Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
5 MAKT 1990 HABERLER CUMHURÎYET/11
p
B
A R
U
L A
H
M E
A
N T
F
0
T
D A
A
• ANKARA (AA) — Milletvekillerinin telefonlannın
dinlendigi ve çalışmalannın izlendiği iddiasma ilişkin
Meclis araştırma önergesi, TBMM Genel Kurulu'nun
yarınki oturumunda ele alınacak. Genel kurulda yarın,
Bingöl bağımsız milletvekili İlhami Binici ve 36
arkadaşının, "TBMM binasında milletvekillerince yapılan
çalışmaların ve telefon konuşmalannm kaydedilerek,
belge haline getirildiği iddiasını tespit etmek" amacına
yönelik Meclis araştırması önergesi görüşülecek. Daha
sonra, milletvekillerinin başbakan ve bakanlara
yönelttikleri sözlü soru önergeleri ele alınacak. Siyasi
parti gruplan da yann toplanacak. Toplantılarda, siyasi
parti liderlerinin son siyasi gelişmeleri değerlendirmeleri
bekleniyor. TBMM Genel Kurulu'nun çarşamba günkü
oturumunda da TEK yatınmları için bir fon
oluşturulmasını öngören kanun hükmündeki
kararnamenin görüşülmesine devam edilecek.
P A R T İ L E R D E N
SHP İçel Milletvekili Fikri
• Sağlar, irticanın devlet eliyle
desteklendiğini öne sürdü ve Cumhurbaşkanı Turgut
özal'm "Ben Müslümanım, devlet laik" sözlerini
değerlendirerek, "Bu ifadeler başh başma
anayasa suçudur. Laikliği inkâr eden bir
cumhurbaşkanı olamaz. Orada da duramaz.
Zaten kendisini kimse tanımıyor. Benim
üzüntüm, cumhurbaşkanlığı makamının
yıpranıyor olmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti
İaiktir, cumhurbaşkanı da laik olmak
zonındadır. Bümediği konuda açıp Larousse'a baksın,
orada laik ne demek ayrıntısıyla yazıyor" dedi.
SP Genel Merkezi'nde geçen yıl
> ağustos ayında düzenlenmek istenen, ancak
lçişleri Bakanhğı tarafından izin verilmeyen "İnsana Saygı"
mitingi için gazetelere ilan veren 19 dernek ve sendika
yöneticisi hakkında Dernekler Yasası'na muhalefetten dava
açıldı. Davayı açan îzmir Cumhuriyet Savcısı Okay
Güngör'un, hazırladığı iddianamede sanıklar için 3'er yıl
hapis cezası istediği öğrenildi. (Izmir/Cumhuriyet EgeBürosu)
Miting
gençlik komisyonlarınca Isparta'da
düzenlenen "Gençlerin Bugün ve
Yarınlardan Beklentileri" konulu panel sona erdi. 71 ilin
DYP Gençlik Komisyonu başkanlannın katıldığı toplantının
son gününde üniversite, işçi, köylü ve genç işadamlan,
gençliğin sorunlarını tartıştı. (Isparta UBA)
Demi rei T7vc\\r' DYP Genel Başkanı
Süleyman Demirel, 3
günlük bir gezi için 6 mart salı günü tzmir'e gidecek.
Demirel, "1990 sonrası Türkiye ekonomisinde
İzmir ve Ege'nin secenekleri" ile
"Depolitizasyon politikasının Türk gençliği
üzerindeki etkinliği"nin tartışılacağı
toplantılara katılacak. Türk-lş bölge
temsilciliğini ziyaret edecek olan Demirel,
İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nde basın
mensuplanyla bir araya gelecek. "Türkiye'nin
sanayileşmesinde öncelikler" konulu toplantıya da katılacak
olan DYP Genel Başkanı Demirel, 8 martta "Dünya
Kadmlar Günü" dolayısıyla düzenlenecek toplantı ile "1990
yılında Türkiye'de ve dünyada ekonomik ve siyasal
gelişmeler" adlı tartışmada da bulunacak. (Ankara/AA)
İ H H i Q İ O T * i Sosyalist Parti Genel
l U U l d . l d . 1 1 B a ş k a n ı F e r i t l l s e v e r
ABD'nin Türkiye'ye Ortadoğu'da yeni roller üstlendirilmesi
yolunda yeni projeler hazırladığını öne sürdü. Ferit llsever,
dün yazılı bir açıklama yaparak, Washington ve CIA
çevrelerinin Türkiye için hazırladığı yeni rollerin, son
günlerde basında peşpeşe yer aldığını ifade etti. llsever,
Atatürk eleştirisiyle başlayan bu projelerin temel fikrinin,
"Laikliğin geçmişte kaJdığı, Türkiye'nin bundan böyle
Islama sanlması gerektiği" şeklinde olduğu görüşünü
savundu. (İstanbul/AA)
ANAP'tan istifa eden lstanbul
Milletvekili ve ANAP kurucusu
Bedrettin Doğancan Akyürek, politik geleceğini belirlemek
üzere yol ayrımında olduğunu açıkladı. Akyürek, ya
politikayı bırakıp milletvekilliğinden de
istifa ederek normal yaşamına döneceğini ya
da Bedrettin Dalan'ın hazırhklarını
sürdürdüğü Demokratik Merkez Partisi'ne
İT ', katılacağını söyledi. ANAP kurucularından
~^"- olan ve 2. kongreye dek genel muhasip
olarak başkanlık divanı üyeliğini yürüten
Akyürek, Turgut Özal'ın 1983 yılında "Yanına uretken bir
ekip alarak işe koyulduğunu ve gerçekten demokratik bir
çalışma yöntemi uyguladığını, ancak 1986 yılından itibaren
üst üste hatalar yaparak 1983'teki çizgisinden tamamen ters
yönde bir icraata girdiğini" öne sürdü ve ANAP'ın artık
gelecek vaat edemeyecek bir sürece girdiğini savundu.
(Ankara/ANKA)
T ı V \ p r a 1 1 f a t * ANAP Eskişehir İl Kongresi dün
L . l U t i a U V l yapıldı. Beşyüz bir geçerli oyun
kullanıldığı kongrede, liberallerin adayı Zafer Sabuncuoğlu
270 oy alırken, muhafazakârlann adayı Yılmaz Aydın 190
oyda kaldı. 26 Mart yerel seçimleri öncesi görevden alınan
Zafer Sabuncuoğlu il başkanlığına seçildikten sonra yaptığı
konuşmada "ANAP'ta, eskiye dönülmeyecek, yalnız
Eskişehir'de değil hemen her ilde liberaller partiye hâkim
olacaklardır, çünkü ANAP'ın kurtuluşu liberallerin örgütlere
hâkimiyetine bağlıdır" dedi. (Eskişehir/Cumhuriyet)
Hemşirelerden tepki
• ANKARA (ANKA) — Türk Hemşireler Derneği
Genel Başkanı Lalezar Mürşitpınar, eşi ömürboyu hapse
mahkûm Güllü Biçer adlı anestezi teknisyenine MÎT
tarafından muhbirlik önerildiği yolundaki iddialara sert
tepki gösterdi ve bu durumu kınadıklannı bildirdi.
Mürşitpınar, düzenlediği basın toplantısında, İnsan
Hakları Evrensel Bildirgesi'nin kabulünden bu yana
geçen süre içinde ortaya çıkan insan hakları ihlallerinin,
Türkiye'nin bu alanda yol alamayışının göstergesi
olduğunu söyledi. Mürşitpınar, güvenlik soruşturması
gibi çağdışı bir uygulamanın varolduğu Türkiye'de
meslektaşlarına karşı girişilen meslek onurunu
zedelemeye dönük son örneklerden birinin de geçen yılki
Muş'un Malazgirt ilçesinde yaşanan, "Operasyonlarda
kadın polis yerine hemşire kullanılması olayının"
olduğunu arumsattı.
Org. Tbrumtay Ispanya'ya gitti
• ANKARA (AA) — Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Necip Torumtay, tspanya Genelkurmay Başkanı
Korgeneral Gonzalo Puigcerver Roma'nın resmi konuğu
olarak dün uçakla Ankara'dan İspanya'ya gitti.
Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan âçıklamaya göre,
Orgeneral Torumtay, gezisi sırasında Ispanya Silahlı
Kuvvetlerine'ne ait bazı karargâh, birlik ve kurumlan
ziyaret ederek incelemelerde bulunacak. Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Necip Torumtay, 9 mart cuma günü
Türkiye'ye dönecek.
Osman Kibar anıldı
• İZMİR (AA) — tzmir Belediyesi eski başkanlarından
Osman Kibar ölümünün 4. yıldönümünde Bornova'daki
kabri başında anıldı. Anma törenine, Kibar'ın yakınları
ve çalışnıa arkadaşları, İzmir Belediyesi eski
başkanlarından îhsan Alyanak, belediye meclisi üyeleri
ile bir grup İzmirli katıldı. İzmir'i Sevenler Grubu adma
örende konuşan Sancar Maruflu, Osman Kibar'ın halk
gibi düşünen, davranan ve yaşayan, gerçek bir İzmirli
olduğunu söyledi. 1963-1973 yılları arasında İzmir
Belediye Başkanlığı görevi yapan ve kamuoyunca "Asfalt
Osman" diye adlandırılan Osman Kibar, 4 yıl önce 77
yaşındayken ölmüştü.
Inönü, Ödemiş ve Kiraz'da SHP'li belediyeleri ziyaret etti
Halk laik devlet istiyorSHP lideri, "Türkiye'de şeriatçı partinin
kurulmasını kimse istemez. Tekrar ortaçağ
karanlığına dönmeyi kimse istemez. Laik
devlet düzeni halk tarafından
benimsenmiştir" dedi.
TÜREY KÖSE
ÖDEMİŞ — SHP Genel Baş-
kanı Erdal tnönü, TCK'nın 163.
maddesirün kaldınlması konusun-
da, "Bu, Türkiye'de düşünce su-
çu oisnn mu olmasın mı mesele-
sidir. Yoksa 163. maddenio kalk-
ması Türkiyc'de laik düzenin kalk-
ması demek degildir. Hallun şeri-
atçı parti istememesi de bunun gü-
vencesidir. Laik devtet diizeni hal-
kın benimsedigi bir düzendir. La-
ikiiŞi koruyacak olan halkür" de-
di. Tnönü, Aliağa'da termik sant-
ral yapılmasına karşı düzenlene-
cek "insan zinciri eylemi" konu-
sundaki bir soruya da "O günler-
de burada olursam ben de
kaoJınm. Çevrenin korunması sa-
nayileşmeye karşı degildir. İşçile-
rin haklannı söke söke alması gi-
bi bunu da iktidann başına vura
vura ögretecegiz" yanıtını verdi.
SHP lideri Erdal Inönü dün
Ödemiş ve Kiraz yöresindeki 11
SHP'li belediyeyi ziyaret etti. Sa-
bah, Güneş 1 otobüsüyle lzmirL
den yola çıkan tnönü'nün sık sık
yolu kesildi. Yurttaşlar sevgi gös-
terilerinde bulundular. tnönü de
kısa konuşrnalar yaparak lıükü-
metin üreticilerin yanında olma-
dığını, sorunların çözümü için
SHP'nin iktidar olması gerektiğini
vurguladı. Subaşı'nda da kahve-
de bir süre köylülerle sohbet eden
lnönü, "Bu iktidar yakında gidi-
yor. Halk destegi kalmadı. Bu ik-
tidarda uraut yok. Şimdi umul,
secim yapılmasmda, SHP'nin ik-
lidara gelmesinde. Secim Yasası-
nı degiştirip. allem edip kallem
edip iktidarda kalmaya çalışıyor-
lar. Ama böyle oyunlaria bir şey
yapamazlar" dedi. tnönü daha
sonra gazetecilerin sorularını ya-
nıtladı. Bir gazetede yer alan ve
"Halk şeriatçı bir parti istiyor" so-
nucunun vurgulandığı kamuoyu
araştırması konusundaki soruya,
Türkiye'de şeriatçı partinin ku-
rulmasını kimse istemez. Tekrar
ortaçağ karanlığına dönmeyi kim-
se istemez. Laik devlet diizeni
halk tarafından benimsenmiştir.
Türk demokrasisi. laik bir demok-
rasi olarak yaşayacaknr. Vatanda-
şın dini duygnlara bağulığı açık-
ür, ama laik devlet istegi de açık-
ür. Din duygnian pek yüce duy-
gulardır. Bunlan somürmek iste-
yenler vardır, olacaktır. Biz, laik
devlet düzenine bagiıyız. Halk da
bizirale beraber."
tnönü işadamı tsak Alaton'un
bir gazetede yer alan "SHP özel
sektörle beraber iktidar olabilir"
sözleri anımsatıldığında şunları
söyledi:
"SHP iktidara aday bir parti,
çok yakında iktidar oiacak. Va-
tandasın bizden beklediği çok şey
var. Bizden bir şeyler bekJeyen sa-
na>iciler, jşadamlan var. Onlar da
beklediklerini söytüyor. Gazetder-
de yer alıyor. Köylöler de söylii-
yor. Ama ben onlann daba yük-
sek sesle söylemekrini istiyonım.
Elbet bizden berkes bir şey ister.
Ama bugün öncelikli amacımız,
halkın büyıik losmını mutlu yaşat-
maktır. Elbette bunu yaparken sa-
nayiyi destekleyecegiz. Bizden bir
sanayici bir şey istedi diye kimse
teiaştanmasın. Biz ne vaparagınu-
zı biliriz."
tnönü, Kıbns konusunda bir
soruya da "Cesaretle haklanmızı
istemeye devam etmeliyiz. Tür-
kiye"oin >npması gereken, orada-
ki Türklerin bakkına dünyanın
saygı göstermesini sağlamak.
Türkiye'nin kendi sonınu iktidar
boşlnğu olmasıdır. Bn Türkiye'nin
ilgilendigi bütıin konularda ken-
dini gösteriyor" karşılıgını verdi.
lnönü daha sonra ödemiş ve
Kiraz'da yaptığı konuşmalarda da
özellikle tütün üreticilerinin so-
runlanna dikkat çekti
Akbulut'un îki zor kararıANKARA (Cumhuriyet Bttro-
su) — ANAP'ta Başbakan Yıl-
dınm Akbolut'un Başbakan
Yardımcılığı'na atama ve hükü-
met değişikliğiyle parti politika-
sına ilişkin kararları merakla
bekleniyor. Mesut Yılmaz ile Ha-
san Celal Güzel'in hafta sonun-
da göruşmesi iki muhalif kana-
dın olağan kongre hazırlıklannın
hızlandınlmasında işbirliği yapa-
cakları biçiminde yorumlandı.
Devlet Bakanı Mehmet Keçeci-
ler, parti kurma hazırlıklarım
surdüren Bedrettin Dalan'ın eleş-
tirilerine, "Artık ANAP hakkın-
da söylediği sözlerin önemi
yoktur" yanıtını verdi.
Geçen hafta Akbulut'un Baş-
bakanlık'tan istifa ettiği söylenti-
lerinin çıkmasının ardından
ANAP'ta gözler, Başbakan'a çev-
rildi. Akbulut'un önümüzdeki
günler içerisinde Dışişleri Bakan-
hğı'na atanan Ali Bozer'den bo-
şalan Başbakan Yardımcılığı'na
atama yapması, hükumet değişik-
liği konusunda karar vermesi,
ANAP Merkez Karar ve Yönetim
Kurulu'nu toplaması, olağan
kongre konusundaki hazırhklan
gündeme getirmesi gerekiyor. Ak-
bulut'un MKYK'yı bu hafta içe-
risinde toplayabileceği belirtilir-
ken, kongre hazırlıklarına başla-
mak için nisan ayını bekleyebile-
ceği ifade ediliyor.
Mesut Yılmaz'ın hafta sonun-
da GüzePi ziyaret etmesi iki mu-
halif kanadın yakınlaşmasından
çok "ortak hedeflerde işbirliği
cabası" olarak değerlendirildi.
Yılmaz'ın, Güzel'i babasının ölü-
münden dolayı başsağlığı dilemek
amacıyla ziyaret ettiği belirtildi.
Sabancı'nın ziyareti
dırım Akbulut, dün Sabancı Holding Yönetim
Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı'yı kalmakta oldu-
ğu Harbiye Orduevi'nde kabul ederek bir süre gö-
riiştii. Sabancı, görüşmeden çıktıktan sonra
Başbakan ile ekonomik konulan göriiştügünü, Sa-
bancı Holding'in yabnmlan konusunda bilgi ver-
diğini söyledi. Üçüncu hafta sonunu da İstanbul'-
da geçiren Başbakan Yıldırım Akbulut, temas ve
incelemelerinin yanı sıra, özel ziyaretlerde de bu-
lundu. Önceki gece Moda'daki kardeşini ziyaret
eden Akbulut, dün de Bahçelievler'de oturan kar-
deşine giderek bir süre göriiştü.
Ancak Güzel'in babasının ölümü-
nün üzerinden uzun bir zaman
geçmesi, bu görüşmenin önümüz-
deki günlerde ANAP içinde geli-
şecek politikaların değerlendiril-
mesine yönelik olduğu yorumla-
nna yol açtı.
Devlet Bakanı Mehmet Keçeci-
ler, Cumhuriyet muhabirinin Da-
lan'ın ANAP'a yönelik eleştirileri
ve politik gelişmelerle ilgili soru-
larını şöyle yanıtladı:
" — Bedrettin Dalan, Turgut
Özal ile 1985'te anlaştıgını belir-
terek, 'O Cumhurbaşkanı, ben
Başbakan' diyor. Böyle bir anlaş-
ma oldu mu, biliyor musonuı?
KEÇECİLER — Doğrudur,
öyle haberler çıkmıştı. Özal Cum-
hurbaşkanı, Dalan Başbakan laf-
ları ortaya atılmıştı.
— Özal ile böyle bir anlaşma
yapmış olabilirler mi?
KEÇECtLER — Dalan'ın
ANAP hakkında söylediği sözle-
rin artık önemi yoktur. Parti içe-
risinde mücadele etseydi, belki
önem taşırdı.
— Sizce Dalan'ın başarı şansı
var mı?
KEÇECtLER — Hayır yoktur.
— Sizce sağda bir boşluk yok
mu?
KEÇECİLER — Hayır, siya
sette boşluk olmaz.
Başbakan Akbulut hakkında
basında yayırrüanan fıkralan "Ak-
bulut'a haksızlık" olarak nitele-
yen Keçeciler, " Hükumet tarafm-
da hoşgörii var ama, basın tara-
fında yok" dedi.
]
SP'NÎN tÇİNDEN
Eski GenelBaşkan Yardımcısı Haluk Özdalga:
Demokrasi sağlanmadılç Politika Servisi — Haluk Öz-
dalga, DSP'nin kuruluş günlerin-
de oluşturulan kuruluş hazırlıklan
bürosunun beş üyesinden biriydi.
Parti kurulduktan sonra yapılan
ilk kurucular kurulu toplantısın-
da da MKYK üyesi olmuştu. Bir
süre de genel başkan yardımcılı-
ğını yürüten Özdalga da DSP'den
kopanlar arasında. Özdalga,
DSP'yle ilgili olarak "Tepeden in-
meci yöntemlerle bir partiyi yö-
netmek, bir bakıma çok kolaydır.
ama o yoldan ne sağlam ne de
sağlıklı bir yapı oluşturulabilir"
diyor.
özdalga'ya yönelttiğimiz soru-
lar ve yanıtlan şöyle:
— DSP, nasıl ve hangi düşün-
celerle kuruldu, bugün hangi nok-
taya geldi?
ÖZDALGA — Zannediyorum,
özellikle iki unsur, kuruluş yılla-
nnda, insanlann DSP'ye çekilme-
sinde önemli rol oynamıştır. Bun-
lardan birincisi, Ecevit ismiydi.
DSP'ye katılanların tümü, sosyal
demokrat hareketin liderliğiai yü-
rütecek kişi olarak Ecevit'i görü-
yordu. Bu konuda hiç kimsenin
kuşkusu, farklı birarayışı yoktu.
tkinci önemli neden ise DSP'nin
sözcülüğunü yaptığı tabandan güç
alan, temele dayalı örgütlenme il-
kesiydi. Pek çok insan, demokra-
siye susamış ve sağlam bir sosyal
demokrat parti arayışmda bulu-
nan pek çok kişi, bunun yolunun
güçlü bir taban örgütlenmesinden
geçtiğine inanıyordu. Liderlik ve
örgüt, her siyasi. parti için iki ha-
yati unsurdur. Bir bakıma, lider-
liğin otorite ve disiplini; örgütün
ise demokrasiyi temsil ettiği söy-
lenebilir. Disiplin ve demokrasi,
ilk anda birbirine zıt iki kavram
gibi görülebilir. Ama değildir. Di-
siplin ve demokrasi, birbirini dış-
layan şeyler değildir. Siyasi par-
tilerde de liderlik ve örgüt birbi-
rine zıt şeyler değildir. Aksine ye-
tenekli liderlik ve sağlam bir ör-
güt yapısı birbirini tamamlayan
şeylerdir. Zaten hiçbir parti, lider-
lik istemiyorum da diyemez, ör-
güt istemiyorum da diyemez.
Yoksa parti olma niteliği kaybol-
maya başlar. Bir partide ne kadar
disiplin, ne kadar demokrasi ol-
malıdır? Liderin sözüyle örgütün
sesi nasıl dengelenmelidir? Bu ba-
sit gibi görünen sorulara cevap
vermek kolay değildir. Aslında bu
sorunun kuramsal çözümü yok-
tur; iki kere ikinin dört ettiği gibi
kesin ve aşikâr yanıtı yoktur. Ve-
rilebilecek yanıt, disiplin ve de-
mokrasi arasında bir denge kurul-
ması gerektiği ve bu dengeyi sağ-
layabilmek için sağdu>iımuzdan
başka güvenebileceğimiz bir hake-
min olmadığıdır.
— DSP'de >aşanan sorunların
nedeni sizce ne?
ÖZDALGA — DSP'nin yaşa-
dığı köklü krizin nedeni, disiplin
ve parti içi demokrasinin, liderlik
ve örgütün birbirleriyle bağdaş-
mayan şeyler olduğu inancıdır. Bu
bilecek bir noktaya daha ışaret et-
mek istiyorum. Siyasi mücadele
içinde insanlann zaman zaman
birbirlerine ters düşmeleri veya
uzak kalmalan rastlanmayan bir
durum değildir. Ama DSP, ger-
çekten akıl almaz nedenlerle o ka-
dar çok insanı kaybetmiştir ki...
Halbuki iyi bilinen eski bir kura-
la göre lider, "git" değil "gd" di-
yen insandır.
— Son zamanlarda DSP genel
merkezinin tutumuna yönelik tep-
kilerin artması hakkında neler
söylemek istersiniz?
ÖZDALGA — Partililer, ko-
nuşmak serbest olsun, üye olmak
H*luk Özdalga
Yanlış inanç DSP'nin,
hiçbir sağduyu
tarafından kabul
edüemeyecek ölçüde
tepeden inmeci ve
merkeziyetçi yapısını
doğurmuştur.
"Aman örgiitü birileri
ele geçirmesin"
korkusu, partinin
bütün yapısını belirler
hale gelmiştir. Aynı
korku, partililer
arasında, sadıklar,
hainler, potansiyel
hainler, hainlerin
arkadaşları gibi
ayrımlar yapılmasına
neden olmuştur.
yanlış inanç, DSP'nin hiçbir sağ-
duyu tarafından kabul edilemeye-
cek ölçüde tepeden inmeci ve mer-
keziyetçi yapısını doğurmuştur.
"Aman örgiitü birileri ele geçir-
mesin" korkusu, partinin bütün
yapısını belirler hale gelmiştir.
Aynı korku, partiiiler arasında
"sadıklar", "hainler", "potansi-
yel hainler", "hainlerin
arkadaşları" gibi ayrımlar yapıl-
masına neden olmuştur. Saplan-
tı öylesine abes boyutlara varmış-
tır ki mesela, partili milletvekille-
rinin örgütle ilişkiler kurması, il
ve ilçe örgütlerine gitmesi yasak-
lanmıştır. Aynca önemsiz görüle-
serbest olsun, kongre yapmak ser-
best olsun, aday olmak serbest ol-
sun istiyorlar. Açıklık istiyorlar.
Parti içi demokrasi istiyorlar. Ge-
çenlerde bir partili telefon etti.
"Çok değil, Gorbaçov'un parti-
sindeki kadar demokrasi istiyo-
ruz" dedi. Üyelik, açık ve keyfi
olmayan kurallara bağlanmalıdır.
Üst yönetimin hoşlanmadığı kişi-
lerin üye kayıtları yok edilmeme;
lidir. Parti kongre yapmaktan
korkmamalıdır. Kongre yapmak,
yasalar emrettiği için katlanüması
gereken bir yük değildir. Kongre
yapmak iyi bir şeydir. Çünkü
kongreler, üyeler kendi yönetici-
lerini seçerler. O da partiye haya-
tiyet kazandırmanın başlıca yol-
larından biridir. istisnasız bütün
ilçe ve illerde kongre yapılmalıdır.
Ayrım yapmak çok yaralayıcı ol-
maktadır. Aynca diğer bütün par-
tilerin yaptığı gibi, kongre takvi-
mi kamuoyuna duyurulmalıdır.
Üst yönetim, işine gelmeyen yer-
lerde kongre yaptırmamak yolu-
na gitmemelidir. Yaşını başmı al-
mış insanlann, "kongre hazuiığı-
na başiayın, ama kimseler duyma-
sın" dediği söyleniyor. Eğer bu
doğruysa, çok ayıptır. İsteseniz de
kongreleri gizleyemezsiniz. Ama
öyle bir teşebbüs içinde bulun-
mak, yüz kızartıcı bir harekettir.
— Bir de görevden almalar,
atamalar var. En çok şikâyet edi-
len konulardan biri hatta.
ÖZDALGA — Gerek parti içi
seçimlerde, gerek yerel ve genel
seçimlerde, örgüt söz sahibi olma-
lıdır. Bir partinin tabana dayan-
dığınm en önemli göstergesi, ta-
banm kendi yöneticüerini ve ken-
di temsilcilerini secme hakkına sa-
hip olmasıdır. Bu hak, DSP'liler-
den esirgenmemelidir. Partililerin
konuşması ve kanaatlerini açıkla-
ması suç olmamalıdır. Vicdanlar
üzerine yasak koyulmamalıdır.
DSP'li arkadaşlanma seslenmek
istiyorum: Vicdani kanaatleriniz
neyse, öyle konuşun, öyle davra-
nın. Çekinmeyin. Koşullar sizi
zorlasa bile takıyye yapmayın!
— Geleceğe yönelik neler söy-
leyebilirsiniz? DSP'deki gelişme-
lerin nereye varacagını diişünü-
yorsunuz?
ÖZDALGA — DSP'nin geliş-
mesi nasıl olur bilemem. Bakın,
tepeden inmeci yöntemlerle bir
partiyi yönetmek, bir bakıma çok
kolaydır. Ama o yoldan, ne sağ-
lam ne de sağlıklı bir yapı oluş-
turulabilir. Asıl sabır isteyen ve
zaman alıcı olan, üyelerin kork-
madan konuşabilecekleri, icazet
almadan kongre yapıp kendi yö-
neticilerini ve kendi temsilcilerini
seçebilecekleri bir demokratik or-
tam içinde yapılaşmanın gerçek-
leştirilmesidir. Ancak o yoldan
sağlam ve tutarlı bir yapı oluştu-
rulabilir. Demokrasinin zor ve sı-
kıntılı yöntemlerine sabn yetme-
yenler, kestirme yolları deneyebi-
lirler. Ancak o şekilde asla de-
mokratik sol bir yapıya ulaşamaz-
lar.
GÜNLERİN KÖPÜĞU
AHMETTA1N
ANAPtaki Yarış
Cumhurbaşkanı Özal'ın Mesut Yılmaz için değerlendirmesi
şöyle:
"Bana geldi. İstifa edeceğini söyledi. Yanlış yaparsın' de-
dim. Bazı şikâyetleri vardı. Bunlann zaman içinde düzelece-
ğini söyledim. Şu sıralarda istifa etmen doğru olmaz' dedlm."
Özal'ın havasından Mesut Yılmaz'a oldukça buruk olduğu
anlaşılryor. Yılmaz'ın kendisini düş kınkhğına uğratmış ol-
masının bunda payı büyük. Bunu da Cumhurbaşkanı şoyle
ortaya koyuyor:
"İstifa eden kişiye ne karısacağım. Herkes kendi bildiğini
yapar.."
Ozal, Yılmaz'a çok emek harcadığını, umut bağladığını his-
settirmek için de Yılmaz'ın 1983'ten itibaren Vahit Halefoğlu:
na vekâlet etmesıni sağladığını ve kendisini "Dışişleri Bakan-
lığı'na hazırladığını" açıklıyor.
Özal'ın Mesut Yılmaz ile ilgili yazılsın diye açıkladığı bu gö-
rüşler, dışında yakınlarına ifade ettiği kanaatleri de var:
— Mesut'tan lider-mider olmaz.. Çünkü, kendisinde cesa-
ret yok.
Sahiden Yılmaz, ANAP'ta liderlik yarışına katılacak mı?
Bu sorunun yanıtı kesinleşmeden ANAP'ın manevi lideri Özal,
Yılmaz'ın yarıştan yenik çıkacağına inanıyor.
Özal, bu inancını gizlemek zorunda. Tarafsızlığı bunu gerek-
tiriyor. Ama ANAP'ın kurucusu ve ANAP iktıdarının cumhurbaş-
kanı olarak da partinin "güvensiz" ellere geçmesine izin ver-
meyeceği de bir gerçek.
Akbulut aleyhine esen (veya estirilen) havanın tersine Cum-
hurbaşkanı'nda Başbakan'la ilgili bir huzursuzluk veya hoşnut-
suzluk göze çarpmıyor. Ama Özal, yine de bu hafta 4. ayını ge-
ride bırakacak olan Akbulut'un hükümetinde, Mesut Yılmaz'ın
"liderlik" merakı ile ilgili bir hükümette yeni bir düzenleme yap-
mak gereğine inanıyor.
Akbulut'un hükümette bir düzenlemeye gitmesi bekleniyor. Bo-
zer'den boşalan başbakan yardımcılığı koltuğu, yeni dengele-
rin ağırlığına göre doldurulacak.
Başbakan yardımcılığı, başbakanlıktan önceki ilk hedef hali-
ne dönüşüyor Genel başkanlık mücadelesini taraflar önce bu-
rası için verecekler. Bu nedenle hem Özal'ın, hem de Akbulut1
un bu konuda epey terleyecekleri anlaşılıyor.
Keçeciler, dün Cumhuriyet'in sorularını telefonda yanıtlarken,
"Sizin dışınızda birisi başbakan yardımcılığına atanırsa, Iti-
raz eder misiniz?" sorusuna, "Yorum yok. Şu anda bir şey
söyleyemem" dedi.
Keçeciler'in bu yanıtı, ANAP'taki egemenlik mücadelesinin ön-
ce bakan kolluklarında başlayacağını gösteriyor. Mesut Yılmaz'ın
hükümeti terk etmesi. liderlik yanşmda şansını yükseltebilecek.
Çünkü böylece, en güçlü rakibi Hasan Celal Güzel'in sahip
olduğu avantajı o da ele geçirmış oldu. Hükümetinin kötü icraa-
tından artık ANAP tabanına karşı hesap vermek zorunluluğun-
dan kurtulmuş oldu. Üstelik, yanltşlan eleştirmek gibi bir üstün-
lüğü o da ele gecirmiş oldu.
Ama bu "avantaj" kabine içinde kalıp güçlenen muhafaza-
kâr kanadın tabana dağıtabileceği "nlmetler"in yanında hafif
kalabilecek.
Yılmaz'ın Hasan Celal Güzel ile ittifak zemini araması bu ger-
çeği hissetmesinden.
ANAP'taki liderlik yarışı kısa sürecek bir başbakanlık kottuğu
dışında hiç kimseyi bir yere götüremeyecek.
Yılmaz'ın tereddüdü belki de bu yüzden.
Bedrettin Dalan
Siyasiboşlıığu
dolduracağız
Seçimlerde yüzde 10 barajının kaldırılması
halinde ANAP'ın bu barajı aşamayacağını
savunan Dalan, "SHP darmadağınık, DYP
kendini yenileyemedi, DSP ufacıkparti"dedi.
lç Politika Servisi — Eski tstan-
bul Büyukşehir Belediye Başkanı
Bedrettin Dalan'ın kuruluş çalış-
malarını sürdürdüğü Demokratik
Merkez Parti'nin kuruluş bildir-
gesinin 23 martta tçişleri Bakan-
lığı'na verileceği öğrenildi. Halen
60-65 dolaymda il ve ilçede örgüt-
lenme çahşmalannı büyük bir hız-
la sürdürdüklerini belirten Dalan,
"sağdaki boşluğu doidurmak üze-
re değil, Türkiye'deki siyasi boş-
luğu doidurmak üzere yola
çıktıklannı" söyledi. Dalan, se-
çimlerde yüzde 10 barajının kaW
dınlmaması halinde, ANAP'ın bu
barajı aşamayacağı görüşünü sa-
vundu. Bu arada partinin Anka-
ra'da bulunacak genel merkez bi-
nası için de hazırlıklann büyük öl-
çüde tamamlandığı bildirildi.
Eski İstanbul Büyukşehir Bele-
diye Başkanı Bedrettin Dalan,
partisinin kuruluş hazırlıklan ile
ilgili olarak önceki gece geldiği
Trabzon'da çaüşmalannı sürdürü-
yor. Muhabirimiz Ömer Güner-
in haberine göre Doğu Karadeniz
bölgesinde çahşmalannı Rize, Gi-
resun, Ordu, Samsun ve Trabzon1
da surdüren Dalan, önceki gün
Trabzon'da önce Belediye Evlen-
dirme Salonu'nda parti çalışma-
larına katılanlarla bir toplantı
yaptı. Burada yerel seçimlerde
ANAP'ın aldığı yenilgi üzerinde
durdu. Bütün Türkiye gibi, lstan-
bul halkının da ANAP'a küskün-
lüğünü 26 Mart yerel seçimlerin-
de gösterdiğini savunan Dalan,
"İslanbul'da kaybeden ben deiil-
dim. ANAP kaybetti" dedi. '"Is-
teseydi, bakan, başbakan yardım-
cısı hatta başbakan bile
olabileceğini" ifade eden Dalan,
"1985'te Özal cumhurbaşkanı,
ben de başbakan olacaktım.
Olmadı" diye konuştu.
Daha sonra, kaldığı otelde bir
basın toplantısı düzenleyen Bed-
rettin Dalan, şöyle konuştu:
"Türkiye'de sağ ve sol partiler
var. Onlarda uçlara tırmanmanın
yanlışlığının farkına vardılar.
Merkeze kaymak gerektiğini an-
ladılar. Ama buna çaba sarfettikçe
parcalamyoriar. Çünkü içlerinde-
ki uçlar merkezi kaymaya matıi
olmak için onlan bolüyorlar.
Biz boş bir yere geliyoruz. Par-
tiyi îavanda değil. tabanda kuru-
yoruz. Tavandan 30 kişinin karar
vermesiyle bir parti kurulursa, o
parti kulüp olur, demek olur. Der-
nekler de Türkiye'de tutmadılar.
Türk insanı esas itibanyla merkez
yapılıdır. Aşın uçlann oranı yüz-
de 17'yi geçmez. Bu parti taban-
dan kuruluyor. Millel kuruyor.
Dalan, yapılacak bir seçimde
kendileri dışındaki parülerin şans-
lannın ne olduğu yolundaki bir
soruyu yanıllarken de şoyle dedi:
"Baraj aynen kalırsa ANAP ba-
rajı asacak oyu alamayacaktır.
DSP ufaak bir parti. SHP ise dar-
madagınık. DYP kendini yenile-
yemedigi müddelçe ileriye gitme-
si mümkün değil."
Bu arada DMP ile ilgili kuru-
luş çalışmalannın 23 marta kadar
tamamlanarak, kuruluş bildirge-
sinin lçişleri Bakanlığı'na verile-
ceği bildirildi. AA'ya bir açıklama
yapan Bedrettin Dalan, 60-65 do-
laymdaki il ve üçelerinde örgütlen-
me çalışmalannı hızla sürdürdük-
lerini, bunu 23 marta kadar bitir-
mek için çaba gösterdiklerini
kaydetti.
Partinin kuruculan arasında
toplumun alışık olduğu politik si-
maların bulunmadığını belirten
Dalan, "Çünkü bu siyasetçiler ar-
zu edilen hizmeti
vereraemişlerdir" dedi. DMP'yi
"tabela partisi" olarak görenlerin
yanıldıkları görüşünü savunan
Dalan, "Bu partinin iktidara gei-
diğini berkes gözleriyle görecek-
tir. Bu hareket, Türkiye'de hiç
kimseye iktidan bırakmaz" diye
konuştu.
Öte yandan DMP'nin Ankara-
da örgütlenme çalışmalannın ko-
ordinasyonunu yürüten Dalan'ın
kuzeni Yavuz Uysalh da AA'ya
yaptığı açıklamada "partinin kn-
nıcu bulmakta zorlandıgı" yolun-
daki haberlerin gerçeği yansıtma-
dığıru söyledi.
Uysallı, her ilden en az birer kişi
olmak üzere 150 dolaymda kuru-
cu ile partinin kuruluşunu gerçek-
leştireceklerini kaydetti. Uysallı,
vatandaşlarla her gün sohbet top-
lantısı düzenlediklerini belirterek,
parti programının vatandaşlarla
yapılan bu toplantılarda dile ge-
tirdikleri sorunları çözümlemeye
dayalı bir program olacağını
bildirdi.
Partinin toplumsal, iktisadi ve
parti içi demokrasi ilkeleri üzeri-
ne kurulu bir programı olacağını
belirten Uysallı, "Bu partide lider
sultası olmayacak. Susan kadro-
lar değil, konuşan, hesap soran
kadrolar istiyoruz" dedi.
Öte yandan, partinin Ankara1
daki genel merkez binası, tefrişi
buyük ölçüde tanvamlanırken, ge-
nel merkezdeki yetkililer de Da-
lan'ın Ankara'ya gelişinde düzen-
leyecekleri törenin hazırlıklarına
giriştiler.
BELGELERLE
KURTULUŞ
SAVAŞI
ANILARI
Ebubekir H.Tepeyren
2000 lira (KDV içinde)
Çagdaş Yaymlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul
Ödemeli gönderilmez.