22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 NİSAN 1984 * * • * HABERLERİN DEVAMI CVMHURtYET/11 Ozetle THY zammı Türk Hava Yoüan 'nın iç hat yolcu ucretlerine yaptığı zamlı uygulamaya bugün başlanacak. Yeni tarife çerçevesinde en düşük fiyat VanDiyarbakır arası 4 bin lira, en yüksek ücret ise 16 bin 500 lira ile îstanbul Adana ve htanbul Gaziantep arasın Ifeditepe (Baştarafi 1. Sayfada) da. Çocuk Haftası 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle kabul edilen Çocuk Haftası süresince mağazalarda hediyeli ve ikramiyeli satış yapddığı bildirildi. İstanbul Ticaret Odası'ndan yapılan açıklamada, 16 nisanda başlayan ve 27nisana kadar devam edecek hafta süresince, çocuklara yönelik mamuller satan çok sayıda mağazanın kampanyaya katdmak için başvuruda bulunduklan belirtiidi. "Tufandan Önce" bölümünde yer alan şiirleriyle armağanı Necati Cumalı'ya vermeyi kararlaştırdı. 30. yılını dolduran Yeditepe Şiir Armağanı'nın plaketi özel bir törenle Cumalı'ya verilecek. 1921 yılmda doğan Necati Cumalı, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Bir süre İzmir'de ve Urla'da avukatltk yaptı. Daha sonra Istanbul'a yerleşti. llk şiiri 1939 yılında yayımlandı. 1955'ten sonra şiirin yaru sıra, öykü, tiyatro oyunu ve romanda da arka arkaya iırün verdi. Cumah'nın ikisi şiir, uçü tiyatro, biri öykü dalında olmak üzere daha önce kazanılmış altı ödülü var. Tııtuklular, 23 Nisan'da çocuklarıyla görüştürülecekler ISTA.NBt'L, (a.a.) Istanbul'daki askeri ceza ve tutukevlerinde bulunan sanıklar, Ulusal Egemenlik \e Çocuk Bayramı kutlamasının sürdurüleceği 23 Nisan pazartesi günu çocuklarıyla göruşebılecekler. 1. Ordu ve Sıkıvönetim Komutanlıgı, askeri ceza ve tutukevlerinde bulunan sanıkların zıyarete çıkışta "tek lipelbise" giymelen koşuluyla bayram günu çocuklarıyla göruşmelerine izin verdi. Öte yandan Mamak Askeri Ceza ve Tutukevi'nde bulunan tutuklu ve hukumluler de geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 23 Nisan'da aileleriyle açık göruşme yapabilecekler. Özal: Halkın anlayışına güveniyoruz {Baştarafi 1. Sayfada) tavsiye ettiği gibi fılancayla, falancayla ışbirliği yapma imkânını kullanırdık. Ben bunu hiçbir zaman duşunmedim. Ben bu neticenin çıkacağını o zamandan hissediyordum, ama kalkıp bunu soyleyemezdim o zaman. Başkalarının ">üzde 5 alamazsın" dediği bir devrede kalkıp "Biz iktidar olacagız" demenin bir manası da yoktu. Ama hadiselerin gidişinden, bizim çizgimizden, kader çizgimizden bazı şeyleri tahmin edebiliyorduk. Hatta benim zayıflamam bile bunun onemli şeylerinden biridir... Hızıriıklanndan... ÖZAL Hazırlık dıyemeyeceğim, Allah'ın bir lütfudur. Ben Amerika'ya özel olarak zayıflamak içın gitmedim, oğlumu. torunumu görmeye gittim. Tam donecekken orada ameliyat geçirmiş olan işadamı Asım Kocabıyık'a rastladım. Oradaki iki ünlü Türk doktoru benım resimlerime bakıp "mullaka bir problemi otmaU" demışler ona. Onun ısrarıyla programımı değiştirıp Houston'a, Ismet Karacan'ın laboratuvanna gittim. lyi çıkmadı durumumuz, bayağı anormal şeyler çıktı. Hatta bayağı koklu birtakım meseleler var gibi geldi onlara ve "Önce mullaka myıflayacaksiıı, sonra diğer meselelere bakacağız", dediler. Ben once bu işe hazırlıklı gelmedim, Turkiye'ye doneyim, tekrar gelirim dıye duşundüm, sonra kararımı verdim zaten çabuk karar veririm ben kalıyorum dedim. O sıkı rejime girdik birbuçuk ay %e sonunda yeniden muayene oldum. O baştaki arazlardan hiçbın kalmamış, "bu olacak bir badise degil", dedi doktorlar. Bu Allah'ın bir hikmetidir.. Sayın Özal; sizin partinin gerek kunıhış gerekçesi gerekse prognunında ve 6 Kasım seçimleri oncesinde surdurduğü kampanyada ekonomi unsunı çok ağır bastı. Galiba Turkiye'de ilk defa bir siyasi parti ekonomi temeli uzerine inşa edili)ordu. Bu cesareti nasıl göslerrbildiniz? ÖZAL Şimdi orası da enteresan. Hatırlıyorum parti yeni kurulmuş, Financial Times'ın muhabiri David Tonge bana bazı sorular sormaya geldi ve dedi ki, "Siz kemer akma polittkası tatbik ettiniz,reyalmamz mümkun degildir." Bız de ona anlatmaya çalıştık, dedik ki bizimkı o manada kemer sıkma degıl. kemer değıl bel kopacaktı nerdeyse, bunu duzenlemektir. Bizim halkımız da bunu anlamıştır ve anlayacaktır. Bizim insanlarımızın seviyesi iyi aslında. Adam salt kendi menfaatini duşünmüyor ve onun ötesini düşunerek yapılanlan takdir edebvliyor. Birçok memleketlerde bu yoktur. Herkes yalnız kendi menfaatini duşünür ve toplum da muhtelif menfaat gruplarının dengelerine göre istikamet alır. Bizde de her grubun menfaatleri var, ona bir şey demiyorum, ama meselâ ben bir esnaf topluluğuna, "Size biraz yüklendik, ama siz orta direksiniz, orta direk biraz fazla yiık kaldırır diye j uklendik ", dedim ve alkışladılar, anlayışla karşıladılar beni. Belki bu konuda zorluğumuz daha ziyade yukan seviyeye doğru giderken var. Ama bizim en başarılı olarak yapabildiğimiz şey bütün toplum kesimlerine hitap edebilmemiz olmuştur. GOZLEM UĞUR MUMCU (Baştarafi 1. Sayfada) Doğramacı'nm başkanı olduğu vakıf. özel okul kuruyor ANKARA, (UBA) YÖK Başkanı thsan Doğramacı'nın başkanlığını yaptığı Hacettepe Vakfı, özel okul kurmak için hazırlanıyor. YÖK Başkanı Doğramacı, konuyla ilgili olarak UBA'ya yaptıSı açıklamada, özel okullara karşı olmadığını bildirdi. Doğramacı, kanunun özel okul kurma hakkını vakıflara da tanıdığını hatırlatarak şunlan söyledi: "Tum vakıflar gibi Hacettepe Vakfı da özel okul kurma hazırlığında. Henüz bir adım atmadık, ancak böyle bir şe\i diişüniiyonız." Incîrlîk anlaşması ABD'nin son tavrı (Baştarafi 1. Sayfada) lanmaktaydı. Dtin göruştuğümuz ABD'li yetkililer, anlaşmanın feshi yolunda ilk adımın hangi taraftan geldiği konusunda somut bir bilgi vermekten kaçındılar ve Dışişleri Bakanlıği tarafından yapılan açıklamaya atıfta bulunmakla yetindiler. ABD'li diplomatlar, bu çerçevede anlaşmaya ihtiyaç kalmadığı yolunda daha önceden karşılıklı bir görüş birliğinin oluşmuş olduğunu anlattılar. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri de, anlaşmanın feshi ile ilgili gelişmeler konusunda susmayı yeğlediler. Fesih işleminin zamanlaması hatırlatıldığında ise, Dışişleri, bunun Kıbrıs'la ilgili gelişmelerle iç içe geçmesini "lesaduf" olarak nitelendirdi. Buna karşılık diplomatik cevrelerde yapılan yorumlar, Ankara'nın bu konudaki süreci hızlandırarak Washington'a zimnen de olsa karşı bir ağı<hk hissettirdiği noktasında yoğunlaştı. ABD, Beyrut'taki askeri mevcudiyetinin en yoğun noktasma ulaştığı günlerde, geçen eylül ayında, Ankara'ya başvurarak lncirlik üssünden deniz piyadeleri için kolaylık istemişti. ABD'nin bu konudaki talebi Türk tarafınca tam üç kez geri çevrilmişti. Ancak daha sonra Arap ülkelerinin önemli bir bolumüntin Çokuluslu Güç'ün Beyrut'taki varlıgı konusunda sessiz kalmaları. Ankara'da belli kolaylıklar saglanabileceğı görüşünün agırUk kazanmasına yol açmıştı. TUrk tarafının bu konudaki isteksizliğinde lncirlik üzerinden ABD'ye sağlanacak kolaylıklann bir "ernsal" oluşturacağı duşüncesi de ağır basmıştı. Ancak ABD'nin Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nin ılanına gösterdiği tepkiyi yumuşatmak amacıyla Ankara da uzun süren isteksiz tutumunu yeniden ayarlama ve yumuşatma gereğı duydu. Sınırlı kolaylıklar anlaşması KKTC'nin ilanından (15 kasım) yaklaşık 12 gün kadar sonra imzalandı ve uzun bir sure gizli tutuldu. lncirlik ile ilgili anlaşmanın imzalanması nasıl KKTC ile ilgili gelişmelerle ortaya çıktıysa, feshi de yine KKTC'nin tanıma düzeyinin TürkAmerikan ilişkilerinde yarattığı sonı işaretleri ile birlikte son buldu. ABD DIŞtŞLERİ AÇIKLAMAS1 Bu arada, ABD Dışişleri Bakardığj öncekı gün bir açıklama yayınlayarak Turkiye ve Yunanistan'a yapılacak Amerikan yardımının Kıbns sorununun çözümünde ilerleme kaydedilmesine bağlanmaması inancında olduğunu belırtti. Açıklamada, "ABD yöaetimi surekli olarak Türkiye ve YunantsUn'a yardım yapılmaa istegimizin ulusal güvenlik ve hayati önemdeki NATO muttefiklerini güçln tuım» gereklerinr baglı olduğunu ifade elmiştir" denildi. ABD Dışişleri açıklamasında, Türkiye*nin KKTC ile büyükelçilik duzeyinde ılişkı kurmasının "şkktette kınaıtı " da yer verildı. Kaya Erdetri'in ziyaretleri Ankara Üniversitesi'nin düzenlediği son toplantıda konuşan Teksas TeknokDji Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Metin Tamkoç, Lenin'e nedense "Nikolay Lenin" demektedir. İnsan dili sürçer, bu yüzden böyle yanlışlar yapar. Hayır. Prof. Tamkoç, toplantıya sunduğu yazılı metinde bu yanlışiarı yapmaktadır. Lenin'in adı bile böyle yazılırsa, sayın profesörün terör konusundaki teorilerinin inandırıcı olması hiç düşünülebilir mi? Prof. Tamkoç'un altıbuçuk sayfa tutan tebliği "siyasal suç" konusunda genel sözlerle başlıyor, Lenin'e "Nikolay" adı verildikten sonra, CIA eski İstasyon Şefi Henze'nin ileri sürdüğü görüşler haklı bulunuyor ve ASALA "Sovyet emperyalizminin kullandığı hunhar ve yıkıcı vasrtalar" olarak niteleniyor. Peki kanıt? Kanıt yok, aramayın. CIA şefi Henze de işin yalnızca teorik yanı ile ilgilidir. Önce şunu belirtelim: "Siyasal suç?', üzerinde çok derin tartışmalar yapılan bir konudur. Burada önemıı olan, hangi eylemlerın siyasal suç sayılacağıdır. Paris'teki Ermeni eylemleri siyasal nitelikte görütebitir mi? Çeşitli ülkelerdeki mahkemelerin bu konuda ortaya koydukları ölçüler nedir? Fransız yargı kararlanndaki ölçüler, ASALA ile ilgili davada uygulanmış mıdır? Bu konuları Prof. Tamkoç'tan öğrenmeye olanak yoktur. Çünkü Tamkoç, siyasal suç konusunda herkesin bilebileceği genel sözlerle yetinmektedir. Bu konuda elimizde bir doçentlik tezi bulunmaktadır. Bu tezin sahibi, İstanbul Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku öğretim üyesi Doç. Dr. Köksal Bayraktar'dır. Ankara Üniversitesi, Prof. Tamkoç'u bunca masraf yapıp, Amerika'dan getireceğine, Doç. Dr. Bayraktar'ı toplantıya çağırsaydı, bu konudaki bilimsel ölçüleri, bu konuda araştırma yapan bir öğretim üyesinin ağzından dinlemiş olurdu. Prof. Tamkoç ve onun gibi Amerika'dan çağrılan öğretim üyelerinin, Amerika'da Ermeni lobisine karşı ne yapılması gerektiğini anlatmalan, herhalde daha uygun kaçardı. Ayak üstü kokteyl sohbetlerinde geçerli genel sözler için mi bu sayın profesör, bunca masraf yapılarak Türkiye'ye çağrılmıstır? Böylesine duyariı bir konuda bir eski CIA görevlisi olan Paul Henze'nin konuşturulmasına da pek anlam veremiyoruz. Henze'nin antiSovyet saplantıları olaylara yeterince açıklık getirmemektedir. Sözgelişi, Amerika'daki. New Jersey, California ve Providence R. l'deki Ermeni anıtlarını da Sovyetler mi dikmiştir? Bu anıtların yazılarını da geceleri gizlice KGB ajanları mı yazmıştır? Henze'nin olayları yalnızca Sovyetler'e ve KGB'ye bağlayan görüşlerine, önce Amerikalı bilim adamları karşı çıkmışlardır. VVashington'daki Türk Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Dr. Heath Lowry, Tennessee Teknotoji Üniversitesi öğretim üyesi Michael Gunter, Lousville Üniversitesi öğretim üyelerinden Justin Mc Carty, Henze'nin görüşlerini paylaşmadıklannı açıkça belirtme zorunluluğunu duymuştardır. Sovyetler'in ASALA'yı desteklediğine ilişkin kanıtlar varsa, bunların bu gibi toplantılarda hiç çekinilmeden açıklanması gerekir. Yöntem bu olmalıdtr. Orneğin biz kendi hesabımıza, "Bulgar devlet şirketlerinin kaçakçılık yaptıklannı" söyledikten sonra, dava dosyalarına dayanarak, kanıttanmızı tek tek ortaya koyuyoruz. Ankara'da CIA görevlisi olarak çalışmış olan Carter'in eski Güvenlik Danışmanı Henze aracılığı ile Beyaz Saray Kremlin çatışmasını, Ermeni sorununa da yansıtmak ve adı bile yanlış yazılan Lenin'den yola çıkarak soyut, dayanaksız ve genel yorumlaria soruna yaklaşmak, ne ölçüde politik oluyor ve ne ölçüde inandırıcı sayılıyor? Konu siyasal süç mu? Türkiye'de bu konunun uzmanları vardır. Çağırırsınız Doç. Dr. Köksal Bayraktar'ı konuşturursunuz. Ermeni sorunu üzerine tarihsel gerçekleri araştıran Büyükelçi Kâmuran Gürün'ü çağırırsınız, dinlersiniz. Dr. Lowry gibi, Mc Carty gibi, Dr. Gunter gibi bilim adamlannı çağırır, bu araştırmacıların saptadıklan bulgulardan yararlanırsınız Ermenilerle ilgili belgeleri didik didik eden Prof. Türkkaya Ataöv'ün yayınlarını izler, bu yayınlara dayalı sağlam verileri dile getirirsiniz. Ama genel söz, soğuk savaş rüzgârlan estiren kanıtsız suçlamalar ile olayı doğrudan doğruya bir "SovyetAmerika" çekişmesinin ortasına atarsanız, işte o zaman, sorunun özünden saptırılmasına yol açmış olursunuz. Terör sorununa, "Amerikancı ve Sovyetçi" olmadan eğilmek gerekir. Amerikan yanlısı ve Sovyet yanlısı görüşlerie yola çıkılmaz. Ermeni sorunu böyledir, Ağca sorunu böyledir, kaçakçılık olayları böyledir. Gerçek, bütün bu konularda süren ve bundan sonra da sürmesi gereken araştırmalarla ortaya çıkacaktır. Türk toplumu olarak, her konuda oiduğu gibi bu konuda da ancak ve ancak önyargısız ve özgür araştırmalarla gerçeklere ulaşabileceğiz. Yapılan araştırmalar, Türkiye'de terör olgusuna, bugün, dünden daha başkatürlü bakılmasına yo! açtı. Mahkemeler, terörün iç ve dış kaynaklarını ön plana çıkanp bireysel suç yerine "örgütlü suç" kavramını gündeme getiren kararlar verdiler. Yapılan bu yargılama bizlere terörün örgütlü yapısını daha iyi tanıttı. Her gün yeni yeni gerçeklerie karşılaşıyoruz. Yeter ki, önyargısız ve özgürce yapılan araştırmalar, yaianta, rftira ile ve demagoji ile önlenmesin.. Gün geçtikçe olayları daha iyi tanıyoruz. Gün geçtikçe, iç ve dış terörü gerçek boyutları ile görüyoruz. Yansız araştırmalar sürdükçe, "örgütlü suç" kavramı açıklığa kavuştukça, Türkiye'nin dışarıda Ermeni, içerde sağ ve sol terör örgütler ile içine itildiği ateş çemberinin gerçek yüzü çok daha iyi anlaşılıyor... Bu araştırmaları yapanların son zamanlarda dışarıda ve içeride uğradıkları çok yönlü saldırılar, gerçeğe her gün daha çok yaklaşıldığını da göstermiyor mu? Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nezih Demirkent'i ziyaret etti. Dün beraberinde eski Ulastırma Bakanlanndan Mustafa Aysan olmak üzere Gazeteciler Cemiyeti'ne gelen Kaya Erdem, Cemiyet Başkanı Nezih Demirkent ile basırnn sorunlan konusunda bir sure görüstü. Kaya Erdem, daha sonra gazeteieri de ziyaret etti. Bir Türk 15 kilo eroinle yakalandı MÎLANO, (CumhuriyeDItalyan polisinin, MUano'da uzerinde 15 kilo eroin bulunan bir Türk'ü tutukladığı açıklandı. Italyan güvenlik makamlan dün yaptıklan açıklamada 43 yaşındaki Türk yurttaşının adının Ad«m Akgüller olduğunu bildirdiler. Lale Bayramı tstanbul Belediyesi tarafından geleneksel olarak düzenlenen ve bugün kutlanacağı belirtilen Lale Bayramı hava muhalefeti nedeniyle önümüzdeki hafta cumartesi günune eneUndi. Yıuıaııistaıı*da 15 milyon (Bastara/ı 1. Sayfada) Armağanlar BioTursU'de. Bio Tursil çocuğunuz için 20.000 armağan hazırladı. Heyecan dolu, yepyeni, sevimli, büyük sürprizler. Dünya çocuklarının ellerinden düşürmedikleri elektronik saatler, bilgisayarlı, heyecanlı oyunlar... Kazanmak çok kolay! Bio Tursil kutularında Armağan Kuponları var. Her kupon, çocuğunuza bu sürprizlerden birini kazandıracak. Bu büyük armağanları çocuğunuz için mutlaka kazanın. Hemen, Bio Tursil almaya başlayın. Bir sürpriz yapın. Sevindirin onu. Çok sevindirin ! Turıjağ lerinin hazır bulunacağı ber Yunan kentinde yakılacagı" belirtiidi. Atina Emniyet Müdurlüğu'nde bulunan aynı içerikli dosyaların ise demir dökum fabrikasının dev fınnlannda Başbakan Papandreu önünde yakılacagı açıklandı. Andreas Papandreu, 21 Nisan 1967 darbesinin 17. yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, "Yabancılar tarafından düzenlettiriien 21 Nisan 1967 darbesi, Yunan halkının tarihinde lekeli bir sayfı olarak yer almışdr ve bu nedenle hukumetin bu senbolik gunde aldığı iki karar uygnlanacakur" dedi. Papandreu, hukümetinin aldığı kararlardan birincisini açıklarken, "Siyasi gorüşleri nedeniyle 7 yıllık diktaıöriük devrinde (19671974) düzenlenen 1215 milyona yakın siyasi içerikli kişisel dosyalann liim Yunanistan'da parti lemsilcileh önünde yakıbcagını" belinti. Hukumetin aldığı ikinci karar olarak ise birincisine paralel olarak, Hıristiyan dunyasının yann kutlayacağı paskalya yortusundan hemen sonra Adalet Bakanlığı'na, "Iskence işlemlerine başvuranlann agır cezalara çarptınlacafını" öngören yasa tasansmın sunulacağını acıkladı. "Insanlık haysiyetini yasadışı şiddct vollanyla kiıçuk duşuren ve işkence yöntrmine başvuranlann bundan böyle "verilen emırleri jerine geürdim' mazeretini kullanamayacak lanm" vurgulayan Papandreu, "Demokrasinin be>igi sayılan Yunanistan'da bu tiir işlemlerin kabul edilemeyecegini" sozlerine ekledi. Yunanistan'da bir sure önce de, subay ve askerlerin üstlerinden gelecek "askeri darbe" emirlenne uymama zorunluluğunu getiren yasa kabul edilmişti. Brezilya (Baştarafi 1. Sayfada) tirdikleri Audi ve Volkswagen'lerden yine ithal etti. Audilerin 80 Gl, 80 CD, Turbo Dizel, 100 CO ve Coupe tipleri ile Volkswagen'lerin Golf GL benzinli, Golf GL dizel ve minibüs Carevelle dizel raodelleri Almanya'dan ithal edildi. Öteki tiplerinin de isteme göre yakında getirileceği bildirildi. Audi ve Volkswagen'lerin tiplerine göre satış fıyatları şöyle: AUDİ 80 GL 6 milyon 970 bin TL. 80 CD Turbo Dizel 7 milyon 500 bin »00 C q vitesli 9 milyon 750 bin TL. 100 CD otomatik 9 milyon 900 bin TL Coupe 9 Milyon 950 bin TL. VOLKSWAGEN Golf GL benzinli 4 milyon 950 bin TL. Golf GL dizel 5 milyon 100 bin TL. Minibüs Carevelle dizel 4 milyon 466 bin TL. Hemen ahn,kazanınl TL. Çekilişsiz, kurasız Bk> Tursil bir "TURYAĞ A.Ş." İzmir ürünüdür.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear