Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhunvet Maıbaacılik ve Gazetecihk Turk <\nonıın Şırketı adırıa U Po!ı
Nadır Nadi % Gene! Yayın Müdünr H ı s u Ccmal, Müessese Muduru Hat*r
EmİDc ls*klıgH. Yazı Işlen Mudüru Qk*> Goatnsin, 0 Haber Merkezı
Muduru Yılcııı B«ytr. Sa^fa Duzenı Yöneimenı \h Acar £ Temsıiaier
ASKARA \hmet Tan. 1ZMİR Hikmet Çetiakays. ^DAN'A Çetin \ıge»oglu
Hatarrkn K « l kuçvk E | ıım O * a y Şa»tan Habcr
•4bd«&*dir l a c c t a u Dızı Vazılar Kercm Ç*Jt»â*a. Afüiır
0 Maiı İslcr Erol ErtM 0 Muhaiebe BakM Vrwf
raı Cengu Tork». l> Sendıka Şakrss ke*e»n, kultu
raştınna Imei BtrLaa, Yurı Habcrk
Şafete Al#*>. Duzcltme A M u l U V I K I 0 h.oord
Butçe Planiama Srvgı OMiabneof'» % Reklar
(.etai Ltlrr. h'a
Spor Danısrc
Halya Idarc
0 %
0 U<tme CMer Ç*ttk 0 Bılg !,iem \aH lul 0 Perso-el
\atrt Kurulu Bfl
>kan Nadtr Nadı
Okt*\ AkbKİ VakiB bıya. H««ıı
CtmMl, Hıkaırı Çrtınkavı Ok*t
Lt»r Mancv. Ilhan
Alt S n K n . ^•Bc1 Tuı
ı « ^ 1 Cumhurıveı Maibaaolık vr Gueıecılık T A Ş. Tlirfc Ocagı Cad 39
r
4t CM$MIO$*Î
lu P*. 246 lııanbu Tel 512 05 05 i2ö hat), Teks 22246, Fa* ii) 526 * ) 72 0
*»- Ankm. /'.a Gofcaip Bl* İnkıiap S N 0
19 4, TcL 133 11 41-4'. Tclw 42344. F u (4) 133
0 1,-ır H Zıya Btv 1352 S 2/3 Tel 13 12 30. Tetet 52359, Fax (51) 19 S3 60
tfM*. Inönu Cad 119 S No 1 Ka< I Tel 19 3
T
52 (4 hat) TeloL 621*5 Fax f l ) 19 25 ""8
TAKVİM: 7 KASIM 1990 Imsak: 5.07 Güneş: 6.34 öğle: 11.52 Ikindi: 14.35 Akşam: 17.01 Yatsı: 18.22
MuzafferErdost için Ikasım anlamlı bir gün: İlhan Erdost'un 10. ölümyıldönümü veSol Yayınlan'nın 25. yılı
Kitaplarla demokrasi mücadelesiYazar ve yayıncı
Muzaffer İlhan
Erdost, 1975 yılında
Sol Yayınları'nı 4
kitapla başlattı. Sol
Yayınları, daha sonra
bütün bir kuşağı
etkileyen önemli
kitaplar bastı,
yasaklarla ve
toplatılmalarla yüz
yüze kaldı.
ÖNER CtRAVOĞLU
Muzaffer Ilhan Erdost'la ko-
nuşma yapmak üzere hazırlanır-
ken Ankara'mn o unutulmaz
yaz akşamlarım anımsıyorum.
Kızıiay'da yürüyuşe çıkılır. Mül-
kiyeliler Lokali'nde yorgunluk
atıludı. Gündüzleri Zafer Çar-
şısı'nın kitapçı vitrinleri önün-
de zaman çabucak tükenirdi.
Kardeşi tlhan Erdost'u orada
1973'lerde görmüş ve Onur Ya-
yınlan'nın çıkardığı kitaplara,
kitap peketlerine bakmaya do-
yamayıp saatlerce oyalandığım
olmuştu. Şimdi "ncı, zehir zem-
berek bir höznn" kaplıyor içimi-
zi... 7 kasımda Ilhan Erdost'un
10. ölüm yıldönümünde, Sol Ya-
yınlan da 25. yıünı kutluyor.
Anma ve kutlama iç içe o gün.
öldüriime karşın öldûrülemeyen
simgelenecek 7 kasımda...
Muzaffer flhan Erdost, bu
anlamlı yıldönümünde kendi
yazdığı üç kitabı sunuyor okur-
larına: Havada Kalan Güvercin
(şiir/ler), Ey Karanlık Mavi Gu-
neş (öykü/ler) ve Adam İçin
Türevler (eskiz/ler).
Erdost la, yayıncılık uğraşın-
da geçip geldiği yollar üzerine
söyleşiyoruz...
— 40 yddır yaan yaşamının,
yayın dünyasiDin içindesiniz.
Bugünlere nereden geiindi? Ya-
yıncılık ugraşınız, edebiyat tut-
kunuz nasıl gelişti?
— Bozkıı çocuğuyum. Ekin
tarlalannın ve durgun ırmakla-
nn, ıssızlığın ve sessizJiğin, gü-
neşin ve karanlıgın çocuğu.
önümü açan çağ, patlamalı mo-
torlann, devinen tekerlerin, vu-
ran ve dönen çarklann çağı.
Ben ataerkil ev çocuğu, nene-
min pişirdiği çöreği yedim, ebe-
Muzaffer İlhan
Erdost'tan bir anı
Ihtilalci'
Muzaffer
Size, Mustafa Şerif Onaran'ın
hep yinelettiği, bu nedenle unut-
madığım bir ammı anlatayınv
Şemdinli'de askerlik ediyo-
ruz. Biraz rakıdan, biraz "Tbpal
Koşma" lürküsünufazla söyle-
mekten Ankara'dan getirdiğim
biçimli bedenim şurasmdan bu-
rasmdan gelışirken izine ayrıla-
cağım gtinler geldi.
Arkadaşlar kilolarıma takılı-
yor, ben de yolda rejim yapar
zayıflarım diyorum. Anka-
ra'ya geldim, bir otelde ka-
lıyorum. Ulus'ta akşamm geç
saatlerinde kaldırıma eski kitap
sererlerdi, ordan Peri olsa gerek
adı, birkaç dergi aldım, Şemdin-
li'deki arkadaşlara postaladım.
Birkaç gün sonra da Ulus gaze-
tesi adresine Şemdinlı'den gön-
derilmiş bir ELT telgrafaldım.
Yedeksubay arkadaşlar, telg-
rafm ilk tûmcesini yazmışlar:
"Perüeri aldık, kurUeri bekliyo-
ruz." Komutan tavla oynuyor-
muş, ona sormuşlar, o da her ra-
kı sofrasmda birkaç kez yinele-
diği Fuzuli'nin, "Felekjer yandı
ahımdan, muradım şem'i yan-
mız nu?" dizesini yazdırmış.
Doktora sormuşlar, Nafi Jaşa-
tar'a. "Rejimde başanlar"yazın
demiş. Telgraf bu tumcelerden
oluşuyor. Güldüm, geçtim. An-
kara'dan Artova'ya, Artava'dan
Şemdinli'ye döndüm.
Ulus'un Genel Yayın Yönet-
meni Seyfettirt Thrhan, bir gün
müessese müdürü Muhittin Er-
kan'a ayaküstü, "Muzaffer bir-
kaç gün öncesine kadar bura-
daydı, ne oldu birden
kayboldu" diye sormuş.
"Aman iyi ki kaybolmuş" di-
ye yanıtlamış Muhittin Bey, "lyi
ki kaybolmuş.' Biliyor musunuz,
ihtilal hazırhyorlarmıs! Şifreti
telgraflan ele geçmiş! Jandarma
Genel Komutanı%
nın masasın-
daynus telgraflan!"
Bilmem belirtmeli mi? "Şifre-
li telgraflar" dediği, yukanda
belirttiğim "rejimde başanlar"
yazılı telgraf.
Telgrafı jandarma komutam-
na götüren de Ulus Müessese
MUdürü'ne ileten de Ulus'tan
idarede çalışan aym kişilerdi.
Şu da var ki ben Ulus'ta, üç
yıla yakın bir süre yanm sayfa
mizah hazırladım. Bu nedenle
VJus'taki günlere ilişkin bir
anımla bitirirken şakamı eksik
etmemeliyinv Şimdi "Sen niçin
ihtilal yapmıyorsun " diye sora-
caklara yanıtım hazır: "thtilal-
den sabıkahytm da ondan!"
10 YIL ONCE MAMAKTA ASKERLERCE DOVULEREK OLDURULMUŞTU
İlhanErdostbugün Ankara'daANKARA (Cumhuri>et Burosu) —
Yayıncı İlhan Erdost, oldurülüşünün 10.
yılında Karşıyaka Mezarlığı'ndaki kabri
başında bugün anılırken Sol ve Onur
Yayınlan'nın 25. yılı da kutlanacak.
Anma ve kutlama gününün anısına
yayımlanan '7 Kasım' ve '25 Yıl' adlı
broşürleri okurlar, tlhanilhan
Kitabevi'nden ucretsiz sağlayabilecekler.
Bundan 10 yıl önce Mamak Askeri
Cezaevi'nde bir grup asker tarafından
dovulerek öldürülen İlban Erdost'un
anısına çıkanlan '7 Kasım' broşurünün
kapağı Erdost'un oldürulüşu ve
davaiarla ilgili haberlerin yer aldığı
gazete kupurlerinden oluşuyor.
Broşurde, Erdost için yazıian şiirler,
Filiz Başaran'ın karakalem resmi ve
Turhan Selçuk'un bir karikatüru yer
alıyor.
Broşurde Talip Apaydın, Can Yücel,
Turgut Uyar, Cemal Sureya, Arif
Damar, Vecihi Timuroğlu, Nurer
Uğurlu, Ragıp Gelencik, Metın
Demirtaş, Ahmet Tellı, Metin Guven,
A.Yalçınkaya, Y.Bağrışen, Bulent
Eryılmaz, Ataol Behramoglu, Nihat
Behram, Attila Aşut, Azer Yaran,
Ismail Okatan, Gul Erdost, Muzaffer
Ilhan Erdost, Gulten Akın'ın birer şiiri,
gazetemiz yazarlarından Mustafa
Ekmekçi'nin yazısı yer alıyor.
Sol ve Onur Yayınları'nın tarihçesinin
Muzaffer İlhan Erdost ile yapılan
konuşma içinde sunulduğu '25 Yıl' adlı
broşurde belgeler, mektuplar, notlar ile
Ilhan Selçuk'un 12 Kasım 1967'de
gazetemizde yayımlanan 'Sol Yayınları'
adlı yazısı da bulunuyor. Ilhan Günu
anısına bugun aynca, Ilhanilhan
Kitabevi'nde HaJit Çelenk, Talip
Apaydın, Bekir Yıldız, Mustafa Şerif
Onaran, Metin Demirtaş, Ahmet Telli,
Muzaffer İlhan Erdost kitaplannı
imzalayacaklar.
Ote yandan Çankaya Belediyesi'nin 100
Yıl Turk-lş Blokları'nda yapım
çalışmalarını sürdürduğu 'İlhan Erdost
Parkı' da bu ay içinde tamamlanarak
hizmete girecek. Çankaya Belediye
Başkanı Doğan Taşdelen, parkın 7
kasıma yetiştirilemediğini, ancak bu ay
içinde mutlaka açılacağını söyledi. tlhan Erdost
min diktiği işlikie okula gittim.
Önümü açan çağ, giydiğimden
içtiğime, tuvaletine değin, he-
men her şeyin alınıp satıldığı,
yani metalastığı çağdı.
Evde dinsel düşünce sistemin-
den okulda laik düşünce siste-
mine köklü bir değişim anafo-
runda, kendimizi bulmaya yar-
gilanan bir kusaktık. İçinden
geçtiğüniz günleri olduğu kadar,
değişmenin anlamını da bul-
makla yükümlüydüm sanki. Ba-
calardan tüten ağıtların arasın-
dan geçtim, kente geldim, çağın
katı demirine, yakıcı demirine
elim değdi. Yani mürekkebe.
İlk yazım Sıvas'ta Ülke gaze-
tesinde yayunlandı: "Kmuüettin
Kamu". Gene Sıvas'ta, Usede,
Dede Korkut'u sınıf arkadaşla-
rıma ben anlatacağım için tüm
kitaplıklan dolasıyorum. "Boy
bojiayıp soy soylarken" bulmak
için Dede Korkut'u. Yani tutku,
gençliğin coşkusuyla iç içeydi.
Veteriner fakultesinde öğren-
ci derneğinin dergisi: Evrim.
Sonra bir de gazete çıkardık:
Dnrum. Bir baska dergi: Evreo.
Ratip Tahir yazmıştı kapak ya-
zısını. Dergi dizildi, sayfa pro-
valanndan düzeltmelerini yap-
tık. Dergiyi dizen operatör de
bizimle "abbap" oldu. Bir cu-
martesi günu gittik ki derginin
içi, bizden habersiz basılmış. Ne
var ki operatör arkadasımız,
sayfalann alüna boş kalan yer-
leri, çok sevdiği fıkralarla dol-
durmuş. Birer forma aldık, kat-
ladık, dil ve tarih-coğrafya fa-
kültesinin solanunda Cumhur-
başkanhğı OrkeStrası'nı izleme-
ye geldik. Anımsadığım kada-
rıyla Orhan Duru, Seyfetrin
BaşçıUar ve ben. Orkestranın ye-
rini almasını beklerken birimiz
fıkralardan birini okuyor, biri-
miz kahkahayı patlatıyor, biri-
miz kahkaha patlatana yumruk
patlatıyor. Doğru basımevine
gittim. Yeni kurulmakta olan bir
basımeviydi. Fbrmalar giyotinin
altına sürüldu. Dılim dilim doğ-
randı. Bu, ilk ve büyûk cinaye-
tim sayılabilir. Ama hak etmişti!
Sonra Açık Otunım'u çıkar-
dım. Bir sayıcık. Baki Kurtuluş,
dergiyi çıkarmama yardjma ol-
muş, kâğıdını vermiş, baskı pa-
rası aJmamıştı. Satıldıkça öde-
yecektim. Ödeyemeyince gide-
medim. Kaldı. Sonra Kurtuluş
sitem etti. Ama iki ay aradan
sonra yeniden çıkarmak isteme-
dim.
Pazar Postası'nda üç yıl. llkin
düzeltmenlik, sonra yazı mü-
dürlüğü...
— Kitap yayıncılıgı nasıl
başladı?
— 1958'in sonlannda. Açık
Otunım Yayınlan'nın ilk kitabı-
nı çıkardım: Henri Alleg'in La
Qnestion'u ve Tbrgut Uyar'dan
Diinvanın En Giizel Arabistam.
Ece A>han ın Kınar Hanım'ın
Denizteri, Fethi Naci'nin Gerçek
SaygısJ derken, Orhan Duru'dan
Bırakılmıs Biri... Kapağına ne
koyalım diye düşünürken aklı-
ma çalışma masamın cam altı-
ru süsleyen "hamile kadın" de-
seni geldi. Onu kullandık.
O sırada Erdogan Tokmakçı-
oglu, öykülerini Açık Oturum
Yayınları arasında yayımlamak
istediğini iletmiş, ben de olur de-
miştim. Bir akşamüstü kitap
bastırdığım basımevüıden çıkar-
ken baktım, basıhruş ve bağlan-
mış kitap paketlerinin üzerinde
Açık Otumm Yayınlan'nın
amblemi var. Erdoğan Tokmak-
çıoğlu, benden habersiz bastır-
mış kitabını ve kapağına da ya-
yınevinin amblemini koymuş.
— Sonra karşılasüıuz nu Tok-
makçıoglu ile?
— Bir akşamüstü Gençlik
Parkı'nın çıkışında yüz yüze gel-
dik. Neler söyleştiğinuzi çıkar-
mak olanaklı değil, ama kavga
eder gibi çıkıştığımı anımsıyo-
rum. Sonra orada bulunan bir
arkadaş anlattı. Erdoğan ar-
kamdan bakmış, "Herhaide"
demiş, "kitabın kapağına hami-
le bir kadın koymadım diye kız-
dı!"
— Kitap, dergi, şiir, öykü, de-
neme hepsi bir ırmakta akıyor
sanki...
— Evet, kimi zaman durulan,
kimi 7aman kabaran ve bularuk-
laşan günlerin akıntısında, yayın
da dergi de vardı; şiir de öykü
de deneme de eleştiri de Ama
altlığı, sistemleşmiş sağlıkh bir
alt kültürü yoktu. Bilimsel sos-
yalizmk buluşana değin sürdü
bu. Şürleri de öyküleri de eskiz-
leri de bu nedenle yayımlamayı
hiç düşünmedim. Sonra sonra
içime yayımlama isteği düsüver-
di. Kimi dostlar yayımlamamam
için uyardı da. Ama ben içimde
filizlenen tohumun doğrusunda
gitmeyi daha dinginleştirici bul-
duA. Yoksa sürekli içte tepik vu-
racaktı.
— Sol Yayınları, Kasım
1965'te içlerinde Oscar Lange^
nin Sosyalizmin Yeni Meselele-
ri, Maurice Cornfortb'un Sosya-
listler tçin Fdsefe, Karl Marx'-
ın Ücret, Fiyat ve Kâr. Lenin'in
Emperyalizm adlı kitaplan ol-
mak iizere altı kitapla yayına
başlamış. Daha ilk Ütaplanyla
25 yıl boyunca anahatlarda de-
gişmeyecek yayın çizgisini ve po-
litikasını ele veren yayınevini
hangi koşaDarda ve hangi öznel
kaygılarla kurdunuz?
— Şubat 1965'te askerden
dönmüştüm. Yasamımı sürdure-
cek iki olanağım vardı: Biri
Ulus'taki işim, öteki koltuğum-
daki Şemdinli Röportajı. Beni
Ulus'a almadılar, ben de Şem-
dinli Röportajı'm Ulus'a verme-
dim. Dergj deneyimim vardı. Üç
ay çıkan Ülke'nin yazı müdürlü-
ğünü yapmıştım askere gitme-
den iki yıl önce. Böyle bir dergi
için gerekli olan parayı bulmam
olanaksızdı. O arada Açık Otu-
rum Yayınlan'mn kitaplanndan
istekler oluyordu. özellikle Al-
leg'in La (Juestion'u. Kitap ya-
yımlamayı seçtim. Güncel, kısa
sürede eskiyen kitaplar olmasın
istedim. On bin lira borç aldım.
Sol Yayınlan'nın ilk kitaplarım
Kasım 1965'te satışa çıkardık.
Zorluğu da çoktu kolaylastı-
ncı etkenleri de. Zorluğu, bas-
kıcı sistemden ve baskılardan
kaynaklanıyordu. Ama yüz elli
yıldır, yüz yıldır, elli yıldır adı-
nı duyduğu, söylencesinin buğu-
suna kapıldığı kitaplan, özJem-
le ve sevinçle karşılıyordu. Bir
Kapital adı bile onu coşturma-
ya yetiyordu. Devrimci devini-
min yükselen dalgası arasında,
yayınlara duyulan ilginin bü-
yuklüğü, bizi daha da guç-
lendirdi.
— Biraz da gazeteciük döne-
mine egilelim. Pazar Postası yıl-
lanna özellikle. İkinci Veni akı-
mının çıkısına tanık oldunuz.
Onlanıı urunlerini yayunladınız.
Sizin düşiinceleriniz nejdi, da-
ha sonra Pazar Postası ilişkile-
rini sürdürdünüz mü?
— Pazar Postası'nda bir süre
Muzaffer Erdost, kardeşi tlhan Erdost'un posteri altında. Erdost, bugün Sol Yayınlan'nın 25. yılını, çıkardığı üç yeni kitapla kutluyor. (Fotoğraf: Banş Bil)
Erdost kardeşler, 10 yıl önce 12 EylüVde askeri cezaevinde 'ölümüne' dövüldüler
Mamak'ta işlenen bir cinayetAstsubay Şükrü Bağ'ın emrindeki bir grup
asker tarafından dövülen Erdost kardeşlerden
küçüğü İlhan Erdost, getirildiği koğuşta
yarım saat sonra göğsü tıkanarak öldü.
Görülen davada erler, 8-10 yıl arasında
hüküm giydi. Astsubay Bağ ise, uzun
yargılama sonucu 6 ay ceza yedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü- Bu kâğıtta Muzaffer'in doğum
rosu) — Ilhan Erdost, 7 kasım tarihi 1932 yerine, 1952 ya-
1980gunuakşamı, ağabeyiMu- zılmıştı.
zaffer Erdost'la birlikte gözal- Erdost kardeşleri, bir astsu-
tına alındı. Getirildikleri Ma- bay ve üç er teslim aldı. Araca
mak Askeri Cezaevi iç nizami-
yede işlemleri yapıldı, fotoğraf-
bindinneden önce, Astsubay
Şükrü Bağ, " 10 yaşındaki bebe-
ları çekildi, bu arada da zaman leri zehiriediniz, içerisi sizin ze-
zaman sıra dayağından geçirildi. hiriediklerinizJe dolu" dedi. İI-
İç nizamiyede görevli bir on- kin Muzaffer Erdost'u, ardın-
başı, Erdost kardeşleri bir baş- dan İlhan Erdost'a joplayıp tek-
ka bloka götürülmeleri için
özellikle büyük bir araç istedi.
Ardından da iki kardeşten han-
gisinin büyük olduğunu sordu.
Ilhan 1944 doğumluydu, Mu-
zaffer ise 1932. Muzaffer Er-
dost'un büyük olduğunu öğre-
nince "tu" dedi, "Bir yanlışlık
olacaktı"... Bu sırada önünde
bulunan adli müşavirliğin göz-
altına alma kâğıdına bakıyordu.
meleyerek araca bindirdiler.
Erİerin daha sonra verdikleri
dilekçelere göre astsubay Bağ,
kendüerine, "Bunlar yuan, bun-
lann anasını aglatmazsanız ben
sizin ananızı ağlatınm" emrini
verdi. Araç hareket etmeden ön-
ce, aracın içinde iki kardeş ha-
zırola geçirilip, dövülmeye bas-
Iandılar. İlhan Erdost bir ara
yüz üstü düştü. Dövmeye ve
\
tekmelemeye devam edildi.
Araçtan indirildikten sonra
yine dövdürüleceklerini anlayan
Ilhan Erdost, "Küçük kızımı
uyandırma>
<
a knamadım, bura-
ya geldim, bizi dövdurmeyin"
dedi. Astsubay Bağ, "Bunu da-
ha önce düşünseydiniz" dedi.
Ardından erler yeniden dövme-
ye başladılar. İlhan Erdost bu-
rada da yere kapaklandı, bir sü-
re sonra doğruldu.
Koğuşa alınmadan önce hazı-
rola geçirilen Erdost kardeşler,
ellerini yanlarına yapıştırama-
>nnca Astsubay Bağ, "Bir pat-
latılmadık hayalaruuz kaldı,
şimdi onu da patlatırlar" dedi,
bu sözler üzerine erler yeniden
dövmeye başladılar. Dövme
olayı koğuşun avlusunda da de-
vam etti. İlhan Erdost, burada
da yere düştü ve büyük bir güç-
lükle doğruldu. Koğusa alındjk-
tan 20 dakika sonra İlhan Er-
dost, "Agabeyim, nefes
alamıyonım" dedi ve öldü.
Ve dava baslıyor
Bir astsubay ve beş er hakkın-
da dava açıldı. Astsubay Şükrü
Bağ, askeri mahkemece, 10 yıl
8 ay, muhafız görevli erler Ah-
met Şeker, Metin Gttndoğan,
tbrahim Keskin de 10 yıl 8 ay,
görevli olmadığı halde araçta
bulunan ve dövme olayına ka-
tılan Kısmet Çağlar'a 8 yıl ha-
pis cezası verildi. Erİerin cezası
Askeri Yargıtay 5. Dairesi'nce
onandı. Bağ'ın cezası ise bozul-
du. Askeri Yargıtay Daireler
Kurulu, Bağ hakkmda mahke-
menin verdiği karan onaylayın-
ca, 10 yıl 8 aybk ceza da 1984
yılında kesinleşti.
Erdost kardeşleri A bloktan
C bloka götüren aracın dışarı-
ya ses geçirmediği ve görüntü
vermediği ileri sürülerek Astsu-
bay Bağ'ın yeniden yargılanma-
sı ve infazın ertelenmesi istendi.
Askeri Yargıtay 5. Dairesi iste-
mi kabul etti. Sıkıyönefim As-
keri Mahkemesi, ikinci yargıla-
ma sonunda Bağ'ı yeniden ay-
nı cezaya çarptırdı. Ancak As-
keri Yargıtay 5. Dairesi, karan
yeniden bozdu, Daireler Kuru-
lu bu kez bozmayı onadı.
Daha önce "müessir fiil so-
nucu ölüme sebebiyetten" ceza
almış olan Bağ, bu kez dövül-
me olayını işitip görmediği ileri
sürülerek "görevi ihmalden"
yargılandı. Askeri mahkeme,
zorunlu olarak Daireler Kuru-
lu'nun karanna uydu ve görevi
ihmalden Bağ'a üst smırdan 3
yıl ceza verdi. Askeri Yargıtay
5. Dairesi, üst sınırdan ceza ve-
rilmesinin yasaya aykın olduğu-
nu belirterek karan üçüncü kez
bozdu. Ve mahkeme, alt sınır-
dan, yani 6 ay hapis cezası ver-
di. Sıkıyönetim Yasası uyarın-
ca bu tür cezalar temyize tabi ol-
madığından, karar 1987'de ke-
sinleşti.
İlhan Erdost, sahibi bulundu-
ğu Ilyaz Basımevi'nde çok sayı-
da yasak yayın bulundurduğu
için 7 Kasım 1980 günü akşamı
gözaltına alınmıştı. Ilhan Er-
dost'un öldürülmesinden sonra
basımevi açıldı. Açılma emri, 30
Ekim 1980 tarihliydi, tlhan Er-
dost'un gözaltına ahndığı tarih-
ten bir hafta önceki tarihi tası-
yordu. Aynca basımevinden tek
bir kitap bile alınmadı. Çünkü
yasaklanmış yayın yoktu.
(dönem) yazı müdürlüğü de
yaptım (l%7-68). Süre kısa,
ama anlatılacak nice çok şey
var. Bu koridor (ya da zaman
içindeki bu tünel) oldukça
uzun/derin. Girdiğim zaman
çıkmam uzun sürüyor. "tkinci
YenT'ye şöyle bir değinerek ge-
çiştireyim sorunuzu.
"tkind Yeni" için, Pazar Pos-
tası gunlerinde de yazdım, son-
ra da. Bilimsel sosyalizmi öğre-
nirken ve özümserken de yaz-
dım. Her yazı kültür olarak ben-
deki değisiklikle birlikte değişik-
Uğe uğrar, yani "İkinci Yeni" de-
ğişmez, ama benim yorumum,
açımlamam sürekli değişir. Çün-
kü ben değişirim.
"tkind Yeni"yi, şiirin özgür-
Ieşmesini savunduğu için sa-
vundum. Ama şiiri, yalmzca
"İkinci Yeni"yle sınırlayan bir
görüşüm olmadı. Şiir olarak
"İkinci Yeni"ye katümadım. Ne-
deni farkh. "İkinci Yeni" şiirin
iç gelişimini kucaklıyor, kaçınıl-
maz oluşumunun yolunu açı-
yordu. Ben şiiri, "profesyonel"
anlamda iş edinmemiştim. Ara-
da bir şiir de yazardım. "İkinci
Yeni", arada bir şiir yazanın işi
değildi. Ancak şiiri kendine iş
edinen, sorun edinen ozanın içi-
ne çekileceği bir şiisdi. Ben,
"İkinci Yeni"yi, bilimsel sosya-
lizmi kavradıktan sonra, şiirimi-
zin özgürleşmesinin sancılan,
denebilirse özgürleşmenin do-
ğum sanalan olarak niteledim.
Doğru yonımladığım kanısında-
yım.
— Kişilerin düşüncelerinden
ötürii yargılanmalan, giderek
tutuklanması, aylarca yıllarca
cezaevinde kalmalan Tiırki.ve gi-
bi ölkelerde aydmlann yazgısı
baline getirilmek istendi şimdi-
ye dek. Bu konuda >-apüması ge-
reken şeyler de yıllarca söyleni-
yor. Kitap yazdığı icin okuduğu
için elleri kelepçdi ögrendler,
ayduüar var hâlâ tutnkevtennde.
Bu onur kıncı durum Türkiye
1
nin değişmeyen yazgısı mı
olacak?
— Kişilerin düşüncelerinden
ötürü yargjlanmaJan, tutuklan-
maları, yıllarca cezaevlerinde
kalmalan, sistetnin kendisinden,
yani demokratik-olmayan yapı-
lanmasından kaynaklanıyor. tl-
han SeJçuk'un bir yazısını anım-
sayıverdim şimdi. Biz cezaevin-
de üç yüımıa doldurmusuz. Sol-
jenitsin ile ilgili haberler, günler-
dir tüm ana haber bültenlerin-
de yer alıyor ve hemen hemen
tüm ara haberlerde yineleniyor.
Sanki ülkenin ekmek kadar, su
ya da hava kadar önemli bir so-
runu. Ama içeride, cezaevlerin-
de, suçlan yalmzca kitap çevir-
mek ve yayımlamak olan nice
insan var. Benim gibi, Siüeyman
Ege var, Can Yocel var, Abdul-
lah Nefes var. İlhan Selçuk'un
bir yazısı var Cnmhuriyet'te.
Soljenitsin'i dışan göndererek
kendini eleştiriİerden sıyırmak
ısteyen sosyalist sistemin dış çir-
kinliği ile yüzyıl önceki kitaplan
yayımladığımız için hepimizi
otuz-kırk yıla mahkûm eden ka-
pitalist sistemin iç guzelliği, çar-
pıcı bir çelişki olarak sergilenir
bu yazıda.
Sorun, yukanda da belirtti-
ğim gibi sistemden, sistemin
demokratik-olmayan, faşist ya-
pılanmasından ve özelliklerin-
den kaynaklamyor. Bu, bir öz-
gürleşme savaşımıdır. özgürleş-
me savasımı, doğal ki özgürlü-
ğün olduğu yerde verilmez, ve-
rilemez. Bu nedenle de özgürleş-
me savasımı verenler, kendileri-
ni, yargılamadan, cezaevinden,
öldürümden yalıtamaz. Ama
bu, yazgı olarak algılanmamak
gerekir. Bu savaşım, kölece bo-
yun eğmek istemeyenlerin, insan
olarak onurlu yaşamak isteyen-
lerin savaşımıdır. Doğal ki birey-
ler olarak çok şeyimizi vereceğiz,
ama geleceğin insanlığı, kazan-
dıklanmızı, insanlığın kazanım-
ları olarak kucaklayacak.
— Günlük tutar mısınız? Ya
da hiç anı yazdınız mı?
— Günlük tuttum, TJhan'dan
bir ay kadar sonra ve iki yıl sü-
reyle. Bazıları "tlhan'a
Mekruplar" olarak dergilerde,
birkaçı da benim Bilim ile Ya-
zın Arasında'da yayımlandı. Bü-
yük metot defterlerinden sam-
rım yirmi kadar dolu günlük
var. Bunlan yok etmek istiyo-
rum. Acıyla yazılmış, acının öf-
kesiyle yazılmış, acının anafo-
runda yazılmış şeyler olduğu
için. Rahatsızlık vereceği için.
Yok etmeden ölürsem, kimse ya-
yımlamasın ve okumasın
isterim.
Tutukevlerinden de yazdım.
1980 martmda yani İlhan'la gö-
türülmezden önce de şöyle bir
dolaştım cezaevlerini ve "Şöyle
Bir Geçtim Cezaevierinden" adı
altında yazdım anılarunı. Çoğu
kez de 1971-74 arası kaldığım ce-
zaevlerine gönderme yaparak.
Bu röportajın işkence anlatım-
lanna ilişkin böiümü o zaman
Demokrat'ta yayımlandı, ama
esas röportaj Demokrat'ta kay-
boldu. Bana pusu kurulduğu
günlerdi. büroya gitmiyordum.
Fotokopisini aJmadan gönder-
miştim gazeteye. Elyazısı ilk tas-
lak duruyor belki ama...
Ifeşilçay
pııdrası
• ANKARA (AA) —
Karadeniz'in, kolonyası da
yapılan hamsisinden sonra
cayından da soğuk içecek,
pasta ve dondurma yapıldı.
Atatürk Üniversitesi Ziraat
Fakültesi Gıda Bilimi ve
Teknolojisi Böiümü öğretim
üyelerinden Prof. Dr.
Hüsnü Yusuf Gökalp ve
arkadaşlan, Japonya'da
uzun yıllardan bu yana
kullanılan "yeşil çay
pudrası"m yaş çay
fiUzinden elde ettiler. Yeşil
çay pudrasından soğuk
içecek, pasta ve dondurma
yapıldı. Kendine has renk,
tat, koku ve aroması
bulunan yeşil çay
pudrasının tabii, sağlıkh bir
gıda ve katkı maddesi
olduğu belirtildi.
Hacettepe'de
kalpnakli
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Hacettepe
Üniversitesi Rektörü Prof.
Yüksel Bozer
başkanlığındaki bir
transplastasyon ekibi
tarafından beyin
kanamasından ölen bir
gencin kalbi 4 kasım gecesi
Niyazi Kaplan adlı bir
hastaya nakledildi. Donor
Erdal Tasar'ın böbrekleri
ailesinin izniyle iki hastaya
hayat verirken karaciğeri de
Prof. Mehmet Haberal
tarafından Türkiye Organ
Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı
Hastanesi'nde başka bir
hastaya aktarıldı.
TürkKalp
Vakh
• İstanbul Haber Servisi
— Turk Kalp Vakfı
Yönetim Kurulu
Başkanuğfna Çetin
Yıldınmakın yeniden
seçildi. Genel Sekreterliğe
Dölen Eker, muhasip
üyeliğe de Nüzhet Birsel
getirildiler. Başkan
Yıldınmakın yaptığı
açıklamada, vakıf sağlık
merkezlerinin en modern
cihazlarla donatılması için
sürdurülen kampanyamn bu
yıl içinde tamamlanacağmı
ve Avrupa'nın en modern
kalp ve damar merkezleri
haline getirileceğini söyledi.
Stockholm'den
Sözen'e ziyaret
• tSTANBUL (AA) —
Stockholm Belediye
Başkanı Mats Hult ve
beraberindeki heyet,
İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Nurettin
Sözen'i ziyaret etti. Sözen,
yaklaşık 2 saat süren
göruşmeden sonra yaptığı
açıklamada, konuk heyetle,
ulaşım, çöp, su gibi
konularda görüşmelerde
bulunduklannı, konuyla
ilgili olarak bugün
açıklama yapacağını
bildirdi.
Tarihi çan ele
geçirildi
• BALIKEStR
(Cumhuriyet) — Bizanslılar
döneminden kalma tarihi
kilise çanını 400 milyon
liraya polise satmaya kalkan
iki kişi yakalanarak
gözaltına alındı. Emniyet
Mudürluğu Kaçakçılık ve
İstihbarat Şubesi polisleri
tarihi eser aiıcısı kimliğine
girerek Yüksel tlkbahar'la
Zahire Pazan'ndaki
işyerinde pazarlığa
oturdular. 600 milyon lira
istedikleri can için 400
milyon lirada anlaştılar.
Yüksel Ilkbahar ve Fikret
Öztopal, daha sonra çanı
evden alıp getirdiler. Ancak
alıcıların polis olması
sonucu yakalandılar. 49
santim çapında ve 47
santim yüksekliğinde olan
çanın ağırhğı 70 kilo.
Uzmanlar çandan iyi ses
çıkması için içîne 7 kilo
kadar da saf altın
konduğunu söylediler. Polis
yetkilileri çanın Bursa Müze
Müdürlüğü'ne teslim
edileceğini bildirdiler.
Zararlı böceğe
karşıkannca
• ANTALYA (AA) —
Ormanlann korunabilmesi
için yapılan çalışmalann
başında yer alan zararhlara
karşı mücadelede kırmızı
orman kanncalanndan
olumlu sonuç alındığı
bildirildi. Antalya Orman
Bölge Müdürü Şahin
Çavuldak, ormanın
düşmanlan içinde en
tehlikelilerinin böcek ve
mantar hastalıklan
olduğunu, küçük
olmalanna rağmen
yaptıklan zarann, ürünün
yüzde 20'sine ulaştığmı
söyledi.