23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURtYET/10 HABERLER 3 NİSAN 1990 P A R T I L E R P E N Araştırma komisyonları Konut ve çevre konulannda inceleme yapmak için kurulan iki Meclis Araştırma Komisyonu'nun görev süreleri uzatıldı. Dünkü Resmi Gazete*de yayunlanan TBMM kararlarına göre konut sorunu konusunda kurulan Meclis Araştırma Komisyonu'nun görev sttresi 3 nisandan geçerli olmak üzere 3 ay uzatıldı. Ülkenin sahıp olduğu çevre değerlerini korumak ve mevcut çevre sorunlarını saptamak için oluşjurulan diğer Meclis Araştırma Komısyonu ise 30 rnart tarihinden itibaren geçerli olmak uzere 3 ay daha çalışacak. ANAP grubunaAnayasa değişikliği mensup üyeler tarafından hazırlanarak TBMM'ye sunulan ıdam cezalan ile ilgili anayasa değişikliği önerisi, perşembe günü TBMM Anayasa Komisyonu'nda ele alınacak. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, ANAP genel başkanlığı ve başbakanlığı döneminde 155 arkadaşı ile birlikte haarladıkları öneri, anayasanın 87. maddesinin değiştirilmesini, 138. maddeye bir fıkra ilave edilmesini, ayrıca bir geçici madde konulmasını öngörüyor. öneri aynen benimsenirse, mahkemelerce verilerek kesinleşen ölüm cezalanmn yerine getirilmemesi için TBMM'ye başvurulabilecek. Meclis iki yıl içinde "cezanın yerine getirilmemesi" yönünde bir karar almazsa hüküm infaz edilecek. (ANKARA/AA) c n r i l SHP lzmir Miletvekili a u ı u A h m e t E r s i n H a l i l Şıvgın'ın atanmasmdan sonra Sağlık Bakanlığı'nda "ulusal sağlık politikası açısından ürkütücü" bir kadrolaşma hareketine başlandığını öne sürdu. Ersin, Bakan Şavgın tarafından | cevaplandınlması istemiyle veTdiği soru önergesinde, Personel Genel Müdürlüğü'ne getinlen Ahmet Akınar'm, Bakan'ın imam hatip lisesinden matematik öğretmeni olup olmadığım sordu. (ANKARA/AA) PKK 9 kişiyi kaçırdı • ŞIRNAK (Cumhuriyet) — Kömür ocağı yakınlarında yakıt olarak kullanılan atıkları toplayan dokuz gencin PKK militanlan tarafından kaçırıldığı bildirildi. Dün erken saatlerde Şımak kömür ocağı atıklarını toplamak için işletme bölgesine giden 17 ile 22 yaşları arasındaki Kenan Üstün, Hakim Çakan, Raşit Çakar, Naim Batmaz, Ismail Gungör, Osman Erkal ve isimleri belirlenemeyen üç kişinin yol üzerinde karşılaştıklan PKK militanlan tarafından kaçırıldıkları öğrenildi. Dokuz kişinin PKK militanlarınca kaçınlmasının ardından yörede güvenlik güçlerince geniş çaplı operasyonlara başlandı. ÖLÜM Prof. Darkot'ıın cenazesi bugün • İSTANBUL (AA) — tstanbul'da dün ölen, t.Ü. Edebiyat Fakültesi emekli öğretim üyelerinden Ord. Prof. Besim Darkot bugün toprağa verilecek. 87 yaşında ölen Ord. Prof. Darkot'un cenazesi, bugun Istanbul Erenköy Galippasa Camii'nde kılınacak namazdan sonra, Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilecek. Besim Darkot, tstanbul ve Strasbourg üniversiteleri coğrafya bölumünden mezun olduktan sonra, 1932 yılında tstanbul Üniversitesi'ne, coğrafya müderris muavini olarak atandı. 1933 yılında doçent, 1939 yılında profesör, 1956 yılında da ordinaryüs ünvanını alan Darkot, 1942-48 yıllan arasında tstanbul Yüksek Öğretmen Okulu'nda müdürlük yaptı. Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden 1973 yılında yaş haddinden emekli olan Besim Darkot'un çalışmaları, "Türk Coğrafya Dergisi", "tstanbul Üniversitesi Coğrafya Enstitüsü Dergisi" ve "îslam Ansiklopedisi"nde yayımlandı. Darkot ayrıca, çeşitli öğretim dallannı ilgilendiren okul kitaplan yazdı. Prof. Şahinbaş • ANKARA (AA) — A.Ü. Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi emekli öğretim üyesi Prof. trfan Şahinbaş, kalp rahatsızlığından, dün Ankara'da öldu. 1912 yılında tstanbuPda Doğan Şahinbaş, yükseköğrenimi lngiltere'de Cambridge üniversitesi'nde yaptı. 44 yıl Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi'nde tngilizce ve Amerikan Edebiyatı öğretim üyeliği yapan Prof. Şahinbaş, aynı fakültenin tiyatro enstitttsünü kurdu. Başanü bir spor geçmişi bulunan Prof. Şahinbaş, gülle atmada Türkiye şampiyonu ve tngiliz üniversiteler rekortmeni oldu. Balkan şampıyonalannda Türkiye'yi bu dalda temsil eden Şahinbaş, 1940-1945 yılları arasında da Atletizm Federasyonu Başkanlığı yaptı. Kültür, edebiyat ve tiyatro alanlarında ulusal ve uluslararası birçok çalışması bulunan Prof. Şahinbaş'ın îngilizceden Türkçeye çevirileri, Devlet ve Şehir Tiyatroları'nda sahnelendi. Dokuz kişinin öldürüldüğüElazığkatliamından kurtulanlaranlatıyor: Olüm çîzgisînde oğlıımu düşündüm TURAN YILMAZ ELAZIĞ — Sori deresi, Rut dağırun doruklannda başla>ıp Ke- ban'a uzanan yolculuğunu sürdü- rüyordu. Tarihin bilinen en eski bakır madeni ocaklannın yer al- dığı ırilı ufaklı tepeierin yamacın- dan akıyor, derin bir çızgi gibi uzanıyordu. Her şey, tarih önce- sinden geldiğı gibı, normal seyrin- de ve yerli yerindeydi. Sori deresini izleyen toprak yol- da ağır ağır ilerleyen araçlar, ar- kalannda yapışkan bir toz bulu- tu bırakıyordu. Bu toz bulutunun önunde, içinde iki kişinin bulun- duğu cip, kırmızımn turn tonları- nı içeren gün batımının olağanüs- tü güzeiliğinin altında yavaşça ilerliyordu. Aracı kullanan orta yaşlı, esmer, siyah gür bıyıklı adam, yanındaki genç adama bir- şeyler anlatıyordu. Esmer genç adam, pek söze girmiyordu. Ba- zen konuşuyor, sürekli başını sal- lıyordu. Dinlerken de çevreyi izli- yordu. Sağda Rut dağının sert ya- maçları, solda Sori deresi... Araçtakiler Etibank Şarkkrom- ları Ferro Krom İşletme Müesse- sesi Muduru Melin Çakır ile Eti- bank mufettışi Asım Erdal'dı. Ko- nu ise yeni devralınan muesscse- deki yolsuzluk, usulsuzlük iddia- lanydı. Genel müdürlükten gelen konuklan yeni uğurlamışlardı. Arük işletmeye dönüyorlardı. Ça- kır, "Sabab erken başlarız çalışmaya" dedi, Erdal "CNur" dercesine başını salladı. Kırmızı- mn tonlan artık, siyahın yumuşak çiıgileri ile buluşuyordu. Yoldaki silahlı adam Yolun çoğu gıtrniş, azı kalmış- tı. Kayaönü köyüne yaklasmışlar- dı. Biraz sonra Rut dağının etek- lerine inecekler, Keban tum gör- kemiyle ortaya çıkacaktı. Viraja ginneden önce arkasına baktı Ça- kır, mühendisleri taşıyan diğer cip ile Alarko'nun iki otomobili de kendilerine yetişmişti. "Hep bir- likte gideriz" diye düşündü. Bir si- gara daha yaktı, eşinin sigara ko- nusundaki yakınmasını anımsadı. Gülurasedi, sonra "Müfeltiş, dal- dın gittin" dedi. Erdal da gulüm- semeye çahştı.. Aracın hızını azaltırken, "Hay AlUta, ne oldo ki?" diye söylendi Çakır. Bir yandan da ileride yolu çapraz bir şekilde kapatan krom yüklü kamyonu ızlıyordu. Kamyo- nun sürücusünü aradı bir süre, kimse yoktu. "Hay aksi" dedi bir kez daha, iyice yaklaşmışlardı, birkaç kez klakson çaldı. Sonra da kamyonun hemen önunde durdu. Bir kez daha klakson çahp ne olup bittiğine bakmak için kapı- yı açtı. O anda kamyonun arka- sından yola fırlayan silahlı bir gençle yüz yüze geldi. Üzerinde toprak rengj bir şalvar ve yelek, si- yah bir gömlek ile Mekap türü spor ayakkabı bulunan sakallı, es- mer genç, silahını elinde birkaç buraya getir. Kimi ehlivetini, kimi nüfus cüz- danını verdi. Sakallı genç, askısı- nı omzundan geçirdiği silahını bir kez daha kontrol jttikten sonra boşta kalan elinin yardımıyla kim- likleri aldı, incelemeye başladı. Herkes ayakta bekliyordu. Bu ara- da bir kişi daha göründü ileride. Ardından bir kişi daha. Ve en ar- kada silahlı kişiler. Topu topu 6 kişiydiler. — Bir sigara yaktım. 18 yıldır kamyonuyla krom cev- herı taşıyan Kasım Katar, bütün bunları hayal meyal hatırhyordu. "İleride, mûbendisleri, işçileri gör- döm. Herkes ayakta bekliyordu. "Çekilin" dedi, ardından elinde- ki çakmakia tutuşturduğu bezie- ri araçlara fırlattı. Siyahın tonla- nyla bezenen gökyüzü bir anda kızıla çaldı. Bir alev dağı yüksel- di. Bir süre araçlann yanışını iz- lediler. "Yiuüyün" dedi sonra genç adam, yeniden arkadaşlannın ya- mna geldi. Biraz daha beklediler. Kasım Katar'a sorarsanız, "Bir asır bekledi" orada. Silahlı genç- lerden biri Doğu şivesiyle "Bb bu- nu Cizre, Nusaybin olaylannın in- tikamını almak için yapıyoruz, gi- din herkese böyle sovleyin" dedi. "Bn devletle calısıiamaz. Siz de çaltşmayın" dedıklerini de anım- grubun en arkasında yurüyen las- tik ayakkabılı, gür bıyıklı genç, "Haydi gidin" diye bir kez daha bağırdı. Sanki, kendilerini topra- ğa çivileyen ağırlıktan kurtulina- lan için böylesi bir komut gereki- yordu. Birden ayağa fırladılar. Sonra, hızla oradan uzaklaşmaya koyuldular. Bunlardan Kasım Ka- tar, Doğan Demiray ehliyetini ve- rerek ölümden kurtulan mühendis Salih Akalın, 100 milyonluk oto- büsünün kül oluşunu gözleriyle gören Hasan Dündar, Kemal lunç, Fethi Tunç, Nedira Diindar, Marat Tekin ne kadar yurüdükle- rini hatırlayamıyorlar şimdi. Son- ra, "Pat pal" diye derinden gelen f KASIM KATAR — Ölüm hiç aklına gelmemış. ERCAN GENÇOGLU - Otayın tanıklanndaa O anı hatırlayınca Lastik ayakkabılı gür bıyıklı olanı 9 kişiyi ayırdıktan sonra diğerlerine de "Haydi gidin" diye bağırdı. Mühendis Kasım Katar 8 yaşındaki oğlu Murat'ı, Hasan Dündar ise borcunu henüz ödediği yüz milyonluk otobüsünü düşünmüş. kez tarttıktan sonra güçlü bir ses tonuyla bağırdı: — tnin çabtık... Gözü, yolu çevreleyen yamaca kaydı. Mevzilenmiş 3-4 kişiyi da- ha gördü. Yavaşça inip beklediler. Birazdan arkalanndaki konvoyda- kilerin de yanlarına getirildiğini gördüler. Mühendisler, işçiler, şo- förler. Herkes birbirine bakıyor, ne olup bittiğini anlamaya çalışı- yordu. Sakallı genç, silahını bir kez daha elinde tarttı, sonra ya- maa işaret ederek, "Yöriiyta'* de- di. Topluca jiirümeye koyuldular. Sanki asırlar surdu bu yürüyuş. Topu topu 10-15 dakika sürmüş- tü. Düz bir alanda komutlar an arda geldi: — Duran. — Herkes kimligini çıkamn. — Sen öndeki kimlikleri topla, Beoi de nötirdiiler yaalanna." "'Kirnliğini ver' dediler, çıkar- dım, ehliyetimi verdim. Sonra bir sigara yaktım, hiçbir şey demedi- ler." Sonra bir komut daha geldi: — Otnrnn. Bulunduklan yere çöktüler. Çıt çıkmıyordu. Sakallı genç yanları- na yaklaştı, silahın namlusunu uzatarak "Sen, sea, sen..." dedi, beş kişiye. "Ayağa kalkın". A>aga kalktılar. "Yüriıyü»" de- nildi, yürflduler. Yola indiler, aımç- lann yanında durdular. Bu kez es- mer bir silahlı genç vardı başlann- da. "Depolardan benzin çekin" dedi. Bir bidonu doldurdular. Ko- mutlar art arda geldi. tki kamyon, bir kücük servis otobüsü ile iki ci- pi birbirlerine yaklaştırdılar. Ben- zin döküldü. Genç adam, sıyor, Katar, "Nevruz diye bafır- dılar, böyie keyfettiler" dedi. Son- ra, elindeki kimliklere bakıp kimi- nin adını saydı, kımini tek tek gös- terdi. "Sİ2 bizle geBn" dedi, diğer- lerine ise "Haydi gidin" dedi. Ka- tar, boş bulundu, "Nereye?" diye sordu, sakallı genç "Nereye islersen" diye bağırdı. lşletmenin Idari Müdürü Do- ğan Demiray da adı sayüanlar ara- sındaydı. Ama o çöken karanlığın da yardımıyla, önce kravatını çı- kardı, oturduğu yerde. Sonra bir- kaç duğmesıni çözdü görrüeğınin. Sonra da ışçilerin arasına kaydı usulca. Bekledi. Silahh adamlar ti- tiz davranmadılar bu konıda. Ayağa kalkanları önlerine alıp yü- rümeye başladılar. Arkada kalan- lar çivilenmiş gibi yerlerinde du- ruyorlardı, kımıldamadan. Silahlı SÖRT VALtLİĞİ OKULLARA GENELGE GÖNDERDİ Oğretmene PKK nöbetiADANA (Cumhuriyel Giinej llleri Biiro- su) — Siirt Valiliği'nce kent merkezi ile ilçe ve köylerdeki ilk ve orta dereceü okullara gön- derilen genelgede, "istenmeyen dunımlann or- taya çıkmaması için ikinci bir emre kadar her okulda gece ve gundiiz nobetci personel bulundurulması" istendi. Bayan öğretmenle- rin de dahil edildiği nöbet listeleri kaymakam- lık ve valiliğe bildirilirken, uygulama tepkile- re neden oldu. Siirt Vaiilıği Olağanustu Hal Bürosu'nca ilk ve ona dereceli okullar, köy ilkokulları, öğ- retmenevı müdürlüğü, sağlık meslek lisesi, halk eğitim merkezi, çıraklık eğitim merkezı müdürlüklerine gönderilen yazıda "bu gibi yerlerde nöbet sistemine geçilecegi, nobet çi- zelgelerinin en kısa zamanda bildirilmesi" is- tendi. Tatil günlerinde asılan bayraktan da bir gö- revlinin sorumlu tutulması istenen yazıda şöyle denildi: "1983 sayıh Bayrak Kanunu ile Resmi Ga- zete'nin 17 Mart 1985 gunü ve 18 ile 607 sayı- lı nüshasında ya>ımlanan ve yünirlüğe giren Türk Bayragı Tuzuğu'nun 85 / 9034 sayılı ka- ran gereğince ilgili kanun >e tüziık doğrultu- sunda knrnm ve kunıluşlann bayrak törenle- rinin şekli hukme bağlanmıştır. Herhangi bir aksakiığa meydan verilmemesi için aynca ola- ganustu hal durumunda aşağıdaki önlemle- rin dikkate alınmasında. birinci derecede okul müdurlükleri, ikinci derecede de kaymakam- lığa karşı ilçe rnilli eğitim muduriukleri sorum- lu olacaktır 1. Istenme>en bir olava mey- dan verilmemesi için ber okulda ikinci bir em- re kadar gece ve gündüz nöbetçi personel bu- lundurulacaktır. 2. Bayrak törenleri usulöne göre yapılacak- tır. Milli Eğitim Mtidurlüğü'nce 24 saatlik ça- uşma programı bir liste haiinde çıkanlarak en kısa zamanda gonderilmesi gerekmekledir." Siirt'tekı ilk ve orta dereceli okullarda go- rev yapan oğretmenler, "nöbet uygulamasım" tepkiyle karşıladılar. "Olası bir saldınya og- retmenin yem gibi atılmak istendiğini" savu- nan öğretmenier şunları söylediler: "Nöbet Hsteieri bir hafta önce Milli Eğitim Mudurluğu'ne gonderildi. Bu lislede bayan oğ- retmenlerin ismi de yer aldı. Oğretmenler uç vardiyaya aynldı ve her gun sekiz saat nobet tutulması istendi. Diyelim ki gece yarısı terö- ristler geldi. Bir öğretmen ne yapabilir? Bizim tutacagımız nöbet ne derece yararlı oiabilir? 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun bir- çok maddesi bu uygulamavla ihlal edilmek- tedir. Aynca hafta sonlan göndere çekilen bay- ragın konınması için de bireğitimcinin görev- lendirilmesi istendi. Teröristlerin ba>rağı yak- masını engellemek için bo>le bir karar alın- dıgmı sanıyoruz. Ancak gelenlere 'bayrağı >akamazsınız' diye karşı mı koyabileceğiz? Ogretmenin görevi egitmektir. Askerin poli- sin konıyamadığı okulu korumak deftil." İstanbul'un 'Teni Avrupaa"ru MESAkuruyor.Yurtıçınde/yurtdışında toplam 17.000 konuta ımzasını atan, devturistık kompleksler kuran Mesa, gelişen Altunızade'de yem bır Avrupa yaratıyor. AvrupaKonaklar! Gelin, dairenizi proje, maket üzerinde değü, görerek, gezerek seçin. AvrupaKonaklar'dan hangisı? Viyana mı, Lozan mı? Milano mu, Londra mı? Sız karar venn... Her bıri 8 lüks daıreden oluşan 17 Avnıpalı Konak, tüm rekreasyon ve sosyal olanaklanyla, ulaşım kolaylıklanyla tam size göre.. Tam sizın ıçın! Malzemesinden üretim teknoîojisine, çevre düzeninden sunduğu hayat standartlanna kadar Avrupalı! Adres Tbphanelıoğlu Cad Altunnade Isanbul Ttelefon 310 09 80 - 310 09 9. • 310 08 00 - 333 89 Cl Faks 3437055 AnkaraTfelefon 138116C-64 boğuk sesler işıtmişler. Şimdi sa- yısını da pek hatırlamıyorlar. Ama hiçbiri o an, silah sesine yor- mamışlar bunu. Hasan Dündar daha yeni borcunu ödediği otobü- sünü düşünmüş. Kasım Katar ise 8 yaşındaki oğlu Murat'ı. "Giderken, yüzleri sımsivah ol- mustu sanki. O koca miıheııdisler tanınacak halde degillerdi. Yazık oldu" derken, hiç ama hiç öldu- rulecekleri aklına gelmemiş Kasım Katar'ın. Şimdi o anı anımsarken, "Daha önce hiç böyle olaj ne ol- muş, ne duyulmuş buralarda. Biz herhalde esir alacaklar, sonra da serbest bırakacaklar diye duşun- dük. Keşke o sırada hepimiz kal- lup sağa sola kaçsaydık. Ya hepi- mizi vunırlardı, ya da çoğumuz knrtularduk. Ama nereden bile- ceksin?" diyordu. Ne Salih Akalın ne Kasım Ka- tar ne de Hasan Dündar, şimdi ay- rıntıları o kadar net hatırlaıruyor- lar. Yalnızca, toprak rengi ve yö- rede de giyilen şalvar ile yelekle- ri, lastik ve spor ayakkabıları, bir de kısa namlulu tüfekleri hayal meyal hatırlıyorlar. Bir de katlia- mı gerçekleştirenlerin şivelerini. Aralannda, yoredeki koylerde ko- nuşulan Zazacayı kullananlar da vaımış. Kasım Katar'a göre ise ba- zılan Şırnak, Cizre tarafının şive- sini kullanıyormuş. Ama net bir şekilde anımsadıklan bir sev var- mış, o da 9 kişinin, silahh saldır- ganlann önunde son yolculukla- nna çıktıklannda, dönüp hiç ar- kaya bakmadıklan imiş. Olayın sonrasını, bölgeye giden güvenlik güçlerinden öğrendik. Araçlann yakıldığı yerden 1 kilo- metre kadar ilerde 9 kişinin önce elleri bağlanmış. Sonra bir daire çizecek şekilde yüzükoyun yere ya- tırılmışlar. Sonra dairenin içine girmiş saldırganlardan iki ya da üçü. Tek tek kafalarına sıkılmış kurşunlar. 40-50 el ateş edildiği sa- nılıyor. 9 kişinin cesetleri, sabaha kadar da orada kaldı. O gece krom çalmaya giden Ka- yaönü köyunden üç genç de ola- yın tanığı oldu. Bu, tamklarm üç gün gözaltında kalmalarına yol açtı. Ercan Gençoglu, Ramazan ve Mahmul Şahin, yukselen alev bulutunu görduklerinde ilk olarak "Herhalde işietinenin gnveolik gö- rev lileri lastik vakıyorlar" diye dü- şünmüşler. Biraz daha yaklaşrruş- lar, yanan araçlan görraüşler. Bi- raz sonra da derinden duyduklan "Pat pat" sesleriru. Onlann akh- na da bunun hiç silah sesi olaca- ğı gelmemiş. "Lastik patlıyordnr mutlaka" demişler. Korkmuşlar ve köye geri dönmüşler. Donerken de araçlann yandıgj taraftan far- larını söndürmüş bir otomobili n, işletme binalannın bulunduğu yö- ne doğru hızla gittiğini görmüşler. Şimdi olayı soruşturan güvenlik birimlerince, saldırganlarla olay yerinde "Zazaca konnstuklan" öne sürülen bu yeşil renkli Rena- ult marka otomobildekilerin bu- lunmasına çahşüıyor. Belki de kat- liamın sırrı, bu otomobilde yatıyor.. Güneydoğu'da sıoak mart3 Mart 1990: Derebaşı köyü es- ki muhtan Hacı Aydınlık öldürül- dü. Yapılan operasyonda Silopi'- de yaşayan 60 kişi gözaltına alın- dı. • Hakkâri'nin Şemdinli ilçesi- ne bağlı Anadağ köyü Bağlıca mezrasına baskın düzenleyen PKK militanlan üç kadını öldür- dü. Köy koruculanyla çıkan çatış- mada iki militan öldürüldü. Üç köylu yaralandı, yedi köylü PKK militanlan tarafından kaçınldı. 13 Mart: Mardin'in Savur ilçe- sine bağlı Sürgücü köyü yakınla- nnda çıkan çatışmada 13 PKK militaru öldürüldü. 14 Mart Sürgücu köyünde öl- dürulen PKK teröristlerinden Kâ- muran Dündar'ın toprağa veril- mesi sırasında cenazeye katılanlar gösteri yaptı. Güvenlik güçleri gösteriyi dağıtmak için havaya ateş açtı. Halkın taşlı, sopalı kar- şılık verdiği çatışmada bir kişi öl- dü. 15 Mart Siirt'in Pervari ilçesi- ne bağlı Sanyaprak köyünde iki PKKlı ölü ele geçirildi Çıkan ça- tışmada bir köy korucusu öldürül- dü. • Siirt'in Pervari ilçesi Doğan köyü yakınlarında meydana gelen çatışmada dört PKKIı öldürüldü. Çatışmada bir er de yaşannnı yi- tirdi. 16 Mart: Cenazede çıkan olay- iar nedeniyle Nusaybin'de esnaf kepenk kapattu YUzlerce kişi göz- altında. 17 Mart: Nusaybin'de esnafın kepenk kapatma eylemi sürüyor. Nusaybin'de ilan edilmemiş soka- ğa çıkma yasağı uygularuyor. Hal- kın toplanması güvenlik güçlerin- ce engelleniyor. • PKK'lı Kâmuran Dündar'ın cenazesinde öldürülen Şemsettin Çiflçi'nin babası Nusaybin Cum- huriyet Savcılığı'na başvurarak bazı tanıklann anlatımına göre oğlunun özel tim tarafından vu- rulduğunu öne sürdü. • Halepçe katliamını protesto amacıyla Diyarbakır'da iki bine yakın kişi korsan gösteri yaptı. 100'den fazla kişi gözaltında. 19 Mart Nusaybin'deki kepenk kapatma eylemi Cizre'ye sıçradı. Nusaybin olaylarım protesto için Cizre esnafı kepenk açmadı. Cizre-Silopi karayolunda PKK te- röristleri 4 tankeri ateşe verdi. 20 Mart: Kepenklerin kapalı ol- duğu Cizre'de, Nusaybin'deki olayları protesto etmek isteyenle- re ateş açıldı. Beş kişi öldürüldü. Çok kişi gözaltında. tlçede soka- ğa çıkma yasağı ilan edildi. • Cizre'de başlayan kepenk ka- patma eylemine Silopi ve Idil es- nafı da katıldı. 21 Mart Cizre'de sokağa çıkma yasağı sürüyor. Idil ve Silopi'de- ki kepenk kapatma eylemine Mid- yat esnafı da katıldı. Nusaybin1 de işyerlerinin yansı açılmadı. Do- ğu Beyazıt ve Güngören koyünü basan PKK teröristleri iki öğret- men lojmanım yaktı. • Pervari'de pusu kuran PKK, 2 jandarma erini öldürdü, 2'sini de yaraladı. 22 Mart PKK'lı militanlar Ha- zığ'a bağlı Kayaönü köyünde ye- disi mühendis dokuz kişiyi öldür- dü. Katliam yurtta büyük tepki gördü. • Cizre'de 38 saat süren sokağa çıkma yasağı kalktı. tlçede kepenk kapatma eylemi sürüyor. Olayla- rı protesto için tdil, Silopi, Kızü- tepe, Derik ve Midyat'ta da esnaf kepenk açmadı. Kızıltepe gösteri yapmak isteven lise öğrencileri da- ğıtıldı. 23 Mart Cizre'de cuma nama- zından çıkan bin kişih'k bir gru- bun başlattığı yürüyüş, halkm ka- tıhmı ile büyük bir gösteriye dö- nüştü. Güvenlik güçleri müdaha- le etmeyince olay çıkmadı. • Derik, Idil, Kızıltepe ve Cxı- re'de esnafın kepenk kapatma ey- lemi sürüyor. 24 Mart: Cizre dışında tüm il- çelerde dükkânlar açıldı. Lice'nin Ceper, Kıralan ve Tuzla köylerini basan PKKIılar, bir öğretmeni öl- dürdü, üç muhtann da mühürle- rini ve telefonlannı alarak kaçtı. Nusaybin'in Açıkköy köyünü ba- san bir grup PKK'lı bir köylüyü silahla taradı. 25 Mart: Silahlı bir grup Bingöl-Elazığ karayolunda kimlik kontrolü yaptı. Karakoçan yolu- na barikat kuran bir başka grup da üç aracı yaktı. Pazarcık'a bağ- h Davutlar mezrasım basan PKK militanîarı bir kadını öldürdü, on kişiyi de yaraladı. Cilospor-Bin- gölspor arasında oynanan futbol maçmdan çıkan kalabahk, 'Biji kurdistan' sloganı atarak yürüyüş yaptı. 26 Mart Lice ilçesine bağlı Zümrüt köyünün Kıpçak mezra- sını basan PKK militanlan köy il- kokulunu yaktı. Hakkâri'nin Ulu- dere ilçesi Doğan köyünü basmak isteyen teröristlerle korucular ça- ; tıştı. tki terörist, bir korucu öldü- • rüldü. Cizre ve Nusaybin olayla- rım protesto için Dicle Üniversi- tesi'nde beş bin öğrenci boykota çıktı. 27 Mart Cizre olaylan sırasın- da gözaltına alınan 138 kişiden 74'ü Diyarbakır DGM tarafından tutuklandı. Diyarbakır, Kızıltepe, Derik ve Silopi'de gözaltına ahnan 300'ü aşkın kişi Diyarbakır DGM'ye götürüldu. Cizre'de ke- penkler sekiz gün sonra açıldı. 28 Mart: 15 gün önce 13 PKK militanının öldürüldüğü Savur'da bir PKK'h daha öldürfcldü. Doğu- beyazıt'ta II kişiyi rehin alarak tran'a geçmek isteyen militanlar- dan l'i sağ olarak yakalandı. Di- yarbakır'ın en büyük ilçesi Sil- van'da Cizre ve Nusaybin olayla- rını protesto etmek için esnaf bir günlüğüne kepenk kapattı. 29 Mart Pazarcık ilçesi Cenne- tpınar köyü öğretmeni bir grup te- rörist tarafından öldürüldü. Do- ğubeyazıt'ın Uzurryazı köyunden kaçırılan 11 kişiden 9'u kurtanl- dı. 30 Mart: PKK dışındaki dört yasadışı örgüt PPKK, KUK-SE, TSKP, Ala Rizgari'nin çağnsı ttze- rine Diyarbakır'daki işyerlerinin yarıdan fazlası kapandı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear