Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET/8 21 NtSAN 1984 KAR FRVF nF.VltII,ENI,Elt. HIFZ1 TOPUZ ANKAR A NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Uganda Kralı Mutesa, şampanya ile zehirlenerek öidürülmüş r KRALIN KIZI ANLATIYOR: Ben ufak bir ameliyat geçirdiğim için hastanedeydim. Bir gece Obote sarayı kuşatmış. Muhafızlar karşı koymuşlar. Çarpışmalar olmuş. Askerler muhafızları öldürerek saraya girmişler. Babam bu sırada arka bahçeden kaçmış. Annem, kardeşlerim ve amcam teslim olmuşlar. Annem köpeğinden ayrılmak istememiş, köpeği de tutuklamışlar. 1969'da bir gün babamın doğum günüydü. Bir îngiliz arkadaşı bunu kutlamak için evinde bir parti düzenlemiş. Babamın dostlarını ve Ugandalı bazı eski bakanlan da çağırmış. Ziyafette şampanya içilmiş. Meğer Uganda'dan gelenierden biri babamın bardağına zehir koymuş. Babam hastalandı, komaya girdi, erKrala sigortaiarda iş tesi gün de öldil bulunuyor Cin var mı, yok mu?... Hafta başında Ankara'da, Milli Eğitim Bakanlığı'da, "Başöğretmen Atatürk" salonunda önemli bir toplantı başlamıştı; toplantının konusu "yaygın eğitim"d\. Bakanlıklardan, üniversitelerden, çeşitli koruluşlardan yetkili kişiler toplantıya gelmislerdi. Diyanet işleri'nden gelen Dr. Abdulbaki Keskin, TV'dekı bazı yayınlardan yakınıyordu, özetle şöyle dedi: Efendim, televizyonda "uykudan önce" sırasında gösterilen çizgi filmlerde "cin peri filan yok!" deniyor. Peri evet yoktur, ama cin vardır. Bunun Kuran'da da yeri var... Cin vardı, yoktu tartışması başladı. Milli Eğitim Bakanlığı'ndan gelenlerden General Osman Feyzoğlu, Keskin'e karşılık verdi: O cin dediğiniz mikroptur, mikrop vardır! Toplantılardan birinde, eğıtimci Rauf İnan, Kuran'nın Türkçe okunması gerektiğini söyledi, "Türkçe okunmalıdır, o zaman anlaşılır" diye ekledi. Kuran'da buna ilişkin ayetler bulunduğunu bildırerek örnekler verdi. Biri şöyleydi: "Biz bu Kuran'ı Arapça indirdik ki, anlayasınız, düşünesiniz..." Rauf İnan, bu düşüncelerini birkaç yıl önce Cumhuriyet'te yayımlamış, açıklamıştı. Kuran'ı anlamadan Arapça okumanm bir yararı yoktu. Rauf İnan'a, Diyanet İşleri'nden gelen Abdulbaki Keskin karşı çıktı: Kuran Türkçeye çevrilip, Türkçe okunmaz, Kuran Arapça değil, "flap"çadır Rap, "Tann" demek olduğuna göre, Tann'nın kendi dilıyle söylenmişti. Osman Feyzoğlu, Diyanet İşlerı temsilcisine: Bak ne güzel konuşuyorsun, ben seni anlıyorum. Tanrının ne dediğinı de anlasam olmaz mı? diye sordu. Yaygın eğitim konusu da tartışıldı toplantıda elbette, buraya Eskişehir Anadolu Üniversitesi'nden Inal Cem Aşkun gelmişti, o orada bulunanlara. "yaygın eğ'tîim" konusunu enine boyuna anlattı. Belki bir başka "Ankara Notlan"nda buna da değinirim... Geçtiğimiz günlerde, Mecliste Diyanet İsjeri'yte ilgili bir sözlü soru nedeniyle tartışmalar oldu. Bahriye Üçok'un sözlü sorusu bunun üzerineydi. Üçok, Diyanet İşleri ile vakfı hakkında, Başbakanlık'ta bulunan soruşturma dosyasının ne plduğunu soruyordu. Toplantıda ANAP Miltetvekilleri, Bahriye Üçok'u konuşturmadılar. Bu, günlerdir kafamı kurcaladı, daha önce de bir "Ankara Notlan"nda bu soruşturma olayına değınmiştim. İçimden, Uğur Mum'cu'ya özenerek, belgeler araştırayım diye düşündüm. Bulduklanm karşısında gözlenm faltaşı gibi açıldı... Birkaç küçük örnek: "Diyanet" gazetesinde zaman zaman siyasalyazılar yayımlanmış, bu ortaya çıktı. Üst makamlann uyarılarına karşın siyasal ve ideolojik yayınlar sürüp gitmiş. Mayıs 1982 tarihli "Diyanet" gazetesi basıldıktan sonra, beş siyasal ve ideolojik yazının yer aldığı bu mesleki dergi toplatılmıştır. Beş adet siyasal nitelikli yazı çıkarılmış, yeniden basılmıştır. 13Haziran 1979günlü "Diyanet Takvimi" yaprağında: "Hilafet bu millete ilahi bir emanet olarak tevdi edilmiştir" deniliyor. 27 Eylül 1980 tarihli "Diyanet Takvimi" yaprağında: "Kadınların tahsil görmesinin fuhuşa vesile olup olmayacağı" tartışılıyor. Ve "Okumayazmanın fuhuşa vesile olacağı iddiasının doğru taraflan vardır" deniliyor. 1 Haziran 1980 gününü taşıyan "Diyanet Gazefes/"nde, "Köyde bulunan önder" konulu yazıda "Öğretmenin köyde lider olma şansı zayrflamıştır. Öğretmen devletçe sağlanan bazı imkânlara rağmen muvaffak olamamıştır. Üzülerek ifade etmek durumundayız kı, son yılların bazı talihsizlikleri öğretmeni yıpratmıştır. Bu bakımdan köy imamının liderliğine tekrar dönülmelidir" tümceleri yer alıyor. Başbakan Yardımcılığı'nın 30 Kasım 1982 günlü üst makama gönderilen bir yazısında, şöyle deniyor: "Başkanlık adına yayınlanan" Diyanet Gazetesi" ve her yıl bastırılan takvimler ve diğer yayınların incelenmesi gereklidir. Bu konuda dosyada mevcut belgelere göre Atatürk inkılapları ve laiklik aleyhine çeşitli görüş ve davranışlar saptanmış bulunmaktadır..." Belgeleri okudukça ıçime bir karanlık çöküyordu. 17 Nisan Köy Enstıtüleri'nın kuruluş günü toplantısında içim açıldı. Ankara'da Sanat Kurumu'nda yapılan toplantıya, Rauf İnan, TalipApaydın, Abdullah Özkücür, Atalay Yörükoglu, Fethı Esendal konuşmacı olarak katılmışlardır. Toplantıyı "Öğretmen Dünyası" adına Ayhan Sarıhan yönetiyordu. Köy Enstitüleri'nde demokratik eğitim, bir başka deyışle "kişilik eğitimi" uzun uzun konuşuldu. Bu kurumların kuruluş amaçı, köyün ve köylünün canlandırılıp, bılinçlendırilmesiydi. Rauf İnan bir ara, Köy Enstitüleri'nde, örneğin Çifteler Köy Enstitüsü'nün girişinde Atatürk'ün Türk köylüsü ile ilgili şu sözlerinin yazılı olduğunu bildirdi. Bu, Atatürk'ün 1 Mart 1922'de Meclis açış söylevinden alınmıştı. Sadeleştirilmiş biçimi şöyleydi: "... Gerçekten yediyüzyıldırcihanın çeşitlibölgelerine göndererek kanlannı akıttığımız, kemiklerini yabancı topraklarda bh raktığımız ve yedi yüz yıldan beri emeklerini ellerinden alıp, saçıp savurduğumuz ve buna karşılık sürgıt onur kırma, aşağılama ve kötüleme (tahkir ve terzil) ile karşıladığımız ve bunca özveriliklerine ve iyiliklerine karşı iyilik bilmezlik, küstahlık, zorbalıkla uşak kertesine indirmek istediğimiz bu özsahıbin önünde bugün tam utanç ve saygı ile gerçek durumumuzu alalım... ... Demiştim ki, bu yurdun özsahibi ve toplumumuzun temel öğesı köylüdür. Işte bu köylüdür ki, bugüne dek eğitim ve öğretim ışığından (nuru maariften) yoksun bırakılmıştır. Bunun için bizim izleyeceğimiz eğitim ve öğretim sıyasas.nın temeli ilk önce var olan bılmezhği (cehli) gidermektir..." Çoğunluğunu gençlerın oluşturduğu salon, alkıştan çınlıyordu. Köy Enstitüleri'nde okumuş olanlar ak saçlarıyla göze çarpıyorfardı... pışmalar olmuş. Askerler muhafızları öldürerek saraya girmişler. Babam bu sırada arka bahçeden kaçmış. Annem, kardeşlerim ve amcam teslim olmuşlar. Hiç unutmam, annem köpeğinden ayrılmak istememiş. Kopeği de tutuklamışlar. Askerler amcamı babam sanıp yakalamışlar. Ancak bir hafta sonra amcamın babam olmadığı anlaşılmış. Babam ise, Victoria Gölü'nü kıyıdan izleyerek Tanzania'ya geçmiş. Orada iki gün kaldıktan sonra bir uçağa binerek Londra'ya gitmiş. Biz, babamız öldüruldu diye günlerce ağlaştık. Babamın Londra'ya kaçtığı anlaşılınca, amcamı koyverdiler. Bizi de bıraktılar; Londra'ya gittik. 4 Xm.gnes Nabaloga ile geçen a> Paris'te UNESCO'da karşılaştık. 2830 yaşlarında ince ve guzel bir Afrikahydı. Çok iyi Fransızca ve Ingilizce biliyordu. Babanız Uganda'da bakanlık etmiş, diyecek oldum. Hayır dedi, babam bakan değil, devlet başkanıydı. Siz kimin kızıstnız öylejse? İdi Amin'in değil. Milton Obote'nin de degil.. Evet, değil. Öyleyse siz Kral Ikinci Mutesa'nın kızısımz. Evet. Hiç aklıma gelmezdi. Ben babanızı 1964'te Kampala'da bir törende görmiıştum. Kraldı o zamanlar. Vanında Başbakan Milton Obote vardı. İri varı bir subay geliyordu peşlerinden. Meğer o da Sdi Amin'miş. Nereden nereye? Ben sizin sarayınızı da gezmiştim. Babamzın tahtını anımsıyorum. Yerde leopar postlan vardı... Evet, doğru. Ben 1012 yaşındaydım. Sarayı yaktılar. Bende sarayın bir resmi bile yok. KRAL n. MUTESA IC4BAK.4 L'ganda'nm eski kraiı, kmüçeyi baldmyia değiştirdi, ama kendisi değiftirümekten kurtarüamadı. Hiçbir şey kalmadı!. Ben Uganda gezisi anılannı o >ıl Cumhuriyel'te "Çıplak Afrika" diye yayınlamıştım. Babamzın resmini basmıştık. Tahtın da resmini çekmiştim. Ne olur, onları bana gönderir misiniz? Elbette, İstanbul'a döner dönmez. Annem ve kardeşlerim ne çok sevinecekler. Babamı artık Afrikalılar bile tanımıyor. Siz babamı görmuşsünuz.. Heyecanlanıyorum. Babanız genç ve >akı$ıklı bir kraldı. Gordüğüm zaman, 40 yaşlanndaydı galiba. Üzerinde lacivert bir blazer vardı. Babanızı Milton Obote devirdi 1966'da. Siz o sırada Kampala'da mıydınız? Nasıl oldu? Anlatsanıza. Babamı Ingilizler 1953'te Londra'ya surmuşler. İki yıl orada kalmışız. 1955'te Kampala'yadönduk. Babam, 1939'da 15 yaşında kral olmuş. Ama o zaman Ingilizler bir kral naibi atamışlar. Ülkeyi Îngiliz valisi yönetmiş. Babam hanedanın 53'üncu kralıydı. Hanedanın köku on altıncı yuzyila kadar gider. Atalanmızın buraya Nil IrmağYnın güneyine duşen bölgelerden gelip yerleştiklerini biliyoruz. Bugunkü Uganda'nın bulunduğu topraklarda o zamanlar çeşitü kabileler yaşıyormuş. Bunlann en önemlısi Baganda etnik topluluğudur. Baganda'lann yaşadığı bolgeye Buganda denir. Bagandalar, Lugandaca konuşurlar. Uganda sözcüğunü de Ingilizler uydurmuşlardır. Şöyle bir tekerleme vardır: "Uganda'nın Buganda bolgesinde Baganda halkı yaşar. Bunlar Lugandaca konuşurlar." Baganda halkının kralına da Kabaka denir. Bugün Uganda'da halkın yarısı Bagandalardan oluşur. Yani, 6 milyor.c yakın Baganda vardır. Bagandalar Arapların etkisiyle on sekizinci yuzyılda Müsluman olmuşlardır. Ingilizler de buraya ilk olarak 1862'degirmişlerdir. Babanızla Ingilizler arasındaki anlaşmazlık nasıl başlamış; bilivor musunuz? Ikinci Dunya savaşı'ndan sonra somürgelerde bağımsızhk akımları gelişmce, babam da Uganda'nın bağımsızlığını istemiş ve bağımsızhk tarihinin Lukiko denen meclisce saptanmasını onermiş. Babam, Uganda'nın Kenya ve Tanganyika ile birlikte federal bir devlet olmasına da karşı çıkmış. Ingilizler buna yanaşmamışlar. Babam her zaman Uganda'nın bütünluğunü ve bağımsızlığını savunmuştur. Çunku Uganda bütün tarihi boyunca kendi sınırlan içinde kapalı kalmış bir ülkedir. Araplar bugunkü Tanzania'ya kadar geldikleri halde, Uganda'ya girememişlerdir. Babam Uganda'nın Kenya ve Tanganyika ile birleşmesine karşıydı. Onun başka bir tasarısı vardı. Uganda'nın kendi sınırlan içinde federal bir devlet olarak kurulmasını öneriyordu. Babam sadece Buganda kraSUDAN . J ^ DENETLEME KURULU RAPORU 1.1.198331.12.1983 DÖNEMİ FÎNSAN SINAÎ VE TİCARİ YATIRIMLAR A.Ş. GENEL KURULU'NA Ortaklığın Finsan Sınaı ve Ticari Yatırımlar A.Ş. lstanbul Unvanı lstanbul Merkezi Sermayesi 870.OO0.00Or TL. Faliyet konusu Sınai ve ticari yatırımlar. Denetçi veya denetçilerin adı ve görev süreleri, ortak olup olmaAv. Esat BerksanZ. Fehrai özalp. 1 yıl. Şirkete ortak değildirler. dıklan Katılınan Yöneüm Kurulu ve yapılan Denetleme Kurulu toplanuları Yönetım Kurulu toplantılanna katılınmamış, dört kez denetleme kurulu sayısı toplantısı yapılmıştır. Ortaklık hesapları, defter ve belgelen üzerinde yapılan inceleme Ortaklıkta nisan, teramuz, ekim ve aralık 1983 aylarında yapılan incelenin kapsanu, hangı tarihlerde inceleme yapıldığı ve vanlan sonuç melerde, defter ve kayıtların zamanında, doğru ve yasalara uygun biçimde tutulup işlendiği, yönetıme ilişkin kararlann usulune uygun tutulan karar defterine geçirildiği görülmuştür. TT.ICnun 353'ncü maddesinin l'nci fıkrasımn 3 numaralı bendi gereğince ortaklık veznesinde yapılan sayımların sayısı ve sonuçlan: Dört kez kasa sayımı yapılmış ve fîili kasa mevcudunun kayıtlara uygunluğu saptanmıştır. TT.Kînun 353'ncü maddesinin l'nci fıkrasımn 4 numaralı bendi gereğince inceleme tarıhlerı ve sonuçları : Ay sonlan itibarıyla yapılan denetimlerde fiili durumun kayıtlara uygun olduğu görülmustür. Intikal eden şikâyet ve yolsuzluklar ve bunlar hakkında yapılan ışlemler : Denetleme Kurulu'na herhangi bir konuda şikâyet intikal etmemişfir. Finsan Sınai ve Ticari Yatınmlar A.ŞMın 1.1.198331.12.1983 dönemi hesap ve işlemlerini T. Ticaret Kanunu, ortaklığın esas sözleşmesi ve diğer mevzuat ile genel kabul görmüş muhasebe ilke ve standartlanna göre incelemiş bulunmaktayız. Görüşümüze göre içeriğim benimsediğimiz eklı 31.12.1983 tarihi itibarıyla duzenlenmiş bılanço ortaklığın anılan tarihteki gerçek mali durumunu, 1.1.198331.12.1983 dönemine ait kârzarar tablosu anılan döneme aıt gerçek faaliyet sonuçlarını yansıtmaktadır. Bilançonun ve kârzarar cetvelinin onaylanmasım ve Yönetım Kurulu'nun aklanmasını oylannıza arz ederiz. DENETLEME KURULU AY. ESAT BERKSAN Z. FEHMİ ÖZALP 'abanızın Londra'da çok sıkıntı çektiğini okumuştum. Evet, babamın ne bankalarda parası vardı, ne de altınları, mücevherleri. Hiçbir yerden beş para gelirimiz yoktu. Eski dostları babama yardım ettiler. Sonra sosyal yardım kurulunda kendisıne ufak bir iş buldular. Orada çalıştı. Anılannı da yazdı. Babanız İngilizlerin lganda'daki çıkarlanna pek dokunmamıştı. İngiliz düşmanlığı ondan sonra başladı. Hele İdi Amin'in zamanında bütün İngiliz işletmelerine el kovdular. Elli bine yakın Hintli ve Pakistanlı yurt dışına çıkarıldı. İdi Amin'e karşı koyduklan öne surülen seksen bin Ugandalı oldurıildıi. Bunlar hep babanızdan sonra oldu. Babanız çok genç öldü değil mi? Evet, 46 yaşındaydı. 1969'da bir gun babamın doğum günuydü. Bir tngiliz arkadaşı bunu kutlamak için evinde bir parti düzenlemiş. Babamın dostlarını ve Ugandalı bazı eski bakanlan da çağırmış. Ziyafette şampanya içilmiş. Meğer Uganda'dan gelenlerden biri babamın bardağına zehir koymuş. Babam hastalandı, komaya girdi, ertesi gun de öldü. Zehiri koyan adam Amerika'ya kaçmış, yakalanmadı. Bu işi Obote'nin düzenlediği kanısına vardık. Siz ne yaptınız sonra? Annem beni Nairobi'ye gönderdi. Bir sure orada kaldım. Obote 1971'de Commonwealth başbakanlar toplantısı için Singapur'a gitmişti. tdi Amin bundan yararlanarak kendisini devirdi ve Devlet Başkanı oldu. Yeni Devlet Başkanı, Bagandaların sempatisini kazanmak için, babamın cesedinin küllerini Kampala'ya getirtti. Bizi de çağır B. Kimliöi \ Başkent: Kampala Nüfus: 14.000.000 Yüzölçümü 240.000 km' Dil: Ingilizce (resmi dil), Luganda'ca, Swahili. Din: Katolik %60, Müsluman %I0, Animist %30 ve Protestan Para birirai: Uganda Şilingi Bağımsızhk tarihi: 9 Ekim 1962 Devlet Başkanı: Milton Obote Kişi başına ulusal gelir: 300 $ (Dunyada 144'uncu) Başlıca iiretim: Kahve (160.000 ton), çay (15.000 ton), pamuk (25.000 ton), susam (44.000 ton), yerfısıığı (200.000 ton), darı (450.000 ton), tütun, bakır. dı. tdi Amin bizim için bir akşam yemeği duzenledi. Kendisini topu topu bir buçuk saat gördum. Ben Londra'ya döndüm, annem Kampala'da kaldı. Hâlâ orada gozaltında yaşıyor. Biliyorsunuz. birkaç yıl sonra İdi Amin de devrildi, Obote yeniden Devlet Başkanı oldu. Bana Fransızlar bir burs verdiler, eğitimimi Fransa'da tamamladım. Kardeşleriniz ne oldu? Bir erkek kardeşim var. 24 yaşında. Londra'da hukuk okuyor. Kendisini Uganda'ya sokmuyorlar. Ama bir gün girecek elbette. Herkes ona siyasal bir kişi gozüyle bakıyor. Ama kardeşimin politikaya atılmaya hiç niyeti yok. Belki de ileride Zimbabwe'ye yerleşir. Kızkardeşlerim de var; biri Kampala'da, biri de Amerika'da. Uganda'da çocukluk yıllannızdan neler anımsıyorsunuz? Çok az şey. Sarayda hemen hemen kapah ya^ıyorduk. Hiç arkadaşım yoktu. Uganda'yı da pek tanıyamadım. Ben, 1964'te Kampala'da bir parka gitmiştim. Orada çok güzel bir leopar yavrusu vardı. Çocuklarla oynu>ordu.. Evet ben de biliyorunı, herkes bayılırdı o hayvana. Sonra babam onu vurdu! Beş altı yaşlannda bir çocuk hayvanı çok kızdırmış, o da çocuğun bacağını kapmış, çocuk ertesi gün öldü. Halkın gözü dönmuştu, hayvanı parçalayacaklardı. Babam da hayvana eziyet edilmesin diye onu vurdu. Çok uzulmuştük. \ UGANDA 7 Kampala J.n,«, • FİNSAN SINAİ VE TİCARİ ^ATIRIMLAR A.Ş. 31J2.1983 TARİHLİ BİLANÇO (1.000^ TL.) AKTİF I. DÖNEN VARL1KLAR A. HAZIR DEĞERLER 1. Kasa 2. Bankalar B. KISA VADELİ ALACAKLAR 1. Senetsiz alacaklar C. DIÖER DONEN VARL1KLAR 1. Pesın ödenen gıderler 11. DURAN VARLIKLAR A. İŞTİRAKLER (NET) 1. Iştırakler 2. lşt. taah. borçlar 3. Net iştirak III. DİĞER VARLIKLAR A. YEDEK AKÇELER STOPAJI AKTİF TOPLAMI 1 2 3 4 5 t *.:iO".' f PASİF 2.685 2.68S 295.000 1.062 870.000 21.803 4.872 41.483 848.197 46.355 29.062 1.164.237 296.062 36 8.470 3 2.873 1.238.449 85.980 1.152.469 8.506 11.382 3 2,873 1.152.469 1.152.469 386 386 1.164.237 I.KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR A. DİĞER KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR II.ORTA VE UZUN VADELİ YABANCI KAYNAK A. TEDAVÜLDEKİ TAHVİLLER B. DİGER YABANCI KAYNAKLAR III.ÖZ KAYNAKLAR A. ÖDENMİŞ SERMAYE 1. Nominal sermaye 2. Ödenmiş sermaye B. YEDEK AKÇELER 1. Kanuni yedek akçeler 2. Olağanustü yedek akçeler C. DÖNEM ZARARI PASİF TOPLAMI 865.490 lıydı. Uganda'daki oteki etnik grupların da kendi başkanları, şefleri vardı. Babam bu etnik gruplardan oluşan federal bir Uganda devletinin kurulmasından yanaydı. Ingilizler bunu kabul etmeyince, Bagandalar direnişe geçtiler. Bunun üzerine babam, sürgune gonderildi. Ama, sonra ne oldu? tngilizler babamın önerisini kabul ettiler. tki yıl sonra babam Kampala'ya döndu. Ondan sonra da Uganda'da partiler kuruldu ve seçimler yapıldı. Hangi partiler kuruldu o dönemde? SORULARI/SORU1NLARI YILIVIAZ 3İPAL "Şimdi ise d u r u m değişti" SORU Oğlum sigortalı işçi olarak çalışmakta iken 1978 yılında bir iş kazası sonucu hayatını kavbetti. Geriye ben, eşi ve ölen birinci eşinden bir kızı kaldık. Eşine >e kızma ihti>arlık sigortasından ve kaza sigortasından maaş bağlandı. O zaman bana bağlanmadı. Şimdi ise durum değişti. Kalan bir kızı, bir yıl once evlendi. Böylece maaş alan başka çocuğu olmadığından gereken belge ve evraklan tamamlayarak kuruma başvıırdum. Bu başvuruma kunımca bir yanıt verilmedi. Ben 78 >aşındayım ve başka gelirim de yok. Oğlumdan bana SSK tarafından maaş bağlanmaz mı? N.Ç. BANDIRMA YANIT Sosyal Sigortalar Yasası uyannca, "sigortalının ölümü tarihinde eşine ve çocuklarına bağlanması gereken aylıkların toplamı, sigortalıya ait olan ayhktan aşağı olursa artanı, geçiminin sigortalı tarafından sağlandığı belgelenen ana ve babasına aylık olarak \erilir." Yasa, sigortalının olümü tarihinde, ana ile babanın aylığa hak kazanmış olması gerektiği koşulunu koymuştur. Bu durumun daha sonra değışmesi sonucu etküememektedir. Buna ilişkin, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nce 21.11.1974 gun ve 5423 esas, 6725 karar sayılı ilamıyla onaylanan, Tavşanlı Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (İş) 6.9.1974 tarih, 1425 esas ve 254 kararının özeti: "Olüm tarihinde aylık bağlanma hakkını kazanmamış olan ana ve babanın sonradan koşulları bulunsa bile kendilerine aylık bağlanmasını isteyemeyecekleri" yönundedir. ÇALIŞANLARIN Bağımsızhk "nce iki buyük parti vardı: Demokraiik Parti ve Milton Obote'nin kurduğu Uganda Peoples Congress (UPC). 1961'de Lukiko meclisinde çoğunlukta olan Buganda'lı temsilciler, Kabaka Yekka (Tek Kral) adlı bir parti kurdular. 1962 şubatında düzenlenen seçimleri bu parti kazandı. Milton Obote bunun üzerine babamla işbirliğine yöneldi. 9 Ekim 1962de Uganda bağımsızlığa kavuşunca, babam Devlet Başkanı oldu, Milton Obote de başbakan. Ama, babamla başbakan arasında her konuda anlaşmazlık çıkıyordu. Obote babamın bir darbe hazırladığını one surerek, kendisini Devlet Başkanlığı'ndan uzaklaştırmaya kalktı. Kendini Devlet Başkanı ilan etti. Babam Birleşmiş Milletler'e başvurdu, ama bir sonuç alamadı. Bütun bu işlero kadar çabuk oldu ki, biz hiçbir şey anlayamadık. Ben ufak bir ameliyat geçiıdiğim için hastanedeydim. Bir gece Obote sarayı kuşatmış. Muhafızlar karşı koymuşlar. Çar Nominal sermaye 87O.0O0.OO0r TLÎdır Aktif değerler üzerinde ipotek bulunmayıp temınat da gösterilmemiştir. Aktıf değerlerin sıgortası yoktur. Alacaklar için ipotek veya teminat alınmamıştır. Pasifte yer almayan taahhütlerimiz mevcut değildir. FİNSAN SEVAİ VE TİCARİ YAITOIMLAR A.Ş. 1.1.198331.12.1983 DÖNEMİ (LOOCKTL.) I.BRÜT SATIŞ HAS1LATI II.HASILATTAN İNDİRIMLER III.NET SATIŞ HASILATI IV.SATILAN MAL MALİYETI V.SATIŞ VERGlLERİ VE GIDERLERİ VI.BRÜT SATIŞ KÂR VE ZARARI VIl.UfclNfcL YUNtllM UIUfcKLtKl VIII.İŞLETME KÂR VE ZARARI IX.IŞLETME DIŞ1 KÂR VE ZARAR 1. Iştiraklerde kâr payı 2. tşletme dışı dığer kârlar X.FİNANSMAN GİDERLERİ 1. Tedavuldeki tahviller 2. Dığer finansman gıderleri XI.VERGİDEN ÖNCEKİ KÂR VE ZARAR XII.ÖDENECEK VERGİLER XIII.DÖNEM KÂR VE ZARARI Basın: 4586 () () 124.657 24.807 149.464 132.750 1.328 134.078 44.448 44.448 149.464 Değerli varlığımız Avukat () 134.078 () () 29.062 29.062 YARIN: Kara Afrika'nın en biiyük liderierinden biri: CABRAL m ^ ^1 * k MÜDRİKE TANKUT'u AİLESI aramızdan ayrılışının 1. yılında. acımız eksilmeden, gonul dolusu sevgi ve ratımetle anıyoruz.