Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2_KASIM 1990 KÜLTÜR-SANAT
DüNYA SATRANÇ
ŞAMPİYONASI
CUMHURİYET/5
Tforgunluk beraberliği
Kiiltür Servisi —
Dünya Satranç Şampi-
yonası'nın 9. oyunu,
Karpov'un 32. hamle-
deki "inanılmaz" hata-
sına rağmen beraberlik-
le sonuçlandı. Satranç
uzmanlan, karşılaşma-
da psikolojik etkenin
çok fazla ağır basması
sonucu, oyunlann kali-
tesinde düşüş olduğunu
vurguladılar. 9. oyunda
beyazlarla oynayan
Karpov karşısmda, Ka-
sparov ilk defa daha
önceki oyunlarda uygu-
ladığı savunma siste-
minden vazgeçerek
Gruenfeld savunmasını
uyguladı.
KASPAROV (Siyah)
ı b c d e f g
KARPOV (Beyaz)
SON DURUM
(34. Fxa5)
Kasparov a>TU savunmayı, daha önceki yıllardaki dünya şam-
piyonası karşılaşmalarında Karpov'a karşı uygulamıştı. Ta-
raflar Karpov'un 34. hamlesinden sonra beraberlikte anlaş-
tılar. Satranç ustaları.son derece düşük kalitede bir oyun or-
taya konmasım esas olarak yorgunlukia açıklıyorlar. 9. oyun
sonunda durum 4,5-4,5 berabere.
9. Oyun/Beyaz: KARPOV-Siyah: KASPAROV (Gruenfeld
Savunması)
I.d4 Af6 2.c4 g6 3.Ac3 dS 4.cxd5 Axd5 5.e4 Axc3 6.bxc3 Fg7
7.Fe3 c5 8.Vd2 cxd4 9xxd4 Ac6 lO.Kdl Va5 ll.Vxa5 Axa5
12.AO 0-0 13.Fe2 Fd7 J4.Fd2 b6 15.0-0 Kfd8 16.Kcl Fg4 17.d5
Ab7 18.h3 Fxf3 19.Fxf3 Ac5 2O.Fe3 Kac8 21.Fg4 Kb8 22.Kc4
h5 23.Ff3 e6 24.Kdl exd5 25.exd5 Fe5 26.g4 hxg4 27.hxg4 Ab7
28.Ka4 Aa5 29.g5 Kbc8 3O.Fe2 Fd6 31.Şg2 Fc5 32.Fd2 Kxd5
33.Ff3 Kdd8 34.Fxa5 Beraberlik (Karpov'un önerisiyle)
Ferit Oguz Bayır Odülü
• Kültür Servisi — "Turk kültürüne katkılar getirme"
amacıyla kurulan Ferit Oğuz Bayır Duşün ve Sanat
ödülü, bu yıl "roman" dalında verilecek. Ödüle, 1990
yılında yayımlanmış ya da yayımlanmaya hazır romanlar
katılabilecek. Seçici kurulu Vedat Günyol, Talip Apaydın,
Mehmet Başaran, Fakir Baykurt, Sami Karaören ve Emin
özdiiöıir'den oluşan ödûlün sonucu Köy Ensitüleri'nin
kuruluş yıldönümü olan 17 Nisan 1991'de açıklanacak.
Kazanan yapıtın yazarına Foça'da düzenlenecek bir
törenle 500 bin lira verilecek. Ödüle son katılma tarihi,
31 Aralık 1990. ödüle katılmak isteyen yazarların
yapıtiarını (6 adet) şu adrese göndermeleri gerekiyor:
"Ferit Oğuz Bayır Düşün ve Sanat Ödülu Yazmanhğı,
Değirmenyolu Caddesi, Kummlar Sokak, No: 11, 81570
Küçükyalı-lstanbul".
Abidin Dino IstanbuFda
• Kültür Servisi —
Abidin Dino'nun
"Çiçekleme" adlı sergisi
Ankara'dan sonra
lstanbul Galeri Nev'de
bugün açılıyor. Galeri
Nev, sergi dolayısıyla
yayımladığı katalog ile
sanatçının dört özgün
litografisini sergiyle
birlikte izleyicilere
sunacak. 1958 yılından
bu yana Paris'te yaşayan
Abidin Dino değişik
dönemlerde Fransa
Plastik Sanatlar Birliği
Şeref Başkanlığı ve Neu
York Dunya Sergisi
Sanat Danışmanhğı'nda
bulundu. Yurtiçi ve
yurtdışmda çok sayıda
sergi açan Dino'nun
"Çiçekleme"Ieriyle ilgili Le Monde'da sunulan Michel
Conil Lacoste imzalı yazıda şu görüşlere yer verilmişti:
"Turk olan Abidin, kırk çeşitlemeleri ile çiçeğin 'etini',
şehvet ve hayvansallığını yansıtıyor ya da kâğıt ustünde
Hiroşima örneği duvarda radyolaşıp kalmış insan
gölgelerine benzer, uçtu uçacak çiçek taçları çiziyor!'
TYS-Azerbaycan antlaşması
• Kültür Servisi — Türkiye Yazarlar Sendikası ile
Azerbaycan Yazarlar Birliği arasında karşıhklı işbirliği
antlaşması imzalandı. TSY adına Başkan Oktay Akbal
ile Azerbaycan Yazarlar Birliği adına Birinci Sekreter
Anar Razayev'in imzaladıkları antlaşma uyarınca iki
ülkenin önde gelen edebiyatçılarının yapıtları Türkiye'de
ve Azerbaycan'da yayımlanacak. Yine karşıhklı olarak
her biri 5 ciltten oluşan "Türk Edebiyatı" ve
"Azerbaycan Edebiyatı" kitaplan basılacak. Türkiye ve
Azerbaycan'da iki ülkenin edebiyat ustalarının jübileleri
ve sanat geceleri düzenlenecek.
19. kadın portreleri
• Kültür Servisi — H. Kemal Çağın'ın "Nostalgia" adlı
"19. Yüzyıl Kadın Portreleri" ile ilgili koleksiyon sergisi,
lstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Kütüphane ve
Müzeler Müdurlüğü Taksim Atatürk Kitaplığı'nda 9
kasım cuma günü açılıyor. IFSAK üyesi olan Çağın,
bugüne dek 6 kişisel sergi gerçekleştirdi. Sanatçı, "19.
Yüzyıl Kadın Portreleri" adını verdiği sergide, çeşitli
ülkelerin fotoğraf sanatçılarının neredeyse yüzyıl önce
çektikleri kadın portrelerini fotoğrafseverlere sunuyor.
Paul Darby, Rene Guilleminet, Kenny Porten, Fern
Andree, Hans Ekiesel, Carl Copper, Alain Neyer'ye
vanncaya kadar bugün hayatta olmayan pek çok atölye
fotoğrafçısının çalışmalarının tanıtıldığı sergi için Çağın,
"Fotoğraf sergisinde yer alan kadın portrelerinin ve
onları çeken fotoğraf sanatçılarının bugün bize
bıraktıkları kültürel miras yalnız birer anı değil, aynı
zamanda birer tarihi belge niteliğindedir.
SINEMA ATİLLÂDORSAY
Paul Verhoeveriin 'Geçmişe Dönüş'ü ilginç ve önemli bir bilim-kurgufılmi
Kîmlîğîni yîtîren MerihliGeçarişe Dönüş (Total
Recall) / Yönetmen: Paul
Verhoeven / Senaryo:
Ronald Shusett, Dan
O'Bannon, Gary Goldman
/ Müzik: Jerry Goldsmith
/ Oyuncular: Arnold
Schvvarzenegger, Rachel
Ticotin, Sharon Stone,
Ronny Cox, Michael
Ironside / Bir Carolco
fılmi (Site, Beyoğlu, Renk,
Mıstık, Şafak, Ankara
Metropol, Izfnir Şan,
Adana özen, Eskişehir Arı
vs.)
"Robocop"la tanıdığmuz Pa-
ul Verhoeven'in gerek Batı'da,
gerekse bizde büyük bir reklam
kampanyasıyla gösterime sunu-
lan yeni filmi "Geçmişe Dönüş
- Total Recall", tüm bu cilanın
ardında, sinema olarak da
önemli, ilgiye değer bir film,
bilim-kurgunun günümüzde
ulaştığı yeri gösteren, üzerinde
durmaya değer bir kurdele...
2084 yıhnda geçen füm, kaba-
ca, vaktiyle Merih'te yaşamış,
orada yöneticilere karşı bir is-
yanda rol oynamış, sonra bildik-
İerinin içerdiği tehlike yüzünden
zihni uyuşturularak "anılan
alınmış" ve yerine başkalan yer-
leştirilerek yeni bir kimlikle yeni
bir hayatı yaşaması için dünya-
ya gönderilmiş bir adamın, ger-
çek kimliğini aramak için Me-
rih'e yaptığı yolculuğun öyküsü-
nü anlatıyor. Kahramanımız
Doug Quaid, zaüm bir "bas-
kan"ın yönetimi altında, insan-
lara gerekli oksijeni sağlayacak
reaktör özellikle çalışmaz hale
getirilmiş, cam bir kubbe altın-
da yapay havayla yaşamaya ça-
lısan insanlan, başkana karşı
ÇAGDAŞ BtR TEKNOLOJİK MASAL — "Geçmişe Donüş" ya da "Total Recall", çagdaş bir
teknolojik masal. Başrolünü Arnold Schwarzenegger'in üstlendiği fılın, kendi tüninde bir başyapıt.
umutsuz bir isyanı yürüten Kan-
tor ve arkadaşları ile garip, ür-
künç bir Merih bulacaktır kar-
şısında... Ve tüm olumsuz koşul-
lara karşın, "Merih'i kurtarma-
yı", zalim başkanı devirmeyi ve
gezegene gerekli doğal havayı
sağlamayı deneyecektir.
"Total RecalTın bir kısa öy-
küden almarak zenginleştirilmiş
olan senaryosu, bilim-
kurgunun, ciddi, yarı ciddi ve-
ya tümüyle fantezi roman ve
filmlerle bugüne dek bizlere
sunduğu birçok temanın bir tür
antolojisi gibidir. Uzak bir çağ-
da tümüyle baskıcı, katı bir yö-
netimin eüne düşmüş bir dünya;
olası bir dünya, daha doğrusu
dünyalar arası savaş sonrasının
ürkünç görünümü; mekanikleş-
me, robotlar, madeni, sağır ve
hüzunlü mekânlar... Dev TV ek-
ranlan, yüdınm huayla yürüyen
bir iteüşim, ayağmıza dek gelmiş
tüm bir evrenden görüntüler...
Gelişmiş silahlar, robot-şoförler,
görselleştirümiş mektuplar/me-
sajlar... "Degişime" uğranuş,
"mutant" (genetik bozukluk ta-
şıyan) zavallı yaraüklar, onca ge-
üşime karşın ezilen, öldürülen,
kıyılan, aiabildiğine ürkünç bir
karabasan dunyasında yaşayan
geleceğin mutsuz insanlan...
Ve özeUikle insaru düşündü-
ren 2 nokta: Olası bir gelecekte
insan hayaunın bunca önemsiz-
leşmesi, "reami" görevülerin,
metro, sokak, meydan gibi ka-
mu toplammma açık ycrlerde
çekincesizce sağa-sola ateş ede-
rek insanlan öldürmekte hiç du-
raksamamalan!. Sahiden de fil-
min gösterdiği gibi karamsar bir
gelecekte, insan birey yaşamı
bunca değersiz mi olacak? Ve de
yine olası bir geleceğin, ne den-
li Amerikan etiketi taşıyacağı:
Teknolojisiyle, diliyle, argosuy-
la, zencileri, alt-sınıflan ve kül-
türel iç çekişmeleriyle, gelecek-
te uzay da "Made in America"
damgası mı taşıyacak? Avrupa,
Japonya, Üçüncü Dünya vs.
bloklar, bilimsel düzeyde uyan-
maz ve caba göstermezlerse, ola-
cağı o galiba!..
Bu iç temalar ve düşünceler,
filmin öyküsünde, beklenebile-
ceği gibi tıkış-tıkış dolu, kanşık
ve kavranması zor bir yapıya
ulaşmıyor. Tersine, öykü iyi çö-
zümlenmiş bir dengeye kavuş-
muş. Verhoeven ise elbette arka-
sına 50 milyon (dolar elbette!) ve
de eşsiz bir teknisyen ve özel
efekt uzmanlan ekibini de ala-
rak filmi başdöndünicü biçim-
de sinemalaştırmış. Tüm kala-
balık çekimler, Merih'in fütürist
tasanmı, Venüs-kenti'nin "Yıldız
Savaşlan"nın kimi sahnelerin-
den esintiler taşıyan oldukça
esprili canlandınmı, bir özel
efekt harikası olan tüm final,
"degsinim" (mutation) sahneleri"
vb. bölümler, kolay kolay unu-
tulacak gibi değil. "Total Re-
call", beğensek de beğenmesek
de artık eski sinemayla göbek
bağlannı oldukça koparmış,
belki bir ölçüde ödünç aldığı
klasik izleklere artık kesinlikle
günümüz teknolojisinin damga-
sını taşıyan bir cila vurmuş
"modern" bir sinemanın, çağ-
daş bir teknolojik masalın (ve
artık bu masalları anlatmaya
dönuşmüş bir sinemanın) parlak
bir ömeği; kendi türûnde ve
kendi sınırlan içinde kuşkusuz
bir doruk noktası, bir başyapıt.
Martin Ritt'in 'Stanley ve Iris' adlıfılmi bugün gösterime giriyor
Sıradan iki
ınsanın öyKÜSÜKültür Servisi — "Stanley ve
Iris" sıradan iki insanuı öyküsü,
Stanley yetişkin olduğu halde
okuma yazma bilmeyen 27 mil-
yon ABD yurttaşından biri. Iris,
iki çocuğunu tek başına büyüt-
meye çahşan dul bir kadın. Iki-
si de geçimini bir fuından sağ-
lamaya çahşan insanlar. "Stan-
ley ve Iris", bu iki insanın sevgi
ve dostluğunun filmi.
Yönetmenliğini Hollywood-
un kıdemli yönetmenlerinden
Martin Ritt'in yaptığı fihn, bu-
gün Kadıköy Kadıköy ve Beyoğ-
lu Lale sinemalannda gösterime
giriyor. Film daha sonra Anka-
ra'da Gölbaşı Sineması'nda da
izlenebilecek.
Yaklaşık otuz yılı bulan mes-
lek yaşamında yönetmen Mar-
tin Ritt hep kendi görüşlerine
paralel filmler çekti, ama oyu-
nu kuralına göre oynayarak...
Hep insan haklannı (kamerasıy-
la) savunan Ritt, olayın ticari
yönünü de göz ardı etmedi. Sü-
rekü birlikte çalıştığı kamerama-
nı James Wong Howe, senarist-
leri Irving Ravetch ve Harriet
Frank ile Paul Newman gibi bir
oyuncuyla "etkln" ve başanlı
fiknler yaptı. Son dönemde Ric-
hard Dreyfnss ile Barbara Stre-
isand'ın başrolleri paylaştıklan
"Çeön Ceviz" fılmini yöneten
Ritt, sinemaya Paul Newman,
Joanne Woodward, Lee Remkk
ve Manreen Stapleton gibi oyun-
cuları kazandırinakla da tamnı-
yor.
FUmin başrollerinde "binbir
surat" Robert de Niro ile şu sı-
ralar basım fılmlerinin yanı sı-
ra "aerobik" ve Ted Turner ile
birlikteliğiyle meşgul eden Jane
f
h
? - .*
IRİS ROLÜNDE— Robert De Niro'nun Stanley'i oynadığı fllmde Jane Fonda da Iris rolünde.
Fonda yer ahyor. Robert de Ni- di İngiliz kadın yerine bir kadın manda en çok dikkatimiri çeken
ve bir adam var. Filmin senar-
yo yazarlanndan Harriet Frank
bunu şöyle açıkhyor: "Stanley
kişiliğini varatmamızın iki temel
nedeni var. tffld öykiye aşk öge-
sini katmak için. tUndsi ro-
ro hiçbir filminde olmadığı ka-
dar "sade" ve "kendisi."
"Stanley ve Iris", Pat Barker'-
in "Union Street" adlı romanı-
nın biraz değiştirilmiş bir uyar-
laması. Romanda anlatılan ye-
aynntı Iris'in kocasuun oknma
ve yazmasının olmamasıydı.
Oknr yazariık olayını ele almak
istiyorduk zaten. Çünkü Ame-
rikan gençliginin en önemli so-
ranlanndan biri bu."
'Lola' ve 'Cherbourg Şemsiyeleri'nin yönetmeni Demy, 59 yaşında öldü
Beyazperdede bir duygu masalcısıNantes kentine ilk kez gitti-
ğimde, çevremdeki sinemacı
dostlann Jacques Demy'ye ve
onun bu kentte çevirdiği ilk ve
ünlü fümi 'Lola'ya olan duygu-
sal bağhlığı beni şaşırtmıştı. Bir
lokantada mı yiyorduk, "Buraa
Lola'nın yemek sahnesinin geç
tiği yerdi." Nantes'ın ünlü ve
tarihsel pasajında mı geziniyor-
duk, "Lola'nın kimi sahneleri
burda çekilmişti." Orda benim-
le bir radyo röportajı yapan ve
sonra kapağı Paris'e atan sine-
ma delisi genç bir çocuk, Can-
nes Şenliği'nde karşılaştığunız-
da, Paris'te en heyecan verici
olaym, Demy ile tamşması oldu-
ğunu anlatıyor ve benim de
Demy'yi ne denü sevdiğimi an-
layınca, bana onun üzerine
Jean-Pierre Berthöme imzasını
taşıyan oldukça hacimli bir ki-
tap hediye ediyordu: "Jacqnes
Demy, sanki hep düşlerde yaşa-
mış ve fıhnlerinde bizlere bir düş
evreninin kapılanm açmayı de-
nemişti. 1931 doğumlu sanatçı,
Paris'te sinema ve fotoğrafçılık
eğitimi görmüş, ünlü belgeci
Georges Ronquter'ye asistanhk-
tan sonra 1953'ten başlayarak
kimi kısa filmler imzalamıştı.
Ve 1960 yıhnda, 'Yeni-
Dalga'nın yarattığı hareket-
bereket içinde, ilk filmi 'Lola'
çıkagehnişti. Kabare dansözü
Lola'nın, Nantes kenti görüntü-
leri önünde, yeni bir erkeğin aş-
kına direnerek eski gençlik aş-
kını bulması ve sonunda onun-
la evlenmesi... Demy "Lola'yı
tanıdını. O benim çocukluk yri-
lanmın düşüydü" diyordu. Ve
nefis siyah-beyaz görüntülerle
(Raoul Contard çekmişti), bir
çocukluk/gençlik düşünün peşi-
ne düşen bir kadının öyküsünü,
sanki bir bale zarafetiyle, görül-
meyen, ama perde arkasında
CHERBOURG ŞEMSİYELERİ— Tumuyle şarkılı bir film olan "
herine Deneuve ile Nino Castelnuovo oynamışlardı.
var olan bir koregrafi cabasıy- dahil tüm dünyada nasıl böyle
la anlatan Demy, Anonk Aimee bir ilgi görebüiyor, ödüllere, öv-
gizemli guzelliğini de olağanüs- gülere boğulabüiyordu? Çünkü
Demy, temelde, herkesin sevip
ilgi duyabileceği, yalm, sade,
"Kendinden Nefret Eden Erkekler
Ve onlara hak veren kadınlar"
tü biçimde kullanan bu İlunle,
bir tür 'şiirli yeni-gerçekçilik'
ömeği veriyordu. Belleklerimiz-
de hâlâ ve hep kazılı kalan o gü-
zelim 'Lola'!...
Daha sonra bu kez Nice de-
korunda çektiği gizemli ve
'kaderci' filmi Melekler
Körfezi-La Baie des Anges',
sonra da en ünlü filmi olan
'Cherbourg Şemsiyeleri' geldi.
'Lola'da gizli bale ve koregrafi
duygusu, bu kez açığa dökül-
müştü. Evet, Demy, kuşkusuz
bir düş avcısıydı ve düşleri per-
dede en iyi yaratma yoÜanndan
kimilerini açan Amerikan mü-
zikaline hayrandı. 'Cherbo-
urg", tümüyle şarkılı bir film-
di: Bir tür 'Hafif müzik opera-
sı'. Michel Legrand'ın imzasını
taşıyan müzik, filmin tümüne
egemendi. Ama tümüyle (hem
de Fransızca) şarkılı bir film, biz
ama hüzunlü bir aşk öyküsü an-
latıyordu: Cezayir savaşının
mutlu sona ulaşmasmı engelle-
diği bir gençlik aşkı... Ve Cat-
herine Deneuve ve Nino Castel-
nuovo, bu gerçek anlamında
melodramda (yani 'şarkılı
dram'da), toplumun ve politi-
kanın önlerine koyduğu engel-
lere teslim oluyorlar ve birleşe-
miyorlardı. Demy'nin dehası,
müzikalin öldüğü bir çağda, bu
tümüyle müzikn fümi, bir zara-
fet, estetik, renk ve müzik şöle-
nine dönüştürmesi ve böylece
yapıtını aiabildiğine evrensel kı-
labilmesiydi. Evet, "Cherbourg
Şemsiyeleri' de yüreğimizin bir
köşelerinde amsı hep var olacak
filmlerden...
Demy, bundan sonra Ameri-
kan müzikaline hayranhğmm
Cherbourg Semsiyeleri"nde Cat-
daha açık bir göstergesi olan ve
Gene Keily'yi de kadrosunda
banndıran 'Tath Günler-Les
Demoiselles de Rochefort'u
çekti. Amerikan müzikaUnin
Avrupa öğeleriyle beslendiği bu
ilginç girişim, bu 'kültür nakli'
olayı, eleştirmenlerce beğenil-
diyse de seyirciden aynı ilgiyi
görmedi. Bu, Demy için geniş
kitlelerle bağının kopmasma gi-
decek yolun başlangıcıydı.
Amerika'da çevirdiği 'Model
Shop', Ingiltere'de çevirdiği (ve
yülar önce TV'de gösterilen)
'Fareli Köyün Kavalcısı-Tbe Pi-
ed Piper', Fransa'da, ama tü-
müyle Japon sermayesiyle ve
Japonlar için çevirdiği 'Lady
Oscar', ancak sınırlı yankılar
uyandırabildi. Zaman zaman
Fransa'ya dönüp kendi seyirci-
si için çektiği, Charies Perrault
uyarlaması masal-fılnı 'Esek
Derisi-Peaa d'Ane', 'erkegin
gebeligi' üzerine gerçekten so-
ğuk bir güldürü denemesi olan
'Kocam Hamile-L'Evenement
le Plns İmportant...", tam an-
lamıyia fıyasko oldu. 1980'lerde
ise sanatçı, yine eleştirmenlerin
bayıkhğ], ama seyircinin pek ilgi
göstermediği 'Kentte Bir Oda-
Une Chambre en Ville' adlı yi-
ne tümüyle şarkıh bir fUmi ve
Orfeus mitosunun bir modern-
leştirme denemesi olan 'Par-
king'i çekti. Sonuç, yine düşkı-
nkhğı!..
Ne var ki kader Demy'nin se-
yircisine dargın olarak öhnesi-
ni istemedi. 1988'de yaptığı ve
son filmi olarak kalan "26'sına
3 BOet-3 Places pour le 26", sa-
natçının Yves Montand'ın ger-
çek ve sanatsaJ kişiliğine adadı-
ğı, gerçekle fanteziyi, gerçeklik-
le düşü ustaca birbirine kanştu-
dığı son bir parlak başan oldu.
Fransız seyircisi, Demy'nin ne
usta bir 'aşk öyküleri anlatıcı-
sı\ ne özgün bir düş/gerçek
dengecisi olduğunu bir kez da-
ha anunsamıştı: Film büyük
sükse yaptı. Demy, son kez ul-
kesinde ammsanmış, değeri ka-
bul edilmişti. Ve sanatçı, bu
filmden sonra yeni bir şeyler ya-
pamadan, 59 yaşında hayattan
aynldı.
Demy, masala dönüşen aşk
öyküleri veya aşk öykülerine
benzeyen masallar anlatmada
usta, perdede düşlerimizi ve ço-
cukluk/gençlik anılanmızı (ken-
disininkilerden yola çıkacak) ya-
ratmada eşsiz, Amerikan müzi-
kalinden ödünç aldığı zarafeti
ve müzik duygusunu, tipik
Fransız/Avrupah öğelerle beze-
yerek yeni bir kanşıma ulaşmayı
bilen kişilikli bir yaratıcıydı.
Adı, bu çağdaş maddiyet ve ma-
kine dunyasında da hep bir ro-
mantik, hep bir estet ve hep bir
duygu masalcısı olarak anıla-
cak.
Dostlar perde
açıyor .
• Kültür Servisi — Dostlar
Tiyatrosu, sezonu bugün
Karaca Tiyatro'da açıyor.
Topluluk, Havel'in "Buruk
Ezgi" adh oyunu ile çeşitli
yazarlann yapıtlanndan
derlenen "Merhaba"yı
dönüşümlü olarak sunacak.
Dostlar Tiyatrosu Yaroslav
Haşek'in "Aslan Asker
Şvayk" adh oyununu da 16
kasundan itibaren
sahnelemeye başlayacak.
Ormancı'nııı
sergisi
• Kültür Servisi —
Mimar Sinan
Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi Resim
Bölümü öğretim
üyelerinden Zekai
Ormancı'nın resim
sergisi, bugün Garanti Sanat
Galerisi'nde açılacak.
Almanya'da resim
araştırmalan ve Salzburg
Yaz Akademisi'nde
Albert Bitran ile resim
çahşmaları yapan
Ormancı, 1974'ten bu
yana yurtiçinde ve
dışmda çeşitli sergilerde
yapıtiarını sergiledi.
İFSAK'ta kurs
• tSTANBUL (AA) —
İFSAK'ın 51. dönem
fotoğraf kursunun kayıt
işlemlerinin devam ettiği
büdirildi. iFSAK'tan
yapılan açıklamada,
derneğin Tünel'deki
merkezinde 10 kasım
cumartesi ile 14 kasım
çarşamba günleri
başlayacak ve 8 hafta
sürccek kurslarda, fotoğraf
tarihi, fotoğraf makinesi ve
objektif, aydınlatma
araçlan, ışık, renk ve
görüntünun oluşumu,
yardımcı araçlar, karanlık
oda tekniği konulanmn
işleneceği beh'rtildi.
Açıklamada, aynca
kursların fotoğraf çekimi ve
karanlık oda uygulamalanyla
destekleneceği kaydedildi.
Okuma günleri
• Kültür Servisi —
Atatürk Kitaplığı'nda
(Taksim) her salı saat
16.00'da yapılan okuma
günlerine, Emre Kongar (6
kasım); Melih Cevdet
Anday (13 kasım); Tuğrul
Tanyol (20 kasım) ve Mario
Levi (27 Kasım)
katılacaklar. Son ve
yayımlanmamış
yapıtlanndan parçalar
okuyacak olan yazar ve
şairler, aynca kitaplannı da
imzalayacaklar. Program
yöneticiliğini Atilla
Birkiye'nin yaptığı etkinlik,
Cumhuriyet Kitap
Kulübü'nün katkılanyla
gerçekleştiriliyor.
Anadolu
Ekini
• Kültür Servisi —
Anadolu Ekini'nin yedinci
sayısı çıktı. Aylık kültür-
sanat dergisinin yeni
sayısında Şairlerimizle
SöVleşiler'in ikincisinde Ali
Yüce yer ahyor. Aynca
Fakir Baykurt'un "Destamn
Sonu", Mahir Dinçer'in
"ölüm ile Aynhğı
Tartışmışlar Elli Dirhem
Fazla Gelmiş Aynhk", Fuat
Ovat'ın "Unutuhnak
Istemeyen Şair Cahit Sıtkı
Tarancı", Ali F. Bilir'in
"öyküdeki Asker", Mahir
Dinçer'in "Bartok
Ankara'da" ve Çetin
Boğa'mn "Yarah llkyaz'm
Sıcak Şiirleri" okunabilir.
BUGÜN
• Cengiz Civa'dan
lstanbul Universitesi Basın
Yayın Yuksekokulu'nda
saat 11.30'da Cengiz
Civa'nın dia gosterisi yer
ahyor.
BİLSAK
1
TA
BUGÜN
2 Kasım Cuma:
19.00 MEDYAVE
ÇAĞDAŞ
RÖNTGENCIUKIII:
"EdebiyaoaRöntgencilik"
Faüh ÖZGÜVEN, Enis
BATUR, Cevat ÇAPAN
Görsel Sanat Atölyeleri
MehrnetGÜLERYIJZ
yönetiminde (Per.-Cum.)
Cafe-Foyer-Bar (Giriş)
12.00-00.30
Rock Cafe-Bar (5.Kat)
12.00-18.00 Heavy Metal
18.00-24.00 Rock
Murat Net-Murat Pazar
BÎLSAK, Sıraselviler
Cad., Soğancı Sok.7
CIHANGIR
143 28 79-99
Ü
K j ş E ' N T » y • p K i t ı p
F Q m r ı a d t