23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 OCAK 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Ukrayna'da gösteri • KİEV (AA) — SSCB'nin (Jkrayna Cumhuriyeti'nde, yaklaşık 70 yıl önce kısa bir süre için varlığını sürdüren bağımsız ve bileşik Ukrayna devletinin kuruluşunu kutlamak için önceki gün onbinlerce kişinin bir insan zinciri oluşturduğu bildirildi. Gösteriyi örgütleyen Rukh adlı halk hareketinin liderleri, Ukrayna'nın başkenti Kiev'in 500 km batısındaki Lvov'a kadar uzandığını büdirdikleri insan zincirine yaklaşık 100 bin kişinin katıldığını söylediler. Göstericilerin "Çok yaşa Ukrayna" diye slogan attıklan belirtildi. Su sonınuna arabulucu • KAHİRE (AA) — Irak hükumeti Atatürk Barajı'nın dolum programı konusunda, Irak, Suriye ve Türkiye arasında beliren görüş ayrıhklannın giderilraesi için Kuveyt'in arabuluculuk yapmasını istedi. Katar Haber Ajansı'na göre, Irak Dışişleri Bakanı Tarık Aziz'in bu konudaki sözlü mesajı, Irak'ın Kuveyt Büyukelçisi tarafından bugün Kuveyt Dışişleri Bakanı Şeyh Sabah EI Ahmet EI Cabir'e iletildi. Çavuşesku'ya 120 kurşıın • PARİS (AA) — Romanya Uiusal Kurtuluş Cephesi Yürutme Kurulu üyesi Silvua Brucan, eski Devlet Başkanı Nikolay Çavuşesku'nun idamına 80 askerin katıldığını ve cesedinde 120 mermi bulunduğunu söyledi. Brucan, Fransız Le Figaro gazetesinde dün yer alan demecinde, "Idam mangasının komutanı S askerin öne çıkarak ateş etmesini istedi. Mangada 80 kişi vardı. Hepsi ateş etti" dedi. Öte yandan Romanya'da kanlı bir halk ayaklanması ile devrilen Çavuşesku rejiminin üst düzey yöneticilerinden dördunün bu hafta. içinde başlaması öngörülen davalarının geiecek haftaya ertelendiği bildirildi. BulgaristanVla tnuhalefete bina • SOFYA (AA) — Bulgaristan'da iktidarla muhalefet arasında bir haftadır tıkalı olan yuvarlak masa görüşmeleri, dün, "fıilen" yeniden başladı. Muhalefet ve iktidar temsilcileri arasında yapılan görüşmede, muhalefete bina verilmesi ve kitle iletişim araçlarından yararlanması konularında anlaşma sağlandı. 13 muhalefet parti ve grubunu bünyesinde barındıran Demokratik Güçler Birliği, toplantı yapabileceği ve gazete çıkarabileceği iki binaya kavuştu. Dole, Kongre'yi kanştırdı • NEW VORK (AA) — Ermeni tasarısının mimarı Senatör Dole'ün, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu beş ülkeye yapılan dış yardımın yüzde 5 oranında kesilip Doğu Avrupa ülkeleri ile Panama'ya verilmesi onerisinin, Kongre'yi kanştırdığı bildiriliyor. NeVv York Times Gazetesi'nde yayımlanan Washington çıkışlı bir inceleme yazısında, Senatör Dole'ün onerisinin dış yardım konusunda Kongre ile yönetim arasında yetki anlaşmazlığı yarattığı, Kongre'de ortalığı kanştırdığı, Israil'i dış yardım treninin lokomotifi olma durumundan çıkarttığı için önemli tepkilere neden olduğu, çeşitli Kongre üyelerine dayanarak ortaya atıldı. Senatör Dole, İsrail, Mısır, Filipinler, Türkiye ve Pakistan'a yapılan yardımdan yüzde 5 kesilmesi ile ortaya çıkacak 330 milyon doların Polonya, Macaristan ve Panama'ya verilmesini önermişti. TartışmalıgeçenKP14. kongresiniSlovenyalı delegeler terk etti Yugoslavyada çok partiBelgrad'daki olağanüstü parti kongresinde Yugoslavya Komünist Partisi 45 yıllık iktidar tekelinden vazgeçerek, çok partili sisteme geçme karan aldı. BELGRAD (AA) — Yugoslav- ya Komünist Partisi, 45 yıllık ik- tidar tekelinden vazgeçerek, çok- partili sisteme geçme kararı aldı. Başkent Belgrad'daki olağa- nustu parti kongresine başkanlık eden Karadağ KP lideri Momir Bulatoviç, "Komunisller Birligi (KP). kendisine anayasa tarafın- dan tanınan loplum içindeki öıı- cii roiünden vazgeçraektedir" de- di. Bulatoviç, "Partimiz, Yugoslav parlamentosuna, siyasi çogulcu- luk ve çok partili sistemi içeren bir yasa geçirmesini önermektedir" diye konuştu. Şiddetli tartışmalara sahne olan, KP olağanüstü kongresine katılan bin 654 delegeden sadece 28'i iktidar tekelinden vazgeçilme- sine karşı çıktı. Komünist Partisi'nin 14. Kongresi'nde partinin öncü rolü- nün kaldırılmasını isteyen reform yanlılan ile merkezi otorite yanlı- sı muhafazakârlar arasında sert tartışmalar çıktı. Slovenya, Parti- nin öncü rolunun kaldınlmasını ve Yugoslavya'nın "yerd komiiBist D.ALMANYA partilerinin gevşei bir koalisyonu" şeklinde yönetilmesini isterken Sırbistan bu öneriye şiddetle kar- şı çıkarak merkezi sistemi savun- du. Sırbistan Komünist Partisi lide- ri Slobodan Miloseviç yaptığı ko- nuşmada Slovenya'yı sert biçimde eleştirerek "ademi merkezciliği sa- vunanların "Yugoslav Romünist- leri ve Yugoslav milliyetleri arasın- da savaşı kışkırttıklannı" one sür- dü. Miloseviç, Komünist Pani'nin devletle özdeş olduğunu söyleye- rek "Biz birlesmis bir Yugoslav}»: dan yanayız, parçalanmış degil" şeklinde konuştu. Yugoslav silahlı kuvvetleri ise geçen hafta yaptığı açıklamada, KP'nin öncü rolüne son verilme- sine ve çok partili sisteme geçilme- sine karşı olduğunu açıklamıştı. Delegeler, daha önce de, parti- nin lağvedilmesi yönündeki öne- rileri büyük bir çoğunlukla red- detmişlerdi. • Bosna-Hersek ve Slovenyalı de- legelerin, KP'nin lağvedilerek ye- rine birçok partinin kurulması yo- lundaki önerileri, salonda bulu- nanların şiddetli protestoları ve yuhalamalanyla karşılandı. Bosnalı delege Desimir Medjo- viç, "KP'nin, biri komünist digeri sosyalist iki partiye dönuşmesini öneriyonız" dedi ve "KP'nin ja- vaş yavaş intihar etmekte olduğunu" söyledi. Bu arada Yugoslavya'nın baş- kenti Belgrad'daki, Komünist Par- tisi olağanüstü kongresi "ilginç" olaylara sahne oluyor. Toplantıya katılan Slovenyalı delegeler kong- reyi terk ettiler. Slovenyalı delegelerin, kongre- de hazırlanan ve parti politikasını belirleyen kararlarda demokratik reformlar konusunda yeterince "yol alınamadığı" için salondan aynldıkları belirtildi. Delegelerin, reformlara ilişkin kararlar konu- sundaki oylamadan hemen önce kongreyi terk ettikleri haber verildi. Üç gündür suren KP olağanüstü kongresinde, liberaller ile sertlik yanlılan arasında şiddetli tartışma- lar geçiyor. Siyasi gözlemciler, Slovenyalı delegelerin kongreden aynlması- nın, "KP'nin bölünmesinin ilk adımı" olabileceği yorumunda bu- lunuyorlar. KP dağılıyorDemokratik Alman Komünist Partisi içindeki dağılma durdurulamıyor. İstifa eden "40'lar" yayımladıkları bildiride, "her türlü parti içi yenilenme çabası halkın korkusunu daha da arttırıyor" dediler. GÜNER YÜREKLİK DOGL BERLİN — "SosyaMsl Birlik Partisi" adını taşıyan De- mokratik Alman Komünist Par- tisi çöküşün eşiğinde. Hafta so- nunda yapılan 16 saatlik kriz top- lantısına ve alman yeni önlemle- re rağmen istifalann önüne geçi- lemiyor. Eski lider Egon Krenz'- in partiden atılmasından sonra son olarak, Dresden Büyükşehir Belediye Başkanı ve Parti Genel Başkan Yardımcısı Wolfgang Berghofer ile birlikte 40 kişilik bir lider kadro daha partiden istifa et- ti. Ajans haberlerine "40'lar" di- ye geçen lider kadro yayımladığı ortak açıklamada, başka çıkar yol olmadığını bildirdi ve bütün par- tiyi dağılmaya çağırdı. "Her tür- lü parti içi yenileme çabası halkın korkusunu daha çok arttınnaktadır" denilen açıklama- da Hans Modrow hukumetinin desteklendiği, ekonomik reform- ların hızlandırılmasından yana olunduğu bildirildi. Sosyalist Bir- lik Partisi'nden istifa eden Dres- denli 40 parti lideri, iki Almanya arasında ekonomik bir birlik ile bir para birliği kurulması yönün- de önerıde bulundu. Her iki ülke- nin Avrupa Birliği çerçevesinde bütünleşeceğini öne sürdü. Açık- lamada aynca Demokratik Alman sosyal demokratların parti prog- ramlannın desteklendiği de vurgu- landı. Diğerleri gibi bunlann da ileride Demokratik Alman Sosyal Demokrat Parti'ye geçmeleri bek- leniyor. Nitekim istifalann ardın- dan bir basın açıklaması yapan sosyal demokratlar, "Seçim kam- panyamızı kişilere degil, parti ve ideolojilere karşı yunıtuyoruz. Ül- kemizin, işinin ehli önemli kişile- re gereksinimi vardır" şeklinde go- rüş bildirdiler ve saf değiştirenle- re yeşil ışık yaktılar. Sosyalist Bir- lik Partisi'nden istifa edenlere "ye- şil ışık yakma" taktiğinin Federal Alman sosyal demokratlarla ka- rarlaştmldığı soyleniyor. Zaten bir süredir, Sosyalist Birlik Partisi'ne karşı Federal Alman partilerinin bir "dışlama" politikası uygula- dıkları görulüyor. Gruplaşmalar Sosyalist Birlik Partisi'ne. karşı takınılacak tavır ve koalisyonda kalıp kalmama meselesi partilerin içinde de görüş ayrılıklarına ve gruplaşmalara yol açtı. Hıristiyan Birlik Partisi Genel Sekıcteri Kirc- hner bu soruna dikkat çekerek yaptığı son açıklamada, partiyi b5!ü;uiıe>c götürecek görüş ayrı- lıklarına son verilmesini istedi ve "Partimizin dışandan geiecek tav- siyelere ihtiyacı >ok. İ Ikemizin gerçeklerine yabancı olan bu tav- siyeier bizi şaşırtmaktan başka bir işe j-aramaz" dedi. öte yandan iki ülkenin geleceği "Demokrasi Şimdi" adlı partide de bölünme- ye giden sert tartışmalara neden oldu. "iki Almanya'nın birieşebil- mesi için zaman henuz olgunlaş- raış degil" şeklindeki cümle parti programından çıkanlmak istenin- ce bir grup kurucu üye istifaya kalkıştı. Daha sonra bir anlaşma zemini bulunarak bölunmenin önüne geçildi ve parti programı- na "dernal birieşme egilimine kar- şı olunduğu" kaydedildi. Bu arada Sosyalist Birlik Par- tisi eski liderlerinden ve bakanla- rından bir dizi politikacı daha tu- tuklanarak gözaltına alındı. Eski Meclis Başkanı Horst Sindemann, Yapı Bakanı VVolfgang Junker, Maliye Bakanı Ltta Nickel gore- vi kötüye kullanmak suçuyla tu- tuklanan politikacılar arasında. Sosyalist Birlik Partisi de son ola- rak eski Politbüro üyesi 13 kişiyi daha partiden attı. Partinin eski şef ideoloğu Hager, basın sözcü- sü Schabowski ve eski Savunma Bakanı Kessler partiden atılan isimlerin başında geliyor. Bir yan- dan devlet başsavcılığının mtuk- lamaları, öte yandan Sosyalist Bir- lik Partisi'nin ihraç kararlarıyla te- mizleme hareketi olanca hızıyla suniyor Demokratik Almanya'da. ÖZAL-CLELLAR — Cumhurbaşkanı Özal'ın dün BM Genel Sek- releri Cuellar ile göriişmesi >arım saat sürdu. (Fotograf: AA) Cuellar: Tarüı ğiiçin esneğinı ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK — Eşi Semra Özal'ın UNlCEF'ten aldığı ödül törenine katılmak üzere dün Bir- leşmiş Milletler'e gelen Cumhur- başkanı Turgut Özal. Genel Sek- reter Perez de Cuellar ile görüş- tü. Cuellar, "Kıbns için kesinti- siz iki haffalık görüşme önermedigini" bildirdi ve Denk- taş'ın tarih değişikliği önerisi için "esnek olduğunu" söyledi. Cum- hurbaşkanı Özal ise, Kıbns ko- nusunu aceleye getirmenin mah- zurlarına değindi. Yarım saat suren görüşmeden sonra BM Genel Sekreteri Cuel- lar, "Sanırım şubal ay ı içinde ye- ni bir tarih önerebilirim. Çünkıi bildiğiniz gibi ben son derece de- mokratik biriyim. Ancak henüz Deaklaş'tan resmi cevap almış degilira" diye konuştu. Cuellar, bir soru üzerine Cum- hurbaşkanı özal'ın yeni bir öne- ri getirmediğini söyledi. Genel Sekreter, bir soru üzerine 'Tür- kiye Kıbns sonımma taraf degil, ancak konu üzerinde Türkiye'nin niifuzu var" dedi. Genel Sekre- ter, "Özal ile göriışmesinden son- ra Denktaş'ın Ne» York'a gelece- gine ilişkin bir izlenim edindiniz mi" sorusuna şu yanıtı verdi: "Sayın Denktaş, New York'a gelme konusunu reddetmedi. Sa- dece mütalaa ettiğini söyledi. Başka bir tarihle gelebileceğini duyurdu. Ancak resmen henüz ba»° 'ben gelmıyorum' diye hil- dhrnedi. Bunun dışındakilerin hepsi söylenti." Cumnurbaşkanlıgı sözcıisü büyiikelçi Kaya Toperi, Özal- Cuellar görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada, "lran-lrak savaşına ilişkin son gelişmeler, Afganistan'daki durum ve Kıbns konusunda genel bir göriiş alış- verişinde bulunulduğunu" söyle- di. Toperi, "Cumhurbaşkanıınız, Kıbns konusunda aceleci bir tn- tum sergilemenin mahzurianna deginerek, Tiırk ve Yunan lop- lumlan liderlerinin aynı düzeyde ve eşit muameleye tabi tululraa- lannı, eşitlik prensibine lilizlik- le riayel olunmasını ve adım adım netieeye doğnı gitmek üzere gay- ret edilmesi gereğini vurgulamıştu" dedi. Genel Sekreter'in görüşme sü- recinin devamına önem atfettiğini söyleyen Toperi şöyle konuştu: "Genel Sekreter son defa gön- derdiği mektupta herhangi kesin bir baskı ifade edecek bir tutum almadığını, bilakis yaptığının sa- dece bir oneriden ibarel bulundu- ğunu, önerilerin elastiki olduğu- nu, sürenin de müsbet adımlar atılmasına paralel şekilde isten- digi tarzda ayarlanabileceğini ve bu anlayış ışığında şubat ayının soniannda yeni bir tarih önerisin- de bulunmayı düşünduğünu ifa- de etmiştir. Cumhurbaşkanımız ve Genel Sekreter, bu esnek mii- zakere sürecinin aceleye getiril- meden devamının yarannı vurgu- lamışlardır." YuNANÎSTAN Grev dalgası yayıhyor ATİNA (AA) — Yunanistan'da ekonomik bunalıma paralel ola- rak grevler de sürekli artıyor. Çeşitli iş kollannda bu hafta yapılacak grevler nedeniyle ülke çapmda hayatın felce uğraması beklenirken hükümet, grevleri ça- resizlik içinde izliyor. Yüzbinlerce \syes\ bulunan ve her grevi ülkede buyük sorunlara yol açan Yunan İşçi Sendikaları Konfederasyonu perşembe günu 24 saatlik bir grev yapacak. Grevin uyarı niteliğinde olduğu- nu belirten konfederasyon yetki- lileri, Zololas hükumetini çalışan- ların aleyhine gelişmelere yönelik gerekli tedbirleri almamakla suç- ladılar. Devlet sektöründe sözleşmeli olarak çahşanlar ise çarşamba ve perşembe günü kadrolu yapılma- İarı isteğiyle grev yapacaklar. Yi- ne çarşamba ve perşembe gunleri gemi işçileri de sıgorta kurumla- rının devlete bağlanması isteğiyle greve gidecekler. DUN1ADA BUGUN ALISIRMEN Azerbaycan Dramı Ermenilerin Dağlık Karabağ bolgesindekı girişimleri üzerine başlayan Ermeni-Azen çatışması, Kızılordu'nun Bakû'ye girme- sıyle birlikte artık Sovyet-Azeri çatışmasına dönüşme eğilimi gös- terıyor. Şu anda ölü ve yaralı sayısını saptamak olanaksız olduğu gi- bi, Baltık ülkelerinden gelen bağımsızlık istemleri karşısında yu- muşak davranan Gorbaçov'un neden Azerbaycan'da böyle bir müdahaleye gerek gördüğünü tartışmak için vakit erkendir. Her- hangi bir yargıya varmadan önce olayların üstündeki ses per- desinin aralanmasını beklemek gerekir. Gelecekte Azerbaycan-Sovyetler Birliği ilişkilerinin ne olaca- ğı. acı ofayların izlerinin nasıl silineceği, Ermeni-Azeri çatışma- sında Moskova'nın da yansız olmadığını kabul ettıği Batı kaynaklı haberlerin ve Batılı ülkelerın tutumlarının sorunun çözümunde ne denli etkili olacağını hep zaman gösterecektir. Ama Azerbaycan'ın acılarla dolu tarihinde, yeni dramın yaşan- makta olduğu ve son olayların Türkiye'yi yakından ilgılendirdiği kesindir. Bu ilgl bir yandan Nahcivan'ın statüsü ile ilgili anlaşmaya da- yanmakta, öte yandan da bizlerle Azeriler arasındaki derin tari- hi kültürel bağlardan kaynaklanmaktadır. 1976 yılında Bakû'ye yaptığı gezide Sayın Bülent Ecevit, Aze- riler ile ilişkilerimizi açıklarken, 'Azerilerin özü özümûze, sözü sözümüze, dili dılimize benzer" diyordu. Bu oğeler Azerilerle ara- mızda karşıhklı bir kardeşlik duygusunun varlığının nedenlerıni oluşturuyor. Bugün Türkiye'de herkes, Azerbaycan'daki olayları kaygıyla, üzüntüyle izliyor. Hıç kimse bizlerin Azeriiere karşı duyduğumuz bu ilgiyi ya- dırgamamalıdır. Ancak ilgınin sının, boyutlan ne olmalıdır sorusu üzerinde ctddi olarak da düşünmemiz gerekir. Türkiye Cumhuriyeti'nin dış politikası, komşularıyla iyi geçin- meye ve çıkariarını komşu ülkelerın iç düzensizlikleri üzerine oturtmamaya dayanır Başka bir deyışle: sınırlarımız dışında ma- ceralara atılmamak, dış politıkamızın ana ilkesidir. Bu ilkenin ışığında, komşumuz Sovyetler Birliği'nde etnik so- runlann doruğa ulastığı, yenileşme girışımlerinin geteceğinin bile tehlıkeye düştüğü bir dönemde, Ankara'nın olayları daha da ka- rıştıracak bir yol izlememesı gerekir. Nitekim bugün yapılan da odur. Türk basını da büyük çoğunluğuyla, bir yandan olayları ya- kından kaygıyla ve üzüntüyle izlemekte, bir yandan da kışkırtıcı davranışları körukleyebilecek gırişimlerden özenle kaçınmakta- dır. Türkiye'nin çıkarları da böyle bir tutumu zorunlu kılıyor. Her- kes kadar, hatta herkesten çok, bölgede güvenliğin ve istikrarın sürmesinın Sovyetler'in bir kaosa düşmemesine bağlı olduğu- nu Türkiye bilmektedır. Sovyetler Birlıği'nin bıze komşu toprak- larında doğacak bir kaos, boşluğun doldurulması bahanesiyle, bir sürü sorunu Türkiye'nin gündemine getirecektir. Bu gerçe- ğin daha 1921 yılında görülmüş olması sonucunda imzalanmıs- tır Nahcıvan ile ilgılı maddeyi de içeren anlaşma. Başlangıçta çok çekici gibi görünen bazı çözümler, zamanla sınırdaş, bağımsız bir Ermenistan'a da yol açacak gelişmeleri başlatırsa, Türkiye'nin hangi boyutta sorunlarla uğraşmak zo- runda kalacağını bugünden görmek güç olmasa gerek. Herkes bilmelidir ki TC kendi sınırları içindeki insanlarını da- ha iyi yaşatrnak için banşa gereksinim duymaktadır. Ancak bu politika Türkiye'yi daha sağlam, daha mutlu bölgede daha ağır- lıklı bir ülke haline geurebilir. Basının da kamuoyu tarafından paylaşılan bu görüşü sürekli canlı tutması son derecede yararlı bir davranıştır. Ancak soğukkanlı ve sorumlu böylesi bir tutum, daha da ön- ce belirttiğimız gibi, hepımızin Azerbaycan'daki kardeşlerimizin durumu ve geleceği ile yakından ilgilenmemize, Dışişleri'nin de Azerbaycan'da kan dökülmesinın bir an önce son bulması dile- ğıni, Sovyetler'in iç işlerine karışmama özenini de belirten bir dil ile Moskova'ya iletmesine engel değildir. Ayrıca Türkiye'nin Azerbaycan'daki yaraların sarılmasına kat- kıda bulunması. insani yardım girişimlerınin Moskova tarafından anlayışla karşılanması gerekir. Unutmayalım ki mutlu, daha da gelişmiş ve özgürlüğün tüm nimetlerinden yararlanan kardeş bir Azerbaycan, Türkiye ile Sov- yetler Birliği arasında daha yakın işbirliği ve dostluk ilişkilerinin kurulması için bir köprü işlevinı ustlenebılir. Bunun için atılması gereken ılk adım da Azerbaycan'da kan dökülmesinin bir an önce son bulması, Azeri kardeşlerimizin sos- yal refah, özgür düşünce ve gelişmeden bir an önce yararlana- bilecekleri istikrarlı, huzurlu banş ortamının, onların içinde haklan yenmişlık duygusunu da uyandırmadan en kısa zamanda ege- men kılınmasıdır. Böyle bir çözüm herkesin çıkarlarına uygun tek çıkış yoludur. ISPANYÂ SosyaKzmde perestroyka MİNE G. SAULNIER MADRİD — Başta tspanyol Sosyalist İşçi Partisi Genel Sekreteri ve Başkan Felipe Gonzalez ol- mak üzere tüm PSOE ileri ge- Gonzalez lenleri geçen hafta sonu Madrid Kongre Sarayı'nda yapılan gör- kemli bir törenlc "2000 Programı" adıyla beklenen sosyalist manifes- toyu uluslararası basın ve kamu- oyuna taruttılar. Yaklaşık 4 yıldan beri hazırlanmakta olan "2000 Programı" esas olarak Ispanyol Sosyalist işçi Partisi'nin 21. yuz- yıldaki ideolojik ve stratejik reh- beri olmak amacını gütmekle bir- likte, gelecekteki yıllar içerısinde genelinde "sosyalist hukuraet" et- me biçiminın dünya konjonkturu açısından ne olması gerektığine de ışık tutmayı hedef alıyor. Toplam 53 sayfa tutan İspanyol sosyalistlerinin manifestosu, gene- linde tüm "sol" düşüncenin kay- nak yayınlarından biri, bir danış- ma ve tartışma platformu olarak ortaya atılıyor. "2000 Programı'- nın tanıtım konuşmasını yapan Başbakan Felipe Gonzalez, manı- festonun her şeyden önce "Sos>a- list politikanın lemel varlığının etik (ahlak) olduğunun altını çizdiğine" dikkatı çekti. Soz ko- nusu program, aslında PSOE'nin 31. buyük kurultayında kabul edi- len prensiplerin uyumlu de\amı. Manifesto, sosyalizmin geçmişte kullandığı bazı formülasyonların eskidiğine işaretle, 21. yüzyılın aile kavramına, kadın esitliğine, dış- lanmış toplum kesimlerinin söz hakkı ve büyük kentlerin karşüaş- tığı toplumsal sorunlara yeni yak- laşımlar ve yanıtlar öneriyor. ör- neğin "2000 Programı", yeni tek- nolojilerin önümüzdeki yıllarda iş, işçilik ve sendika kavramlann- da derin değişiklikler gerektirece- ğini ileri surmekte. Bu yeni geliş- melere karşın sosyal devlet düze- yinin tutturulması, işçi sektörü- nün de\'let yonetiminde daha çok söz sahibi olması ile mümkün gö- rülmekte. tşçilerin işyeri satın ala- bilmesi için devlet fonundan kre- di vermek düşuncesi, manifesto- nun önerileri arasında. Sosyal devlet "2000 Progrann", neoliberalizm adı verilen ve uluslararası ekono- miye giderek egemen olan piyasa ekonomisi konusunda da derinle- mesine bir incelerne yapmış bulu- nuyor. Manifestoya göre "Piyasa, ekonomik kaynak temininde bu- güne değin denenen en etkili sis- lenı olmasına karşın: kendi iç di- namigiae terki çok lehlikelidir ve gerek ekonomik, gerek sosyal aJanda son derece olumsuz sonuç- lar verebilir. Bu yüzden soz konu- su piyasa ekonomisini benimse- raekle birlikte, sosyal devlet gerek- lerini yalnızca arz ve talep kural- lannın gelgitine bırakmayacak bir denge kurmak, sosyalist partilerin birincil hedeflerinden olmalıdır." Lamıodim acılıs 24 ocaktam m Lamorîın Cod 51 A Toksmı îst 155 13 35
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear