatro aşkı yanıp tutuşuyordu için-
de. 1913'de ilk tiyatro kostümle-
rini çizdi "Mata Hari" için.
Ondan sonra hiç gölge tanımı-
yan bir başan grafiği. Aynı yıllar-
da "La Gazelle du Bon Ton"a
kendi imzası ile desenler çizmeye
başladı. Gerçekle düşun karıştığı
desenlerdi bunlar. Yüzü gölgeli-
yen şapkalar, kurk şaüar, giyüme-
si olanaksız modeller. Sıradan
giysiler, günluk yaşantı Erte'nin
umurunda değildi. Bir duşler dün-
yasında yaşıyordu.
1914'de, savaşta Poiret moda-
evi kapılannı kapayınca Erte
"Paıper's Bazaar"a desenler çiz-
meye başladı.
22 yıllık bir çalışmanın başlan-
gıcı oldu bu. öyle başarılı bir ça-
Iısmaydı ki derginin sahibi Wi)li-
am Randolph Hearst, "Eğer ka-
pağında Erte'nin deseni yolcsa,
Haıper's Bazaar'ın Harper's Ba-
zaar oldoğu nereden belli ola-
cak?.." derdi.
Yuzlerce, binlerce desen çizdi
dergiye Erte. Dekorasyon, şapka,
takı, pabuç, eldiven, şemsiye,
manşon, yelpaze, saç modelleri,
turbanlar...
Savaşın sona ermesıyle tüm
sahneler kapılannı yeniden açtı.
Boylece sahne tutkusunu gerçek-
leştirmek olanağını buldu Erte.
1919'da "Folies-Bergere" için
sahne dekorları, modeller çizme-
ye koyuldu. 1930'a kadar sürdu-
bu çalışma.
1925'de bir yıJ sureyle New
York'da yaşadı. M.G.M. için film
kostumleri çizdi. En zengin, en
unlü kişilerden, sanatçıUrdan
dostlar edindi. Ismi bir lüks sim-
gesi olmuştu artık.
Nevv York'daki bir sergisinde
tum koleksiyonu Metropolitan
Museum tarafından satın alındı.
Dunyayı dolaştı.Hiç ara vermedi
çalışmalarına. Hayranları hediye
yağmuruna tutarlardı onu. Yaşa-
ma sevincıyle doluydu.
Çok zengin bir gardrobu var-
dı. Her dakika iki dirhem bir çe-
kirdekti. Sabahlan gardrobunu
açıp özenle, titizlikle gün boyu gi-
yeceği kıyafetleri seçerdı. Sayısız
kostümler, ipek gömlekler, kra-
vatlar, fularlar, şık brokar smo-
kinler.
Her sabah bulvarlar boyu uzun
yürüyüşler, öğjeden sonralan bu-
tikleri, antikacıları geziş, alışve-
riş... Akşam saatleri bir davet, bir
kokteyl...
Ya geceler? Geceler gunün en
gönlünce saatleriydi. Herkesten
uzak, işiyle baş başa, kimsenin
kendini rahatsız etmeyeceğı, ka-
pının, telefonun çalıp duşüncele-
rini bölmeyeceği o saatler... San-
ki zaman sınırsızdı. Çalışma ma-
sasının dışında tüm ev karanlık,
bir küçük aplik, o kadar.
Sevgili kedileri "u>*ur gibi" ya-
parak masasında, koltuklarda ya-
tarken, bir müzik çalarken hafif-
ten, kendini dolu dizgin işine ve-
rirdi Erte. O büyülu desenleri bu
dekor içinde çizerdi işte.
Tiyatro, bale, sinema kostüm-
lerini, kitap, dergi, moda desen-
lerini, afişleri, salıne dekorlannı,
dekorasyon tasanmlarırj bu de-
kor içinde yaratırdı. Yaşın ne öne-
mi var?.. Her zaman gençti Erte.
Ne güzel bir sanatçı ıçın onun
gibi'dopdolu yaşamak, ne guzel
onun gibi genç ölmek.
Dunya Erti'yi unutmayacak!..
Leningrad 1 Mayıs'ıprotesto etti, yakındaseçim var, kent "bağımsızstatü"istiyor, gençlik hippi ve rock rüzgânnda
PetrOj Leningrad'da 'Lambada' yapıyorLeningradlı gençler,
kente 1917 devrimcileri
gibi kısaca "Peter"
diyorlar. Haftaya
yapılacak belediye
seçiminde Halk
Cephesi adayı muhalif
profesör Sobçok
kazanırsa, kent
bağımsız ekonomik
statü isteyecek.
KEREM ÇALIŞKAN ~
LENİNGRAD — Büyük Pet-
ro, Lenin'e meydan okuyor ve
adını geri istiyor: St. Petersburg.
Leningradlı gençler aralarında
konuşurken "Leningrad" demi-
yorlar. Onun yerine 1917'de Rus
devrimcilerinin kent için kullan-
dıklan jargonu benimsemişler ye-
niden. Kısaca "Peter" (Pitır) di-
yorlar.
Unlu Kışlık Saray'ın karşısında
ağır ağır akan Neva Nehri'nin öte
yakasında içinde Çar I. Petro'nun
mezarının da bulunduğu "Peter
ve Pavel" Katedrali'nin eski "al-
ün çağlan" anımsatan sarı kub-
beleri güneşte pınl pırıl parlıyor.
Katedralin önünde Petro'nun al-
çı kabartmalan satılıyor. Kabart-
malarda, Petro o ayrık bakan
"delimtnık" gözleriyle kılıcını ha-
vaya savurmuş, kendi kurduğu
kentte son savaşına hazırlanır gi-
bi. Alçınm dibinde kentin kuru-
luş tarihi yazılı: 16 Mayıs 1703.
Bataklıklar uzerine Çar'ın de-
mir iradesiyle kurulup şekillenmiş
benzersiz güzellikte bir Avrupa
kenti. Petro'nun bir kara ülkesi
olan Rusya'dan "denize açtıgı
pencere." tlk tersane, ilk deniz fı-
losu, Hollandalı ve ttalyan mi-
marlara yaptırılmış 4 katı aşma-
yan süslü binalarıyla şimdi müze
gibi duran 5 rnilyonluk koskoca
bir kent. 1712'den 1918'e kadar
Rusya'nın baskenti. Rus lhtilali'-
nin 1825'te dekabrist ayaklanma-
sının 1876'da başlayan devrimci
hareketlerin beşiği. 1905 Kanlı
Pazan'mn 1917 şubat ve ekim
devrimlerinin yaşandığı yer. Ra-
sputin burada öldürülüp kanala
atıldı. Lenin sürgünden dönüp ih-
tilal merkezini burada kurdu. 7
Kasım 1917'de Bolşeviklerin Kış-
lık Saray'ı basıp iktidara el koy-
duğu kent. Lenin'in ölümünden
sonra 1924'te adı Leningrad olu-
yor. Rus sanatının odak noktası.
Puşkin'in son kahvesini içip du-
elloya ölüme gjttiji kahve hâlâ
burada. Dostoyevski'nin "B«yaz
Geceleri" hâlâ yaşanıyor. Çay-
kovski'nin, Rubinstein'in, Dosto-
yevskı'nin mezarı kaldığım Mos-
kova Oteli'nin hemen karşısında-
ki mezarlıkta.
PETRO — Bfiyük Petro (1672- LENİNGRAD HİPPtLERİ — Nevski Bnlran'nın başlanndaki Kazan Katedrali önü Leningradlı hippilerin bulusma yeri. Akşamüstleri
1725) Rnsya'mn reformcu Çan. burada toplanan gençler, güneş geç batügı için aydınlık "beyaz gecelerde" gec saatlere kadar gitar çalıp şarkı söylu>or, içki içiyorlar.
Leningrad "Hermitage" Müze - Sovyetler'in bn biraz geç kalmtş "banş ve çiçek çacukJan" Batı'ya açılışı simgeliyor. Aynı zamanda güçlü bir pasif muhalefet oluştunı-
si'ndebulunanbalmumu kuklası. yor. Hippilerin bıduştuklan "Cafe-Saypon" gibi mekânlar Leningrad alt kültünınün köse taslan. (Fotoğraflar. Kerem Çalışkan)
Yani Leningrad deyip geçme-
yin. Rus tarihinin son 300 yılına
damgasını vurmuş ve bütün ileri-
ci hareketlerin çıkış noktası olmuş
bir kent. Ve şimdi bu Leningrad'-
da yeniden büyük bir dönüşümün
ilk adıraları atılıyor, gelecek yüz-
yılın Rusyası'nın kurumlan ma-
yalanıyor.
Son 1 Mayıs'ta Batı basını
Moskova Kızıl Meydan'da Gor-
baçov'un muhalif gruplarca pro-
testo edilmesini duyurdu. Bu ha-
reket Kızıl Meydan'daki resmi to-
rende olması bakımından ilginç-
ti, ancak Moskova için yeni de-
ğildi. Muhalefet grupları çok da-
ha buyük kitlelerle Moskova'da
toplanıp a>Tiı sloganları bağır-
mışlardı.
Sovyetler açısından asıl büyük
"1 Mayıs Skandak" Leningrad'-
da yaşandı ve Batı basını bunun
önemini fark edemedi.
Leningrad, 1 Mayıs'ta Kışlık
Saray'ın önündeki resmi törene
katılmadı. Afışlerle donatılan, tri-
bünler kurulan, kırmızı bayrak-
larla suslenen alan bomboş kaldı.
Leningrad Halk Cephesi, beledi-
ye önunde bir karşı miting duzen-
lemişti. YüzbırJerce Leningradlı,
oraya kostu. Yetkililer çaresiz kal-
dılar. Bu, Sovyet tarihınde ilk kez
oluyordu. Moskova televizyonu,
KızıJ Meydan'daki olayı kortejin
sonundaki bazı muhalif gruplara
bağladı, ancak Leningrad fiyas-
kosunu gizleyemedi. Spiker "Bu
yalnız bizim bayramımız değil,
Leningradlılann bu davranışı ga-
rip karşılandı" yorumunu yapar-
ken milyonlarca Sovyet yurttaşı
Leningrad'ın mesajuu çoktan al-
mıştı. Leningrad, Rus tarihinde-
ki "motor"luk görevinı bır kez
daha ustlenmiş, duzene, sısteme,
resmi kurumlara ve Gorbaçov'a
karşı isyan bayrağını açmıştı.
Seçim yapılacak
Leningradlılann bu dev protes-
tosu, başarılı bir "zamanlama"
taktiği de ıçeriyor. Çünkü 15 ma-
yısta Leningrad'da belediye^eçi-
mi yapılacak. Halk Cephesi'nın
adayı hukuk profesoru Anatoli
Sobçok. Leningrad'daki butun
muhalefet gruplan Sobçok 'u des-
tekleyen yayın ve bildiriler dağı-
tıyorlar. Sobçok'un buyuk çoğun-
lukla seçimi kazanması ve Lening-
rad Belediye Meclisi'nde muhale-
fetin ezici bir ustünluk kazanma-
sı bekleniyor. İşte bundan sonra
merkezle ilişkiler gerginleşmeye
başlayacak. Çünkü Leningrad
Valisi, Ligaçev ekibinden olduk-
ça tutucu bir kişi. Stalin'in Le-
ningradlılan hiç sevmediği ve bu
kentin devrimcilenne "Batı hay-
ranı burjuvalar ve disipline uyma-
yan bağımsızlıkçı, anti merkewi"
kişiler olarak baktığı biliniyor.
Hatta Anatoli Ribakov "Arbat
Çocuklan" romanında, Stalin'in
Leningrad parti sekreteri Kirov'u,
bu kentte çok sevildiği için öldurt-
tüğunu öne sürüyor.
Bağımsız Leningrad!
Ve Leningrad şimdi "bagımsız-
lık' istiyor. Evet, yanlış okuma-
dınız. Baltık ulkelerindeki bağım-
sızlık rüzgân aynı denize Neva ile
açılan Leningrad'a kadar uzanmış
durumda. Leningrad'ın gunde-
minde Hamburg gibi "bağımsız
statüJu kent" olma talebi var.
Halk Cephesi belediye seçiminı
kazanırsa, gundemin ilk madde-
sinde b« da yer alacak. Litvanya'-
ya tanklan gonderen, Baltık 'ı
ekonomik abluka ile tehdit eden
Moskova'nın, Leningrad'ın "ba-
ğımsızlık" bayrağı karşısında ne
yapacağı doğrusu merak konusu.
Bu "bağımsızlık istemi" hayali ve
romantik bir ıstem değil. Son de-
rece akılcı ve ekonomik bir ıs^em.
Çunku Sovyetler'de ekonomik re-
formlar ozelleştirme ve yasamın
Batı'daki gibi "normal"e donme-
si istenen hızda gerçekleşmiyor.
Bürokrasi bunu engefliyor. Örne-
ğin muhalefetın egemenliğındeki
Moskova Beledıyesi, bağımsız
banka kurmak finans ve kiralama
işlerinde serbest olmak istiyor, fa-
kat merkezi iktidar her aşamada
onların elini kolunu bağlıyor.
Leningrad "bağımsız kent"
statusunü işte bu ekonomik ne-
denlerle istiyor. Böyle bir model-
de hem ekonomik reformları da-
ha hızlı gerçekleştirme şansı ola-
cak hem de buvük turistik gelir-
leri ve Batı'ya yakınlığı ile Lening-
rad (belki de bir sure sonra St. Pe-
tersburg) Avrupa fırmaları ile
"kaynaşma" yolunda daha ileri
adımlar atabılecek.
4.5 kilometrelik, upuzun ve düz
Nevski Bulvarı'nda yuruyorum.
Aklımda Lenin'in sözlerı "Dev-
rim yapmak, Nevski Bulvarı'nda
yürümeye benzemez." Bunu, tak-
tik geri adımları ve zikzaklı poli-
tikayı anlayamayan sol fraksiyon-
lar için soylemış. Acaba reform
yapmak Nevski Bulvan'nda yürü-
meye benzer mi? Gorbaçov da
Leningrad'a gelince bunu duşü-
nuyor olmalı. Çunkü onun re-
form çizgisi de zikzakiarla dolu.
Radikal ekonomik kararlar fiyat
artışı ve halkın tepkisinden çeki-
nildiği için başka kararlarla yeni-
den durduruluyor.
Leningrad Metrosu'nun kapı
ağızlarında şarkı söyleyen gençler
de Gorbi'nin politikasım beğen-
miyorlar. "Perestroylöı bir sirk
gösterisidir / Maymunlar oynar
orada / Acı ve cile doludur yaşam
/ Surer gider dışanda" diyor şar-
kı. Gerçekten de Leningrad'da
dukkânlar, kahveler ve seyyar sa-
tıcılar onünde kuyruklar uzayıp
gidiyor. Votka için yuzlerce met-
relik kuyruk gün boyu kısalmı-
yor. Bir kılo yeşil portakal, limon
veya dondurma için kuyrukta bir
saat beklemek normal sayılıyor.
Dini şarkılar
Kazan KatedTalı'nin yarımay
şeklindekı görkemlı siitunları aJ-
tında oturuyorum. Yanımda yö-
remde burayı mesken tutan Le-
ningradlı gençler, kimı kola içıyor
kimi gılar çalıyor, akşamustü gu-
neş Nevski'nin batısından bulva-
rı tatlı tatlı aydınlatıyor. 1876 yı-
lında tam bu noktada Plehanov
genç bir öğrenci iken 400 kişi ile
Rus tarihinin ilk yasadışı devrimci
gosterisinı yapmış ve tutuklanmış.
Kazan Katedrali şimdi "Din ve
Ateizm Müzesi." Derken 20-30
kişilik bır grup geliyor. Katedra-
lin merdivenlerini Ürmanıyor ve
biri nutuk atmaya başlıyor. Aşa-
ğıda insanlar birikip onu dinliyor.
Konuşan genç, insanları lsa'nın
yolundan gitmeye ve dine çağın-
yor. Evangelist Kilisesi'hin mili-
tan bir grubu. Sonra gitar çalıp
broşur satıyorlar. Ateizm Muze-
si önünde din propagandası. Kim-
se karışmıyor. Gençler arasında
bilinçli dindarlık yeni bir akım.
Dostoyevski Çevresi adlı grup Le-
ningrad'da unlü yazann gittiği bir
kilisenın yeniden faaliyete geçmesı
için çahşıyor. Kentte faaliyet gös-
teren 17 kilise ve 1 cami var.
Sovyet hippiieri
Ama Leningrad'a asıl damga-
sını vuran "Nye-formal" (duzen-
dışı) diye adlandırılan gençlik
grupları ve hippıler. Nye-formal
gruplar 1986'dakidernekleryasa-
sından sonra şekillenmeye başla-
mışlar, ancak kendilerini düzen ve
sistem dışı tutmaya ve bu adı ko-
rumaya özen gösteriyorlar. Rock-
Pop-Heavy metal ve çevresi grup-
lar bunlann onde gelenleri arasın-
da. Leningrad'daki "Cafe-
Saygon" bu grupların uğrak ye-
ri. Bu tur 200 kadar grup olduğu
soyleniyor. Hippiler Çernobil ve
Afganistan savaşına tepki olarak
doğmuş, 1968'lerin Batı kentle-
rındeki havayı çağrıştıran bir ha-
reket oluşturmuşlar.
Kazan Katedrali onunde yerle-
re uzanmış ve akşam geç saatlere
kadar Katerina Anıtı çevresinde
şarkı söyleyip eğlenen uzun saçlı
Leningrad gençleri Sovyetler'in
"gecikmiş hippiieri." "Banş" di-
yorlar, "Dostluk" diyorlar, "Sa-
vaşma aşk yap" diyorlar. Lening-
rad'ın tarihi binalarmın duvarla-
rında kırmızı boya ile yapılmış
unlu anarşist işareti "A" ve
"rock" gibi sözcükler Sovyet
gençliğinın naif uyanışını yansıtı-
yor. Ne diyor metro çıkışında şar-
kı söyleyen bir başka genç: "Bak
şu gökteki vıldızlara, bembeyaz
hepsi / Kan açramaınış uzerine
Kremlin yıldızı gibi / Gökyuzun-
de bir ada var / İnsanlar kardeş
orada ' Suçlamazlar birbirini /
Ama o adanın ismi Rusya değil
Id..."
İşte böyle söylüyor metro mu-
halefeti, gençler gitar çalıp dans
«diyor metro çıkışlaruıda. Sonra
şapkalarla para topluyorlar, her
yaştan insan onları dinliyor, yar-
dım ediyor.
Taze Lambada
Ostroviski Parkı'nda Katerina
Anıtı'nın çevresi, Leningrad'ın
Arbat'ı gibi. Ya da İstanbul'da
pazar günleri kurulan Ortaköy
pazarını anımsatıyor. Turistlerin
resmi yapılıyor, resim ve hediye-
lik eşya satılıyor. Yol üstünde
gençler turistlere şampanya, kızıl
yıldizlı kol saati, ordu amblemleri
satmaya, karaborsa dolar bozma-
ya çalışıyorlar. (1 dolar-20 ruble).
Devrimi çağnştıran kızıl yıldız
amblemleri çoktan bir "bediyelik
eşya"ya dönüşmüş. 1917 ayak-
lanmasını başlatan ünlu Aurora
zırhlısınm önünde kızıl yıldizlı es-
ki asker ve denizci şapkalan şim-
di turistlere "Happy revolutian
cap" (Neşeli devrim şapkalan) di-
ye 30-40 rubleye satılıyor.
Leningrad'da şu sıralar en göz-
de müzik "Lambada." Sabah
otelin radyosu turistleri Lamba-
da ile uyandınyor. Gece otel şo-
vunun doruk noktası yine Lam-
bada ve Katerina Anıtı çevresin-
deki gençlik gruplan gitar ve sak-
sofonla Lambada çalıyorlar. Cad-
dede yalnızca "Lambada" kase-
ti satan seyyar tezgâhlar kurulu.
Leningrad bir yıllık gecikmeyle
Lambada kervanına katılmış du-
rumda.
Moskova'da reform, burokra-
tik engellemeler arasında ılerleme-
ye çalışırken Leningrad gençleri,
iyi kotu, acı tatlı yanlarıyla "nor-
mal" yaşam olarak gördukleri
Batı dunyasına Petro'nun çok on-
ce gösterdiği hedefe 70 yıllık ara-
yı kapatmak istercesine hızla koş-
maya çahşıyor. Leningrad ya da
"Peter" önümuzdeki donemde
Moskova'nın basını daha çok ağ-
rıtacak.
Eurovision'da
Türkiye 17.
• Haber Merkezi — 35.
Eurovision Şarkı
Yanşması'nı, "1992" adlı
şarkısıyla İtalya adına
yanşan Toto Cotugno
kazandı. Yugoslavya'nın
2agreb kentinde dün gece
yapılan yarışmada
Turkiye'yi "Gözlerinin
Hapsindeyim" adlı
şarkısıyla temsil eden
Kayahan, 21 puanla 17.
sırayı aldı. Biruıci olan
İtalya 149 puan alırken,
ikinciliği 132 puan alan
İrlanda ve Fransa paylaştı.
Aliağa için
el ele
• İZMİR (Cumhuriyet
Bürosu) — Aliağa
Gencelli'de yapımı
tasarlanan termik santrala
karşı "insan zinciri" eylemi
bugün gerçekleştiriliyor.
Türkiye'de bugüne dek
planlanan en büyük çevre
eylemi için haftalardır
binlerce afiş, el ilanı,
broşur ve çıkartmayla
duyuru yapmaya çalışan
gruplar, çevreye duyarb
herkese, "Söz hakkınızı
kullanın, gelin ve çevrenize
sahip çıkın. Gelecek
kuşaklara yaşanılabilir bir
çevre bırakmak için el ele
verin. Gencelli genç kalsın"
çağrısında bulundular.
Damardan
beslenme
• Sağlık Servisi —
Damardan beslenme
konusunda dünyanın önde
gelen firmalarından B.Baun
Melsungen AG ile Atabay
ilaç fabrikasının ortaklaşa
düzenleyeceği "damardan
beslenme" konulu paneller
Ankara, İstanbul ve
İzmir'de 7, 9, 11 Mayıs
1990 tarihlerinde
gerçekleştirilecek.
UOP rafineri
kongresi
• Ekonomi Servisi —
UOP (Üniversal Oil
Productions)'in 2 yılda bir
dünya çapında düzenlediği
rafîneri kongresi pazartesi
günü Sheraton Oteli'nde
başlayacak rafineri
endüstrisine teknoloji veren
ve mühendıslik hizmetleri
sunan kuruluşun Londra
Ofisi Pazarlama Müdürü
Süleyman özmen'in verdiği
bilgiye göre kongreye 25
ulkeden gelen rafineri
endüstrisi ve inşaat
firmalannın üst duzey
y«tkilileri katılacak. Devlet
Bakanı Kâmran İnan'ın
açtlış konuşmasını yapacağı
ve iki gün sürecek olan
kongreye Türkiye'den de
Tüpraş, TPAO, Petkim,
ENKA, STFA, Alarko ve
Tekfen katıhyor.
Atatürkçü
Düçünce Dernegi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Atatürkçü
Duşünce Derneği'nin ilk
genel kurulu dün
Ankara'da yapıldı. Söz alan
üyeler derneğin özellikle
gençlik kesimini de içine
alan çalışmalar yapmasım
ve ülke düzeyinde
örgütlenmesini istediler.
Genel kurulda, bilinmeyen
kişiler tarafından öldürülen
Prof. Muammer Aksoy da
anıldı. Genel kurulda daha
sonra yapılan seçimlerde
Celil Gürkan, Anıl Çeçen,
Hayri Balta, Nejat Kaymaz,
Süleyman Çetin Özoğlu,
Selahattin Canbey, Mustafa
Coşturoğlu, Gürbıiz
Tüfekçi, Birsen Evren ve
Lerzan Akyollu yeni
yönetimde görev aldılar.
'Hacca g
engelİeniyor'
• Haber Merkezi —
Türkiye Seyahat Acenteleri
Birliği'nce yapılan
açıklamada Diyanet Işleri
Başkanlığı'nın haca gidişi
engellemek istediği öne
süruldü. TÜRSAB Başkanı
Bahattin Yücel, "Hac
işinde istemediğimiz halde
bir karışıkhk çıkarsa bunun
tek sorumlusu Diyanet işleri
Başkanhğı'dır" dedi.
Mert Kent'in
kongresi
• Haber Merkezi —
Mert-Kent Yapı Kooperatifi
Genel Kurulu bugün
İstanbul'da yapılıyor.
Genel kurulda faaliyet
raporlan, hesap hulasaları
ve 1990 yıh bütçe tasansı
gündeme gelecek. Daha
sonra da yeni yönetim
kurulu üyelikleri
belirlenecek. Halihazırdaki
yönetim Erol Bilir, Veysi
Baykal, Hüseyin Fahri,
Prof. Dr. M.Emin Savcı,
Naci Yılmaz, Yalçın Çınar
ve Mentar Şener'den
oluşuyor.