Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhu-ıveı Matbaaulık *e Gazetecılık Türk ^onırr Şı'ken
adına Nıdtr Nadı % Genel >a\ın Muduru Hasan Cemal. Muc>sese
vludur
u Enune Işaklıgıl, Yazı lşlcn Muduru Oka> GonenMiı, 0
Haber Mcr
kezı Muduru talçın B«>er, Savfa Duzenı Yoneımenı Mı
*o». • Temsılaler VVkARA hhmti T«n. I2MİR
I, PolJUka Otal Baslang)^ D15 Habrrlcr Erfua M a . EKooomj Crafu Tariu*. b Sendjka Şafcnn b M a a KulIUr O M
Egıtını Geoes* şcviaıı Haber Araşuma tsmei BerV*n, Vurt Haber a- Secdet Dofaa, Spcr Danı^manı
Duı Yanlar b r a ı (.«hşimı. Arajunna Şthuı AJpn. DuzclDre \Mufeh ^uxx 0 X.ooniına:or Aknet 9 S
Erol ErkuL # Munasrt* hılral \eatr • Buiv< Planlama Sr>» Omnnbeftotla • Reklam \y?e Tocna. • Ek YavmJar Hotyı
Mooi • Idare HustMn Gum. • tjlnmt Onda Çrtik, # Bılp Wkm Nıil Imd- # Pmonel S f
Basm <* Yayan Cumhunya Matbaaalık vc Giintaak TA.S. Turk Oa* Cıd 39/41 CjJ»kıJ)u
34334 Is PK 246-lsunbul Tel 512 05 05 (2) hatl. Teten. 22246 Faı (1) 52« «0 72 %
Bumlar U^jn: ZJ»-> ijOkür Bl" Inkılap İ N o 19'4 Tö 133 11 41-47, Tcto. 42344 Fu. (4) 133
0^ 6< • lanir H Zjva Blv 1352 Si'î. Td 13 12 30. IÖOL 52359 F«. (51) 19 53 «0
: Irxxıu Cad 119 S No 1 fcu 1 Td 19 37 52 (4 ha) Tdo. &2155. F«c (71) 19 37 52
TAKVİM: 3 OCAK 1990 tmsak. 5.50 Guneş: 7.22 öğle: 12.12 tkindi: 14.31 Akşam 16.52 Yatsı 18.18
Harg'dan sızan
petrol, Fash
sorun oldu
19 aralıkta bir patlama sonucu alev alan
İran tankeri Harg'dan denize sızan 72
bin ton ham petrol, Fas kıyılarını tehdit
ediyor. Denizin dalgah olması,
sızıntının hızla yayılmasına yol açıyor.
RABAT (AP) — Kanarya
Adaları'na ham petrol taşırken
bir patlama sonucu, Fas açıkla-
nnda petrol sızdınnaya başlayan
dev İran tankeri, Fas'ın kıyıları-
nı tehdit etmeyi surdürüyor. Uz-
manlar, sızıntının yayılmasım
önlemeye çalışırken dalgaların,
sızıntının hızla yayılmasına ne-
den olduğunu bildiriyor.
Kanarya Adalan'na petrol ta-
şırken, bu adalann 400 mil açı-
ğında 19 aralık tarihinde bir pat-
lama sonucu alev alan ve denize
petrol sızdırmaya başlayan İran
tankeri Harg, geçen pazar günü,
Kuzey Afrika ülkelerinden Fas'ın
Atlas Okyanusu'ndaki kıyüanıu
tehdit etmeye başladı. Tankerde-
ki patlamanın gerçekleştiği tarih-
ten bu yana, 72 bin ton ham pet-
rol denize
; stzan petrtttn et
; Uledlgi atan
sızdı. Kısa
sürede280
kilometre-
karehk bir
alanı etki-
si altına
alan sızın-
tının, böl-
gedekide-
nizaltı bit-
ki örtüsu-
nün ve
canlıların
yanı sıra,
Fas ekonomisinde büyuk önemı
olan turizmi olumsuz yönde et-
kilemesinden korkuluyor. Fas kı-
yılanna ulaşmaması için büyük
çaba gösterılen petrol tabakası-
nın, parçalara bölünmesı ve de-
nizın dalgalı olması nedeniyle,
Fas kıyüarının 19 kilometre ya-
kıruna kadar ulasabildiği bildiri-
liyor.
Sızıntının yayılmasım ön-
lemek için Fas'ın yaptığı ulusla-
rarası çağndan sonra bölgeye gi-
den uzmanlar, 14 uçak ve 7 bot-
tan ulaşan bir kurtarma ekibiyle
gün boyu çalışıyodar. Uzman
grubu, sızıntının önünü almak
için tabakanın üzerine sürekli
olarak köpuk sıkıldıgını ve denız
uzerinde engeller oluşturulduğu-
nu bildiriyorlar.
Bütün çabalara karşın, sızıntı
tabakasının saatte 200 metrehk
bir hızla yayıldığı ve kısa bir su-
re sonra kıyıya ulaşmasından
korkulduğu açıklamyor.
Sızmtıdan sonra bölgeye giden
Fransız uzmanlardan Robert Lu-
igi, Fas'ın, sızıntı ile mucadele-
de bir ölçude başarıh olduğunu
ve Fas kıyıları için büyük bir teh-
like bulunmadığını açıkladı. An-
cak diğer kaynaklardan alınan
bilgiler, başkent Rabat'ın kuze-
yindeki Mehdiya ile guneyinde-
ki Muhammediya arasında kalan
uzun sahıl şendınin kırlenme teh-
didiyle karşı karşıya olduğunu
ortaya koyuyor.
Fransız uzman Luigi, denize
sızan petrolün buyük bir kısmı-
nın parçalara aynldığını, kalam-
run, su sıcakhğının çok yüksek
olması ne-
deniyle
buharlaş-
tığını
açıkladı.
Sızıntı-
nın yayıl-
masını
önlemek
için Fas'ın
yaptığı
yardım
çağrısına
Fransa'-
mn karşı-
lık verdiği ve böigedeki uzman-
lann çogunun Fransız olduğu bil-
diriliyor. Fransız Çevre Bakanı
Brice Lalonde, sızıntının boyut-
lannı ve çaJışmaları daha yakın-
dan izlemek için Fas'a gitti. Ba-
kan Lalonde, petrol sızıntısının
devam ettiğini ve geri kalan pet-
rolün boşaltılması için ikinci bir
tankerin yolda olduğunu açıkla-
dı.
Fas'ın yardım çağrısında bu-
lunduğu ülkelerden Ingiltere ve
Portekiz'den henüz resmi bir ya-
nıt gelmezken, Ispanya, PoinU
Sakıuu adlı gemiyi, gerekli yar-
dım malzemesiyle birlikte bölge-
ye yolladığını duyurdu.
Israil ise Fas'a her türlü yar-
dımda bulunmaya hazır olduğu-
nu açıkladı.
KöCAELl ~~
Kirlilige
Alman
denetimi
AHMETKURT
tZMİT — 1990 yıhnda Koca-
eli'deki çevre ve deniz kirliliği-
ni Federal Alman Tüv Stutgart
fırması denetleyecek.
Kocaeti Valiliği'nin Federal
Alman Tüv Stutgart firmasıyla
23 Ekim 1989 tarihinde yaptığı
anlaşmayla 1990 yılı başından
itibaren bir yıl sûreyle Tüv Stut-
gart fırması çevre sorunlannın
çözümünde danışman olarak
görev yapacak. Tüv Stutgart uz-
manlarının yapacağı kontrol ve
danışmanlık hizmetlennin sonu-
cunda verilecek raporlara göre
ilgili kuruluşlara 100 milyon li-
raya kadar ceza verilecek veya
kapatılacak.
Kocaeli Valisi lhsan Dedc
şöyle konuştu:
•Körfez çevresi 30 yüdan
beri plansız, disiplinsiz ve b«şı
boş gelişen antma tesisleri olma-
dan yapılan sanajinin kiriilikte-
ki payı esas oldugu gibi diger
baa etkeolerin de paylannın bu-
lunduğn bir gercekür. Canlıla-
nn yaşamasmı engeileyen, bü-
yük ölçude koku somnuna ne-
den olan ve oksijen azalması
meydana getiren, kiriiliği yara-
tmn abklardan, yerleşim bölge-
lerindca körfeze güode 32 ton
BOI.42 ton tam, 6.3 ton azot,
1.6 ton fosfor atılmaktadır.
Kocaeli'de çevre kiriiliği ile il-
gili her türlü analiz, denetim ve
iyileştirmeye yönelik proje çalış-
malarımn bu yıl Tüv Stutgart
firmasımn sorumluluğunda ola-
cağını belirten yetkililer, ilgili
fırma uzmanlan için vilayet,
Özel tdare ve Yanmca Halk
Sağlığı Laboratuvan binası ol-
mak üzere üç ayn bölümttn ha-
zırlandığını söylediler. Tüv Stut-
gart fırması yapılan anlasmaya
göre şu alanlarda çalışma yapa-
cak:
1- Danışmanlık, 2- Çevre la-
boratuvan oluşturnuk, 3- öl-
çMm istasyonlan karmak, 4-
MobU ölcraek sistemleri getistir-
mek, 5- Elektronik bilgi işleme
geçişi saglarnak, 6- Emisyon öl-
çömlerini yapmak, 7- Çevre per-
soneünin egiüminin Türkiye'de
ve Almanya'da geliştirilmesine
yardıma olraak, 8- Bilimsel top-
lantılar duzenlemek.
Kocaeli'ne bağlı Körfez ilçe-
si kaymakamı Alaattin Yüksel,
bölgelerindeki sanayi kuruluşla-
rında "hava kalitesi kontroliı
ÖMİtesi" kunnalannı istedıkleri-
ni söyledi.
Kentin beyaz olmayan ilk BelediyeBaşkanı DavidDinkins göreve başladı
New1fork'ta siyah zaferKendi deyimi ile "Afrikah Amerikalı" David Dinkins ant içme töreninde yaptığı konuşmada,
Dinkins'ın ant içme töreninde, Güney Afrikah "Zincir ve kamçıyı iyi tanıyan atalarımdan bu yana
Desmond Tutu'dan Jesse Jackson'a kadar birçok uzun, acılı bir yol aldık. Henüz hedefimize ulaşmış
ünlü hazır bulundu. değiliz, ama büyük mesafe katettik" dedi.
ŞEBNEM ATİYAS
NEW YORK — 1990'ın ilk gü-
nünde, New Yorklular kendilerin-
den bıraz daha memnun. New
York'un ilk "Afrikalı Amerikalı"
Belediye Başkanı David Dinkins,
belediye binası önünde yapılan
ant içme töreni ile önceki gün res-
men göreve başladı. Guney Afri-
ka'da özgurluk simgesi Desraond
Tutu'dan Jesse Jackson'a kadar
herkesin hazır bulunduğu tören,
Afrika kökenli Amerikalılar için
bir özgurluk şarkısına dönuşür-
ken, Yahudiler, Italyanlar, Irlaıı-
dalılaı, Çinliler ve hberal beyazla-
nn oluşturduğu kalabalık, ırkçı-
hğın utanç duvanru yıkmış olma-
mn rahathğı içindeydi. Bir beyaz
kadın, Ehnkins'in konuşmasını
dinledıkten sonra, "Sırtımdan bu-
>uk bir yıik kalkmış gibi hissedi-
yonım, butun Amerika adına bu-
rada siyahlar seçilemez yurgısını
değiştirdiğimizi kanıtladık. Şu
karşıda gordugunuz adam Ame-
rikan ruyası dedigimiz şeyin bir
simgesidir" sözleriyle duyguları-
nı dile getiriyordu.
27 milyar dolarlık bütçesi ve
250 bin çalışanıyla dev New York
Belediyesrnin başkanı olan 62 ya-
şındaki Harlem politikacısı Din-
kins, yemin töreni sırasında "Ame-
rikan ruyası" hakkında şunları
söyledi: "Zincir ve kamçıvı iyi ta-
nıyan atalarımdan bu yana uzun,
acılı bir yol aldık. Henuz hedefi-
mize ulaşmış degiliz, ama buyuk
bir mesafe katettik." New Jersey
ve Bronx'un sıyah mahallelennde
buyuyen Dinkins, 10 yıl önce New
York Belediyesi'nde çalışmaya
başladı. Belediye Başkanı seçüme-
den önce Manhattan tlçe Başka-
nı idi.
Afrikalı Amerikah
Amerikalılann ırk ayrımında
katettiği mesafenin bir göstergesı,
siyahlardan artık "Afrikalı
Amerikair olarak söz edilmesi.
Jesse Jackson'ın cumhurbaşkan-
lığı adaylığı kampanyalarında slo-
gan haline getirdiği deyirn, bütün
vatandaşlık haklan yanlılarınca
son birkaç yıldır ateşli biçimde sa-
vunuluyordu. Tarihsel evTİmi için-
de Afrikalı Amerikalı'dan önce
sözcüğun geçirdiğı değışım, vatan-
daşlık haklarında yaşanan süreci
simgeliyor. önce kölelik dönemi-
GÖREVE BAŞLADI — Eylul a\ında yapılan sccimleri kazanarak belediye başkanı olan David Dinkins
(sağda) onceki gun resmen görevine başladı. Törene Jesse Jackson da (solda) katıldı. (Fotoğraf: AP)
run aşağılayıa ızlennı taşıyan
"zeoci" ya da "orman yaraüklan"
gibi terimlerin yerini vatandaşlık
haklan mücaddesinin sonucu ola-
rak "siyalı" kelimesi almış. Ancak
ilk başlarda gramer alışkanhğı ne-
deniyle, "beyaz" kuçük harfle ya-
zılırken aynı cümle içinde siyah,
buyuk harfle yazılır olmuş. Kısa
bir süre öncesine kadar Amerikan
toplumu "mozaiğniden" söz edi-
lirken, diğer azınlıklar için Asya-
lı Amerikalı, Hispanik Amerika-
lı gibi isimler kullanıhyor, bu ara-
da beyaz kuçük harfle, siyah bü-
yuk harfle yazılıyordu. Tam anla-
mıyla bir karmaşa haline dönuşen
bu dunıma bir çözüm olarak si-
yahlar kendıleri için "Afrikah
Amerikalı" denilmesini istedüer.
Dinkins özeUikle her konuşmasın-
da "Afrikalı Amerikah" ifadesini
kullanmaya özen gösteriyor. Din-
kins'in seçimi sözcjiğün kullanıl-
masını resmileştirmiş oldu.
Dınkins'in sözunü ettiği, vatan-
daşlık haklan mücadelesinde ka-
tedilen mesafenin bir diğer göster-
gesı ise ıstatistikler. Washington
araştırma kuruluşu "Joint Center
For PoliUcai Stndies"e göre kamu
dairelerine seçilerek gelen siyahla-
rın sayısı 1970'te 1500 iken bagün
7000. Buna rağmen, dahe bir haf-
ta öncesine kadar kamuoyu gün-
demj, vatandaşlık haklan için mü-
cadele eden avukat ve hâkimlere
gönderilen bombalı paketlerle
meşguldu. Şimdiye dek bir kişüıin
ölümüne yol acan bombalı pâket-
lerin beyaz ırkçı Ku Klux Klan ör-
gütü üyelerince gönderildikleri id-
dia ediliyor. Yılbaşı arifesinde ge-
lişen olaylar ırk ayrımı konusun-
da havarun elektriklenmesine ne-
den oldu. Aynı hava Dinkins'ın
yemin törenine de yansıdı. Kalip-
so'nun tanınmış sesi Herry Bela-
fonie'nin sunuculuk yaptığı ant iç-
me töreninde Tutu'nun konuşması
sırasında birdenbire bir kanşıklık
çıktı. Daha sonra kanşıkhğın, ko-
nuşma sırasında dışandan birinin
izleyicilere attığı çürük yumurta-
dan kaynaklandığı açıklandı. Tö-
rende bir başka ilginç olay, New
York hahamınca yapılan konuş-
maydı. Haham son derece dindar
bir konuşma yaparak Dinkins için
dua etti. Yemin töreninde New
York hahamının Dinkins'e dua et-
mesi, Afrikalı Amerikalılar ile
Museviler arasında uzun süredir
devam eden surtuşmenın gideril-
mesini amaçhyordu. New Yorklu
bir grup Musevi seçmen, Afnkalı
Amerikalı bir belediye başkamn-
dan dolayı tedirgın. Hahamın, ko-
nuşmasıyla kentin neredeyse bir
özelliği haline, Afrikalı Amerikalı-
Musevı çatışmasının yumuşatıl-
ması hedeflendi.
Şiddete hoşgörii yok
Dinkins'i New York'ta bu ırk
aynmı sorunlannın ötesinde bir
dev mekanizma bekliyor. Dinkins
konuşmasında, şıddet olaylarmda
New York'un "gelmiş gecmiş en
sert belediye başkanı olacagına"
söz verdı. Nevv York'ta son yıllar-
da hırsızlık vakalarında azalma
olmasma karşın öldürme vakala-
rında büyük bir artış oldu. Uyuş-
turucu bağlantıh tutuklama-
lar 1979'da 18.500 iken, 1988'-
de 89.5OO'e yükseldi. Evsizler
1979'da 10 bin dolayında iken
1988'de 45 bini buldu. Evsizler ıçın
konut bütçesi 8 milyon dolardan
225'e yükseldi. Yoksulluk aym şe-
kilde arttı. 1979'da şehirde AIDS
vakası yoktu, 1988'de AIDS'ten
ölenler 5203 idi.
Butün bu istatistiklerde beyaz-
lar azınhkta. Yoksullaşmadan en
fazla etkilenen gnıbun ise Afrikah
Amerikalılar olduğu görülüyor.
Dınkins'in temel seçmeni olan
grup. Dinkins, şimdiye değin yap-
tığı atamalarda butçe konuların-
da liberal demokratlara öncelik
tanıdı. Yoksulluk ve eğitim konu-
larında radikal demokratlan ter-
cih etti.
Eski Belediye Başkanı Edward
Koch, New York'un dev sorunla-
n karşısında yapüabilecek fazla
bir şeyi olmadığını öne sürüyor.
Bu göruşe katüanlar çoğunlukta.
Büyük ölçude kendi kendıne işle-
yen bu mekanizma karşısında
Dınkins'in en azından işleri daha
kötüye gitmekten alıkoymasının
büyük başarı olarak nitelendirile-
ceği belirtiüyor.
1936yıhndayayımlananRüzgâr GibiGeçtikitabı, heryıl300 bin adetsatıyor
Her şeye rağmenyaşamanın öyküstiAtları seven, ancak bunun dışında hiçbir şeye
özel ilgi duymayan Peggy March'ın yaşamı,
kitabının yayımlamşıyla kökten değişti. İlk ve
tek kitabı Rüzgâr Gibi Geçti'den sonra mektup
dışında hiçbir şey yazmadı.
FtLMOLDLi —Ruzgâr Gibi Geçti kitabının filmhakkı 50 bin dolara David Selznicktarafındansatınalın-
dı. Filmde basrolleri Vivien Leigh ve Clark Gable paylaştı.
Dıs Haberler SerYİsi — 26 ya-
şındaki Peggy March yatağında
yaüyor ve canı sıkıhyordu. Ata bi-
nerken düşmüş, bacağını kırmış-
tı. Kocası John March, yatakta ge-
çirmek zorunda kaldığı gunleri bi-
raz daha eğlenceli bir hale getir-
mek için kansına her gün Atlan-
ta Kütüphanesi'nden kitap taşı-
yordu. Peggy March'ın istekleri
hıç bitmiyordu. Günün birinde
kocası elinde kalın bir yan bloku
ile eve döndu: "Hep bir roman
yazmak istiyordun, işte şimdi tam
sırası" dedi.
Ve bir zamanlar "Atlanta Joor-
nal"da muhabirlik yaprruş olan
Peggy March yazmaya başladı.
Kızlık adı Margaret Mitchell olan
genç kadın, 1926'dan 1936'ya ka-
dar yazdı. Kısacık yaşamı boyun-
ca dostlarmdan, komşularından
duyduklannı, Amerikan iç sava-
şının neden olduğu acıları, zenci
köleleri, yankileri, savaşın zengiıı-
leştirdiklerini ve savaş sonrası At-
lanta'sını yazdı. Aynnülara olan
tutkusundan arşivleri taradı, mü-
zeleri gezdi, tavanaralarım kola-
can etti. Ve sonunda ortaya "Rttz-
gjr Gibi Geçtl" çıktı.
"Rüzgâr Gibi Geçti", lncil'den
sonra dünyanın en basanlı kitabı.
Kitabın 1936'da yayımlanmasın-
dan önce kitap için 50 bin sipariş
alınnuştı. Bugtin kitabın yayunla-
nışından 53 yıl sonra da her yıl
dunyada 300 bin adet "Rüzgâr Gi-
bi Geçti" satılıyor.
Atları seven, ancak bunun dı-
şında hiçbir şeye özel bir ilgisi ol-
mayan Peggy March'ın yaşamı, ki-
tabın yayımlamşıyla kökten değiş-
ti. Nefes alacak zamanı kalmamış-
tı. Hollywood yapımcılanndan
David Sdznick, o zaman için
"inaulmaz" olarak nitelendirilen
50 bin dolara kitabın film hakkı-
nı satın alınca Peggy March'ın,
Peachtree Street'teki evi sinema
meraklüannın ve turistlerin Mek-
kesi haline geldi. Peggy March,
1949'da bir trafık kazası sonucu
öldü. Sekreteri de bunun uzerine
kitabın orijinalim ve tüm taslak-
lan yaktı.
İlk ve tek kitabını "Her şeye
rağmen yaşamayı surdurebihueain
öyküsü" olarak tanımlayan Peggy
March, "Rüzgâr Gibi Geçtf'den
sonra mektup dışında herhangi
bir şey yazmadı. "Rüzgâr Gibi
Geçti" tüm zamanlann en büyük
filmi de oldu. Katherine Hepburn
role ilgi duyuyordu, ama yeterin-
ce seksi değildi. Betty Davis'in de
adı geçti, ama sonunda rol o gü-
ne dek hiç tanınmamış bir Ingiliz
oyuncusuna Vivien Leiga'e vçril-
di.
"Rüzgâr Gibi GeçÜ"nin prömi-
yeri 15 Aralık 1939'da "Lo«w's
Grand Tbeatre"da yapıldı. Hava-
alarundan Biltmore Hotel'e dek
uzanan yola 300.000*i aşkm sine-
ma tneraklısı toplanmıştı. Filmin
süper yıldızlan Clark Gable ve ka-
nsı Carole Lombard, Vivien Le-
igh ve sevgilisı Laurence OUvier ve
OUvia de Havilland Bıltmore Ho-
tel'de kahrken, zenci meslektaşlan
Hattie McDainel (Mammy) ve
Batterflay McQueen (Prissy) bir
başka otele yerleştırilmişleTdi.
50 yıl sonra Atlanta, "Rüzgâr
Gibi GeçtTnin 50. yıldönümünü
kutluyor. Bu modern kentte
geçmişi anımsatan pek fazla bir
şey kalmadı. Pamuk uretiminin
yerini CNN, Delta ve Coca-
Cola'run egemenliği aldı. Loew's
Grand Thealre'ın yerinde Geor-
gia Pasifıc Company'nin granit
kulesi yükseliyor. Biltmore Oteli
de rüzgâr gibi geldi geçti.
Yıldönümü kutlamalan çerçeve-
sınde CNN merkezinde günde iki
kez Rüzgâr Gibi Geçti oynatılıyor.
Kendilerine "Windies" adını veren
Rüzgâr Gibi Geçti hayranları için
sinemanın önlerinde filmle ilgili
masklar, bardaklar ve çikolatalar
satılıyor. Balolar düzenleniyor.
25 yılda 2 bin 385 projeden sadece 8'ipaîent alabildi
Raftaki TÜBİTAK projeleriBünyesindeki öğretim üyesi önceki yıllara
göre azalan TÜBİTAK'ın bütçesi de bu
yıl sadece yüzde 8'lik bir artışla 26 milyardan
28 milyara çıkanldı.
MUSTAFA BALBAY
ANKARA — Kuruluşunun 25.
yıhm kutlayan Turkiye Bilimsel ve
Teknik Araştırma Kurumu'nda
(TÜBİTAK) bugüne kadar ger-
çekleştinlen projelenn, yapılan
araştırmaların büyük bir bölumu
raflarda bekliyor. 2 bin 385 pro-
jeden sadece 8'i patent alıp uygu-
lamaya konabildi. TÜBtTAK Yö-
netim Kurulu üyesi Prof. A>se
Bosgelmez projeleri tozlu raflar-
dan indireceklerini söyluyor, ama
kurumun bu yılki bütçesınde ya-
pılan artış yuzde 8'de kaldı.
1963 yıhnda 278 sayılı yasayla
kurulan TÜBİTAK, öncelikle bi-
limsel araştırmaların teşvik edil-
mesi ve bilım adamı yetiştirilme-
sini amaçhyordu. ÖzeUikle lise ve
üniversite öğrencileri arasında dü-
zenlenen yarışmalara önemli ka-
tılımlar sağlandı. Ne var ki proje
ve araştırma aşamasmdan sonra
yapılanlar yok denecek kadar az.
örneğin TÜBİTAK'tan ödül alan
öğrencilerin bu çalışmalarının
herhangi bir envanteri yok. TU-
BİTAK yetkilileri, başarıh öğren-
cilerin daha sonrakı dönemde ne
yaptığı sorusuna, "O konoda bir
envanter yok. Çogunun yurtdışı-
na gittigini duyuyoruz. Ama bun-
dan sonra ciddi bir arşiv
tutacagız" diyorlar.
Yapılan ıstatistiklere göre
Türkiye'de ulusal bütçeden bilime
ayrılan pay binde iki. Bu konuda
zaman zaman hükümet yetkilile-
nnin verdiği demeçlere karşm
olumlu bir adım da yok. Örneğin,
TÜBİTAK'ın geçen yılki bütçesi
26 milyar liraydı, bu yü ise 28 mil-
yar liraya çıkarılıyor.
Kımyasal araştırmalardan ta-
nmsal ilaçlara, toplumsal beslen-
meden elektronik araştırmalara
kadar 25 yılda toplam 2 bin 385
proje gerçeklestırildi. Bunların
onemli bir bölumünun hemen pa-
tent alabilecek aşamada olduğu-
nu söyleyen Prof. Bosgelmez,
"Niçin başanlamadı" sorusuna,
"Elbette uygulamaya gecilmesini
istiyoruı. Ancak Türkiye'de kaç
büyük projeyi yasama geçirmek
mumkun oluyor ki?"diyor.
Prof. Bosgelmez, kurumun
gerçekleştirdiği projelerin önem-
li bir bölümünün uygulamaya yö-
nelik olduğunu beürterek şunları
soylüyor:
"Ama bunlan kuUanacak sana-
yici ya da devlet kurumuyla iste-
nen temas kurulmus degii. N'eden-
se işadamlan da teknolojik bilgi-
yi daha çok dışandan. hazır ge-
tirme eğilimindeler. Örneğin TU-
BİTAK Tarmak-3 adlı bir bakte-
ri gdbjtirdi. Ormanlara buyük za-
rar veren kelebeklere karşı ilac ye-
rine de kuUanılabUir. Bu bakteriyi
kelebek ahyor, midesinde paüıyor
ve öluyor. Çevre kiriiliği de soz
konosu olmuyor. Bunun uretimi
yapılsa ideal bir biyolojik muca-
deie gerçekleştirilebilir. Buna ben-
zer çalışmalar var. TÜBİTAK'ın
tek başına birsey yapması zor.
Üniversite-TÜBtTAK-ozel seklör
iiçgeni mutlaka kurulmalı."
Turizmde yeni
yıl müjdeleri
• ANTALYA (AA) —
Turizm Bakanı llhan
Akıizum, yeni yılda yeni
mujdeler verdi. Beş yıllık
plan dönerninde,
hedeflenenin aşılacafiını
söyleyen Aküzum, "Iddia
ediyorum, 1995'te
Turkiye'yi 10 milyon turist
ziyaret edecek, 9 milyar
dolarlık döviz gelirimiz
olacak. Bunun için uzun
hesaplar yapmaya gerek
yok. Görünen köy kılavuz
istemez" dedi. Turizm
sektörünu teşvik amaayla
bir dizi paketler
hazırlandığını açıklayan
bakan, "1990 yıh turizm
sektöründe teşvik yılı
olacak. Hazırladığımız
teşvik programımız,
Bakanlar Kurulu'nda
imzalandı, başbakanın
imzasını bekliyor" diye
konuştu.
Marmaris'e
Evren katkısı
• MARMARİS (AA) —
Eski Cumhurbaskaru Kenan
Evren'in Marmaris'e
yerleşmesinin, ilçenin
turizmine hareket getirdiği
belirtildi. Marmaris
Belediye Başkanı lsmet
Karadınç, Evren'in
Marmaris için bir kazanç
olduğunu söyledi.
Marmaris'i "uçurumun
kenannda yakaladıklannı",
ilçenin yeniden
yapılandırılması
çalışmalanmn nisan başına
kadar taınamlanacacağını
anlatan Belediye Başkanı
Karadınç, "Emekli olmuş
bir cumhurbaşkanının
Marmaris'e yerleşmesi,
beldemiz için parayla
yapılamayacak bir
reklamdır"dedi.
Karaciger
rıakli
• ANKARA (AA) —
Trafık kazasında ölen 12
yaşındaki çocuğun
karaciğerinin nakledildiği
Ahmet ÇiUi öldü.
Antalya'da, 16 Aralık 1989
gunu geçirdiğı trafik kazası
sonucu ölen Fatih
Cantekin'den alınan
karaciğer, Ankara Organ
Nakli ve Yanık Tedavi
Vakfı Hastanesi'nde, 38
yaşındaki Ahmet Çilli'ye
takılmıştı. Prof. I)r.
Mehmet Haberal
tarafından gerçekleştirilen
nakilden sonra, Ahmet
Çilli, geçirdiğı enfarktüs
sonucu oldu. Haberal,
bütün gayretlerine rağmen,
hastayı kurtaramadıklannı
söyledi.
Sigarasız
yolculuk
• ANTALYA (AA) —
Antalya'da bir otobüs
firması, Turkiye Tabiatını
Koruma Dernefi'nin önerisi
ve yolcuların isteği üzerine,
ilk kez "sigarasız otobüs
seferleri"ne başladı.
Sigarasız seferlerin ilk
yolcuları önceki gece
Ankara'ya uğurlandı.
Sigarasız seferlerin
başlaması dolayısıyla
Antalya otogarında Turkiye
Tabiatını Koruma Derneği
yöneticilerinin de katıldığı
mini bir tören düzenlendi.
Susurluk'ta
antik mezar
• SUSURLUK (AA) —
Balıkesir'in Susurluk ilçesi
Çaylak yöresinde, antik bir
mezar ortaya çıkanldı.
Belediye ekiplerinin hafriyat
çalışması sırasında buiunan
mezann, Helenistik Roma
dönemine ait olduğu
belirlendi. Koruma altına
alınan mezarda aynca
çanak ve çömleklerin de yer
aldığı bildirildi.
Halka temizlik
eğitijııi
• DENtZLt (Cumhuriyet)
— 1990 yıhnda yurttaşlann
"temizlik ve sağlık"
eğitiminden gecirileceği
bildirildi. Türk Kadınını
Güçlendirme ve Tanıtma
Vakfı öncülüğünde 5
bakanlığın da katıhmıyla
ülke genelinde başlatılacak
kampanya ile yurttaşlara
"beden temizliği ve sağlık"
eğitimi verileceği açıklandı.
Sağlık Bakanı Halil Şıvgın
imzasını taşıyan ve 71 il
valiliğine gönderilen
konuyla ilgili genelgede,
insanlara temizlik ve sağlık
alışkanlıklarının
kazandırılmasının ancak
"etkili bir eğıtimle"
gerçekleşebıleceği bildirildi.
Konuyla ilgili tek tek aile
ve okul çalışmaları
yapılması ve tum Türk
vatandaşlannın, yaygın
eğitimden geçirilmesi
istendi.