Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
3 NÎSAN 1990
Nuri İyem sergisi
• Kültiir Servisi — Ressam Nuri lyem'in tuval üzerine
yağlıboya çalışmalanndan oluşan resim sergisi 6-27 Nisan
1990 tarihleri arasında Harbiye Garanti Sanat
Galerisi'nde açık kalacak. 1915 yıhnda Istanbul'da doğan
İyem, 1937 yılında Güzel Sanatlar Akademisi Leopold
Levy Atölyesi'nden mezun oldu. 1944'te Güzel Sanatlar
Akademisi Yüksek Resim Bölümü'nü bitiren İyem,
1941'de "Yeniler Grubu"na ve açtıklan tüm sergilere
katıldı. İyem, 1951'de bu gruptan aynldı. 1946 yıhndan
günümiize kadar her yıl özgün çalışmalarını sergileyen
Nuri İyem, devlet eliyle düzenlenen yurtdışı sergilerinin
birçoğuna katıldı. Cumhuriyet'in 50'nci yılı nedeniyle
açılan yarışmada birincilik ödülünü kazanan tyem, Sedat
Simavi Vakfı ödülü'nün de sahibi.
'Kitsch' konıılu sergi ve gösteri
• Kiıltür Servisi — Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi Resim Bölümü öğretim üyesi Doç. Kadri
Özayten'in "Çevrede Resmin Sağlıksız Değişimi-
Yozlaşma" konulu konferansı ve dia gösterisi bugün saat
16.30'da fakültenin Acıbadem'deki resim bölümünde
gerçekleşecek. Sanatçmın 1982 yılında yeterlilik tezi
olarak hazırladığı bu çalışma, "taklit, ucuzlatılmış,
bayağı, sanat ve estetik değeri olmayan, yoz, özenti
ürünü" gibi sözcüklerle tanımlanabilecek olan "kitsch"
ürünlerini konu ahyor. Rokoko dönemi resimli melamin
tabaklar, altm varak taklidi çerçeveler içinde
röprodüksiyon manzara resimleri, plastik günlük
kullanım eşyaları gibi nesnelerle "kitsch"i örnekleyen
Özayten, bu tür ürünlerle oluşturduğu sergiyi de
bugünden başlayarak aynı mekânda bir hafta süreyle
sergileyecek.
Günümüz sanatçıları sergisi
• Kültiir Servisi — Mimar Sinan Üniversitesi Resim ve
Heykel Müzesi'nin desteğiyle Resim ve Heykel Miizeleri
Derneği'nin düzenlediği "Günümüz Sanatçıları 11.
Istanbul Sergisi" 22 haziran ve 31 ağustos tarihleri
arasında gerçekleşecek. Dolmabahçe Sarayı 1. Hareket
Köşkü'nde ve MSÜ Resim ve Heykel Müzesi Şeker
Ahmet Paşa Salonu'nda yer alacak sergiye, Gökhan
Anlağan, Tomur Atagök, Hüsamettin Koçan, Füsun
Onur ve Jale Erzen'in oluşturduğu seçici kurul
denetiminde eserler kabul edilecek. Tür, boyut, konu,
gereç, yönetme ve uygulama açısından hiçbir smırlama
konulmayan yanşmaya dileyen her sanatçı 1989, 1990
yıllarında gerçekleştirdiği, daha önce başka bir yanşmalı
sergide ödül almamış yapıtlarıyla katılabilecek. Yapıtlar
2-12 mayıs tarihleri arasında teslim ahnacak.
Ferenc Liszt Oda Orkestrası
• Kültiir Servisi — Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda
8 ve 9 nisan tarihlerinde Ferenc Liszt Oda Orkestrası
konuk olacak. Orkestra, 8 nisanda Suna Kan'ın solist
olarak katılacağı bir sabah konseri ve daha sonra da bir
gala konseri sunacak. Orkestra 9 nisanda ise üçüncü ve
son konserini verecek. 1963'te kurulan ve Macaristan'ın
müzik yaşamında önemli bir yere sahip olan Ferenc Liszt
Oda Orkestrası 16 yaylı çalgı ve bir klavsenden oluşuyor.
Avrupa turnelerini düzenli olarak sürdüren ve birçok
festivalin konuğu olan oda orkestrası, 1974 yılında da
lkinci Uluslararası tstanbul Festivali'ne katılmıştı. ABD
ve Kanada'da 200'den fazla konser veren, Japonya ve
Avustralya turnelerinde dikkat çeken Ferenc Liszt Oda
Orkestrası M. Andre, M. Argerich, P. Fournier, I.
Oistrakh, JP Rampal, M. Rostropovich, N. Zabaleta gibi
ünlü isimlere de eşlik etti. Orkestramn yöneticiliğini
kuruluşundan bu yana kemancı Janos Rolla yapıyor.
Orkestra 8 nisanda saat 11.00'de Suna Kan'la beraber
vereceği konserde Haendel, Haydn, Rossini ve
Mendelssohn-Bartholdy'nin yapıtlarıru seslendirecek. Saat
20.00"de yine Kan'ın katılacağı gala konserinde Teleman,
Haendel, Haydn, Rossini ve Dvorak'ın yapıtları, 9 nisan
gecesindeki konserde ise Bach, Corelli, Mozart,
Mendelssohn ve Bartok'tan yapıtlar sunulacak.
KÜETÜR-SANAT CUMHURİYET/5
ULUSLARARASIİSTANBULFİLMFESTİVALİ
Senaristi Cesare Zavattini onuruna 'Bisiklet Hırsızlan9
şenlikte
40 yılın eskitemedigi film"Bisiklet Hırsızlan", şiirselliği öne çıkartan
Zavattini ile derin bir gözlemciliğin sinemasını
yapan Vittorio de Sica'nın ortak ürünü. Bu filmi
görmemiş olmak bir sinemasever için büyük
yoksunluk.
REKİN TEKSOY
"Bisiklet Hırsızlan", sinema sa-
natının ulaştığı doruk noktalar-
dan biridir. Günümüzün sinema
seyircisi, sınemanın birçok klasik
örneğine, bu filmlerin sinema ta-
rihindeki önemleriyle orantılı bir
ilgi göstermiyor. Çünkü bu film-
ler, zamanın yipratıcı etkisine kar-
şı koyamayarak eskimişlerdir. "Bi-
siklet Hırsızlan" ise çevrilmesin-
den bu yana geçen kırk yılı aşkın
süreye karşm, konusunun yoğun-
luğuyla, anlatımının ustalığıyla,
insancıl değerleriyle bugün de
dünyanın dört bir yanında seyir-
cileri etkileyebiliyor, sinemanın en
yeni örneklerine meydan okuyabi-
liyor.
tkinci Dünya Savaşı'nın hemen
ertesinde, ttalyan sinemasına
damgasını basan Yeni Gercekçilik
akımının başyapıtı sayüan "Bisik-
let Hırsızlan", senaryo yazan Ce-
sare Zavattini ile yönetmen Vitto-
rio de Sica işbirliğmin en yalın ör-
neği.
Ekmek parasının aslarun ağzın-
da olduğu bir dönemde, iki yıl
boşta gezdikten sonra iş bulabilen
Antonio, duvarlara afış yapıştıra-
caktır. Yüzlerce kişinin başvurdu-
ğu bu ise bisikleti olduğu için alın-
rnıştır. Ama daha ilk gün, Rita
Hayworth'un bir filminin afişini
asarken bisikleti çalınacak, bisik-
leti bulabilmek için on yaşındaki
oğlu Bruno ile birlikte Roma'yı
alt- üst edecektiı. Bisikleti bul-
maktan umudunu kesince, bir
stadyumun- önündeki bisikletler-
den bihni alıp kaçmaya kalkışa-
cak, ama beceremeyerek oğlunun
önünde aşağılanacaktır.
Film bir yandan, yaşam savaşı
veren bir insanın üstüne çöken ka-
rabasanı verirken, bir yandan da
savaş sonrası ItaJyasının toplum-
sal koşullannı belgeler. lşsizleriy-
le, gecekondularıyla, hırsızlanyla,
dilencileriyle, bitpazarlarıyla, so-
kak kadınlarıyla, din adamlarıy-
la, falcılarıyla o yıUar Roması'm
beyazperdeye getirir.
Bn çarpıcı çerçevenin amacı,
böylesine bir kargaşarun ortasın-
daki insan ilişkilerini vurgulamak-
tır. Baba Antonio ile oğlu Bruno
arasındaki insancıl dayanışma
benzersiz bir yahnlıktadır. Ceple-
rindeki son paraya kıyıp bir aşçı-
da karınlannı doyurdukları sıra-
da, küçük Bruno'nun, varlıklı ai-
lenin çocuğuyla bakışarak geliştir-
diği oyun; oğlunun kendisini Ro-
ma'oın ortasından geçen Tevere ır-
mağrna attığı sanısına kapılan ba-
banın kapıldığı körku; Bruno'nun
bisiklet çalmaya kalkışan babası-
nın tartaklandığını görünce yardı-
raına koşması belleklerden silin-
meyecek sinema sahneleridir. Itil-
dikleri yalnızlık içinde el ele tutu-
şarak evlerinin yolunu tutan ba-
ba ile oğulun son görüntülertnde,
Bruno'nun her şeye karşın ışıyan
gözleri, umutsuzluğun umuda dö-
nüşebileceğinin habercısidır.
De Sica, bir Amerikan yapıme-
vinin, başroide Cary Grant'ın oy-
naması koşuluyla filmin yapım gi-
derlerini karşılama önerisini geri
çevirerek filrade profesyonel
oyunculara yer vermez. Baba An-
tonio'yu oynayan Laraberto Mag-
gtorani gerçek yaşamda ışçidir.
"Bisiklet Hırsızlan" ilk ve son
başrolü olacaktır. Oğul Bruno'yu
canlandıran Enzo Staiola ise yok-
sul bir ailenin çocuğudur. Anne-
yi oynayan Lianella Carell, gaze-
tecidir. De Sica, bu tutumunu da-
ha sonra "Milaoo Mucizesi" ve
"Umberto D." adlı fîlmlerinde de
sürdürecek, profesyonel oyuncu
kullanmayacaktır.
Günlük yâşantıyı olanca doğal-
lığıyla verirken şiirselliği öne çı-
kartan Zavattini iie yoğun bir du-
yarlıhğın ve derin bir gözlemcili-
ğin sinemasını yapan De Sica'nın
ortak ürünleri "Bisiklet
Hırsızlan"nı görmemiş olmak bir
sinemasever için büyük bir yok-
sunluktur.
GERÇEK YAŞAMDA İŞÇİYDİ — Vittorio de Sica "Bisiklet Hır-
sızları "nda profesyonel oyunculara yer vermedi. Baba Antonio'yu
oynayan Lamberto Maggiorani gerçek yaşamda da bir işciydi. Oğul
Bruno'yu canlandıran Enzo Staiola ise \oksul bir ailenin çocuğuydu.
Alt Kurul tarafından geri çevrilmişti
'Karartma Geceleri'ne izinDün toplanan Üst
Denetleme Kurulu
filmin gösterilmesine
karar verdi.
"Karartma
Geceleri" yann
Atatürk Kültür
Merkezi'nde
gösterilecek.
Kültür Servisi — Kültür Bakan-
hğı tstanbul 11 Kültür Mudürlü-
ğü'nde dün saat 13.30'da bir ara-
ya gelerek, film denetlerne odasın-
da Rıfat Dgaz'ın yapıtından uyar-
lanan "Karatma Geceleri" filmi-
nin bandını izleyen "Üst Denet-
leme Kunılu", oybirliğiyle filmin
gösteriminde bir sakınca olmadı-
ğına karar verdi.
9. lstanbul Uluslararası Film
Festivali programında ilk gün saat
15.00'te AKM'de gösterimi yapıl-
ması gereken film, Cansel Ural
(Kültür Bakanlığı), Cavit Efeler
(Sesam) ve Tümer Argın'dan (Ga-
zeteciler Cemiyeti) oluşan "Alt
Denetleme Kunılu" kararıyla ya-
saklanarak görüşülmek üzere Üst
Denetleme Kurulu'na gönderil-
mişti. Dün saat 11.00'de Sesam
lokalinde yapılan basın toplantı-
sında, Soder Genel Başkanı Türk-
ân Şoray, Sinekam-Der Genel
Başkanı Mnzaffer Hiçdunnaz ve
Film-Yön Genel Sekreteri Yavu-
zer Cetinkaya olayı protesto ettik-
lerini ve sonucun olumlu bir şe-
kilde sonuçlanması için girişimde
bulunacaklannı açıkladılar.
Daha sonra 11 Kültür Müdürlü-
ğü binasına giderek Üst Denetle-
me Kurulu'nun karannı bekleyen
filmin yönetmeni Yusuf Kurçen-
8 ve başrol oyuncusu Tank Akan,
sonucu öğrendikten sonra bekle-
nen kararın verildiğipi ve filmin
yann saat 21.30'da AKM'de gös-
terileceğini söylediler.
"Karartma Geceleri" filminin
BAŞROLDE TARIK AKAN — Yusuf Kurçenli'nin nyariayıp yö-
nettiği "Karartma Geceleri"nde başrolü Tank Akan üstleniyor.
Akan, 2. Dünya Savaşı yıllannda işkence gören bir aydını canlan-
d ı r ı y o r.
oybirliğiyle gösterilmesine karar
veren "Üst Denetleme Kunılu" şu
üyelerden oluşuyor: Alpay Basinli
(lstanbul Arkeoloji Müzesi Mü-
dürü, Kültur Bakanlığı temsilci-
si), Orhan Araslı (tstanbul Milli
Eğiüm Mudür Yardımcısı), Ayşe
Ok (Içişleri Bakanlığı temsilcisi),
Kadri Ynrdatap (Sesam temsilci-
si), Aydın Oran (Mesam temsil-
cisi). Alpay Pasinlı'nin başkanlık
yaptığ] kurula Milli Güvenlik ve
sinema sanatçıları temsilcilerinin
katılmadıklan bildirüdi.
Peter Gneenaway'infılmiEmek'te
Batı taşlamasıPeter Greenavvay'in filmi, paranın ve iktidarın
gerçek insancıl değerler karşısındaki yengisini
amansız bir biçimde eleştiriyor.
ATtLLÂ DORSAY
tlahi Peter G,reena»a>:.. Şa-
şutıcı, yenüikçi, arna donmuş es-
tetiği içinde "sinema" ile ilişkisi
tartışmalı bir "Ressamın
kontratı" ile başlayan ve.
"Z.O.O.", "Drowning by Num-
bers", "The Belly of the
Architect" ile süren bir serüve-
nin, "Aşçı, Hırsız, Kansı ve
Âşıgı" gibi bir filme ulasabileceği
kestirilebilir miydi?
Ressam/yazar/yönetmen Gre-
enaway, kendi yazdığı alabildiği-
ne özgün bir senaryoda, Le Hoi-
landais adlı luks bir lokantayı yö-
neten Albert, doyumsuz kansı
Georgina, lokantanın Fransız aş-
çısı Richard ve Georgina'nm
müşteriler arasından seçip buldu-
ğu âşığı Michael'dan oluşan ga-
rip Bir dörtlüyü karşımıza geti-
riyor.
Duvarlan dev resimlerle suslü,
zevksiz ve çığırtkan dekorasyo-
nu tam anlamıyla "kitsch" olan
bu lokantada, tam bir mafya li-
deri de olan Alben'in "cetesi" ile
birlikte yediği akşam yemekleri,
yemek sanatı ve türleri üzerine
düşünceler kadar, bayağı, kaba,
giderek iğrenç küfur ve hakaret-
lerin de süslediği birer tüketim,
haz ve boşalma törenine dönüşü-
yor. Kocasının ve adamlannın
bitmeyen kabalıklan, iğrençlik-
leri ile dünyası kararan Georgi-
na, uzakta oturan, sessiz, sakin,
içine dönük Michael'le önce tu-
valetlerde başlayıp sonra mut-
fakta, kilerde, bulunabilen her
yerde süren bir sevişme eylemi-
ne girişiyor.
tğTenç koca, Fransız aşçının
"himayesi" ile süren bu "zina"
yı keşfettiğinde, intikam kaçınıl-
ırazdır. Ama Georgina, hiç de
görüldüğü kadar güçsüz, zayıf
bir "küçük kadın" değildir. Son
sözü o söyleyecek ve sürekli ve
en iğrenç biçimde tüketen koca-
sına, hiç ummadığı bir "son
yemek" sunacaktır.
"Aşçı, Hırsız, Kansı ve Âşı-
gı", ardında şaşırtıcı zekâ pırıl-
tılan, ama a>7iı zamanda çağımız
ve uygarhğımız üzerine uroulma-
dık bir karamsarlık içeren bir
film. Greenaway, içinde yaşadı-
ğımız tüketim ve zevk çağını, kö-
rii köfüne tutsağı olduğumuz bir
"hedonizmi", paranın ve iktida-
rın asıl, gerçek insancıl değerler
karşısındaki kesin yengisini,
amansız biçimde eleştiriyor.
Marco Ferreri'nin "Biiyük Tı-
kınma"sından beri, yemek ve tü-
ketmek olgulan, insanlığın olası
sonuyla hiç bu denli özdeşleşti-
rilmemişti. Greenavvay'in hepsi
de sonuç olarak adi, küçük, sı-
radan, giderek mide bulandıncı
olan kahramanları, farkh
"kötülük" dereceleri içinde, in-
sanlığın ve uygarlığımızm gelece-
ği konusunda en ufak bir ışık bile
getirmiyorlar. Yönetmen, 10 ge-
ceye böldüğü öyküsünün içine,
sinema tarihimn gördüğü en gör-
kemli kimi kaydırmâlan yerleş-
tiriyor; lokanta geniş hacmiyle
çağdaş toplumların bir mikro-
kozmasına dönüşüyor ve insan-
lar, bilmek lükenmek bilmeyen
bir iştahın, bir yeme, sevişme ve
tüketme iştahımn sonunda, Fer-
rari ve Pasolini'yi arumsatan bir
kötümserlikle, yamyamlığa dek
gidiyorlar.
Greenaway'in filmi tüketme-
ye doğru gıden Batı uygarlığı
üzerine amansız bir aiegori. Mut-
laka izlenmeii.
U N U T U L M U Ş Y E M E K V E T A T L I I A R I M I Z I
G Ü N I S I Ğ I N A Ç I K A R M A Y A V A R M I S I N I Z ?
I . l e r e 1 kese oltın (4 Cumhuriyet)
2 . l e r e 1 kase a l t m ( 2 Cumhuriyet)
3 . l e r e 1 k«*e altın (1 Cumhuriyet)
ve 2 ' ? e r m a n t i y o n ( l ' e r ç e y r e k j
JÜRİ: Aydın Boyton, Atilla Donay, Ergun Köknar, Hason Özen, Tuğrul Şavkay, Aydın Yıimaz
Restaurant
Cafe-Bar
PEREMECİ SOK
20/7 8ARO HAN
B E Y O Ğ l U
İ S T A N B U L
1 4 5 I 6 5 6
1 5 1 1 6 4
Bertrand Tavernier ve SabineAzema birsöyleşiye katıldılar
Tiıtku ve zevk için sinema
Tavernier, keşfettiği
zevkleri ve hissettiği
öfkeleri seyircilerle
paylaşmayı seviyor.
Azema, oyuncunun da
kendi yorumunu ortaya
koyması gerektiği
kanısında.
Kültür Servisi — lstanbul Film
Festivali'nin konuklan yönetmen
Bertrand Tavernier ve oyuncu Sa-
bine Azema, dün Beyoğlu'nda,
Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'n-
de yönetmenük, oyunculuk ve
eleştirmenlik konusundaki görüş-
ierini dile getirdiler. Söyleşiyi si-
nema yazanmız Atülâ Dorsay yö-
netti.
9. tstanbul Uluslararası Film
Festivali'nde "Gece Yansına
Doğru", "Beatrice Tutkusu" ve
"Aslolan Hayattır" adlı fılmleri
yer alan Tavernier'in, yönetmeli-
ğinden önceki bir dönemde yönet-
menlerle yaptığı söyleşileri ve film
yazıları çeşitli Fransız yayın or-
ganlannda yer almıştı. Dün yapı-
lan söyleşide "film eleştirmenliği"
ne ilişkin bir soru üzerine "Ken-
dimi hiçbir zaman bir eleştirmen
olarak görmedim. Hayatımı ka-
zanmak için bu işi yapbm" diyen
Tavernier, yönetmenliğe geçtikten
sonraki durumunu da şöyle özet-
ledi:
"Eleştiri yapan insanlan ve
çektikleri 'numara'lan iyi bilirsi-
niz, ama bir anlamda kendinizi si-
lahsız, caresiz.hissedersiniz. Sinik
olursunuz."
Bertrand Tavernier, Fransa'da
eleştirmenlerin, bir önceki knşa-
YÖNETMEN VE OYUNCUSU — Bertrand Tavernier'nin "Aslo-
lan Hayattır" adlı yapıtı 9. Uluslararası lstanbul Film Festivali'nde
gösterilen filmler arasında. Sabine Azema "Aslolan Hayattır"da baş-
rolleri Philippe Noiret ile paylaşıyor. (Fotoğraf: Uğur Günyüz)
ğa göre geride olduklannı da vur-
gnlayarak eleştirinin "sinema dı-
şında gelişen etkenler"le yapıldı-
ğım söyledi. Tavernier'nin haya-
lindeki eleştiri tipi, bir sanat ese-
rini halka yaklaştıran, seyirciyle
sinema arasında köprüler kuran
bir eleştiri mekanizması.
tlk kısa filmini 1963'te çeken,
1966'da ilk uzun metrajlı filmi
"Saint Paul Saatçisi"m gerçekleş-
tiren Tavernier, neden yönetmen-
ük yaptığını da şöyle açıkladı:
"Film çevinnek benim için ya-
şarasal bir gereksinme. Yaşamak
için film çekmek zorundayını.
Gerçek nedenleri ise bazen filmi
çektikten sonra buluyonım. Ama
iki sözcük anahtar olabilir: Tut-
ku ve zevk. Seyircilere, keşfetti-
ğim zevkleri keşfettirmek ve duy-
dugara öfkeleri hissettirmek."
1960'h yülarda, "Yeni Dalga"
filmlerinin çoğunu gerçekleştiren
yapuncı Georges de Beauregard'-
ın yanında halkla ilişkiler uzma-
nı olarak da çalışan Tavernier,
"Yeni Dalga" akımıyla ilgili so-
rulan yanıtlarken öncelikie bütün
kategorik yargılann karşısında ol-
duğunu belirtti.
"Godard, Truffaut gibi yönet-
menlerden sonra sinemanın hiç
degişmediğini söylemek yanlış
olur. Ama aynı zamanda onlann
her şeyi keşfettiğini söylemek de
yanlış."
Filmleri festivalde "Ustalara
Saygı" bölümünde gösterilen Ta-
vernier için oyuncu seçmek bir
zevk. Sık sık tiyatroya giden ve
yeni, yetenekh oyuncularla karşı-
laşma fırsatı bulan Tavernier'nin
önemli yapıtlarından biri olan
"Aslolan Hayattır"ın başrolün-
de, dünkü söyleşiye katılan Sabi-
na Azema oynamıştı. Cesar ödül-
lu Azema da oyunculuk üzerine
"Oyuncu çocuk gibidir. Bize 'şu-
nu yap', 'bunu yap' derler yapa-
nz. Ama zeki olmak da yasaklan-
manuşbr. Oyııncu da kendi yoru-
munu ortaya koymalıdır" dedi.
FESTİVALDE BUGUTN
Eaıek: Yaaba (12.00), Aşçı
Hırsız Kansı ve Âşığı (15.00,
21.30), Neşey Pazar (19.00).
Si»ep*p: Çiçeklerden Bir
Taç (12.00, 19.00),
Siddesbwari (15.00), Boris
Godnnov (21.30).
Atlmmi Srfır Kenti (12.00,
19.00), Orta Dznolokta 3
Dauman filmi (15.00, 21.30).
Gazl: Son Darbe (12.00,
19.00). Bir Aşkın Güncesi
(15.00, 21.30).
R e k s : Kadınlar Arasında
(19.00), Banı Bir Şeyler Cal
(21.30).
Smreyym: FJveda Caz
(19.00), Seviyornm Seviyorsaa
(21.30).
AKM: Kilometre Taşlan II
(12.00), İkili Oynnlar (15.00),
Bisikiet Hırsızhuı 19.30),
Abuk Sabak 1 Film (21.30)
Restorasyoıı
semineri
• Küitiir Servisi — Alman
Kültür Merkezi Yıldız
Üniversitesi işbirliğiyle 5
nisan perşembe günü saat
14.00-18.00 arasında Yıldız
Üniversitesi
Oditoryumu'nda bir
seminer gerçekleştirecek.
Seminere Almanya'dan
Nürnberg Germanisches
Museum'un Müdürü Dr.
Thomas Brachert ve
Bavyera Eyaleti Eski
Eserleri Koruma Dairesi
Başkanı Prof. Dr. Michael
Petzet katılacaklar. Dr.
Brachert, "Ahşap Kültür
Değerlerinin Restorasyonu
ve Korunması", Prof. Dr.
Petzet ise "Restorasyon,
Konservasyon ve Yenileme"
konularında konuşacaklar.
Konferanslar Türkçeye
çevrilecek.
REFO'nıın
yeni sayısı
• Kültür Servisi — REFO
Fotoğraf Sanatı dergisinin
11. sayısı çıktı. Dergide
Ersin Alok'un hazırladığı
"Dağ Fotoğrafçılığı",
konuya ait fotoğraflarla yer
alıyor. Aynca 1990 Avrupa
Kodak Ödülü Yarışması'nın
arifesinde, 1989'da derece
alan fotoğraflar, Herbert
List'i tanıtan yazı ve List'in
Yıldız Üniversitesi'nde
açılan sergisinin
kataloğundan seçilmiş
fotoğraflar, Seyit Ali Ak'ın
hazırladığı
"Fotoğrafçılığınıız" konulu
yazıda geçmişten bugüne
birçok Türk fotoğrafçısının
yer aldığı portfoliosu da
decginin sayfaları arasında.
'Gerçeklik ve
\andsama'
1
• Kültiir Servisi —
Avusturyah fotoğrafçı Chris
Hinterobermaier'in
"Gerçeklik ve Yanılsama"
başlıklı fotoğraf sergisi 2-14
Nisan 1990 tarihleri
arasında Yıldız Üniversitesi
Sabancı Kitaplığı'nda açık
kalacak. 1962 yılında
doğduğunu, 1978 yılında ise
fotoğraf sayesinde yeniden
doğduğunu ve
fotoğraflarında resimsel bir
anlatımı işlediğini belirten
Hinterobermaier, bugüne
kadar 200'den çok ödül
kazandı.
Piyano resitali
• Kültür Servisi — 1972
yıhnda ABD'de doğan
özgür Aydın, 1984'te
Hacettepe Üniversitesi
Devlet Konservatuvan'nda
piyano öğrenimine başladı.
1986'dan beri 15 piyano
resitali veren Aydın'ın radyo
ve TV için bant kaydı
bulunuyor. Kasım 1988'de
lstanbul 8. Ulusal Piyano
Yanşması'nda mansiyon
alan Aydın, bu gün
saat 18.30'da
Avusturya Başkonsolosluğu
Kültür Ofısi'nde vereceği
piyano resitalinde Mozart,
Chopin ve Liszt'in
yapıtlarını seslendirecek.
BUGÜN
m Viyolonsel resitali Sevil
Gökdağ'ın piyanist Seher
Tannyar eşliğinde vereceği
viyolonsel resitali saat
18.30'da Atatürk Kültür
Merkezi'nde izlenebilir.
• Türk karikatürü Ferruh '
Doğan, Mustafa Eremektar,
Turhan Selçuk, Ali Ulvi ve
Tan Oral'ın yer aldıklan
"Türk Karikatüründe 50
Kuşağı" başhklı panel
18.00'de Karikatür ve Mizah
Müzesi'nde.
STUDIO PEINTURE
SANAT GALERİSİ
&
RESİM ATÖLYESİ
2. ÇOCUKLAR ARASI
RESİM YA.RIŞMASI
4-12 YAŞ
Son teslim tarihi
7 Nisan 1990
Tcb\ıkı>c Kalıpvı Sokak 148/1
^^ı^bul. Tel- 132 2.' 19
BİLSAK'TA
BUGÜN
3 Nisan Salı:
19.00 SEMİNER: YENt BİR
SİNEMAYA DOĞRU VI:
Reha ERDEM.
19.00 DİZİ KONFERANS:
Frankfurt Okulu: Frankfurt
Okulu ve VValter Benjamin.
Unsal OSKAY
Ta'i Chi Chu'an
Hareketli Meditasyon
18.30
10.00-01.00 arası CAFE-
FOYER-BAR
BİLSAK Herkese Açıktır.
BİLSAK Sıraselviler,
Soğancı Sok. 7 CİHANGİR
143 28 79 - 143 28 99