Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET/10 HABERLER 7 KASIM 1990
P A R L A M E N T O D A N
Aksu'dan dava U SHPEdirne Milletvekili Erdal Kalkan'ın arkadaşlarıyla
birlikte Meclise verdiği genel görüşme önergesinde
"Bakanlığı şeyhier yönetiyor" diyerek gerçekle ilgili
olmayan beyanlarda bulunduğu, kendisine hakaret
edildiği gerekçesiyle Kaikan aleyhine 40 milyon liralık
manevi tazminat davası açtı. Dava dilekçesi, İçişleri
Bakanı Aksu'nun avukatı tarafından nöbetçi Hukuk
Mahkemesi'ne verildi.
TY»t HEP Kars Milletvekili
M a h m u t Ahnak'ın,
kamuoyunda "Sansür-Sürgün kararnameleri" olarak
bilinen 424 ve 425 sayıh kanun hükmündekı
kararnamelerle (KHK) ilgili soru önergesi,
TBMM Başkanı Kaya Erdem tarafından,
"Soru niteliği taşımadığı" gerekçesiyle
işleme konulmadı. Alınak, reddedilen soru
J'önergesinde, 424 ve 425 sayılı
kararnameleriyle, Doğu ve Güneydoğu'da
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin
askıya ahndığını belirterek Başbakan
Yıldırım Akbulut'tan bu sözleşmenin ne zaman
uygulanmaya konulacağını sormuştu. (Ankara / ANKA)
O l a S a n i ' İ c t l İ İ1İJİ Guneydoğu Anadolu
v^idgdnubiu n<tı B ö l g e s i .n d e 1 0 i l d e
uygulanan olağanüstu hal 4 ay daha uzatıldı. Batman,
Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Mardin, Hakkâri, Siirt, Şırnak,
Tunceli ve Van'da olağanüstu hal uygulamasırun uzatılrnası
dün ANAP ve DYP milletvekillerinin lehte oylarıyla
TBMM'de kabul edildi. Başbakanlığın konuya ilişkin
tezkeresi görüşülürken konusan İçişleri Bakanı Abdülkadir
Aksu, güvenlik güçlerinin başarısı sonucu terör örgütlerinin
varlığını sürdürmek için yeni arayışlar içine girdiğini
savundu. SHP adına konuşan Turan Bayazıt ise, Aksu'nun
"teröristlerin dini duygulan istısmar edebilecekleri"
yolundaki sözleri için, "Bu, etme bulma dunyasıdır. ANAP
nasıl din duygularını istismar edip bir noktaya gelmeye
çalıştıysa, onaylamamamıza rağmen teröristler de buna
başvurabilir" dedi. DYP'li İsmail Köse, bölgede terörle
mücadelenin profesyonel bir ekipce yürutülmesi gerektiğini
savundu. HEP'li Mehmet Ali Eren de sorunun çözümü için
yöntem ve politika değiştirilmesini istedi.
P A R T İ L E R D E N
\ ^ r H i T T l 1 Sosyalist Parti tarafından yapılan
ACUVJlllU yaz,ı, açıldamada siyasi partilere
devlet yardımı yasası ve yasa kapsamının HEP
milletvekillerinin verdiği bir önerge ile genişletilmesi
kınandı. "Devlet yardımıru alan partilerin düzenden yana
bir gûç oiduklarını ortaya koymakta, devletin vesayeti
altına girmektedirler" denilerek "ANAP miUetvekillerinin
HEP'in önergesini destekleyerek yaşayı çıkarmaları uyarıcı
olmalıdır" denildi. Sosyalist Parti'mn yazılı açıklamasında
devlelten yardım alanın hiçbir zaman halkla birleşemeyeceği
belirtilerek "Sosyalist Parti, Hazine yardımına temelden
karşıdır" denildi. (lç .Politika Servisi)
Görevden alma ^ S
Bağlı'nın İçişleri Bakanlığı'nca geçici olarak görevden
alinması üzerine Bolge ldare Mahkemesi'nde açılan
dava sonuçlandı ve yürütmeyi durdurma
kararı verildi. Yolsuzluk yaptıgı savıyla bir
süre önce görevden aJınan DYP'li Başkan
) Halis Dağh hakkında Konya Bölge ldare
'Mahkemesi'nin 1990-1445 sayılı karannda,
"Dağh'nın geçici olarak görevden
alınmasına ilişkin dava konusu işlemde
mevzuata aykırılık bulunmadığı gibi bu
işlemin uygulanması halinde kamu hizmetlerinin
aksaması nedeniyle telafisi güç zararlar doğabileceği
sonucuna varılarak dava konusu işlemin yürütulmesinin
90 gün süreyle teminat alınmaksızın durdurulmasına
oybirliğiyle karar verildi" denildi. Ugın Belediye Başkanı
Halis Dağlı'nın önümuzdeki günlerde yeniden görevine
iade edilmesi bekleniyor. (Konya / AA)
Yeni parti bu hafta*XvS
aynlan6
tarafından oluşturulacak partinin kuruluşunun bu hafta
içinde tamamlanması bekleniyor. Zonguldak Milletvekili
Veysel Atasoy, partinin kuruluş çalışmalarını
sürdürdüklerini, tçişleri Bakanlığı'na verilecek belgelerin
büyük çoğunluğunun tamamlandığjnı söyledi. Atasoy, hafta
sonuna kadar kuruluş işleminin tamamlanacağını belirtti.
Atasoy, bir soru üzerine partinin adını şimdilik
açıklamayacağını, ancak partide kurucu üye olarak
ANAP'dan ayrılan Kastamonu Milletvekili Nurhan Tekinel,
Izmir Milletvekili Akın Gönen, Kayseri Milletvekili Servet
Hacıpaşaoğlu, Aydın Milletvekili Nabi Sabuncu ve Samsun
Milletvekili llyas Aktaş'ın yer alacağını kaydetti.
(Ankara/AA)
Dalan'dan konferans
konferans veren DMP Genel Başkanı Bedrettin Dalan,
cumhuriyetin kuruluş yıldonümünde Said Nursi için mevlit
okutulduğunu, üst düzey devlet yetkililerinin de buraya
telgraflar gönderdiğini kaydederek, "Hiçbir Türk aydını, bu
gelişmeler karşısında, 'bana dokunmayan yılan bin yaşasın'
demek durumunda değildir" diye konuştu.
Erim, toprağa verilecek
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Afrodisyas'ın
'babası', New York Üniversitesi öğretim üyesi Prof.
Kenan Erim, cuma günü Aydın'ın Karacasu ilçesi
yakınlanndaki Afrodisyas'ta toprağa verilecek. Yarın
Maltepe Camisi'nde kılınacak öğle namazından sonra
Aydın'a götürülecek olan Prof. Erim'in cenazesi cuma
günü yaşamının 30 yılını verdiği Afrodisyas'a getirilecek
ve Akropol arkasındaki tepeye gömülecek. Cenazenin
buraya gömülmesi için Aydın Valiliği ve Anıtlar Yüksek
Kurulu'nun bürokratik işlemleri tamamladıklan öğrenildi.
85 yaşındaki Elenor öldürüldü
• ANTALYA (Cumburiyet Bürosu) — 20 yıldır Side*de
oturan ABD uyruklu Agence France Press'ten emekh 85
yaşmdaki Elenor Thomsonsel Herbert önceki gün evinde
ölü olarak bulundu. Yapılan otopsi sonucu 4 kasım günü
saat 20.30 suiarında kendisine ait çantanın ipi ile
boğularak öldürüldüğü anlaşıldı. Manavgat Cumhuriyet
Savcılığı ve Jandarma Komutanlığı soruşturmayı
yürütürken Side halkı, Elenor'un 'hırsızlık' amacıyla
öldürülmüş olabileceğini öne sürüyor. Ancak edinilen
bilgiye göre Thomsonsel Herbert, ölümünden sonra
Side'deki evinin adını öğrenemediğimiz bir bayana
bırakılmasını vasiyet etmişti. İngiltere'de ve Fransa'daki
evlerini ise bu ülkelerdeki arkadaşlarına bırakmıştı. Bu
arada diğer maddi mal varlıklannı da Side'de yaşayan ve
çok samimi oldukları bildirilen Ali Yeşilipek'e bıraktığı
belirtiliyor.
VEFAT
Yılmaz Demirkol
• İSTANBUL (AA) — Basın İlan Kurumu Istanbul
Şube Müdürü Yılmaz Demirkol, lstanbul'da öldü. 1933
yılında lstanbul'da doğan Yılmaz Demirkol, Taksim
Erkek Lisesi'ni bitirdikten sonra çeşîtli yaym
kuruluşlannda çalıştı. 1963 yılında Basın llan Kummu'na
girdi. Son olarak tstanbul Şube Müdürlüğü görevinde
bulunuyordu. Yılmaz Demirkol'un cenazesi bugün öğle
namazından sonra Teşvikiye Camii'nden kaldu-ılarak
Feriköy Aile Kabristanf nda toprağa verilecek.
DÜZELTME
• 30 Ekim 1990 tarihli gazetemizin "Tartışma"
bölümünde yayımlanan "Bilimsel Yayına Karşı YÖK
İlgili" başlıklı yazının 19 ve 20. satırları "..buna göre
profesörlüğe yükseltilme işleminde bir usulsüzlük ve
haksızlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır" şeklinde
olacaktır. Düzeltiriz.
SHP lideri 'anayasayı değiştirmek temel amacımız' dedi
Inönü'den 4 konuda uyarıDemokrasi yok Doğu ve Güneydoğu'da
12 yıldır açık ya da kapalı olarak süren
olağanüstu hal uygulaması var. Devletin hâlâ
erişemediği yerler var. Bunun dışmda
demokrasinin olmamasından en büyük
sıkıntıyı bu bölge çekiyor. Biz daha önce
anadil yasağının kalkmasını önermiştik.
Anadilini konuşmak herkesin doğal hakkıdır.
Bunu yapmadığınız sürece baskıcı olunur.
Din eğitimi Burada önemli olan iktidarın
laiklik karşıtı hareketleri özendirmemesidir.
Bu karaı genel kuruldan çıkmamalıdır. Bu
konunun bir de uluslararası tarafı var. ,
Demokrasilerden yararlanıp İslami devlet
kurmak isteyenler var. İktidar biraz daha
ayakta kalabilmek için bu hareketleri ülkenin
düzenini tehlikeye atacak boyutlara
getirmemelidir.
Ara seçim TBMM'de 10 milletvekilliği
boştur. Anayasaya göre bunun için seçim
dönemi başladı, geçiyor.
Kim imzalayacak? AGİK toplantısında
Türkiye adına belgeyi kim imzalayacak?
Sayın Özal oraya gidecek, Başbakan'ı da
götürecek. Sayın Ozal bu anlaşmayı imzalarsa
geçersiz olur. Böyle bir skandalı Türkiye de
dünya da kabul etmez.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — SHP Genel Başkanı Er-
dal tnönii, 1982 Anayasası'nın
Türkiye'de ara rejimi sürdurdü-
ğünü belirterek "Büyük küçük
partilerin kaülması ile bu ana-
yasayı değiştireceğiz" dedi.
Inönü, dün partisinin grup
toplantısını açış konuşmasında
anayasanın kabulünün yıldonü-
mü olduğuna dikkat çekerek
halkın bu anayasayı anarşi dö-
nemine bir tepki olarak ara re-
jimden bir an önce kurtulmak
için kabul ettiğini söyledi. Inö-
nü, bu anayasa nedeniyle Türki-
ye'de "Hâlâ demokrasiyi
kuracagız" sözlerinin edildiğini,
Avrupa'da "Türkiye'de demok-
rasi var mı yok mu?" tartışma-
lannın yapıldığını anlatarak "Bu
anayasa geciti olarak düzenlen-
miştir. Ancak ANAP'ın buna
sahip çıkarak kullanması Türki-
ye'de ara rejimi sürdürmüştür"
diye konuştu. Bugün Türkiye-
de laik düzene karşı saldırı ol-
duğunu, tek kişinin eliyle ülke-
nin yönetildiğini, TBMM'nin
bunu önleyemediğini, ekonomi-
nin halkın çıkarları aleyhine iş-
lemeye devam ettiğini belirten
Inönü. "Bunun nedenlerinden
birinin anayasanın halk katılı-
mını önlemesi oldugunu" bildir-
di. İnonü, "Anayasa. halkın ka-
(ılımına izin vermemektedir.
Olağanüstu hal Türkiye'de hâlâ
devam etmektedir. Bugun Türki-
ye'de huzur olduğu söylenemez.
Bu anayasayı baştan aşağı değiş-
tirmek temel amacımızdır. Bü-
yük kuçuk partilerin katılması
ile bu anayasayı değiştireceğiz"
diye konuştu.
SHP lideri, sendikaların,
meslek kuruluşlannın, haikm
katılımına fırsat veren, üniver-
site özerkliği, yargıç güvencesi
sağlayan bir anayasaya ihtiyaç
olduğunu vurgulartfen, "tnanı-
yorum ki buna çok yaklaştık"
göruşünü ortaya koydu. Anaya-
sa ile birlikte YÖK'un de kuru-
luş yıldönümü olduğuna deği-
nen İnönü, "Araştırma yapma-
yan, sadece diploma veren ku-
rumlar haline gelen üniversite-
lerin Türkiye'ye layık olduğunu,
bunun daha önce üniversiteler
tarafından gösterildigini" anlat-
tı. İnönü, "Türkiye'yi cendere
altına sokan YÖK'ten de bu
anayasadan da çok yakında
kurtulacaktır" dedi.
Son Doğu gezisinin olumlu
geçtiğini, belirten înönü, halkın
bu bölgede partisine destek ver-
diğini, ancak bu bölgede 12 yıl-
dır açık ya da kapalı olarak sü-
ren olağanüstu hal uygulaması
olduğunu söyledi. İnönü, devle-
tin hâlâ erişemediği yerler oldu-
ğunu, bunun dışmda demokra-
sinin olmamasından en büyük
sıkıntıyı bu bölgenin çektiğini
kaydetti.
SHP lideri, devletin üst düzey
yetkililerinin bölgede "terorizm
sıkıntısının kalmadığını" beyan
ettiklerine dikkat çektikten son-
ra şunları söyledi:
"Biz daha önce anadil yasa-
ğının kalkmasını önermiştik. O
zaman bize karşı çıktılar tero-
Demirel ara seçim konusunda Inönü'ye destek verdi'
Ara seçim anayasa gereğiTartışma abes Türkiye'de aslında abesle iştigal
ediliyor. Yapılan şey havanda su dövmektir. Hükümet
başkanı "Ben de varım" diyebilmek için "Ne seçimi,
neden bahsediyorsunuz, ara seçime iktidar karar verir"
diyor. Bu sözler başka bir ülkede söylense bu hükümet
başkanı ertesi gün düşer.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
DYP Genel Başkanı Süieyman Dentirel,
ara seçim tartışmalarında SHP Genel
Başkanı Erdal tnönü'ye destek verdi.
Demirel, ara seçim konusunu tartışma-
nın "abesle iştigal" olduğunu belirterek
ara seçimin anayasa gereği olduğunu
vurguladı. DYP lideri, "Kendinize bu
kadar güveniyorsanız 1992'ye kadar ne
bekliyorsunuz?" diyerek de iktidara er-
ken seçim çağnsını yineledi.
Demirel, dün DYP grubunda yaptığı
konuşmada, ülkenin her yanından fer-
yatlar yükseldiğine dikkati çekti ve yet-
kililerin Türkiye'nin 12 miJyar dolar dö-
viz rezervi olduğu biçimindeki açıklama-
larına değinerek "Bu para kimin? Eğer
Türkiye'ninse niye tutnyorsunuz? Yatı-
nma sevk edin, yeni iş sahalan açın, ça-
lışanlan rahatlatın" dedi.
Demirel, SHP Genel Başkanı İnönü'-
nün Doğu gezisinde yaptığı konuşma ile
gündeme gelen ve Başbakan Akbulut'-
un karşı çıktığı ara seçim konusunda ise
görüşlerini şöyle dile getirdi:
"Türkiye aslında abesle iştigal ediyor.
Yapılan şey havanda su dövmektir. Hü-
kümet başkanı 'Ben de varım' diyebil-
mek için 'Ne seçimi, neden bahsediyor-
sunuz, ara seçime iktidar karar verir' di-
yor. Bu sözler başka bir ülkede söylen-
se bu bükümet başkanı ertesi gün düşer.
Ara seçim, ne iktidarın, ne muhalefetin
karar verecegi şey. Anayasanın emri. ts-
teğinize bağlı degil. Türkiye'nin her şe-
yi yazılı bir bukuk rejimi var. Ama ye-
ni bir rejim çtktı ortaya, Çankaya. Hü-
kümet var, Meclis var, ama hepsinden
önemlisi Çankaya var. Bu işler de Çan-
kaya'mn iki dudağı arasında. O söyler.
Ama söylediğini bu hükümet başkanı
Sayın Akbulut anlayana kadar 1 sene ge-
çer. Anayasanın mecburiyeti ne zaman-
dan beri iktidann arzusuna bağlı?
Eger erken seçim yapmayacaklarsa
ara seçimin kasım 1991 e kadar yapılma-
sı gerekir. "Kafamıza eserse yaparım'
mantığı Türkiye'nin hangi dlerde oldu-
ğunu, bukuk duzeninin ne hale getirl-
diğini gösteriyor."
İktidarm, bazı yerlerde yapılan ara ye-
rel seçim sonuçlarından övündüğünu de
belirteı, Demirel, "Bu kadar kendinize
güveniyorsanız 1992'ye kadar ne bekli-
yorsunuz kardeşim? O zamana kadar bil
ki ha\an da kalmaz. Gelin, milletin onü-
ne herkesin saçı kesilsin, önüne
dökülsün" dedi.
Özal'ın açıkladığı Türkiye'ye yapıla-
rizm nedeniyle. O halde bu tek-
lifimiz geçmemiştir. Bunu yine-
liyorum. Anadilini konuşmak
herkesin doğal hakkıdır. Bun-
dan bir şey çıkmaz. Bunu yap-
madığımız sürece baskıcı olu-
nur."
İnönü, hazırladıkları Guney-
doğu raporunun da halkın öz-
lemlerine yanıt verdiğini ve bü-
yük ilgi gördüğunü sözlerine
ekledi. ._
Ara seçim yapılmalı
Daha sonra ara seçim konu-
suna değinen SHP Genel Başka-
nı, Başbakan Yıldınm Akbulut1
un "ara seçim nereden çıktı?"
dediğini, oysa bunun bir anaya-
sa emri olduğunu anlatarak
"TBMM'de 10 milletvekilliği
boştur. Anayasaya göre bunun
için seçim dönemi başladı, geçi-
yor. Son dakikaya kadar bekler-
seniz, bu milletvekillerine ihtiyaç
duymuyorsunuz demektir. Ne
zaman yapacaksınız" diye
sordu.cak 9 milyar dolarlık askeri yardım ko-
nusuna ise açıkhk getirilmesi gerektiği- .
ni belirten Demirel, şu soruiarjn yarut- Baker III gelIŞI
lanmasını istedi:
"Kimse kimseye bedava bir şey ver-
mez. Bu malzeme nereden geliyor? Kim
veriyor? Eger Türkiye kendi parasıyla
alıyorsa kimse veriyor degil. Öyleyse ne
karşıiığı alınıyor? Parası nereden karşı-
landı? Alınan silahlar ne türdür? Kim
veriyor? Nasd veriyor?"
Demirel, Körfez krizindeki gelişmeler-
le ilgili görüşlerini anlatırken de Türki-
ye'ye de gelen ABD Dışişleri Bakanı Ba-
ker'ın, "Silah kullanmaya var mısı-
nız?", "Nasıl ne zaman silah kullana-
lım?" ve "Ne kadar fedakârlığa katla-
nabilirsiniz?" sorularına yanıt aradığı-
nı bildirdi. Demirel, Körfez krizinin so-
nucunun ABD'deki Kongre seçimi so-
nuçlanna bağlı olduğunu da belirterek
"ABD halkı Bush >önetimine hak verir-
se kriz başka turiü, bak vermezse baş-
ka türlü sonuca ulaşır" dedi.
Akbulut:
141,142 ve 163
için çalışnıalar
sürüyor
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — BaşbakanYddınm Ak-
bulut Türk Ceza Yasası'nm
(TCY) 141, 142 ve 163. madde-
lerinin değiştirilmesiyle ilgili ça-
lışmalann sürdüğunü belirterek,
tasarıyı bir yasama döneminde
gündeme getirebileceklerini söy-
ledi.
Başbakan Akbulut partisinin
dün yapılan grup toplantısından
çıkarken, gazetecilerin TCY ile
anayasada yapılması düşünülen
değişiklik tasanları ile başkan-
lık sistemi konularındaki soru-
larını yanıtladı.
— Başkanlık sistemi ve bu
amaçla referandum yapılması
konusunda bir hazırlığınız ola-
cak mı?
AKBULUT — Şimdi bunu
galiba Cumhurbaskanımız mı
konuşmuş? Bu hususta henüz
bizim bir şeyimiz yok. Bir çalış-
mamız yok.
— Cumhurbaşkanının halk
tarafından seçilmesi, özel TV,
TCY'nin 141,142 ve 163. mad-
deleri konusu bu yasama yılır •
da Meclis gündemine gelecek
mi?
AKBULUT — 141, 142 ve
163. maddeler konusunda çalış-
malarımız var. Diğer konular fı-
kir olarak ortaya atılmıştır, bu
konuda bir çalışmamız yok.
Bunlar bir konsensüs, bir muta-
bakat sağlanmasıyla gerçekleş-
tirilirse daha güzel olur.
Nusret
Fişek
toprağa
verildi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Ankara'da geçen
hafta sonu ölen Prof. Dr.
Nusret Fişek toprağa verildi.
Fişek için Sağlık Bakanlığı
Hacettepe Üniversitesi ve
Türk Tabipleri Birliği'nde
törenler düzenlendi. Sağbk
Bakanı Halil Şıvgın Sağlık
Bakanlığı'ndaki törende
yaptığı konuşmada Fişek'in
hizmetlerinin
unutulınayacağını söyledi.
Fişek daha sonra bakanlıktan
alınarak Maltepe Camii'ne
getirildi. Burada kılınan
cenaze namazından sonra
Cebeci Asri Mezarlığı'nda
toprağa verildi. Prof. Dr.
Fişek'in Maltepe Camii'ndeki
cenaze törenine SHP Genel
Başkanı Erdal İnönü, DYP
Genel Başkanı Süieyman
Demirel, DSP Genel Başkanı
BUlent Ecevit ve eşi Rahşan
Ecevit ile çok sayıda öğrenci,
bilim adamı ve vatandaş
katıldı.
SON GÖREV — Fişek'in cenaze törenine muhalefet liderieri de katıldı. (Fotoğraf: AA)
CUHEYT ARCAYUREK yazıyor
Birlikte Gitsinler
ANKARA — Anayasa "artık" değiş-
meliymiş!
Erdal Inönü mü söylüyor, yoksa De-
mirel mi, Barolar Birliği, insan Hakları
Derneği ya da anayasa bilimcisi saygın
kişiler mi?
Hayır, hiçbiri değil. 6 Kasım 1982'de
halkoylamasından geçerek yürürlüğe
giren anayasanın sekizinci yıldönümü-
ne bir gün kala "artık" sözcüğü ile vur-
gulayarak, anayasanın değişmesini
hem de TD istiyor.
Şaşa kalıyor insan. 82 Anayasası'nın
toplumun omuzlarına, sırtına yükledi-
ği sakıncaları, sıkıntıları baştan sona
sanki TÖ çekmiş, yıllardır ıstırabı içine
atmış, ama artık bıçak kemiğe dayan-
mış, sesini yükselliyor. "Artık" anaya-
sa değişmeliymiş!
1982 Anayasası'nda değişiklik istem-
lerine yıllarca kulak tıkayan TÖ, o ana-
yasa ile askerlerin sürgiti iktidar ve ik-
bal yolunu bulduktan sonra 1990da ne-
den yeni bir anayasa istiyor? Yanıtı çok
basit: Bir buçuk, en fazla iki yıl sonra
Çankaya tepesinden Ankara ovasına
indirileceğini biiiyor. Gerçeklerin yanın-
daymış gibi hava veriyor, oysa anaya-
sa değişikliğiyle konumunu daha uzun
yıllar pekiştirmeye yönelik önlemter arı-
yor. Ne toplumdaki sarsıntılar ne eko-
nomik koşullar ne de siyasal gereksın-
meler... Hepsi bir yana, hepsi birer ör-
tü. Çankaya'da daha bir süre kalabil-
mek için "anayasa değişsin" diyor.
Girişimi gerçekleştirmek için ANAP
grubundaki askerler yeterli değil. Gü-
ya partilerle anlaşmayı istiyor. Laf! Ken-
dine yontan bir anayasa çıkarabilmek,
metni istediği gibi düzenlemek için yu-
muşak başlı "bir ortak" arıyor. Toplu-
mun önemsediği şu ya da bu madde-
ler derken araya cumhurbaşkanı seçi-
mini sıkıştırıyor. Halk seçsinmiş cum-
hurbaşkanını. Pekala, ama ne zaman?
1992 genel seçimleriyle beraber.
İçtenmiş gibi görünen önerideki si-
yasal oyun, bu noktada ortaya çıkıyor.
TÖ, -Meclis'teki çoğunluğun yer yer
dayatmalanyla- anayasayı "ortağa" di-
lediği gibi kabul ertirecek, halkoylama-
sında Çankaya'da oturup devlet kese-
sinden propagandayı hem ANAP hem
de kendisi için yapacak ve yaptıracak...
Sonra yeni Cumhurbaşkanı seçimine
girecek!
Muhalefet ve ANAP kulisi dün ana-
yasa değişikliği önerileri ile çalkalanı-
yordu. ANAP'lılar, DYP'nin TÖ'ye yana-
şacağına olasılık tanımıyorlardı. Bir
umutları, SHP... 141, 142. maddeleri
pazarlık konusu yaparak SHP'nin ana-
yasa değişikliğine zorlanabileceğini he-
saplıyorlardı.
SHP yöneticilerinin yanıtları çok
açıktı: (1)- TÖ ile bir masaya oturula-
mazdı. (2)- TÖ'ye inanarak anayasa gibi
çok önemli bir konu ANAP'la görüşü-
lemezdi.
DYP'liler ise kuliste söylenenleri din-
liyor, "başka kapıya" diyorlardı.
Hancı ile yolcunun görüşleri arasın-
da yüz seksen derece fark vardı. Mu-
halefet yeni bir anayasayı cambazsız,
oyunsuz yapmak istiyordu. Nitekim dün
Erdal İnönü, "parlamento yeniden se-
çildiğinde küçük büyük bütün partile-
rin çabasıyla anayasayj baştan sona
değiştireceklerini" söylüyordu.
ANAP'ın sorunu bu değildi, TÖ'nün
geleceğiydi. İçlerinden önemsediğimiz
biri kuliste bize anayasaya razı etmek
için "Patron belki de SHP'ye koalisyon
ortaklığı önerir" diyor ve İnönü'nün ik-
tidar hırsına kapılarak böylesi basit si-
yasal oyunlara yanaşacağı sanısını açı-
ğa vuruyordu.
Koalisyon ortaklığına karşı, SHP ve
DYP kulisi seçimden önce yeni anaya-
sa için tek bir önkoşul öne sürüyordu:
TÖ'nün istifası!
Üstüne üstlük başta SHP ve bütü-
nüyle muhalefet bilıyor ki Türkiye'nin
kurtuluşu 1982 Anayasası ile TÖ'nün
"birlikte gitmesıne" bağlı.
Yukarının söylediğini aşağıdakilerin,
aşağının söylediğini yukarıdakilerin ya-
lanladığı bir anayasal düzenle esenli-
ğe ve gerçek demokrasiye çıkmanın
olanağı olmadığını -iktidar dışmda- he-
men her çevre biiiyor.
işte güncel taze örnek: TÖ'nün
TV'lerden Körfez bunalımıyla Türkiye
1
nin 8-9 milyar dolarlık yarar sağladığı-
nı ilan etmesinden bir iki gün sonra, ön-
ceki gece Başbakan Akbulut, tam ter-
sini söyledi. Harta TÖ'yü açıkça ya-
lanladı.
Başbakan askeri araç ve gereçlerle
ilgili yardımın "Körfez kriziyle ilgisi
olmadığını" açıklıyordu. Dışarıdan ge-
len önerilerin ancak bir yılda sonuç ve-
rebileceğini ekliyordu.
Bu örnek ayrıca, 82 Anayasası'nın
sekizinci yıldonümünde 82 Anayasası
sayesinde devletin içine düştüğü duru-
mu özetliyordu. Bugünleri izleyen İnö-
nü, 82 Aanayasası'nın tek adam.ege-
menliği getirdiğine değıniyor, TÖ'den
ayrı bir düzen içinde yeni anayasa ha-
zırlanacağını duyumsatırken "tek
adamlıktan" ancak böyle kurtulabilece-
ğimjzi söylüyordu.
TÖ'ye göre 'Anayasa artık değişme-
li!"
Muhalefet daha açık seçik:
"TÖ ile 82 Anayasası birlikte gitme-
li!"
İnönü konuşmasında ABD
Dışişleri Bakanı'nın Türkiye'yi
ziyaretinin "en büyük müttefîki-
miz olarak normal bir davranış
gibi" değerlendirilmesi gerekir-
ken, "Bu davranıştan ne
çıkacak" diye beklentiye girildi-
ğine işaret ederek "Tehlikeli bir
yaklaşımla karşı karşıyayız. Ki-
şisel politikalaria Türkiye bir şey
kazanmamıştır. Sayın Özal'ın
kişisel politikalan hep olumsuz
sonuçlar verdi. Dış politikayı tek
başına yüriitmesi için anayasa-
da bir hüküm yok. Buna Dışiş-
leri Bakanı da Başbakan da
aldırmıyor" diye konuştu.
İnönü, AGİK toplantısına da,
devlet ve hükümet başkanlannın
katıldığını, burada AKKUM'un
sonuca bağlanacağını anlatarak
anlaşmanın her ülkenin yetkili
başkanı tarafından imzlanacağı-
nı belirtti. İnönü, bundan evvel
Helsinki'de başlayan bu sürece,
zamanın Başbakanı Süleyman
Demirel'in imza attığını vurgula
yarak "Şimdi Akbulut gidecek-
se, Ozal orada ne yapacak?" di-
ye sordu. ABD Başkanı Bush ile
Özal'ın orada bir görüşme yapa-
cağıru, ancak bunun AGİK top-
lantısına katılması için bir ge-
rekçe olamayacağını ifade eden
SHP lideri, "Türkiye adına bel-
geyi kim imzalayacak? Cumhı»
başkam'nın böyle bir yetkisi
yok. Şimdi Sayın Özal oraya gi-
decek, Başbakan'ı da götürecek.
Sayın Özal bu anlaşmayı imza-
larsa o anlaşma geçersiz olur.
Böyle bir skandalı Türkiye dc
dünya da kabul edemez" dedi.
İnönü. toplantıda iki oturu-
ma Türkiye'nin başkanlık edece-
ğini de anımsatarak özetle şöy-
le konuştu:
"Akbulut mu. Özal mı baş-
kanlık edecek? Hangisi iyi >a-
bancı dil biiiyor diye karar veri-
lemez ya! Bu ancak alay konu-
su olur. fnsan kendi reklamını
yapmak için çok şey yapar, ama
yeter artık. Tarihe geçecek, yıl-
larca konuşulacak bir hata."
Din eğitimi
SHP lideri İnönü, Türkiye'de
son günlerde laikliğe aykırı ha-
reketlerin, saldınlann arttığına
da değinerek, bunun terörle bir-
likte yükseldiğine dikkat çekti ve
iktidarm kaybettiği desteği din
istismarı ile sağlamak için bun-
ların ortaya çıkmasma fırsat ver-
diğini söyledi. Milli Eğitim Ba-
kanlığı Din Öğretimi Dairesi-
nin, ilgili komisyonda adımn de-
ğiştirilerek "din eğitimi" olma-
sının "uygulamalı din ögretimi-
ne bir adım" olduğunu belirten
İnönü, özetle şöyle konuştu:
"Eğer devlet herkese din eği-
timi uygulaması yaptıracaksa,
laik devletten o zaman söz edi-
lemez. Bu bir başlangıçtır.
ANAP milletyekilleri bunu böy-
le getirdiler. Önce bir kelime de-
ğişikliği ile başlıyor. Sonra bu-
radaki başlangıç laik devletin te-
meline yöneliyor, dinileştirilme-
sine yol açıyor. Nitekim, buna
Milli Eğitim Bakanı karşı çıkı-
yor, ama komisyondan geçiyor.
Cumhuriyetin temel niteliği eği-
tim alanında ortaya çıkıyor çün-
kü. Bu arada, birtakım dini ya-
yın organlan 'laik şer cephesi-
ne karşı, Müslümanları cihat
cephesi kurmaya' çağırıyorlar.
Gazetelerde görüyoruz. Laik
devlet düzeni ve demokrasi iki-
si birlikte devam edecektir. Bun-
lara karşı herkesi uyarmak ve
karşı durmak görevimizdir. Ci-
hat çagrısında, laikliği savunan
kuruluşlar da hedef gösteriliyor.
Burada önemli olan iktidann la-
iklik karşıtı hareketleri özendir-
memesidir. Bu karar genel ku-
ruldan çıkmamalıdır. Bu konu-
nun bir de uluslararası tarafı var.
Demokrasilerden yararlanıp. İs-
lami devlet kurmak isteyenler
var. Bu kapsamı ve bağlantıla-
nnı düşünerek kararlar almalı-
yız."