Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/10 HABERLER 2 KASIM 1990
Akdamar Kilisesi tehlikede
• VAN (AA) — Van'ın Akdamar Adası'ndaki Akdamar
Kilisesi yıkılmak üzere. Vali Adnan Darendeliler,
"Kilisenin restoresi önümüzdeki yıl yapılacak" dedi.
Van'da yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çeken
Akdamar Adası'ndaki kilise bakımsızlıktan yıkılmaya
başladı. Bakım ve geliri özel Idare Müdürlüğü'ne ait
olan kilise 915-921 yılları arasında mimar Keşiş Manuel
tarafından yapılmıştı. Yapılış tarihinden bu yana ayakta
kalan kilise, tabiat ve insan tahribi sonucu birçok
özelliğini kaybetmeye başladı. Van Valisi Adnan
Darendeliler, turistik önemi büyük olan Akdamar Adası
ve Kilisesi için bir dizi çalışma yapıldığını ve kilisenin
restoresinin önümüzdeki yıl gerçekleştirileceğini söyledi.
LJseli İ.Ç.'ye tahliye
• tstanbul Haber Servisi — 1 Mayıs'ta üzerinde iki şışe
benzinle yakalanan ve "molotof kokteyl"
bulundurmaktan 6 aydır yargılanmakta olan lise
öğrencisi l.Ç. tahliye edildi. Aynı davadan daha önce
tahliye olan Y.S., arkadaşı I.Ç.'yi suçlayarak, "İ. para
karşüığı molotof kokteylleri yaptı, ben sadece taşıdım"
demişti. Daha sonra açıklanan bilirkişi raporunda ise
benzin şişelerinin "patlayıcı madde" kapsamına girmediği
belirtilmişti. Yasadışı TKP-ML TİKKO üyesi olmakla da
suçlanan sanıkların 15'er yıla kadar hapisleri isteniyor.
lstanbul 1 Noiu DGM'deki dünkü duruşmada ise
sanıkların beraat istemleri reddedilirken kanıtlann
incelendiği savıyla l.Ç.'nin tahliyesi kararlaştırıldı.
Doç. \alçın Küçük yargılandı
• tstanbul Haber Servisi — Toplumsal Kurtuluş
dergisinde yayımlanan bir söyleşisinde "bölucülük"
yaptığı savıyla yargılanan Doç. Dr. Yalçın Küçük,
hakkındaki iddialan reddetti. İstanbul 1 No'lu DGM'deki
duruşmada Küçük, söyleşide Kürt tarihi ve külturü
konusunda uzman üç Sovyet bilim adamının görüşlerıne
yer verdiğini belirtti ve "savcılık makamı olmayan şeyleri
var gibi göstererek suçlama yapmış" dedi. Küçük, "Kürt
sorunuyla ilgili olarak eski Dışişleri Bakanı Vahit
Halefoğlu ile yapılmış bir söyleşiyi ve çeşitli gazetelerin
haberlerinden örnekler vererek, "onların söylediklerini
ben söylemiş olsam, savcılık herhalde hakkımda idam
isterdi" şeklinde konuştu. Mahkeme heyeti daha sonra
Küçük'ün beraat istemini reddederek, dosyanın
incelenmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
16 TKP/ML üyesi yakalancfa
• lstanbul Haber Servisi — İstanbul'da eylem hazırhğı
içinde oldukları ve TKP/ML örgütüne üye olduğu
savlanan 16 kişi çok sayıda silah ve örgütsel
dokümanlarla ele geçirildi. Siyasi Şube'nin dün yaptığı
açıklamada, TKP/ML Hareketi Devrimci Halkın Birliği
Merkez Komite üyesi olduğu öne sürülen Kemal Yazar ile
Hüsnüye Taşlı adlı kişiler Maltepe'deki evlerinde 28
ekimde polisle girdikleri silahlı çatışma sonucu
yakalandılar. Açıklamada ayrıca yapılan operasyonlar
sonucu Yazar ve Taşlı dışında adları açıklanmayan 16
kişinin daha yakalandığı bildirildi.
Salman'ın 10 yıl hapsi istendi
• tstanbul Haber Servisi — Sanatçı İlyas Salman
hakkında "bölucülük" yaptığı savıyla 10 yıl hapis
istemiyle dava açıldı. lstanbul DGM Savcılığı'nca
hazırlanan iddianamede îlyas Salman'ın Bursa'nın Keleş
ilçesinde bir piknikte yaptığı konuşmada bölücü
propaganda yaptığı ileri sürüldü. Sanatçının TCK'nın
142/3. maddesi gereğmce 10 yıl hapisle cezalandırılması
istendi. Öte yandan Çanakkale E Tipi Cezaevi'nde
itirafçı Ali Akgün'ü öldürduğü iddiasıyla Levent
Aktürkoğlu hakkında da idam istemiyle dava açıldı.
60 er mantardan zehirlendi
• BURSA (Cumhuriyet) — Gemlik'te bulunan Askeri
Hara'da 60 erin çevreden topladıkları mantarlan yiyerek
zehirlendikleri öğrenildi. Erlerin zehirlenme belirtileri
göstermeleri üzerine askeri araçlara bindirilerek Bursa
Askeri Hastanesi'ne gönderildikleri bildirildi. Mantar
örnekleri ile birlikte hastanede kontrolleri yapılan
erlerden 8'inin durumunun ağır olduğu, diğerlerinin ise
taburcu edildikleri bildirildi.
Bilgisayar destekli eğitim
• tstanbul Haber Servisi — lstanbul Eğitim ve Kültür
Vakfı'na bağlı okullarda İngilizce derslerinde bilgisayar
destekli eğitime başlandı. lstanbul Eğitim ve Kültür
Vakfı Genel Müdürü Müfit Yıldırımalp, vakıf
okullannda kuruluştan bu yana bilgisayar derslerinin
bulunduğunu ve bilgisayar destekli eğitime geçmek için
Acıbadem Deneme Lisesi'nin pilot okul olarak seçildiğini
söyledi. Yıldırımalp, daha etkili ve çağdaş bir eğitim
verilmesi amacıyla uygulamaya konulan bilgisayar
destekli eğitimin başarıh olması halinde öteki vakıf
okullarına da yaygınlaştırılacağını belirtti.
DÜZELTME
• Dünkü spor sayfasında yer alan Efes Pilsen takım
kadrosunda basketbolcuların sayıları 'Taner (16), Jones
(34), Tamer (6), Jackson (23), Atalay (II), Cenk (4), Ufuk
(2) seklinde olacaktır.
DYP lideri: Ara seçim yapıldığında halkın sandığa gitmeyeceğinden emin olsak sine-i millete döneriz
DemirePden6
sine4 millet' mesajıKKTC'den gelen gazetecileri kabul eden
Demirel, Polly Peck'le ilgili olarak "Olayı
tam bir talihsizlik sayıyorum. Asil Nadir'in
başarılarını takdir etmemek mümkün değil"
seklinde konuştu.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — DYP Genel Başkanı
SiUeyman Demirel, KKTC'deki
muhalefet partilerinin, son se-
çimlerden sonra iktidann tutu-
munu protesto etmek için
"Sine-i millete dönmelerini" de-
ğerlendirirken, "Biz eğer sine-i
millete dönmemizden sonra ya-
pılacak ara seçimde halkımızın
sandığa gitmeyeceğinden emin
olsak sine-i millete döneriz" de-
di.
Demirel bir sonı üzerine,
"PoOy Peck obrynı bir tatihsiz-
lik sayıyoram" diye konuştu.
KKTC'den gelen bir grup ga-
zeteciyi TBMM'deki grup yöne-
tim kurulu toplantı saJonunda
kabul ederek sonılannı yanıtla-
yan Demirel, "Sine-i millete
dönme" mesajı verdi. Demirei,
son seçünlerden sonra ortaya çı-
kan tabloyu değerlendirmesini
isteyen Kıbnslı gazetecilere,
"Özgiir ve scrbest secimi" sa-
vunduklarını söyleyerek şöyie
dedi:
"Bnnu biz de beniiz başara-
bilmis defiliz. Türkiye'deki rr-
jim 1983 rejiminin devamıdır.
Biz bu nedenle devletimizi tab-
rip etmedik ama bu sonucu do-
ğuranlan alkışlamadık da...
Hâlâ bunlaria möcadele halin-
deyiz. Kıbns'ta irade üsrünrağü-
nün yerteştiğmi görmek isteriz.
Kıbnsın mctlaka iyi yönetilme-
si lazımdır. Kıbns'ta yapılan se-
çim sonrasıoda ortaya çıkan
boşnutsuzhık iyi olmanustır, sık
da olmamışür. Cumhurbaskan-
lıgına büyük çoğunluğuB oyla-
nyla seçilen Sayın Denktas'ın
araya girip iktidar ile muhalefet
partilerini banstırması gerekir-
di. Bu arada bizim hükümetin
buradaki olaya kansması da
yankştır. Biz Kıbns'ta iyflik ara-
nz. Huzursuzluklan amacını
aşan ve dısandan da yanhş an-
btsılacak hale getirmeyû. Bütiin
bunlar kendi şartlan içinde çö-
züme bırakdmabdır."
Demirel, KKTC'deki muhale-
fet partilerinin eylemi ile Türki-
ye'de Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'a karşı yapılan boykotun
aynı olup olmadığına ilişkin bir
soruyu yanıtlarken Türkiye'deki
muhalefet partilerinin yaptığı-
nın "boykot" değil "protesto"
olduğunu söyledi. Halkın 26
Martta özal'a yüzde 21.75'lik
bir destek verdiğini kaydeden
Demirel, özal'ın Meclis'teki
yüzde 65 oranındaki sandalye-
sine dayanarak Köşk'e çıktığı-
nı belirtti ve şunları söyledi:
"Biz zamanında kendisine,
'Seni saymayız, ilk fırsatta
indiririz' dedik. Bnna rağmen
yaptı. Biz, sine-i millete dönme
obryını çok tartıştık. Neye yarar
diye baktık. Bizi halk önce al-
luşiardı, sonra da 'Niye bize gel-
diniz, kalıp o zemini kullanarak
mücadele etseydiniz ya' derdi.
Bir ara seçim yapılacaktı. Biz
eğer bu ara seçimde halkın san-
dık başına gitmeyeceğinden
emin oiabilsek sine-i millete dö-
neriz. Ama dönülen sine. ken-
dine sıra geldiğinde şuna buna
oy verirse, secime giren partiler
oylanmızı aralannda taksim
eder. tktidar, anayasayı degiş-
tirecek oyu da bulabilir ve reji-
mi de degiştirir. Şimdi sabredi-
yoruz. Çiinkü halkımız kuvveti
sever. Güçsüz dtıruma düşme-
mek ve bir şey yapma imlfânını
da kaybetmememiz lazım. Bizi
burada tntan da budar."
Demirel, bir soru üzerine de,
Türkiye'nin borçlanndan dolayı
tazyik altında kalıp Kjbns ola-
yında ödün vermesi gibi uzak
bir olasılık için KKTC konusun-
da bir soru önergesi verdikleri-
ni söyledi. Demirel, "Yani bu,
olabilecek birtakım şeylerin
önüne geçme, rota tanzim etme
istegidir" dedi.
Demirel, Kıbnslı işadamı Asfl
Nadir ile hakkındaki mali sıkıntı
haberiyle ilgili olarak da konu-
yu dikkatle izlediğini bildirdi.
Demirel, "Olayı tam bir talih-
sizlik sayıyorum. Asil Nadir'in
başarılarını takdir etmemek
mümkün değil. Ancak Polly
Peck olayının arkasındaki duru-
mu henüz pek anlayamadun.
Bu bir mali skandalsa buna bir
şey diyemem. Fakat bunun ar-
kasında 'Asil Nadir Kıbnslıdır.
Kıbrıs Cumhuriyeti'nin deste-
ğindedir. şunu mahvedip Kıb-
rıs'taki durumu sıkıntıya
düşürelim' gibi en ufak bir ema-
re varsa biz burada söylemedik
laf bırakmayız. Eğer haklı ol-
mayan bir söz söylersek mabcnp
oluruz. O zaman olayı da zaa-
fa düşürürüz" diye konuştu.
TCK'da ülkücü sanıklar lehine deyeni düzenleme
Uyuşturucu kaçakçısına kıyak
Hükümetçe benimsenerek TBMM'ye
sevkedilen TCK değişikliği öngören tasarıda,
uyuşturucu kaçakçılığı yapanlara verilen idam
cezaları ortadan kaldınlıyor. Tasarıda, yurt
dışında bu suçtan ötürü aldıkları
mahkumiyetleri çekenlerin dönüşlerinde
alacakları cezalardan indirilmesi öngörülüyor.
MHP ve ülkücü kuruluşlar davalarında
yargılanan sanıklara uygulanan TCK'nın 313,
314 ve 315. maddelerinde bu sanıklar lehine
yeni düzenlemeler öngörülüyor. Buna göre
teşekkül oluşturup bir başka suçu işleyenlere
hangi suçun cezası ağırsa, o suçtan ceza
verilmesi hükmü getiriliyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bii-
rosu) — Bakanlar Kurülu'nca
önceki gün benimsenerek,
TBMM'ye sevk edilen ve Turk
Ceza Yasası'nda değişiklik ön-
gören yasa tasarısıyla, uyuştu-
rucu madde kaçakçılan ile
MHP ve Ülkücü kuruluşlar da-
vasında yargılanan Ülkücü sa-
nıklar lehine iyileştirmeler ya-
pılıyor. Uyuşturucu kaçakçılı-
ğı yapanlara verilen idam ceza-
lannı kaldınp, bu kişüerden ya-
bancı ülkelerde aldıkları mah-
kumiyetleri çekenlerin, bu
cezalarının aynı suçtan Türki-
ye'de alacakları cezalardan in-
dirilmesini de amaçlayan tasa-
n, özellikle Ülkücü sanıklara
uygulanan 313, 314 ve 315.
maddelerde yaptığı değişikük-
lerle de suç işlemek için teşek-
kül oluşturanlara, ''suçun
agırtıgı" ölçütü göz önünde bu-
lundurularak, ya teşekkül oluş-
turmaktan ya da sadece işlenen
diğer suçtan ceza verilmesini
öngörüyor. Tasan, TCK'nm
140. maddesindeki "milll
menfaader" ibaresini ortadan
kaldınyor.
Ceza Yasası'ndaki "Kaü
yaklaymın daha makul ölçtile-
re ve oluslararası uygulamaya
paralellik saglayacak sekle
getirilmesi" amacıyla,
TCK'nın uyuşturucu madde
kaçakçıhğına ilişkin yaptırım-
larm yer aldığ 403, 404, 405 ve
406. maddelerinde yapılan dü-
zenlemelerdeki en önemli geliş-
me, bu suçtan ötürü verilen
idam cezalanmn ortadan kal-
dınlması yönünde oldu. Hükü-
met, benimsediği tasan ile 403.
maddede yer alan, uyuşturucu
kaçakçılığı yapmak için teşek-
kül oluşturanlar, bu suçu mes-
lek, sanat ve geçim aracı hali-
ne getirenler ile 18 yaşından kü-
çükleri bu suçu işlemek ama-
cıyla kullananlar için öngörü-
len idam cezalarının ortadan
kaldırılması amaçlanıyor. Bu
suçlara verilecek cezaları
"idam" olmaktan çıkanp, al-
tıda birden, yanya kadar ceza
arttınmı haline getiren tasan,
uyuşturucu maddeleri sahte re-
çete ile alanlar için de 1-3 yıl
hapis, 1-5 milyon lira ağır pa-
ra cezası verilmesini öngörü-
yor.
404. maddede yapılan deği-
şikle, yanında uyuşturucu mad-
de bulunduranlara verilen ceza-
lar, 3-5 yıldan, 1-2 yıla indiri-
lirken, öngörülen yeni bir dü-
zenleme ile de uyuşturucu kul-
lanan bir kişinin, hakkında
herhangi bir sonışturma yapıl-
madan resmi makamlara baş-
vurarak, tedavi ettirümesini is-
temesi halinde, bu maddeyi
kullanma suçundan ötürü hak-
kında yasal işlem yapılmaması
hükmü getirildi.
Ülkücülere tek ceza
Tasan, özeUikle Ülkücü sa-
oıklara uygulanan TCK'nm
313, 314 ve 315. maddelerinde
de verilecek cezalann indirilme-
si yönünde iyileştirmeler getiri-
yor. Sol görüşlü sanıklara uy-
gulanan 169. madde ile "para-
lellik sağlamak" amacıyla ge-
tirildiği belirtilen bu değişiklik
ile 313. maddeye yeni bir hü-
küm konuldu. Buna göre, te-
şekkül oluşturarak suç işleyen-
lere verilecek cezalarda, "te-
şekkiil oluşturmak" ve sonra-
sında işlenen suç ayn ayrı de-
ğerlendirilecek, hangi suça ve-
rilecek ceza daha ağır ise sadece
o suçtan ötürü ceza verilebile-
^k. Böylece, özellikle Ülkücü
sanıklara daha az ceza verilme-
si sağlanırken, 314. maddede
yapılan bir değişiklikle de bu
maddede yer alan "başka bir
suç oluştursa bile" ibaresi kal-
dırıldı. öte yandan, tasan ile
TCK'nın 315. maddesi de yü-
rürlukten kaldınkü. Bu madde,
"teşekkül mensupiannm tesek-
külün devamı siiresince veya
meydana geliş amaçlan gereği
olarak işledikleri cüriimlerin-
den ötürü" verilecek cezanın
üçte birden yanya kadar arttı-
rümasım öngörüyordu.
Tasan ile "devlet knvvetleri
aleyhine suçlar" arasında yer
alan TCK'nm 146. maddesinin
son fıkrası da yürürlükten kal-
dınlıyor. Bu fıkra, anayasayı
şiddet kullanarak değiştirmeyi
amaçlayanlar için idam cezası
öngören bu maddedeki bu su-
ça katılan "fer-i serikler" için
5-15 yıl hapis cezası öngörüyor-
du.
Tasan, özeUikle "lydınlann
tepesinde sallanan demokrasin
kılıcı" olarak nitelenen
TCK'nm 140. maddesinde de
değişiklik yapıyor. Tasarı,
maddeyi aynen korurken,
maddede yer alan "milli
menfaatler" ibaresini ortadan
kaldınyor. Tasannın gerekçe-
sinde buna ilişkin, "Milli mca-
faat kavramı, tayini pek güç ve
belirgin olmayan bir kavram-
dır. Milli menfaat kavramı sa-
vaş halinde belirgin olmakla
beraber sulh zamanlannda bu
özelliginden uzakür" denildi.
Hükümette sağlık
sigortası tartışınası
TUNCAY ÖZKAN
ANKARA — Genel Sağlık
Sigortası (GSS) Bakanlar Kuru-
lu'nu yine kanştırdı. Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı lmren
Aykut, Sağlık Bakanı Halil Şıv-
gm'ı bu konuda "yanhş verfleri"
kullanmakla suçladı. SSK has-
tanelerinin içinde' bulunduğu
durum nedeniyle deştiriler alan
Aykut, GSS'nin SSK'ya ilişkin
bölümlerine karşı olduğunu tek-
rarladı. Bunun üzerine Şıvgın ile
devlet bakanlan Ercüment Ko-
nukman ve Kemal Akkaya Ay-
kut'a, "O zaman dogru rakam-
lan siz söyleyin" karşılığını ver-
diler. Tartışmalar üzerine Başba-
kan Yddınm Akbulut "GSS'nin
mali portresini saguklı bir sekil-
de çıkann, ne gerekiyorsa verip
bu işi gerçekleştirelim" dedi.
GSS konusunda Bakanlar
Kurulu'nda önceki gün sert tar-
tışmalar yasandı. lmren Aykut,
GSS ile getirilmek istenen aile
hekimliği uygulamasına karşı
çıktı. "SSK'hlann hastaneleri
var, bu uygulama yeni bir şey ge-
tirmiyor. Ajnca SSK'lılann bu-
güne kadar ödedikleri ve ödeye-
cekleri primleri de bununla kay-
b* uğruyor. Bunlara dikkat
edilmeii" diyen Aykut, Bakan-
lar Kurulu'nda Sağlık Bakanı
Halil Şıvgm'ın SSK'ya ilişkin ve-
rilerinin hepsinin "yannş" oldu-
ğunu ifade etti. lmren Aykut-
un "statüko savası" verdiğini ve
SSK hastaneleri konusunda yan-
hş bilgilendirildiğini iddia eden
Sağlık Bakanı Halil Şıvgın, Baş-
bakan Yıldınm Akbulut'un ko-
nuya çok sıcak baktığını, Ba-
kanlar Kurulu'nda oluşturulan
yeni komitenin yasa taslağma
son şeklini vereceğini bildirdi.
Konukman, Cumhuriyet muha-
birinin sorusu üzerine GSS ko-
nusundaki düşüncelerini şoyle
anlattı:
"4 kişilik bir komisyon kur-
duk. Ben, tmren Hanım, Kemal
Akkaya, Halil Şıvgın vardı. tm-
ren Hanım bizim komisyonn-
muza gelemedi. Ya da benim
bulunduğum toplantılara gele-
medi. Metin üzerinde gerekH ca-
lışmalar yapılarak son seklini
verdik. Burada benim önem ver-
digim aile hekimliği müessesesi-
nin mutlaka Ketirilmesi. Bizim
sevk zinciri dediğimiz hasta-
hekim ilişkilerinin düzenlenme-
sinde mutlaka böyfc bir sistemin
bir yerden başlablması zarure-
tidir. "
Konuya ilişkin verileri Sağlık
Bakam'nın getirdiğini belirten
Konukman, şöyle devam etti:
"Bunlar Sağlık Bakam'nın
ifadesine göre SSK'nın resmi ka-
>-ıtlarmdan almnuş. Benim itira-
zım da şöyle: Sağlık Sigortası'n-
dan sağlık masrafı nedeni>le 1
trilyon 600 mlyar gibi büyük bir
rakam SSKIılardan alınmıs,
ama bnnnn karşıhğında VT9 ml-
yar gibi bir harcama yapttauş.
Aradan 609-79» müyıriık har-
cama f arkı var. Bu rakam aile
hekimliği için de harcanabilir.
Bu, SSK'hlara fazla bir yükge-
tinnez inancındayız. Ascak lm-
ren Hanım bu rakamlann tnmü-
nün yanlış, hatalı, totarsu OMB-
gunu çok açık bir beyanla ifade
etti. Tabii bunu ispat etmek tm-
ren Hanım'a duşüyor."
ANAP'tan ayrılan 6 milletvekili DYP'ye geçecek
Atasoy'un 'hülle partisi' hazırBETÜLUNCULAR
ANKARA — ANAP'tan ay-
nlan Veysel Atasoy ve 5 arkada-
şımn kuracagı partiyle ilgili ça-
lışmalar son aşamasına geldi.
Veysd Atasoy, Akm Gönen, Ser-
vet Hacıpasaoğlu, tlyas Aktaş,
Nurhan Tekinel ve Nabi Sabun-
cu'nun anayasanm 84. madde
engelini aşmak amacıyla kura-
caklan 'hülle' partisi, DYP'nin
24 kasımda yapılacak büyük
kongre öncesinde feshedilerek
DYP ile birleşecek.
ANAP kuruculanndan \feyse'-
Atasoy, Cumhuriyet'in sorulan-
nı yanıtlarken "ANAP'ın 8 yıla
yaklaşan kraatıyla tamamen if-
las ettigi" göruşünü savundu.
"Mesut Yılmaz çok kötü politi-
ka yapıyor" diyen Atasoy, Yıl-
maz'ı "bir zamanlar Kececiler-
in koltugunun altında yer
almakla" suçladı.
DYP Genel Başkanı SiUey-
man Demirel'in "ANAP'tan
6 milletvekilinin
kuracagı parti, DYP
kongresi öncesinde
feshedilerek DYP'ye
katılacak. ANAP'tan
ayrılan 6
milletvekiline
Dalan'dan da 'bize
gelin' çağrısı yapıldı.
kim gelirse alın, partiyi
büyütün" düşüncesine parti
içinde ve örgütte tepkiler oldu-
ğu beürtiliyor. Bu arada Atasoy
ve arkadaşlarının Demokrat
Merkez Partisi Genel Başkanı
eski ANAP'h Bedrettin Dalan-
dan da "bize gelin" çağnsı al-
dıkları ve "Gelin hep birlikte
DYP çatısı altında birleşelim"
yanıtı verildigM kaydediliyor.
Kendi örgütünün de DYP'ye
geçmesi yönünde görüş belirt-
tiklerini bir soru üzerine açıkla-
yan Atasoy, şunlan söyledi:
"Türkiye siyasi bakımdan
boşluk içine düşmüştür. Bir sı-
kıntı yasamyor. Partflerde iç bn-
nalımlar sergileniyor."
"ANAP, muhalefetle samimi
olarak amaşsaydı, yasakbuın rii-
mii bir çırpıda kaldınlabilirdi.
Sıkınblar MKYK'da, Bakanlar
Kurulu'nda dile getirildi. Suni
kurallann kaldırılması istendi,
uygulama olmadı. ANAP şahıs
partisi olarak kaldı, partinin ge-
lecegi âdeta Sayın Ozal'ın sah-
sıyla birieşti. Böylece kişiler ic-
raattan çok Sayın Özal'ın direk-
fifkrmi takip etmeye başladılar.
Ben bunun 7 sene mücadelesini
verdim."
Atasoy, ANAP içindeki mu-
halefeti de eleştirerek, "Biz siya-
si mücadelemizi kendi inanç ve
düşünceterimiz doğnıltusunda
sürdünnek istiyoruz. ANAP'ta
bu imkfln verflmemiştir. Ben bu
mücadeleyi verirken Mesnt Yıl-
mazcılar ve Hberal geçinen bir-
çok kimse de Keçeciier'in koltu-
gunun altında yer aldı. Birinci
kongrede kucak kucaga bera-
berdiler. Oysa bugün sanki la-
iklik elden gidiyor gibi. Şimdi
mi fikirleri değişti? Demek ki
Mesnt Ydmaz'm intikali 8 sene
sonra oluyor. Mesut Yümaz çok
kötü politika yapıyor. Bugün
partide Keçeciler ekibi egemen
bak gelmişse, müsebbibi o arka-
daşlardır. ANAP bugün fiilen
iflas etmiştir" diye konuştu.
Atasoy, "DMP Genel Başka-
nı Bedrettin Dalan ile de parti
kurma konusunda göriişmeleri-
niz olmuş. Bir araya gelme ko-
nusunda mı, yoksa biıiikte DYP
ile bütünleşme konusunda mı
göriiştünüz" sorusuna, şu kar-
şılığı verdi:
"Dalan benim eski dostum.
Temelde Dalan ile görüşmemi-
zin sebebi eski dostluğumuzu ta-
zelemek ve de Türkiye'nin için-
de bulunduğu siyasi durumu bir
değerlendirmekti. Birçok konu-
da, özellikle bu iktidann bir an
önce görevden uzaklaşttnlması-
nın şart olduğu konusunda bir-
lestik. Istifanıızın da amaa o za-
ten. Bedrettin Bey bizi partile-
rine davet etti Ben mücadelemi
ANAP içinde bir müddet daha
devam ettirmek istedim. Ancak
orada mücadele ortamı tama-
men kayboldn. Sayın Özal
ANAP'ı çıkmaza sokmuş, bu
çıkmazdan kurtulabilecegini
zannetmiyorum. 4 tane genel
başkan adayı var. Hiçbirisinin
genel başkan filan olabilecegini
de zannetmiyorum."
CUNEYT ARCAYUREK yazırar
Olacaklaria Olmayacaklar.
ANKARA — Siyasal partiler arasın-
da çok bilinmeyenli denklemlere koşut
bünyesiyle göze çarpan tek kuruluş
ANAP. Doğruluğuna bugün inanılan
hesapların, gelişen olaylar içinde bir-
den yanlış olduğu ortaya çıkıyor.
Son günlerde ANAP kulisi değişik gi-
bi görünen, ancak birbirini tamamla-
yan manzaralar sergiliyor.
Yusuf Bozkurt Özal, "TÖ'yü eleşti-
renler, delegelerin oyunu alamazlar"
diyor ve ANAP'a özgü gerçeği yansıtı-
yor. Genel başkanlık yarışına girerken
TÖ'nün Çankaya'daki konumu dışına
taşmaması gereği üzerinde duran Me-
sut Bey ve Mesut Beyci olanlar, belirli
yazariarın yazdıklanna bakılırsa bugün
"TÖ'den destek almayı başarının birin-
ci koşulu" sayıyorlar.
Oysa Mesut Bey, hemen her deme-
cinde parti içi demokrasinin gelişmesi
ve pekişmesi uğruna mücadele ettiği-
ni söylüyor. Daha ilk adtmda "tek ada-
mın otoritesini vazgeçilmez güç saya-
rak buna karşı mücadeleden kaçınan"
bir anlayış, parti içinde nasıl demokrasi
arıyor veya partiye demokrasiye geti-
receği savına güvenilmesini neden
bekliyor?
Yıldırım Akbulut, "otoriteyi baştan
kabul" ederek hem Başbakanlığı sür-
dürüyor hem de kongrede aynı gücün
desteğiyle yeniden genel başkanlığı
yakalamayı umuyor. Daha sade, daha
dürüst ve açık bir politika izliyor.
Ne var ki Mesut Beycileri kongrenin
mart 1991'e, hatta gelecek yılın son-
bahanna ertelenmesı olasılığı yeni kay-
gılara sürüklerken gelişmeler Akbulut'-
un işine geliyor. "Tanrının gazabına
uğramazsa" daha bir buçuk yıl genel
başkanlık ve Başbakanlık yapacağı he-
sabıyla kuliste öne sürülen kimi olası-
lıklara sıcak bakmıyor.
Kuliste tartışılan "olumsuz olasılık-
lar" nelerdir? Başlıcası, genel seçimin
büyük kongreden önce yapılması,
ANAP'ın yetersizliği kanıtlanan bugün-
kü yönetici kadroyla iktidar ve yüksek
oy arayişına girmesi... Göz ardı edilme-
yen bu olasılık buyük kongrenin
"mümkün olan süratle" yapılmasını is-
teyen Mesut Bey ile Hasan Celal Gü-
zel'i kaygıya sürüklüyor.
Her ikisi de Akbulut ve bugünkü
merkez yöneticilerle genel seçime gi-
dilirse, ANAP'ın 26 Marl'ta aldığı oy-
ları koruyamayacağını öne sürüyorlar.
Kimi ciddi araştırmalarla Akbulut'lu
ANAP'ın ancak yüzde 14 oy alabilece-
ğinin belirlendiğini soylüyorlar. Bu,
ANAP'ın intiharı demekmiş!
Hasan Celal Güzel'in bize söyledik-
lerinde kuşkusuz kimi gerçekler yatı-
yor. Güzel, kimi veriler söylüyor ki çok
"iddialı". Ama her biri üzerinde tartış-
maya hazır olduğunu söyiediğine gö-
re verileri gerçeğe uygun ya da çok ya-
kın. Örneğin, Mesut Bey'in Rize dışın-
da hiçbir yerde delege seçimini kaza-
namadığını vurguluyor. Bu sonuçlar bi-
lindiğinden Mesut Bey ve Mesut Bey-
ci olan İstanbul mılletvekillerinin "dü-
kalığın kimi kesimlerinden büyük des-
tek aldığını" öne sürüyor. Tabii "bili-
nen kimi nedenlerle."
HCG'ye göre Mesut Beyi iş çevrele-
riyle iki gazete ve iki gazeteci destek-
liyor. İlk hedefleri Mesut Beyın TÖ'den
destek aldığını ANAP'a ve kamuoyu-
na kabul ettirmek. Ardından HCG'nin
Çankaya'dan dışlandığını planlı biçim-
de yaymak geliyor.
Mesut Beyle Mesut Beyci olanlar ka-
muoyunda daha fazla desteğin peşin-
deler. Elbet doğruyu yapıyorlar. Ne var
ki yakınılarını, olayların fotoğrafını çek-
meye çalışanlarla yüz yüze gelerek ko-
nuşma yerine başka kanallardan du-
yurmaya çalışmaları -bir yerde- sıyaset
anlayışlarını, yanhş hesaplara saptık-
larını kanıtlıyor.
Gruplar kendi başlarına gelin güvey
olurken kongreye beş kala kime des-
tek vereceği bilinmeyen TÖ, Tokyo'-
danParis'e uçuyor.
TÖ de dertli çıkıyor geziye. Ailesiy-
le birlikte mal varlığını araştırma iste-
minde bulunan önerge, alaturka oyun-
larla engellenme çabalarına karşın, ge-
lecek salı Meclis'te görüşülecek.
Kaya Erdem'in üzerine yoğunlaştırı-
lan baskı sonuç vermiyor. Meclis Baş-
kanı'nın önergeyi gündemden çıkar-
masını isteyenlerin çirkin yollardan ya-
rattıkları baskının etkileri bir günde da-
ğılıyor. ANAP grubunda Erdem'i göre-
vinden istifaya zorlayacak girişimleri
duyuran kimi haberleri dün sabah grup
başkanı Yasin Bozkuft aracılığıyla biz-
zat Akbulut yalanlıyor. Erdem'e "böy-
lesi bir hazırlığın olmadığını" du-
yuruyor.
TÖ, önergenin nasılsa ret edüeceğini
biliyor, araştırma açılacağından kaygı-
lanmıyor. TÖ ile SO'nün, ANAP'ta ki-
milerinin korkusu Meclis kürsüsünden
"mallar" üzerinde önerge sahibinin
söyleyecekleri... Mal bildirimini açıkla-
madıkça, doğru veya yanlış bu irdele-
meler yıllar boyu kamuoyunun bir nu-
maralı konusu olacak.
Olmayacak mı? Olacak efendim,
olacak!
BÜTÇE KOMİSYONU
Yusuf Ozal
yoklama
yaptı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Bütçe-Plan Komisyonu
Başkanı Yusuf Bozkurt Ozal,
ekonomiden sorumlu devlet ba-
kanlığı döneminde başlayan
Merkez Bankası Başkanı Rüşdü
Saracoglu ile olan çekişmesini,
dunkü bütçe görüşmeleri sıra-
smda TBMM Plan ve Bütçe Ko-
misyonu'na da yansıttı.
Plan ve Bütçe Komisyonu'-
nun 1991 bütçesinin tümü üze-
rindeki görüşmeleri başlamadan
önce Komisyon Başkanı Yusuf
özal, bazı üst düzey bürokrat-
larla odasında görüştü. özal,
toplantıya Merkez Bankası Baş-
kanı Saracoğlu'nun gelmediği-
ni görünce, toplantı için
TBMM'de hazır bulunan Baş-
kan Yardımcısı Ercan Kumcu'-
yu odasına çağırdı. Özal'ın
Kumcu ile görüşürken sinirli bi-
çimde sesini yükselttiği
duyuldu.
Özal, toplantıyı acarken de
"Görüşmelerin bu bölümünde
ekonominin tümü üzerinde ba-
zı değeriendirmeler ve eleştiriler
yapılacagını, bem iktidar miflet-
vekülerinin hem de muhalefetin
ekonomik politika ve uygula-
malan eteştirebileceğini" hatır-
latarak şöyle dedi:
"Ben bnnu düşünerek kamn
yönetimindeki üst düzey bürok-
rat arkadaşlan, bakanlan ara-
cılığıyla buraya davet etmiştim.
tnşallah hepsi buradalardır.
Şimdi yoklama yapacagım."
Özal, daha sonra üst düzey bü-
rokratlar için tek tek ad okuya-
rak yoklama yapü.
Emlak Bankası Genel Müdü-
rü Engin Civan'ın da toplantı-
ya katılmadığı görüldü. özal,
Civan'ın gehnediğini de zapta
geçirtti.
Bu arada, Merkez Bankası
Başkanı Rüşdü Saracoğlu'nun
Sovyetler Birliği'nden daha ön-
ce aldığı bir resmi davet üzeri-
ne dün Moskova'ya gittiği be-
lirtildi. Başkanhğa vekâlet eden
Ercan Kumcu'nun da bütçe top-
lantısında hazır bulunduğu ifa-
de edildi. Ancak Yusuf özal,
Kumcu'nun vekâletini yeterli
bulmadı.