Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
23 OCAK 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
Ukrayna'da
gösteri
• KİEV (AA) — SSCB'nin
(Jkrayna Cumhuriyeti'nde,
yaklaşık 70 yıl önce kısa
bir süre için varlığını
sürdüren bağımsız ve bileşik
Ukrayna devletinin
kuruluşunu kutlamak için
önceki gün onbinlerce
kişinin bir insan zinciri
oluşturduğu bildirildi.
Gösteriyi örgütleyen Rukh
adlı halk hareketinin
liderleri, Ukrayna'nın
başkenti Kiev'in 500 km
batısındaki Lvov'a kadar
uzandığını büdirdikleri
insan zincirine yaklaşık 100
bin kişinin katıldığını
söylediler. Göstericilerin
"Çok yaşa Ukrayna" diye
slogan attıklan belirtildi.
Su sonınuna
arabulucu
• KAHİRE (AA) — Irak
hükumeti Atatürk
Barajı'nın dolum programı
konusunda, Irak, Suriye ve
Türkiye arasında beliren
görüş ayrıhklannın
giderilraesi için Kuveyt'in
arabuluculuk yapmasını
istedi. Katar Haber
Ajansı'na göre, Irak
Dışişleri Bakanı Tarık
Aziz'in bu konudaki sözlü
mesajı, Irak'ın Kuveyt
Büyukelçisi tarafından
bugün Kuveyt Dışişleri
Bakanı Şeyh Sabah EI
Ahmet EI Cabir'e iletildi.
Çavuşesku'ya
120 kurşıın
• PARİS (AA) —
Romanya Uiusal Kurtuluş
Cephesi Yürutme Kurulu
üyesi Silvua Brucan, eski
Devlet Başkanı Nikolay
Çavuşesku'nun idamına 80
askerin katıldığını ve
cesedinde 120 mermi
bulunduğunu söyledi.
Brucan, Fransız Le Figaro
gazetesinde dün yer alan
demecinde, "Idam
mangasının komutanı S
askerin öne çıkarak ateş
etmesini istedi. Mangada 80
kişi vardı. Hepsi ateş etti"
dedi. Öte yandan
Romanya'da kanlı bir halk
ayaklanması ile devrilen
Çavuşesku rejiminin üst
düzey yöneticilerinden
dördunün bu hafta. içinde
başlaması öngörülen
davalarının geiecek haftaya
ertelendiği bildirildi.
BulgaristanVla
tnuhalefete bina
• SOFYA (AA) —
Bulgaristan'da iktidarla
muhalefet arasında bir
haftadır tıkalı olan
yuvarlak masa görüşmeleri,
dün, "fıilen" yeniden
başladı. Muhalefet ve
iktidar temsilcileri arasında
yapılan görüşmede,
muhalefete bina verilmesi
ve kitle iletişim
araçlarından yararlanması
konularında anlaşma
sağlandı. 13 muhalefet parti
ve grubunu bünyesinde
barındıran Demokratik
Güçler Birliği, toplantı
yapabileceği ve gazete
çıkarabileceği iki binaya
kavuştu.
Dole, Kongre'yi
kanştırdı
• NEW VORK (AA) —
Ermeni tasarısının mimarı
Senatör Dole'ün, aralarında
Türkiye'nin de bulunduğu
beş ülkeye yapılan dış
yardımın yüzde 5 oranında
kesilip Doğu Avrupa
ülkeleri ile Panama'ya
verilmesi onerisinin,
Kongre'yi kanştırdığı
bildiriliyor. NeVv York
Times Gazetesi'nde
yayımlanan Washington
çıkışlı bir inceleme
yazısında, Senatör Dole'ün
onerisinin dış yardım
konusunda Kongre ile
yönetim arasında yetki
anlaşmazlığı yarattığı,
Kongre'de ortalığı
kanştırdığı, Israil'i dış
yardım treninin lokomotifi
olma durumundan
çıkarttığı için önemli
tepkilere neden olduğu,
çeşitli Kongre üyelerine
dayanarak ortaya atıldı.
Senatör Dole, İsrail, Mısır,
Filipinler, Türkiye ve
Pakistan'a yapılan
yardımdan yüzde 5
kesilmesi ile ortaya çıkacak
330 milyon doların
Polonya, Macaristan ve
Panama'ya verilmesini
önermişti.
TartışmalıgeçenKP14. kongresiniSlovenyalı delegeler terk etti
Yugoslavyada çok partiBelgrad'daki olağanüstü parti kongresinde
Yugoslavya Komünist Partisi 45 yıllık iktidar
tekelinden vazgeçerek, çok partili sisteme
geçme karan aldı.
BELGRAD (AA) — Yugoslav-
ya Komünist Partisi, 45 yıllık ik-
tidar tekelinden vazgeçerek, çok-
partili sisteme geçme kararı aldı.
Başkent Belgrad'daki olağa-
nustu parti kongresine başkanlık
eden Karadağ KP lideri Momir
Bulatoviç, "Komunisller Birligi
(KP). kendisine anayasa tarafın-
dan tanınan loplum içindeki öıı-
cii roiünden vazgeçraektedir" de-
di.
Bulatoviç, "Partimiz, Yugoslav
parlamentosuna, siyasi çogulcu-
luk ve çok partili sistemi içeren bir
yasa geçirmesini önermektedir"
diye konuştu.
Şiddetli tartışmalara sahne
olan, KP olağanüstü kongresine
katılan bin 654 delegeden sadece
28'i iktidar tekelinden vazgeçilme-
sine karşı çıktı.
Komünist Partisi'nin 14.
Kongresi'nde partinin öncü rolü-
nün kaldırılmasını isteyen reform
yanlılan ile merkezi otorite yanlı-
sı muhafazakârlar arasında sert
tartışmalar çıktı. Slovenya, Parti-
nin öncü rolunun kaldınlmasını ve
Yugoslavya'nın "yerd komiiBist
D.ALMANYA
partilerinin gevşei bir koalisyonu"
şeklinde yönetilmesini isterken
Sırbistan bu öneriye şiddetle kar-
şı çıkarak merkezi sistemi savun-
du.
Sırbistan Komünist Partisi lide-
ri Slobodan Miloseviç yaptığı ko-
nuşmada Slovenya'yı sert biçimde
eleştirerek "ademi merkezciliği sa-
vunanların "Yugoslav Romünist-
leri ve Yugoslav milliyetleri arasın-
da savaşı kışkırttıklannı" one sür-
dü. Miloseviç, Komünist Pani'nin
devletle özdeş olduğunu söyleye-
rek "Biz birlesmis bir Yugoslav}»:
dan yanayız, parçalanmış degil"
şeklinde konuştu.
Yugoslav silahlı kuvvetleri ise
geçen hafta yaptığı açıklamada,
KP'nin öncü rolüne son verilme-
sine ve çok partili sisteme geçilme-
sine karşı olduğunu açıklamıştı.
Delegeler, daha önce de, parti-
nin lağvedilmesi yönündeki öne-
rileri büyük bir çoğunlukla red-
detmişlerdi. •
Bosna-Hersek ve Slovenyalı de-
legelerin, KP'nin lağvedilerek ye-
rine birçok partinin kurulması yo-
lundaki önerileri, salonda bulu-
nanların şiddetli protestoları ve
yuhalamalanyla karşılandı.
Bosnalı delege Desimir Medjo-
viç, "KP'nin, biri komünist digeri
sosyalist iki partiye dönuşmesini
öneriyonız" dedi ve "KP'nin ja-
vaş yavaş intihar etmekte
olduğunu" söyledi.
Bu arada Yugoslavya'nın baş-
kenti Belgrad'daki, Komünist Par-
tisi olağanüstü kongresi "ilginç"
olaylara sahne oluyor. Toplantıya
katılan Slovenyalı delegeler kong-
reyi terk ettiler.
Slovenyalı delegelerin, kongre-
de hazırlanan ve parti politikasını
belirleyen kararlarda demokratik
reformlar konusunda yeterince
"yol alınamadığı" için salondan
aynldıkları belirtildi. Delegelerin,
reformlara ilişkin kararlar konu-
sundaki oylamadan hemen önce
kongreyi terk ettikleri haber
verildi.
Üç gündür suren KP olağanüstü
kongresinde, liberaller ile sertlik
yanlılan arasında şiddetli tartışma-
lar geçiyor.
Siyasi gözlemciler, Slovenyalı
delegelerin kongreden aynlması-
nın, "KP'nin bölünmesinin ilk
adımı" olabileceği yorumunda bu-
lunuyorlar.
KP dağılıyorDemokratik Alman Komünist
Partisi içindeki dağılma
durdurulamıyor. İstifa eden
"40'lar" yayımladıkları bildiride,
"her türlü parti içi yenilenme çabası
halkın korkusunu daha da
arttırıyor" dediler.
GÜNER YÜREKLİK
DOGL BERLİN — "SosyaMsl
Birlik Partisi" adını taşıyan De-
mokratik Alman Komünist Par-
tisi çöküşün eşiğinde. Hafta so-
nunda yapılan 16 saatlik kriz top-
lantısına ve alman yeni önlemle-
re rağmen istifalann önüne geçi-
lemiyor. Eski lider Egon Krenz'-
in partiden atılmasından sonra
son olarak, Dresden Büyükşehir
Belediye Başkanı ve Parti Genel
Başkan Yardımcısı Wolfgang
Berghofer ile birlikte 40 kişilik bir
lider kadro daha partiden istifa et-
ti. Ajans haberlerine "40'lar" di-
ye geçen lider kadro yayımladığı
ortak açıklamada, başka çıkar yol
olmadığını bildirdi ve bütün par-
tiyi dağılmaya çağırdı. "Her tür-
lü parti içi yenileme çabası halkın
korkusunu daha çok
arttınnaktadır" denilen açıklama-
da Hans Modrow hukumetinin
desteklendiği, ekonomik reform-
ların hızlandırılmasından yana
olunduğu bildirildi. Sosyalist Bir-
lik Partisi'nden istifa eden Dres-
denli 40 parti lideri, iki Almanya
arasında ekonomik bir birlik ile
bir para birliği kurulması yönün-
de önerıde bulundu. Her iki ülke-
nin Avrupa Birliği çerçevesinde
bütünleşeceğini öne sürdü. Açık-
lamada aynca Demokratik Alman
sosyal demokratların parti prog-
ramlannın desteklendiği de vurgu-
landı. Diğerleri gibi bunlann da
ileride Demokratik Alman Sosyal
Demokrat Parti'ye geçmeleri bek-
leniyor. Nitekim istifalann ardın-
dan bir basın açıklaması yapan
sosyal demokratlar, "Seçim kam-
panyamızı kişilere degil, parti ve
ideolojilere karşı yunıtuyoruz. Ül-
kemizin, işinin ehli önemli kişile-
re gereksinimi vardır" şeklinde go-
rüş bildirdiler ve saf değiştirenle-
re yeşil ışık yaktılar. Sosyalist Bir-
lik Partisi'nden istifa edenlere "ye-
şil ışık yakma" taktiğinin Federal
Alman sosyal demokratlarla ka-
rarlaştmldığı soyleniyor. Zaten bir
süredir, Sosyalist Birlik Partisi'ne
karşı Federal Alman partilerinin
bir "dışlama" politikası uygula-
dıkları görulüyor.
Gruplaşmalar
Sosyalist Birlik Partisi'ne. karşı
takınılacak tavır ve koalisyonda
kalıp kalmama meselesi partilerin
içinde de görüş ayrılıklarına ve
gruplaşmalara yol açtı. Hıristiyan
Birlik Partisi Genel Sekıcteri Kirc-
hner bu soruna dikkat çekerek
yaptığı son açıklamada, partiyi
b5!ü;uiıe>c götürecek görüş ayrı-
lıklarına son verilmesini istedi ve
"Partimizin dışandan geiecek tav-
siyelere ihtiyacı >ok. İ Ikemizin
gerçeklerine yabancı olan bu tav-
siyeier bizi şaşırtmaktan başka bir
işe j-aramaz" dedi. öte yandan iki
ülkenin geleceği "Demokrasi
Şimdi" adlı partide de bölünme-
ye giden sert tartışmalara neden
oldu. "iki Almanya'nın birieşebil-
mesi için zaman henuz olgunlaş-
raış degil" şeklindeki cümle parti
programından çıkanlmak istenin-
ce bir grup kurucu üye istifaya
kalkıştı. Daha sonra bir anlaşma
zemini bulunarak bölunmenin
önüne geçildi ve parti programı-
na "dernal birieşme egilimine kar-
şı olunduğu" kaydedildi.
Bu arada Sosyalist Birlik Par-
tisi eski liderlerinden ve bakanla-
rından bir dizi politikacı daha tu-
tuklanarak gözaltına alındı. Eski
Meclis Başkanı Horst Sindemann,
Yapı Bakanı VVolfgang Junker,
Maliye Bakanı Ltta Nickel gore-
vi kötüye kullanmak suçuyla tu-
tuklanan politikacılar arasında.
Sosyalist Birlik Partisi de son ola-
rak eski Politbüro üyesi 13 kişiyi
daha partiden attı. Partinin eski
şef ideoloğu Hager, basın sözcü-
sü Schabowski ve eski Savunma
Bakanı Kessler partiden atılan
isimlerin başında geliyor. Bir yan-
dan devlet başsavcılığının mtuk-
lamaları, öte yandan Sosyalist Bir-
lik Partisi'nin ihraç kararlarıyla te-
mizleme hareketi olanca hızıyla
suniyor Demokratik Almanya'da.
ÖZAL-CLELLAR — Cumhurbaşkanı Özal'ın dün BM Genel Sek-
releri Cuellar ile göriişmesi >arım saat sürdu. (Fotograf: AA)
Cuellar: Tarüı
ğiiçin esneğinı
ŞEBNEM ATİYAS
NEW YORK — Eşi Semra
Özal'ın UNlCEF'ten aldığı ödül
törenine katılmak üzere dün Bir-
leşmiş Milletler'e gelen Cumhur-
başkanı Turgut Özal. Genel Sek-
reter Perez de Cuellar ile görüş-
tü. Cuellar, "Kıbns için kesinti-
siz iki haffalık görüşme
önermedigini" bildirdi ve Denk-
taş'ın tarih değişikliği önerisi için
"esnek olduğunu" söyledi. Cum-
hurbaşkanı Özal ise, Kıbns ko-
nusunu aceleye getirmenin mah-
zurlarına değindi.
Yarım saat suren görüşmeden
sonra BM Genel Sekreteri Cuel-
lar, "Sanırım şubal ay ı içinde ye-
ni bir tarih önerebilirim. Çünkıi
bildiğiniz gibi ben son derece de-
mokratik biriyim. Ancak henüz
Deaklaş'tan resmi cevap almış
degilira" diye konuştu.
Cuellar, bir soru üzerine Cum-
hurbaşkanı özal'ın yeni bir öne-
ri getirmediğini söyledi. Genel
Sekreter, bir soru üzerine 'Tür-
kiye Kıbns sonımma taraf degil,
ancak konu üzerinde Türkiye'nin
niifuzu var" dedi. Genel Sekre-
ter, "Özal ile göriışmesinden son-
ra Denktaş'ın Ne» York'a gelece-
gine ilişkin bir izlenim edindiniz
mi" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Sayın Denktaş, New York'a
gelme konusunu reddetmedi. Sa-
dece mütalaa ettiğini söyledi.
Başka bir tarihle gelebileceğini
duyurdu. Ancak resmen henüz
ba»° 'ben gelmıyorum' diye hil-
dhrnedi. Bunun dışındakilerin
hepsi söylenti."
Cumnurbaşkanlıgı sözcıisü
büyiikelçi Kaya Toperi, Özal-
Cuellar görüşmesinden sonra
yaptığı açıklamada, "lran-lrak
savaşına ilişkin son gelişmeler,
Afganistan'daki durum ve Kıbns
konusunda genel bir göriiş alış-
verişinde bulunulduğunu" söyle-
di.
Toperi, "Cumhurbaşkanıınız,
Kıbns konusunda aceleci bir tn-
tum sergilemenin mahzurianna
deginerek, Tiırk ve Yunan lop-
lumlan liderlerinin aynı düzeyde
ve eşit muameleye tabi tululraa-
lannı, eşitlik prensibine lilizlik-
le riayel olunmasını ve adım adım
netieeye doğnı gitmek üzere gay-
ret edilmesi gereğini
vurgulamıştu" dedi.
Genel Sekreter'in görüşme sü-
recinin devamına önem atfettiğini
söyleyen Toperi şöyle konuştu:
"Genel Sekreter son defa gön-
derdiği mektupta herhangi kesin
bir baskı ifade edecek bir tutum
almadığını, bilakis yaptığının sa-
dece bir oneriden ibarel bulundu-
ğunu, önerilerin elastiki olduğu-
nu, sürenin de müsbet adımlar
atılmasına paralel şekilde isten-
digi tarzda ayarlanabileceğini ve
bu anlayış ışığında şubat ayının
soniannda yeni bir tarih önerisin-
de bulunmayı düşünduğünu ifa-
de etmiştir. Cumhurbaşkanımız
ve Genel Sekreter, bu esnek mii-
zakere sürecinin aceleye getiril-
meden devamının yarannı vurgu-
lamışlardır."
YuNANÎSTAN
Grev
dalgası
yayıhyor
ATİNA (AA) — Yunanistan'da
ekonomik bunalıma paralel ola-
rak grevler de sürekli artıyor.
Çeşitli iş kollannda bu hafta
yapılacak grevler nedeniyle ülke
çapmda hayatın felce uğraması
beklenirken hükümet, grevleri ça-
resizlik içinde izliyor.
Yüzbinlerce \syes\ bulunan ve
her grevi ülkede buyük sorunlara
yol açan Yunan İşçi Sendikaları
Konfederasyonu perşembe günu
24 saatlik bir grev yapacak.
Grevin uyarı niteliğinde olduğu-
nu belirten konfederasyon yetki-
lileri, Zololas hükumetini çalışan-
ların aleyhine gelişmelere yönelik
gerekli tedbirleri almamakla suç-
ladılar.
Devlet sektöründe sözleşmeli
olarak çahşanlar ise çarşamba ve
perşembe günü kadrolu yapılma-
İarı isteğiyle grev yapacaklar. Yi-
ne çarşamba ve perşembe gunleri
gemi işçileri de sıgorta kurumla-
rının devlete bağlanması isteğiyle
greve gidecekler.
DUN1ADA BUGUN
ALISIRMEN
Azerbaycan Dramı
Ermenilerin Dağlık Karabağ bolgesindekı girişimleri üzerine
başlayan Ermeni-Azen çatışması, Kızılordu'nun Bakû'ye girme-
sıyle birlikte artık Sovyet-Azeri çatışmasına dönüşme eğilimi gös-
terıyor.
Şu anda ölü ve yaralı sayısını saptamak olanaksız olduğu gi-
bi, Baltık ülkelerinden gelen bağımsızlık istemleri karşısında yu-
muşak davranan Gorbaçov'un neden Azerbaycan'da böyle bir
müdahaleye gerek gördüğünü tartışmak için vakit erkendir. Her-
hangi bir yargıya varmadan önce olayların üstündeki ses per-
desinin aralanmasını beklemek gerekir.
Gelecekte Azerbaycan-Sovyetler Birliği ilişkilerinin ne olaca-
ğı. acı ofayların izlerinin nasıl silineceği, Ermeni-Azeri çatışma-
sında Moskova'nın da yansız olmadığını kabul ettıği Batı kaynaklı
haberlerin ve Batılı ülkelerın tutumlarının sorunun çözümunde
ne denli etkili olacağını hep zaman gösterecektir.
Ama Azerbaycan'ın acılarla dolu tarihinde, yeni dramın yaşan-
makta olduğu ve son olayların Türkiye'yi yakından ilgılendirdiği
kesindir.
Bu ilgl bir yandan Nahcivan'ın statüsü ile ilgili anlaşmaya da-
yanmakta, öte yandan da bizlerle Azeriler arasındaki derin tari-
hi kültürel bağlardan kaynaklanmaktadır.
1976 yılında Bakû'ye yaptığı gezide Sayın Bülent Ecevit, Aze-
riler ile ilişkilerimizi açıklarken, 'Azerilerin özü özümûze, sözü
sözümüze, dili dılimize benzer" diyordu. Bu oğeler Azerilerle ara-
mızda karşıhklı bir kardeşlik duygusunun varlığının nedenlerıni
oluşturuyor. Bugün Türkiye'de herkes, Azerbaycan'daki olayları
kaygıyla, üzüntüyle izliyor.
Hıç kimse bizlerin Azeriiere karşı duyduğumuz bu ilgiyi ya-
dırgamamalıdır.
Ancak ilgınin sının, boyutlan ne olmalıdır sorusu üzerinde ctddi
olarak da düşünmemiz gerekir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin dış politikası, komşularıyla iyi geçin-
meye ve çıkariarını komşu ülkelerın iç düzensizlikleri üzerine
oturtmamaya dayanır Başka bir deyışle: sınırlarımız dışında ma-
ceralara atılmamak, dış politıkamızın ana ilkesidir.
Bu ilkenin ışığında, komşumuz Sovyetler Birliği'nde etnik so-
runlann doruğa ulastığı, yenileşme girışımlerinin geteceğinin bile
tehlıkeye düştüğü bir dönemde, Ankara'nın olayları daha da ka-
rıştıracak bir yol izlememesı gerekir. Nitekim bugün yapılan da
odur.
Türk basını da büyük çoğunluğuyla, bir yandan olayları ya-
kından kaygıyla ve üzüntüyle izlemekte, bir yandan da kışkırtıcı
davranışları körukleyebilecek gırişimlerden özenle kaçınmakta-
dır.
Türkiye'nin çıkarları da böyle bir tutumu zorunlu kılıyor. Her-
kes kadar, hatta herkesten çok, bölgede güvenliğin ve istikrarın
sürmesinın Sovyetler'in bir kaosa düşmemesine bağlı olduğu-
nu Türkiye bilmektedır. Sovyetler Birlıği'nin bıze komşu toprak-
larında doğacak bir kaos, boşluğun doldurulması bahanesiyle,
bir sürü sorunu Türkiye'nin gündemine getirecektir. Bu gerçe-
ğin daha 1921 yılında görülmüş olması sonucunda imzalanmıs-
tır Nahcıvan ile ilgılı maddeyi de içeren anlaşma.
Başlangıçta çok çekici gibi görünen bazı çözümler, zamanla
sınırdaş, bağımsız bir Ermenistan'a da yol açacak gelişmeleri
başlatırsa, Türkiye'nin hangi boyutta sorunlarla uğraşmak zo-
runda kalacağını bugünden görmek güç olmasa gerek.
Herkes bilmelidir ki TC kendi sınırları içindeki insanlarını da-
ha iyi yaşatrnak için banşa gereksinim duymaktadır. Ancak bu
politika Türkiye'yi daha sağlam, daha mutlu bölgede daha ağır-
lıklı bir ülke haline geurebilir.
Basının da kamuoyu tarafından paylaşılan bu görüşü sürekli
canlı tutması son derecede yararlı bir davranıştır.
Ancak soğukkanlı ve sorumlu böylesi bir tutum, daha da ön-
ce belirttiğimız gibi, hepımızin Azerbaycan'daki kardeşlerimizin
durumu ve geleceği ile yakından ilgilenmemize, Dışişleri'nin de
Azerbaycan'da kan dökülmesinın bir an önce son bulması dile-
ğıni, Sovyetler'in iç işlerine karışmama özenini de belirten bir
dil ile Moskova'ya iletmesine engel değildir.
Ayrıca Türkiye'nin Azerbaycan'daki yaraların sarılmasına kat-
kıda bulunması. insani yardım girişimlerınin Moskova tarafından
anlayışla karşılanması gerekir.
Unutmayalım ki mutlu, daha da gelişmiş ve özgürlüğün tüm
nimetlerinden yararlanan kardeş bir Azerbaycan, Türkiye ile Sov-
yetler Birliği arasında daha yakın işbirliği ve dostluk ilişkilerinin
kurulması için bir köprü işlevinı ustlenebılir.
Bunun için atılması gereken ılk adım da Azerbaycan'da kan
dökülmesinin bir an önce son bulması, Azeri kardeşlerimizin sos-
yal refah, özgür düşünce ve gelişmeden bir an önce yararlana-
bilecekleri istikrarlı, huzurlu banş ortamının, onların içinde haklan
yenmişlık duygusunu da uyandırmadan en kısa zamanda ege-
men kılınmasıdır.
Böyle bir çözüm herkesin çıkarlarına uygun tek çıkış yoludur.
ISPANYÂ
SosyaKzmde
perestroyka
MİNE G. SAULNIER
MADRİD —
Başta tspanyol
Sosyalist İşçi
Partisi Genel
Sekreteri ve
Başkan Felipe
Gonzalez ol-
mak üzere tüm
PSOE ileri ge- Gonzalez
lenleri geçen hafta sonu Madrid
Kongre Sarayı'nda yapılan gör-
kemli bir törenlc "2000 Programı"
adıyla beklenen sosyalist manifes-
toyu uluslararası basın ve kamu-
oyuna taruttılar. Yaklaşık 4 yıldan
beri hazırlanmakta olan "2000
Programı" esas olarak Ispanyol
Sosyalist işçi Partisi'nin 21. yuz-
yıldaki ideolojik ve stratejik reh-
beri olmak amacını gütmekle bir-
likte, gelecekteki yıllar içerısinde
genelinde "sosyalist hukuraet" et-
me biçiminın dünya konjonkturu
açısından ne olması gerektığine de
ışık tutmayı hedef alıyor.
Toplam 53 sayfa tutan İspanyol
sosyalistlerinin manifestosu, gene-
linde tüm "sol" düşüncenin kay-
nak yayınlarından biri, bir danış-
ma ve tartışma platformu olarak
ortaya atılıyor. "2000 Programı'-
nın tanıtım konuşmasını yapan
Başbakan Felipe Gonzalez, manı-
festonun her şeyden önce "Sos>a-
list politikanın lemel varlığının
etik (ahlak) olduğunun altını
çizdiğine" dikkatı çekti. Soz ko-
nusu program, aslında PSOE'nin
31. buyük kurultayında kabul edi-
len prensiplerin uyumlu de\amı.
Manifesto, sosyalizmin geçmişte
kullandığı bazı formülasyonların
eskidiğine işaretle, 21. yüzyılın aile
kavramına, kadın esitliğine, dış-
lanmış toplum kesimlerinin söz
hakkı ve büyük kentlerin karşüaş-
tığı toplumsal sorunlara yeni yak-
laşımlar ve yanıtlar öneriyor. ör-
neğin "2000 Programı", yeni tek-
nolojilerin önümüzdeki yıllarda
iş, işçilik ve sendika kavramlann-
da derin değişiklikler gerektirece-
ğini ileri surmekte. Bu yeni geliş-
melere karşın sosyal devlet düze-
yinin tutturulması, işçi sektörü-
nün de\'let yonetiminde daha çok
söz sahibi olması ile mümkün gö-
rülmekte. tşçilerin işyeri satın ala-
bilmesi için devlet fonundan kre-
di vermek düşuncesi, manifesto-
nun önerileri arasında.
Sosyal devlet
"2000 Progrann", neoliberalizm
adı verilen ve uluslararası ekono-
miye giderek egemen olan piyasa
ekonomisi konusunda da derinle-
mesine bir incelerne yapmış bulu-
nuyor. Manifestoya göre "Piyasa,
ekonomik kaynak temininde bu-
güne değin denenen en etkili sis-
lenı olmasına karşın: kendi iç di-
namigiae terki çok lehlikelidir ve
gerek ekonomik, gerek sosyal
aJanda son derece olumsuz sonuç-
lar verebilir. Bu yüzden soz konu-
su piyasa ekonomisini benimse-
raekle birlikte, sosyal devlet gerek-
lerini yalnızca arz ve talep kural-
lannın gelgitine bırakmayacak bir
denge kurmak, sosyalist partilerin
birincil hedeflerinden olmalıdır."
Lamıodim
acılıs 24 ocaktam m
Lamorîın Cod 51 A Toksmı îst 155 13 35