29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 3 OCAK 1990 Tuketim Kooperatifçiliği Sorunsalı Sorunun çözumu için, aracıbk payının en aza indirilmesi gerekmektedir. Son yüzyılın deneyimi, tüketiciyi fiyat ve nitelikte aldatarak sömuren aracıların payının en aza indirilmesinin zabıta önlemleriyle değil, ancak tüketicilerin tuketim kooperatifçiliği içinde etken biçimde örgütlenmeleriyle mumkün olabileceğini göstermiştir. Prof.Dr. ZIYA GÖKALP MÜLÂYİM AÜ ZiraatFakültesi 25-26 Kasım 1989'da Ankara'da "Avrupa Toplu- luğuyla Bütunleşme Sürecınde Tüketım Koopera- tıflennın Üst Örgutlenme Sorunsalı" konulu ügınç bır sempozyum duzenlennuştı Benım de panel yö- netıcısı olarak katıldığım bu sempozyumda bırçok yerlı ve yabancı bılım adamı, AT Tuketim Koope- ratıflen Bırlığı (Euro-Coop) Genel Sekreterı Mr Schöne dahıl bırçok uzraan ve tüketım kooperatıfı uygulayıcı ve yönetıcılen konuyu enıne boyuna tar- tıştılar Ülkemızde mılyonlarca tuketıcıyı çok ya- kından ılgılendıren tuketim kooperatifçiliği konu- sundakı görüşlenmıa, sempozyumda yapılan tar- tışmaların da ışığında bır kooperatıfçı bıhm ada- mı olarak burada behrtmekte yarar görüyorum Aracıların kazanç hırsına karşı... Ülkemızde son yıllann en önemlı sorunlarından bınsı hıç kuşkusuz yuzde 80'lere varan yfıksek enf- lasyon, halk dılı> le pahalılık ya da hızlı fiyat artış- larıdır Yalnız lüks tuketim maddeienıun değıl, IO- runlu tüketım maddelennın de fi>atları hızla art- makta, özellıkle ışçı, memur ve kuçuk köyluden olu- şan mılyonlarca dar gelırlı tuketıcı bu fiyat artışla- rı karşısında çaresız, ne yapacağını şaşırmakta ve bunalıma surüklenmektedır Bu bunalım ıçensınde dar gelırlı tuketıcıfiyatar- tışlarıru karşılayabılmek ıçın gücü yettığı oranda ge- lırını yükseltmeye çalışmakta, fakat bunda da ya- zık kı başarılı olamamakta, gelır artışlan daıma fi- yat aroşlarını arkadan ızlemektedır Acaba dar gelırh tuketıcırun korunmasında tek çare gehnnı arttırması mıdır7 Yoksa buna ek ola- rak baska çareler de var mıdır1 ' Dar gelırlı tuketıcı, yalnız ülkemızde değıl, bü- tun ülkelerde nüfusun en büyuk bölümunü oluş- turmaktadır Bu nedenle, dar gelırlı tuketıanın eko- nomık yönden korunması sorunu, son yuzyılda bu- tün ülkelerde büyük önem taşımış ve halen de taşı- maktadır Ülkemızde ve bırçok yabancı ülkede tü- ketıcının korunmasında her şey devletten beklenır ve bunda da genellıkle başarılı olunamazken 21 Ara- hk 1844'te tngıltere'de Rochdale kasabasında 28 ış- çının kurmuş olduğu ılk tuketim kooperatıfî bu alanda büyuk basan göstermiştir Bu denemenın en ılgınç yönu, dar gelırlı tuketıanın kendısını ancak kendısmın koruyabıleceğını göstermış olmasıdır Böylece geçen yuzyılm ortalarında Ingıltere'de baş- layan tüketım kooperatifçiliği hareketı, hızla bütıin ülkelere yayılmış, özellıkle sanayıleşmış ve kentleş- mış Batı toplumlarında çok buyuk gehşme olana- ğı bulmuştur örneğın Uluslararası Kooperatıfler Bırhğı'ne bağlı 72 ülkedekı tüketım kooperatıfle- rının ortak sayısı 142 mılyondur 1989 ıstatıstıkle- nne göre AT üyesı 12 ülkedekı tuketim kooperatıf- lerımn ortak sayısı ıse 18 mılyondur Sadece tngıl- tere'de 8 mılyon, tsveç, ttalya ve Fransa'da ıse ıkı- şer mılyon kışı tüketım kooperatıfi ortağıdır Batı ülkelerınde tuketim kooperatıflenmn perakende tı- carettekı payı, ortalama "a 15 olarak gözuk- mektedır Butun ülkelerde tuketıcıyı, tuketim kooperatif- çiliği ıçınde örgutlenmeye ıten en önemlı neden, ure- ücı ıle tuketıcı arasında aracı derulen bır grubun var- lığıdır Aracı sayısımn fazlalığı ve aracıların, tuke- tıcılenn örgutlenmemış ve bılınçlenmemış olmala- rından yararlanarak aracıhk kazançlanm speküla- tıf yönde azamı derecede yukseltmelen sorunun esa- sını oluşturmaktadır Sorunun çözumu ıçın aracıhk payının en aza ın- dınlmesı gerekmektedjr Son yuzyüın deneyimi, tu- ketıcıyı fiyat ve kalıtede aldatarak sömuren aracı• lann payının en aza ındınlmesmın zabıta önlemle- nyle değıl, ancak tuketıcılenn tükeüm kooperatıf- çılığı ıçınde etken bıçımde örgütlenmelenyle mum kün olabıleceğmı göstermiştir Aşırı fiyat artışlannın önemlı etkenlennden bın olan aracıbk kârı, ne yazık kı ülkemızde, dunyada en yüksek bır duzeydedır Bırçok mallarda tuketı- cının ödedığı paranın sadece % 20-25'ı uretıcıye gıt- mekle, 1v 75-80^1 ıse aracılar almaktadır Malıye ve Gumruk Bakanı Ekrem Pakdemırlı'mn, kılosu- nu dalında 400 hraya sattığı kendı zeytımnın bak- kal ve marketlerde kılosunun 10 bın lıra olduğunu görunce hayretier ıçınde kaldığını behrtmesı (Mıl- lıyet, 28 11 1989) ıse olaym trajı-komık boyutunu gözler önune sermektedır Üst örgutlenme ve sonuç Ülkemızde aracıhk durumu böyle olduğu halde, 1925 yıJında buyuk önder Ataturk'un 1 nolu uyesı olması ıle Ankara'da kurulan memurlar tuketim ko- operatıfi ıle başlatüan tuketim kooperatifçiliği ha- reketi, bütun yurtta bır turlu gelışememıştır Ha- len ülkemızde var olan 1,5 mılyonu aşkın ortağıyla 4800 tuketim kcoperaüfı hıç etken olamamaktadır Tüketım kooperatıflenmn aracılara karşı etken olmalannın yolu ust örgutlenmelennden geçmek- tedır Var olan tüketım kooperatıflerımız, bırlıkler ve bır Merkez Bırlığı ıçensınde demokratık olarak üst örgütlenmedıkçe ve bır kooperatıfler bankası- na sahıp olmadıkça dar gelırh tuketıcıden yana et- ken olamaz ve büyuk aracı, tefecı, ıstıfçı, sanayıcı ve tekellerle yanşarak aşın fiyat artışlanndan ve bo- zuk kalıteden mılyonlarca tuketıcıyı konıyamazlar Turkıye'de mevcut 4 bımn uzenndekı tüketım ko- operatıfi henüz bırım aşamasındadır tşkolu ve böl- gesel duzeyde kurulmuş ve faal olan sadece 4 tuke- tim kooperatıflen bırlığı bulunmaktadır Bunlar 1979'da kurulan Yoll-Koop, 198O'de kurulan Esko- bırük, 1983'te kurulan Körfez Tukobırhk ıle 1984'te kurulan Tokat Tüketım Kooperatıflen Bırhğı'dır Tüketım Kooperatıflen Merkez Bırüğı'mn kuru- labılraesı ıçın ıse yasaya göre en az 7 bırhk gerek- mektedır Noksan olan 3 bırhğın de kurularak bır an önce demokratık bır Merkez Bırhğı'mn kurul- masında sayılamayacak yararlar vardır Yazımızın başında andığımız sempozyum sonunda, var olan 4 bırhğın bır Tüketım Kooperatıflen Merkez Bırh- ğı'nı gerçekleştırmek ıçın bır protokol ımzaladık- lannı burada sevınçle behrtmek ıstenm Sonuç olarak şu saptamalar yapılabüır: 1- Ülkemızde dar gelırh tuketıcırun fiyat ve nıte- lık yönunden korunmasında tuketim kooperatifçi- liği çok önemlı bır araç olarak gözükmektedır 2- Bu aracın etken olabılmesı ıçın var olan bınm kooperatıflerın bırlıkler ve bır tuketim kooperatıf- len merkez bırhğı ıçensınde demokratık olarak ust örgutlenmelerı sağlanmalıdır 3- Daha çok büyuk aracı, holdıng ve tekellerden yana olan bugunkü sıyasal ıktıdardan tuketim ko- operatıfçılığıne herhangı bu- yardım beklernlmeme- lıdır Tersıne bugunku sıyasal ıktıdann üst örgut- lenmeyı elınden geldığınce köstekledığı görul- mektedır 4- Bu dunımda, dar gelırlı tuketıcılenn en bü- yük kesımını oluşturan ışçılenn sendıkalan ıle ko- operatıfçıhkten yana sıyasal partüer, beledıyeler ve ötekı kooperatıf ust örgütlerı bırhkte hareket ede- rek tüketım kooperatıflenmn kısa bır süre ıçınde üst örgutlenmelerını ve etkıh bır bıçımde gelışme- lennı gerçekleştırmelıdırler Ancak o zaman top- lumdan aracıların olumsuz etkılen kaldırılmış ve dar gelırlı tuketıcı gerçek anlamda korunmuş ola- caktır PENCERE Dış Politikamız Fiyasko.• • EVET/HAYIR OKTAYAKBAL Bugün Başörtüsü, Yarın ÇarşafL " gûnümüzde artık devlet ışıyle dın ışı bırbırıyle lyıce yoğrul- muştur Tekbırlı törenlerle Devlet açılışlar yapar Bazı okullarda cuma namazı dolayısıyla ders s?atlerı değıstırılır Başbakanlık- ta ramazan münasebetıyle camı açılır Bırçok kamu kuruluşun- da ramazan dolayısıyla yemekhaneler kapatıhr Resmı kuruluş- ların eleman almak ıçın açtıklan sınavlarda dınsel sorular soru- luc Başörtüsü devlet sorunu olur Sokaklar toplu namazcılar ta- rafından ışgal edılır Oruç tutmayanlar dövulür Hatta bazı yer- lerde öldürulür Laık Türkıye Cumhunyetı'nın bakanlan kuran kur- su açar Gene laık Turkıye Cumhurıyetı'nın bakanlan şerıatten söz eder Ve en sonunda devlet, Allah'ın ıpıne sarılın' der" "Elhamdülıllah Müslüman" kıtabından yaşadığımız gerçekten yansıtan kısa bır bölüm Evet, herkes Müslüman, herkes Islamdan yana' Ama kaçı gerçekten Islam ılkelerıne bağlı, ınançh? 'Laık' bır ülkede yaşı- yoruz, ya da öyle sanıyoruz Ama dın ışlenyle devlet ışlerı öyle- sıne bırbırfne karışmış kı' Bır devlet bakanı kalkıyor' Başörtüsü meselesı ebedıyen hallolmuştur" dıyebılıyor Anayasa Mahke- mesı'nın kararları hıçe sayılıp Doğramacı'nın YÖK'ü, ünıversı- telerde her türlü kılık kıyafetı hoşgörduğünü açıklıyor Tutucu ga- zetelerde, son günlerde tek bır konu var Ayasofya'nın yenıden Müslumanların ıbadetıne açılması 12 Eylül 1980 olayıdır Ataturk devrımının tüm eyiemlerını, ıl- kelennı ortadan kaldıran Gencılerı yüreklendıren Laıklık ıK kesını ayaklar altına aldıran Bır cunta başı zaman zaman şöy- le sözler söylerse, kalabalıkların karşısında ılerı surduğü savları Kuran'dan aldığı ayetlerle kanıtlamaya kalkışırsa ırtıca tehhkesı- nın hortlamasına hıç şaşmamalı "Idam etmek bızım dınımızde de Hınstıyanlıkta da vardır", "Ra- mazan dıye sakın ayıplamayın Ben seferryım", "Allah'ın rahme- tı gelıyor, sızı ıslatmamak ıçın konuşmamı one aldım", "Sahte- kârlık ayıp şeydır, Allah kızar", "Kıskançlık ve hasetlık Kuran da yoktur," Daha neler neler' Hem Ataturk devrımıne ınanmış görüneceksın hem de daya- nağın Kuran olacak' Allah'la kul arasına kımsenın gıremeyece- ğını bıldığın halde Allah'ı, Kuran'ı, Peygamben polröka aracı olarak kullanmaya kalkısarak Allah'a Kuran'a peygambere lers düşecek- sın' Bu tutumla olsa olsa bılınçsız zavallı ınsanları kandırabılır- sın >bksa gerçek Müsiûrnanlar boyte hesaptardan utanç duyarlar ve duymaktadırlar Artık başörtüsü ıle çarşafla, feraceyle yüksekokullarda ders- lere gırılebılecek* Upuzun, kapkara mantolarla, eldıvenlı ellerle ünıversıte öğrencısı olunabılecek Yırmıncı yüzyılın son on yılı- (Arkaa 17. Seyfado) Insan Hakları Bizi dışarıdan izleyen hukumet dışı orgutler, geçen yıl olduğu uzere insan hakları eksikliklerini ve ihlallerini sayıp dökmekte... Bir yabancı; fikre, duşunceye ceza ile yaklaşmamn bir zihniyet sorunu olduğunu, zihniyet değişmediği surece sözcukle oynamanın fazla bir şey değiştirmeyeceğini belirtiyor. Prof. Dr. İLHAN LÜTEM Bu metnın ılk çevırısı rahmetlı dostum Bu- lent Nurı Esen'ın olup tnsan Haklan Dergı- sı'mn Şubat 1949 tarıhlı, 26 sayılı nushasında yayımlanmıştır Ikına bır çevın, Resmı Gaze- te"nın 27 Mayıs 1949 tanhlı 7217 sa>ısındadır 1954 yıhnda yayımladığımız İnsan Haklan Yü- lığı'na da bu çevın konulmuştur Şımdı, Sa- yın Hocamız Prof Vehdedeoğlu, metnın öz- turkçesını çok güzel bır şekılde sunmuş bulu- nuyor Bu konuda metırüe ılgılı bır kuçük eksık Bıldırgenın e\hlıkten bahseden 16'ncı madde- sımn l'ma paragrafı sonuna "Evlenme yönun- den, evlılık esnasında ve evlenmerun ortadan kalkması sırasında eşıt haklan \ardir" cum- lesının eklenmesı gerekır Bıldırgenın önsözün- de de bır ıkı eksık mevcuttur Sayın Hocamız bıldırgenın maddelennı bır ara>a getınrken, yer yokluğundan olacak dıbaceyı "önsözu" al- mamıjtır Metnı tamamlamak amacıyla bu önsözü su- nuyonım "lnsanlık aılesının butun uyelennde bulu- nan onurun ve bunlann eşıt ve devır kabul et- mez haklannın tanınması hususunun, özgür- luğun, adaletın ve dunyada barışın temeh ol- masına, tnsan haklannın tanınmaması ve hor görul- mesırun ınsanlık vıcdanını ısyana sevk eden vahşılıkler doğurmasına ve korkudan ve yok- sulluktan kurtulmuş ınsanların ıçınde söz ve ınanış özgurlüklenne sahıp olacaklan bır dün- yamn meydana çıkmasmın ınsanın en yüksek araacı ılan edılmış bulunmasına, tnsanın ıstıbdat ve baskıya karşı son çare olarak ayaklanmaya mecbur kalmaması ıçın ınsan haklannın bır hukuk rejımı ıle korun- masımn zorunlu olmasına, üluslar arasında dostça ıhşkılenn gelışme- sını desteklemenın gerekh bulunmasına, Bırleşmış Mılletler halklarının, ınsanın ana haklanna, ınsan kışılığının onur ve değenne, erkek ve kadınlann eşıthğme olan ınançları- nı Bırleşmış Mılletler Yasası'nda bır kere da- ha ılan etmış olmalarına ve sosyal ılerleme>ı kolaylaştırmaya, daha gemş bır özgurlük ıçe- rısınde daha ıyı yaşam şartlan kurmaya ka- rar verdıklennı bıldırmış bulunmalanna, Üye devletlenn, Bırleşmış Mılletler kunıluşu ıle ışbırlığı halınde ınsan haklanna ve temel özgurlüklere bütün dunyada gerçekten saygı göstenlmesmın sağlanmasını yuklenmış obna- lanna, Bu haklar ve özgurluklenn herkesçe aynı şe- kılde anlaşılmasının sözu edılen yüklemın ye- rıne getırılmesı ıçın son derece önemlı bulun- masına göre, Toplumun bütün fertlen ıle organlannın bu bıldırgeyı zıhınlennde daıma canlı tutarak öğ- retım ve eğmm yoluyla bu haklar ve özgur- lüklere saygıyı gelıştırmelerı ve ulusal ve ulus- lararası sureklı yöntemlerle gerek bızzat üye devletler halklan ve gerekse yöneümlen altın- dakı ülkeler halklan arasında bu haklann ev- rensel tanmmasını ve eylemlı uygulanmaları- nı sağlamaya çaba sarfetmelen amacıyla bu tnsan Hakları Bıldırgesı'nı bütün halklann ve bütün uluslann enşeceklen ortak ülkü olarak ılan eder" Son bır ıkı yıldır ınsan haklanna ilgı bır- den arttı Ceza Kanunumuzda yerlerım ınatla koru- yan "Mussohnı kurallan"ndan söz etmek dahı suç sayüırken, bugün Bakanı bakmayanı "kal- dınlsm bunlar" dıyor Bu arada ınsan hakla- rı konusunu bızım gıbı meslek ve ış edınmış bırkaç kışıye yenılerının eklendığım memnu- nıyetle ızlıyoruz. Yazıp çızıp konusanlar, ışkence ıle ılgılı ulus- lararası sözleşmelenn kabulünün, Avrupa İn- san Haklan Komısyonu'na bıreysel başvunna hakkı ıle konseyın İnsan Haklan Dıvanı'mn yetkısının kabulunu olumlu bulurken, çoğun- luk, sıyasal rejımdekı eksıkhkJerden, k'.tap ya- saklanndan, kıtap, dergı toplatılmalarından, yavgın ışkenceden ve özellıkle, Ceza Kanunu- nun 141-142 ve 163'uncu maddelennden bah- sedıyor Can, mal, onur komnmalannın ge- reğı gıbı sağlanmadığından yakınıhyor Bızı dışarıdan izleyen hükumet dışı örgüt- ler, geçen yıl olduğu uzere ınsan hakları ek- sıklıklennı ve ıhlallennı sayıp dökmekte. Bır yabancı fikre, duşunceye ceza ıle yaklaşmamn bır zıhnı>et sorunu olduğunu, zihniyet değışme- dığı sürece sözcuklerle oynamanın fazla bır şey değiştirmeyeceğini haklı olarak belırtıyor Bır yazar, ınsan haklan konusunun bır uz- manlık dalı olması gerektığını söyluyor kı ona da katılıyoruz Geçen yıl, Başbakan'ın, "Gelışmemn teme- lınde, ınsana önem venlmelıdır Bız bundan sonrakı programımızda ınsana önem verece- ğız" sözunü anımsatmışük Bu yıl, ınsan hak- lan konularıyla ılgılı olarak tçışlen Bakanı 1 nın "polıs kolej ve akademılennde aynca hız- met ıçı eğıtımlerde değışıklıkler yapüması" va- adını kaydedıyoruz 1990'da ^pılacağını umduğumuz gırışım- ler arasında mahut maddelerın kaldırılması var Bu konuda tartışalım, göruşelım, rapor alalıra denıp duruyor Kanımızca Sayın Meh- med Kemal'ın önensı en uygunu ve kesıp atı a olanı "Bunlan kaldıracak olan tartışır mı 9 Çoğunluğu var, 'kaldırdık' der olur bıter" Bır de yıllardır lütfen yapınız dedığım ın- san hakları sözleşmelerının onaylanması var Bunlar arasında, şımdıye kadar 124 devletın onayladığı ırk aynmının ortadan kaldırılma- sı ıle 90*dan fazla devletın onayladığı Ekono- mık, Sos>-al ve Külturel Haklar Sözleşmesı ve yıne hemen o kadar onaylama sağlamış Me- denı ve Sıyasal Haklar Sözleşmesı mevcut Bunlar eksperlerce yıllardır mceleruyor, neden çekınıldığım, şımdıye kadar parlamentoya ne- den yollanmadıklannı 1990'da öğrenebıhrsek mutlu olacağız. Son olarak tnsan Haklan Bıldırgesfne do- kunmak ıstıyorum Kendılerıne geç de olsa "geçmış olsun" demek ıstedığım sağlık ve esenlığıne duacı olduğum Hocamız Hıfzı Vel det Vehdedeoğlu'nun "Cumhunyet"m 10 Ara- lık 1989 tarıhlı nüshasındakı yazısından tzmır Karşıyaka Beledıyesı'nın bır İnsan Hakları Parkı kurma tasarısını sevınçle öğrendım Park ıçınde bır yere bıldırgenın Ingılızce ve Türkçe metınlen mermere kazınacakmış Fı- kır çok güzel. Ancak tngılızce metne lüzum var mı' Bu bır Türkçe metın ıse çok ınce bır şekılde ınceiendıkten sonra kazmmak gerekır, bu ıkı Dış polıtıkada, elıne odun baltasını alarak mobılya yapmaya kalkışan kışı durumuna düşmek hoş değıl Dıploması, ınce, ayrıntılı, karmaşık bır konu, bılgı. becerı, de- neyıme gerek görülen bır sorumluluk alanı Bır satranç ustası gıbı oynamak, duygulara kapılmadan dengelerı gözetmek kolay mı? Dış polıtıkanın dokusu ınceden ınceye elenıp sık dokundu- ğuna göre göstenş ıçın atıp tutmakla çelışır Ne yazık kı Sayın Özal, bu konuda mangalda kül bırakmayacak bıçımde konuşu- yor, Romanya'dakı olaylara yaklaşımı da ıncelıklı değıl Bırkaç gün once gazetecılere demış kı — Ben Çavuşesku'nun bacağından asılacağını düşûnûyordum, kurşuna dızıldı" Bır Cumhurbaşkanına yakışmıyor, ama, Özal, Başbakan ıken de böyle konuşurdu, üslubunu değıştırmedı, Sofya ıle Ankara arasındakı ılışkıler bozulunca ne demıştı — Bulgar domuzunun umüğunu sıkanm " Fos çıktı bu sözler • ABD Panama'yı ışgal ettı Bırleşmış Mılletler Orgutu'nde ışgalı kınamak ıçın önerılen ka- rar tasarısına Turkıye olumsuz oy verdı Iyı mı ettı? Kötü mu? Bır büyük devletın bır kuçük ulkeyı ışgal etmesını destekle- mek kotünün de kötüsu bır tutumdur, ne devletler hukukuna uyar ne uygariık anlayışına yakışır ne de çağımızın değer yargılany- la bağdaşır Ne var kı Türkıye'nın, tutumunu ınceden ınceye dıplomatık he- saplarla aldığını söyleyenler de eksık değıl "Ulusal çıkarlanmız gerektırdığı ıçın olumsuz oy kullanmışız " Oysa bu ışte ıncelıklı bır dıploması yaklaşımı yok, veresıye- den boğulmuş bır bakkalın kaba hesabı var Ülkemız vaşıngton'a o kadar bağımlı kı Bush'u kızdırmaktan korkuyoruz Amerıka son- ra davranışımızın faturasını bıze odetır Nerede mı? Nasıl mı? Kımbılır? Kıbns'ta mı? Ermenı sorununda mı? Güneydoğu'da mı? Kürt sorununda mı? ABD'ye konfeksıyon satışının kotasında mı? Yunanıstan'la sılah dengelerınde mı? Ege'de mı? Kıt'a sahanlı- ğında mı? Dış borçların ödenmesınde mı? Say sayabıldığın ka- dar Türkıye'yı Amenka'nın kucağına oyle oturtmuşlar kı kıpırda- yamıyoruz Gerçek bu ıken Bırleşmış Mılletler'de Amenka'nın dü- men suyunda oy kullanmayı usta, ınce, ya da ulusal çıkarlarımı- zı koruyan bır dıploması gıbı göstermek, kaba bır oyun sayılma- lı Kımı zaman yalnız dıploması ustalığıyla aşılamayacak duvar- lar arasına sıkışır dış polıtıka, Harıcıye'nın bütün olanakları sı- nırlanır, doluya koyarsın, almaz, boşa koyarsın, dolmaz Bır sı- yasal ıktıdann çöküntusunü, Dışışlerı Bakanlığı'nın çabaları den- geleyebılır mı? • Yunanıstan'la başlatılan "Davos Sürecı" anlı şanlı bır fıyas- koya dönüştü Oysa özal'ın Papandreu'y'a Isvıçre'dekı alaturka peşrevı, ay- larca ıç polıtıka tezgâhında şışırılmıştı Uçurulan renk renk ba- lonlar patladı O günlerde devlet televızyonu her gun, sabah ak- şam Davos'u programlıyordu Konuşmalar nutuklar, oturumlar bır karnaval alayının şenlığme rahmet okutuyordu Ne oldu Davos? Atına, AT'den Lefkoşa ya kadar her yerde sal- dırıya geçtı * Ya Bulgarıstan olayı? Sofya, sınır komşumuzdakı soydaşlarımıza baskıları yoğunlaş- tırınca Sayın Özal ılan etmıştı — Kapıları açtım, bütun Turklen çağırtyorum, Bulgann blöfunu gördum Özal, "Bulgar domuzu"msn "umüğü"nü sıkıyordu Devletın te- levızyonu seferberoldu, "haması" nutuklann bını bır paraydı, "zo- runlu göç" olayı TO'nun kışısel propagandasına dönüştürüldü, ıç polıtıka malzemesı olarak kullanıldı, sonra bırden sınır kapı- ları kapatılıverdı Ne olmustu? Özal ıstıhareye mı yatmıştı? Sını- rın ötesınde kalanlar, bu yanına geçenler, şaşkınlık, huzun, acı, yıkmtı bırbırıne eklendı, yüzbınlenn gelışı onbınlenn dönüşüne çevrıldı, bugün Bulgarıstan'a gerı dönen soydaşlarımız 100 bı- ne tırmanıyor Dış politikamız tam bır fiyasko, AT'den Kıbrıs'a, Davos'tan Pa- nama'ya kadar ANMA NURAY ÖĞÜNÇOĞLU Aramızdan aynhşımn 2. yılında sevgi ile anıyoruz. CEVAT ve SAADET ZEYBEK 1990hepimiziçinyeni bir başlangıç... Yeni yıla girerken tüm Türkiye'ye, büyük Efes Pilsen Ailesi'ne bütün bir yılı birlikte geçirmek dileğiyle m e r h ab a . . . EFES PİLSEN
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear