Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
21 NİSAN 1984 KÜLTÜR YAŞAM CUMHURİYET/5 Zeyyat Selimoğlu 'n un ö\küsü Yunan dergisinde Zeyyat Selimoğlu'nun "Çiçekli Dağ Sokağı'' adlı yapıtında yer atan "Alman Konyağı" adlı öyküsü, Atina'da çıkan "DendroAğaç" adlı edebiyat dergisinde yayımlandı. Alman yazar Heinnch Böll'ün bir öyküsünun de yer aldığı dergide Zeyyat Selimoğlu'nun "Alman Konyağı" adlı öyküsünü Türkçeden Yunancaya Istanbul A vusturya Kültür Ofisi eski görevlilerinden Alkmini Diamandopulo çevirdi. Ozetle Romanda kanmamız gereken kahramanlar değiL> dünyusı Kiiltür Servisi Orhan Pamuk, ilk romanı "Cevdet Be> ve Ogullan" ile aldığı 1979 Milliyet Roman Yanşması Birinciliği'nden ve Orhan Kemal Roman Armağanı'ndan sonra, ikinci romanı "Sessu Ev"le bu \lın Madaralı Roman Ödülü'ne değer bulundu. Pamuk'un "Sessiz Ev"i çeşitli dergi \e gazetelerde yayımlanan değerlendirmelerde değişik eleştiriler aldı. Kimi eleştirmenler "Sessiz Ev"i başarıh bir roman olarak nitelerken, kimi eleştirmenler de önemli eksiklikler taşıyan bir roman olarak değerlendirdi. Madaralı Roman Odülü'yle yeniden gündeme gelen "Sessiz E v " konusunda yazarı Orhan Pamuk'un görüşlerini yansıtmayı yararlı bulduk. "Cevdet Be> ve Oğullan" ile "Sessiz Ev" arasında onemli bir yapısal, kurgusal a>rım var. Böyle bir biçimsel değişikliğe niçin gerek duydunuz? ni bir şeyler yapmayı bir gorev duygusuyla değil, içimden öyle geldiği için istiyordum. Bu yüzden "Sessiz Ev"i yazmaya başladığım ilk zamanlarda, sankı vazmam gereken romanı değil, yazmaktan hoşlandığım romanı yazdığimı düşündum bir süre. Sonra, zamanla, yazmam gereken romanın zaten yazmaktan hoşlanacağım roman olması gerektiğini anladım. Bence, keyif kü. İnsan niyet ve tasarımından annmış hikâye olabilir mi hiç, bilmiyorum. Bu sorular bizi "Sessiz Ev"in tarihçisi Faruk'un sorunlarına götiırüyor galiba. "Sessiz Ev"le üçüncü ödültinü alan Orlıan Pamuk: GORDUK KOMJŞTUK \ulçm Peksen Huzursuzluklar oluyor. Holywopd'dan tutun, Italya'nın Cincinnati'sine kadar sanatçılar arasında mutlu olan yok. Ben bir Paul Newman'la karısını biliyorum. Marilyn Monroe bile mutsuzdu, intihar etti. Gönül Yazar, "Çevremde bir sürü kifi var, ama kimse yok" diyor. (Fotoğraflar: ENDER ERKEK) AYRI BİR ANLATI "Sessiz Ev"in kişileri de çok tartışıldı. Biraz da onların üzerinde duralım isterseniz? O.P. "Sessiz Ev"in kahramanlarırtı kurarken, onlan önce, tıpkı geleneksel roman kahramanları gibi, gorsel olarak tasarladım, ama bana daha önemli gelen yan, belki de romanın en önemli yanlarından biri, kahramanların hepsi için teker teker bulmaya çalıştığım ayrı bir anlatı, bir çeşit dil oldu. Sözgelimi, babaanneyi tasarlarken bir cümlenin içine geçmişi, şimdiyi ve geleceği koymanın yollarını aradım. Kolejli Metin için uzun, asabi, saldırgan cumleler kurmaya çalıştım Recep'in dili kısa, kesik ve dışa dönük olmalıydı vb. Roman kahramanlannın okuyucudan gördükleri sevgi veya sevgisizlik bu dil arayrşlarından ne kadar kaynaklanıyor bilmiyorum. Ama galiba herkesin sevmekte birleştiği kahraman Recep. Onun da cüce olması, beni, sanınm bir romancı olarak uzmeli. Yakınlarda ölen babaannemi biraz hatırlattığı için Fatma Hanımı sevgiyle düşünüyorum bugünlerde. Faruk ise yavaş yavaş yazdığım kısa bir tarihi romanda bana ve kitaba yardımcı oluyor. Bakın gene Nilgün'den söz etmeyi unuttum, ama asıl söylemek istediğim şu: Bence bir romanın ana sorunu kahramanların niteliklerinden değil, onlar arasındaki ilişkilerden, romanın düzeninden çıkmahdır: Temalann birbirini izleyişi, olayların yığılışı, romandaki açık ya da gizli simetri olasıhkları vb. gibi... Bu bakımdan romanın inanılabilır dünyasma hizmet ettikçe roman kahramanlarına her şeyi yaptırmak da mubahtır. Çunkü, bence. bir romanda öncelîkle kanmamız gereken şey kahramanlar degil romanın diinyasıdır. Bu da bizi şu ikilem karşısında bırakır: Kahramanlan anlarken onlan romanın dünyasma mı indirgemeliyiz, yoksa bildiğimiz dış dünyaya mı? Galiba ikisine de. Ben bu yuzden roman yazmanın hem bütünüyle toplumsal ve politik, hem de bütünüyle sanatsal ve politika dışı bir iş oldugunu düşünüyorum. Uğurcan Ozberki SergiSî Uğurcan Özberki'nin resim ve vitray sergisi 13 nisan gününden bu yana, Ankara'daki Dost Sanat Ortamı 'nda sürıiyor. 3 mayısta sona erecek olan sergide, sanatçımn vitraylarımn yani sıra resimleri de yer alıyor. Özberki, vitray konusundaki eğitimini ülkemizin bu konudaki ilk büyük ustası, rahmetli Mazhar Resmor'dan almıştı. AFSAD'da Ayın Fotoğrafı AFSAD'm, üyeJeri arasmda her ay duzenlediği "Ayın Fotoğrafı "yanşntasının nisan ayı değerlendirmesi sonucunda, Ali Baydaş'ın fotoğrafı Ayın Fotoğrafı, Derya Dağlı 'nın fotoğrafı Ayın Birinci Fotoğrafı, Hafize Kaynarca 'nın fotoğrafı Ayın İkinci Fotoğrafı ve Tuğrul Çakar'ın fotoğrafı da Ayın Üçüncü Fotoğrafı seçildi. Bedri Baykam JVeıv York'a sergi açtı Bedri Baykam, otuz ikinci kişisel resim sergisini New York kentinde, Soho sanat merkezinde açtı. Bedri Baykam 'ın Soho 'daki "An and Design" Galerisi'nde açılan resim sergisi mayıs ayı sonuna kadar surecek. Cannes Film Şenliği'ne katılacak yapıtlar belli oldu PARİS (AP) 1123 mayıs tarihleri arasında yapılacak olan Cannes Film Şenliği'ne katılacak filmler belli oldu. Şenliğin ilgi çekici yapıtlannın başında, Italyan Marco Bellocchio'nun " I V . Henri"si, Alman yönetmen NVerner Herzog'un "Yeşil Kanncaların Dıiş Gördükleri Ver''i, John Huston'un Malcolm Lowry'nin romanından uyarladığı "Volkanın Altında"sı, Ingiltere adına yarışan Jerzy Skolimovski'nin "Başarı En Büyiik intikamdır"ı, Hintli Satyajit Ra>'ın, "Ev ve Dünya"sı, Alman Wim Wenders'in "Paris Teksas"ı, Brezilyalı Carios Diegues'in "Colombo"su, Sovyet Lana Gogoberidze'nın "Geceden (Jzun G ü n " u , Macar Marta Meszaros'un "Napoli"si, Yunanlı Theo Angelopulos'un "Veniıs'te Yolculuk"u ve Fransız Bertrand Tavernier'nin "Köyde Bir Pazar"ı geliyor. Italyan yönetmen Sergio Leone'nin uzun bir aradan sonra yonettiği "Bir Zamanlar Amerika'da"sı ile açılışı yapılacak olan şenlikıe Woody Allen'in "Broadway Danny Rose"u, lngmar Bergman'ın "Provadan Sonra''sı ve Fransız yönetmen Alain Corneau'nun "Fort Saganne"ı yarışma dışı gösterilecek. Şenlik Seçici Kurulu'na, ünlü İngiliz sinema oyuncusu Dirk Bogarde başkanlık ediyor. O.P. Roman zevkim değiştiği için... "Cevdet Bey"i tasarladığım zaman 22 yaşındaydım. O zamanlar 19. yüzyıl romanının yazılması gereken tek roman biçimi oldugunu dogmatikçe düşünüyordum. "Cevdet Bey ve Ogulları"nı yazdıktan sonra o bıçim ile yapabileceklerimin buyuk çoğunu tukettiğim duygusu bende uyandı. Aynı romanı bir daha yazmak istemiyor, dünyanın yenileşmesi gerektiğine inanan bir yazarın kendi işinde de yenilik yapması gerektiğini aklımdan geçiriyordunı. Ama ye Kevifle vazılan roman . ' ' Mutlu olan sanatçı yok Sayın Gönül Yazar, size belki bin kere sorulmuştur ama ben bir şarkıcının nasıl dogdugunu öğrenmek için yine soruyorum: Nasıl başladınız şarkıcılığa..? Çok kısa olarak anlatayım... Ben altı yaşımda iken annem babam ayrıldılar. Biraz onda.. biraz onda.. ya üvey baba, ya üvey ana ile oluyordum. Annemle babam ayrılmadan önce vaziyetimiz çok iyiydi. Ayrılınca şartlar değişti, sıkıntı başladı. tlkokulda okurken yarım gün çalışıyordurn... O kadar küçükken...? Evet o kadar küçükken.. Ne iş >apı>ordunuz? Bir ticaret şirketinde telefonlara bakıyordum. Çok fazla ihtiyaç için değil de.. harçlığımı çıkarmak için.. Akşamlan da musiki cemiyetine gidiyordum sekizden ona kadar... Dcmek daha ilkokulda şarkıcı olmayı düşlüyordunuz?. Düşünüyordum tabii. Zaten on üç yaşında bir ses yanşması açıldı. Birinci oluverdim. Oyle başladım.. Zaten o yüzden herkes "Ben çocukken Gonül Yazar sahnedeydi" diyor ya.. Aslında ben de çocuktum. On dört yaşımda da Necdet Yazar'la evlendim. Eskiden galiba usul böyleymiş. Kime sorsam çocukken sahneye çıkıyor... O zaman şimdi kaç yaşında oluyorsunuz? Bugünlerde kırk dört yaşında olacağım.. Daha olmadınız yani.. Bugünlerde olacağım. Hesap ortada otuz senedir sahnedeyim.. Sizin yaşınız konusunda bir çok rivayet var.. Nereden çıkıyor bunlar? Hâlâ otuz sekiz beden giyiyorum. Öyle mi? Anlamadınız. Otuz sekiz beden mankenlerin ideai ölçüsüdür. Peki Gönül hanım, başka şeylerden konuşalım biraz. Ülkenin durumu mesela. Nasıl görüyorsunuz siyasi ve ekonomik durumu. Sizin "Turgut Abi"nizi çok sevdiğiniz söyleniyor. Evet. "Turgut Abi" derdim. Şimdi "Sayın Başbakanım" diye telefonla mesaj bırakıyorum. Kendisi ortada yok.. Ama sevgim ille kayıtsız şartsız değil.. Memleket çıkarları için. Her yaptığı doğrudur diye değil.. Zamlar çok ama memleket fukara bir memleket. Belki boyle icabediyordur. Kalkınabilmek için.. Memleket ekonomik açıdan*müsait değil.. Vize meseleleri malum.. Borç paçamızdan akıyor.. Hudut kapılannda küçuk düşuyoruz. Belki böyle icabediyordur. Turgut Özal bey bir hesap adamı.. Hesap ediyordur herhalde. Eskiden sol fikirli olan buyük yazarlarırruzdan biri "yttz gttnlük süre azdır, bekleyelim ve insaf edelim" diyor. Hemen eleştiri... Bu kadar kısa zamanda olmaz.. 13 yaşında çıktığı sahnede, 30 yıl geçiren Gönül \azar: Orhan Pamuk ve ıstekle yazılmış bir romanın başarı şansı, görev duygusuyla yazılmış bir romandan çok daha yuksektir. Belki, "Sessiz Ev" deki yapısal değişikliğin anlattığım hikâyeden kaynaklandığını da soylemeliyim, ama eksik de olur bu söz. "Sessiz Ev" de anlattığım hikâyeyi, onu bazı biçim ve yöntemlerle anlatmanın zevki için de seçtim. Anlatacağım hikâyeyi seçerken onu anlatma yöntemini de seçmiş oluruz çun "Çok para, çok para" Fakat assolistler iyi kazanıyor. Sizin bu düşünceleriniz kendiniz için degil, memleket için herhalde.. Valla "çok para, çok para" deniyor. Aslında bunu kimse söylemez.. Ya aldıklarından çok, ya az söyluyorlar.. Hep rivayet edilir.. Sizin ki ne kadar.. sorması ayıp olmazsa.? Bunu kimse söylemez. Ne beş yuz, ne Ajda (Pekkan) gibi yediyuz.. Ne Nazan Şoray gibi dört yüz.. Dört yüz istiyormuş.. Onun kadarcığını bile vermiyorlar bana.. Tabii ben de isterim. Herkes ister ama adam vermezse.. Allah bereket versin işte.. Belli bir fiyat yok.. Elbise beş yüz bin... ayakkabı yirmi binden elli bine çıktı.. Uçağa zam. Ona zam... Buna zam... Ama belki böyle icap ediyordur... Sizin verginiz ne kadardı Gönül hanım? Ben bu sene yedibuçuk milyondan fazla vergi verdim. Bazıları çok yüksek veriyor gibi görünüyor ama biri cezalı idi...Öbün) Alo reklammdan çok para götürdu.. Onun %ergisi dahil.. Doğan Yaşar'ın başarısı Çekoslovakya'da düzenlenen ' 'Kadın'' konulu fotoğraf yarısmasında AFSAD üyesi Doğan Yaşar 'ın ' 'Hasat Mevsimi'' adlı siyahbeyaz fotoğrafı sergilenmeye değer görüldü. Toplam 2040 fotoğraf ın katıldığı yarışmada 226 fotoğraf ın sergiunmesine karar verildi. Tahsilim ilkokul sayılır. Biraz da enstitüye gittim. On dört yaşımda da evlendim. Ama ben daha güzel bir okulu bitirdim. Hayat üniversitesini. Gezdim, gördüm, evlendim... Işte çok küçük çıktığım için.. Kızımın babası da sağolsun hassas olduğumu bildiği için üzerine gider. "Senin yaşın nUfus kâgıdındaki yaşındır" diyor. Nüfus kâğıdınızda başka bir yaş mı yazıyor? Tabii.. Ben yaşımı buyüttüm Necdet Yazar'laevlenmek için.. On dört yaşındayken on sekiz yazıldı.. Yani otuz altı görünüyorum ama aslında kırklıyım. Sağolsun kızımın babası hem yaşımla, hem okuduğum okullarla çok dalga geçerdi. Hassas olduğumu bildiği için... Okuduğunuz okullar hangileri?. İzmir'de Sen Vensan (Saint Vincent) diye bir Fransız mektebine gittim. Benimle "Sen, Sen Servan (Saint Servant) yani hizmetçiler okulunda okumuşsun" diye dalga geçer. Bitirdiniz mi bu okulu? Hayır... tahsilim ilkokul sayıhr. Oraya çok gittim. Biraz da enstitüye gittim. On dört yaşımda da evlendim. Nasıl bir okul bitirebilirdim. Ama ben daha güzel bir okulu bitirdim. Hayat üniversitesini. Hem de çok iyi okudum yani. Gezdim, gördüm, evlendim... Bizim piyasadaki insanlarla başa çıkmak kolay değildir. Epey evlendiniz galiba... Hiç kimse boşanmak için evlenmez. Hepsini ömür boyu sürecek diye yaptım. Beş kere evlendim.. O kadar çok degilmiş.. Ben daha fazla sanıyordum. Yaşımgibi onu da abartıyorlar. Ben erkeklerle sonunda evliliğe gidebilir miyim diye çıkanm. Ama erkekler evleninceye kadar çok değişik davranıyorlar. Evlenince hakiki çehreleri ortaya çıkıyor. Okuma zevki Gönül hanım neler okursunuz ? Sahnede mi? Hayır evde.. kitap olarak.. Ha kitap olarak.. Elime ne geçerse.. Gazetelerin hepsini okurum. Bu sefer Hamburg'a gittiğimde arkadaşım Vural bey'in evin"de Bach'ın, Mozart'ın, Beethoven'in hikayeleri var. Çok ilgilendim. BUtün boş zamanlarımda Vural'a okutuyordum. O mu okuyor? O okuyor bana tercüme ediyor. Tabii ben Almanca bilmiyorum. Fransızca ve lngilizce biliyorum. Türkçe olarak hangi kitaplan..? Sternbek, Kronin.. Bazen uykum gelsin diye Mario Simmel'i çok beğeniyorum. Aziz Nesin'in Tath Betuş'ünü Almanya'da okudum. Çok beğendim. tnce Memed'i Yaşar Kemal'i de okudum. Bunlar... Sizin bir de yazarlığınız var. Bir gazetede köşe yazıyorsunuz. Hayır bunlar ciddi yazılar değildi. Önüme bir sürü resim koyuyorlardı. Ben de herkesi tanıyordum... Ona göre resim altı yazıyordum. Herkesi de methetmiyordum. Bu yüzden herkesle aram açıldı. Maymun gibi kansı olan birine "pek cid hanımı var" demiyordum. Demeyince düşman kazandım. TIY4TROGOSTERI ankara sanat tlyatrosu 528 66 29 522 89 97 ai poyrazoğlu tiyatrosu GÖNEYLİ KAY BAYAN EÎ* Ptes. 21 00 SaiıCarş 21 00 P c s Z\.n '9 00 Cjm! 19 30 21 30 Paıar 13 33 BİLGESU ERENUS Istanbul Devlet Opera ve Balesi W A Mozart Yöneten: RUTKAY A2IZ Çev. DuıGıysi YUCEITANYERI KENTER TimMSU'NDA Td: 146 35 89 BASTIEN İLE BASTIENNE ooera 1 perde C.M.Von Weber Çok yalnızım ^^ DEVEKUŞUK\RARE bizim tiyatro üskudar/tlf 333 06 18 küçuklere de/büyüklere de EBU HASAN opera 1 perde 21 nisan cumartesi saat 15.30 Yerli TARZAN c.tesıpazar 11.00 MUŞFIK KENTER KORHAN ABAY T. Jones H. SchlmM FANTASTİK müzikal 2 perde 22 nisan pazar saat 15.30 Bıkkınlık geldi Gönül hanım otuz senedir şarkı soylüyorsunuz. Daha ne kadar söyleyeceksiniz? Aslında bir bıkkınlık geldi. Çok küçük başladığım için.. Kızımla yeteri derecede uğraşamadığım için suçluluk duygusu duyuyorum ama yaşım sahneyi bırakmak için geçmiş sayılmaz. Projektörlerin altında hâlâ iyi görünüyorum Projektörler olmadan da iyi görünuyorsunuz... yazan yoneien zaier dıper HARBİYE KONAK SİNEMASINDA 140 54 58 Pazartesı harıv hergun 22.00 Cumarıesı Pazar 18.00 • Nisan biletleri satıtanaktadıt. DOSTLAR TİYATROSU egemen bostancı sunar BASAR SABUNCU Şu anda yaşamınızdan memnun musunuz? Huzursuzluklar oluyor tabii. Holivuddan tutun, Jtalya'nın Cinninati'sine kadar sanatçılar arasında mutlu olan yok. Ben bir Paul Nevman'la karısını biliyorum. Marilyn Monroe bile mutsuzdu. İntihar etti. Bu mesleğin stressleri oluyor. Peki neden çalışıyorsunuz o halde? Çok paranız vardır sizin... Elimde avucumdakini gayrimenkule yatırdım. Kiralar eski.. Yalnız kiraya kalsam geçinemiyorum. Ancak ölmeden geçinebilirim yani. Bir zamanlar paralan bankere yatırdık, biraz aldık, biraz alamadık. Parça purçuk geldi. Ben de hepsini afıyetle yedim. Sahneden çekilecek hal kalmadı... Gönül hanım son olarak özel meraklannızı soracağım. Ben yanık ten hastasıyım. Hiçbir şeyi kıskanmam. Benden daha yanık tenli birini kıskanırım. Bir de hastaneye yatma zevkim var. Hasta olmadan mı? Evet evet hiçbir şeyim yokken. îlgi görmek için.. Orada bakıyorlar adama... ilgileniyorlar.. Çok yalnızım aslında... Çevremde bir sürü kişi var ama kimse yok... KANveGUL fcarmen Cars Pers Cuma Cuiıt 21 15 Cuml 18 00 Pazar 14 3018 00 TARIHTE BUGUN Miimtaz Arıkan m 21 Nisan "KIZ/L BAR0N UN SONUL 1318'DE BUGÜN, ÜNLU ALMAAJ S4VAŞ PİLO7V MANFRBO VOH ^ICHTHOFeN (BİKVDFEM) ÖLOÜ. SOYUI8İR AİLE&EN Gei£H VE BlR "SABON'ulAN RlCHTHOPeM,OBPUDA SÜVARJ SU8AYIY*£ti, £. DUNYA SAVAÇI SıGA&UDA HAVACJLIĞA NEI/ES BPERBK PILOTLUĞA gAŞLAMIŞT/. 1916'PA Oİ/ŞMAN UÇAJCLARfYLA ÇARPIŞMAM *£>yüt/IW RlCUTUOFGN, KİMSEfJİN EfZİŞEMECHĞI SAYtDA (80) UÇAIC OÜŞueMÜŞTÜ.OLUŞ7ll£PüĞU SAVAŞ SlRUĞİUE "e/CMTHOF£tJ 'W UÇAN SİR % KIZIL 8AK0N Kİ DEMİd, KtGMfZl SKAHATU UÇAKLARIVLA RtCUTMOFEN'İN DEHŞET SAÇAfZLAR.t>f • FRANSA'PA, AMtENS YAK/NLARINPA tcAAJAPALI P'LOT GOY B8OU/N / "FOKfCER P(? 1*UÇAGl, AMIENS GÖKLE&N TARAFfNDAN PÜŞÜIZÜÜJP ÖLDÜĞÜAJPE, K/ZIL PE VURULPUĞU S1RAPA.. 8AZON, HEHÜZ 26 YAÇlNOAYD/f. • Mayıs biletleri her cumartesi haftahk olarak satışa çıkar. Yöneten: Genco Erkal sPrsC CtPz '900 15 001830 :sanüyatrosunda 2 bölümlük müzikal güldürü YAPIM SÜREÇ YAYINCILIK Çarş. 18.30 21.00 Perş. 18.30 Cuma 18.30 21.00 C.tesi 15.3018.30 Paz. 15.30 18.30 SAKINCASIZ UGUR BOCEKLERI KUMPANYASI VİDEOKONDU MÜZİKÜ GÛLDÛRÜ 2 BÖLÛM PERİHAN SÛZEN UĞURBÖCEKLERI Guneş gazetesi ses kral ve M.ALI ERBİL kraliçesi SÛLEYMAN TURAN EMEL ERDAL SABİŞ FATOŞ TAMER YAVAŞOĞLU ve MURAT MERTDANS ŞUNA PEKUYSAL Özel soğutucu 27 RİSANDAN İTİBAREN CENK KORAY ŞAN TİYATROSU'NDA PazarPazaneaSaiı: 21 00 Cuma 18.15. Cumartesi 14 30 ÜĞÜR MUMCU 50 YIL ONCE Cumhuriyet Japon misafirlerimizin sokaklarda matralarıyla dolaşmaları münasebeüyle neşrettiğimiz bir fıkrada, A vrupa 'da aleyhimizde yapılan propagandalara cevap vermek lüzumundan bahsetmiş bir Alman gazetesinin tstanbul sularının kirli ve mikroplu olduğu hakkmdaki neşriyatını da bir misal olarak ele almıştık. Vakit refikimiz, şehir sularının mikroplu olduğu hakkında gazetelerimizdeki neşriyat silsilesini kaydettikten 21 Msan 1934 kullanılan Terkos dahi fennen içilebilecek temiz bir sudur. Bu su bir taraftan terşih edilmekte, bir taraftan da içerisinden klor gazı geçirilmek suretiyle mevaddı uzviyesi imha olunmaktadır. Üsküdar tarafındaki Elmalı suyu da ara sıra bulanık olmasına rağmen içilebilir, iyi bir sudur. Demir borularla gelen Kâğıthane ve Hamidiye suları da iyi ve temizdir. Şöhreti malum olan tstanbul'un memba suları da mükemmeldir ve gayet temizdir." 19341984 Istanbıılun suları LEVENT KIRCA TİYATROSU KADINCIKLAR Kısa bir süre için Suadiye ATLANTiK SiNEMASI'nda Tel: 355 43 70 sonra, Alman gazetesinin bu yoldaki neşriyatına iştirak ediyor ve "5« meselesinde bize, ancak susmak düşer!" diyor. Bu mütalea münasebeüyle, tstanbul vilayeti sıhhat ve içtimai muavenet müdürü Ali Rıza Bey bir muharririmize demiştir ki: " Kırkçeşme, Taksim gibi şehrimize kunk borularla gelen sular esasen içilmek için değildir. Temizlik islerinde kullanılmaktadır. Buna mukabil, kaba bir su olan ve ekseriyetle temizlik islerinde Konlrol saatlerİBİn En iysi OETEKT n1»'1"11*11"B...ut »pır'ilcre b4r*k Inmlil S i n g e r s.* » « ••«