25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 OCAK 1990 EKONOMİ CUMHURİYET/13 Muhasebeci belgeleri • ANKARA (ANKA) — Serbest muhasebecilerin izin belgelerinin dağıtımına 13 ocak cumartesi günü Ankara'da baslanacak. Ankara'da yapılan 4 binin flzerindeki başvurudan ilk etapta 2 binine izin belgesi verilirken, yaklaşık 1500 başvuru da reddedildi. Bu kişiler itiraz ve yeniden değerlendirmeden de sonuç alamazlarsa muhasebecilik yapamayacaklar. Ankara Defterdarlığı içinde oiusturulan değerlendirme kurulu ile Maliye ve Gümrük Bakanlığı bünyesindeki geçici kurul yetkililerinden alınan bilgjye göre 13 ocak cumartesi günü izin belgesi verilecek muhasebeciler, kendi aralanndan Ankara Muhasebeci Odası'nı kunnak için müteşebbis heyeti de oluşturacaklar. Böylece Türkiye'deki ilk Muhasebeci Odası kunılmuş olacak. TOBB toplantıları • Ekonomi Serrisi — TOBB Ticaret Odalan Konseyi 19 ocakta Adana'da, TOBB Ticaret BorsaJan Konseyi ise 27 ocakta Mersin'de toplanacak. Ticaret Odalan toplantısında "GAP ve tarımda uzun vadeli üretim ve ticaret perspektifi" konusu, Ticaret Borsaları toplantısında ise ekonomik sorunların değerlendirilmesi yapılarak ticaret borsalarının karşılaştıkları sorunlar ele aJınacak. TOBB tarafından düzenlenen ve daha önce Ankara ve tstanbul'da yapılan ithalatta haksız rekabetin önlenmesi hakkındaki mevzuat toplantısı bugün saat 14.00'te Adana Sanayi Odası'nda yapılıyor. Fındık Birligi • ORDU (Cumhuriyet) — Dünya Fındık Birliği kurularak birliğin başına Türkiye getirildi. Bir süre önce Türkiye'nin, ttalya, lspanya ve ABD gibi fındık üreticisi ülkelerin anlaşmalan ile Dünya Fındık Birliği kurulması kararlaştınlmıştı. Birliğe Yunanistan'ın da katılması için çalışmalar sürüyor. Karadeniz Fındık ve Mamûlleri Ihracatçıları Birliği Genel Sekreteri Ahmet TAırnaveüoğlu, birliğin amacının fındığın geleceğinin garantisi olduğunu söyledi. Turnavelioğlu, birliğin ilk toplantısını bu yıl Türkiye"de yapacagını açıkladı. SSCB'ye kredi • ANKARA (ANKA) — Eximbank Genel Müdürü Turgay özkan, gelecek hafta Moskova'ya giderek Türkiye'nin Sovyetler Birliği'ne sağlaması öngörülen 350 milyon dolarhk kredi ile ilgili görüşmeler yapacak. 16-20 ocak tarihleri arasında yapılacak görüşmelerde istenen sonucun alınması halinde kredi anlaşmasımn gelecek ay irnzalanması bekleniyor. Ön anlaşma, geçen yıl verilen 350 milyon dolarhk kredinin açılması ve Türk müteahhitlerinin Sovyetler Birliği'nde yeni projeleri üstlenmesi açısından çok büyük bir önem taşıyor. Siemens Nixdorfu aldı • FRANKFURT (AA) — Federal Almanya'run en büyük sanayi firmalanndan Siemens, mali kriz içinde bulunan bilgisayar üreticisi NixdorFun hisselerinin büyük çoğunluğunu satm aldı. Firmalardan yapılan ortak açıklamada, bu yolla, NbcdorFun bilgisayar veri ve iletişim sistemleri üreten birimlerinin birlestirildiği bildirildi. Ancak firmalara yakın kaynaklar, Siemens'in NbcdorFun yüzde 51'lik hissesini belirtilmeyen bir fiyatta satın aldıgını belirtiyorlar. UGUN • Toplantı îstanbul Tekstil ve Konfeksiyon Ihracatçı Birlikleri'nin düzenlediği "Sovyetler Birliği'ne yapılan tekstil ihracatı ve uygulamada karşılaşılan güçlükler" konulu toplantı, Dedeman Oteli Balo Salonu'nda 14.0O'te yapılacak. TOBB Sızlaşma'da uzlaşamadı TOBB YÖNETİM KURULU BAŞKANI COŞKUNİ TOBB SANAYİ KONSEYİ BAŞKANI ERTAN: Fedakârlık şart Neyin uzlaşması?ABDURRAHMAN YILDIRIM Toplumsal uzlaşma çağrısına olumlu bak- tıklarını açıklayan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Ali Coşkon, ekonominin sağlıklı yapıya kavuş- turulmasında ana un- surun siyasi istikrar ve sosya! banşın saglan- ması olduğunu belirt- ti. Coşkun, "Bunun da yolu, devleti mey- dana getiren kurum ve kuruluşlarla kamu niteügindeki mesleki teşekkullerin loplura yaranna asgari muştereklerdc anlaşması- dır" dedi. "Enflasyon için toplumsal uzlaşma" ko- nusunda sorulanmızı yanıtlayan TOBB Başkanı Ali Coşkun, enflasyonun ekono- mik olduğu kadar sosyal dengeleri de boz- duğunu ifade etti. Coşkun, "Biz kesimler arasındaki uzlaşmaBin sadece soraul ola- rak enflasyon olayı ile sınırh kalmasını dii- şiinmüyoruz. Önemli olan, kesimlerin bir- birierini dogrtı anlaması, olaylan dogru teşhisie bügi akışının saglanması ve müş- tereken çöznm yollan aranması olayıdır" diye konuştu. Dünyada siyasi ve ideolojik dengelerin yerini ekonomik ve teknolojik dengelere bı- rakmaya başiadığını belirten Ali Coşkun, şöyle devam etti: "Türkiye'nin stratejik konumu ve özel- likle Avnıpa Topluluğu'nun ortaya koydu- ğu rutum ksrşısında nim kesimler şahsiyetli politikalar uygulanması, ciddi ve kesin ted- birler alınması konusunda iuerine düsen fedakâruğı yapma durumundadır." Ali Coşkun, toplumsal uzlaşmada "öncelik ve öncülügün" başta siyasi iktidar olmak üze- re, siyasi partilere ait olduğunu ve bu uz- laşmayı TBMM çatısı alunda görmenin öz- lemi içinde olduklarını kaydetti. . Enflasyonu önlemenin yükünü sadece bir kesime yüklemenin doğnı olmayacağı görüşünü savunan Ali Coşkun, bu konu- da gösterilecek fedakârhkta önceliğin ka- mu ve özel sektöre düştüğünü söyledi. Üc- retleri iyileştirmek için yapılacak zamlann enflasyonda çok büyük olumsuzjuklar ya- ratmayacağını ifade eden Ali Coşkun, üc- retlerde geçmiş 10 yıllık reel kaybın gide- rilmesi şartının uzlaşma masasma getiril- mesinin ve masaya şarth oturulmasının sağlıklı çozümler getirmeyeceğini savundu. Coşkun, "Biz masaya önkoşullu oturma görüşünde değiliz. Çöziim yollannı tartı- şarak müştereken aramalıyız" dedi. BARIŞ KUDAR tZMtR — TOBB Sanayi Konseyi ve EB- SO Meclis Başkanı Şi- nasi Ertan, "Cumhnr- başkanı ekonomik ko- nnlarda arabuluca olmaz" dedi. Ertan, bazı ekonomik konu- larda uzlaşma çağrısı yapılacaksa bunun başbakan tarafından yapılması gereği üze- rinde durarak "Cumhurbaşkanlığı maka- mı, erken seçim yolu tıkanıyor, siyasi is- tikrarsızlık her geçen gnn artıyorsa o za- man devreye girer" diye konuştu. Uzlaşma kavTamının toplumsal yaşamın ve çok partili hür parlamenter sistemin te- mel ilkesi olduğunu anımsatan Ertan, "Cumhuriyet"in sorulanm yanıtlarken, "Bu çagrıyı degerlendirmekte güçlük çeldyoraz" görüşünü dile getirdi. Ertan şunları söyledi: "Cumhurbaşkanımız Sayın Turgut Özal'ın son gunlerde çeşitli vesilelerle top- lumsal uzlaşma çagnsını degerlendirmek- te zoıiuk çektigimi belirtmek isterim. Uz- laşma kavramı toplumsal yaşamımızın, özellikle çok partili bür parlamenter sis- temin temel ilkesidir. Ancak ekonomik ko- nularda her siyasi partinin yelpazedeki ye- rine göre farklı gonışleri olması dogaldır ve demokrasinin tartışılmaz kuralıdır. Şa- yet farklı siyasi partikrin önemli bazı eko- nomik konular etrafında uzlaşmaya var- ması isteniyorsa, bu çagnyı Sayın Cum- hurbaşkanımızın degil Sayın Basbakanımı- zın yapması gerekir diye dıişüniiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Cumhurbaş- kanlığı makamı, özellikle siyasal kutuplaş- manın toplumsal hnzuru bozacak boyut- lara geldiğini kabul ediyorlarsa bu kono- lara öncelik vermesinin çok daha isabetli çok daha yararlı olacağını takdirlerine su- nuyorum." Cumhurbaşkanı'nın özellikle "Ekono- mik konularda uzlaşalım" önerisini getir- diğini yineleyen Ertan, bir soru üzerine şu karşılığı verdi: "Sayın Cumhurbaşkanı başbakanken de söyledik; madem hatası/.raademalterna- tifsiz bir ekonomi politikanız var. O za- man neyin uzlaşmasını yapacagız? Ha si- yasi konularda bir açmaz varsa -ki bence var- erken seçim isteniyor, anayasanın de- giştirilmesi, seçim kanunu degişikligi iste- niyor, o zaman Cumhurbaşkanı bu konu- larda uzlaşma önermeli diye düşünüyo- Baraj ve otoyollara 1.5trilyon AT tKV Başkanı Kamhi: ıçın Kamu Ortaklığı Fonu'ndan en fazla ödenek Atatürk Barajı ve hidroelektrik santralı projesine tahsis edildi. ANKARA (AA) — Kamu Or- taklığı Fonu kapsamına alınan önemli bazı baraj ve otoyoüan ya- pımına fon desteği bu yıl da süre- cek. Karayolları ve DSl'nin 1990 yıh yatmm programlanna göre 1990 yılında 6 baraj ve hidroelek- trik santralı ile S paralı otoyola Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı Fonu'ndan yaklaşık 1.5 trilyon lı- ralık ödenek tahsis edildi. Kamu Ortaklığı Fonu'ndan en fazla ödenek, GAP'ın en önemli ünitelerinden olan Atatürk Bara- jı ve hidroelektrik santralı proje- sine tahsis edildi. Atatürk Barajı için bu yıl Kamu ortaklığı Fonu 1 ndan 500 milyar liralık fînansman sağlanacak. Projeye bu yılki har- camaları için DSt bütçesinden de 150 milyar liralık kaynak ayrıldı. Bu yıl yapılacak harcamalar ve sağlanan dış kredilerle birlikte Atatürk Barajı HES projesi için harcama tutarı yaklaşık 5 trilyon liraya ulaşıyor. 5 otoyol için 950 milyar Karayolları Genel Müdürlüğü'n- ce yapımı sürdürülen ve tamam- landığında paralı olarak işletme- ye alınacak olan 5 otoyola ise 950 milyar lira ödenek tahsis edildi. Kazancı - Gümûşova Gümüşova - Gerede Gerede - Ankara Bolu Dağı Geçışi ınşaatı İzmir - Tortalı - Aydın Denizli Otoyolu Ö4emk aiktan (MHyşrTL) 500 Mı Atatürk Baraıı ve H E.S Kızılırmak III. mrhale Pr. Oerbent Bn (Samsun) Menzelet BaraıKK Maras) Adıgüzel Barajı (Denizli) Gezende Baraıı (Denizli) Kılıçkaya, Çamlıgöze Brj Toplam siyasi ödün verilemez Ekonomi Servisi — Türk özel sektörünün AT ile ilişkilerini yü- rüten uzman kuruluşu tktisadi Kaikınma Vakfı (İKV) tarafından iş âleminin ATye katılmak için Kıbrıs dahil bazı siyasal ödünler verilmesine taraftar olmadığı bil- dirildi. tKV Başkanı Jak Kamhi yaptı- ğı yazıh açıklamada, ATye tam üyelik sorununun siyasi ödünler- le çözümlenemeyeceğini belirterek şunlan kaydetti: "AT Komisyonu raporuna iiiş- kin tKV görüşünde de belirtmiş oldugumuz gibi: Türkiye'nin top- luluga tam uyeliğini, V'unanistan ile olan sorunlannın çozumune ve Kıbns sorununa baglamaya çalı- şan yaklaşımlan da kabulumüze imkfin bulunmamakladır. Biz her zaman bu tutumu ile AT'nin yanılgı içinde olduğuna ve Yunanistan'ı Turki>e ile sorunla- nnı çözümlemez duruma yonelt- tiğine inanıyor ve savunuyoruz. Bu nedenle tKV yonetimi ve hiz- mel verdiği Türk iş âleminin hiç- bir zaman böyle ödünler verilrae- si düşüncesi içinde olmadığını ka- muovurauza bir kez daha duyur- makta yarar göruyorum." Kamhi, kamuoyunda yer alan siyasi ödün verilmesi önerisinin ancak birkaç işadamına ait olabi- leceğini, vurguladı. Telsiz ihalesini Ingilizler aldıANKARA (Cumhnriyet Bürosu) — Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) için Türki- ye ile Ingiliz Marconi fırması arasında or- tak üretimi öngörülen HF/SSB telsiz iha- lesinde "teminatta ortaya çıkan püriizler" giderilerek, anlaşma imzaJandı. lngiliz Marconi firmasının Türk ortağı Cihan Elektronik ile Türkiye'de ortak üre- teceği HF/SSB telsiz projesinin kontratı ön- ceki gün basına açık olarak Savunma Sa- nayi Müsteşarlığı'nda imzalanacaktı. Kont- ratın imza törenine de katılmak üzere An- kara'ya gelen lngiliz Savunma Bakanlığı Savunma Ürünleri Ihracat Dairesi Başka- nı Alan Thomas önceki gün Milli Savun- ma Bakanı Safa Giray'a yaptığı nezaket zi- yaretinde, proje için hükümet güvencesi is- teyerek kontrata Bakan Giray ile Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan bir yetkili- nin imza koymasını istemişti. Ancak bu teklif Türk tarafınca kabul görmemiş ve Savunma Sanayi Müsteşarlığı'run Türk hü- kümetinin bir kuruluşu olduğu belirtilerek, SAGEM yetkiu'lerinin imzasının yeterli ol- duğu lngiliz tarafına iletilmışti. Bu gelişmeler sonrasında sabah saat 11.00'de Savunma Sanayi Müsteşarhğı'nda yapılması planlanan imza töreni ertelene- rek, tngiliz heyeti ile çeşitli görüşmelere başlandı. Bu görüşmelerde de bir sonuca ulaşılamadı. Önceki akşam Savunma Sa- nayi Müsteşan Vahit Erdem'in tngiliz yet- kili Alan Thomas onuruna verdiği yemekte yapılan temaslarda başarı sağlandı ve kont- rat önceki akşam saat 23.00'de Savunma Sanayi Müsteşarlığı'nda imzalandı. HF/SSB telsiz projesinin tedarik bedeli yaklaşık 200 milyon dolar civarında bulu- nuyor. Proje kapsamında auhtelif güç ve kuvvette toplam 2579 adet telsiz üretimi öngörulüyor. Projenin gerçekleşmesi hah'n- de Türk Silahh Kuvvetleri her türlü hava koşulunda ve elektronik harp koşulunda etkin olabilecek bir sisteme kavuşacak. Savunma Sanayi tcra Komitesi'nin bu ay içinde toplanarak 3 savunma sanayii pro- jesi ile ilgili son kararı alması bekleniyor. Toplam değerleri 1 milyar 300 milyon do- ları bulan hafif nakliye uçağı, Mobil ra- dar kompleksi ve 35 mm'lik uçaksavar top- ları için radar üretimini öngören projeler- le ilgili çalışmalar tamamlandı. Savunma Sanayii Müsteşarhğı'run teknik ve mali yönden projelerde yanşan firmalann ver- diği teklifler üzerinde yaptığı değerlendir- mede, hafif nakliye uçağında tspanyolla- nn Casa, 35 mm'lik uçaksavar topu için ra- dar üretiminde lngilizlerin Racal ve Mo- bil radar kompleksi üretiminde de ABD- nin General Electric fırmalanna birinci sı- rada yer verdiği öğrenildi. Savunma Sanayi tcra Komitesi'nin bu ay ortalannda üç proje ile ilgili son karan ala- cağı toplantımn ertelenebileceği bildirildi. Edinilen bilgilere göre Savunma Sanayi Müsteşarlığı'nm teknik ve mali yönden projelere teklif veren firmalarla ilgili yap- tığı değerlendirmelerdeki öncelik sıralama- sı şöyle: KISA • DYO Boya 35. üretim yılını doldurdu. Geçen yıl 40 bin 500 ton boya üretimini gerçekleştiren DYO, ihracat yaptığı dış pazarların arasına Sovyetler Birliği'ni de kattı. • LEO BURNETT Reklam Ajansı'nın 1989 yılı cirosu 3 milyar dolan aştı. Merkezi ABD-Şikago'da olan ajans toplam 42 ülkede 49 tam hizmet ajansıyla müşteriierine hizmet veriyor. • HALK StGORTA Genel Müdür Muavinliği'ne Gültekin Günal atandı. • HAYAT StGORTA, kuruluşların kilit noktalannda görev yapan üst düzey yöneticiler, müdurler, teknik adamlar ve sık seyahat eden yöneticileri güvence altına alacak 'Anahtar Adam Hayat Sigortasf m hizmete sundu. • tMTAŞ StGORTA Genel Müdürlüğü'ne Erol Egeran atandı. • PAMUKBANK'ın başlattığı AVRUPARA mevduat hesabı uygulaması geçen üç ay içinde yatınmcısına net % 15.54 gelir getirdi. Pamukbank, yeni açılan AVRUPARA mevduat hesaplanna 3 ayuk yüzde 8.20, 6 aylık yüzde 8.45 ve 1 yıllık yüzde 9 faiz uyguluyor. Reklan ıcüık' tcuı iş önerileri... REKÜMCILIK REKLAMCILİK TİCARETANONİM ŞİRKETİ ETİLER SOK. 6 ETİLER 80630 İSTANBUL Grafik Sanatçısı Tasartm yapabilecek, ajans deneyimU. Müşteri Temsilcisi İngilizce bilen, ajans deneyimli, birden çok müşterinin sorumluluğunu alabilecekyetenekte. Reklam Yazarı Çok iyi İngilizce bilen, ajans deneyimli. Medya Sorumlusu Ajans deneyimli. Ajans Prodüktörü Bashlı işler ve açıkhava prodüksiyonıında sorurrüıduk alabilecek, ajans deneyimli. Daktilograf Masaüstü yaymcılık sisterninde yetismek üzere, hızlı, titiz. Reklamcılık'ın is önerüerini ciddiye alan adayların hangi göreve talip olduklarını belirten ve ayrıntılı ö'zgeçmişlerini içeren bir mektupla en geç 18 Ocak 1990 gününe kadar yukarıdala. adrese başvurmalan rica olunur. Basvurular kesinlikle gizli tutulacaktır. Hafif Nakliye Uçagı Projesi: Projenin toplam bedeli 600 milyon dolar. Proje kap- samında 30-35 kişilik paraşutçü taşıyan 52 uçağın üretimi öngörülüyor. Projede birin- ci sırada Ispanyollann Casa, ikinci sırada da ttaiyanların Aeritalia firmalan yer alı- yor. Mobil Radar Kompleksi: Projenin top- lam bedeli 350 milyon dolar. 14radarve 18 korauta kontrol merkezinin üretimi ön- görülen proje ile ilgili olarak SAGEM'in yaptığı değerlendirraede firmalar şöyle sı- ralanıyor: 1- General Electric (ABD), 2- Thomson - CSF (Fransa), 3- Aydın Corp. (ABD). 35 mmlik Uçaksavar Topu Radan: Proje 350 milyon dolar tutarında. 454 adet uçak- savar topu için alış kontrol sistemi ve ra- dar üretimi öngörülen proje ile ilgili SA- GEM'in öncelik değerlendirmesi ise şöy- le: 1- Racal (Ingiltere), 2- Contraves (tsviç- re), 3- Flycatcher (Hollanda). COMECON toplantılan sona erdi SOFYA (AA) — Doğu Bloku^ nun ekonomik örgütü niteliğinde- ki Karşıhklı Ekonomik Yardım Konseyi (COMECON) toplantüa- rı Bulganstan'ın başkenti Sofya- da sona erdi. Toplantılarda, COMECON'a üye 10 ülke arasında, örgütün 40 yıllık bir izolasyon döneminden sonra dünya pazarlanna açılma- sına imkân yaratacak kapsamJı bir anlaşmaya varıldı. COMECON üyeleri arasında yapılan anlaşmaya ilişkin aynntı- lar verilmemekle birlikte, toplan- tılara katılan bazı yetkililer, gele- cekte COMECON kapsammda yapılacak ticaretin büyük bölü- münün ikili ticaret şeklinde ger- çekleşeceğini kaydettiler. Böylece, COMECON içindeki tkari faaliyetlerde SSCB'nin kont- rolü azalırken. üye ülkeler arasın- da aşamalı olarak dövizle ve dün- ya fıyatlarından ticaret yapılması uygulamasına geçilebilecek. Bulgar bir yetkili, takas yönte- mine ve suni döviz kurlanna da- yalı mevcut ticari uygulamalann tamamıyla terk edilerek, piyasa sistemine dayalı ticari ilişkilere ge- çilmesinin 3-5 yıl alacağının tah- min edildiğini kaydetti. ISCENIN EVRENİNDEN ŞÜKRAN KETENCİ Bir Açıklama Türk-İş Genel Başkanı Şevket Yılrnaz, geçen rtafta yayımla- nan "Uzlaşma" başlıklı yazıya bir açıklama gönderdi. Aynen ya- yımlıyoruz: Sayın Şûkran Ketenci, 4 Ocak 1990 tarihli Cumhuriyet Gazetesi'nin 13. sayfastnda "İŞÇİNİN EVRENİNDEN"köşesinde "UZLAŞMA"başhğıileya- yınlanan yazınızı hayret ve üzüntû ile okudum. Cumhurbaşkanı'nın yeni yıl mesajında "toplumsal uzlaşma" çağrısı yapması üzerine, gazetecilerin konuya ilişkin sorulanna cevap verirken; öncelikle enflasyonun alttnda kalan ücretterin yu- karrya çekilmesinin ilk şart olduğunu ifade ettim. Bu ifademe dayanarak: "Tabandan, sendikalardan çok sert tepkiler gelmez, hükümet de görüntüyü kurtaracak bir şeyler ve- rirse 'toplumsal anlaşmaya evet'; yok, tepki çok fazla olursa, iş- ler tersine giderse 'toplumsal anlaşmaya hayır' denmiş olacak" gibi bir yorumu sizin gibi deneyimli bir köşe yazannın nasıl yap- trğını anlamak mümkün değiidir. Yine yazınızda yer alan "Bize sorarsanız TÛRK-İŞ'in yeniyö- netiminin kamuoyuna açık ilk çalışma gündeminin 'toplumsal uzlaşma' olması ciddi bir talihsizliktir" görüşü ise dayanaktan ve ciddiyetten yoksundur. TURK-İŞ, 1990 çalışma plan ve programını 15. Genel Kunıl'- da beliıienen görüş ve ilkeler doğruttusunda tespit çalışmalannı sürdûrürken, "toplumsal anlaşma'' gibi bir görüşü ortaya atma- mış, sadece Cumhurbaşkanı'nın mesajına karşılık konuya ilişkin sorular tarafımdan kısaca cevaplandınlmıştır. Kendi yorumunuzla bunu Yönetim Kurulumuzun ilk gündem maddesi gibi okurlannıza yansıtmak istemenizi üzüntû ile karşt- ladım. Hiçkuşku yok ki; böylesine sımrh bir olayı, "toplumsal anlaşma" yapılmış gibi yorumlamaya devam ederek TURK-İŞ yönetimini hedef almanız ve yazınızı böyle bir varsayımla sürdürmeniz ayn bir talihsizliktir. TÛRK-İŞ'in hedefleri bellidir. ÛcreOerin enflasyon karşısındaki kayıplannın gtderilmesi bu he- deflerden sadece birisidir. Anayasa ve yasalardan kaynaklanan hür sendikacılık önûn- deki engellerin kaldınlması temel hak ve özgürlüklerin tanınma- sından tutunuz da işsizlik sorununa kadar TÜRK-İŞ tüm ulusal sorunlar karşısında hassasiyetini ve karartılığını sürdümrektedfr. Hedeflerini bir bûtün olarak degerlendirmekte ve hiçbir konu- da taviz vermeyi asla düşünmemektedir. Sizin gibi, işçi sorunlanyla yakından ilgilenen ve zaman zaman sendikal çalışmalara ışık tutacak nitelikte önerilerde bulunan bir köşe yazannın; kişisel duygulannın etkisi altında kalmadan ve TÜRK-İŞ Genel Kurulu öncesi kalemiyle ifade ettiğı beklentileri- nin gerçekleşmemiş olmasından etkilenmeden işçi hareketinın so- runlannın çözümünde katkılanna devam edecegine olan inanct- mı belirtir, bu açıklamamın sütunlannızda yer alacağı umudu ile saygılar sunanm." ŞEVKET YILMAZ TÜRK-İŞ Genel Başkanı Sayın Şevket Yılmaz başkanlığında, bu kez dengelerin de- ğil, sağ rttifakın desteğinde oluşan yeni Türk-İş yonetiminin, eğt- limleri hakkında ipuçları elde etmek amacı ile yukarıdaki açık- lamayı satır aralarını da anlamaya çalışarak dikkatle okuduk. Geçen hafta "Uzlaşma" yazısını yazdığımız noktadan ileriye bir bilgi edinemediğimizi gördük. Sayın Yılmaz, "enflasyonun al- tında kalan ücretlerın yukarıya çekilmesi" önkoşullarının oldu- ğundan öte, "toplumsal uzlaşma" üzerinde ne düşündükleri- ne ilişkin bir şey söylememeye sanki özen göstermişler. İşveren kesiminin sözcülerinden istanbul Sanayi Odası Baş- kanı'nın bu konuda daha açık olduğunu söyleyebiliriz. Memduh Hacıoğlu, enflasyon gündemli toplumsal uzlaşmada ücretlileri taraf görmemiş: "Ücretli en zor durumda olan kesimdir. Ondan fazla bir şey beklememek gerekir. Ücret artışlarının enflasyonu körüklediği görüşüne da katılmıyorum" diyebilmiştir. Muhale- fet partileri ise Sayın Özal'ın yinelediği "toplumsal uzlaşma" çağrısına karşı olduklannı net bir tavırla ortaya koymuşlardır. Sayın Yılmaz, "Uzlaşma" başlıklı yorumda yer alan, "Çoğun- luk taban desteğinden, tabandaki değişimden çok uzak, tıpkı ANAP iktidan gibi kitleleri temsil etmeyen Türk-lş yonetiminin, böyle bir uzlaşmaya değil 'evet' demesi, eğilim duyması dahi ayrıca bir talihsizlik olabilir" cümleleri ile ifade edilen kaygımızı giderecek bir yanıt vermiş değiller. Türk-iş'in yeni yonetiminin, destek verilecek ya da yetersiz bulunup eleştirilecek henüz hiçbir çalışması söz konusu değii- dir. Genel Kurul sonrası üçüncü hafta yarılanmıştır. Genel Ku- rul karartarı ya da güncel işçi sorunları ile ilgili eyleme, iş yapıl- masına ilişkin, şimdilik sadece "ön hazırlıklardan" söz edilmek- tedir. Ancak ortada bilinen somut bir hazırlık çalışması da yok- tur. Başkanlar Kuıulu toplanmamıştır. Yasalarda istenecek değişikliklerin saptanması gündemi ile hukukçular bir toplantıya çağrılmıştır. Türk-İş yonetimi açısın- dan talihsiz bir yaklaşımla, anayasa değışikliği gündeme gel- meden yasalarda yapılabilecek değişikliklerin saptanması isten- mişttr. 07sa 1984 yılından bu yana Sayın Şevket Yılmaz baş- kanlığındaki Türk-İş'in, Türk kamuoyuna deklere edilmiş görü- şü, "Anayasanın sendikal hak ve özgürlüklerin gaspı konusun- da temel sorun olduğu ve anayasada köklü değişım olmadan yapılacak yüzeysel değişıkliklere Türk-İş'in razı olmadığı" yo- lundadır. Türk-İş yonetimi aslında bu dönemlerde de kamuoyuna du- yurmadan, Çalışma Bakanlığı ile özel ilişkiler içinde, anayasa değişikliği gündeme gelmeksizin, yasalarda daha çok sendika- cının sorunlarını çözme ağırlıklı, bazı konularda sendikal hak ve özgürlüklerle de çelişen yasa görüşleri vermiştir. ANAP iktida- rının çalışma bakanlan da Türk-İş'e kızdıklannda, zorlandıkla- rında, hep bu kapı arkalannda verilen yasa önerüerini Türk-İş aleyhine kullanmışlardır. Sayın Yılmaz, Uluslararası Çalışma ör- gütü ILO'da Türkiye tarnşılırken, hükümet sözcüsünün Türk-İş'in bu zaafını nasıl Türk-İş'e karşı kötüye kullandığını, zor durum- da kalmanın sıkıntısını unutmuş olamaz. Neyse ki bize ulaşan bilgilere göre hukukçuların toplantısın- da sendikaları temsil eden hukukçular, anayasasız yasa deği- şikliği önerileri görüşüne karşı çıkmışlar. Anayasayı da içine ala- cak biçimde önerilerin belirlenmesi, Türk-İş'in sonuçta "takdir" hakkını kullanması koşulu ile benimsenmiş. Doğrusu biz, ana- yasa ve yasalarda değişiklik önerileri saptama gündemli bir hu- kukçular toplantısının ve hukukçulara aylar sürebilecek bir ça- lışma için görev verilmesinin amacını da hiç anlayamadık. Türk-İş'in anayasa ve yasalarda sendikal hak ve özgürlükle- rin kullanılabilmesi için zorunlu değişıkliklere ilişkin gerçekten ciddi ve çok uzun zaman alan çalışmaları vardı. Hazırlanan dos- yalar birçok kez ANAP hükümetlerine, parlamentoya, muhale- fet partilerine ve ilgili olabilecek herkese ulaştırılmıştı. ANAP hü- kümetlerinin işçi haklarına yönelik bu istemier doğrultusunda bugüne kadar hiçbir icraatı olmadı. Anayasa ve yasalar olduğu gibi duruyor. Hukukçular yeniden neyin çalışmasını yapacak? Amerika bir daha mı keşfedilecek? Yoksa Türk-İş'te kendi ça- lışmalarının dosyaları tükendi mi? Eğer öyle ise bize daha ön- ce bilgi olsun diye gönderdiklerinden birer adet fotokopi ulaştı- rabiiiriz. Sendikalarda sayısız görev üstlenmiş hukukçuların za- manı boşa alınmamış olur. Saygılarımızla. FAXÇOK HIZLI ÇOK FARKLI 16' 220e« 132 87 6' AN* 136 39 65» '37 25 65 İZM ; Seçkin bir ekonomi gazefesinin satış servisinde parr-time çalışmak üzere kültürlü, insan ilişkilerinde başanlı lise ve üniversite öğrencisi elemanlar anyoruz!... Eğer Hçıleniyorsanız 5)9 29 55/3 Hat -526 10 50'den Murat Aktaş'ı arayınız
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear