22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 KASIM 1990 HABERLERİN DEVAM CUMHURİYET/15 KÜRTÇÜLÜK PROPAGANDASI HEP'li Aksoy'a soruşturma HEP'in geçen 27 temmuz günü Diyarbakır'da düzenlenen açıkhava mitinginde Kürtçülük propagandası yaptığı savlanan HEP Genel Sekreteri tbrahim Aksoy'un dokunulmazlığının kaldırılması istendi. DtYARBAKIR (Cumhnri- yet) — HEP Genel Sekreteri îb- rakim Aksoy'un, "Kürtçülük propaganda"sı yaptığı savlana- rak dokunulmazlığının kaldıni- ması istendi. DGM Savcüığı- nca Adalet Bakanlığı'na gönde- rilen yazıda Aksoy'un temmuz ayında Diyarbakır'da düzenle- nen mitingde milli duygulan zayiflatıcı yönde konuşma yap- tığı öne sürülerek, dokunul- mazlığının kaldırılması halinde hakkında 5 yıl hapis cezası is- temiyle dava açılacağı belirtildi. HEP'in geçen 27 temmuz gü- nü Diyarbakır'da düzenlediği "tnsan Temel Hak ve Özgtir- Itikleri, Demokrasi ve Onnrlu Bir Yaşam" konulu açıkhava mitinginde, Genel Sekreter îb- rahim Aksoy'un, "Yürttjrtisü- müzün asıl amaçlanadaıı biri, insan haklan ellerinden alın- nış, horianmış, döviümüş, va- tandaş sayıimayan miiyonlaıca KSrt içindir. Ismail Besikçi, Kiirt haikınm sorunUnnı diie getirdigi için zindanlara atdı- yor. Kürt halkıouı öliUeri çöp- İtige atılıyor. Dışkı yedirüiyor" içeriğindeki konuşmasından ötürü, milli duygulan zayıflat- tığı öne sürulerek dokunulmaz- lığının kaldınlmasını istendi. DGM Savcüığı'nca Adalet Bakanlığı'na gönderilen yazıda, HEP Genel Sekreteri tbrmkim Aksoy'un dokunulmazlığının kaldırılması halinde hakkında TCK'nın 142/3 maddesi uya- nnca S yıl hapis cezası isiemiyle dava açılacağı belirtildi. HEP Genel Başkanı Fehmi Işüdar, Aksoy'un dokunulmaz- lığının kaldırılacağına inanma- dığıru belirterek şunlan söyledi: "Bir öikede miUetvekili, dü- şanccterini açüdıjor diye soçta- nıyorsa demokrtsiııin hangi noktaya geidigi açıkça ortada- dır. Bu anlamda HEP olarak daha geniş özgörlükkr ve çag- daş anlamda demokrasi için mâcadelemizi sürdtirecegiz." Meclis'te Kürt tartışması (Baftarafi 1. Sayfada) k u biz bu dili konuşuyoruz. Dıyetini de ödnyorsz" diyen HEP Diyarbakır 11 Başkanı Mustafa Özer'in gözaltına alın- ması olayını ayrıntılı biçimde anlattı. Lozan Anlaşması'mn 39. maddesinin 5. fıkrasının Türkçeyi bilmeyenlere kendi anadillerinde konuşma hakkı tanıdığını belirterek, özetle şunlan söyledi. "Gözaltına ahnanlar hak- kuda 142/3. miMİdeden soms- tunna yumrulüyor. Halbuki orada SO'ye yakın kisi konnş- tn ve ben onlan dinledim. Eger maksat oysa orada konuşanla- nn bepsinin gözaltına alınma- sı gerekirdi. An» bu olayda çifte standart var. Kürtçeyc karşı bir dösmanlık var. Bu ayıpbr. GeUn bu ayıbı kaldıra- lun. Sayıa cnmhnrbaskanımız TBMM'yi açış konuşmasıoda düsüncenin önündeki engelle- rin kaldınlacagını söyledi. Ül- kemizde de, dünyad* da özgür- ce düşünelim." Adalet Bakanı OlUn San- guriu da Eren'i yanıtlamak amacıyla kursüye geldi. Sun- gurlu, düşünce özgürlüğünün önündeki engellerin kaldınlma- sının gündemde olduğunu be- lirterek, "Ama sayın milletve- kili 50'yi askın kişinin 142/3'ten tntuklanması gerek- «gini söyledi. TarUye'nin par- ^••I««MI destekleyen konns- rnaiann yaoında yer alıyor, destekliyor arkMhşınuz" dedi. "Bunlar insnnce özgttriü|a müdiir" diyen Sungurlu, söz- lerini şöyle tamamladı. "Türkiye'niB bölünmesini müdafaa edenlerin dcsteklen- mesini antayamıyorum. ÜsteUk borada yemin etmiş bir millet- vekilinin bunlan söylemesinin haagi mantıga a^rfıfnıı antaya- nuyorum; Türidye Cnmharrye- ti'nin kanunlannın suç saydıgı konulann, bir milletvekili tara- fıadan savnnnlması beni üz- müştür." Birleşimi yöneten SHP'li Aytekin Kotü de Eren'in "Ba- ğımsız ya da gruba bulunma- yan partilerin milervekiDerinin knrsüden yeterince yarariananıadıklan" sözlerini eleştirdi. Kotil, "Tüm miHetve- killerinin eşit konuşjaa hakla- nna sahip otduklanoı" savun- du. HEP Kars Milletvekili Mah- mut Alınak, bütçeyi eleştirdiği konuşmasının sonunda, "En önemli meseleterden birisi de Kürt mesetesidir" deyince, top- lantıda gergin bir ortam doğdu. DYP'li öztürk, Ahnak'a "Bu- rada bu şekilde konuştılamaz" diye bağırdı ve toplantıya baş- kanhk eder. ANAP Istanbul MiUetvekili ResH Ülker'den, Almak'a mudahaie etmesini is- tedi. öztürk, "Türkiye üniter bir devlettir. Bu şekilde konn- şulamaz" dedi. Bağımsız Siirt Milletvekili Zeki Çeliker de "Sizin bu tutumunuz yöre hal- kına yiik veriyor" diyerek tar- tışmaya katıldı. Alınak, sözü- nü kesen Ülker'in tuturrlunu protesto ettiğini belirterek sa- lonu terk ederken, Çeliker ken- disine, "Salonu terk etme, ko- nnşmana cevap vereceğim" de- di. SHP Izmir Milletvekili Erol Güngör, bir yandan PKK'mn terör eylemleri sürerken, tsla- mi terörün "laik aydın avına" çıktığmı belirtti. 16 yaşındaki lise öğrencisi N.A. hakkında "Savaşa Hayır" dediği için 24 yıl hapis cezası istenmesınin Avrupa Parlamentosu toplan- tılannda gündem maddesi ya- pıldığını söyleyen GUngör, "Baolar Türkiye'ye yakışmıyor" dedi. Hükümetin 1991 yıh için öngördüğü yüzde 45 enflasyon oranının gerçek- leşmesi dunımunda bile, me- munın enflasyona ezdirileceği- ni bildiren GUngör, memurla- ra grevli, toplusözleşmeli sen- dika kurma hakkı verilmesini istedi. DYP Zonguldak MiDetvekili Tevfık Ertüzün ise, konunun ANAP'lı üyelerinin yoklamaya katılmak için Genel Kurul'a gitmesini eleştirerek, "Sabah- leyin yoklamaya, sonra oyla- maya geliyorlar. Niçin burada zabıüara konuşacajız? Karşı- mızda iktidar partisinden bizi dinleyecek kimse yok. Arka- daşlanmız bnrada olacak ki, bntceyi birlikte tarbşacagız de- di. Üniversite ^türban' için bekleyişteANKARA (Cumhuriyet Bü rosn) — Yükseköğretim kunım- lanna kdık kıyafet serbestisi ge- tiren yasamn, anayasanın "hdkük" Ukesine aykın olduğu- nun savunulması, üniversiteler- de yeni bir "bekleyise" yol açtı. Ankara Üniversitesi (AÜ) ve Or- tadoğu Teknik Üniversitesi (OD- TÜ) senatolannca alınan karar- da, türbamn "çagdısı ideoiojik alnmlann sîmgesi" Oİduğu belİT- ülerek, bu konudaki kaygüar di- le getirildi. Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nde (DTCF) henüz başlatılan imza kampanyası da sürüyor. Üniversitelerin çoğu yasa ko- nusunda sessiz kalmayı yeğler- ken, Ankara Universitesi'nden sonra, ODTÜ de yasamn "kay- gı verici" olduğu şeklinde görüş bildirdi. ODTÜ Yönetim Kuru- lu, "türban" olarak adlandınlan ve üniforma görunümü kazanan kıyafetin "çagdısı ideoiojik akımlann simgesi" olmasırun endişe verici olduğu yönünde açıklama yaptı. Yönetim kuru- lundan dün yaptlan açıklamada, yapüan düzenlemenin "sadece kız ögreocilerin" kılık kıyafetle- rine serbestlik getirmeye yöneUk olduğu belirtilerek, şu görüşle- re yer verildi: "Yüksekögretim Kananu'na göre öğrendlerine Atarürk iakı- laplan ve ilkeleri dofnritnsanda geiişmiş ve çagdaş bilim ve eği- tim hizmctleri vermek, bilim ve teknoloji üretmek gibi önemli görev ve soromtoluklan olan üniversitelerin kıkk kıymfet ko- landığı görüşüyle açtıklan imza kampanyası sürüyor. Cumhuri- yetin laik temelini hedef alan ge- rici girişimlerle "türban ve ka- ra çarşafm" serbest bırakılması için anayasaya aykırı yasalar çı- kanldığı savunulan metinde, şöyle denildi: "Gerçektebaşörtüsntakılma- stna oianak saglamak amaayla düzenlenen son yasamn önceki biçiminde yer alan 'genel ahlâk den giysi döküm ve çizimleri is- tenebileceği olasıhğınm ve çıka- cak kanşıklığin sozum ona or- tadao kaklınlabilecegi düşünül- mnştür." YÖK yöneticilerinin önceki uygulamalar sırasında, kendi imzalannı taşıyan yönergeleri bile uygulama güctinden yoksun olarak, öğrenci ile öğretim ele- manlarını karşı karşıya getirme "kurnazlığına" başvurduklan Üniversitelerin çoğu yasa konusunda sessizliğini korurken, Ankara Universitesi'nden sonra ODTÜ de yasanın 'kaygı verici' olduğu şeklinde görüş bildirdi. AÜ DTCF'de bir grup öğretim elemanının türbanla ilgili son düzenlemenin 'başörtüsü için özel bir özgüriük' sağlanması hesaplarından kaynaklandığı görüşüyle açtıklan imza kampanyası sürüyor. nusn ik 1982 yümdan beri sü- regden bir nfrasıyia karşı kar- şıya btrakılmalannı ülkemiz için esef verici bulmaktayız." Bu arada AÜ DTCFde bir grup öğretim elemanı türban ile ilgili son düzenlemenin "başör- tüsü için özd bir özgüriük" sağ- lanması hesaplarından kaynak- ve adaba aykın olmayan' ibare- si 'yürürlükteki kanunlara aykın olmayan'a döBÜştürülmastür. Çünkü, gend ablftk ve adaba uygun giyimin berkese göre de- ğişik olabilecegi, bu bakımdan yükseköğretim ögrencilerinin hangi giysilerle okula gelebile- cekkri konusunda yönetkiler- savunulan metinde, yeni. düzen- leme ile yasa koyucunun da ay- nı yolu benimsediği öne surül- dü. diğer üniversitelere de gön- derileceği bildirilen metinde, da- ha sonra şu görüşlere yer verildi: "Biz aşağıda imzalan buln- nan öğretim etemanlan, maka- mımza ve kamuoyuna duyur- mak isteriz ki, başörtüsü soru- nn nedeniyle kurumlarda ve toplumda beHrecek kargaşanın sorumlalan Atatürk ilkcicriae yürekten bağlı kimseier degü, devrim yasaiannı görmezlikten gelerek, ne olduğu belirsiz yasal dnzenleraelerde bulonanlarta, onlann karşısında 'boyunlan küdan ince" üniversite yönetki- leri oUcaktır." AÜ Rektörü Prof. Dr. Necdel Serin, kanunu uygulamak dunı- munda olduklannı kaydederek, ancak bazı endişeler taşıdıklan- ru bildirdi. Prof. Dr. Serin, şöyle dedi: "Geüşmelerden edindigımiz izlenim, cumhuriyetin temel il- kesi olan laiklige karşı bir siya- si davranış hareketine dönüşme niteligindedir. Endişelerimizi hakta yılnrarak gelişmeler ohır- sa, üniversite oiarak görüsüp ka- muoyuna duyuracağız." ODTÜ öğretim üyesi Dr. Cem Çakmak da, parlamentodan geçtiği şekliyle yasanın, daha önce ahnan karara bir değişik- lîk getirmediğini ifade etti. AÜ Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Profesörü Ahmet Kıta- çoğlu, yasanın, üniversite öğren- cileri arasında hizipleşmeye yol açacağım savunarak, üniversite- lerin siyasi olaylara gebe oldu- ğunu söyledi. Prof. Dr. Kılıçoğlu, inandığı için türban takanlara yasak ge- tirilmesinin demokratik olmadı- ğını kaydederek, "Ancak Türk- iye'de türban siyasi bir sünge ha- line geldiginden, boyle bir yasa- nın çıkartüması dofcnı degfl"de- di.Ankara Barosu Başkanı Oı- demir Özok, yasanın hazırlanış tekniği bakımından çelişkilerle dolu ve hukuka aykın olduğu- nu bildirerek, "Dini inanca sa- hip olaBİann türban takmasuıa karşı degiliz. Ancak Türkiye'dc türban oteyı, striat düzenini geri getirmek isteyen siymsi bir ideo- Jojinin simgesi haHne getirUmiş- Ör. Bu nedenle yasayı, şeriat dü- zenini savunanlare karşı verümis önemli bir siyasi ödun olarak görüyonu. Bu yasa, evrensd hu- kuk kurallannı ve bukukun üs- tünlüğönü hiçe saymakta ve la- iklik ilkesini zedelemektedir" dedi. Yeni Asya'nın 7 yöneticisi gözaltında DGM Savcıhğı, Süleyman Demirel'in 'Said Nursi büyük alimdir' ifadesini kullandığı demecini incelemeye aldı. Vaiz Cemal Gündoğdu da gözaltına alındı. ANKARA (Cumburiyet Bü- rosu) — Said Nursi mevlidiyle ilgili olarak Ankara DGM'ye ifade vermeye giden ve aralann- da gazete sahibi Mehmet Kuüu- lar'ın da bulunduğu yedi Yeni Asya gazetesi yöneticisi ile vaiz Cemal Gündoğdu gözaltına alındılar. DGM Başsavcı Yar- dımcısı Ülkü Coşkun'un emriy- le, Ankara Kocatepe Camii'nde- ki mevlit sonrasında gözaltına ahnan Yeni Asya gazetesi çahşa- nımn sayısı böylece 9*a yüksel- di. Bu arada DGM Savcıhğı, DYP liderı Süleyman Demirel'- in "Saidi Nursi büyük alimdir" ifadesini kullandığı demecini in- celemeye aldı. Ankara DGM Başsavcı Yar- dımcısı Coşkun'un, Yeni Asya gazetesi sahibi Kutlular ve so- nımlu Yazıişleri Müdürü Saba- haddin Aksakal'ın da aralann: da bulunduğu 7 yöneticinin göz- altına alınması için emniyete ya- zılı talimat göndermesinin ar- dından, Kutlular ve arkadaşları dün bir avukatlık burosunda ba- sın toplantısı düzenlediler. Bu arada DGM Savcısı ile görüş- mek isteyen Kutlular'ın telefon- larına yanıt verilmedi. Kutlular, basın toplantısmda gazetelerde yer alan arandıkla- nna Uişkin haberler üzerine An- kara'ya geldiklerini, kendilerine resmi olarak bir tebligat yapıl- madığım söyledi. 23 yıllık gaze- teci olduğunu anımsatan Kntra- lar, "Saidî Nursi mevüdini sade- ce kendisinin karar vererek ter- tiplediğini, gazete çalışanlannıs da mevlitten sorumlu tutnlma- suun yanlış olduğunu" belirtti. Mevlitle ilgisi buhınmayan biri gazete dağıtıcısı, diğerı Ankara idari sorumlusu iki kişinin göz- altına ahnmalannı eleştiren Kut- lular, "Niye gözaltına almıyoruz ki? Bizler yersiz yurtsuz kisiler degiliz. Suç işJemişsek adresimiz bellL Talimal verirler, gideriz, Uademizi vertriz" diye konuştu. Bir hukuk devletinde mevlit düzenlemenin suç olmadığına ve aynca izin alınmasuun gerekme- diğine işaret eden Kutlular, "Mevlitten dolayı bakkunızda tahkikat açılması talinsiz bir olay" dedi. Said Nursi için Is- tanbul başta gelmek üzere deği- şik illerde toplannlar düzenlen- diğine ve kitaplannın satışımn serbest olduğuna dikkat çeken Kutlular, Ankara DGM'nin an- layışını kavramakta güçlük çek- tiğini kaydetti. Mevlide bütün devlet adamlarını davet ettikle- rine de dikkat çeken Kutlular, "Biz yeralü teskilatı degiHz. Bü- romuz aramyor, kitaplar alını- yor, insanlar gözaltına alıaıyor. Basın mensuplanyız, bize böy- le davrarulmaması gerekirdi" bi- çiminde konuştu. Artık vatan- daşlann mevlit düzenlemekten bile korkar hale geldiklerini an- latan Kutlular, devletin "ürkütücö" değil, "yaösOna" olması gerektiğini söyledi. Konuşmasında Said Nursi'yi de savunan Kutlular, Nurcu da- valarının tümünün beraatle so- nuçlandığını bildirdi. Gazeteci- lerin mevlidin Cumhuriyet Bay- ramı kutlamalanna rastlaması- na Uişkin sorusu üzerine de Kut- lular şunlan söyledi: "Biz mevlit için 21 ekimi dü- şnndük. O gün sayun olduğu için 2S ekime almak zoranda kaldık. Bu 29 ekim de olabilir- di. 29 ekimde yapdsa ne olur? Cumhuriyet Bayramı'nda mev- Ut yapdmaz diye bir yasa mı var? Bundas devlete ne? Kanunlarda böyle bir suç yok ki." Kutlular, Said Nursı'nın kendi di anlayışı çerçevesinde herkes- ten daha cumhuriyetçi ve laik ol- duğunu da savunarak "Bir insan kötü de olsa taer hareketi suç olamaz ki" dedi. Mevlidin TCK'nın 163. maddesini ilgilen- diren bir yönü olmadığını da be- lirten Kutlular, "163, dini esas- lara dayalı devlet oluşturmak amacıyla gizli örgüt kurmayı yasaklryor" diye konuştu. DGM Savcuığı'mn Yeni Asya yönetici- lerini suçlu gibi teşhir etmesini eleştiren Kutlular, "Saidi Nursi'- yi sevtnek, onun eserlerini ya- yımlamak bu ülkede suç değüdir" dedi Dini faaüyetlerin "irtica" olarak yorumlanmasına da karşı çıktıklannı ifade eden Kutlular, DGM Savcısı'nı da eleştirerek "Savcı da cumhuriyet için mevlit okutsun. Onun da mevüdini ben mi okutayım?" di- ye konuştu. Kutlular, hükümet yetkililerine de seslenerek "Suç olmayan bir hareketi yapan in- sana böyle bir hareket yapüıyor- sa, hükümet yetküilerinin bir açıklama yapması lazun" dedi. Kutlular, bir soru üzerine de Said Nursı'nin Kurt olduğunu doğrulayarak "Önceden Saidi Kürdi olarak amnyonnuş. Nede- ni, Osmanlı İmparatorluğu'nun onun yasadığı Bitlis'i Kürdistan olarak tanımlamaa ve o dönem- de insanların bulunduklan yer- le ilgili soyadlanyla anılması. Kendisi cumhuriyet dönemine geçildiğinde de soyadını de|iştirmiştir" dedi. Said Nur- si'nin hiçbir zaman Kürtçü ol- madığını, kendilerinin de onu Kürt olduğu için sevmedikleri- ni kaydeden Kutlular, "Saidi Nursi Kürttür, ama mümin ve Muslümaadır. hiçiminde konuştu. Kutlular, daha sonra yanında gazetenin Yazıişleri Müdürü Sa- bahaddin Aksakal ve gazetenin diğer aranan yöneticileri Cevher tlhan, Bekir Gönüllü, Mustafa Koleoğlu, Ali Vapur, Hilmi Do- ğan ile Istanbul vaizlerinden Ce- mal Gündoğdu olduğu halde DGM'ye gittı. Yeni Asya gaze- tesi yöneticileri, DGM Savcısı Ülkü Coşkun ile görüştürülme- den, DGM girişinde gözaltına alındılar. Emniyete gönderilen 7 yönetici ile birlikte, Kocatepe Camisi'nde düzenlenen mevlit- le ilgili gözaltma ahnan Yeni As- ya gazetesi çalışanı sayısı 10'a yükseldi. Yeni Asya gazetesinden daha sonra yapılan açıklamada şöyle denildi: "Ankara DGM Savcıufı tara- fından çağnlan Veni Asya gaze- tesi imtiyaz sahibi Mehmet Kut- lular, Yaztişleri Mesul Mudüru Sabahaddin Aksakal ve 8 arka- daşmuz dün sabah DGM'ye ifa- de vermek uzere gittiler. DGM Savcısı Ülku Coşkun, ifade için çagırdıgı arkadaşlanmızla 'ke- sinlikle konuşamayacağını' açıkladı. Mehmet Kutlular'ın, 'Biz si- zin çağnnız üzerine lstanbul'dan geldik ve sizinle gönlsmeden bu- radan aynlmayız' şekündeki ko- nuşması üzerine DGM Savcısı Ülkü Coşkun, 'kesinlikle göruşmeyeceğini' bildirdi. Ba- nun üzerine Kutlular, 'Bir hu- kuk devleti olan TttrkiyeMe DGM Savcısı'nın talebi üzerine lstanbul'dan geldik. Ancak DGM Savosi'nın keyfi ve huku- ka sığmayan tavnyla karşılaşük' dedi. Kutlular ve arkadaşları DGM önunde beklemeye başla- dılar. Daha sonra DGM Savcısı Ülkü Coşkun'un talimatıyla An- kara Emniyet Mudürlüğü siya- si şubeden bir ekip Kutlular ve 8 arkadaşımızı DGM önünden alarak Emniyet Müdürlüğü'ne götürdü. Ankara DGM Başsavcılığı, DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel'in, "Saidi Nursi buyuk bir alimdir" şekündeki demeci- ni, "Saidi Nursi'yi övücü niteükte" bularak incelemeye al- dı. ANKA'nın haberine göre DGM yetkilileri, şimdilik soruş- turmanın esas unsurian olan mevlidi düzenleyen ve mevlitte konuşma yapan kişiler üzerinde durulduğunu belirtirlerken ka- ülan ANAP ve DYP'li mületve- killerı ile Demirel hakkında da "Zamanı geldiğinde gerekenle- rin yapılacagmı" söylediler. Nıırculuk 163. madde kapsamında TURAN Y1LMAZ ANKARA — Yargıtay, Said Nursi için başkentte verilen ve siyasilerin de ilgi gösterdikleri mevlit nedeniyle yeniden günde- me gelen Nurculuğu laikliği red- deden, şeriatçı bir akım olarak niteledi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun bu konudaki içtihat niteliğindeki karannda, Nurcu- luğun TCK'nın 163. maddesi kapsamında bir suç olduğu da beîirtilirken Diyanet tşleri Baş- kanhgı da bu tarikatın felsefesi- nin lslam dinine aykın olduğu- nu savundu. Yeni Asya Gazetesi'nce verilen mevlit nedeniyle başlattığı so- ruşturmasında Ankara DGM Başsavcıhğı'nın da dayanak al- dıği bildirilen Yargıtay Ceza Ge- nel Kurulu'nun 20 Eylül 1%5 ta- rih ve 1965/313 sayüı karannda, bu tarikatın kurucusu Said Nur- si'nin eserlerinden yola çıkılarak Nurculuk tarikatına ilişkin şu saptamalara yer verildi: — Nurculuğun esası, fikirle- ri, maddiyatcı ve tabiatçı mo- dern felsefeyi reddetmekte, dün- yanın geçiciliği, ahiretin gerçek- liği fıkrini telkin etmekte, neti- ce olarak da bütün dünya saa- detlerini insanlara haram et- mektedir. — Nurculara göre laik bir devlet düzeni şeriata aykındır. Türkiye kuruluşu itibanyla din- den uzak kalmış ve dine karşı- dır. Laiklik ile dinsizlik arasın- da bir fark yoktur. Hıristiyanhk dünyevi esaslara sahip olmadı- ğı için din ile dünya işleri birbi- rinden ayndır. Reform Hıristi- yanhkta mümkündür. Türk dev- rimleri dahi Huistiyan reformu- nun bir taklidinden iarettir. Zi- ra İslamiyet hiçbir reforma ih- tiyaç göstennevecek derecede mükemmeldir. Atatürk idaresi hadislerde gosterihniş bulunan dehşetli ahir zamandır. Dinsiz- lik, komünistlik, ifsâd komite- lerinin faahyet yıllandır. Türki- ye'nin siyasi rejimi, Nur saadeti söndürmeye çalışmaktadır. Ke- malistler seviyesiz kimselerdir. — Said Nursi'ye göre İslami- yet devletinin Mekke-i Mükerre- mesi Ceziret-ül Arap olacaktır. Bu arada Osmanlılıkta bir Medine-i Münevvere şeküni ala- cakür. Kurulacak nizam, Islami esaslara dayanacaktır. Araplar da lslam devletinin en hâkirn unsuru olacaktır. Kararda Diyanet İşleri Baş- kanlığı'nın Nurculuğu Müslü- manlar arasında "bir nevi bizipçilik" yaratmakla suçladı- ğı, aynca tslamın reddettiği hu- rufeÛk yöntemiyle ayetleri tefsire kalkıştığı belirtildi. Diyanet İş- leri Başkanhğı'nın Nurculuğa ilişkin değerlendirmelerinde, bu tarikatın kutsal saydığı Nur ri- salelerinde Kürtçülüğü körükle- yen sözler bulunduğu, milli ve dini birliği parçalayan zümreci- lik yapıldığı, bu nedenlerle de bu tarikatın düşünce ve savlannın Islama uymadığı belirtildi. f. Sayfada) açıklamayı yapan Devlet Baka- nı Hükümet Sözcüsü Mehmet Yazar, bu üç kunım için ekono- mik ayncalık niteliğindeki ka- rarla ilgili bir yorum yapmadı. Yazar, TRT çahşanlanyla pek- çok kamu kuruluşunda fazla mesailerin nisan ayından itiba- ren tasarruf tedbirleri nedeniy- le kesildiğinin hatırlatılması üze- rine de "TRT'deki dunıma bakacağım" diye konuştu. Diyanet İşleri Başkanhğı'na ANAP hükümetleri döneminde başta kadro tahsisi olmak üze- re büyük kolayhklar sağlandığı kaydedildi. Diyanet'in son 11 yılda taşra teşkilatındaki perso- nel sayısı yüzde 75 artış göste- rerek 40 bin 144'ten 70 bin 99'a çıktı. Bu rakamın günumüzde 80 bini aştığı ifade ediliyor. Diyanet özellikle ANAP dö- neminde büyük kadro artışlan sağladı. 1984'ten bu yana ANAP hükümetlerinin deste- ğiyle Diyanet'e 31 bin kişilik ek kadro verildi. Aynı dönemde yurtdışındaki görevli sayısı 100'den 800'e çıktı. Ancak Di- yanet personelinin maaşlarına ilişkin şikâyetleri ise yeni karar- name çıkana kadar sürdü. Başbakan Yıldınm Akbulut da son olarak Kocatepe Cami- si'nde düzenlenen ll Müftüleri Semineri'nde, ANAP hükümet- leri döneminde dine verilen des- teği şöyle dile getirdi: "1983 ydında 18 milyar lira olan Diyanet tşleri Başkanlığı bütcesi, din hizmetlerini yaygın- laştırmak, daha etkin ve verim- li hak getirmek amacıyla hükü- metlerimiz döneminde sürekli arttınlmış ve 1990 yılında 799 milyar Uraya ulaşmıştır. Bu ra- kamın 1991 yılında 1 trilyonun özerinde gerçekleşecegi muhak- kakür." Bakanlar Kurulu'nun bu ka- ranndan yararlanacak olan Va- kıflar Genel Mudürlüğü ise 199i'de yeni bir görünüme bü- rünecek. Hükümetin 1991 yıh programında vakıflar için yapıl- ması plananlanan çahşmalar şöyle sıralandı: • Vakıflar Genel Müdürlüp- nün görevleri yeniden tammla- nacak, bu görevlere uyumlu ye- niden teşkilatlanma gerçekleşti- rilecek. • Sağlık ve fen bilimleri eği- timi alanlannda yatınm yapan vakıflara vergi muafiyeti tanın- ması için çahşma yapılacak. • Vakıf eserlerinin tamtımı için çahşmalar hızlandınlacak. CUMHURİYET KİTAP CİLT: 1 SAYI: 1-26 BÜYÜK BOY, LÜKS CİLTLİ SATIŞ FİYATI: 30.000.- TL FUAR ÖZEL FİYATI: 25.000.- TL ÜYE SATIŞ FİYATI: 20.000.- TL TÜYAP KİTAP FUARI CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ STANDI İLHAN SELÇUK ÎMZAGÜNÜ 3 KASIM CUMARTESİ SAAT: 15.00 - 18.00 TÜYAP KİTAP FUARI CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ STANDI DEMOKRATİK İSTANBUL EGITIM KURULTAYI 3/4 Kasım 1990 • Saat 10.00 Odakule-Tünel Açış konuşması: Ercan KARAKAŞ (İl Başkanı). Konuşmacılar: 1. Gün: Prof. Dr. Nurettin SÖZEN, Doç. Dr. Korel GÖYMEN, M. Adem SOLAK, Ayla AKBAL, Faik AKÇAY, CavitSAVCI, Prof. Dr. Cevat ALKAN, Dr. Bahattin CAN, Prof. Dr. İrter TURAN, Prof. Dr. Turhan OĞUZKAN, Asaf Savaş AKAT, Doç. Dr. Zehra İPŞİROGLU, Prof. Dr. Güler FİŞEK, Doç. Dr. Rıfat OKÇABOL. 2. Gün: Prof. Dr. Emre KONGAR, Başar SABUNCU, Bedri BAYKAM, Aygören DİRİM, Füsun ONUR, Prof. Dr. Tolga YARMAN, Prof. Dr. ToktamtşATEŞ, MustafaGAZALCI, Prof. Dr. Hüseyin HATEMİ, Doç. Dr. Tahsin YILMAZ Ayrıntılı program ve bilgi için Tel: 143 59 71 -143 63 21 İLKOKUL 3. 4. 5'inci sınrflara Anadolu liseleri ve Kolejlere hazırlık kursları GALATASARAY LİSESİ ORTAKÖY bölümünde Hazırlayan YÜKSEL SÖKMEN Aynca resim, satranç, İngilizce ve basketbol kursları Her semte seruis vardır. Tel.- 158 50 40- 161 54 14 - 161 59 02
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear