29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3 OCAK 1990 CUMHURİYET/7 İNSANLAR F Ü S U N Ö Z B İ L G E N G Ö R Ü Ş Ara kesit Tek başıntza bır guz vaktı. Daha öncesını ateşe atın. Kemalözer 1990'LI YILLARDA OLUM CEZASI KALKIYOR Türkiyeoylamada çekimserBtRLEŞMİŞ Milletler Genel Kuruîu 1989'un son gunlennde onemlı bir karar aldı. Uluslararası SosyaJ ve Sıyası Hak- Iar Sözleşmesi'ne, dünyada "ölum ceza- lannın kaldınlmasına" ılışkm bır proto- kol eklenmesine ılişkin karar. BM'nın sonradan gıderek yoğunluk ve dunya ul- kelerı arasınd^ yaygınhk kazanan diğer sözleşmeleri gıbi şimdılık bütün ülkeler- ce imzalama zorunlıığu olrnayan bır pro- *okol. lsteyen ulke ımzalayarak katıla- bilecek. Batı Almanya Dışişlerı Bakanı Hans Dietrich Genscher'm yıllardır peşinde ol- duğu bu karar metnı uzun bır çalışma dö- neminden sonra 1989 yılının aralık orta- larında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu gündemine geldı. Protokol için 54 olum- lu, 28 olumsuz ve 45 de çekimser oy kul- lanıldı. Böyleükle dunyada olüm cezala- nnın kaldınlmasına ıhşkin protokol "oy çokluğu ile" benımsenmış oldu. Evet, hayır Genel kurulda büyük çoğunluğunu Batı Avrupa ulkelennın oluşturduğu Yeni Zeian- da'dan Malta'ya kadar toplam 54 ulke "Evet, ölum cezası kaldırüsın" yolunda oy \enrken, ölum cezalannı yasalanr.da ve uy- gulamalannda banndıran ABD gıbı, Japon- ya gıbı "uygar" olarak adlandırılan ulke- ler üe Arap ulkelerı "Ha>ir, 61nın cezası kaldınlmasın" dıye oy kullandılar Turkıye ne yaptı1 * Her zaman yaptığım Yani ne evet diyebıldı ne de hayır. Çekim- ser kaldı. 1984 yılından bu yana ölum ceza- sı uygulaması yapmayan Türkıye'nın hiç de- ğılse bu konuda olumlu oy kullanarak ya- salarında gıderek ölum cezasını kaldırmak yönunde taahhutte bulunması, dunya ölçu- sünde insan hakları yönünden sarsılmış bu- lunan ıtıbarımızı bır ölçüde belkı gıderebı- lırdı, ama buna da cesaret edemedık. Uluslararası Af Örgutu'nun New York'- ta bulunan Birleşmiş Milletler ofisı, bu ka- rar uzerıne tum dünya ulkelennın hükumet- lerıne ve sıyasi partilere bır çağrı yayımla- dı. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararı çerçevesınde ölum cezalarının durdurulması içın bır kampanya başlattı. "Ölum cezası yalmzca ulusal bir suç de- gildir, aynı zamanda insan hakları gibi tum dunyayı ilgilendiren bir konudur" dıyen Amnesty Internatıonal, ölum cezasının ya- saklanmasının ınsani olmayan bır cezanın yasaklanması anlamına geldiğmi duyurdu. Özel durumlar Bıldırıde "olum cezasının" sadece çok çok ozel dunımlar ıçın mazur görulebılece- ğı, bır ulkenın savaş ıçınde ıken, çok cıddi askerı suçlar ışleyenler ıçın ve sadece savaş sırasında bu tur bır cezayı uygulayabılece- ğını kaydedıldı 1990*h yıllarda, dunya ulkelerimn ölüm cezasını kaldırma yolunda, tüm ulkeleıın bı- raraya geldığı Birleşmiş Milletler parlamen- tosunda çoğunlukla da olsa, böyle bır ka- ran almayı başarmalan dunyamızın geleceği açısından umut vericı. ölüm cezalannın kaldınlmasına itıraz eden veya çekimser kalan ulkelenn de olum- lu oy kullanan Birleşmiş Milletler uyesı di- ğer ulkelenn ulaştığı uygarlık sevıyesıne 2000'lere kadar ulaşabümesi dileğıyle. . 1987'DEN 1990 A Erken seçim ve mikrofon19*7 yılının eylul ayında tnonu, "Erken seçim olasıhğı >iıksek" derniş. Gazetelerde yer almış. TV'de yer alacak degil ya. 1990*da TV ve mikrofonlar yine Turgut Özal'ın onunde. Gazeteler ise yine İnonu'nun demeçlerini yansıtıyor: "Erken seçim". Dunya degişiyor ama Tnrkiye'de degişen bir şey >ok.. (Fotograf: Rıza Ezer) BİR KIZIN ÇABASI Türkiye'yi tanıtamama Ebrn Gö- nenç, Beyoğlu Anadolu Lısesi öğrencısı iken Türkiye'den I t a l y a ' d a k i Birleşik Dunya Koleji'ne git- mek uzere tek öğrencı olarak seçılmış. Dun- yada Prens Charles'ın başkan- lığını yaptığı bu tur 7 okul bu- lunuyor. Her ülkeden Ingılızce eğitim yapan öğrencıler arasın- dan seçilen bir genç bu koleje gitmeye hak kazamyor ve ıkı yü eğıtimden sonra uluslararası geçerli bır lise dıploması alıyor. Ebnı da bu okula gitmeden önce şöyle düşünmüş: "Çeşitli olkelerden gelen öğrencilere ben de ulkemi rvi tanıtabilir- sem, iierde bu gençier etkin go- revlere geldiklerinde Turkiye hakkında olumlu duşüncelere sahip olurlar." Bu duşünce ile Trieste'ye ha- reket etmeden önce Istanbul'- da Kültür ve Turizm Bakanlı- ğı'run ofisine gıtmış. Turkıye'yi tanıtıcı film kaseti, broşür ve posterler ıstemiş. "Poster yok, broşür uç tane- den fazla veremeyiz" dıye ol- dukça ters hatta azarlama sa- yılacak muamele görmus. Okulda 200 öğrenaye broşür dağıtmış, ama bu broşurleri bulana kadar gidebıleceğı tüm turizm ofislerimızı dolaşmış. Tanıtım çahşmalannı ve gördü- gu karşılığı şöyle anlatıyor. "Okulda bir Akdeniz Gece- si yapüacaktı. Yunanlılar kart- postallar, bizim yemeklerimi- ze benzer yemekler gefirip da- ğıttılar. Ben de Türkiye'den bir şeyler istedim. Unlu baklavacı- lara,holdinglere mektuplar yazdım. Alt tarafı 10 kilo bak- lavayi kıyip gönderen çıkmadı. Trieste TV sinde Türkiye ile il- gili tanıücı bir kasct yayımlat- bm. Türkiye kaseti yapmıslar ama Beta sistemi ile. Halbuki Avrupa VHS kullanıyor, guya yabancılar için tamtıcı kaset hazırlaıııışız. Oknhın Idtaplıgmda Türkiye Ue UgiH İngilizce olarak ne bir yayın, ne tarih, ne atlas ne de başka bilgi veren kitap yok. Şimdi geldim, yılbaşı tatilinde biraz kitap yardımı alıp da okulumuza goturmek istiyo- rnm. Hnitalıın yardım eden ola- cakmı?" YILBAŞI TEBRİĞİ Bu ne katı anlayış YILBAŞINDA gelen çeşitli yeni yıl tebnk kartlan arasın- da bizi en çok duşündüren Ay- dın E Tipi Cezaevı'nden Ya- zan Ali Kemal Bilginer oldu. Şöyle yazıyordu: "Sizlerin de yakından izle- diğiniz gibi, açiık grevimizin 35. gunu Eskişehir'den Aydın E Tipi Cezaevi'ne yapılan 'kanlı surgün' sonrasında yö- neticiferle yaptıgınuz pazarhk- ta "knT»nrfıg»nny" haklar, bu- güne kadar uygulanmadı. Bu nedenlerte çeşitli dilekçeier yazdık, diyalog yolunu sonu- na kadar kullandık, kısa sureli •yan açlık grevleri ve yemek boykotlan yapük. Verflen soz- lerde durulmadıgı ve aileleri- mizin getintikleri yiyecekler alınmadıŞı için 28-29 ekim açık görüşuBö yapamadık. Şimdi ise ydbası açık görü- ŞÜnde yiyecek ahnınıımag ve yine aynı sorunlarla karşı kar- şıyayız. Yönetim ise aynı katı tavnnı surdurmektedir. Bize seçenek bırakmayan bu anlayışa karşı, kaletninizle biz- lere destek olmanızı istiyonız. Bu duygularla ve buradaki tum arkadaşlanm adına yeni yılınızı kutluyonız.." Genellikle tartışmalı sıkıyö- netım mahkemelerinın aldıkla- n kararlarla, yıllardır hapısha- nelerde gençüklennı bırakan insanlara, analarının yeni yıl için hazırladığı bır tepsi börek veya birer tavuk budunu ye- dirmemeyi marifet sayan Ay- dın Cezaevı yöneticılerının boylan bır kanş uzadı mı aca- ba? Dünyada sevgi, kardeslık, umut gibi duygulann yaşandı- ğı bır gunde, ne gıbı duşman- ca hırslar ve kısır duygulardır ki bazı insanlan sevgiden bun- ca yoksun zavallı duygulann pencesine alabiliyor. YENİ YIL GELMIŞ NEYIME Eskisinden ne gördük ki? YÜK taşıma işi uygar ulkelerde de vardır, ama onlar kol gücü yerine bidrolik kaldıraçlar, yuk asansorleri kullanır. Bizde ise insanın değeri duşuk ve emeği ucuz olduğu için sırt ve el ha- mallığı geçerli bir meslek olarak surer gider. Anadolu'dan ko- pup geimiş, koyune biraz ekmek parası gonderebilmek için uğ- rasan eğitimsiz bıraktlmış koylulerimizin iik işleri hamallıktır. Önce ağır yuklerini taşır, sonra da yaşamın ağırhğının altında boşverip boylesine uykuva dalıverirter. Turistler de ilginç bir fotograf olarak çekip memleketlerine goturur. Biz de bu man- zarayı duzeltecek bir toplum olmak yerine bu resimleri çeken "kotu niyetli" yabancılara, 'Bu memleketin çekilecek daha guzel fotografı yok mu?" diye sinirleniriz.. YÜKSEKOVA'NIN SESİ Ünlü'nün haber kaynağıERDAL tNÖNÜ'nün geçen ay yapüğı Van ve Hakkân ge- zisi öncesi yasanan bır^lay^ "Yuksekova'nın Sesi" Gaze- tesı'nde yer aldı. SHP yöneti- minin bugünkü durumunu göstennek açısından ilginç olan haberi aynen yayımhyo- ruz: "ŞHP Genel Saymanı Fik- ret Ünlu, Hakkâri, Yükseko- va Belediye Başkanı Necdel Buldan'a telefon etti: "Sayın Genel Başkanunız geliyor, gerekiı karşılamayı ya- pımz"dedi. Fikret Ünlu, bir saat sonra belediye başkanını tekrar aradı: — Siz bizim partıden istifa etmış, ANAP'a geçmışsinız.. Buldan bu soru uzerine ya- nıt verdi: — Sayın Ünlu ziyanı yok, ben aylar önce ANAP'a geç- miştim, ama fark etmez, Sayın Erdal Inönu'yu karşılanz.. Aradan bir saat daba gecti, Fikret Ünlu yeniden Buldan'ı aradı. Bu kez isühbarat için anyordu: — Sayın Buldan, bizim SHP'nin Yüksekova'da bır örgutümuz var mı acaba?.." İKİNCİ DERECE Mİ? Kadın sorunu ISTANBUL'da yıllardır partı örgütu içinde etkin poli- tika yapan emekli öğretmen ve eski Milli Eğitım Mudur Yar- dıması Perihan Ergun, bir ga- zetede kendı adı da verilerek yazılan makalede, kadınlann kota hakkına karşı çıkılması Uzerine kaleme kâğıda sanl- mış. Şunlan yazıyor: "12 Eylul'den sonraki Uk ^ecimde Halkçı Parti'nin kon- tenjandan miUetvekilliği tekli- fini 'emeksizlik' saydıgundan yadsıdım. ÖgrenciUk yıflanmdan beri tum yaşamımda, kamu gorev- lerimde, dernek ve orgütlerde kendimi hep halkımın bizme- tinde sayageldim. Bu nedenle emekli olunca SHP'ye uye ol- dum. Partide kadınlanmızın, daima bildiri dağıtan, gelir saglamak için kermesler dü- zenleyen, yardım toplayan, partinin nitelikli ve niteliksiz erkek adaylannı topluma. seç- mene kabul ettirecek mahaUi çalışmalarla daha bir suru ayak işlerini yaptıklannı ben de bu işlere katılarak gozlenı- ledim. tkinci derece vatandaşlığı- mızı algıladım. Toplumumu- zun yuzde 50'sini kapsayan kadınımızın uretkenliğini, öz- \erisini de goz ardı ettirmemek gerektigini dikkate alarak, si- yasada yonetimde ataerkil ve içgüdüsel torenlerin azalarak, gerçek demokrasinin tesisinde erkeklerimizi de yanımıza ala- rak eşit haklann sağlanmasın- da onların alışageldiklerini egitme yolunun kota üe sagla- ma zorunluluğu olduğu kanı- sına vardım.." Kadın kotası SHP'nin kaduılar için ayı- racağı kota ile dgıli olarak bir mılletvekilı şöyle dedi: "Banu ancak bir sartla des- teklerim. Yaşiarı 35'in altında olursa..." Bu sakayı yapan milletveki- lini kadınlann hışmından ko- rumak için adını saklı tutuyo- HAYVANLAR tsMAiL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHtç AK PİKNtK PİYALE MADRA î J/mi-y\ıımmA>\ Y HNA NE OLDU \ AUÎJSİM? ) UMLTTLAC SEMIN OLSUN HIZLI GAZETECİ NECDET ŞEN 54Y/N <3EMEL 6AJKANU UVVHuj BiR EK1P OLUSTuRAMHYA 6İR PAKlKA . UEMSH OYLE VAR M\ *> PAUA YOLUN DASlN UERKeS ASHl FlKİRPE OiSAY AĞAÇ YAŞKEN EÖİLÎR KEMAL GÖKHAN GÜRSES, GARFIELD • jm DAVIS OA TEMİZLE- MEM\fcSTEP.MISIN? BÜ SEM1 R/mATSIZ ETMB2. QE<5IL TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARMAN 3 Ocok SOGUMARIN SONUf. ŞO6UNLMK.1868'PE BUGÜN, ICALDtRtLMfÇT'l. GELEN BU U/VV4ıV, ONCELE& SAVAÇTA OGDUlAgf YONETEN ISİ OroGfTE DuHuMUMDAKı IÇIM SÖyLEM'EKeM H32&EN SONSA tCA2ı4NMI$T/ ŞOGUM A&TttC ASKEfZİ OlK- AULAMINA G£t-lYORC>U VB ONA BAĞU yÖNE- TIM OE,8tf? GÖLGE KABıNE GlSl ÇALIÇtVOfi-OU. ŞO- GUNLUK , BASAOAM OĞULA GEÇMEKTE, Bt/ZÇOK TfÇMAMIN KAYfjAĞt OLMAKTAyP(. 19 YÜZYIL A~tS.TtK ÇOKLIŞ OOfJEMlNB GİREM ŞoGUNLUK, C 9 ) t A M£N , iJHpamfor Me.iT> görü/uyor. TURK ve DUNYA KARİKATÜRÜNDEN Alper Uygur Janusz Oblucki (POLONYA)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear