Catalog

15 ARALIK 1990 CUMHURÎYET/9 ANKARA HAVASICumhuriyet Ankara Bürosu Tffl" Bakanın görüntüsü Rivayete göre Devlet Bakanı ibrahim Özdemir, televizyondaki görüntüsü konusunda TRT Genel Müdürü'nü arayıp "Benim televizyondaki görüntüm çok kötü oluyormuş. Hanımım uyardı. Bundan sonra beni kameramanlar ya yandan ya da uzaktan çeksinler" demiş. Genel Müdür de bakanın bu isteğinin yerine getirilmesi için gerekli talimatı vermiş. Ancak Özdemir her televizyonda görünüşünün ardından kameramanlar daha çok fırçalanır olmuşlâr. Özdemir'in televizyondaki görüntüsünü bir türlü hanımına beğendirememişler. Şimdilerde kameramanlar Özdemir'in basın toplantılanna çekinerek geliyorlar. Ya yine görüntüsünü beğendiremezsek ne olacak diye... PANEL Laiklik üzerine çeşitleme ODTÜ uluslararası gençlik topluluğu tarafından düzenlenen "laiklik" paneli, konuşmacıların birbirlerine attıkları "nazik gol"lere de sahne oldu. • • • Tartışmayı Yöneten İşletme Bölümü Başkanı Prof. Ali Gttmez, konuşmaları "beşer dakika" ile sınırtayınca, yazanmız Uğur Mumcu ilk golü YOK'e ve ÖSYM'ye attı: "1980'den bu yana üniversitelerde bu tür tartışmalar yapılmıyor. Bunun sorumlusu da YÖK ve Başkanı Prof. Ooğramacı. Bir de bu beş dakika işini anlayamadım. Üniversitelere giriş sınavı gibi oldu." • • • Kısrtlı süre yüzünden "laikliğin ne anlama geldiğini" anlatmayan ancak laik olmadığını belirten Milli Gazete yazarı Abdurrahman Dilipak, bir de öğûtte bulundu: "Bu laikliğin ne anlama geldiğini öğrenmek istiyorsanız Aytunç Altındal'ın 'laiklik' adlı kitabını okuyunuz" Dilipak sonra da ekledi: "Reklamları izlediniz" • • • Dilipak, iiginç görüş ve . önerileriyle de ilgi çekti. Avrupa'da üç ülke dışında laik ülke bulunmadığını savunan Dilipak, üniversiteli öğrencileri mescit için verdikleri mücadeleyi kilise için de vermeye ve Milli Eğitim Bakanlığı'nı da Notre Dame Kız Lisesi'ndeki rahibe öğretmenin başörtüsüyle uğraşmaya çağırdı. Dilipak sonra da ekledi: "Rahibenin başörtüsüyle uğraşsınlar gidip o lisenin kapısında nöbet bekterim." • • • Eski YÖK Başkanvekili ve ANAP'lı Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Kemal Karhan ile SHP'li Tûrkan Akyol'a tek mikrofon GÜNÜN FOTOĞRAFI ÇÜ Rektörü Prof. Dr. Mithat Özsan- O'na laf söyietmem. (Fotograf: Mehmet Vapıcı) GECMIŞ ZAMAN Kanuni'ye iç organ mezarı Kanuni Sultan Süleyman "sergi halinde" bütün dünyayı dolaşmayı sürdürüyor. "Muhteşem Süleyman"ın yeni duraklarından biri de yaşamını yitirdiği Macaristan toprakları olacak. Sergi öncesinde ise halen Süleymaniye Camii avlusunda gömülü olan Kanuni adına Macaristan seferi sırasında öldüğü Zigetvar'da bir de anıt yaptırılacak. Anıtın v yapılacağı yer ise Kanuni'nin cesedinin çürümesini önlemek amacıyla çıkarılan iç organlannın gömüldüğû yer olacak. Ancak, bir sorun var. Anrtlar ve Müzeler Genel Müdürü Akif Işık, iki ayrı yerin iç organlann gömüldüğû yer olarak gösterildiğini belirterek "asıl yerin" belirlenmesi için Macaristan'da araştırma yapılacağını bildirdi. Bunun için Kültür Bakanlığı bünyesinde oluşturulacak bir ekip, önümüzdeki günlerde Macaristan'a gidecek. Bakalım, Kanuni'nin iç organları bulunacak mı? Ekip, bu işi nasıl başaracak? ilk akla gefen "koklama" yöntemi. Ekibin, "burnu iyi koku alanlardan" seçilmesi bir zorunluluk gibi görünüyor. düşmüştü. Karhan konuşmasını tamamladıktan sonra mikrofonu Akyol'a uzattı ve konuştu: "Şimdi aynı mikrofondan başka ses duyacaksınız." Mumcu hemen seslendi: "Bir erken seçim yapılsın, o zaman mikrofon değil sizler yer değiştireceksiniz." • • * ANAP'lı Karhan'ın sözleri ODTÜ'lüler için oldukça şaşırtıcıydı. Karhan, ANAP'ın görüşlerinden haylı farklı bir noktadaydı. Hatta işi başörtülü kızlara ve kadın haklanna kadar götürdü: "Başörtülü kızlar imam nikâhıyla kimseye gitmez. Hepsi medeni kanunu benimsemiş durumda." Karhan, dini eğitimin ihtiyaç fazlasına yönelmemesi gerektiğini söyleyince de bol alkış aidı. Ancak bu görüşlerini bir de başkanı olduğu Milli Eğitim Komisyonu'ndaki ANAP'lılara benimsetmesi gerekiyordu. * * * Mumcu'nun "laiklik" konusunu anlatırken sık sık ANAP'ın uygumalarına çatması üzerine Karhan bir fıkra anlattı: "Bir zooloji hocası varmış. Yıl sonunda hep filleri sorar. buna hazırlıklı öğrenciler de iyice çalışıp sınıflarını geçerlermiş. Hoca bir gün tutmuş, bir öğrenciye kurtları sormuş. öğrenci şaşkın. İlkin ayakları var, bûyük hayvan filan diye anlatmaya başiamış. Sonunda da hortuma gelmiş. Filin hortumu var dedikten sonra kurtlann da hortumları vardır. Kurtlar dört ayaklıdır, diye bildiği konuya geçmiş." Karhan fıkrasının "tefsir"ini de şöyle yaptı: "Burada da güya laiklik konuşuyoruz. Ama iş hep politikaya dökülüyor." Mumcu, söz sırası geldiğinde Karhan'ı yanıtladr. ' "Sayın Karhan kurt masallarını partisinin hareketçi kanadından dinlesin." • * • Mumcu, İmam Hatip liselerinden mezun olanların çok azının dini hizmetlerde görev aldığını belirttikten sonra sordu: "Peki yüz binlerce mezun ne yapıyor?" Sorunun yanrtı, "Kaymakamhk, bürokratik"ti. Dilipak'ın vereceği yanıt ise daha farklıydı: "Ben gazeteci oldum." • * • Tartışma tatlı bir şekilde sonuçlandıktan sonra ayaküstü de sohbet sürdü. Konu, Anayasa Mahkemesi'ne televizyon seyretmeyen üye seçilmesine kadar geldi. Dilipak konuştu: "Ben Anayasa Mahkemesi'ne üye olabilirim." Sonra da nedenini açıkladı: "Bende uydu anten bile var." PAPATYALARIN KARAVANI Çürümeye terk edildi Papatyaların karavanı çürümeye terk edildi. Papatyalar yurdun birçok yerlerine yayılmış bir örgüt. Genel başkanları Semra Özal olan Türk Kadınını Güçlendirme ve Tanıtma Vakfı 1988'de Trabzon'da da kuruldu. ANAP'a yakınlığı bilinen kişilerin eşlerinin kurduğu vakıf, bir süre sonra büyük kentlerde olduğu gibi bir sağlık karavanına da sahip oldu. Papatyaların Trabzon Şubesi yöneticileri, Trabzon Numune Hastanesi'nin bahçesinde düzenledikleri bir törenle Papatyalarla resimlendirilmiş bir sağlık karavanını basın mensuplarına tanıttılar. Ne var ki karavanın üzerindeki papatya resmi ve Türk Kadınını Güçlendirme ve Tanıtma Vakfı yazıları yazın güneş, kışın da yağmurdan silindi, ama bu karavanın hiçbir yerde iş yaptığını da kimse görmedi. Papatyaların sağlık karavanı şimdi Trabzon Numune Hastanesi'nin bahçesinde, zamanında işlevini yapmış bir tarihi vagon, otomobil veya gemi gibi kızağa çekilmiş duruyor. (Fotograf: Omer Güner) HAYVANLAR İSMAİL GVLGEÇ U • T l l .*mmt ?• 4f. .-tt, W///,. i V KİM KİME DUM DUMA BEHlç AK /)aa' Otamaa-2.' ^U, ama, Scrma, Z h? fe\\ «\A»mCföZden (/^^7öiii/tfaflZma /e fotvrpo jani faanrt» deni/J/ği i PİKNİK PİYALE \L4DH4 IMtti. Qf\ÂAJ\ ° • [JJ*u / GE.ÇEM SEME BU f ZAfcAANUM2 «SUKILU. NELEVi fflZLI GAZETECt NECDET $EV ÖLECEKSl'N- SA6A, NİO'M? BİZ HSC&I B&AE OC00K BASA ? ÇİZGİLİK KİAI/L MASARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAy GÜRSES o(st>Ü'\R-o[eıbitiR-d Oerrteir... çıi'flffM GARFIELD JM DAVIS 5 j 3-3 TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKA!\ 15 Arabk BMSIUA'NtN M/MARIARINMN.. 19O?'D£ 8UGOM, ÜM-L/ SX£Z/LY/^İ./ MİM4J? CGG4Z H/£MEYEg. £>O6A4t/ÇTlt. HfO DE JVNE/KO SÜ^El SANATIJIG. OKUCV 'AJİ//V MİM/l/eUK BÖCÜMUVDS ÖĞÜSNİM GÖRBM MEM£ree,O DA ÇAĞMŞ MİA4AGİUİN ÖHCÛLÜĞÜUÜ U/C/O CO&D4 /L£ ÇAUÇMAK4 SAfi^M'^Tr. 1336 YfLIND/l, ÜHLÜ G&I/VS/2 M/M4S EME* VERMİÇTt.KAUUĞI 8/MAS/MfN YİNE, COS7M /L£ f MEMEYES'/M EfJ ÖAlEMU /Ş/', S/ZEZ/LY/4'H'N 04nyDt. sAMrçı, ÇAĞDAÇ /i DÜNYA P A T&N/AIMIŞT7..