25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET/12 EKONOMİ 22 EKİM 1990 BORSA NOTLARI ABDURRAHMAN YILDIRIM Akşam borsası şenlikli başlıyor Iki saatlik seansını tüm güne yaydığı için "akşam borsası" olarak bilinen borsa dışı satışlar bugünden itibaren sadece İstanbul'da başlıyor. Borsa yönetimi tarafından birden çok şehirde uygulama- ya konulmasf planlanan "lot artı satışlar" için 28 üye ara- sından 7 üye seçilerek SPK'nın onayına sunuldu. SPK, bir üyeyi eleyerek ve uy- gulamayı sadece İstanbul'a in- dirgeyerek onay verdi. SPK Başkanı Mehmet Şükrü Tekbaş, bugünden itibaren Eczacıbaşı, Koç Amerikan, Pamukbank, iş Bankası, Kat- kınma Bankası ve Yatınm Fi- nansman'ın İstanbul'da sade- ce merkezlerinde başlatacak- ları "borsa dışı satışlar"ın "deneme mahiyetinde" ola- cağını açıkladı. Bu konudaki sorularımızı yanıtlayan Tek- baş, sürekii alım satıma ola- nak veren ve sokak borsasının gücünü kırması beklenen lot altı satışların yılbaşına kadar deneneceğini soyledi. Uygulama sonuçlanna göre yılbaşından sonra lot altı satış- jara ya devam kararı vererek İstanbul dışındaki şehirlere de yayacaklarını ya da bu uygu- lamaya son vereceklerini bil- dirdi. SPK ile borsa arasında bu konudaki görüş farklılıkları. sermaye piyasasının en çok işlem hacmini gerçekleştiren aracı üyesi Yapı Kredi'nin Çu- kurova davasından dolayı bor- sa süzgecıne takılması, Ak- bank'ın listeye girmemesi gi- bi nedenlerle "akşam borsası" tartışmalı ve şenlik- li başlıyor. Haydi hayırlısı. "Geri alım taahhüdü" geri tepti Halka açılmalar hızla sü- rerken yatırımcının aldatıl- masını önlemek için getirilen 'geri alım taahhüdü' geri tepti. Şirketler 3 ay süreyle halka açılma fiyatını borsada korumaya zorunlu tutulmüş- lardı. Bu dönemde Körfez kri- zi çıkmış ve genel fıyat seviye- sinde düşüşler olmasına kar- şılık bu hisselerin fiyatı sabit kalmıştı. Ama süresi dolan şir- ketin hissesi de hızla düşüyor- du. İşte bunlardan vestel his- sesi, geri alım taahhüdünün sona ermesiyle birlikte, üç haf- taiçinde 13.250 liradan 7 bin liraya kadar geriledi. Silah geri tepmişti. Burada uygulama SPK tarafından iptal edildi. SPK Başkanı Mehmet Şük- rü Tekbaş iptalin bundan son- raki halka açılmaları kapsaya- cağını bildirirken bu uygula- mayı kaldırış gerçekçelerini soyle açıkladı: "Biz şirketlerin borsada 'market maker'lıklanna de- ğil, tasarnıf sahiplerine yan- lış mesaj vermelerine karşı- yız. Hisse senedinde garanti verilmemelidir. Hisse sene- di fiyatını suni olarak tek bir yerde tutmak eşyanın tabia- tına aykırıdır, hatalıdır. Yani bu ekonominin temeline ters düştüğü için biz buna karşı çıktık." Yatırımcıyı koruma yönün- deki bir uygulama, şirketlerin hisselerini yüksek fiyattan sa- tışa çıkarmalarıyla başarısız kaldı ve yürürlükten kaldınldı, ama yeni önlemlerin alınması gerekmiyor mu? Krize direnen yatınmcılar İ stanbul Borsası soluksuz yükseliyordu ki Körfez kri- zinin rüzgânna yakalandı. ön- ce bir şok yedi, ama kısa sü? re sonra bu şoktan çıktı ve en- deks dalgalanmaya başladı. Krizin tam kenarında bulundu- ğumuzdan, yabancı talep kendini geri çekti. Borsada tek başına kalan yerti talep düşü- şe büyük direnç gösterdi. iMKB endeksi, kriz öncesin- deki rekor düzeyinden sade- ce yüzde 10 dolayında aşağı- da seyrediyor. Yerii yatınmcı- nın bu direnci, kısa vadeli günlük oynama, sermaye art- tıracak hisselere yönelme, li- kiditesi yûksek ve kriz dönem- lerine dayanıklı kâğıtlan tercih etme şeklinde sürüyor. Piyasanın bu direncinde, yatınm fonlarına hisse senedi koyan bankalarm fiyat düşüş- lerinde destekleme alımlarına geçmeleri ile yeni halka açılan şirketlerin geri alım taahhüdü nedeniyle fiyatlarını suni ola- rak korumaiarının payı bulu- nuyor. Özellestirmeyi yürüten Kamu Ortaklıgı İdaresi'nin ba- zı hisselerinde destekleme alı- mı yapması da direncin etken- leri arasında sayılıyor. Bu dö- nemde piyasanın fazla bir dü- şüş göstermemesinde asıl et- kenin, yeni keşfedilen borsa- ya büyük umutlar bağlanma- sı ve alternatif yatınm araçla- nnın verimlerinin enflasyonun altında seyretmesi olduğu gö- rulüyor. Ya kriz çıkmasaydı, borsa ne olurdu acaba? yatınmcıymış' Borsa Öaşkanı Yaman Törüner, takas ve sakla- ma sistemlerini incelemek için gittiği Londra Borsası'n- da olağacüstü bir ilgiyle kar- şılanmış. Doğrusu biraz şaşırmış: "Bir akşam yeme- gi verdiler bana. Yönetim kurulunun 14 üyesi de ge- lince şaşırdım. Ben soru soracağıma onlar bana sor- maya başlayınca daha da şaşırdım. 'İstanbul Borsa- sı'nda işler nasıl piyasaya nereye doğru gidiyor? Er- demir, Çukurova ne ola- cak?' diye. İlginin sebebi sonunda ortaya çıktı. Me- ğerse Londra Borsası yöne- ticileri İstanbul Borsası'nda yatınmcıymış." 'Kalemi elime alsam' Hisse senedi alım satımı- nı borsa başkanı mı iyi bilir, yoksa sokak borsasında tezgâh açanlar mı? Eline ka- lem alacağı günler yaklaş- makta olan borsanın kurucu başkanı Muharrem Karslı, bu konuda kendine güvenemi- yor, 'Onlar kadar beceremem' diyor. Karslı'- nın bu konudaki görüşü şöy- le: "Ben bu işin teorisini bi- liyorum, kitap yazdım, kon- feranslar verdim. Biz teknokratız. Hisse senedi alım satımı ise bambaşka bir iştir. İyi koku almayı ge- rektirir. Belki de sokaktaki işportacı kadar becere- mem. Yani bugün borsa sa- lonuna insem, elime kalemi alsam, bu işi onlar kadar yapabilir miyim, çok şüphe- liyim. Emin değilim, belki de yaparım." Türk-lş GenelBaşkanı Şevket Yılmaz 'eylemprogramı'nı Cumhuriyet'e değerlendirdi' Eylemlerin hedefi iktidar IŞIK KANSU ANKARA — Türk-lş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, konfe- derasyonunun "eylem progra- mı" ve "yeni mttcadele dönemi" ile ilgili değerlendüme yaparken "Eger Türkiye'de bugün işçiler ve sendikalar, 'genel grev' sözü- nü gündeme getiriyorlarsa hü- kiimet edenlerin ve işverenlerin bu söze iyi kulak vermeleri gereklr" dedi. Düzenleyecekleri eylemlerin, önce yasal sınrlar içinde, olabildiğince toplu hal- de gerçekleştirilmesinden yana olduklannı dile getiren Yılmaz, "Eğer, işçiler eylem yapamaz" diyortarsa yapılıp yapüamayaca- ğını herkes gibi kendileri de bi- lirler ve görürler" diye konuştu. Türk-lş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, 30 ekim günü yapılacak konfederasyon Başkanlar Kuru- lu'nda görüşülecek "eylem prognunı" öncesinde Cumhuri- yer/in konuya ilişkin sorularına şu yanıtları verdi: — Bu yıl yenilenecek olan toplusözleşmelerin görüşmele- rinde, geçen dönemlere oranla çok daha cetin bir pazarlık sü- rüyor. Gerek kamu, gerek özel sektörde uyuşmazlıklar kilitlen- miş görünüyor. Sizce, bu yıl ne- den öyle bir noktaya gelindi? YILMAZ: 1990 yılının birin- ci altı ayında süresi biten toplu iş sözleşmelerinin kapsadığı iş- çi sayısı 280 bindir. Bunlann bti- yûk çoğunluğu bağıtlanmıştır. 1990 yılının ilk altı ayından sar- kan MTA toplu iş sözleşmesi kapsanunda olan 6000 işçi için grev kararı aşamasına gelinmiş, 1990 yılının ikinci altı ayında sü- resi biten ve görüşmeleri devam Yılmaz: "Bugünkü siyasi iktidar, işçi meselelerine soğuk baktığı ve hür sendikacılığı baltalayan yasal engelleri halen ele alıp düzeltmediği için girişeceğimiz eylemlerin hedeflerinden başlıcasını teşkil etmektedir. Bugünkü iktidar enflasyonu düşürememiş, pahalılığa çanak tutmuştur!' eden TtS'ler ise genellikle uyuş- mazlıkla sonuçlanmıştır. Uyuş- mazlık aşamasındaki işçi sayısı 252 bin, görüşmeleri devam eden TlS'ler kapsamındaki işçi sayısı ise 90 bindir. Sözleşmelerdeki bu tıkanıklı- ğın başlıca nedeni, kamuda hü- kümetin müzakerelere dolaylı müdahalesi ve işçinin karşısın- da devlet eliyle örgütlenen Ka- mu İşveren Sendikllannın, işçi taleplerine karşı belirli bir tek- lifle gelmek yerine, istediklerimi- zi çok bulmuş olmalarını ifade etmeleridir. Kamu sendikalanmn bu yan- lış değerlendirmesi, özel kesim işverenlerine de yansımış, onlar da işçi taleplerini fazla bulduk- lanm belirten demeçler verme- ye başlamışlardır. Özel kesim iş- verenlerinin, geçen hafta Anka- ra'da bir araya gelerek işçi istek- lerine karşı ittifak sağlamaya ça- lışmalan da ilginç ve üzücüdür. Gerek kamu, gerek özel olsun, işverenlerin haklı işçi isteklerir.-î karşı duyarsız olması, talep- icabet dengesini bozduğu için müzakereler iyice çıkmaza itil- mektedir. — Türk-tş Başkanlar Kurulu. yeni mücadele dönemi açtığını ilan etti. Bu mücadele donemi- nin hedefi siyasal iktktann lutu- mu mudur? YTLMAZ: Geçen günlerde toplanan Başkanlar Kunılumuz, yeni bir mücalede döneminin başlayacağını açıklarken işve- renlerin ve hükümetin katı tutu- munu da gözler önüne sermiş- tir. İşverenlerin bu politikası sürdükçe, çalışma barışında olumlu bir ilerleme kaydedilme- si mümkün olamaz. Bu ayın 30'unda yeniden top- lanacak Türk-lş Başkanlar Ku- rulu, toplusözleşme müzakere- lerini koordineyle görevli özel komisyon çalışmalarını da dik- kate alarak şüphesiz ki bazı ey- lem türleri saptayacaktır. Bu ey- BAKIRKÖY Esas No Karar No C. Sav. Es. No Hâkim Kâtip Davacı * Sanık Suç Suç tarihi Karar 1. SULH CEZA MAHKEMESİ 1989/1557 1990/1194 1989/9777 KARAR ÖZETİ Sabit Erol 16601 Hayrullah Kurt K.H. NURETTİN CÜCÜK: Mehraet ve Hanife oğlu, 1934 doğumlu, Tokat, Merkez, Altuntaş köyü, H. 2. C. 058-02. S. 2'de nüfusa kayıtb olup halen Ba- kırköy Osmaniye Mah. Fıldamı Sokak Seygiler Apt. No: 36, D: 3'te oturur, suculuk >apar. Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne avkınlık. 5.9.1989 24.9.1990 Bakırköy C. Başsavcıhğı'mn iddianamesi ile mahkememize tevdi olunan davanın vapılan duruşması sonunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Sanığın gıda tüzuğüne a>kın Subaşı men- ba suyunu satışa arz etmek suretiyle müsnet suçu işlediğiraevcutde- lülerle anlaşıldığından, TCK'nın 396, 402, 647/4-6, maddeleri uya- nnca 470.000 lira ağır para cezası, 3 ay meslekten men, 7 gün işyeri- nin kapatılmasına ve cezanın teciline karar verilmiştir. 24.9.1990 Basın: 36900 KARAMÜRSEL ASLİYE CEZA MAHKEMESİ Sayı: 1986/65 Esas, 1987/36 Karar 26.3.1986 tarihinde nitelikli hırsızlık suçuudan sanık Nuri Sofu- oğlu hakkında açılan kamu davasının mahkememizde yapılan açık dumşrnası sonunda sabit görülen eyleminden ötürü TCK'nın 492/1, 522, 81/2, 525. maddeleri geregince 2 sene 4 ay müddetle hapsine, 2 sene 4 ay emniyeti umumiye nezareti altında bulundurulmasma iliş- kin 26.2.1987 tarihli karanmız uzun aramalara rağmen Recep ve Fat- ma oglu, 1952 D.'lu sanık Nuri Sofuoğlu'na tebliğ edilemediğinden 7201 sayılı kanunun 28 ve mOteakip maddeleri geregince ilanen teb- liğine, Ilan tarihinden 15 gün sonra karann tebliğ edılmiş sayılacagı hu- susu tebliğ olunur. T.C. BAKIRKÖY 4.'ASLİYE CEZA MAHKEMESİ Sayı: 1988/1013 Esas, 1990/582 Karar Karar Özeti 6.6.1988 tarihinde gıda maddeleri tüzuğüne muhalefet suçundan sanık, Kâzım ve Nermin oğlu, 1937 D.'lu İstanbul Fatih Alifakih Mah. H. 327, C.003/06. S.32'de nüfusa kayıth Yılmaz Ateş hakkında mah- kememizde yapılan yargılama sonunda: Sanığın eylemine uyan TCK'nın 396, 647 sayılı yasanın 4, TCK 72. maddeleri geregince neticeten 95.000 TL ağır para cezası ile tec- ziyesine, TCK'nın 402. maddesi geregince 3'ay müddetle sanığın curme vasıta kıldığı meslek, sanat ve ticaretinin tatiline, 7 gün müddetle iş- yerinin kapatılmasına, kesinleşen karar ozetinin büyük harflerle ya- almak suretiyle ve kapatma süresi kadar kalmak üzere kapatılan iş- yerinin göze çarpan bir yerine yapışnrılmasın^ ve karar ozetinin mas- rafı sanıktan bilahara alınarak Ankara, istanbul ve lzmir'de yayım- lanan ve tirajı 100.000'in üzerinde bulunan bir gazete de ilan ettiril- mesine 24.9.1990 gün, 1988/1013-1990/582 sayı ile karar verilmiş- tir. İlan olunur. 4.10.1990 Basm: 36904 KARAMÜRSEL ASLİYE CEZA MAHKEMESİ Esas: 1986-28 Karar: 1987/40 Tedbırsizlik ve dikkatsizlikle yaralamaya sebebiyet vermek suçun- dan sanık Huseyin ve Güllu oğ. 1961 D.lu Tahsin Dilli'nin sabit görü- len eyleminden ötürü TCKÎmn 459/1., son 647 SK'nın 4. maddesi, 2918 Sk. 119. maddesi geregince 1 ay hapis cezasının 9000 lira ağır para cezasına çevrilmesine ve takdiren 10 gün süreyle ehliyetnamesi- nin geri ahnmasına ilişkin 12.3.1987 tarihli kararımız uzun aramala- ra rağmen sanığa tebliğ edilememiş olduğundan 7201 SK'nın 28 ve müteakip maddeleri geregince ilanen tebliğine, İlan tarihinden 15 gün sonra karann tebliğ edilmış sayılacagı hu- susu tebliğ olunur. Basın: 36897 lemlerin neler olabileceği ve ne kadar süreceği ise Türk-lş Yöne- tim ve Başkanlar Kunılu'nun müşterek iradesiyle ortaya çıka- cak veilan edilecektir. "Bu mücadelenin hedefı siya- sal iktidar mıdır?" sorunuza gelince: Bir yerde evet... Çünkü bu- günkü siyasi iktidar, işçi mese- lelerine soğuk baktığı ve hur sen- dikacılığı baltalayan yasal engel- leri halen ele alıp düzeltmediği için işçi sendikalannı âdeta dik- kate almamaya özen gösterdiği için girişeceğimiz eylemlerin he- deflerinden başlıcasını teşkil et- mektedir. Yine bugünkü iktidar; enflas- yonu düşürememiş, başıboş pi- yasa hareketlerine engel olmak şöyle dursun, pahahlığa çanak tutmuştur. Son düzenlemeler ve KDV artışı, buna bir örnektir. îşsizliğe çare bulamamış, an- tidemokratik yasa ve uyguiama- lardan vazgeçmemiş işçi sorun- lanna sıcak bakmamış ve daha da önemlisi terörü önleyememiş bir hükümetin, kendisine çeki düzen vermesi için gayet tabii ki demokratik baskı gruplanndan sayılan işçi sendikaları olarak üzerimize düşen uyan görevimi- zi yaparız. — Kamuoyunda son günler- de genel grev konusu sürekii gündeme geliyor. Sorunlann çö- zümünün sihirli anahtan genel grev midir? Sizce genel grevin koşulları oluşmuş mudur? YILMAZ: Eğer "Türkiye'de bugun işçiler ve sendikalar, "ge- nel grev" sözünü gündeme ge- tiriyorlarsa, hükümet edenlerin ve işverenlerin bu söze iyi kulak verip işçilerin içinde bulunduğu koşullan gerçekçi bir şekilde gözden geçirmeleri gerekir. Eğer, "İşçiler eylem yapamaz" diyorlarsa yapılıp ya- pılamayacağım herkes gibi ken- dileri de bilirler ve görürler. Biz, düzenleyeceğimiz eylemlerin, önce yasal sınırlar içinde olabil- diğince toplu halde gerçekleşti- rilmesinden yanaytz ve progra- mırruzı da bu ölçüde duzenleriz. Ancak zedelenmekte olan çalış- ma banşının koşullan, hangi boyutta ise bulunduğumuz o noktadan itibaren yeniden top- lanıp eylem biçimini ve sürecini yeninden belirleriz. Şöyle yapa- nz, böyle yapanz şeklinde soyut demeçler yerine, daha önceleri de gerçekleştirdiğimiz gibi yeri geldiğinde kararlarımızı somut biçimde ortaya koymayı tercih ederiz. İşçi tabanı, sizce geniş kap- samlı bir eylem programına ha- zır mıdır? YILMAZ: Tabanda işçileri- mizi bu gibi eylemlere hazırla- mak, biz sendikaaların görevi- dir. Bunun çalışmalan içinde ol- duğumuzu belirteyim. Haklı ta- leplerimizin kamuoyuna yansı- tılmasında, işçilerimizin kitle halinde eyleme geçerek, güçleri- ni ortaya koydukları herkesin malumudur. Bu defa da sendi- kalarımızın öncülüğü altında aynı şekilde hareket edeceklerin- den kimsenin kuşkusu olma- malıdır. REKLAM DUNYASI Siyasi reklamcılık Fransa Cumhurbaşka- nı François Mitter- rand'ın iletişim danışmanhğını yapıp üst üste iki kez seçim zaferi kazanan Jacqn- es Segueia, daha son- ra ttalyan Komünist Partisi'nden Macaris- tan Birleşik işçi Sosya- list Partisi'ne kadar Batı Avrupa'da birçok siyasal kuruluşun *Jacques Segueia seçim kampanyalannda görev aldı. Bu konuda hem teorik hem de pratik derin bilgi ve dene>r imi olan Segueia, Ameri- kalıların "Ha çamaşır tozu, ha cumhur- başkanı adayı" ozdeyişi ile özetledikleri siyasi reklamalığın Avrupalı versiyonla- rını yaratmayı sürdürüyor. "SegueTa son olarak Atina'da PA- SOK'un belediye başkan adayı, eski kül- tür bakam sinema sanatçısı Melina Mer- couri'nin seçim kampanyasını düzenle- di. Sonuç: Yenilgi! Bu siyasi kampan- yamn değerlendirmesini yapan "yıldız yaratıcısı Fransız reklamcı" Paris'te ya- yunlanan "L'Evenement de Jeudi" der- gisinin 11 ekim tarihli sayısında, siyasi reklamcılığı şöyle tanımladı: "Siyasi reklamcılık masal anlatmak gibidir, ama öyle bir masal olmalıdır ki her seçmenin içinde >atan çocnk, masa- lın tek gercek kahramanı 'aday' olduğu inancına ulaşmalıdır." Mercouri yenilgisinden sonra Atinalı çocukJar derin bir uykuya... Sam Amca, samurailere karşı Amerikan reklamcılık dünyasında özellikle de otomotiv sanayii reklamla- rında son zamanlarda göze çarpan Ja- pon düşmam reklam ömekleri geniş tar- tışma yarattı. 1990 yılının ilk altı ayın- da Amerika'da satılan her 100 otomo- bilden 28'inin Japon malı olması, Ame- rikalı otomobil üreticilerini ve reklam- cılan endişelendirdi. Pontiac'ın 'Yeter artık!' sloganı perdeyi açan Japon düş- mam reklam metni oldu. Daha sonra Oldsmobile reklamlannda çıkan dev arabanın sloganı da "Biz, Amerikalı ai- lelerin içine agabileceği arabalar yapı- yoruz. Onlarm aüelerinin defil" diyerek Japonlann kısa boyları ve küçük cüsse- leriyle alay ediyordu. Chrysler'in Başka- nı Lee A.Iacocca da kendi markasım sa- vunmak üzere TV ekranlaıma çıkıp Amerikalı tüketicilerin Japon arabala- nna olan düşkünlüğünden yakındı. Ne- redeyse 2. Dünya Savaşı dönemindeki posterleri andıran Japon düşmam rek- lamlar, ABD'deki Japon diplomatlan- m endişeye düşürdü ve çeşitli protesto- lar oluşmasına neden oldu. Kılıçlı samu- railer Sam Amca'nın kellesini götürmek SAM AMCA'NIN OTOMOBİLt KIZGIN — tşte yuvartak gözlâ ve iriysn bir Ameri- kaa otomobli, Aınerikan otomotiv sanayii- njn Japon arabalan tarafından 'istila' edil- mesi karşısında kı/gınlıgını ifade ediyor. üzereydiler. Ama reklamcılann çoğu yaptıklan işlerin ırkçı olduğunu kabul etmiyor ve "Bunlar Japon düşmam de- ğil, Amerikan dostu reklamlardır" di- yorlardı. Japon düşmam reklam? "Pe- ari Harbour baskımndan söz etmeye başlarsak... " Dreyfas'- l*n Oral'a nektnp —Gerek Amerikan ge- rekse Ingiliz basınında gün geçmiyor ki Saatc- hi and Saatchi'lerle ilgi- li bir haber çıkma- sın."Kriz sürüyor", "Nakit arayışı devam ediyor", "Danışmanlık şirketi için müşteri ara- nıyor", "Küçülerek büyüyecekler" türünden başlıklarda anlatıhyor Saatchilerin sorunlan. Anlaşılan genel merkez, bu tür yaym- ların içeriği konusunda kuşkuya düşmüş ki S and S'nin bir numarası olan Fran- sız Robert Louis-Dreyfus ^irketin tüm ortak ve temsilciliklerine, bu arada Türkiye'deki ortağı Güzel Sanatlar'ın yöneticisi Ünver Oral'a aynntılı bir mek- tup yazarak, Saatchilerin tıkır tıkır iş- SaatcW & Saatefci f fl»jrtı fStntto) V lediğini iletti. Mali durumla ilgili bilgi- lerin verildiği bu mektupta, dipnotum- su bir çağrı da var: "Konu hakkında da- ha aynnülı bilgi edinmek Lsteyen reklam verenlerimiz veya meslektaşlanmız asis- tanım Sarah aracılıgı ile bana başvura- bilirier. " —Alo Sarah Hanun? Adalılar Oaranti'ye çıkıyar — Ajansada casting görevlileri uzun araştırrnalardan sonra Garanti Bankası için çekilecek filmde en 'olumlu kahra- manlar' yani artist olarak ajans çalışan- larını saptadı. Terziler de böylece sö- küklerini dikecekler. Ajansada'mn son kazancı halkla ilişkiler bölümüne ka- tılan Meltem Türker. Fransız Papillon Lisesi ve Almanya'dan Nişantaşı'na. TEKNOLOJI VITRINI Video için ekolayzer Evinizdeki videonuzla birlikte video ekolayzeri kullandığınız za- man, sayısal devreler herhangi bir sahnedeki unsurların renklerini değiştirmeyi sağlıyor. Görüntüde- ki kişinin kravatından arkada gözüken evin rengine kadar tüm renklerde değişiklikler yapılabili- yor. Tabii, görüntünün rengi, kontrastı, parlaklığı da ayarlana- biliyor. Amerikan Videonics fir- masının geliştirdiği video ekolayzerin fiyatı 300 dolar. Videoya, doğru ışık Amatör video çekimi yaparken ışık yetersiz olursa, görüntüler seçilemez. ÇoR fazla ışık ol- duğunda ise parlakhk görüntüyü bozar. Sun- pak/Tocad America firmasmm geliştirdiği CV-20SA, video çekimlerinde foto hücreleriyle odanm aydınlatılma düzeyini belirliyor ve buna göre 7-20 w arasında değişen şiddette odayı ay- dınlatıyor. Fiyatı 1S0 dolar. i Arabanızı susuz yıkayın Suyun gittikçe kıtlaştığı günleri yaşıyonız. Bir Fransız fırmasınm ürettiği ECO'Lav ile arabanı- zı su kullanmadan yıkayabilirsiniz. Bu temizleyi- ci hiçbir kirletici unsur da (fosfat ya da CFC) içermiyor. Eco'Lav'ın takım halinde satış fiyatı 185 Fransız Frangı. Kalpazanlığa karşı Piyasada, kalpazanlığı kolaylaştıran kopya aygıtla- nnın çoğalması banknot ba- sımını çok daha karmaşık hale getiriyor. Avustralya araştırma örgütü CSIRO, bu soruna bir çözüm bulmak amacıyla bir optik güvenlik aygıtı geliştirdi. Avustralya1 da 10 dolarlık banknotlann basımında uygulanmaya başlayan yöntemin bir adım ilerisi olan Catpix 2 yönte- mi kalpazanlığı oldukça zor- laştırıyor. Catpix 2, kredi kartlannda kullanılan ho- logramların iki katı büyük- lükte, ancak 10.000 bayt veri içeren bir optik görüntü üre- tiyor. Görüntü, bugün sofis- tike "mikrochip'Merin üretiminde kullanılan yön- temle, bir elektron ışığı ile gerçekleştiriliyor. Sıcak koltuk Soğuk kış günlerinde buz gibi bir araba içinde sıcak bir koltuğa oturmak ister misiniz? Plastelektro firma- sının geliştirdiği koltuk ısı- tıcısı, sıcaklığı kendi ayarhyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear