22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 ARALIK 1990 CUMHURİYET/17' HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGÛN İMeteoroloji Işleri Genel Mü- düriûfiû'nden alınan bilgıye göre tûm bötgelenmiz parçalı, yer yer çok bulutlu, Marmara, Ege, Batı Akde- niz. İç Anadolu ile Batı ve Orta Ka- radeniz yağmut, yer yer sağanak ya- Jışlı geçecek. H/WA SICAKLIGI: Onemli bir değişiMik olmayacak. RÛZ6ÂR: Gûney yönlertlen orta kuvvette, yurdun batı kesımlerinde kuvveüi olarak esecek. Oenıztenmc- de. Kıble ve lodostan 3-5, yer yer 6, Ege'de 7-8 kuvvetinde saatte 10-21, yer yer 27, Ege'de 33 ila 40 deniz mili hızia esecek. Deniz mu- tedil. yer yer kaba dalgalı olacak. Van Gölû'nde hava parçalı butuöu geçecek. Rüzgâr gûney yönlenien hafrî, ara sıra orta kuvvet- te esecek. Göl kûçûk dalgalı olup. gûrüş uzaMığı 10 km do- layinda bulunacak. Adana Adapajar; Ad'yaman Alyin AJn Sjıkara Anta«ya Antetya Artvm Ayflın Baiıkesır Mecik BmgAI m& Bohı Bura Çanada» Çorum Y V° 11° Diyartotor Y 12° 8°Edınw B '0° 4°E;ancan Y 9° 3°Eraırum B 4° FEstoşehır Y 10° «"SazıanSp Y 20° 15° Gıresun Y 17° 9°Giımû$haoeY Y 7° 1° rtatödn Y 14° 7°tspafta Y Y 14" 7»lstaı*uı Y Y 12° (füm Y B 7° 1°Kars B 7° 0°KasUmonu Y Y Y Y Y B B Y 10° 2°Kaysen Y 13° e-Kırtlar»* Y 15° 11» Koıyı Y 11° 3°Küal*» Y 10° 6°MaJatya 9° *°Marasa 12° B°K.Maraş 8° 2°Mersm 4° 0°Mu$la 7° 3°Mtış 11° 5°N#le 20° 13° Odu 8° 2°Rns 6° 0°Samsun 10° 3°SBrt 13° 9°Sınop 15° 11° Sıvas 1° -2° TeW38 5° 1°Tra5zWl 12° 5°Tuncelı 12° 8°Uşal< 14° 3°Van 9° 3°Yazgat 8° 3" Zonguldak Y 13° 7° Y 15° 6° Y 18° 12° Y 12° 6° B 4° 0° Y 14° 2° Y 19° 12° Y 21° 12° Y 19° 12° B io° e Y 17» 12° Y 10° 3° Y 13° r Y 21° 12° B 8° 3° Y 12° 4° B 6°-1° Y 10° 2° Y 16° 19° , tmkıtlu •yajmuriu A-ac* B-Mutlu G-güneşt K-Uriı S-sst £^LT Kopenhag/? $ Lenmgrad rf Moskova Kahıre • DÜNYA'DA BUGÜN Amsterdam 8 6° Amman A 28° Atına BaJSat Barcelona Belgrad Bertm Bonn Brûteel Ztnsm Cezayır Cmde Dubai FranMur- Gırne Helankı Kalire Kûln Y 13° A 20° B 12* B 3° Y 7° B 4° B 4° 8 6° B 6° B 5° B 20° A 26° A 27° 8 4° A 27° B -3" A 28° B 4° A 4° B 28° Lenmgrad londra Madnd Mteno Vkmtreai Moskova Mûrah He*Vcn Osio Pans Pıaj ftyad Roon Sofya Şam Tunus K 3° B 6° B 10° 3 5° Y 8° K -5° B 7° B 3° A 26° Y 10° Y 6° A 19° A 28° B 21° B 1° Y 9° Y 10° Wasl»ngtonY 10° Zûnh B 4° ş Vanedk BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Dört tempolu bir çeşit dans. II Afri- ka'da yetişen ve ke- restesi mobilyacıhk- ta kullanılan bir ağaç... Matem. 3/ Oruç ayı. 4/ Sınır bovıı... Bir mal ya da paranın emek veril- meden sağladığı ge- lir. 5/ Yapmacıklı davranış... Bir çeşit testere. 6/ Bağışla- ma... Evcil bir geyik türü... Tavlada bir sayı. 7/ Üvendirenin ucuna çakılan sivri demir çivi... Bo- ru sesi. 8/ Uzun soluklu bir yazın tü- rü... Eylemleri olumsuz yapmakta kullanılan ek. 9/ Birbirini karşılıkh olarak etkileme işi. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/ Teknik ve bilimsel problemlerin çözümüne yönelik bilgisayar prog- ramlama dili. 2/ SSCB'de Volga'nın kolu olan bir ırmak... Bir bakır pla- kanın kezzap etkisinde bırakılmasıy- la elde edilen baskı. 3/ Rüzgârlann yığdığı kum tepesi... Gemi- lerin onarıldığı havuz. 4/ Voleybol ve teniste küt inme... Ana- dolu Selçuklularının üsluplaştırdıkları dolaşık süsleme. 5/ Sü- ratli... Usanç. 6/ Ünlü şair Özdemir Asafın soyadı... Bir soru sözü. 1/ Aralannda yolsuz ilişki bulunan kadırı ve erkekten her biri. 8/ Tantal elementinin simgesi... Şiirleri şeriata aykırı gö- rüldüğü için derisi yüzülerek öldürülmüş ünlü tasav\'uf şairi. 9/ Örtu, perde... llaç. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet Osmanlı borçları 16 ARALIK 1930 Sabık Fransız kabinesi tarafmdan Osmanlı borçiannm Paris itilâfnamesi ahkâmına tevfikan taksitlerini ödemekten imtina eden Türkiye'nin bu hareketi taahhüde ademi riayet demek olduğundan bahsile Ankara kabinesi nezdinde müşterek bir teşebbüs icrası için Londra, Berlin ve Viyana kabinelerine resmen vukubulan müracaat. Londra kabinesi diğer devletlerle bu teşebbüsü yapmağa muvafakat ettikleri takdirde ve ancak bu şartla Ankara'daki sefırine talimat verebileceğini söylemiş, Berlin kabinesi Ankara'da bu iş için teşebbüs icrası Almanya-hükümetinin noktai nazanna muvafık olmadığı cevabını vermiş ve ltalya'da Mösyö Grandi bu maksatla müracaat eden Fransa hükümetinin Roma sefirine, Türkiye'nin borçlar için muzakereye hazır olduğunu daha evvelce bildirdiğine nazaran siyasi bir teşebbüs icrasına mahal olmadığını söylemiştir. Adalar elektriği Adalarla Anadolu sahillerinin elektrikle tenviri için İstanbul elektrik şirketi ile itilaf hasıl olmuştur. Şirket Belediyenin son tekliflerini kabul etmiştir. Bu itilafa göre şirket varidatın yüzde 3,5'nu 10 sene sonra da. yüzde beşini Belediyeye verecektir. İtilafname daimi encümen tarafından tasdik edilir edilmez, hemen tatbik olunacaktır. Bu hususta Nafıa Vekâletinin muvafakati de alınmıştır. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet Personel Dairesi Kanunu 16 ARALIK 1960 Devlet Personel Dairesi kurulması hakkındaki kanun. Milli Birlik Komitesince kabul edilmiştir. Bakanlar Kurulu tarafmdan hazırlanarak 2 kasım günü Milli Birlik Komitesi'ne sevkedilen 'Devlet Personel Dairesi kurulması hakkındaki kanun'un gerekçesinde amme sektörüne dahil daire ve müesseselerde çalışan personelin ücretlerinin tespitinde adalet ve muadelet prensiplerinin gözönünde bulundurulması gerektiği, ücret rejiminin bu gün içinde bulunduğu karışık ve gayri adil durumun bir an önce ıslahı icabettiği anlatılmakta ve kanunun birinci maddesinde başbakanlığa bağlı bir personel dairesinin kurulması maksadı, ikinci maddede devlet personel heyetinin kimlerden teşkil edileceği, üçüncu maddede ise bu heyetin müzakere şekli, diğer maddelerde de teşkilatın çalışma şekilleri gösterilmektedir. Geçici maddelerde 1960 mali yılı için teşkilatın hizmetli kadroları ile tahsisatının ne suretle karşılanacağı açıklanmaktadır. CEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet Saharov öldü 16 ARALIK 1989 Sovyetler Birliği'nde muhalefetin ünlü adlarından Nobel Banş Ödülü sahibi fizikçi Andrei Saharov, önceki gece geçirdiği bir kalp krizi sonucu öldü. Sovyetler Birliği'nin temel yasama organı olan Halk Temsilcileri Kongresi'nin dün sabahki oturumunda Saharov için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Saharov'un ölümü kongreye Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vitali Vorotnikov tarafmdan açıklandı. AP'nin haberine göre önceki gün Halk Temsilcileri Kongresi'nin toplantısına katılan Saharov, daha sonra çalışmak üzere evine gitti. Toplantı nedeniyle iki katlı evinin üst katında çalışmalannı sürdüren Saharov, dünkü oturum için konuşma hazırlarken, geçirdiği kalp krizi sonucu öldü. Saharov'un karısı Yelena, bir süre sonra üst kata çıktığında Saharov'un ölüsü ile karşılaştığnı anlattı. 68 yaşındaki ölen Saharov'un kongre çalışmaları nedeniyle yalnız kalmak istediği yakınlarınca belirtildi. AA'nın Moskova kaynaklı haberine göre de Sovyetler Birliği'nin temel yasama organı olan Halk Temsilcileri Kongresi'nin dün sabahki oturumunda da önceki gece geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Andrei Saharov için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Saharov'un ölümünü kongreye Başkan Gorbaçov değil, 'Rusya Federasyonu'nun Devlet Başkanı Vitali Vorotnikov açıkladı. Vorotnikov, Saharov'un "Toplumsal etkinliklerinin tüm dünyada takdir edildiğini" vurguladı. Resmi Haber Ajansı TASS'da verdiği kısa biyografide Saharov'u, 'insan haklarının etkin savunucusu' olarak niteledi. T\RTISMA Kayzer Wilhelm'in Bıyıkları Bütün Amerikan hayranlığına karşın Almanya'dan vazgeçemiyoruz. Koşullar gereği milyonla insanımız neredeyse yarım yüzyıldır Almanya'dadır. Wilhelm'in kurduğu savaşçıhğın bir kuruluşu sporda -özellikle futbolda- Almanları tutabilene aşk olsun! Adamlar dünya birincisi... Kayzer I. Guillaume 1871'de Fransa'yı ye- nip AIman>- a Imparatonı olan Prusya Kralı. Onun oğlu Kayzer II. Guillaume ünlü, Al- manca adı ile Kayzer Wilhelm. Büyük Baş- bakan Prens Bismarck'ı politika alarundan bir kenara iten; Almanya'yı bir ordu devle- ti, sömürgeci yapan kral. Bütün başanlan- run yanında Kayzer Wilhelm, büyük bir Türk dostu olarak görünmüş, 1893'te Ab- dülhamit'in konuğu olarak lstanbul'a gel- miş; Sultan Ahmet Meydanı'ndaki ünlü çeş- meyi anı olarak yaptırmış; sonra Suriye'ye gitmiş, Kudüs'ü de ziyaret etmiştir. Tarih yazacak değiliz, bu yazdıklanmız yeter. Ne var ki imparator hazretlerinin bu içtenlikli dostlu|unun (!) gizli hesabı, Ana- dolu'yu geçecek Bağdat demiryoludur. Sö- mürgeciliğin yüTüyen adımlandır. 1912'de Balkan Savaşı'nda Bulgar Kralı'nı lstanbul- un üstüne yürümesi için kışkırtmıştır. Yi- ne 1. Dünya Savaşı'nın çıkmasının en bü- yük köniİcleyenidir. özet olarak tarihler böyle diyor. XIX. yüzyılın içinde ve özel- likle sonJannda denize düşen yılana sarılır gibi Osmanlılar Kayzer II. Wilhelm'in or- dusuna, hele hele bıyıklanna ha>Tan olmuş- lar, yapmak istediklerini bilmezden gelmiş- ler, sahte dostluğunu bıyıklan ile birlikte be- nimsemişler. Enver Paşa'dan başlayarak herkes VVilhelm bı>ığı saiarak, (yukan doğ- ru uzun, bükülmüş) apar topar Enver Pa- şa'nın komutasında Almanlarla birlikte Os- manlılar l. Dünya Savaşı'na girmiştir. Türk ordusu da Alman komutanlann emrine gir- miştir. Bu serüvenin sonunu tarih yazar; siz- ler de bilirsiniz... Kayzer VV'ilhelm'in hatın- na, sevgisine, bıyığının güzelliğine dayana- mayıp Enver Paşa'nın nasıl doğuda, Çar or- dularının üstüne zemheri soğuğunda yürü- ytlp karlarm içinde 90 bin Mehmetçiği don- durduğunu da tarih yazar. Savaş sonunda yenildiği için Almanlar, Anadolu'nun da- ha doğrusu Osmanlı devletinin paylaşılma- sına katılamamışlardır. tyi ki katılamadılar, Kayzer VVilhelm, (1859-1941) Hollanda'ya kaçtı. Bu yüzdendir ki Alman sevgisi, kah- ramanlığı, Kayzer WUhelm hayranhğı, Kur- tuluş Savaşı'ndan sonra da devam etti: Be- nim çocukluğumda, bizim köyün kahvele- rinde hâlâ Alman askeri, Alaman bomba- sı, Kayzer Wilheun > in bıyıklanndan sevgiyle, hayranlıkla söz edilirdi. Yıkılan Osmanlı Imparatorluğu'nun yö- netici ve askerleri arasında bir tek kişi, Mus- tafa Kemal Paşa, bu ünlü Kayzer'in yaptı- ğının ettiğinin farkındaydı. Kuşkusuz bilen, sözü geçmeyen aydın kişiler de vardı. I. Dünya Savaşı'ndan sonra memleketten ka- çan Enver Paşa, Kurtuluş Savaşı başlayın- ca ille Anadolu*ya gelip Mustafa Kemal Pa- şa'nın elinden yönetimi ve orduyu almayı kafasına koydu. Bü>'ük Millet Meclisi'nde- ki tttihatçılar da arkasın^a. Bütün uğraş- malar, Mustafa Kemal Paşa'nın Enver Pa- şa'ya yazdığı bir mektupla son buldu. Mus- tafa Kemal Paşa, mektubunda dedi ki "Bu- yurun gelin Enver Paşa Hazretleri Anado- İu'ya! Ne var ki I. Dünya Savaşı'nın hesa- bıru millete vermek zorundasınız:" özet ola- rak mektup bırydu. Enver Paşa, gelemedi. Bu tarihsel olayı burada niçin özetledim? En son söyleyeceğimi söylev'ebilmek için: Bi- zim başkammız Turgut Özal'ın bıyığı var da Amerika Başkanı George Bush'un bıyığı yok! Çok şükürler olsun ki Bush'un bıyığı yok (!) Ya Kayzer VVilhelm gibi bıyığı olsay- dı? Sayın özal'ın bıyığı olduğundan, Sayın Bush ve Amerikalılar sık sık telefona sarı- lıp Sayın özal'ın hatınnı soruyorlar. Bıyık- larma hayranlıklarından olacak, Körfez hakkında fıkir danışıyorlar!.. Şaka bir ya- na, Osmanlı Imparatorluğu başansının do- ruğuna varırken, vardığında, çok gururlu - haklı olarak- kendini dünyaya saydıran bir devlet olmuştur. Sultan Yıldınm Beyazıt'ın Timurlenk'e yazdığı mektubu, Kanuni Sul- tan Süleyman'ın Fransa'ya yazdığı mektu- bu bir düşünün... Nasıl da küçümseyici, ki- birli mektuplardır. Ne var ki XIX. yüzyıla gelindiğinde bunca büyük, haşmeüi impa- ratorluk, III. Selim'den -daha da önceleri- başlayarak sömürgecilikle, sermaye biriki- miyle çağ atlayan Avrupa'nın yeniliklerine yönelmişti. Çünkü kurulan Osmanlı Impa- ratorluğu, Avrupa'da kurulan deniz aşın ül- keler imparatorluğuna benzemediğinden, sermaye birikimi yapamamıştır. tmparator- luğun kuruluşunu anlatacak değilim; Batı- lı imparatorluklara benzemediğinden, Os- manlılar yaşadıkları altı yüzyılın sonların- da Kayzer NVilhelm'in bıyıklarına mum ol- muştur. XIX. yüzyüda, hele sonlarına doğru Os- manlı yöneticileri ve halkı -özellikle aydınlan- Avrupa hayranlığına kapılmış, ya- ak ki bu hayranlık küçüklük duygusuna de- ğin varmıştır. Kayzer VVilhehn bıyığı hay- ranhğmm tepkisi kimi gerçek Türk aydın- larında görtilmüş, örneğin usta öykücümüz Ömer Seyfettin, Osmanhnın, giderek Tür- kün gururunu ortaya koymak, küçüklük duygulanna kapılanlan uyarmak için öyku- ler yazmıştır. Bu konuda en ünlü öyküsü 'Pembe Incili Kaftan' öyküsüdür. Böyle öy- küler, yazılar, çırpınmalar bir türlü Osmanlı yöneticilerini, küçüklük duygusuna kapılan aydınlan uyaramamıştır. En sonunda ulu- sun bu dertten kurtulmasına büyük Mus- tafa Kemal Paşa, Kurtuluş Savaşı ile önder olmuştur. Bu küçüklük duygusunu bir sa- vaşla silmiştir. (Aşağıhk duygusu diyemiyo- rum; küçüklük diyorum). Ne var ki Kurtuluş Savaşı'na, Mustafa Kemal Paşa'ya karşm, XIX. yüzyılda Os- manh'nın iliğine işleyen, bilinçaltına yerle- şen Batı hayranhğı, Batı'nın karşjsındaki küçüklük duygusu, Cumhuriyet dönemin- de de hâlâ devam etmektediT. Kimi yöneti- cilerimiz, kimi aydmım diyenler, ta halkı- mızın cahil katlanna dek bu küçüklük duy- gusu bilinçaltında, XIX. yüzyılın başların- dan beri yasamaktadır. VVilhelm Almanya- sı'nın yerine Bush'un Amerikası yerleşmiş- tir. VVilhelm'in yerine Alman futbolu hay- ranlığı başlamış, başlamışsa da biliyorsunuz Özpl'ın bütun yardımcıları Made in USA'dir neredeyse... İUe de Almanya... Ne var ki bütün Amerikan hayranlığına karşın, Almanya'dan vazgeçemiyoruz. Ko- şullar gereği, milyonla insanımız neredcyse yarım yüzyıldır Almanya'dadır. VV'ilhelm'- in kurduğu savaşçılığın bir kuruluşu spor- da -özellikle futbolda- Almanlan tutabile- ne aşk olsun! Adamlar dünya birincisi... Bi- zim orada yaşayan insanlanmızın ikinci ku- şağından en iyi futbol oyunculan çıkıyor. Gelip Türkiye liglerinde oynuyorlar. Bizim yüz yılda, kuşak kuşak gelip, öğrenemedi- ğimiz oyunu bir kuşakta öğreniyorlar... Wil- helm'in bıyığının kerameti olacak!... Bu yazıyı yazarken milli takımımızın öğ- reticisi Alman hoca -elbette Alman olacak- Piontek'in gazeteJerde bir açıklamasını oku- duk: "Türk futbolcuları teknik, oyun dü- zeni bakımından çok bilgili. Kendi aralann- da çok güzel oynuyorlar. Ne var ki yaban- cılara karşı kendilerinde bir aşağıhk komp- leksi var. Bu duygu Osmanlı'dan gelen bir duygudur..!' Aferin Kayzer VVilhelm'ın to- rununa; demek tarihimizi de biliyor!. Os- manhnın çöküş yıllannı da... Milli takım- dan bu duyguyu silebiliyor mu? Bu konu- yu ayrıca yazacağım. SAMİM KOCAGÖZ BAŞSAĞLIĞI Bölge Baromuzun 1980-1990 yıllan arasmda başkanlığını yapmış bulunan meslektaşımız, hukuk devleti, demokrasi ve insan hakları savunucusu, Ay.YÜCEL ÖNENPi kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Tüm dostlarına başsağlığı dileriz. DİYARBAKIR BÖLGE BAROSU ÛvtlLRİNl DlHÜUU Yeni Caje-Restoranlımvz titi^ smisi)le hizmeünizdedır. (umj (unurlfM C;ITAR * * * * » * * * * * * 4- YILDI2 HATÎPOĞLU ile CEMAL EKŞİOĞLU evlendiler. 14.12.199 İstanbul VEFAT Inebolu Evrenye eşrafından, merhum Mehmet ve Ayşe Sevinç oğlu^ Safiye Sevinç'in eşi Suat Devecioğlu, Şermin Özer ve Muzaffer Akgün'ün babalan, emekli J.E.T.T. Tahsilat Müdürü M. MUSTAFA SEVİNÇ Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 15 Aralık 1990 Cumartesi günü Teşvikiye Camii'nde kıhnacak öğle namazını müteakiben Beylerbeyi Küplüce Mezarhğı'nda toprağa verilecektir. Allah rahmetini esirgemesin. AİLESt Can Dostumuz, Sevgili SİBEL ALKIŞLAR (ÖZELÇİ) Yokluğun çok acı veriyor. Seni hep o cıvıl cıvıl halinle hatırlayacağız. ESKİ ASİSTA^LAR BÎLKENT ÜNİVERSİTESİ Kükürel etkinlikler A Bilet temini A İndirim kartlan ——. ^ R' ı "537 XI °8 - "54^ Q 8 45 » i » Oı^cılı ( tımlıuıiM't ı'kuılan • ( liı/) uyr/rfe fccisdlluııın • lclcfiiıtld (»çtrnchılıiMiııc * Pembe Sığmak'ta "Son Fasıl"ı Ud ve Kanun ile Sürdürüyoruz Rezan-Alper Savaşkul Pembe Sığınak Restaurant Paşabahçe Tel: 331 34 32 Aileniz, sevdikleriniz veya dostlarınızla başlayan bir pazar günü. Ceketsiz, kravatsız. Dilerseniz eşofmanSı. 12 yaşından küçükler bizim ücretsiz konuğumuz. CazBar'a "brunch"a gelin. (Brunch • 60.000 ÎL/kişi, içkidahil.) Ytlbaşt rezervasyonumuz baslamıstır 166 44 93-166 67 88/89 POLJTÎKA VE OTESt MEHMED KEMAL Her Dönemde Kabaran... Jöntürk liderlerinden Ahmet Rtza Bey, Paris'te sürgünken, o dönemin modası pozitivist olunca, hemen namazdan ni- - yazdan kesiliyor, kılık kıyafeti değiştiriyor. tam bir Parisli ke-' siliyor. Üstadi görenler cesaretine hayran kalıyorlar. Günün birinde "Affı Şahane" çıkıp da bütün sürgünler yur- * da dönünce, padişaha şirin görünmek için hemen beş vakit namaza sarılıyor, kılık kıyafeti değiştiriyor bir "Osmanlı _ efendisi" oluyor. Böylece sunulan Ayan Başkanlığı'nı garan- tiliyor, bir daha yitirmemek için namaza, niyaza sarılıyor. Siyasal kimliğini çıkaranlar Ahmet Rıza Bey'in 'profesyo- nel bir devrimci' olduğunu söyietier. Bursa'da Milli Eğitim Mü- dürü iken 1859'da Paris'e kaçar. Bir yandan Meşveret gaze- tesini çıkarırken bir yandan da dışardaki Jöntürkleri örgüt- ler. Meşrutiyefin ilanı ile yurda döner. Ayan ve Mebusan Mec-'. lisi üyeliği. başkanlığı yapar. Ahmet Rıza Bey tipik bir politikacıdır. Bir yandan devrim-^ cilik ederken, öte yandan da anayasanın yürürlüğe girmesi için çabalar. İkinci Meşrutiyet Anayasası ile politika yapar- - ken padişahı devirmeyi gözardı etmez. Osmanlı devrimcile-. ri anayasa ile padişah devirme savaşı içinde yalpalayıp dur-; muşlardır. Silah zoruyla hükümet deviren İttihatçılar, silah zo-, ruyla ayakta durmuşlar, muhaliflerini silah zoruyla susturmuş-, lardır. Ittıhatçıların gözü pek, belde tabanca fedaileri hiçbir * zaman devrimci olamamışlardır, ola ola birer komitacı kesil- • mişlerdir. Eski bir İttihatçı olan Celal Bayar 1960 yılında tabanca zo- ruyla Çankaya'dan inerken çevresini saran subaylara, "Ben . bir komitacıyım1 ' dememiş miydi? Celal Bayar için devrimci-, lik yok. komitacılık vardı. Muhalif bir Osmanlı genci olarak Avrupa'ya kaçan ünlü şair. Yahya Kemal, zorlayan baskı rejiminden şoyle yakınır: "Sultan Abdülhamıt yönetimi aman ve zaman vermeyen • o evhamlı baskısıyla havayı öyie sarmıştı ki. vaktin Osmanlı- • ları, dolaşan her sesten bir casus kokusu alıyorlardı (..) Pa- - ris'te dinsizliğim arttı. 1904 yılmda Paris'te kilise ve din düş- - marrtığının azdığı, sosyalist akımın sert bir rüzgâr gibi estiği ~ yıldı Mitinglere ve gösteniere katılıyordum. Sokaklarda "In- ternationel"i dinlerken kalbim geniş bir insanlık sevgisiyie do-! luyordu." Meşrutiyet'te her muhalif bir 'suikastçı' idi. Yakup Kadri ye-» tiştiği bu dönemi şöyle yargtlar: "Bize suikastla ilgili bildiklerinizi anlatır mısınız?" ' Bir an gövdesinin altında dizlerinin büküldüğü duydu. Mer-' kez komutanının bu sözlerinde bir idam mahkümunun yar-' gısı vardı. "Bir diyeceğin var mı" gibilerden bir sorgu gizlıydi. Komu-f tanın sesinde böyle b r r dehşet seziliyordu. "Bütün bildiklerimi söyiedim efendim." ! Zile bastı. içenye giren cavuşa yazdığı kâğıdı uzattı: "Alı-' nız bu efendiyi götürunüz!.." Bir hokkanın, bir masanın, bir iskemlenin bir kişiliği olabi- lirdi. 'Götürünüz, getiriniz'. Artık giden gelen bir adam değil, götüriılen getirilen bir şeydi. Yıllar sonra darbeciler dönemi başlamıştı. Bu dönemde idamlardan korkup dişan kaçanlar darbecilere göre birer va- tan haini idiler. 'beslenecek yerde idamlan" gerekirdi. Suç- ları sorulduğunda 'anayasayı tebdil ve tağyir'di. Oysa aslın- da anayasayı tebdil ve tağyir' edenler darbeci komutanlann ta kendisiydi. Yurtdışına kaçan her genç devrimci bir vatan haini sayılı-.- yordu. Devrimcilorin tamlamalarını darbeci subaylar saptK- yordu. Meşrutiyefin suikastçı subayları, demokrasinin dar-. beci generallerinden daha insaflıydı. Yapılanlar özgürlük ve demokrasi içindi. Oysa demokrasi geleceğine gittikçe geci-; kiyordu. Dindarlık ise çağımızda, geçmişe göre daha çok pu- an alarak yaygınlaşıyordu. Utanmasalar bunun adını da 'Atatürkçülük' koyacaklardı. Atatürk nerde, bunlar nerde!... ÇAIJŞANLARIN SORULARI/SORUNLAR1 YBLMAZ ŞİPAL W 25 Yd Ortalamasma Göre mi?" SORL: Ben kamu)-a ait bir sigara fabrikasında çalışan bir sigortalmm. Sonım şu: BiUndiğigibi 9 Temmur 1987de Süper Emeklilik Ya- sası çıktı. Aym >-asa ile aynea 1992 ydından sonra ka- dın sigortalılann 20, erkek sigortahlann ise 25 yıllık prim ortalamalarına göre emekli maaşı hesap edile- ceği söz konusu. 25 yılın sonunda emekli olan sigortahya 25 yıl orta- lamasma göre mi aylık bağlanacak? Bu konuya açıklık getirilmesini bekliyorum. YANIT: Kamuoyunda Süper Emekilik Yasası olarak bilinen 3395 sayılı yasa ile 1.700 göstergeden başlayıp 6.400 gösterge- de son bulan "Üst Gösterge Tablosu" getirilmiştir. Bu Üst Gösterge Tablosu'ndan bağlanacak yaşhhk aylıkla- n, Ek Madde 2'ye göre hesaplanacaktır. "Ek Madde 2- Kanunla kurulan sosyal güvenlik kuruluşlari • ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun geçici 20. madde-- sine göre kurulan sandıklarla ilk defa bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren prim veya kesenek ödemek suretiyle il-' gilendirilen sigortahlara bağlanacak malullük ve yaşhhk aylık-' ları ile bunların hak sahiplerine bağlanacak ölüm ayhğının' hesabına esas alınacak gösterge, sigortalmm malullük, yaşhlık • ve ölüm sigortalan ödenmiş hizmet sürelerinin prim hesabına esas tutulan kazanç tutarlanna göre bulunacak ortalama yıl-' lık kazanç esas alınarak tespit edilir. Emekliliğine 5 yıldan fazla süre bulunanlardan üst gösterge tablosuna göre malullük ve yaşhlık aylıkları ile bunlann hak sahiplerine bağlanacak ölüm ayhğının hesabına esas alınacak gösterge, bu kanunun yürürlük tarihinden sonra malullük, yaş- hlık ve ölüm sigortalan primi ödenmiş hizmet sürelerinin or- talamasına göre tespit edilir!' Ek Madde 2'ye göre 3395 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 9' Temmuz 1987'den sonra ilk kez SSK sigortahsı ya da bir başka sosyal güvenlik kurumu kapsamında çahşmaya başlayanlara, emekli aykklan SSK'ca bağlandığında >"aşlılık aylıkları başlan- gıçtan son güne kadar geçen sürenin ortalamasma göre hesap- lanacaktır. 9 Temmuz 1987'den sonra ilk kez sigorta kapsarmna giren ve 25 yıl prim ödedikten sonra emekli olanlara yaşhkk aylıklan 25 yıllık prime esas kazancm ortalamasma göre he- saplanacaktır. 9 Temmuz 1987'den önce ilk kez SSK ya da bir başka sosyal güvenlik kurumu kapsamma giren ve 1992 yılından sonra emekli olanlara ise yaşhlık aylıklan 1987'den sonraki prime esas ka- zançlannın tümü ortalaması üzerinden hesaplanacaktır. Örne- ğin: 1970 yılında ilk'kez sigortah olan ve 1995 yılmda emekli olmaya hak kazanıp emekli olan sigortahya yaşhlık aylığı. 1987 ile 1995 yıllan arasında geçen 8 yılın prime esas kazanç ortala- masma göre bağlanacaktır. ANMA Babamız, öğretmenimiz CABBAR BÜYÜKTAŞ bir yıldan beri gönlümüzde. Bİ YÜKTAŞ AÎLESİ ADİLCAYMAZ Ağabeyimize, Koşulsuz sevgini, gerçek dostluğunu ve paylaşımıru anımsayacağız. KERF1M. GÖKHAN. TURGUT. ITVSAL, TUNCER AKŞtT
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear