25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 11 OCAK 1990 "I YILMAZrDİMÎTROVZİRVESİ Kuveyt'te Bulgarlarla 'ortakdil'A ürk ve Bulgar dışişleri bakanlan arasında dün Kuveyt'te tamamlanan zirvenin ortak bildirisinde "görüşmelere devam etme" konusunda mutabakata varüdığı açıklandı. Dış Haberler Servisi — Türkiye ve Bul- garistan dışişleri bakanlan arasında Ku- veyt'te gerçekleştirilen zirve dün "görüşme- lcre devam etme" yolunda mutabakatla so- nuçlandı. Dışişleri Bakanı Mesut Yıimaz, iki gündür suren temaslan degerlendirirken, "Göniş benzeriikleri, aynlıklanndan daha fazla" derken, Bulgar meslektaşı Boiko Di- mitrov da "iki ölke arasında güven arttın- a önlemler paketi"nın gerekliliğinden söz etti. AA'nın haberine göre Mesut Yümaz ve Boiko Dimitrov, dün sabah düzenlenen tö- rende, göruşmdere ilışkin ortak bildiriyi ba- sına açıkladılar. Bildiride, Yıimaz ve Dimit- rov'un daha etraflı bir değerlendirme ya- pabilmek için görüşmelere devam edılmesı konusunda mutabık kaldıklan belirtildi. Ortak bildiriye göre, iki bakan "açık semalar" konferansırun 12-15 Şubat 1990 tarihinde Ottavva'da düzenlenecek olan açı- lış oturumu vesilesiyle bir görüşme daha yapmayı kararlaştırdılar. Yıimaz ve Dimitrov, hükümetlerinin iliş- kilerine sağlam ve karşıhkiı yarar sağlaya- cak bir zemin üzerinde iyileştirme konusun- daki siyasi iradelerini ifade ettiler. Ortak bildiri şöyle: "Bulgaristan Halk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Boiko Dimitrov ve Türkiye Dışiş- leri Bakanı Mesut Yıimaz, Kuveyt Emiri ve Beşinri Islam zirvesi Başkanı Şeyh Cabir H- Ahmet FJ-Cabir El-Sabah'ın iyi niyet giri- şimi cerçevesinde ve daha önce mutabık ka- lındıgı üzere, 9 Ocak 1990 günü Kuveyt'te bir araya gelmişlerdir. İki bakan açık ve ya- pıcı bir zihniyet içinde Turk-Bulgar ilişki- lerinin mevcut durumu ve gelecege Uişkin imUânltır hakkında aynnnlı ve kapsamlı bir görüşme yapmışlardır. tki bakan daha et- raflı bir değerlendirme yapabilmek için gö- rüşmelerine de>am ihtiyacı bususunda mu- tabık kalmışlardır. Bakanlar, hukumetlerinin iiişkilerim sag- lam ve karşüıklı yarar saglayacak bir zemin üzerinde iyileştirme hususundaki siyasi ira- delerini ifade etmişlerdir. Bakanlar, 'açık semalar' konferansının 12-15 Şobat 1990 larihinde Ottawa'da dü- zenlenecek olan açılış oturumu vesilesiyle bir görüşme yapmayı daha kararlaştınnış- lardır. tki bakan, girişimieri ve toplann için sag- ladıklan fevkalade düzenlemelerden dola- yı Kuveyt Emiri ve hükümetine derin şük- ran daygulannı dile getirmişlerdir". Ydmaz'ın açıklaması Dışişleri Bakanı Mesut Yıimaz, Bulgaris- tan Dışişleri Bakanı Boiko Dimitrov ile Ku- veyt'te yaptığı görüşmenin daha önce Bul- gar yetkülerie gerçekleştirdiği butün göriiş- melerden farklı bir atmosfer içinde geçti- ğini ve ilk defa ortak bir dil konuşma im- kânı bulduklarım söyledi. Yıimaz, önceki akşam Türkiye Büyükel- çiliği'nde görüşmeler konusunda bilgi ve- rirken, "Birçok konada yaklaşımlanmmn benzer olduğunu, başka bir ifade ile görüş benzerliklerim'n görüş aynlıklanndan daha fazla oldugunu tespit ettik" dedi. Bulgaristan'ın bugün çok köklü bir de- gişim süreci yaşamakta oldugunu belirten Yıimaz, Bulgar tarafırun bu önemli dönem- de ban konularda aşın hassas oldugunu tes- pit ettiğini ifade etti. Yıimaz, ancajc Bulgaristan'da bu ay için- de daha önce ahnan kararların uygulanma- sına ilışkin yeni kararlar ahnacağını, önemli bazı toplantüar yapılacağıru göz önunde tu- tarak ve daha etraflı bir değerlendirme ya- pabilmek amacıyla şubat ayında tekrar bir araya gelmeyi kararlaştırdıklarını açıkladı. Yılmaz'm verdiği bilgiye göre Dimitrov görüşmede, Bulgaristan'daki Türk azınlı- ğın yaptığı gösterilerin eski rejim uzantısı kimseler tarafından istismar edildiğini söy- ledi. Yılmaz, şöyle dedi: "Türkiye olarak Bulgaristan'ın istikrar- sızlaştınlmasını amaçlayan hareketleri des- tekledigimizin duşunülemevecegini, ancak soydaşlanmınn haklan konusunda kayıt- sız kalamayacağımızı, Bulgaristan'da bir Türk azıniık bilincinin yerieşmesinde en bü- yük katkının Jivkov'a ait oldugunu, Jivkov ile etrafındaki bir iki kişinin eseri olan bu ynkten hem Bulgaristan'ın hem de Türk- Bulgar ilişkilerinin kurtanlması gerektigi- ni ve bunun Bulgartstan yönetiminin işi ol- dngunu soyledim." Bulgaristan Dışişleri Bakanı Boiko Di- mitrov da dün Kuveyt'te düzenlediği basın toplantısında Dışişleri Bakanı Mesut Yü- raaz Ue yaptığı görüşmelere Uişkin sorulan yanıtladı. Dimitrov, bu çerçevede özellikle içişlerine kanşmama, kuvvet kullanımı tehditlerinin bertaraf edilmesi, güveni zedeleyen veya ay- nlıkçı eğilimleri teşvik eden hasmane poli- tika ve propagandalardan kaçınılması ve toprak taleplerinin ileri sürülmemesi ilke- lerinin bu tür bir pakette yer alması gerek- tiğini söyledi. Bulgar Dışişleri Bakanı Dimitrov, her iki Ulkenin bu konuda ortak bir bildiri üzerinde anlaşmaya varması durumunda, resmen bir saldırmazlık paktı olmasa bile, özünde bu anlama gelecek ve iki ülkeyi bağlayacak bir belge olacağını belirtti. Boiko Dimitrov, mevcut Bulgar yasala- nnın isteyen bütün Bulgar vatandaşlannın turistik amaçlı ya da göç için ülke dışına çıkmalanna izin verdiğmi söyledi. İsteyen Bulgar vatandaşlannın raallan- nı satabileceklerini, kiralayabileceklerini ve- ya aynı şekilde koruyabileceklerini belirten Dimitrov, ancak şu anda Bulgaristan para biriminin konvertibl olmadığını, bunun da bütün Bulgar vatandaşlan için "de facto" bir ekonomik durum oluşturduğunu anlattı. Dimitrov, Bulgaristan'daki azınlıklar ko- nusundaki bir soru üzerine de hiçbir Ulke- nin Bulgaristan'da bir azıniık sonınu oldu- gunu öne sürmek için bir meşru, politik ya da tarihi konuma sahip olmadığını söyle- di. Azınhklar meselesinin 19.yüzyıldaki ro- mantik milliyetçi akımlann bir kalıntısı ol- duğu görüşünü öne süren Dimitrov, bu an- layışın artık devrini tamamladığını söyle- di. 'Evlerine dönebilirler' Bulgar Dışişleri Bakanı Boiko Dimitrov, "Todor Jivkov yönetimi sırasında Türki- ye'ye göç eden Türk azıniık şimdi evlerine geri dönmekte, mal ve mulklerine sahip çık- makta özgürdürler" dedi. Mesut Yılmaz'- la yaptığı zirve görüşmeleriyle ilgili olarak düzenlediği basın toplantısında konuşan Di- mitrov, sayılan 300 bini bulan göçmenler konusunda Türkiye'nin de kısmen sorum- lu oldugunu öne sürdü. BULGARİSTAN 'Göstericüeri Jivkov yanlıları kışkırtıyor' Bulgaristan'daki mutıalif Demokratik Güç Birliği'nin lideri, Türk azınlığa verilen haklara karşı gösteri ve grevlerin ardında Jivkov yanlılannın bulunduğunu söyledi. LONDRA (AA) — Bulgaristan'da 11 mu- halefet örgütünü çatısı altında toplayan De- mokratik Güç Birliği'nin Sekreteri Petar Be- ron, Türk azınlığa anayasal haklannın ve- rilmesine karşı başlatılan gösteriler ve grev- lerin arkasında eski Devlet Başkanı Todor Jivkov'un yandaşlarının bulunduğunu söy- ledi. Beron, Sofya'dan uydu aracılığıyla katıl- dığı BBC Televizyonu'nun Bulgaristan hak- kındaki haber programmda şöyle konuştu: "Türk azınlığa anayasal haklannın geri verilraesi konusunda 29 aralıkta alınan ka- rar aleyhindeki kampanya birçok kişiyi üzıi- yor ve bizim nomenklatura (imtiyitelı Ko- münist Partisi yetkilileri) dediğimtt katı ye- rel Komunist Partisi yetkililerinin bu kam- panyanın ardında olduklan yolunda sami- mi korkular var. Bu kisiler, azınbklara hak- lannın verilmesi karanmn halk kitlelerine danışılmadan mevcut Komünist Partisi Merkez Komitesi'nce alındığını bahane ede- rek ulkedeki demokratikleşme surecini en- gellemek istiyoriar." Beron, BBC'nin "Türk azınltgın birieşe- rek Bnlgaristan'a veya bazı bölgelerine hfi- kim olacağı yolunda ciddi kaygılar oldugu- nu kabul etraiyor musunuz?" şeklindeki so- ruyu da şöyle cevaplandırdı: Türkiye'deki gazetelerde 'Bulgaristan di- ze geMi', 'Bulgaristan teslim bayragını çekti' ve bunun gibi başlıklar yeralmakta ve bu Türkler aleyhindeki' hareketi köriiklemek- tedir. Bundan başka Bulgaristan'ın bazı böl- gelerinde Turk bayraklan dalgalandınldı- gı ki bu kabul edilemez bir şey ve Türk top- lumu üyelerinin Bulgarian tehdit etükleri yolunda söylentiler var. Ancak bunlann ço- ğu gerçekten söylenti, çünkü ben bunlan kendisi görmıış bir kişiye rastlamadım. Her- kes başkasından duydugunu söylüyor. Bu yüzden söylentilerin Jivkov'un nomenkla- turası tarafından kasıtlı olarak yayıldıgına inanıyonız." Beron, bu ayın sonuna kadar Komünist Partisi kurultayının toplanacağmı da hatır- latarak, Jivkov yanlısı kişilerin yeniden Merkez Komitesi'ne seçilerek ayn bir frak- siyon oluşturmaları ve parti içindeki re- formcu kanadın çabalanm boşa çıkarma- lan tehlikesinin bulunduğunu ifade etti. Beron, Jivkov yanlısı yöneticilerin Türk azınlığa karşı son beş yıldır yürütülen kam- panyanın sorumluluğundan bu şekilde kur- tulmaya çalışacaklarını kaydetti. CB060AV NAHCİVAN Sovyet gazetesinden Türkiye'ye suçlama JLiteraturnaya Gazeta" Gazetesi'nde çıkan yazıda, Türkiye'nin Nahcivan olaylarında 'kışkırtıcı' tutum takmdığı öne sürüldü. Belayev imzalı yazıda îran'ın tutumu ise övüldü. r LİTVANYA'YA BAGlMSIZLIK VE ÖZGÜRLÜK — Gorbaçov'un bugün yapacagı Litvanya ziyareti öncesinde Litvanya'mn baş kenti Vilnius biiyiik bir ayniıkçı gösteriye sahne oldu. Göstericinin elindeki pankartta "Bagımsız ve özgür Litvanya" yazıyor. MOSKOVA (AA) — Sovyetler Birliği Ya- zariar Sendikası'mn yayın organı Iiteratur- naya Gazeta, Nahcivan özerk Cumhuriye- ti'nde çıkan olaylan "panrurkist egflimlerle" bağlantılıymış gibi göstererek Türkiye'yi eleştirirken, tran'ın tutumunu övdü. Haftahk gazetenin Igor Belayev adlı si- yasi yorumcusunun imzasıyla yayımlanan yazıda "Bazı çevrelerin Sovyetler Biriigi'ne karşı oynanan tslami oyunlann devam et- mesini istedigi" görüşüne yer verilirken, bu çevrelerin tran'da değil, Türkiye'de olduk- lan ima edildı. Yazıda Tebran Times Gazetesi'nin "tran ve Sovyet Müslümanlan arasında özgürce ilişkiler kurulması" çağrısında bulunan bir yazıyı, Nahcivan olaylan başlamadan ön- SovyetlerBirliğikaynıyorGorbaçov'un KP'deki parçalanma tehlikesini gidermek amacıyla bugün yapacagı ziyaret öncesinde, Litvanya'da binlerce kişi bağımsızlık isteğiyle büyük bir gösteri yaptı. Karabağ'da Ermeniler greve gitti. Dış Haberier Servisi — Sovyetler Birliği lideri Mihail Gorbaçov'un ülke içindeki . huzursuzluk yüzünden sorunlan hızla büyuyor. Gorbaçov'un Komünist Partisi tarihinde ilk kez meydana gelen parçalanma tehlikesini önlemek amacıyla Litvanya'ya gitmesinden bir gün önce binlerce kişi başkent Vilnius'ta bağımsızlık istemiyle gösteri yaptı. Azerbaycan'a baglı Dağlık Karabağ bölgesinde Ermeniler grev ilan ederken Karabağ'ın başkenti Stepanakert'te de önceki gün askerlerin halka ateş açması sonucu üç kişinin yaralandığı bildirildi. Litvanya'mn başkenti Vilnius'taki kaynaklar, kente yaklaşık 30 bin kişinin olaysız geçen bir gösterisinde bağımsızlık istendiğini ve göstericilerin ellerinde taşıdıklan pankartlarda Gorbaçov'u şahsen hedef aldıklarıru bildirdiler. Bazı kaynaklann 15 bin dolayında kişinin katıldığını belirttikleri gösteride, Sovyetler Birliği'nin Litvanya'daki tüm askerlerini geri çekmesi ve Litvanya'mn bagımsız bir devlet olmasına yönelik isteklere yer veriürken, pankartlann bazılarında "Gorbaçov, evine dön" ve "Kızıl Ordu evine dön" ifadelerinin yazılı olduğu bildirildi. Dünkü gösteriyi duzenleyen milliyetçi SAJUDIS" (Halk Cephesi) örgütü, Gorbaçov'un Litvanya'mn başkenti Vil- nius'ta temaslar yapacagı bugün daha geniş çaplı bir gösteri düzenleyeceğıni ilan etti. SAJUDIS örgütü bu gösterileri, SBKP'den bağımsızlık karan alarak sonınu yaratan Litvanya Komünist Partisi'nin, gerginliğin arttınlmaması için, söz konusu eylemlerin iptal edilmesi yolundaki çağnsını reddetmişti. Vilnius'taki gözlemciler, SBKP'den bağımsızhk karan alan Litvanya Komünist Partisi'nin bazı üyelerinin de katıldığı gösteride atüan sloganların ve taşınan pankartlann, Sovyetler Birliği liderlerini telaşlandıracak derecede radikal oldugunu belirtiyorlar. DUnkü gösteri, Gorbaçov'dan önce temaslara başlamak amacıyla Vilnius'a gitmiş olan SBKP Politbürosu'nun ideolojiden sonımlu üyesi Vadim Medvedev ile Planlama örgütü Başkanı ve Politbüro üyesi Yuri Maslukov'un, Litvanyahlan bağımsızlık fikrinden caydırma çabalarında başanya ulaşamadıklannın bir belirtisi olarak gösteriliyor. Sovyet resmi basını, Litvanya'da başlatılan sürecin Estonya ve Letonya'ya da sıçramasına kesin gözüyle bakıldığını kaydederek, sonınu bu boyutuyla ele alarak çözüm saglayacak "evrensel bir formül" bulunması gerektiğini belirtiyor. Karabaf. bölgesinin başkenti Stepanakert'te de önceki gün askerlerin halka ateş açması sonucu üç kişinin yaralandığı bildirildi. Moskova Radyosu'nun dün verdiği habere göre, yüksek Sovyet Miüiyetler Konseyi Başkanı Refik Nişanov'un başkanlığmda bir parlamento heyetinin kente gelişi sırasında düzenlenen gösterilerde olaylar çıktı. Bu sırada askerlerin halka ateş açması sonucu üç kişi yaralandı. Sovyet ordu gazetesi Kızıl Yıldız'da yer alan haberlere göre de Karabağ'da dün başlayan grev sonucu, bölgede ekonomik ve sosyal yaşam tümüyle durdu. Gazete, ayrıca Ermenilerin, Dağlık Karabağ bölgesinin başkenti Stepanakert'te önceki gün yaptıklan büyük bir mitingde Azerbaycan'a karşı mücadeleye devam karan aldıklannı da belirtti. Kasım ayımn sonunda lağvedilen, Dağ- lık Karabağ'ı yönetmekle görevli özel komi- tenin başkanı Arkaday Volsky ise Literatur- naya Gazeta'ya verdiği demecte, Ermenile- rin başkaldınlannın "ulusal kimliklerini ko- ruma arzulannı ifade eden haklı göriilebi- lir bir eylem" oldugunu savundu. Ancak Volsky, gazetenin muhabiriyle yaptığı söyleşinin bir başka bölümünde de Dağlık Karabağ sonınunun ardında, hem Ermenistan'da hem de Azerbaycan'da etki alanlannı genişletmek isteyen mafya tipi ör- gütlerin bulunduğunu söyledi. Volsky, Karabağ sonınunun çözümü için, "mafyanın gücünü yanlış tahmin etmekle hata işleyen" Ermeni ve Azerbaycan hükü- metlerinin birlikte çaba göstermeleri gerek- tiğini bildirdi. Bakû'deki kaynaklar da Azerbaycan Ko- münist Partisi içinde ciddi bir bölünme teh- likesi başgösterdiğini belirtiyorlar. Bu kaynaklann verdiği bilgiye göre ön- ceki gece yüz binlerce kişinin protesto gös- terisi yaptığı sırada toplantı halinde olan Azerbaycan Komünist Partisi Merkez Ko- mitesi'nin bazı üyeleri, merkez yönetimin yanı sıra Azerbaycan Komünist Partisi'nin bugünkü yönetimini de sert biçimde eleş- tirdiler. Komünist Parti'de huzursuzluk SSCB Komünist Partisi'nde huzursuzlu- ğun arttığı bildiriliyor. Sovyetler Birliği'nde henüz yayunlanmaya başlayan günlük işçi gazetesi "Rabochaya Tribuna"nın dünkü sayısında yer alan bir habere göre; Sibirya'nm Tümen Bölgesi Ko- münist Parti örgütü'nün birinci sekreteri- ne karşı, parti üyelerince şiddetli bir pro- testo kampanyası başlatıldı. Gazeıenin haberine göre başta Tümen Bölgesi tdeoloji Sorumlusu ohnak üzere, partinin ileri gelenlerinin birinci sekreter aleyhinde yazdıklan açık mektuplar yerel gazetelerde tam metin yayımlamrken halkın da "hftlâ idari komnta sistemlerine bağlı kalmakla" suçladığı bölge birinci sekreteri aleyhinde protesto gösterileri yaptığı haber verildi. Bu gelişmeler üzerine, Tümen Bölgesi Ko- münist Parti Örgütü'nün önümüzdeki gün- lerde olağanüstü toplantıya çağnldıği açık- landı. ce yayımladığının kabul edilmesine karşın, tran'ın Azerbaycan Halk Cephesi'nce savu- nulan "bölünmüş Azerbaycan halkının bir- leştirilmesi istegini desteklemedigi" ifade edildi. Yazıda buna karşıhk, Türkiye'nin Nah- civan olaylannı "Azerbaycan'ın özgür v«r- hgı için bir arayış" olarak nitelendırdiği öne sürülerek bunun "Sovyet - tran sınınnda düzeni bozan unsurlan teşvik etmek" oldu- ğu bildirildi. Siyasi yorumcu "tslami oynnlann şimdi de SSCB-tran sınınnda oynanmaya başladığını" savunurken, bu oyunun yeni tarihsel koşullarda giderek daha sık duyul- maya başlanan pantürkizmle yakmdan bağ- lantılı oldugunu ileri sürdü. ROMANYA Çavuşesku ateş emrini verdi BÜKREŞ (AA) — Romanya Içişleri Ba- kanı Mihai Ghitac, eski Devlet Başkanı Ni- kolay Çavuşesku'nun, Ulkedeki devrimin başlangıcı sayılan Temeşvar'daki banşçıl gösteriler sırasında, halka ateş açılması yo- lunda emir verdiğini söyledi. Ghitac, göstericilere karşı girişilen katli- amda, Nikolay Çavuşesku'nun rolü konu- suna değinirken "Ateş açılması için kesin emir verdi" dedi. Ghitac, Temeşvar'daki gösteriler sırasın- da eski Devlet Başkanı'nın eşi Elena Çavu- şesku'nun da yöredeki askerlerle telefon gö- rüşmesi yaptığını belirterek askerlerin, ço- cuklar ve kadınların bulunduğunu bildire- rek ateş etmek istemediklerini söyledikleri- ni, bunun üzerine Elena'nın, "Eğer ateş el- mek istemiyorsanız, üzerierine tanklaria gldin" dediğıni kaydetti. Ghitac, Çavuşesku'yu devirmek üzere ha- rekete geçen halkın yanında ilk yer alan ge- neraller arasında bulunuyor. Nikolay Çavuşesku'nun oğlunun da ayak- lanma sırasında ordu ve polis güçlerine, ayaklananlar üzerine ateş açma emri verdi- ği öne sürüldü. Romanya'da yayımlanan günlük Adeva- rul (Gerçek) Gazetesi'nde dün yayımlanan bir yazıda, emrin, Sibiu kenti Komünist Par- ti Sekreterliği yapan Çavuşesku'nun en kü- çük oğlu Nicu Çavuşesku tarafından veril- diği belirtildi. HABERLEREV DEVAMI Halde aracı tekeli kırdıyor (BafUrafı 1. Say/ada) melerini içeren bir "pazar-hal" sis- temi kunnayı düşündüğünü ve bu doğmltuda araştırma yaptıklan- m söyledi. 23 ocakta çıkacağı ltal- ya gezisinde hallerle ilgili incele- melerde de bulunacak olan Kaya- lar, çeşitli ülkelerdeki mevzuatla- nn da araştınldığını belirtti. Güneş Taner'in "Hal mafyasunn öriinlerin fiyatlanmn artışlanm önlemek amaayla hazıriadığı yaş meyve-sebze ithalatında gümnik vergilerinin indirilmesini öngören kararnamesi" sadece iki bakan, Devlet Bakanı Hnsnü Doğan ile Maliye ve Gümruk Bakanı Ekrem Pakdemirii tarafından imzalan- madığı için yururlüğe sokulama- mıştı. Haller konusunun bu şekil- de gündeme gelerek kamuoyunda uzun süre tartışılması üzerine ko- nuyla ilgili bakanlıklardan olan Tanm Orman ve Köyişleri Bakan- hğı da mevzuat araştırması ve de- ğişiklik çalışmaları başlattı. Baş- ta ABD olmak üzere bazı ülkeler- den mevzuat getirtilerek incelenir- ken, bu konuda nasıl bir değişik- liğin yapılmasının yararlı olduğu araştırılmaya başlandı. Bakan Lütfullah Kayalar da bu konudaki çalışmalara bizzat katı- lıyor ve 23 ocakta bakanlığıyla il- güi temaslarda bulunmak üzere çı- kacağı ttalya gezisi programına haller konusunda incelemeleri de koydurdu. Kayalar, hallerde yeni düzenleme amacıyla mevzuatta incelemeler yaptıklannı belirterek, bazı ülkelerdeki mevzuatı incele- diklenni söyledi. Kayalar, Cumhu- Ortaya riyet muhabiriıun konuya Uişkin sorulanna şu yamtlan verdi: — Degişiklikle neyi amaçlı- yorsunuz? KAYALAR — Şu anda aksayan bir sistem var. Ama bu sistemden kamuoyundan şikâyetler geliyor. Bu işle ilgilencnler, gözlem yapan- lar şikâyet ediyorlar. O zaman ön- celikle haller konusunda mevzu- ata uygun olarak hareket edilme- si gerekir. Biz şimdi mevzuatı göz- den geçiriyoruz, acaba mevzuat- ta tıkanıkuk mı var, yoksa üreti- ciden tüketiciye intikalde mevzu- attan kaynaklanan maliyet artışı- na neden olan konular mı var, bunlan inceliyoruz. Üreticinin malının pazara daha kolay sunu- labilmesi, dolayısıyla tüketicinin daha kolay ve daha uygun fıyatla mal alabilmesi için mevzuatı göz- den .geçiriyoruz. — 23 ocakta ttalya'ya gidişini- zin amaa da haller konusunda in- celeme yapmak mı? Orada halle- ri gezecek misiniz? KAYALAR — Bizim ltalya ge- zisi bir anlamda periyodiktir. Merkezi Roma'da bulunan FAO ve IFAD ile bakanlığımızın yakın işbirliği var. Haller ile ilgili geziyi de programa da koydurdum. ttal- ya'da bulunan temsilcilerinüze bil- dirdik, orada hal konusundaki uy- gulamayı görmek istediğimizi be- lirttik, bir program hazırladılar. ttalya'da tanm ile ilgili kuruluşlar ve bakanlıkla görüşerek hazırhk yapacaklar. — Haller ile ilgili mevzuat ne zaman düzenlenmiş? KAYALAR — Biraz eski, za- manla bazı düzenlemeler olmuş, ama artık kifayet etmiyor. Benim kafamdaki duşünce şu; bugün Ankara'da toptancı halinin yeni- si yapıldı, ama yine yeterli deği!. Toptancı halinden biraz daha de- ğişik pazar-hal sistemi gibi bir dü- zenleme yapılabilir mi, yapüamaz mı? Bunu düşünuyorum, üretici- nin kendi teşkilatlan kanalıyla doğrudan pazara getirerek satışa sunabileceği tipte haller kurulabi- lir mi? Bu noktalan araştınyoruz. — Hallerde hal mafyası olarak belirtilen bir örgütlenmenin etkin olduğu söylenebilir mi? KAYALAR — Ben o mafya ta- birini kullanmak ne derece doğ- nı, bilemiyorum. Mafya tabiri ne anlama gelir, herkes farklı anlıyor. Kullanma amacına göre değişen bir tahirdir. Ankara'da (Boftorafı 1. Sayfada) diler. Öte yandan Ankara Cumhuri- yet Savcısı Rahmi Özel, YÖK'ün türban yasağmı kaldırmasını "çok üzüdi ve düşuDdüriicii" bulduğu- nu bildirdi. özel, yaptığı açıkla- mada, "Gerçekte tiirban, yüksek- ögretim kurumlannda laiklik sis- temini özumsemeyen zihniyeti simgelemektedir. Bu zibniyete alet olan kız kardeşlerimizin de kendi cinslerini koleleştirmede katkıda bulunduklanmn bilincinde olma- malan yürekler aasıdır" görüşu- ne yer verdi. (Baftarafi 1. Sayfada) TBKP'li önceki akşam gözaltına alındılar. tzmir'de gözaltına alınan 29 TBKP'li dün 3 savcı tarafından 7 saat süren sorgulamalanndan sonra hâkim önüne çıkarıldılar. Duruşraada, Kurucu Kurulu üyesi Vedat Pekel, Savaş al, Selim Lyurkulak, Gül Hazer ve Nihat Okal, TCK'nın 141. 142. madde- lerine aykın davrandıklan ve TBKP üyesi olduklan gerekçesiyle tutuklandı. 24 kişinin ise tutuksuz yargılanmalarına karar verildi. Zonguldak'ta 30 gözaltı Geçen cumartesi yasal parti olarak çalışmaya başladıklannı açıklayan 30 TBKP'li önceki ak- şam geç saatlerde gözaltına alın- dı. Gözaltına alınanların adlan şöyle: Ahmet Öztiirk, Ahmet Turan Banş, Cengiz Altınok. Cihan Si- noplu, Dursun Demir. Durmuş Can, Engin Çöl, Bahri Saka, Fevâ Kalacıoglu, Hasan Bahadır, Ha- lil Tekin, Hayrettin Kartal, Hüse- yin Taşkıran, Kadir Tuncer, Kadir Şener Yalcın, Kemal Gurbuz, Vlu- rat Aksoy, Mithat Ayhan, Meh- met Vurülmen, Mehraet Beyaz- yiiz, Mustafa Çınar, Mustafa Yıi- maz, Osman Aslanbay, Öner Gü- ven, Sadettin Usta, Selahattin Akarsu, Tuna Kaplan, Ufuk Er- dogan, Yakup Erdem, Mustafa Önal, Dilek Kır, Aysel Aydın, Şe- nay Çöl, Ergun Çöl, Cengiz Altı- nok, Necla Attınok, Ali An. OzaTın ABD (Baftarafi 1. Sayfada) re önce New York'a gelen Ahmet Özal'ın hazıriadığı öğrenildi. özel uçakla 16 ocakta Washing- ton'a gelecek olan Özal, ABD Baş- kanı GeorgeBush ile saat 12.00'de baş başa bir görüşme yapacak ve 12.30'da heyetlerin de katılmasıyla bir iş yemeğinde görüşmeyi sürdü- recek. Özal bu görüşmeden sonra aynı gün New York'ageçecek ve bir dizi temasta bulunacak. BM Genel Sekreteri PerezdeCa- Hlar ile görüşecek olan Özal'ın New York programında ayrıca, Amerikalı işadamlan ve bankacı- lar ile bir iş yemeği ik Dışişleri Kon- seyi'nde bir konuşması da bu- lunuyor. 22 ocak pazartesi günü BM Ço- cuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından New York'tacumhur- başkanının eşi Semra özal'a, "Ço- cuklan Yaşatım Madalyası'' veri- lecek. UNICEFHouse'dakibutö- rene katılacak olan özal, 23 ocak salı günü Philedelphia'ya geçerek burada bir üniversitede konuşma yapacak. Dahaönce, programda ilk durak olarak belirtilen Houston, nihai programda sonaalmdı. Bunagöre 24 ocak çarşamba günü özel uçak- la Houston'a gidecek olan Özal ve eşi burada MethodistHospital'da ayn ayn sağlık denetiminden gece- cekler. Özal'ınsağlıkdenetiminin sonucuna göre 26 ocak cuma ya da ertesi gün Türkiye'ye hareket ede- ceği bildiriliyor. Sayfada) henüz kesinlik kazanmamıştır. Bu ayın 15'inde Bulgar Parla- mentosu'nda Turklere haklarını iade eden kararlar göruşülecek', 30'unda ise parti kongresi var. Bu kongrede beklenmedik gelişmeler ortaya çıkabilir. Ancak bu kong- re ile de her şeyin netleşeceği bek- lenmemelidir. Bulgaristan'da reji- min niteliği ve alacağı biçim ko- nusunda Devlet Başkanı Mlade- nov dahil kimsenin bir fikri yoktur. Bu nedenle taraflar, Kuveyt'te- ki buluşmada, bu kongre sonra- sını beklemenin "ihtiyat" olacaği- na karar vermiştir. Sızan bilgiler, taraflarda, göç konusunun ele ahnacağı bir me- kanizmanın oluşturuhnası üzerin- de ilke birliği ile göçmenlerin ve Bulgaristan'da kalanlann duru- rnunu inceleyecek ikili bir komite oluşturulması eğiliminin olduğu- nu gösteriyor. Aynca Balkan işbirliği Sofya- ya Ankara'dan daha çekici geliyor. Sofya bu yeniden yapılanma sü- recinde Türkiye'ye çok gereksinme duyacak. Çünkü Bulgarlar Türki- ye'nin üye olduğu OECD'ye, GATT'a katılmak istiyorlar. Ku- rulmakta olan ve yine Türkiye'nin üye olduğu Avrupa Kalkmma ve tmar Bankası'na ihtiyaçlan var. özetle, uluslararası ekonomik açılışlannda karşılarına Ankara- nın çıkması, Sofya'yı daha anla- yışlı davranmaya itebilecektir. Ama önce içerideki toz dumanın ortadan kalkması gerek. Bulgaristan, Doğu'daki "degi- şiklik rüzgâriarı"ndan en az etki- İenen ülke. Birinci neden Bulgarlann Sov- yetler Biriigi'ne çok sıkı bağları var. tkincisi ise ülkenin çok ulus- lu karakteri tıpkı Sovyetler'de ol- duğu gibi siyasal değişikliklere ko- lay olanak tanımıyor. Nedeni açık; özgürlük ve de- mokrasi ortamı, Türklerin siyasal parti kurarak ülkede politik ağır- lıklanm tescil ettirmeleri demek. Bunun sınınnın ise nerede çizile- ceği bilinemez. Bu anlamda Gorbaçov ile Mla- denov farklı ölçeklerde, ama ay- nı açmaz icindeler. Azınlıklara ve- rilecek özgürlükler, tek uluslu Po- lonya'da Macaristan'daki gibi sosyo-ekonomik değil de "miöiyetçi" örgütlenmelere ola- nak tanıyacak karakterde. öteki Doğu Avrupa ülkelerin- deki demokratikleşme modelleri- ni uygulamak Moskova için ne öl- çüde olanaksız ise Sofya için de benzer ölçüde zor. Ayrıca Gorbaçov, Mladenov'a göre daha şanslı. Gorbi "Ben Af- ganistan'ın işgaünde yoktum, ka- rarda benim payım yok" diyebi- liyor. Ama, Mladenov'un bunu söylemesi zor. Çünkü kendisi Jiv- kov'un bütün zorba yönetimi sü- resince Politbüro'nün önde gelen- leri arasında idi. Bulgar yeni- den yapılanması da eski yapının üzerinde yükselnıek durumunda. Bu nedenlerle Turk azınlığı so- runu, Bulgariotan'daki siyasal çal- kantı dinmeden ve yerleşik bir dü- zen kurulmadan çözülemez. Gübreye (Baftarafi 1. Sayfada) beri durdurulan gübre satışlanna da yeniden başlandı. TZDK'nın hazıriadığı 6 aylık program çerçevesinde gübrenin kurum ve çiftçiye satış fiyatlan hububatta olduğu gibi bundan böyle her ay kademeli olarak art- unlacak. Buna göre kimyevi güb- renin kilogram satış fiyatlarına her ay için 7 ile 8 lira arasında zam yapılması öngönılüyor. Kurumun haziran ayından sonra yeni bir fî- yat programı beUrleyeceği bildiril- di. Yetkililer fiyat artışlarına ge- rekçe olarak ithal gjrdi fiyatlan ve diğer giderlerdeki artışı gösterdi- Zamdan sonra amonyum sülfat gübresinin kilosu 142 liradan 170 liraya, amonyum nitrat gübresi 158 liradan 205 liraya, ürenin 242 liradan 300 liraya, diamonyum fosfatın 250 liradan 410 liraya ve triple süper fosfatın 200 liradan 250 liraya çıktı.» Kurum yetkilileri, satış fîyatla- rına KDV'nin dahil oldugunu, çiftçiye satış fiyatlarının ise her cins gübre için destekleme fiyat- lan dahil edılmeden hesaplandı- ğını belirttiler. TZDK, gübre sa- tış fiyatlarına en son 22 Nisan 1989 tarihinde zam yapmıştı. Ge- çen süre içinde TZDK bazı cins gubrelerde çiftçiye kolayhk sağla- mak amacıyla indirime gitmişti. I Sürucü belgemi kaybettim. Hükümsüzdür. SEMA YA AKTAŞ'
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear