Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 KASIM 1990 HABERLERİN DEVAM CUMHURİYET/15
KÜRTÇÜLÜK PROPAGANDASI
HEP'li Aksoy'a
soruşturma
HEP'in geçen 27 temmuz günü Diyarbakır'da
düzenlenen açıkhava mitinginde Kürtçülük
propagandası yaptığı savlanan HEP Genel
Sekreteri tbrahim Aksoy'un
dokunulmazlığının kaldırılması istendi.
DtYARBAKIR (Cumhnri-
yet) — HEP Genel Sekreteri îb-
rakim Aksoy'un, "Kürtçülük
propaganda"sı yaptığı savlana-
rak dokunulmazlığının kaldıni-
ması istendi. DGM Savcüığı-
nca Adalet Bakanlığı'na gönde-
rilen yazıda Aksoy'un temmuz
ayında Diyarbakır'da düzenle-
nen mitingde milli duygulan
zayiflatıcı yönde konuşma yap-
tığı öne sürülerek, dokunul-
mazlığının kaldırılması halinde
hakkında 5 yıl hapis cezası is-
temiyle dava açılacağı belirtildi.
HEP'in geçen 27 temmuz gü-
nü Diyarbakır'da düzenlediği
"tnsan Temel Hak ve Özgtir-
Itikleri, Demokrasi ve Onnrlu
Bir Yaşam" konulu açıkhava
mitinginde, Genel Sekreter îb-
rahim Aksoy'un, "Yürttjrtisü-
müzün asıl amaçlanadaıı biri,
insan haklan ellerinden alın-
nış, horianmış, döviümüş, va-
tandaş sayıimayan miiyonlaıca
KSrt içindir. Ismail Besikçi,
Kiirt haikınm sorunUnnı diie
getirdigi için zindanlara atdı-
yor. Kürt halkıouı öliUeri çöp-
İtige atılıyor. Dışkı yedirüiyor"
içeriğindeki konuşmasından
ötürü, milli duygulan zayıflat-
tığı öne sürulerek dokunulmaz-
lığının kaldınlmasını istendi.
DGM Savcüığı'nca Adalet
Bakanlığı'na gönderilen yazıda,
HEP Genel Sekreteri tbrmkim
Aksoy'un dokunulmazlığının
kaldırılması halinde hakkında
TCK'nın 142/3 maddesi uya-
nnca S yıl hapis cezası isiemiyle
dava açılacağı belirtildi.
HEP Genel Başkanı Fehmi
Işüdar, Aksoy'un dokunulmaz-
lığının kaldırılacağına inanma-
dığıru belirterek şunlan söyledi:
"Bir öikede miUetvekili, dü-
şanccterini açüdıjor diye soçta-
nıyorsa demokrtsiııin hangi
noktaya geidigi açıkça ortada-
dır. Bu anlamda HEP olarak
daha geniş özgörlükkr ve çag-
daş anlamda demokrasi için
mâcadelemizi sürdtirecegiz."
Meclis'te Kürt tartışması
(Baftarafi 1. Sayfada)
k u biz bu dili konuşuyoruz.
Dıyetini de ödnyorsz" diyen
HEP Diyarbakır 11 Başkanı
Mustafa Özer'in gözaltına alın-
ması olayını ayrıntılı biçimde
anlattı. Lozan Anlaşması'mn
39. maddesinin 5. fıkrasının
Türkçeyi bilmeyenlere kendi
anadillerinde konuşma hakkı
tanıdığını belirterek, özetle
şunlan söyledi.
"Gözaltına ahnanlar hak-
kuda 142/3. miMİdeden soms-
tunna yumrulüyor. Halbuki
orada SO'ye yakın kisi konnş-
tn ve ben onlan dinledim. Eger
maksat oysa orada konuşanla-
nn bepsinin gözaltına alınma-
sı gerekirdi. An» bu olayda
çifte standart var. Kürtçeyc
karşı bir dösmanlık var. Bu
ayıpbr. GeUn bu ayıbı kaldıra-
lun.
Sayıa cnmhnrbaskanımız
TBMM'yi açış konuşmasıoda
düsüncenin önündeki engelle-
rin kaldınlacagını söyledi. Ül-
kemizde de, dünyad* da özgür-
ce düşünelim."
Adalet Bakanı OlUn San-
guriu da Eren'i yanıtlamak
amacıyla kursüye geldi. Sun-
gurlu, düşünce özgürlüğünün
önündeki engellerin kaldınlma-
sının gündemde olduğunu be-
lirterek, "Ama sayın milletve-
kili 50'yi askın kişinin
142/3'ten tntuklanması gerek-
«gini söyledi. TarUye'nin par-
^••I««MI destekleyen konns-
rnaiann yaoında yer alıyor,
destekliyor arkMhşınuz" dedi.
"Bunlar insnnce özgttriü|a
müdiir" diyen Sungurlu, söz-
lerini şöyle tamamladı.
"Türkiye'niB bölünmesini
müdafaa edenlerin dcsteklen-
mesini antayamıyorum. ÜsteUk
borada yemin etmiş bir millet-
vekilinin bunlan söylemesinin
haagi mantıga a^rfıfnıı antaya-
nuyorum; Türidye Cnmharrye-
ti'nin kanunlannın suç saydıgı
konulann, bir milletvekili tara-
fıadan savnnnlması beni üz-
müştür."
Birleşimi yöneten SHP'li
Aytekin Kotü de Eren'in "Ba-
ğımsız ya da gruba bulunma-
yan partilerin milervekiDerinin
knrsüden yeterince
yarariananıadıklan" sözlerini
eleştirdi. Kotil, "Tüm miHetve-
killerinin eşit konuşjaa hakla-
nna sahip otduklanoı" savun-
du.
HEP Kars Milletvekili Mah-
mut Alınak, bütçeyi eleştirdiği
konuşmasının sonunda, "En
önemli meseleterden birisi de
Kürt mesetesidir" deyince, top-
lantıda gergin bir ortam doğdu.
DYP'li öztürk, Ahnak'a "Bu-
rada bu şekilde konuştılamaz"
diye bağırdı ve toplantıya baş-
kanhk eder. ANAP Istanbul
MiUetvekili ResH Ülker'den,
Almak'a mudahaie etmesini is-
tedi. öztürk, "Türkiye üniter
bir devlettir. Bu şekilde konn-
şulamaz" dedi. Bağımsız Siirt
Milletvekili Zeki Çeliker de
"Sizin bu tutumunuz yöre hal-
kına yiik veriyor" diyerek tar-
tışmaya katıldı. Alınak, sözü-
nü kesen Ülker'in tuturrlunu
protesto ettiğini belirterek sa-
lonu terk ederken, Çeliker ken-
disine, "Salonu terk etme, ko-
nnşmana cevap vereceğim" de-
di.
SHP Izmir Milletvekili Erol
Güngör, bir yandan PKK'mn
terör eylemleri sürerken, tsla-
mi terörün "laik aydın avına"
çıktığmı belirtti. 16 yaşındaki
lise öğrencisi N.A. hakkında
"Savaşa Hayır" dediği için 24
yıl hapis cezası istenmesınin
Avrupa Parlamentosu toplan-
tılannda gündem maddesi ya-
pıldığını söyleyen GUngör,
"Baolar Türkiye'ye
yakışmıyor" dedi. Hükümetin
1991 yıh için öngördüğü yüzde
45 enflasyon oranının gerçek-
leşmesi dunımunda bile, me-
munın enflasyona ezdirileceği-
ni bildiren GUngör, memurla-
ra grevli, toplusözleşmeli sen-
dika kurma hakkı verilmesini
istedi.
DYP Zonguldak MiDetvekili
Tevfık Ertüzün ise, konunun
ANAP'lı üyelerinin yoklamaya
katılmak için Genel Kurul'a
gitmesini eleştirerek, "Sabah-
leyin yoklamaya, sonra oyla-
maya geliyorlar. Niçin burada
zabıüara konuşacajız? Karşı-
mızda iktidar partisinden bizi
dinleyecek kimse yok. Arka-
daşlanmız bnrada olacak ki,
bntceyi birlikte tarbşacagız de-
di.
Üniversite ^türban' için bekleyişteANKARA (Cumhuriyet Bü
rosn) — Yükseköğretim kunım-
lanna kdık kıyafet serbestisi ge-
tiren yasamn, anayasanın
"hdkük" Ukesine aykın olduğu-
nun savunulması, üniversiteler-
de yeni bir "bekleyise" yol açtı.
Ankara Üniversitesi (AÜ) ve Or-
tadoğu Teknik Üniversitesi (OD-
TÜ) senatolannca alınan karar-
da, türbamn "çagdısı ideoiojik
alnmlann sîmgesi" Oİduğu belİT-
ülerek, bu konudaki kaygüar di-
le getirildi. Dil Tarih Coğrafya
Fakültesi'nde (DTCF) henüz
başlatılan imza kampanyası da
sürüyor.
Üniversitelerin çoğu yasa ko-
nusunda sessiz kalmayı yeğler-
ken, Ankara Universitesi'nden
sonra, ODTÜ de yasamn "kay-
gı verici" olduğu şeklinde görüş
bildirdi. ODTÜ Yönetim Kuru-
lu, "türban" olarak adlandınlan
ve üniforma görunümü kazanan
kıyafetin "çagdısı ideoiojik
akımlann simgesi" olmasırun
endişe verici olduğu yönünde
açıklama yaptı. Yönetim kuru-
lundan dün yaptlan açıklamada,
yapüan düzenlemenin "sadece
kız ögreocilerin" kılık kıyafetle-
rine serbestlik getirmeye yöneUk
olduğu belirtilerek, şu görüşle-
re yer verildi:
"Yüksekögretim Kananu'na
göre öğrendlerine Atarürk iakı-
laplan ve ilkeleri dofnritnsanda
geiişmiş ve çagdaş bilim ve eği-
tim hizmctleri vermek, bilim ve
teknoloji üretmek gibi önemli
görev ve soromtoluklan olan
üniversitelerin kıkk kıymfet ko-
landığı görüşüyle açtıklan imza
kampanyası sürüyor. Cumhuri-
yetin laik temelini hedef alan ge-
rici girişimlerle "türban ve ka-
ra çarşafm" serbest bırakılması
için anayasaya aykırı yasalar çı-
kanldığı savunulan metinde,
şöyle denildi:
"Gerçektebaşörtüsntakılma-
stna oianak saglamak amaayla
düzenlenen son yasamn önceki
biçiminde yer alan 'genel ahlâk
den giysi döküm ve çizimleri is-
tenebileceği olasıhğınm ve çıka-
cak kanşıklığin sozum ona or-
tadao kaklınlabilecegi düşünül-
mnştür."
YÖK yöneticilerinin önceki
uygulamalar sırasında, kendi
imzalannı taşıyan yönergeleri
bile uygulama güctinden yoksun
olarak, öğrenci ile öğretim ele-
manlarını karşı karşıya getirme
"kurnazlığına" başvurduklan
Üniversitelerin çoğu yasa konusunda sessizliğini korurken, Ankara
Universitesi'nden sonra ODTÜ de yasanın 'kaygı verici' olduğu
şeklinde görüş bildirdi. AÜ DTCF'de bir grup öğretim elemanının
türbanla ilgili son düzenlemenin 'başörtüsü için özel bir özgüriük'
sağlanması hesaplarından kaynaklandığı görüşüyle açtıklan imza
kampanyası sürüyor.
nusn ik 1982 yümdan beri sü-
regden bir nfrasıyia karşı kar-
şıya btrakılmalannı ülkemiz için
esef verici bulmaktayız."
Bu arada AÜ DTCFde bir
grup öğretim elemanı türban ile
ilgili son düzenlemenin "başör-
tüsü için özd bir özgüriük" sağ-
lanması hesaplarından kaynak-
ve adaba aykın olmayan' ibare-
si 'yürürlükteki kanunlara aykın
olmayan'a döBÜştürülmastür.
Çünkü, gend ablftk ve adaba
uygun giyimin berkese göre de-
ğişik olabilecegi, bu bakımdan
yükseköğretim ögrencilerinin
hangi giysilerle okula gelebile-
cekkri konusunda yönetkiler-
savunulan metinde, yeni. düzen-
leme ile yasa koyucunun da ay-
nı yolu benimsediği öne surül-
dü. diğer üniversitelere de gön-
derileceği bildirilen metinde, da-
ha sonra şu görüşlere yer verildi:
"Biz aşağıda imzalan buln-
nan öğretim etemanlan, maka-
mımza ve kamuoyuna duyur-
mak isteriz ki, başörtüsü soru-
nn nedeniyle kurumlarda ve
toplumda beHrecek kargaşanın
sorumlalan Atatürk ilkcicriae
yürekten bağlı kimseier degü,
devrim yasaiannı görmezlikten
gelerek, ne olduğu belirsiz yasal
dnzenleraelerde bulonanlarta,
onlann karşısında 'boyunlan
küdan ince" üniversite yönetki-
leri oUcaktır."
AÜ Rektörü Prof. Dr. Necdel
Serin, kanunu uygulamak dunı-
munda olduklannı kaydederek,
ancak bazı endişeler taşıdıklan-
ru bildirdi. Prof. Dr. Serin, şöyle
dedi:
"Geüşmelerden edindigımiz
izlenim, cumhuriyetin temel il-
kesi olan laiklige karşı bir siya-
si davranış hareketine dönüşme
niteligindedir. Endişelerimizi
hakta yılnrarak gelişmeler ohır-
sa, üniversite oiarak görüsüp ka-
muoyuna duyuracağız."
ODTÜ öğretim üyesi Dr. Cem
Çakmak da, parlamentodan
geçtiği şekliyle yasanın, daha
önce ahnan karara bir değişik-
lîk getirmediğini ifade etti.
AÜ Hukuk Fakültesi Medeni
Hukuk Profesörü Ahmet Kıta-
çoğlu, yasanın, üniversite öğren-
cileri arasında hizipleşmeye yol
açacağım savunarak, üniversite-
lerin siyasi olaylara gebe oldu-
ğunu söyledi.
Prof. Dr. Kılıçoğlu, inandığı
için türban takanlara yasak ge-
tirilmesinin demokratik olmadı-
ğını kaydederek, "Ancak Türk-
iye'de türban siyasi bir sünge ha-
line geldiginden, boyle bir yasa-
nın çıkartüması dofcnı degfl"de-
di.Ankara Barosu Başkanı Oı-
demir Özok, yasanın hazırlanış
tekniği bakımından çelişkilerle
dolu ve hukuka aykın olduğu-
nu bildirerek, "Dini inanca sa-
hip olaBİann türban takmasuıa
karşı degiliz. Ancak Türkiye'dc
türban oteyı, striat düzenini geri
getirmek isteyen siymsi bir ideo-
Jojinin simgesi haHne getirUmiş-
Ör. Bu nedenle yasayı, şeriat dü-
zenini savunanlare karşı verümis
önemli bir siyasi ödun olarak
görüyonu. Bu yasa, evrensd hu-
kuk kurallannı ve bukukun üs-
tünlüğönü hiçe saymakta ve la-
iklik ilkesini zedelemektedir"
dedi.
Yeni Asya'nın 7 yöneticisi gözaltında
DGM Savcıhğı, Süleyman Demirel'in 'Said
Nursi büyük alimdir' ifadesini kullandığı
demecini incelemeye aldı. Vaiz Cemal
Gündoğdu da gözaltına alındı.
ANKARA (Cumburiyet Bü-
rosu) — Said Nursi mevlidiyle
ilgili olarak Ankara DGM'ye
ifade vermeye giden ve aralann-
da gazete sahibi Mehmet Kuüu-
lar'ın da bulunduğu yedi Yeni
Asya gazetesi yöneticisi ile vaiz
Cemal Gündoğdu gözaltına
alındılar. DGM Başsavcı Yar-
dımcısı Ülkü Coşkun'un emriy-
le, Ankara Kocatepe Camii'nde-
ki mevlit sonrasında gözaltına
ahnan Yeni Asya gazetesi çahşa-
nımn sayısı böylece 9*a yüksel-
di. Bu arada DGM Savcıhğı,
DYP liderı Süleyman Demirel'-
in "Saidi Nursi büyük alimdir"
ifadesini kullandığı demecini in-
celemeye aldı.
Ankara DGM Başsavcı Yar-
dımcısı Coşkun'un, Yeni Asya
gazetesi sahibi Kutlular ve so-
nımlu Yazıişleri Müdürü Saba-
haddin Aksakal'ın da aralann:
da bulunduğu 7 yöneticinin göz-
altına alınması için emniyete ya-
zılı talimat göndermesinin ar-
dından, Kutlular ve arkadaşları
dün bir avukatlık burosunda ba-
sın toplantısı düzenlediler. Bu
arada DGM Savcısı ile görüş-
mek isteyen Kutlular'ın telefon-
larına yanıt verilmedi.
Kutlular, basın toplantısmda
gazetelerde yer alan arandıkla-
nna Uişkin haberler üzerine An-
kara'ya geldiklerini, kendilerine
resmi olarak bir tebligat yapıl-
madığım söyledi. 23 yıllık gaze-
teci olduğunu anımsatan Kntra-
lar, "Saidî Nursi mevüdini sade-
ce kendisinin karar vererek ter-
tiplediğini, gazete çalışanlannıs
da mevlitten sorumlu tutnlma-
suun yanlış olduğunu" belirtti.
Mevlitle ilgisi buhınmayan biri
gazete dağıtıcısı, diğerı Ankara
idari sorumlusu iki kişinin göz-
altına ahnmalannı eleştiren Kut-
lular, "Niye gözaltına almıyoruz
ki? Bizler yersiz yurtsuz kisiler
degiliz. Suç işJemişsek adresimiz
bellL Talimal verirler, gideriz,
Uademizi vertriz" diye konuştu.
Bir hukuk devletinde mevlit
düzenlemenin suç olmadığına ve
aynca izin alınmasuun gerekme-
diğine işaret eden Kutlular,
"Mevlitten dolayı bakkunızda
tahkikat açılması talinsiz bir
olay" dedi. Said Nursi için Is-
tanbul başta gelmek üzere deği-
şik illerde toplannlar düzenlen-
diğine ve kitaplannın satışımn
serbest olduğuna dikkat çeken
Kutlular, Ankara DGM'nin an-
layışını kavramakta güçlük çek-
tiğini kaydetti. Mevlide bütün
devlet adamlarını davet ettikle-
rine de dikkat çeken Kutlular,
"Biz yeralü teskilatı degiHz. Bü-
romuz aramyor, kitaplar alını-
yor, insanlar gözaltına alıaıyor.
Basın mensuplanyız, bize böy-
le davrarulmaması gerekirdi" bi-
çiminde konuştu. Artık vatan-
daşlann mevlit düzenlemekten
bile korkar hale geldiklerini an-
latan Kutlular, devletin
"ürkütücö" değil, "yaösOna"
olması gerektiğini söyledi.
Konuşmasında Said Nursi'yi
de savunan Kutlular, Nurcu da-
valarının tümünün beraatle so-
nuçlandığını bildirdi. Gazeteci-
lerin mevlidin Cumhuriyet Bay-
ramı kutlamalanna rastlaması-
na Uişkin sorusu üzerine de Kut-
lular şunlan söyledi:
"Biz mevlit için 21 ekimi dü-
şnndük. O gün sayun olduğu
için 2S ekime almak zoranda
kaldık. Bu 29 ekim de olabilir-
di. 29 ekimde yapdsa ne olur?
Cumhuriyet Bayramı'nda mev-
Ut yapdmaz diye bir yasa mı var?
Bundas devlete ne? Kanunlarda
böyle bir suç yok ki."
Kutlular, Said Nursı'nın kendi
di anlayışı çerçevesinde herkes-
ten daha cumhuriyetçi ve laik ol-
duğunu da savunarak "Bir insan
kötü de olsa taer hareketi suç
olamaz ki" dedi. Mevlidin
TCK'nın 163. maddesini ilgilen-
diren bir yönü olmadığını da be-
lirten Kutlular, "163, dini esas-
lara dayalı devlet oluşturmak
amacıyla gizli örgüt kurmayı
yasaklryor" diye konuştu. DGM
Savcuığı'mn Yeni Asya yönetici-
lerini suçlu gibi teşhir etmesini
eleştiren Kutlular, "Saidi Nursi'-
yi sevtnek, onun eserlerini ya-
yımlamak bu ülkede suç
değüdir" dedi Dini faaüyetlerin
"irtica" olarak yorumlanmasına
da karşı çıktıklannı ifade eden
Kutlular, DGM Savcısı'nı da
eleştirerek "Savcı da cumhuriyet
için mevlit okutsun. Onun da
mevüdini ben mi okutayım?" di-
ye konuştu. Kutlular, hükümet
yetkililerine de seslenerek "Suç
olmayan bir hareketi yapan in-
sana böyle bir hareket yapüıyor-
sa, hükümet yetküilerinin bir
açıklama yapması lazun" dedi.
Kutlular, bir soru üzerine de
Said Nursı'nin Kurt olduğunu
doğrulayarak "Önceden Saidi
Kürdi olarak amnyonnuş. Nede-
ni, Osmanlı İmparatorluğu'nun
onun yasadığı Bitlis'i Kürdistan
olarak tanımlamaa ve o dönem-
de insanların bulunduklan yer-
le ilgili soyadlanyla anılması.
Kendisi cumhuriyet dönemine
geçildiğinde de soyadını
de|iştirmiştir" dedi. Said Nur-
si'nin hiçbir zaman Kürtçü ol-
madığını, kendilerinin de onu
Kürt olduğu için sevmedikleri-
ni kaydeden Kutlular, "Saidi
Nursi Kürttür, ama mümin ve
Muslümaadır. hiçiminde
konuştu.
Kutlular, daha sonra yanında
gazetenin Yazıişleri Müdürü Sa-
bahaddin Aksakal ve gazetenin
diğer aranan yöneticileri Cevher
tlhan, Bekir Gönüllü, Mustafa
Koleoğlu, Ali Vapur, Hilmi Do-
ğan ile Istanbul vaizlerinden Ce-
mal Gündoğdu olduğu halde
DGM'ye gittı. Yeni Asya gaze-
tesi yöneticileri, DGM Savcısı
Ülkü Coşkun ile görüştürülme-
den, DGM girişinde gözaltına
alındılar. Emniyete gönderilen 7
yönetici ile birlikte, Kocatepe
Camisi'nde düzenlenen mevlit-
le ilgili gözaltma ahnan Yeni As-
ya gazetesi çalışanı sayısı 10'a
yükseldi.
Yeni Asya gazetesinden daha
sonra yapılan açıklamada şöyle
denildi:
"Ankara DGM Savcıufı tara-
fından çağnlan Veni Asya gaze-
tesi imtiyaz sahibi Mehmet Kut-
lular, Yaztişleri Mesul Mudüru
Sabahaddin Aksakal ve 8 arka-
daşmuz dün sabah DGM'ye ifa-
de vermek uzere gittiler. DGM
Savcısı Ülku Coşkun, ifade için
çagırdıgı arkadaşlanmızla 'ke-
sinlikle konuşamayacağını'
açıkladı.
Mehmet Kutlular'ın, 'Biz si-
zin çağnnız üzerine lstanbul'dan
geldik ve sizinle gönlsmeden bu-
radan aynlmayız' şekündeki ko-
nuşması üzerine DGM Savcısı
Ülkü Coşkun, 'kesinlikle
göruşmeyeceğini' bildirdi. Ba-
nun üzerine Kutlular, 'Bir hu-
kuk devleti olan TttrkiyeMe
DGM Savcısı'nın talebi üzerine
lstanbul'dan geldik. Ancak
DGM Savosi'nın keyfi ve huku-
ka sığmayan tavnyla karşılaşük'
dedi. Kutlular ve arkadaşları
DGM önunde beklemeye başla-
dılar. Daha sonra DGM Savcısı
Ülkü Coşkun'un talimatıyla An-
kara Emniyet Mudürlüğü siya-
si şubeden bir ekip Kutlular ve
8 arkadaşımızı DGM önünden
alarak Emniyet Müdürlüğü'ne
götürdü.
Ankara DGM Başsavcılığı,
DYP Genel Başkanı Süleyman
Demirel'in, "Saidi Nursi buyuk
bir alimdir" şekündeki demeci-
ni, "Saidi Nursi'yi övücü
niteükte" bularak incelemeye al-
dı.
ANKA'nın haberine göre
DGM yetkilileri, şimdilik soruş-
turmanın esas unsurian olan
mevlidi düzenleyen ve mevlitte
konuşma yapan kişiler üzerinde
durulduğunu belirtirlerken ka-
ülan ANAP ve DYP'li mületve-
killerı ile Demirel hakkında da
"Zamanı geldiğinde gerekenle-
rin yapılacagmı" söylediler.
Nıırculuk 163. madde kapsamında
TURAN Y1LMAZ
ANKARA — Yargıtay, Said
Nursi için başkentte verilen ve
siyasilerin de ilgi gösterdikleri
mevlit nedeniyle yeniden günde-
me gelen Nurculuğu laikliği red-
deden, şeriatçı bir akım olarak
niteledi. Yargıtay Ceza Genel
Kurulu'nun bu konudaki içtihat
niteliğindeki karannda, Nurcu-
luğun TCK'nın 163. maddesi
kapsamında bir suç olduğu da
beîirtilirken Diyanet tşleri Baş-
kanhgı da bu tarikatın felsefesi-
nin lslam dinine aykın olduğu-
nu savundu.
Yeni Asya Gazetesi'nce verilen
mevlit nedeniyle başlattığı so-
ruşturmasında Ankara DGM
Başsavcıhğı'nın da dayanak al-
dıği bildirilen Yargıtay Ceza Ge-
nel Kurulu'nun 20 Eylül 1%5 ta-
rih ve 1965/313 sayüı karannda,
bu tarikatın kurucusu Said Nur-
si'nin eserlerinden yola çıkılarak
Nurculuk tarikatına ilişkin şu
saptamalara yer verildi:
— Nurculuğun esası, fikirle-
ri, maddiyatcı ve tabiatçı mo-
dern felsefeyi reddetmekte, dün-
yanın geçiciliği, ahiretin gerçek-
liği fıkrini telkin etmekte, neti-
ce olarak da bütün dünya saa-
detlerini insanlara haram et-
mektedir.
— Nurculara göre laik bir
devlet düzeni şeriata aykındır.
Türkiye kuruluşu itibanyla din-
den uzak kalmış ve dine karşı-
dır. Laiklik ile dinsizlik arasın-
da bir fark yoktur. Hıristiyanhk
dünyevi esaslara sahip olmadı-
ğı için din ile dünya işleri birbi-
rinden ayndır. Reform Hıristi-
yanhkta mümkündür. Türk dev-
rimleri dahi Huistiyan reformu-
nun bir taklidinden iarettir. Zi-
ra İslamiyet hiçbir reforma ih-
tiyaç göstennevecek derecede
mükemmeldir. Atatürk idaresi
hadislerde gosterihniş bulunan
dehşetli ahir zamandır. Dinsiz-
lik, komünistlik, ifsâd komite-
lerinin faahyet yıllandır. Türki-
ye'nin siyasi rejimi, Nur saadeti
söndürmeye çalışmaktadır. Ke-
malistler seviyesiz kimselerdir.
— Said Nursi'ye göre İslami-
yet devletinin Mekke-i Mükerre-
mesi Ceziret-ül Arap olacaktır.
Bu arada Osmanlılıkta bir
Medine-i Münevvere şeküni ala-
cakür. Kurulacak nizam, Islami
esaslara dayanacaktır. Araplar
da lslam devletinin en hâkirn
unsuru olacaktır.
Kararda Diyanet İşleri Baş-
kanlığı'nın Nurculuğu Müslü-
manlar arasında "bir nevi
bizipçilik" yaratmakla suçladı-
ğı, aynca tslamın reddettiği hu-
rufeÛk yöntemiyle ayetleri tefsire
kalkıştığı belirtildi. Diyanet İş-
leri Başkanhğı'nın Nurculuğa
ilişkin değerlendirmelerinde, bu
tarikatın kutsal saydığı Nur ri-
salelerinde Kürtçülüğü körükle-
yen sözler bulunduğu, milli ve
dini birliği parçalayan zümreci-
lik yapıldığı, bu nedenlerle de bu
tarikatın düşünce ve savlannın
Islama uymadığı belirtildi.
f. Sayfada)
açıklamayı yapan Devlet Baka-
nı Hükümet Sözcüsü Mehmet
Yazar, bu üç kunım için ekono-
mik ayncalık niteliğindeki ka-
rarla ilgili bir yorum yapmadı.
Yazar, TRT çahşanlanyla pek-
çok kamu kuruluşunda fazla
mesailerin nisan ayından itiba-
ren tasarruf tedbirleri nedeniy-
le kesildiğinin hatırlatılması üze-
rine de "TRT'deki dunıma
bakacağım" diye konuştu.
Diyanet İşleri Başkanhğı'na
ANAP hükümetleri döneminde
başta kadro tahsisi olmak üze-
re büyük kolayhklar sağlandığı
kaydedildi. Diyanet'in son 11
yılda taşra teşkilatındaki perso-
nel sayısı yüzde 75 artış göste-
rerek 40 bin 144'ten 70 bin 99'a
çıktı. Bu rakamın günumüzde
80 bini aştığı ifade ediliyor.
Diyanet özellikle ANAP dö-
neminde büyük kadro artışlan
sağladı. 1984'ten bu yana
ANAP hükümetlerinin deste-
ğiyle Diyanet'e 31 bin kişilik ek
kadro verildi. Aynı dönemde
yurtdışındaki görevli sayısı
100'den 800'e çıktı. Ancak Di-
yanet personelinin maaşlarına
ilişkin şikâyetleri ise yeni karar-
name çıkana kadar sürdü.
Başbakan Yıldınm Akbulut
da son olarak Kocatepe Cami-
si'nde düzenlenen ll Müftüleri
Semineri'nde, ANAP hükümet-
leri döneminde dine verilen des-
teği şöyle dile getirdi:
"1983 ydında 18 milyar lira
olan Diyanet tşleri Başkanlığı
bütcesi, din hizmetlerini yaygın-
laştırmak, daha etkin ve verim-
li hak getirmek amacıyla hükü-
metlerimiz döneminde sürekli
arttınlmış ve 1990 yılında 799
milyar Uraya ulaşmıştır. Bu ra-
kamın 1991 yılında 1 trilyonun
özerinde gerçekleşecegi muhak-
kakür."
Bakanlar Kurulu'nun bu ka-
ranndan yararlanacak olan Va-
kıflar Genel Mudürlüğü ise
199i'de yeni bir görünüme bü-
rünecek. Hükümetin 1991 yıh
programında vakıflar için yapıl-
ması plananlanan çahşmalar
şöyle sıralandı:
• Vakıflar Genel Müdürlüp-
nün görevleri yeniden tammla-
nacak, bu görevlere uyumlu ye-
niden teşkilatlanma gerçekleşti-
rilecek.
• Sağlık ve fen bilimleri eği-
timi alanlannda yatınm yapan
vakıflara vergi muafiyeti tanın-
ması için çahşma yapılacak.
• Vakıf eserlerinin tamtımı
için çahşmalar hızlandınlacak.
CUMHURİYET KİTAP
CİLT: 1 SAYI: 1-26
BÜYÜK BOY, LÜKS CİLTLİ
SATIŞ FİYATI: 30.000.- TL
FUAR ÖZEL FİYATI: 25.000.- TL
ÜYE SATIŞ FİYATI: 20.000.- TL
TÜYAP KİTAP FUARI
CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ STANDI
İLHAN SELÇUK
ÎMZAGÜNÜ
3 KASIM CUMARTESİ SAAT: 15.00 - 18.00
TÜYAP KİTAP FUARI
CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ STANDI
DEMOKRATİK
İSTANBUL EGITIM
KURULTAYI
3/4 Kasım 1990 • Saat 10.00
Odakule-Tünel
Açış konuşması: Ercan KARAKAŞ (İl Başkanı).
Konuşmacılar:
1. Gün: Prof. Dr. Nurettin SÖZEN, Doç. Dr. Korel
GÖYMEN, M. Adem SOLAK, Ayla AKBAL,
Faik AKÇAY, CavitSAVCI, Prof. Dr. Cevat
ALKAN, Dr. Bahattin CAN, Prof. Dr. İrter
TURAN, Prof. Dr. Turhan OĞUZKAN, Asaf
Savaş AKAT, Doç. Dr. Zehra İPŞİROGLU,
Prof. Dr. Güler FİŞEK, Doç. Dr. Rıfat
OKÇABOL.
2. Gün: Prof. Dr. Emre KONGAR, Başar SABUNCU,
Bedri BAYKAM, Aygören DİRİM, Füsun
ONUR, Prof. Dr. Tolga YARMAN, Prof. Dr.
ToktamtşATEŞ, MustafaGAZALCI, Prof. Dr.
Hüseyin HATEMİ, Doç. Dr. Tahsin YILMAZ
Ayrıntılı program ve bilgi için Tel: 143 59 71 -143 63 21
İLKOKUL 3. 4. 5'inci sınrflara Anadolu liseleri ve
Kolejlere hazırlık kursları
GALATASARAY LİSESİ
ORTAKÖY bölümünde
Hazırlayan YÜKSEL SÖKMEN
Aynca resim, satranç, İngilizce ve
basketbol kursları
Her semte seruis vardır.
Tel.- 158 50 40- 161 54 14 - 161 59 02