23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 KASIM 1990* CUMHURÎYET/19 Kırmızı şapkalı kızlar tngiiiz şapkacı PhUip So- merville 1991 ilkbahar-yaz koleksiyonunda kırmızı renkli, ptıllu şapkalara çok fazla yer verdi. 1930'lann çan biçimi şapkalanyla yine tkinci Diinya Savaşı öncesi pilotlann baş- lıklanndan esinlenerek hazııiadıgı bu yeni modelleri bıiyiik ölçüde beğenildi. (Fotograf: AP) AÜBYYO'mın 25. yıldönümü ANKARA (ANKA) — An- kara Üniversitesi Basm-Yayın Yüksek Okulu'nun (BYYO) 25'inci kuruluş yıldönümü 8 ka- sım günfl törenle kutlanacak. Yıldönümü dolayısıyla BYYO'da yapüacak törene okul mezunlan, öğrenciler, öj görevlileri ve basın-yayın ile ı lamcüık, halkla Uişkiler dünj sından davetliler katılacak. T( rende, AÜ BYYO Müdürü Prof. Dr. Oya Tokgöz, A.Ü. Rektörü Prof. Dr. Necdct Serin de birer konuşma yapacaklar. BYYO'nun 25'inci kunıluş yıldönümü dolayısıyla 8-9 ka- sım tarihlerinde bir de "reklaaı- cılık sempozyumb" düzenlene- cek. Ölüm bir araya getirdi Bir süredir ayn yaşayan Amerikalı milyarder Donald Trump ve kansı tvana'yı ölüm yeniden bir araya getirdi. Çekoslovakya asıllı olan İvana ge- çen gunlerde babasının bir kalp krizinden öldügunü ögre- nince hemen anavatanına koştu. İvana'yı bu acılı gunünde Donald Trump yaJnız bırakmayarak o da kayınpederinin ce- nazesi için Çekoslovakya'ya gitti. (Fotograf: Reuter) "Zor \Ular"a beraat KONYA (Cumhuriyet) — Zülfü Livaneli'nin, "Zor Yıllar" isimli kasetine, Konya 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nce verilen "knha" karan, Yargıtay 3. Hu- kuk Dairesi'nce bozuldu. Kon- ya'da bulunan llke Kitabevi'nde yapılan arama sırasında Zülfü Livaneli'ye aıt bir adet "Zor Yıllar" adlı kaset nedeniyle açı- lan davada, kitabevi sahibi Mus- tafa Karaçiftçi beraat etmiş, ancak kasetin müsaderesiyle im- hasına karar alınmışü. Bu arada, Zülfü Livaneli'nin, 17 ha- ziranda vereceği konserin ipta- line neden olan sinema sahipleri, Mehmet ve Irfan Al- tınel kardeşler hakkında, llke Kitabevi'nce 107 milyon 471 bin liralık manevi tazminat davası açıldı. Raketpasta Fransa'nın önde gelen aşçılan ülkenin gü- neyindekı Cap d'Agde'da düzenlenen bir pasta yanşmasın- da heyecanlı anlar yaşadılar. Birçok Uginç pastanın yanı sı- ra dunyanın en büyük tenis raketi olarak adlandınlan Fransız aşçılann bu pastası 74 metre uzunluğunda, 309 kilo ağniı- ğında. Pastayı yapmak için tam 900 yumurta ve 45 kilo agaç- çileği kullanılmış. (Fotograf: AP) HABERLERİN DEVAMI Demokrasi, Laiklik, Türban v.s.. (Baştarafı 1. Sayfada) kendine dönük bu güven duygusundan ileri gelir. O yüzden demokrasinin anayurdu olan Batı'da yasak fikir yoktur; hapishanelerinde fikir suçlusu yoktur; terörist vardır, fakat si- yasal suçlu yoktur. Türkiye'de ise durum böyle değildir. Bu- nun bir örneğini son gunlerde yaşıyoruz. Said Nursi için Kocatepe Camisi'nde ve- rilen mevlitten ötürü Ankara Devlet Güven- lik Mahkemesi Başsavcılığı soruşturma aç- mrştır. Bu çerçevede Nurcuların günlük ya- yın organı Yeni Asya gazetesi basılmış ve bazı yöneticileri gözaltına alınmıştır. Nurcuların dünyaya bakışlarını paylaşma- dığımız açıktır. Ancak bir mevlitten dolayı so- ruşturmalar açılmasını, gazetelerin basılma- sını da onaylamıyoruz. Bu tür yaklaşımlar, ne laıklikle, ne basın özgürlüğüyle. ne de de- mokrasiyle bağdaşır. Ayrıca bir noktanın daha altı çizilmelidir: Bu tür baskı yöntemleri, laiklik karşttı akım- larla mücadele konusunda da gerı teper. Baskı, bir yerde, ortaçağ karanhğını özleyen radikal İslamcı akımlann beklediği bir şeydir; onların değirmenine su taşır. - O yüzden, laiklik konusunda daha serin- kanlı, daha gerçekçi düşünme zamanıdır. Çağdaşlık mücadelesinin zemini iyi seçilme- lidir. Şöyle ki: Laiklik düşmanı akımlann devlet içinde tır- manışlarına set çekilmeli ve laiklik ilkesinin devlete damgasını vurması sağlanmalıdır. Eğitim ve öğretim düzeninde laik anlayışı temel alan bir seferberlik başlatılmalıdır. İnananın da inanmayanın da, örtünenin de örtünmeyenin de yan yana yaşayabildikle- ri, temel hak ve özgürlüklerin geçerli oldu- ğu bir toplum ve devlet düzeni de bir an ön- ce kurulmalıdır. Bunlar olmaksızın, yalnızca yasağı ve bas- kıyı içeren politikalardan medet ummak, çık- maz sokaktır. Benzer bakı'ş açısı, başörtüsd ya da tür- ban konusunda da geçerlidir. Başörtüsü bu toplumda çok doğal karşı- lanan geleneksel bir olaydır. Ayrıca kimse kimsenin kılık kıyafetine karışamaz demok- ratik toplumlarda. Ancak ülkemizde türban, öniversite ve yüksek okullarda İslamcı siyasal eylemin bayrağına, simgesine dönüştüğü için haklı olarak tartışma konusu olmuştur, tepki çek- miştir. Fransız Danıştayı'nın başörtüsü ile ilgili bir kararı vardır. Geçen yıl kasım ayında aldığı kararda, "Müs/üman " oğrencilerin okula ba- şörtüsüyle girip giremeyecekleri konusunda şu yargıya varmıştır: "Öğrencilere tanınan bu özgürlük, dini inançlanm okul binası içinde ifade edebilme- lerini de içerir. Ancak bu kural, çoğulculuğu, başkalannın özgürlüklerine saygıyı, eğitim fa- aliyetlehni, ders programlarını ve sürekliliği- ni engellememe koşuluyla uygulanır. Yasala- rm kamu hizmetterine yüklediği görevlerin ye- rine getirilememesi halinde, bu özgürlük sı- nırlanabilir." Görüleceği üzere türbana da başörtüsü- ne de okullarda, üniversitelerde belirli kısıt- lamalar getirilmesi her koşulda yadırgana- cak bir tutum değildir. Üstelik bizdeki "fürbancı" hanımlar ara- sında, İslamcı ideolojinin bayraktarlığını ya- panlann azımsanmayacak sayıda oldukları düşünülürse, konu daha değışik bir nıteliğe kavuşur. Sorun, ülkemizde genellikle bır dın ve vicdan özgürlüğü olmanın ötesinde, bir dinsel propagandaya bürünmüştür ki, bunun farklı platformları olmak gerekir. O yüzden, kimi zaman ve yerde belirli kısıtlamalara ge- rek olmadığı iddia edilemez. Bununla birlikte ülkemizde bazı konular o denli duyarlıdır ki, toplumda ipleri germeden, cepheleşmelere yol açmaksızın, serinkanlı biçımde özenle ele alınmaları, yaşamsal . önem taşır. Laiklik de böylesi bir konudur.' l.ütfen dikkat! ' " '" "" Savaş çanları Polislerin gölgesînde (Baştara/ı Sporda) Feaerbahçe'de ispat edecegim" dedi. Fenerbahçe futbolculanndan Aykut ise bu şekilde protesto yapılamayacağım söyleyerek olayı lanetlediğini açıkladı ve "Hftlâ olayın etkisinden kendi- me gdemedim. Bizi kim koru- yacak? Biz nasıl maç kazanaca- ğız? Arkadaşlanmın hepsinin morali bozuk" dedi. Antrenmandan sonra futbol- cularla bir araya gelen yönetim kurulu ve Başkan Metin Aşık, bir restoranda topluca yemek yediler. San-Lacivertli futbolcu- lann yemekte neşesiz oiduğu gözlendi. Fenerbahçe'nin bu hafta ya- pacağı Bakirköy maçında san kart cezalısı Vokri oynamaya- cak. Bunun yanı sıra Hakan, Tü- ran ve Aykut'un sakathklanıun sünnesi Teknik Direktör Hid- dink'i düşündüriiyor. Bu futbol- culann tedavisı için yoğun çaba harcanıyor. Ancak üç futbolcu- nun da dunımu önümüzdeki gunlerde kesinlik kazanacak. Öte yandan menajer Selim Soydan'ın önceki gün gelişen olaylar yüzünden Erdi ve Ha- san'ın kampa alınmamasını is- temesi Hiddink'le aralarında soğukluk yarattı. Selim Soy- dan'ın bu önerisini "Sen benim işime kanşma" diye reddeden Hiddink'in daha sonra Soy- dan'a oldukça soğuk davrandı- ğı gözlendi. Kaptan Schumac- Karaborsa (Baştarafı Sporda) rinde doruyorlar. Kangren oi- muş bir yaraya el abyoriar. Biz de etimizden gelen yardımı ya- paru. Sanryorum, bu koaodan yakınan tüm kulöpler de Beden Terbiyesi Ü Müdüriöklerine yar- duncı olmaya hazırdır." Fenerbahçe Kulübü Genel Sekreteri Aziz Yılmaz, Beden Terbiyesi ll Müdürlüğü'nün tur- nike ile ilgili çalışmalanm des- teklediklerini açıklarken, bir yıl- dır böyle bir girişimi bekledik- lerini söyledi. Yılmaz şöyle de- di: "Fenerbahçe olarak bizim fazla ciddi bir sornnumaz yok- tur. Ancak zaman zaman istek- lerimiz oluyor. Karsımıza yasa, devlet gibi sözcukkr çıkıyor. Fe- nerbahçe için yapüacak bir uy- gulama aslında Türk fotbolu için yapüacakür. Elbette turni- ke tşiııi desteldiyonu. Sahtekar- lığın, bedavacılıgın arkası kesi- lecektir. Bunun dışmda tstanbul takuüannın saha kiralama ve koltnk satma işlemlerindeki ek protokol yeniden gözden geciril- melidir." her ise, Erdi ve Hasan'ı kadro- da görmek istediğini Teknik Di- rektör Hiddink'e iletti. Jacolcewicz'i istiyorlar Bugün öğleden sonra Polon- ya'ya gidecek olan Sarı- Lacivertli yöneticiler Lech Poz- nan takımında oynayan libero Jacolcewicz'in uzerinde durduk- lanm söylediler. Yann Polonya- da oynanacak olan Lech Poznan-Leiga Varşova macını seyredecek olan San-Lacivertli yöneticiler, hem Kosecki hem de Jacolcewiz'le görüşme ortamı arayacaklannı belirtiyorlar. Bu arada iki takımın kalecilerinin sözleşmelerinin önümüzdeki yıl bitmesi yöneticilere cazip geli- yor. (Baştarafı Sporda) Fenerbahçe Kulübü Baskanı Metin Aşık, taraftarlann maç- lan protesto ederek gitmeyebile- ceğini belinerek "Taraftarsu bir maç antrenmana benzer. Taraf- tar ber zamaı takıma destek ol- malı. Çünkü Fenerbahçe'nin ta- raftara ihtiyacı vardır. Bu aşa- mada taraftar Fenerbaoçe'ye sa- hip çıkmalıdır" dedi. Başkan Metin Aşık, ligdeki kötü gidişin taraftarlar içinde patlama meydana getirdiğini işaret ederek "Fenerbahçe bü- yük bir takım. Taraftar hep ba- şan bekh'yor. Sezon basından bugüne gelen başansız gidiş ta- raftarianmızm pM*p"»»sın» yol açü. Kötü gidişin nedenleri ye- ni teknik heyet, yeni transferler yeni sistemin oturmayışıdır" şeklinde konuştu. Rıdvan, (Baştarafı Sporda) Rıdvan, "Basın, Beşiktaş'ın Konya'yı yenmesini daha önce seyirci tarafından dayak yeme- sine bagladı. Şimdi bu hafta biz de Bakırköy'ü yenersek bunu yi- ne önceki gün antrenmanda biz- lere yapılan saldınlara baglaya- rak 'dövmeseydik yenemezlerdi' diyecekler. Biz bu hafta Bakır- köy'ü yenecegiz, ama bunun ke- sinlikle bu olayla ilgisi olmayacak" dedi. Istanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu binasında kalabalık bir öğrenci ilgisiyle karşdaşan Rıdvan, spor basının- da görev yapan muhabir ve spor yazarlarının zaman zaman özel nedenlerle kendilerine sürekli olumsuz yaklaştıklannı belirte- rek, bazen kullanmadıklan söz- lerin söylenmiş gibi yazıldığını ve bu durumun da yönetici, ant- renör ve takım arkadaşları ara- sında üzücü sonuçlara neden ol- duğunu anlattı. Insan haklanve psİkiyatri Dr. ERDAL ATABEK ~ İZMTR — XXVI. Ulusal Psi- kiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi, önemli ve agırhklı bir konuyla açıldı: tnsan HaUan ve Psİkiyatri. Konu hem insanlann psİki- yatri uygulamalanyla ilgili hak- lan açısından hem de insan hak- lan ihlallerinde insanlann uğra- dıklan ruh sağlığı zararlan acı- sından ele alındı. lngiltere'de çahşmalannı sür- düren Metin Başoğlu, 1215 ta- rihli Magna Carta'dan beri iş- kencenin yasaklandığım, ama bugün bile Birleşmiş Milletler'i oluşturan 190 ülkenin en az 90'ında işkencenin varbğımn bi- Undiğini söyledi. Batı'da bulu- nan 14 milyon mülteciden % 5' ile % 35 oranında ya da 700.000 ile 4.9 milyon kişinin işkence görmüş olduğunun anlaşıldığı- m söyledi. İşkence etkilerinin 4-5 yıl sürdüğünü açıkladı. Avukat Gfloey Dinc; bu hak- ların sadece sistemle değil, yar- gıç ve hekimlerin kişiliğiyle de il- gili olduğunu belirtti. Prof. Atalay Yörnkoğlu; ço- cuklann ruh sağlığı alamnda ço- cuk haklarının pek çok alanda ihlal edildigini anlattı. "Biz önce toplumdaki insan haklanna bakmahyız" diyen Prof. Yörükoğlu, "Savasa hayır dedigi için bir çocnk-genci hap- setmek trtanç veriddir" diye sur- dürdüğü konuşmasında, dayaklı eğitimin sürdüğünü, sevgimizin de "benril sevgi" olduğunu be- lirtti. Kongrenin açılış paneli, ruh sağlığı uzmanlannın toplum so- runlanna yakın, ilgili ve sorum- lu bakış açılannı da ortaya koy- du. İnsan haklan ve ihlalleri gi- bi suregelen bir konunun toplu- mun ve bireyin ruh sağlığı açı- sından ele alınması, umut veri- ci bir başlangıç oldu. Kasımda (Baştarafı 1. Sayfada) Yetkililer, Doğu Anadolu dı- şında kalan yerlerde hava sıcak- hklannm mevsim normalleTinin uzerinde bulunduğunu, bir iki gün içinde acaklıklann tüm yurtta azalacağını söylediler. Ya- ğışh ve soğuk havanın etkisini sürdürdüğü Kars, Ağn ve yöre- sinde fırtına hasara yol açü. Hızı zaman zaman 65 kiiomeıreyi bulan fırtına nedeniyle evlerin çatılan uctu, elektrik direkleri devrfldi. (Baştarafı 1. Sayfada) Fransa Cumhurbaskanı Fran- çois Mitterrand'ın, tsrail Dışis- leri Bakam David Levy'ye, 6 ka- sundan sonra Körfez'de savaş çıkıp çıkmayacağınırı anlaşılaca- ğını söylediği büdirildi. AA'mn haberine göre adının açıklanma- smı istemeyen bir yetkili, Mit- terrand'm, Saddam Höseyin'in tsrail'e saldırmasmm ülkesi için intihar anlamına gelecegini bil- diğini düşundüğünü de söyledi. Diplomatik kaynaklar, 6 ka- sımda ABD'de Kongre secimleri yapılacağını ammsatıyorlar. ABD Başkanı George Busb'un Körfez politikasırun, Kongre'de olusacak yeni dengelere göre de- ğişim gösterebileceğini ifade eden kaynaklar, Mitterrand'ın 6 kasım tarihini referans almak- la bu gelişmeye atıfta bulundu- ğunu belirtiyorlar. 6 kasımda, ABD'de Kongre secimleri yapıhyor. Bush: KararUyım ABD Başkanı Bush, 6 kasım- da yapılacak Kongre secimleri- ne girecek Cumhuriyetçi aday- ların kampanya^j için düzenle- nen bir gösteride yaptığı konuş- mada, "Bu sornna banscı bir çözttm bulmak istediğini" an- cak Irak'ın Kuveyt'ten tama- men çekilmesi konusunda taviz vermeyeceklerini söyledi. "Irak'ı Kuveyt'ten çıkannak için her zamankinden daha ka- rarh oldnfuno" söyleyen Bush, "Masum iasanlara karşı nygu- lanan bu kötulüğe daha fazla izin verilemez" dedi. Bu arada ABD Başkanı'nın eşi Barbara Bush, dün düzenle- dÛği basın toplantısında bir so- ru üzerine, eşinin Körfez'deki gerginliğı azaltmak için Saddam Hüseyin'le görüşmeyi duşüoebi- leceğini belirtti. Barbara Bush, "eşimin, Ku- veyt'i Kuveyililere iade etmek ve ABD birliklerinin geri dönme- sini saglamak için her şeyi göze almaya hazır olduğunu sanıyonun" dedi. ABD Başkan Yardımcısı Dan Quayl ise, dunyanın Irak'ı Ku- veyt'ten çıkarmakla yetineme- yeceğini, bu hedefın gerçekleş- tirümesi durumunda bile, Irak'- ın elindeki balistik füzelerle kimyasal silahlann alınması ge- rektiğini kaydetti. Beyaz Saray Quayl'ın önceki gece bir televizyon programm- da söylediği bu sözlerle ilgili herhangi bir yorum yapmadı. Pentagon'un istihbaraü ABD Savunma Bakanhğı, Irak ile çatışmaya girilmesi ha- linde ilk 20 günde Amerikan birliklerinin 30 bin ölü verece- ğini saptadı. Istihbarat konulannda uz- man gazeteci Jack Anderson'ın haberine göre, raporlar, ilk haf- tada en çok 10 bin Amerikan as- kerinin öleceğini gösteriyor. Anderson 30 bin ölünün "azami tahmin" olduğunu, en gerçekçi tahminde ise ilk üç haf- tada ölü sayısının 15 bine ula- şacağını söyledi. Çatışmada, diğer ülkelerin birliklerinden oluşan "uluslara- rası ordunun" da etkisiz kala- cağı beürlendi. Suudi-Kuveyt sımnndaki 30 bin kişilik Arap ordusunun ça- tışmada ancak 4 saat dayanaca- ğı tahmin ediliyor. 20 yılda Vietnam'da 57 bin Amerikan askerinin öldüğü göz önüne alındığında, Irak çatış- masımn bedelinin çok agır oldu- ğunu fark eden Başkan George Bush'un "savaş" seçeneğini geri plana ittiği söyleniyor. Ancak Saddam'm "Irak 10 bin kişiyi kaybetse etkilenmez. Ama bin ölü ABD'yi sarsar" il- kesinden hareket ettiğini fark eden Bush'un yeniden sertleşti- ği bildirildi. Adının belirtilmesini isteme- yen bir Arap diplomatının ver- digi bilgiye göre üç dışişleri ba- kanının 3.5 saat süren toplantı- sında, Körfez'deki durumun, son gelişmeler ışığında ele alın- dığı kaydedildi. Dıplomat, Irak'a karşı Suudi Arabistan'a asker yollayan Süriye ve Mısır'- ın "ohtşturduklan bu ittifaktan vazgecmeyeceklerini" kaydetti. Aynı diplomaı, "tşbirliği süre- cek, Suriye askerierinin Suudi Arabtstan'daa çekilmesi söz ko- nusu defü" dedi. Saddam, komutanlan topladı Irak ordulan kurmay heyeti, tngüiz Hava Mareşaü Sir Pat- S«Wam Hüseyin başkanhğm- ric Hine, emrindeki subaylann d a n dün yemden toplandı. Irak k " k â " |?5 1 J ı a b e [ a j a n n I N ^ T^ û artık "harekât planı" uzerinde çalışmaya başladıklarını söyledi. Hine, önceki gün karargâhta . . , . . . . düzenlediği basın toplanusında, d a m . böylece kurmay heyetmı 'Güçlerimizi, Ingiltere ve Al- «>n üç gün ıçmde ıkma kez top- | ? 5 J [ a j a n n . ^ T^dırdığıne göre toplantıda bölge- deki "son geüşmeler" ve "ulus- lararaa durum" ele alındı. Sad- manya'dan Körfez'e başanlı bir şekilde naklettikten sonra, şimdi eneıjimizi harekfit planlan uze- rinde yogunlaşürdık. Tabü böy- le bir durum gerekli olursa diye" dedi. "Saddam Hüseyin önkoşnl- suz olarak Kuveyt'ten çekilecek gibi görünüyor" ifadesini kul- lanan Sir Patrick Hine, "Çöl Fareleri" olarak bilinen 7. zırhlı tugayın bu ayın ortalannda ha- zır hale gelecegini belirtti ve "Bu durumda, Irak'ın Kuveyt'- ten çıkanlması yönünde siyasi bir karar alınırsa. saldın operas- yonuna hazııiıklı olacağu" di- ye komıştu. " • -»•• Ingiltere'nin Körfez'de, 9.500'ü çöl fareleri olmak üze- re, 12 bin askeri personeli bulu- nuyor. luyor. Irak'ta kıtlık ABD, uluslararası ambargo sonucu Irak'ta kıtlık başgöster- diğini bildirdi. ABD Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü Margaret Tutwiller, önceki gece düzenle- diği basın toplantısında, "BM ambargosu, Irak'ta yokluklar döneminin açılmasını sagiadı, ancak bunun Bagdat'ı ne zaman izledigi politikayı degiştirmeye zorlayacagını söylemek olanaksız" dedi. Washington Times'm iddiası Irak'ın, kendisine karşı bir saldın halinde, Irak ve Kuveyt kıyılannda bir "ateşten siper" oluşturarak korunma sağlama- yı düşündüğü öne sürüldü. Washington Times gazetesi, Pentagon yetküilerine dayana- rak Irak yönetiminin, saldın ha- linde, birçok petrol kuyusunu havaya uçuracağını, böylece de- nize dökülecek binlerce ton pet- rolü de ateşe vereceğini yazdı. Gazete, bu amaca yönelik olarak Irak'ın, Suudi sının ya- kınlarında üç tanker bulundur- duğunu, başka tankerlerin de aynı bölge civannda saklanmış olabileceğini kaydetti ve tanker- lerin bulunduğu bölgenin, müt- tefiklerin çıkarma yapmalanna çok uygun olduğuna dikkat çekti. Gazeteye göre Irak, aynca düşman tanklanmn ilerlemesini geciktirmek için kilometreleTce uzunluktaki tank çukurlanm da yanıcı maddelerle doldurdu. Mısır, Suriye ve Suudi Ara- bistan dışişleri bakanlanrun dün Cidde'de yaptıklan toplanu so- nucunda, "Arap tutumunda önemli degişiklikler olmadığı" bildirildi. "Irak'ta gerçekten yoklukla- nn başladığını gösteren işareüer a *alıyonız" diyen sözcü, "töSfcl- ne yagı, yedek parça ve kimya- sal üriin sıkıntısı büyük sonın- lar yaratmaya başladı; rafineri- lerde, petrokimya fabrikalann- da ve öteki sınai tesislerde cid- di zorluklar ortaya çıkıyor" di- ye konuştu. Brandt, Bağdat yolcusu Eski Alman Başbakam Willy Brandt'm, önümüzdeki hafta Bağdat'a gideceği bildirildi. Brandt, önceki gece New York'- ta BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar ile görüştükten sonra gazetecilerle konuşurken "Bag- dat'ta yaşayan insanlann ne de- digine kulak vermek de önemli" dedi. Brandt, Bağdat'a gitmek için BM'den talimat almadığını belirtti ve genel sekreterin, ken- disine "iyi şanslar" dilediğini bildirdi. Bu arada Ingiltere, Federal Almanya eski başbakanlanndan Sosyal Demokrat Parti Onur Başkanı WiBy Brandt'm rehine- lerin brrakılması için Irak'a git- me planlannı kınadı. Ingiltere Dışişleri Bakanlığı'- ndan dün yapılan açıklamada, Italyan ve Alman hükümetleri- nin Brandt ya da başka Avru- pah devlet adamlannın Irak'a gezi düzenlemesini desteklediği behrtilerek, "Irak'ta en çok va- tandaşı rehim durumunda bulu- nan kendilerine bu konuda da- mşılmadığı" vurgulandı. GOZLEM UĞUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) Dünyada terör yöntemleri kullanan İslamcı örgütler yok mu? » Var. Örneğin Mısır'daki "Müslüman Kardeşler" var; İran kö- kenli "Hizbullah" var. Bunların Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Turan Dursun ve Bahriye Üçok cinayetleri ile ilgileri var mı? Bu konuda herhangi bir kanıt yok. Öldürülenlerin kimlikleri, yaşamları boyunca uğruna sa- vaştıkları ilkeler, bu cinayetlerin "İslamcı terör" örgütlerin- ce işlendikleri kuşkusunu doğuruyor. Başka olasılıklar söz konusu olamaz mı? Olur... Niçin olmasın? Öyle karmaşık bir dünyada yaşıyoruz ki ülkemizi "destabilize" etmeyi düşünen ve bundan Körfez bunalımı nedeniyle siyasal çıkar elde etmeyi uman devletier de aynı cinayetleri işletebilirler. Bu tür cinayetleri "para karşılığr" işleyebilecek suç örgüt- leri de bulunabilir. Böyle suç örgütleri bulunabileceği gibi yurtdışından gelecek "talimaOar" uyannca bazı "taşeron suç örgütleri" de aynı cinayetleri işleyebilirler. Bunları bir yana bırakalım: Türk yakın tarihinde adam öldürmek için letva verenler nasıl unutuluyor? Şeyhülıslam Dürri Zade Elseyit Abdullah'ın Mustafa Ke- mal ve arkadaşlarının öldürülmesi için çıkardığı 11 Nisan 1920 tanhlı fetva şöyleydi; okuyalım: — Bu işleri yapan yukanda söylenmiş elebaşılar için çı- karılan yüksek emirlerden sonra bunlar hâlâ kötülüklerine inatla devam ettikleri takdirde işledikleri kötülüklerden mem- leketi temizlemek ve kulları fenahklardan kurtarmak dince ya- pılması gerekli olup, Allah'ın öldürün emri gereği öldürülmeleri şeriata uygun mudur: Beyan buyrulur. Cevap: Allah bihr ki olur. Dürri Zade'nin bu idam fetvası, Ankara Müftüsü Börek- çizade Rifat Efendi tarafından yanıtlanmış; Börekçizade Mustafa Kemal ve arkadaşlarını desteklemiştır. Şu sözler Şeyh Sait'indir: — iman ve vakit şeriat hükümleri uygulanmamışsa ayak- lanma caizdir (Aybars Ergun. Istiklal Mahkemeleri, Cilt 1-2, k 9 3 Şeyh Sait. "din için kıyamın farz" olduğunu, "bir Türk 07- dürmenin yetmış gâvuru öldürmekten" daha önemli oldu- ğunu da söylemiştir. Kubilay'ın başını kör testere ile kesen Derviş Mehmet'in Nakşibendi Tarikatı'na bağlı yobaz-terörıst oiduğu da unu- tulmamalıdır. Allah adına cinayet işleyenlere her dinde rastlanır. Her dinin bağnazları vardır. Bu dinler adına terör eylemlerine başvuranlar da bulunur. Bunlar nasıl yok sayılır? Laiklik, din duygularının ve dince kutsal sayılan kavram- ların siyasal amaçlarla kullanılmasına karşıdır. Böylece vic- dan özgürlüğünün gereği gibi işlemesint de sağlar. Mez- hep ayrımlannın kanlı çatışmalara dönüşmesini önleyen de laiklik ilkesidir. Laiklik ilkesi yok edilirse, dinsel bağnazlık kısa sürede mezhep çatışmalarına yol açar. Körfez bunalımı sırasında istedikleri budur belki de... * * * Bir mevlit nedeniyle bir gazetenın sahibi ve yazı işleri mü- dürü iie aynı gazete çalışanlarının gözaltına alınmalarını ba- sın ve vicdan özgürlükleri ile bağdaştırmanın olanağı yok- tur. Nurcular, bilindiği gibi önce DP'yi, sonra AP'yi destekle- diler. Aynı destek şimdi DYP ile sürüyor. Bir mevlidin gizli-kapaklı yanı yoktur. Bu mevlit okunur- ken dinsel konular dışına çıkıp Ceza Yasası'nın 163. mad- desine giren propaganda yapılmışsa, böyle bir suç savı ne- deniyle insanlann gözaltına alınmalarını da demokratik hak ve özgürlüklerle bağdaştıramıyoruz. Nurculuk, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 20 Eylül 1965 gün ve 1965/313 sayılı karan ile yasaklanmıştır. O günden bugüne Yargıtay Ceza Genel Kurulu bu kararını değiştiren bir başka karar da almış değildir. O zaman sormak gerekir — Dince kutsal kavramlar, 28 ekim günü Kocatepe Camii'nde DYP yanlısı Nurcular tarafından siyasal amaçlar- la kullanıldı da AN AP yanlısı Nakşibendiler, aynı suçu hiç iş- lemediler mi? Ve işlemiyorlar mı? Memur sendikasına ÖzaPdan ANAFa: Mallanmı görüştin (Baştarafı 1. Sayfada) raruu degertendirmelidirier." Artık kamu yetkiülerinin sendikacılık yaptıklan ve sen- dikalara üye oldukları için öğ- retmenlere yönelttikleri açığa alma, görev yerini değiştirme ve disiplin kovuşturması açma gibi baskı ve yıldırma önlemle- rinden vazgeçmeleri gerektiği- ni aktaran Gühnez, Milli Eği- tim Bakam Avni Akyol'un, Eğitim-lş'in hukuksal kimhği konusunda verdiği olumsuz de- meçlerini de düzeltmesini istedi. Eğitim-lş Sendikası Genel Başkam Niyazi Altunya, yargı karannın, sendika kurmadaki hukuksal dayanaklann ne denli sağlam olduğunu karutladığmı behrterek şu görüşlere yer ver- di: "Ögretmenler olarak görevi- mizi yaptık. Diger memur ar- kadaştann da arak rahatca sen- dikalannı kunnası gerekir. He- le, yüzde 15 zamma mahkflm edikUkteo sonra umut ediyonız ki öteki memur kesimlerinde de settdikabşma hareketi başlaya- caktn*. Tüm meslektaşlanmum Eğitim-lş çatısı alnnda toplan- malaruu bekhyoruz. lşci sendi- kalanmn, konfederasyonlan- niD, memurlann sendikalaşma hareketine destek olacaklanna inanıyonım. Pariamentonun da gerekli yasal düzenlemeleri, sendttkal özgürtügün şanına ya- raşır biçimde yapacağını da bekliyoruz." Hak-tş Genel Baskanı Necati ÇeJik, karann, diğer işkollann- da da kurulacak olan memur sendikalanna örnek oluşturma- sım dilediğini kaydederek şun- lan söyledi: "Yargının bu cesur karan, Türkiye'de ciddi yargıçlann bulunduğunu gösteren bir ge- lismedir. Memnuniyetle karşı- hyorum ve kurulacak diger sen- dikalar için atılacak ber somut adıma, konfederasyon olarak maddi -manevi ber türlü deste- gi verme noktasında en ufak bir tereddüt göstermeyecegimi- zi ifade ediyonım. Eğitim-Is'in bu onuriu kavgaanı veren tüm yönetim birimlerini kutluyo- rum." Sağlık işkolunda sendikalaş- ma merkez yürütme kurulu adına yapılan açıklamada da yargı karanmn sevindirici bir gelişme olarak görüldüğü dile getirildi. (Baştarafı 1. Sayfada) uzatmayın. Bu hafta görüşüp bitirin" taümatını verdiği öğre- nildi. özal'm bu isteği üzerine, Başbakan Yıldırun Akbulut'un grup toplantısında bir konuşma yaparak Erdem'e yönelik tepki- leri yatıştıracağı belirtildi. Cumhurbaskanı "Rırgut özal, kendisinin mal varhğrnın araştı- nlmasına Uişkiri önerge nedeniy- le bazı ANAP milletvekillerin- ce "hedeP dunnnuna getirilen TBMM Başkanı Kaya Erdem ile ilgili sorun çıkarılmamasını ANAP grup başkanvekillerin- den istedi. Cumhuriyet Bayramı nedeniyle verilen resepsiyonda ANAP grup başkanvekilleri ile görüşen Özal"Bu işi niye bu ka- dar büyütüyorsunuz, fazla uzat- mayın, görüşülseydi iyi olurdu, ertelenmesine hiç gerek yokru. Bu hafta görüşüp bitirin" tali- matını verdi. Ozal'ın bu isteği üzerine ANAP gmbunda Kaya Erdem'e yönelik tepkiler yatıştı- nldı. Başbakan Yüdınm Akbu- lut'un da salı günü toplanacak ANAP grubunda bu konuda bir konuşma yapması bekleniyor. ANAP grup başkanvekillerin- den Ülkü Gökalp GUney, Kaya Erdem'in istifasımn istenmesinın söz konusu olmadığıru ifade ederek "Cumhurbaşkam hak- kında Meclis araştınnasının gündeme alınması bir hata idi. Erdem, önerge başkanhğa verfl- diğinde bunu gündeme almaya- rak sorunu çözebilirdi. Bu an- lamda biraz pasif davranmıştır, ama böyle bir nedenle istifasımn istenmesi söz konusu degüdir" dedi. ANAP grup başkanvekilleri, TBMM Başkanı Kaya Erdem ile de görüştüler ve Cumhurbaska- nı özal'm mal varhğının araştı- rdmasına ilişkin önergeyi değer- Iendirdiler. Edinilen bilgiye göre ANAP gnıp başkaHvekillerinin Erdem'e yönelik eleştirileri şu noktalar- da toplandı: '—Anayasanın 104 ve 105. maddelerine göre cumhurbaska- nı sorumsuzdur ve cumhurbas- kanı hakkındg yargı mercilerine başvunılamaz. Hakkında dava açılamayacagına göre mal varlı- ğına ilişkin bir konunun TBMM'de tartışılması anayasa- ya aykırıdır. —Nereden Buldun' adıyla bi- linen yasaya göre de cumhurbas- kanı ve sade vatandaşlann mal varhklan Meclis araştırmasına konu olamaz. Önerge bu haöy- le anayasaya ve yasalara aykın- dır. —Cumhurbaskanı Özal'm mal varhgma iMşkin Mecfis araş- tırması TBMM Başkanhğı'na verüdiginde Meclis Başkanı ola- rak duruma müdahale ederek geri çevrilebilirdi. Meclis Başka- nı bu inisiyatifini kullanmakta geç kalmıştır." ANAP grup başkanvekilleTİn- den Ülkü Gökalp Güney, SHPTi Ahmet Ersin'in önergesinin önümüzdeki hafta sah günü TBMM Genel Kunılu'nda görü- şüleceğini belirterek Erdem'in is- tifaya zorlamasının söz konusu olmadığmı yineledi. TBMM Başkam Kaya Erdem de ban ANAP mületvekillerinm kendisinin Mechs Başkanlığı'n- dan istifasını isteyecekleri yolun- daki haberleri yalanladı. Erdem, TBMM Basın ve Halkla tlişkiler Daire Başkanı Engin Karapınar aracıhğıyla yaptığı açıklamada, "tsüfa söı konusu degil, görevimin başın- dayım" dedi. Erdem, bugün Istanbul'a ge- çecek, daha sonra da Singapur'a gidecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear