Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/10 DIŞ HABERLER 15 ARALIK 1990
ALFTEMOÇİN'DEN SAMARAS'AMazowiecki'den
uzlaşma çagrası
• VARŞOVA (AA) —
Polonya'da Tadeusz
Mazowiecki hükümctinin
istifası, parlamento
tarafından kabul edildi.
TV'den halka seslenen
Mazowiecki, yeni ve zor bir
döneme girildiğini belirtti
ve siyasal partilere
"uzlaşma" çağnsında
bulundu. Mazovviecki'nin
istifasının kabulü için
yapılan oylamada, 224
mÛletvckili evet derken,
16'sı istifayı kabul etmedi,
122'si çekimser kaldı.
Parlamento, istifasını kabul
ettiği hükümetten, Devlet
Başkanı Walesa tarafından
yeni bir başbakan
atanıncaya dek görevde
kalmasını istedi. Yeni
başbakanın iki-üç günden
önce atanması beklenmiyor.
Popov'a stire
• SOFYA (AA) —
Bulgaristan Parlamentosu,
Dimitar Popov'a yeni
hilkümeti kurması için
çarşamba gününe kadar
süre tanıdı. Hukukçu
Popov, geçen cuma, Devlet
Başkanı Jelio Jelev'in
önerisiyle, parlamento
tarafından hükümeti
kurmakla görevlendirilmiş,
ancak kendisine tanınan bir
haftalık siırede kabinesini
kuramamış, bunun üzerine,
dün sabah meclisten ek
süre istemişti.
Bangladeş'te
seçimler
• DAKKA(AA) —
Devlet Başkanı Hüseyin
. Muhammed Erşad'ın
istifasmdan sonra Devlet
Başkanı vekilliğini üstlenen
Şahabeddin Ahmet, genel
seçimlerin 2 Mart 1991'de
yapılmasını kararlaştırdı.
Yapılan resmi bir
açıklamada, seçimlerle ilgili
aynntıların kısa bir süre
sonra açıklanacağı
kaydedildi.
Liberal Parti
aynldı
• KOPENHAG (AA) —
Danimarka'da yapılan genel
seçimlerden bir gün sonra
Radikal Liberal Parti,
iktidartaki koalisyon
hükümetinden a>Tildı,
ancak Başbakan Poul
Schlueter'i desteklemeye
devam edeceğini bildirdi.
Radikal Liberal Parti, dün
yapılan genel seçimler
sonunda, 179 uyeli
Parlamento'daki sandalye
sayısının 10'dan 7'ye
düşmesinden sonra
koalisyon hükümetinden
çekildiğini açıkladı.
Sosyal Demokrat
Parti, dünkü seçimlerde,
oylann yüzde 37.4'ünu
alarak 69 milletvekilliği elde
etmişti. Sosyal
Demokratlar, 1988 yılında
yapılan seçimlerde, oylann
ancak yüzde 14'ünü almıştı.
Esad-Hrawi
görüşmesi
• ŞAM (AA) — Suriye
Devlet Başkanı Hafız Esad,
Lübnan Devlet Başkanı
Elias Hrawi ile dün
görüştü. Suriye Devlet
Başkanhğı Sözcüsü Cibrane
Kurieh'in yaptığı
açıklamaya göre iki ülke
devlet başkanlan arasındaki
görüşmede, Beyrut'un
güvenlik planıyla ilgili
gelişmelerin yanı sıra
Lubnan'da 15 yıl devam
eden iç savaşın sona ermesi
konusunda Suudi
Arabistan'ın Taif kentinde,
Arap Birliği tarafından
geçen yıl hazırlanan barış
planı ele alındı. Esad ile
Hravvi arasındaki
görüşmeyle ilgili olarak
ayrıntılı bilgi verilmedi.
Çad'da toplu
mezar
• LEFKOŞK (AA) —
Sudan, Çad'da yaklaşık 100
Sudanlı'nın gömuldüğü \V.\
toplu mezar bulunduğunu
bildirdi. Sudan resmi haber
ajansı SUNA'nın askeri
yetkililere dayanarak verdiği
haberde, "Mezarlarda, eski
Çad Devlet Başkanı
Hissene Habre'ye bağlı
birlikler tarafından,
Marindi bölgesi ve
civanndan kaçırılan
Sudanlılar bulunuyor"
denildi. Habre, bu ay
başında İdris Deby'ye bağlı
guçler tarafından
devrilmişti.
Elbasan kentinde bin kişilik birgrup 'demokrasi istiyoruz' sloganıyla gösteriyaptı
Arnavuthık kaynıyorArnavutluk'un orta kesimlerindeki Elbasan
kentinde meydana gelen olaylarda yönetim
karşıtı göstericiler bina ve dükkânlara
saldırdılar, otobüs ve kamyonları yaktılar.
Kentte tankların mevzilendiği bildirildi.
Ehş Haberier Servisi — Arna-
vutluk'un tşkodra kentinde ön-
ceki gün yönetim karşıtı göste-
ricilerle güvenlik kuvvetleri ara-
sında meydana gelen çatışmala-
rın ardından dün de Elbasan
kentinde bin kişilik bir grup
"Demokrasi istiyoruz" şeklin-
de sloganlar atarak gösteri yap-
tılar.
Tiran'dan Belgrad'daki AFP
burosunu telefonla arayan bir
AFRİKA ULUSAL KONGRESI
Arnavut aydını, Ulkenin orta
kesimlerindeki Elbasan kentin-
de dün TSİ 15.30 sularında bin
kadar göstericinin, "Demokrasi
ve özgürlük istiyoruz" şeklinde
sloganlar atarak, bazı bina ve
mağazalara saldırdıklannı söy-
ledi.
Aynı kaynak, göstericilerin
çoğunun, Elbasan Demir-Çelik
Sanayii işçileri olduğunu ve si-
nema ile birkaç kitabevini tah-
rip ettiklerini belirtti.
Başkent Tiran'dan telefonla
konuşan bir Arnavut gazeteci
ise göstericilerin otobüsleri ve
kamyonlan yakmalan, dükkân-
ları yağma edip pencereleri kır-
maları üzerine kentte tanklann
mevzilendiğini kaydetti. Resmi
kaynaklar, olaylarla ilgili yara-
lanmaiar ve tutuklanmalar hak-
kında henüz bir açıklama yap-
madılar. Gazeteci, dün aynca
Duress ve Saranda kentlerinde
de olaylar çıktığını söyledi.
Işkodra kentinde önceki gün
meydana gelen olaylar üzerine
ordu birliklerinin müdahale et-
tiği ve güvenlik kuvvetlerinin 30
kişiyi tutukladığı bildirildi.
Arnavutluk Radyosu, "Hoo-
liganlar" olarak tanımladığı
göstericilerin saldınlannı doğru-
ladj. Radyo, komünist hükümet
yanülarının da güvenlik güçle-
riyle birlikte anti komünist gös-
tericilere karşı direndiklerini bil-
dirdi.
<M
30 yıl sonra 'anavatan'da ilk konferansJOHANNESBURG (AA) — Gunev
Afrika'da ırkçı yönetime karşı
mücadele eden Afrika Ulusal Kongresi
(ANC) Başkanı Oliver Tambo, ulkesine
karşı uygulanan uluslararası ekonomık
yaptırımların devam edip etmemesi
konusunun gözden geçirilmesi
zamanının geldiğini söyledi. Tambo,
dün başlavan ANC kongresinın açılış
oturumunda yaptığı konuşmada,
ANC'nin stratejisini, Güney
Afrika'daki ve dunyadaki değişimleri
göze alacak şekilde yeniden ele alması
gerektiğini belirtti. Ancak Tambo,
ANC'nin uluslararası yaptırımlarla ilgili
politikasında önemli bir değişikiik
anlamına gelen bu önerisiyle birlikte,
delegelerden ırk ayrımcılığına karşı her
alanda mücadelenin arttırılması
gerektiğini de söyledi. Tambo'dan
sonra soz alan Başkan Yardımcısı
Nelson Mandela ise siyahlar arasında
son zamanlarda artan çatışmaların,
hükümet içindeki bazı kesimlerin halk
arasında ANC'ye duyulan guveni
azaltmak için surdurdükleri bir
kampanyanın sonucu olduğunu söyledi.
Tambo'nun da katıldığı ANC
kongresi, örgutun Güney Afrika'da 30
yıldan sonra yaptığı ilk kongre oluyor.
Kongrede beyaz azınlık hükümeti ile
iktidarın paylaşılması konusundaki
gorüşmelerde izlenecek yol ele alınacak.
Israil'e
sert
kınamaBirleşmiş Milleder (AA) —
Birleşmiş Mületler Genel Kuru-
lu, Arap topraklannı işgal etti-
ği gerekçesiyle Israil'e yardımla-
nn durdunılmasını istedi ve Or-
tadoğu barış konferansı yapıl-
ması yolundaki çağnsını tekrar-
ladı.
BM Genel Kurulu'nda, Orta-
doğu barış konferansı yapılma-
sı yolundaki karar tasarısı, 99
olumlu, 19 olumsuz ve 32 çe-
kimser oyla kabu] edildi.
Karar tasansına, ABD ve Is-
rail'in yanı sıra bazı Avrupa ül-
keleri karşı çıktı.
Genel Kurul'da, Ortadoğu
banş konferansı yapılmasıyla il-
gilidün kabul edilen karar tasa-
nsında, Israil'in, Filistinlilere
karşı 'sakhrgan turumu' kınana-
rak ABD'nin Israil'e yaptığı eko-
nomik ve askeri yardımın, "ts-
rail'in işgal topraklannda idedi-
ji saldırgan *e yayılmacı siyase-
tiai cesaretlendirdigi" belirtildi.
Karar tasansında, ABD-tsrail iş-
birliğinin, Ortadoğu banşını
olumsuz yönde etkilediği de
kaydedildi.
BM Genel Kurulu'nda kabul
edilen diğer karar tasansında da
Israil işgali kınandı ve bu ülke-
ye yapılan askeri, ekonomik ve
teknolojik yardımların durdu-
rulması istendi.
KöRFEZ KRİZİNDE ABD'NİN TÜRKİYE'DEN TALEPLERİ
Savaşta 'kuzey cephesi' senaryolarıABD'nin, Türkiye'nin Körfez'e asker göndermesi
konusunda ısrarlı olmaması, gerektiğinde Irak'a karşı
kuzeyden yeni bir cephe açılması olasılığına bağlanıyor.
ABD, bu niyetle Türkiye'nin kapısını çalana kadar
Ankara'yı yıpratmak istemiyor.
— 2 —
UFUK GÜLDEMİR
WASHINGTON — ABD'nin, Türki-
ye'nin Körfez'e asker göndermesinde ıs-
rarlı olmaması, hatta ABD Dışişleri Ba-
kanı James Baker'ın Brüksel'de mütte-
fikleri daha fazla askeri katkıda bulun-
maya çağınrken Turkiye'yı bundan ozen-
le bağışık tutması >u nedenlerden kay-
naklanıyordu:
1- tkinci cephe: ABD, oncelikle Tür-
kiye'nin Güneydoğu'daki 100 bin kişiye
yaklaşan askeri gücünü, Irak'ın tüm dik-
katini güneydeki Amerikan kuvvetleri-
ne çevirmesini önleyecek bir unsur ola-
rak görüyordu. Amerikan askeri çevre-
lerinde bu konudaki hava, "Türkiye bu
askeri gücünü Irak'a karşı bir savaşa sok-
masa dahi Irak Genelkurmayı savunma
planlarını bu gücün savaşa girebileceği-
ni göz önünde lutarak vapmak zorunda''
diye özetleniyordu. Bu yaklaşım, nıyetin
bir boyutu idi, diğer boyutu ise şu ana
kadar dışa vurulmuş ya da Türk makam-
larına resmen iletilmiş olmamakla bir-
likte Korfez'de bir savaş patlaması ha-
linde Bağdat uzerindeki baskıyı arttır-
manın tek yolunun bir de kuzeyden cep-
he açılması olduğuna inanmaiarıydı. Bu
konuda belirleyici bir unsur, Irak'ın
Amerikan guçlerıne karşı göstereceği di-
reniş olacaktı. VVashington, o gun geldi-
ğınde Ankara'nm kapısını daha komp-
lekssiz çalabilmek için muhalefetin hü-
kümeti yıpratmasına zemin yaratabilecek
bir adım atmak istemiyor, bu yüzden de
Turkiye'nin Körfez'e asker göndermesi
konusunda ısrarlı davranmıyordu.
2- Ls kullanımı: ABD'nin Körfez'e as-
ker gonderilmesi konusunda ısrarlı ol-
mamasının birbaşka nedeni de geçen
gunlerde "çok konuştuğu için" görevin-
den alınan ABD Hava Kuvvetleri Komu-
tanı General Dugan tarafından özetlen-
mışti. Dugan, VVashington Post gazete-
sine verdiği demeçt», halen Hint Okya-
nusu'ndaki Diego Garcia Adası'nda üs-
lenmiş bulunan B-52 ağır bombardıman
uçaklannı bir savaş halinde Irak'a daha
yakın bir ulkeye kaydırmayı düşundük-
lerini, "bu ulkenin bir savaş çıkarsa üs-
ler için izin vereceğine kesin gözuyle
bakridıgım" açıklamıştı. Tüm bu açık-
lamalar, Amerikan Genelkurmayı'nın
Körfez'e dönuk kontenjan planlarını ge-
rekirse Turkiye'deki usleri de kullanma-
yı kapsayacak biçimde yaptığını göste-
riyordu. Türkiye bu konumda olduğu
için de ikide birde Ankara'nın kapısını
gereksiz yere çalarak fincancı katırları-
nı urkütmek istemiyorlardı.
Ağustosta bu gelişmeler yaşanırken
Cumhurbaşkam Turgut Özal da ABD'-
ye gitmeye hazırlanıyordu. Bu geziden
once Türkiye uç ilginç adım attı. Önce
İncirlik'te sürmekte olan grev ulusal çı-
karlar nedeniyle ertelendi, daha sonra da
ABD ile Savunma ve Ekonomik fşbirli-
ği Antlaşması (SEİA) bir yıl daha uza-
tıldı. Son olarak da TBMM savaş yetki-
si konusunda büyük tartışmalara yol
açan bir karar aldı.
İki koridor
Eylul başında VVashington'a gelen
Cumhurbaşkam Turgut Özal, daha ucağı
ABD başkentine iner inmez VVashington
Post'un manşetinde yayımlanan bir "ku-
zey cephesi" senaryosu ile karşılaştı.
ABD başkentinin etkili gazetesi Post,
"Üst düzeyde Amerikan askeri çevrele-
re atfen Suudi Arabistan'da konuşlandı-
rılmış olan Amerikan birlikleri uzerin-
deki Irak baskısının böiünmesi için
Türkiye ve Ürdün üzerinden Irak'a iki
cephe daha açılması yonünde planlar
hazıriandığım" açıklamıştı.
Buna gore ABD'nin Basra Körfezi'nde
denizde bekleyen 11 bin deniz piyadesi
ve Suudi Arabistan'da konuşlanmış olan
zırhlı birlikleri güneyden Kuveyt ve Irak'a
girerken, halen Akdeniz'de açıkta bek-
lemekte olan her biri 16 bin kişilik iki de-
niz piyadesi tugayı da Türkiye ve Ürdün'-
deki iki koridordan Irak'a taarruza ge-
çecekti.
Gündetn kayıyor
Aynı gunlerde bir başka savaş senar-
yosu da ABD TV'sinden geldi. ABD'nin
en çok izlenen haber programlarından
birisi olan "Nightline", olası bir Körfez
savaşı konusunda yayımladığı senaryo-
da Irak'a, lran ve Türkiye"den de iki ta-
arruz koridoru açılacağı iddiasına yer ve-
riyor ve Türk ordusunun iki gün içinde
Irak'a 50 bin kayıp verdirerek Kerkük ve
Musul'a gireceğini ileri sürüyordu.
Yarıa: Yeni bir hava esiyor
l
Uluslararası
standartlara
Yeni bir pasaport
Batı Trakya
için endişe
— 2 —
YASEMİN ÇONGAR
ANKARA — Dışişleri Baka-
nı Ahmel Kurtcebe Alptemo-
çin, Yunanlı meslektaşı Ando-
nis Samaras'a "tarihtea ders
alarak olgun bir atmosfer için-
de komşuluk ve dostlok bagla-
nnı pekiştirme" çağnsında bu-
lundu.
Alptemoçin'e Batı Trakya ve
Ege sorunlan konusunda yö-
nelttiğimiz sorular ve yanıtlan
şöyle:
—Sayın Samaras, gazetemi-
ze verdiği demeçte, Bab Trak-
ya amıitgımn Lozan Antlaşma-
sı'nda "Müslüman" olarak ad-
landınldıgına dikkal cekiyor ve
"Bu azınhgı milli olarak goster-
menizi anlayamadım" diyor.
Samaras, buradaki azınlıgın
baskı aitında oldugu yolunda-
ki bilgileri de iddia" olarak
degeriendiriyor. Sizin konuya
vaklaşımınu nedir?
ALPTEMOÇİN — Batı
Trakya'daki Türk azınlığının
durumu Yunanistan'ia aramız-
daki ikili meselelerden biridir.
Yunanistan, yıllardır bu azınlı-
ğa karşı aynmcı muamele uy-
gulamakta, baskı yapmakta, el-
lerindeki topraklan almakta ve
bölgeden, hatta ülkeden göçe
icbar etmektedir. Nüfus artış
hın çok yüksek olan Türk azm-
lığın nüfusu bugün hâlâ
^^lerdeki seviyesindedir. Oy-
sa bu ihtiyatlı hesaba göre bu-
gün Batı Trakya'da 120 bin de-
ğil, en az 500 bin Türk bulun-
ması gerekirdi. Bu 400 bin Ba-
tı Trakyalı Türkün nerede oldu-
ğunun cevabı aranırsa, Türk
azınlığa karşı izlenegelen poli-
Sayın Özal, Başbakanlığı dö-
neminde Rum asıllı vatandaşla-
rımızın istedikleri zaman
Türkiye'ye dönebileceklerini
beyan etmiştir. Bu beyan hâlâ
geçerlidir. Turkiye'deki Rum
azınlıgın, azınlık olarak bir so-
nınu bulunmamaktadır. Şimdi
soruyorum: Yunanistan, dünya-
mn her yaruna göç etmek zo-
runda bırakılmış Batı Trakyalı
Türklere Yunan vatandaşlığını
geri vermeye hazır mı, bunlan
Sovyetler Birliği'nden gelen Yu-
nan asıllılan olduğu gibi Yuna-
nistan'a geri almaya hazır mı?
—Ege sornnlan konnsunda
da YunanisUn Dışişkri Baka-
nı kendilerinin "iyi bir komşu"
oiarak davrandıklannı vurgulu-
yor. Karasulannı 12 mik çıkar-
ma hakkımızı bu nedenle kul-
lanmadık" diyor.
ALPTEMOÇtN — Yunan
Dışişleri Bakanı Sayın Sama-
ras'ın Ege"ye ilişkin olarak yer
alan ifadeleri, son zamanlarda
diğer Yunan hükümet üyeleri-
nin de sürekli olarak dile getir-
dikleri bilinen Yunan tezlerinin
tekranndan ibaret kalmıştır.
Ancak bu vesileyle Yunanlı
meslektaşımın Ege'ye ilişkin
yaklaşımındaki temel bir yanıl-
gıya işaret etmek isterim. Sayın
Samaras, Türkiye'nin ancak
1973'ten sonra Ege üzerinde
hak iddia etmeye başladığını,
sorunu da bunun yarattığmı ile-
ri sürmektedir.
Sayın Samaras, Yunanistan-
ın 12 millik karasuyuna hakkı
olduğunu, ancak bunu kullan-
maktan kaçındığını iddia et-
mektedir. Ege"nin herkesin bil-
diği, özellikleri karasulannın 12
mil olarak uygulanmasına im-
Dışişleri Bakanı Kurtcebe Alptemoçin, Batı
Trakya'da insan haklan ihlallerinin hâlâ
sürdüğünü belirtti. Alptemoçin, "Rum asıllı
TC vatandaşları, istedikleri zaman
Türkiye'ye dönebilirler. Şimdi soruyorum:
Yunanistan, dünyanın dört bir yanına göç
etmek zorunda bırakılmış Batı Trakyalı
Türklere Yunan vatandaşlığını geri vermeye
hazır mı?" aedi.
tikanın ne olduğu da kendili-
ğinden ortaya çıkacaktır. Irkçı
bir esasa dayanan Yunan Va-
tandaşhk Yasası'nın 19. madde-
si münhasıran Türk soylulan
Yunan vatandaşlığından atmak
için bir silah gibi kullanılagel-
miştir. Eskiden olduğu gibi gü-
nümüzde de Türk azınlık men-
supları hayatlarının her kesi-
minde ciddi sonınlarla karşı
karşıya kalmaya devam etmek-
tedirler. Batı Trakya Türkü ço-
cuğunu okutamamakta, evini
onarmak için müsaade alama-
makta, mesleğini icra edeme-
mekte, sürücü ehliyeti alama-
makta, Türk gazetelerini oku-
masına müsaade edilmemekte,
can ve mal güvenliğinden emin
olamamakta, konutları zorla
yıkılmakta, kültürel mirası yok
edilmekte, "Türk" kelimesini
kullanamamaktadır.
—Peki ya Turkiye'deki Rum
«Tinhgin sayısının azalması ko-
nusu?
ALPTEMOÇİN — Yunan
liderleri, Batı Trakya'daki
olumsuz tabloyu gizlemek için
hep Türkiye'deki Rum azınlığı
konusundan ve özellikle bu
azınlıgın sayısının azalmış ol-
masından bahsederler. Rum
asıllı vatandaşlanrruzın Türki-
ye'deki sayılannın azaldığı doğ-
rudur, ama bu, tarafımızdan
takip edilen bir politikanın so-
nucu değildir. Rum asıllı vatan-
daşlanmız muhtelif sebeplerle,
fakat kendi iradeleriyle ve da-
ha ziyade Yunanistan'm bilinçli
olarak sağladığı daha iyi eko-
nomik imkânlardan istifade
edebilmek amacıyla Türkiye1
den gönüllü olarak aynlmışlar-
du". Türk vatandaşlığından atü-
mamışlardır.
kân vermemektedir. iki kıyıdaş
ulkenin paylaştığı bir denizin
tümüyle her tarafın egemenlik
alanına dönüşmesine yol açabi-
lecek bir uygulamayı Türkiye
1
nin kabul etmesine imkân yok-
tur. Türkiye ile Yunanistan ara-
sındaki dengeyi altüst edecek
olan böyle bir harekete tevessül
etmesi halinde Türkiye kendi
hak ve çıkarlannı korumak için
gerekli tedbirleri almaya karar-
hdır.
—Samaras kıta sahanlıgı ko-
nnsunda da Uluslararası Ada-
let Divanı'na başvnralmasuu
öngöriiyor. Bu konudaki yak-
laşunınızı anlatır mısımz?
ALPTEMOÇtN — Türkiye,
hiçbir zaman kıta sahanlıgı an-
laşmazlığının salt hukuki bir
sorun olduğunu kabul etme-
miştir. Nitekim 1976'da Yuna-
nistan, sorunu tek taraflı olarak
Uluslararası Adalet Divanı'na
götürdüğünde Türkiye buna iti-
raz etmiş ve Divan da Yunan
başvurusunu reddetmiştir.
—Samaras, Türkiye'nin Ak-
deniz'dekı bahkçılık bölgesinin
12 milc pkaniması konusunda-
ki itirazını eleştiriyor.
ALPTEMOÇtN — Sayın
Samaras'ın mülakatında değin-
diği AT baiıkçılık bölgesine iliş-
kin olarak şu hususu açıkça be-
lirtmek isterim. Sorun Yunanis-
tan'm balıkçıhk bölgesi adı al-
tında Ege'deki karasulannın
ötesinde bir deniz yetki alanı
ihdas etmesidir. Ege'de böyle
bir balıkçıhk bölgesi tesisinin
yeni bir anlaşmazlık konusu ya-
ratacağına ilişkin kaygımızı esa-
sen AT ülkelerine açıklamış bu-
lunuyoruz.
BİTTİ
KlBRIS
BM Barış Gücü'nün
süresi uzatıldı
NEW YORK (Cumhuriyet)
— Birleşmiş Milletler Güvenlik
Konseyi dün yaptığı toplantıda
Kıbns'ta Barış Gücü'nün görev
süresini altı ay daha uzattı.
Dünkü oylamada Kanada ilk
kez çekimser kaldı. Bu neden-
le karar 14'e karşı bir çekimser
ile kabul edildi.
Kanada'nın çekimser kalma-
sının nedeni, Banş Gücü'ne ya-
pılan mali katkıların gönüllü
olmaktan çıkarılıp BM bütçesi
içine alınması önerisiyle ilgiliy-
di. Kanada iki yıldır Banş Gü-
cü'nün bütçesinin bu şekilde
değiştirilmesi yönünde girişim-
lerde bulunuyor.
Türk diplomatlarına gore
Barış Gücü'nün finansmanın-
daki değişikliklerle ilgili çaba-
lar ve bu konudaki tartışmalar
Türkiye açısından "fazla önem
laşımıyor." Turk diplomatlar
Türkiye açısından önemli olan
noktanın Barış Gücü askerinin
adada var olmaya devam etmesi
olduğunu bildiriyorlar. Kıbns
Rum yönetiminin temsilcisi
Mavromatis ise Kanada'nın
önerilerini desteklediği görüşü-
nü Güvenlik Konseyi'nde ifade
etti.
Barış Gücü'nün görev süre-
sinin uzatıldığı dünkü Güven-
lik Konseyi toplantısında Tür-
kiye, Kıbrıs Türk, Kıbrıs Rum
ve Yunanistan BM delegeleri de
birer konuşma yaptılar. Kıbrıs
Rum temsilcisi Mavromatis ko-
nuşmasında Türkiye'nin Körfez
politikasıyla, Kıbrıs politikası-
nın çelıştiğini öne sürdü. Mav-
romatis Korfez'de Güvenlik
Konseyi kararlarının uygulan-
ması yönünde ağırlık koyan
Türkiye'yi hipokratlıkla suçla-
dı. Aynı kararlılığı Kıbns için
de göstermesini istedi. Türk
temsilcileri ise Güvenlik Konse-
yi'nin dikkatini Kıbrıs Rum ta-
rafının son 649 sayılı Güvenlik
Konseyi karannı reddetmesine
çektiler.