22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cunrihuriyet Sahlbl Cumhurıyet Matbaacıllk ve Gazetculık Tjrk Anonım Şırketl adına k Potttıka trial Baflaagıt. Dn Haterler t / f u Mcı. Ekonomı CtmgU Tırtaa. U Scodıkı Şafcna famcı. kıijtur C«W Ltttr. İUAAbui ' Yam Kunıtıt B*>kan H l * Nadi âffwt * Hlnm. Cumhunyet Matbucüık tc Cuclccılıfc T A Ş Turk Ocajı Csd 39/41 >adır Null 0 Gcnel Yavın MudlirU HKIB Omftl, MüessCSC Muduru HabCTİen Kfinl Kafafc. Efılım (rfMi Şaylm. H<bcr Anftırnu laarf Berkaa, Yun Habcrkn Ncc4rl Om&a. Spor Danıpnanı Okaa» U U l ^ a l m . N n H 34334 Is; PK 24« hıanbul Tcl 512 ü< 05 (20 hât), Tetu 22246. Fmn (1) 526 60 72 0 EmılK Işlkllgll. >azı İŞİCTI Muduru. Oka) GOMIHHI. 0 Haber Mcrkezı AMdkadlr Vacriau. Dm Vamar kotıa Çdnltaa. Ansıırnu 3>Ua Upav Duidımt AH.IIıi \ancı 0 koordınau» \kmn fenlıaa ( « 1 Hikart Imaka;». l » r Sunı/or takın: Zıya Gokalp Bl. lnkıUp 5 V I I I B 133 II 41-T. Tdo 42M4. Fa* (4) 133 Muduru \lK"I Baytr. Savfa Duzenı Yonttmenı AN A o t 0 Temsılaler # Mıh l>lc, t™l Erk.ı 0 MuhatctK lainl lnct 0 Bulçc Ptanbnu Sngl O a u M n l l ı 0 Brilam A»r Ton» 0 " (*>•««*•. 1 (•' *••» flkaa 05 65 0 faaır H Zıya 81. IJJ2 S. 2/3 Trf 13 12 30. fcta 52359. Fu (51) I» 53 60 ANKARA AküKlTln. IZMİR HlknKt ÇtlİBkl». ADANA Ç«İn Vlt«HOtlll »»ml»r H.h, U>oJ 0 Idarc H«v->ıa (OTTT 0 lilnmt Öa*r Çdik 0 B.lj Iskm Mil lul 0 Pcnonel S«ti •oaunoila M ( 4 AI Nm«« Atart Tu 0 U a c lnOnll Cad. 119 S No I Kal I Trt 19 37 52 (4 hall. Tck« 42155, Ft*. 01) 19 25 71 TAKVİM: 2 KASIM 1990 KANAKARYA MOZAİKLERİ 4 Rum taııık gerçekleri söylemedi'Antika tüccarı Bayan Peg Goldberg, Rum yönetiminin en önemli tanığı UNESCO Büyükelçisi Konstantine Leventis'in mahkemede yalan söylediği kanıtlanacak bir tanık olduğunu öne sürdü. Bayan Goldberg mozaiklerinRumlara iadesini önlemeçabasında. Imsak: 5.02 Güneş: 6.28 Öğle: 11.52 İkindi: 14.40 Akşam: 17.07 Yaısı: 18.27 ÖZGEN ACAR NEW VORK — Kıbns'tan kaçırılan "Kanakarya Mozaikleri" davasının temyiz aşamasını da kaybettiği için bunlan Rum Ortodoks Kilise- si'ne gcri venne zorunda olan Amerikab antika tüccan Bayan Peg Goldberg, Indianapolis Eyalet Mahkemesi nezdinde yeni bir yasal girişim peşinde. Amerikan yasalanndaki bir maddeye göre "mahkemenin verdigi bir karardan sonra bu- hmacak yeni bir kanıt, tanık ya da taraflardan birinin yalan- yanlış ifade verdiginin belirlenmesi" üzerine aynı mahkemenin yargıcı eski kara- nnı bir yana bırakıp davaya ye- niden bakabiliyor. Goldberg, Kıbns Rum yöne- timinin davadaki en önemli ta- nığı UNESCO nezdindeki bu- yükelçisi Konstantine Leven- tis'in haziran 1989'da Indiana- polis Eyalet Mahkemesi'ndeki ifadesinde "yalan" söylediğini kanıtlayan yeni bir tanık bul- du. Bu "bekknmeyen tamk"ın ifadesini mahkemeye sunarak, yargıçtan "eski kararuu bir ya- na bırakıp, davaya bu açıdan ve yeniden bakmasını" istedi. Savo Kujindzic adlı bu tanığın, yıllardır Aydm Dikmen'in ya- lan arkadaşı, yakını ve hatta bazı olaylarda ortağı, Yugos- lavya'da ithalat-ihracat ve Al- manya'da Münih'te inşaat da- nışmanlığı yapan işyerlerinin olduğu söyleniyor. Kujindzic, verdiği yazılı ifa- desinde Leventis'in "Aydın. Dikmen'in varhğından son gönlerde haberdar oldum" söz- lerinin yalan olduğunu öne sür- dû. Bu iddianın geçerliliği ka- bul edilecek olursa Rumlann Kanakarya mozaiklennin peşi- ne sebatla düşmedikleri, Aydın Dikmen'in bunlan satma giri- şimlerini bile bile önlemedikleri gibi bir sonuç ortaya çıkara- cak. Diğer kanıtlar Böyle bir ifadenin ya da öte- ki yan kanıtlann yargıç James Notand'tn karannı kökünden değiştirip değiştinneyeceği ya da ortaya bir yasal çekişme çı- kanp çıkarmayacağını kestir- mek şu anda güç. Eğer alt mahkeme yargıcı, bu yeni başvunı ve tanık ifade- sini kabul ederse davaya yeni- den başlanacak. Aksi halde her $ey "ergenlik çagında Isa" ve öteki havarileri gösteren dört essiz Bizans mozaiğini Bayan Goldberg derhal Kıbns Orto- doks Kilisesi'ne ve Rum yöne- timine geri vermek zorunda ka- lacak. Yargıç Noland'ın bu iddiayı kabul edip etmeyeceğini ve et- tiği takdirde mozaikleri geri ve- rip vermeyeceğini anlamak güç. Ancak bazı noktalar var ki Yugoslav tanığın iddiasını doğrular nitelikte. Rumlar masumu oynadılar Kıbns Rum yönetiminin ge- rek Rum ve gerek Amerikalı avukatları mahkemede "m«- sum" rolunü başan ile oynadı- lar. Bu rolü oynamasalar bile davayı zaten kazanacaklardı. Ancak bu rol, karann hızlan- masında, ayrıntının temizlen- mesinde yargıç Noland'a ve onun karannı onaylayan tem- yiz mahkemesine büyük kolay- lık sağladı. Ancak şu bir gerçek ki Rum- lann avukatlan mahkemede iz- ledikleri yasal taktiğin tam ter- sine Türk vatandaşı Konyalı kacakçı Aydın Dikmen'in var- lığmı Ankara'daki Türkiye Cumhuriyeti'nden daha iyi bil- diklerine eminim. Bu bilgiler mahkemede aleyhlerine bir du- rum yaratabilirdi. Mahkeme, Rumlara Dikmen'i bildikleri halde neden hakkında Interpol ya da UNESCO kanah ile işlem yaptırmadıklarırun ve malına sebatla sahip çıkmadıklannın ve ihmal gösterdiklerinin hesa- bını sorabuirdi. Kültür Bakaniy tarihi eser kaçakçılığı konusundayetersiz kaldıklannı itirafetti 'Bakanlık başarıb değiPMUSTAFA BALBAY ANKARA — Kültür Bakanı Namık Kemsü Zeybek, tarihi eser kaçakçüığma millet ve ba- kanlık olarak tam anlamıyla hâ- kim olunamadığını söyledi. Zeybek, "Açık söylemek gere- kirse, ne yazık ki bu konuda çok basanlı oldağumnzn söy- leyemem" dedi. Arkadaşımız Özgen Acar'ın bir süre önce gazetemizde ya- yımlanan "Antika Talanı" baş- İıklı incelemesi konusundaki go- rüşlerini aktaran Zeybek, ince- lemede sözü gecen Marsyas hey- keli, Imparatoriçe heykeli, gü- müş kaplar ve Herkül lahdi ko- nusunda geniş çaph bir incele- me baslatıldığını söyledi. Zeybek'e yönelttiğimiz soru- lar ve yanıtlan şflyle: — Antika Talanı dizisi, Tiir- Idye'den yapüan Urihi eser ka- çakçılıgının boyutlan konusnn- da carpıcı örnekler veriyor. BD konnda sizin değerlendinneniz nedir? ZEYBEK — Tarihi eser ko- nusunda dünyanın en verimli topraklanna sahibiz. Toprakla- nmızda bunlar var, dışanda da bu isin talebi var. Talep eden- lerin de maddi imkânlan var. Arzla talep birleşince kültür Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek, "Tarihi eser konusunda dünyanın en verimli topraklanna sahibiz. Topraklarımızda bunlar var, dışarıda da bu işin talebi var. Talep edenlerin de maddi imkânlan var. Arzla talep birleşince kültür varlıklarımızın zararına gelişmele.r oluyor" diyor. varlıklanmızm zaranna gelisme- ler oluyor. Bunu önlemek için yapılması gerekenler, temelde bakanhk olarak bizim görevi- miz, ama ashnda bu görev her- kesin. Bunu bir gazeteciye söy- lemek doğru tnudur bilmiyo- rum, ama bakanhk olarak bu konuda çok başanlı olduğumu- zu söyleyemem. Millet olarak, bakaniık olarak tam anlamıyla hâkim olamıyoruz. — Bakanlığa geldikten bir süre sonra bu konuda bazı giri- şimleriniz oldu. Bnnlar sonuç verdi mi? ZEYBEK — Birtakım tedbir- ler düşündük. Yurtdışındaki müzayedelere girelim, Anadolu kökenli eserieri satın alalım, bu- na sahip çıktığımızı gösterelim dedik. Vatandaştan eski eserie- ri hemen satın alahm, parasıru da geciktirmeden ödeyelim diye düşündük. Bunlan yaptık da. Ama bir noktaya geliyor, para problemi başhyor. önümüzde- ki yü, bu yıl yaptığımızı yapa- bilecek miyiz bilemiyorum. Polisîye tedbirlerin arttınlma- sı lazım. Kültür polisi kuralım diye bir görüş var. Düşünmüyor da değilinı, ama acaba polisi kim denetleyecek? Bir de o var. Çok geniş bir kadro lazım. Şim- di bunun gayreti içindeyiz. — Ancak Özgen Acar'ın ya- zılannda degindigi gibi bakan- bfm da baa ihmafleri söz konu- su. Yani bn konuda bakanlıgın işlevini tam yerine getirdiğini düşüniiyor musunaz? ZEYBEK — önce şunu söy- leyeyim; kültür varhklanmızı korumamız için onlann önemi- nin, değerinin net bir biçimde ortaya çıkması lazım. Özgen Acar'ın yazılan bu bakımdan çok önemli. Bize de dokunuyor, ama olsun. Yaayor ya. tlke ola- rak memnun oluyorum. Böyle- ce bu meseleler kamuoyuna mal edüiyor, bihnç yaygınlaşıyor. Açık söylemek gerekirse görev- lileri uyanyor. 'Zaten uyuyor mu' diyorsunuz? Yok, uyumu- yoruz. Üslup bazen sert oluyor. Bazı tedbirlerin hoşuma gittiği- ni söyleyemem, ama takdir edi- yonım. Aynca öğreniyonız da. özgen Acar'ın yazdıklanndan öğreniyorum. Onun da bunu ta- bii görmesi gerekli. Son yazısın- da bahsettiği (20 Ekim 1990 ta- riWi; Kültür Bakanlıgı Uyuyor mu' başlıklı haber) ve bakanlığı- mızın ihmal ettiğini yazdığı ko- nularda ihmal söz konusu değil. Biz asıl bu konulann hiç bah- sedilmemesinden Uzülürüz. Böyle bir problem, kaçakçıhk problemi vardır ve ciddidir. — Bakanbgın OnnaU yok de- diniz. Ancak arkadaşımız Öz- gen Acar'ın, yaztsında açık bir dille betirttigi gibi Kanın Hazi- nesi ve Elmalı sikkeleri konu- sunda Tttrkiye'nin göndermesi gereken belgekr, yapması gere- ken bazı girişinıler hâlâ yerine getirümis degO... ZEYBEK — özgen bey hak- lı. Caydınahk için işleri çabuk yapmak gerekli. Biz yurtdıştn- daki davalanmızı önemli bir caydıncıhk fonksiyonu olarak görüyoruz. Tabii bürokratik en- geller var. Yazışmalarda gecik- meler oluyor. Kırtasiyecilikten kaynaklanan aksaklıklar... 01- mamalı tabii. — Müze yöneticileriııin ka- çakçüıga gösterdigi hassasiyeti nasd degertendiriyorsnnuz? ör- negin, sizin de belirttiginiz gibi, Türkiye'de yapüan eser kaçak- çılıgı bakkında çok önemli bil- gikri içeren Özgen Acar'ın An- tika Talanı incekmesini baa müze yönetiderinin hiç okuma- dıgını, hatta yayımlandıglndan bile haberdar ohnayanlann bu- hındugunD gözlemledik... ZEYBEK — Ben özgen Acar beyin yazıları çıkmaya başladı- ğı zaman Genel Müdürlüğe (Es- ki Eserler ve Müzeler Genel Mü- dürlüğü) talimat verdim, 'bu ya- zılan satır satır okuyun' dedim. özgen bey bize bedava müsavir- lik yapmış oluyor. Kendisi şu anda hükümet görevlisi değil, ama millet görevlisi sayıhr. Ben tabii ki genel müdürlüğe talimat verdim ama o zaman şöyle ya- palım: özgen beyin yazdığı 'Kültür Bakanlıgı Uyuyor mu' yazısını en basa alarak o yazı- lann tümünü çoğaltıp müzelere göndereüm. Ord. Prof. Ekrem Akurgak BayrakLulaki mimari, biıgün Avrupa'da yaşıyor Ord. Prof. Ekrem Akurgal, Bayrakh'da bugün Batı'nın modern kentlerinin ilk örneklerinden planların bulunduğunu, sokak ve caddelerin birbirlerini yaklaşık 90 derecelik açıdan kestiğini anlatıyor. SERDAR KIZK KAVRAMSAL İŞLER HAREKET KÖŞKÜ'NDE — Bu yıl 'Büyük Sergi'de kavramsal işler de >er alacak. tki ayn mekfina yayılan serginin "Kavramsal İşler" kolu Hareket Köşkü'nde görülebilecek. (Fotograf: Erdogan Koseoglu) 2. 'Büyük Sergi' bugün açıhyor Büyük Sergi'nin ikincisi bugün Mimar Sinan Üniversitesi Resim-Heykel Müzesi ve Hareket Köşkü'nde açıhyor. Sergide 52 sanatçının 100 dolayında yapıtı yer alacak. LALE FtLOĞLU Dinci çevrelerin saldırısından dolayı geçen yıl mart ayında uzun bir süre basına malzeme olan "Büyük SergT'nin ikincisi, bugün MSU Resım-Heykel Mü- zesi ve Hareket Köşkü'nde açı- byor. Geçen mart ayında Anka- ra AKM'de açılan sergide yer alan Ergin İnan'ın bir tablosu, hadislerden bölümler ve çıplak figürler içerdiği için tahrip edil- miş, ardından bu tablo ilahiyat fakultesı öğrencilerinin baskısıy- la sergiden çıkartılmıştı. Santral Holding'in düzenledi- ği "Büyük Sergi"nin ikincisi, 196O'lı yıllarda ürün vermeye başlayan sanatçılardan başlaya- rak bugün halen öğrenciliğini sürdüren gençlere dek uzanıyor. Geçen yıl daha çok koleksiyon- lardan seçilen tablolardan olu- şan "Büyük Sergi", bu kez kav- ramsal işleri de içeriyor. Sergi- de 52 sanatçının 100 dolayında yapıtı yer alacak. Ancak mekâ- nın yetersizüği nedeniyle lstan- bul'daki sergide kimi sanatçıla- nn bir yapıtı, kimilerinin iki ya- pıtı sunulacak. MSÜ Resim Heykel Müzesi Şeker Ahmet Pa- şa Salonu'nda nesneleri kulla- nan ya da nesnelerin resmini ya- pan sanatçılann işleri, müzenin üst katında daha çok boya do- kusunu ön plana çıkartan, figü- re ve soyuta boyayla yonım ge- tiren sanatçılann yapıtlan yer alacak. "Büyük Sergi" S arahkta da Ankara AKM'de açılacak ve ikinci açılışta sanatçılann gön- derdikleri yapıtlann tümü sergi- lenecek. Bu yıl "Bnyük Sergi"ye giren sanatçılann seçimini üç kişilik bir konüsyon yaptı. Santral Hol- ding Genel Müdürü ve koleksi- yoner Halil Bezmen, MSÜ Gü- zel Sanatlar Fakültesi Resim Bö- lümü Başkanı Prof. Özdemir Altan ve Yüdız Üniversitesi Mü- zecilik Anabilim Dalı Başkanı Doç. Tomur Atagök'ten oluşan komisyon, sanatçıları beUrler- ken sergide yer alan yapıtlann seçimi davetli sanatçılann ken- disi tarafından yapıldı. Sergiye katılan sanatçılann seçiminin yanı sıra "Büyük Ser- gi"nin teknik koordinatörlüğü- nü de yapan Tomur Atagök, bu yılki düzenlemenin en önemli özelliğinin, serginin genç sanat- çılara ve kavramsal işlere yönel- mesi olduğunu beürtiyor. Bu ne- denle tanınmış kimi sanatçılann sergi dışı bırakıldığını belirten Atagök, şöyle devam ediyor: "Tabii ki bn durum eleştirilere yol açtı. Ancak dinamik, heye- can verici ipuçlan olan gençle- rin tanıtılması bizim için önem taşryordu. Seçimimizi gençleri de icine alacak şekilde yaptık. Ashnda bu destegin bir sakmca- sı da var. Ünlü isimlerle aynı grupta yer aJmalan gençlerin kendilerini 'çok çok iyi' bJsset- melerine yol acacak. Sergi için- de yer alan genç sanatçılann kendilerini iyi degeriendinneie- ri gerek." Santral Holding'in resim tut- kunu Genel Müdurü Halil Bez- men de sanatçı seçimini yapan komisyon üyelerinden biri. 6 ya- şındayken neredeyse bütün Fransız müzelerini dadısı eşli- ğinde dolaşan ve öğrencilik yıl- lannda tablo toplamaya başla- yan Halil Bezmen'in bugün 400 resmi içeren bir koleksiyonu var. Halil Bezmerfe, resim aiırken işin yatınm yönünü düşünüp düşünmediğnii sorduğumuzda, "Hiçbir zaman yatınm amaçlı resim almadım" yamtuıı alıyo- nız. Bezmen'in söyledikleri şun- lar: "Yatınm amaçlı resim alan işadamlanna da gükcegim geli- yor. Çünkii amatör olduklan konuda profesyonel yatınm ya- pamazlar. Bizim gibi sanatı bir zevk olarak düşünenlerin bu iş- ten para kazanmayı düşünmeieri büyük hata. Bhindsi, profesyo- nel olmadıktan icia risk yüksek. tkiocisi, dünyamn en ustün zevklerinden biri olan sanatı pa- rayla özdeşleştirip bu zevkj ber- bat etmiş oluriar." İZMİR — "Yaşadıgımız ül- keyi, kenti tamyor muyuz? Şu anda nstönde dnrduğuınuz top- raklarda Homeros'un çagdaş Batı edebiyatının ilk ürününü yazdıgını, en eski Athena tapı- naguun, en eski ta$ çeşmenin, en eski parke döseli yolun bn- Inndugunu biliyor muyuz... Ve şimdi arkeoloji literatüriinde bomba etkisi yapacak Aeol ny- gariıgı üriinü sütnn başlannı, tmslan bnldngnmuzdan kaç ki- şi haberli?" tzmir'in Bayrakh semtinde kazıevindeyiz. Homeros'un ayaklannı basuğı, tlyada'yı yaz- dığı yerin belki çok yakınlann- da. Ord. Prof. Ekrem Akur- gal'la söyleşiyoruz. Yukandaki sorular, sohbetimizin içinde, de- ğişik bölümlerde geçti. Kendisi sordu,#yamtlanm -düşündür- mek için belki- hemen verme- di... 1948 yıhnda Bayrakh'da ilk kez çalışmaya başlanuş Ord. Prof. Akurgal. Bu yıl kazının son günlerinde Izmir'i, Bayrak- h'yı anlatıyor 1948'den başlaya- rak: "Ingilizlerle başladık. Dört yıl sonra onlar gittiler. Ben de 15 yıl ayn kaldım buradan. Fo- ça'yı, Sinop'u, Çardakh'yı kaz- dım. Sonra baktım ki en güzel, en verimli yer Bayrakh. 1966'da yeniden döndüm. Çünkü bura- da uygaıiıklar üst üste binmiş, tabakabu- su böregi gibi kat kat. Efes'te de Milet'te de böyle, ama oralarda tiyatro, cimnas- >um gibi Helenistik dönemden çok degerli yapıtlar var. Altını ka/mak için bunlar harap edil- mez..." Bayraklı'da Akurgal'ı en çok ilgilendiren 1200 tarihlerinde Helen yerleşimleri. Bu döneme ağırlık vermiş. M.ö. 750-700 yıllan arasında yaşayan Home- ros'u, 2 bin 750 yıldır unutul- mayan ünlü yapıtı Ilias tlyada'- yı anlatarak tzmir'i tanıtıyor: Anadolu Hellen döneminin tyon, Aeol uygarlıklanmn güzel örnekleri Yunan adalanndan Si- sam, Sakız ve Rodos'ta bulun- muştur, ama en güzelleri bura- dan, Bayraklı'dan çıktı. 6. ve 8. yy*arasında kahntılanyla ayak- ta duran, Helen dunyasının in- sanlığa armağanı en eski Athe- na tapınağını burada çıkardık. Birçok yerde Athena tapınagı var, ama buradaki, kahntı ba- kımından en eskisi... Sonra Ho- meros Bayrakh'da doğmuş, ya- şamıştır. Çağdaş Batı edebiya- tının ilk yazın yapıtını burada yazmıştır. Homeros'un kullan- dığı dil, lyon ve Aeol lehcelerin- den oluşuyor. lzmir de bu leh- çelerin konuşulduğu bölgenin tam sının. Bu, cahşmalanmızın ortaya koyduğu en önemli so- nuçlardan birisi..." Bayrakh'da bugün Bau'mn modern kentlerinin planlarının ilk örneklerinin bulunduğunu, sokaklann ve caddelerin birbir- lerini yaklaşık 90 derecelik açı- larla kestiğini, M.ö. 7. yy ürü- nü en eski lyon parke döşeli yo- lun, taş çeşmem'n Bayrakh ka- zılarında ortaya çıktığını anlatı- yor Akurgal. Yine Bayrakh'da M.ö. 6. yy'da yaşayan Kral Tantolos'un 250 metre yüksek- likteki mezanmn bugün gece- kondulann altında kaldığını vurguluyor. Bayrakh'da "Tantolos" adında bir pastane, restoran ve eczane var bugün... Son olarak çok önemli gör- düğü bir konuyu vurgulamak is- tediğini söylüyor yardımcısı Doç. Dr. Meral Manyas ve Su- zan Özyiftit'in yamnda Akurgal: "Buradaki mimari bugün Avrupa'da yaşıyor. Dünya ça- pında güzel ve en eski eserler burada. Bunlann degerlerinin bilinmesi gerekiyor. Çağdas- edebiyat bugünkü düzeye gel- diyse Homeros'u yaşatan Bay- rakh'nın önemi var. Şehir plan- lan önemliyse işte ilk üriinleri. Bunlann öpemini bflmek zoran- dayız. M.Ö. 600 ile 500 yıllan arasında dünya uygartığının merkezi bu topraklan tammaiı- yız..." Kalp sempozyumu • ANKARA (ANKA) — Türk ve Alman kardiyovasküler cerrahlan ile kardiyologlannı bir araya getirerek bilimsel ve sosyal açıdan işbirliğini geliştirmek amacıyla düzenlenen 'Türk-Ahnan Kardiyovasküler Cerrahi Kardiyoloji Sempozyumu' Ankara'da basladı. Hacettepe Üniversitesi'nde düzenlenen 4 kasıma kadar sürecek sempozyumda 'aort kapağı hastalıklan, kroner arter hastalıklan ve doğuınsai kalp hastalıklan' konularında toplam 30 bildiri sunulacak. Banyo ? 91 • Haber Merkezi — Banyo konusunu geniş kapsamh inceleyen bir dergi piyasaya çıktı. 'Arredemento/ Dekorasyon Banyo 91' yılda bir kez yayımlanacak ve bir yıl süreyle satışta kalacak. Dergide banyonun tasanmı, bilimsel banyo aydınlatması, sinema, edebiyat ve diğer sanatlarda banyonun yeri, hidroterapi, banyo elemanlannın ve banyonun tarihine yer veriliyor. Balık ölümleri • BURSA (Curahuriyet) — Bursa'nın içme suyu ihtiyacının karşılandığı Doğancı Barajı'nda yaklaşık 15 gün önce binlerce balığın ölerek kıyıya vurmasımn nedeni henüz anlaşılamadı. DSİ Bursa Bölge Müdürlüğü, baraj tarihinde ilk kez meydana gelen balık ölümlerinin neden kaynaklandığını araştırmaktan vazgeçti. Bursa Su ve Kanalizasyon İşleri (BUSKİ) Müdürü M.Ali Meriç, baraj suyunu Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi laboratuvarlannda incelettiklerini, toksik herhangi bir maddeye rastlamadıklanru, baraj suyunun Türkiye'deki barajlar arasında en temiz su olduğunu öne sürdü. Uzmaniar ise balık ölümleri durduktan sonra suyun incelenmesinin, sağhkh bir sonuca götürmekten uzak olduğunu belirttiler. Hortnon merkezi • ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) — Ülkemizdeki bitki ve hayvanlarda hormon kullanımının sıfıra indiğini söyleyen Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Tamer Aydoğ, katkı bulaşanlannı izlemek ve kontrol etmek amacıyla kurulan 20 ıstasyonda belırli program dahilinde çalışmalann sürdüğünu söyledi. Kınııızı ışıkta geçenler • ANTALYA (AA) — Antalya'da yeni başlayan uygulamada, kırmızı ışıkta geçtikleri belirlenen sürücüler, renk körü olup olmadıklarının belirienmesi için göz doktoruna gönderiliyor. Antalya Emniyet Trafık Şube Müdürlüğü yetkilileri, son günlerde kırmızı ışıkta geçen sürücülerin sayısının artması üzerine böyle bir uygulamaya gittiklerini kaydederek, kavşaklarda bekleyen sivil ekiplerin, trafik kurallanna uymayan sürücüleri belirlediklerini söylediler. Uygulamaya göre, kırmızı ışıkta geçen __ sürücülere önce 60 bin lira para cezası veriliyor, daha sonra da renk körü olup olmadıklarının anlaşılması için, devlet hastanesinin göz kliniğine gönderiliyor. Viyana'daki sergi öncesi çalmmıştı Ana Tanrıça'ya 'alternatiT istenecek 17 haziranda, Viyana Höfburg sarayındaki sergi salonundan çalınan Ana Tannça heykeliyle ilgili hâlâgelişme yok. Kültür Bakanlıgı, bunun karşıhğında, Viyana'daki müzelerden bir eseri istemeye hazırlanıyor. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Viyana'da, sergiye ha- zırlanmak üzereyken çalınan 7 bin 500 yıllık Ana Tannça hey- kelinden hâlâ haber yok. Kültür Bakanlıgı Avusturya polisinin hiçbir olumlu bilgi vermemesi üzerine, Viyana'daki müzelerde bulunan Anadolu'dan götürül- müş Ana Tannça'ya eşdeğer bir eser istemeye hazırlanıyor. Ana Tannça, Ankara Ana- dolu Medeniyetleri Müzesi'nden "Türkiye'nin Görkemi Anado- lu'nun Hazineleri" adlı sergi için önce Kanada'ya sonra da Viyana'ya götürülen 344 parça eser arasında yer ahyordu. Bur- dur Hacüar'da bulunan 7.5 cm. büyükluğündeki heykel, renkh" olması bakımından dönemin en ender rastlanan örneklerinden biriydi. 17 haziranda serginin açılacağı Hofburg sarayından çalınan Ana Tannça heykeli olayı, ilk aşamada gizlenmiş, ancak üç gün sonra Kültür Ba- kanı Namık Kemal Zeybek'in sergi açıhşı için Viyana'ya git- mesiyle kamuoyuna duyunıl- muştu. Bakan Zeybek ve diğer yetki- Uler Avusturya polisinin hareke- te geçtiğini, olayın kısa sürede aydınlanmasını beklediklerini söylemişlerdi. Zeybek aradan 4 ayı aşkın süre geçtikten sonra konuya ilişkin yönelttiğimiz so- ruya, "Maalesef size verebilece- ğim olumlu bir cevap yok" kar- şıhğını verdi. Zeybek eserin sigortalı ohna- sının hiçbir anlam taşımadığını belirterek "Sigorta miktan ko- mik, lafı bile olnraz. Zaten si- gortalı olsa ne olur. Bir eser ça- lınınca sadece Türkiye'den de- ğil insanlıktan çahnmış oluyor. Biz oiaya böyle bakıyoruz. Bun- lar insanlıgın ortak tarihi belgeleri" dedi. Ana Tannça heykelinin cahn- ması ve olayla ilgili henüz hiç- bir ipucunun elde edilememesi yurtdışında açılan sergilerin "al- temattf maüyeti"nı de gündeme getiriyor. Kültür Bakanlıgı ve Dışişleri yetkililerine göre Ana- dolu uygarlıklanna ait eserlerin yurtdışında gösterimi Türkiye için önemli bir tanıtım aracı. Binlerce kişi bu sergileri geziyor ve Anadolu hakkında bilgi sa- hibi oluyor. Arkeologlara göre bir eserin yaşadığı topraklardan alınıp de- ğişik hava koşullarının bulun- duğu yere götürühnesi eser üze- rinde olumsuz etki yapıyor. Bu- nun yerine söz konusu eserlerin büyük boy fotoğraflan ya da farklı gösterim teknolojilerin- den yararlanılarak yapılacak sergilerin de benzer işlevi göre- bileceği vurgulamyor. Anadolu kökenli eserlerin sergilenmesi konusunda özellik- le dış ülkelerdeki Türkiye büyü- kelçüiklerinin ısrarlı olduğu be- lirtiliyor. K?JF r Gönülün gonlunu almak kolay değil! Geçen gece Gönülle biraz tartıştık. Hep gunü gününe yaşıyoruz diye. Haklı! Düşündüm, Halk Sigorta ya gidip ona bir Süp«r Yaşam Sigortası yaptırdım. Sigorta poliçesini görünce boynuma bir sanlsın! Meğerse Halk Sigorta mutluluğun sigortasıymış!" sPA Sisorta Her yıl, kendiliğinden % 30 artar Super Y*$aın Sİ3ortası
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear