22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURhLl'2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER \e tarla ışlerinde onderlik ediyorlardı. ÂŞIK VEYSELİN GÖZÜYLE Köy Enstitulerınde saz öğretmenliği yapan Âşık Veysel bakın ne diyor: "Enstitü bir kovana misaldir, Her türlu çiçekten alır bal japar. Yurdumuz içinde dogrtı bir yoldur, Memlekete kanat takar, kol yapar. Mahmudiye, Hamidiye, Çifteler, Enstitü koylere yapacak neler. Bu topltı fikirle dagları deler. Kimisi makine, kimi bel yapar. Resim yaparlar, plan çizerler, Çözülmedik düğümleri çozerler, Bir kısmı şairdir şiir yazarlar, Kimi saz düzenter. kimi tel yapar. Uyarin koytüyiı varsın ayılsın, Enstitü kuvveti yurda y ayılsın, Herkes kazancının yolunu bilsin, Öğretmenler iz gösterir, >ol yapar." Koy Enstitüleri neler getirdi? Koy gerçeklerinı yüreklice dile getiren, köylu aydın tipi yetiştirdi. Kurulduğu çevreleri bilimin, külturun ışığı ile aydınlatmıştır. Ulusal külturumüzün ürunlerini derleyip, toplanmasına yardımcı olmuştur. Eğitimde fırsat eşitliği sağlanmış.kurumlann yapımında maliyetin nasıl duşürüleceğini göstermiştir. Koylunün uyanarak koyde toplumsal yapının değişmesine onderlik etmiştir. Ataturk devrım ve ilkelerini köye ve köylüye yerleştirmiştir. Köy kökenli yazarların yetişmesine, içinde yasadıklan kır insanlarının öykü ve romanlarımn yazılmasına katkıda bulunmuştur. On yılda on bin koy oğretmeni, uç bin sağlık memuru yetiştirmiş, yarım milyon köy çocuğunu da okula kavuşturmuştur. Türk koylüsunun folkloru, dunya gorüşu, ulusal imece özellikleri gun ışığına çıkanlmıştır. 1954 yıhnda kapatılmasaydı, öğretmensiz köy ve okul kalmayacaktı. "Bu okullardan ancak sıvacı yetişir" diyen feodal kafalılar, Koy Enstitulerinden mezun olmuş Fakir Baykurı'u, Talip Apaydın'ı, Mahmut Makal'ı ve binlerce eğitımci yazan karşısında gorünce, pirelendiler. Sömürü çarklan dönsun diye, Koy Enstitülerini karalamaya başladılar. Neler neler demediler: "Köy çocuklarını kentli çocuklara düşman ettiler! Kız ve erkek çocuklan birarada okutarak namussuzluğa yol açtılar! Çocuklarımıza zararlı kitaplar okutuyorlar! Düşunduğunu çekinmeden söyleyen saygısız gençlik yetiştiriyorlar! Köyumuze, köylüyü kıştırtan oğretmenler yolluyorlar! Bu adamlar öğretmen değil, tanmcı, sağlıkçı, sıvacıdırlar!..." Daha ne çamur atmalar... Çamurları tutmuyorsa da ızi kalıyordu. Anamız, babamız, oz kardeşimiz az kalsın bizlere düşman oluyorlardı. Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yucel'i itibarsız kılmaya çalıştılar. Çok geçmedi, Tonguç Baba'yı da kızağa çektiler. Köy çocuklan, Koy Enstitüleri desteksiz kaldı. İlk önce, değiştiriyoruz diye yozlaştırdılar. Daha sonra da 1954 yıhnda hepten kapattılar. Yucel öldü...Tonguç oldü... O gunden bu güne biz Köy Enstitülüler bu eşsiz değerlerden yoksun kaldık. Ama tinsel güçleri süruyor. 17 Nisan Doğum Günümüzde Behçet Kemal Çağlar'ın yazdığı "Ziraat Marşı"nı hep birlikte soyleyerek kutlayalım (bestesi Ahmet Adnan Saygun'un): "Sürer, eker biçeriz güvenip ötesine, Milletin her kazancı milletin kesesine. Toplandık baş çiftçinin Atatürk'ün sesine, Toprakla savas için ziraat cepbesine. Biz ulusal varlığın temeliyiz köküyuz, Biz yurdun öz sahibi, efendisi koylüyüz." Köy Enstitüleri Köy Enstitüleri, kurulduğu çevreleri bilimin, kiiltiirün ışığı ile aydınlatmıştır. Ulusal kiiltürümüzün ürünlerinin derlenip toplanmasına yardımcı olmuştur. PENCERE Anımsatma!.. 17 NİSAN 1984 TURAN ALTUNTAŞ Emekli Öğretmen Köy Enstitüleri Anadolu bozkırının bağrına dikilen "Eğitim Anıtlan"dır. Bundan 44 yıl önce, 17 Nisan 1940 yıhnda kurulan Köy Enstitüleri lsmail Hakkı Tonguç ile köy çocuklarının esendir. Ladik'te, Yıldızelinde, Akçadağ'da Düziçi'nde ve de 21 yerleşme yerinde kurulmuştur. İkinci Dunya Savaşı'nın bıraktığı yokluğa, zorluğa pabuç bırakmayan karayağız köy yiğitleri okullarının yatakhane, yemekhane, dershane, işlik, fınn, değirmen, öğretmen evleri, elektirik santrallerini kendileri yapmışlar. Çoğu zaman çadırlarda yatılmış, kızlarımız bazlama pişirmiş; akıllara durgunluk veren bir çahşmayla yirmi bir Köy Enstitusü kısa zamanda kurulmuştur. Okul binaları tamamlanmış fakat son bulmamıştır: Yollar yapılmış, binlerce ağaç dikilmiştir. Ziraat Bahçeleri kumlmuştur. Malatya'nın Akçadağ Köy Enstitüsü'nde 4 bin kayısı, yuz bin kavak dikilmiş; Adana'nın Duziçi Köy Enstitüsü'nde yirmi öğretmen evi, dört eğitimöğretım binası, bin kişiyi alacak yemekhane binası öğrenciler tarafından yapılmıştır. Diyarbakır'ın Dicle Köy Enstitusü, Aktitülerinin tek eğitim sloganıdır. çadağ Köy Enstitusu'nun usta Eğitim Oğretim Çalışmalan, öğrencileri tarafından kurulmuştur. Yıldızelı'nin (Pamukpınar Kultur Dersleri, Işlikte Sanat, Köy EnsJhusu) ulusal ımeoecı Tarla Tarımı olarak üç bolümgençleri, yeni kurulan enstitüle de toplanır. Eğitim çalışmalan re yardım etmişler, Pamukpınar ve uyku saaıının dışında kalan kurulurken, kendilerıne yapılan zaman içinde çevre temizliği, erbir oküz arabası ile bır vagon tesi gunün derslerine hazırlanmak için mutalâa çahşması yatomruğu asla unutmamışlardır. Balkan, Birinci Dünya ve pılır. Köy Enstitulerınde, çift suKurtuluş savaşından çıkan Ana rup ekin ekmeyen öğrenciye yer dolu halkı bitkin ve yorgun yoktu. Köy ve koylunün Ortaçağ kadu... Genç Cumhuriyet Devletinin hazinesi zayıftı. Iş başa duş ranhğından kurtanlarak aydınlanması konusuna değinen İ. müş, gayreti Anadolu'nun koy yiğitleri göstermiştir. Devlete Hakkı Tonguç: "Koylu insanı omuz vermişler, elleriyle okulla oylesine canlandınlmalı ve bilinçlendirilmeli ki, onu hiçbir rını kurmuşlardır. Köy Enstitülerine üç ve beş guç yalnız kendi çıkanna insafsızca somurmesin. Köyun sakinyıllık köy okullannı bitirenler ahnıyordu. Beş yıl iş içinde eği lerine kole v e uşak işlemı yapmasın. Koylüler, bılinçsiz ve bedatimden geçenler, köy oğretmeni olarak atanıyorlardı. Sağlık me va çalışan birer iş hayvanı durumuna gelmesinler..." diyemuru olmak isteyenler, uçuneu sınıfın sonunda bu kola ayrıh rek.koy kalkınmasını kendi inyorlardı. Başanlı Enstitü mezun san oğelerıyle sağlamaya çalışmıştır. Koyler.dıştan yapay müları Hasanoğlan Yuksek Köy Enstitüsu'ne girip, buradan me dahalelerle değil, kendi iç dinazun olanlar da Koy Enstitulerı mizmi yolu ile içten canlandınlacaktı. Bu amaç, Köy Enstitüne öğretmen oluyorlardı. leri yolu ile gerçekleştiriliyordu. Butun Koy Enstitulerınde, Enstıtu mezunu öğretmenler, eğitim uygulaması birbırinin ay koylulerle birlikte okullannı yarusıdır. " İ ş içınde, ış vasıtasıy pıyor, çocuklarını okutuyor, ev la.iş için eğitim" ilkesi, Koy Ens HESAPLAŞMA BURHAN ARPAD OKURLARDAN Kocaeli Valisine Bayram oğlu 'nun durumu VUayeüniz hudutlan içinde bulunan Bayramoğlu sahil mahallesinde kışın pek kimsenin bulunmamasmdan istifade ederek, süratle kaçak inşaatlar yapılmış ve yapılmaktadır. Bunun yantnda en mühimi doldurulmakta ve denizin ortasına kadar iskele yapılmaktadır. Şöyle ki, plaj yerinden Yapı Kredi Bankası'na giderken bir yalının önü anormal doldurularak kışın rıhtım yapılmış ve onun yamndaki yalı da şimdi denizi doldurmaktadır. Aynı koyda diğer bir yalının önü doldurulmakla ve denizin ortasına kadar iskele yapımına başlanmıştır. Danca Belediyesine birkaç kere şikayette bulunuldu ise de maalesef mani olunmadı ve halen inşaata devam edilmektedir. Öğrendiğimize göre şikayet olunca Belediye zabıta memurları usulen bir ara gelip kontrol ediyorlar ve mühurluyorlar. Sonradan pazar günü dışında kalfa gibi başlarında bulunup gece gündüz beton döktüruyorlarmış ki pazar günü halk gelip görmesin diye. Şunu da söyliyelim ki M.K. 'nin yalısı iki sene önce deniz doldurularak arazi kazanılmış, şikayetler uzerine bir kısmı yıktınlmış ise de bir kış ayında tekrar kaçak, ruhsatsız yapılıp bitirilmiş bir binadır. Tastikli sahil şeridi planı tetkik edilirse gorulecek ki bu kısımda sahil şeridi yola 34 metre mesafeden geçmektedir. Şimdi bir gelip de görulürse son çıkan ağır kanun maddesi (hapis cezası) olmasma rağmen bu deniz doldurularak rıhtım ve iskele işlerini nasü yaptıklannı sizler de dehşetle göreceksiniz. Aynca bilindiği gibi Anayasanın 43. maddesine göre deniz kıyılan devlete aittir. Size şikayette bulunuyoruz. Bayramoğlu sahil mahallesi sakinleri olarak, bu kaçak inşaatlar ve nhnmların yıktınlarak, bunlan yapanlarla, yapmalanna göz yumanların cezalandırılması ve bundan böyie herkesin Türkiye'de bir kanun olduğunu ve bu kanunlann tatbik edilmekte olduğunu görup başkaları da örnek alıp yapmasınlar. Duruma acilen mudahale etmenizi tekrar arz eder, saygılanmızı sunanz. BA YRAMOĞLU SAHİL MAHALLESİ SAKİNLERİ Etçioğlu. Önce şurasını sormak isterim Erkal Beye? Nedir Adapazarı Belediyesi'ndeki yasa dışı uygulananlar? Belediye yi emekli Tuğgeneral Sayın Turgut Arabacıoğlu mu politize etmiştir? Arabacıoğlu'nun kaldığı sürece yapttğı hizmetler inkâr edilebilir mi? Hele hele zatıalinize dosyastnı teslim etmiş olduğu Simge Anıt üzerinde konuşabilir misiniz? Arabacıoğlu gider ayak bazı emeğiyle geçinenlerin çocuklanyle, karnını doyurmak zorunda olan kişileri işe almıştır. Bunlar mıdır yasa dışı işlemler? Bize gelen haberlere göre, Paşa'nm almış olduğu işçilere yol veriyormuşsunuz? Bunların sayılarınm oldukça kabank olduğu da ayn bir iddia konusudur. Demek ki Adapazarı BelediyesVni politize eden de Sayın Paşa imiş!.. Biz, kimlerin politize olduğunu çok iyi biliriz. Sayın Etçioğlu. Bekliyoruz, göreceğiz gelişmeleri!... Çıkanlan kimselerin yerine kimlerin doldurulacağım da çok iyi biliriz. Daha once de yazdım Erkal Bey. Zatialiniz artık Anavatan Partisi ll Başkanı değildir. Politize olan da başkaları ve Adapazarı Belediyesi değildir. Bizzat Erkal Beyin kafasının içidir. Geçmişte kafası politize olanlan çok gördük. Ve hep birlikte de acısını çektik. Bilirsiniz bu tip insanlara KIYIMCILAR derler. İşe yanlış başladm Sayın Başkan, yanlış!.. MÜKREMİN TEKİN SAKARYA Açlık tasarrufu Son gunlerde emeklilere banka hesabı açılacak, yeni bir uygulama yapılacak diye duyuyoruz. Emekliler böyiece tasarrufa teşvik edilecekmiş... Bir SSK emeklisinin aylığı 20 bin ile 35 bin lira civanndadtr. Başka bir geliri yoksa ve ev kirası da varsa, bu emeklinin tasarruf edeceği bir şey vardır: Açlık! Bu ortamda anlaşılan açlık tasarrufuna devam edeceğiz. KENA N ŞtMŞİR CtL/FA TtH Hekimler Hekımler, beşıkten mezara hepimızin en yakını. Gün ışığına kavuşan yenı doğrnuşun ilk çığlığından, gözlerinin fen sönmüş yaşlı hastanın en son soluğunda hekımlere bağlıyız. istesek de istemesek de! Buna karşın, hekimlerden hoşlanmayan, zora gelmedikçe hekime başvurmayanların sayısı az değiidır Yaygın halk özdeyişi "Allah hekime, hocaya muhtaç eylemesin!" bunun dıle getirilişıdir. Hekımin, hocanın, eninde sonunda bu dünyadan uzaklaşış simgesi sayılmasından belki de! Altmış yıl öncelerin on milyonluk Türkiyesi'nde şımdi elli mılyon ınsan yaşıyor. Geri kalmışlıktan kurtulamamış bir ülkenın bütün sorunlarıyla. Sağlık sorunlan en başta gelıyor. Bu alanda hıç değilse sayıca bir gelişme, bir kıpırdanma gerçı var! Sözgelışi. Sosyal Sıgortalar Kurumu, çalışanlann sağlık ve emeklilik sorunlarını bir ölçüde karşılıyor, karşılamaya çalışıyor. Ne var kı, hekim ve sağlık personeli sayısı, personelın eğitim ve bilgı durumu, artan gereksinmelerı karşılayamıyor. Sosyal sıgorta hastaneierinde ve dıspanserlerinde uzayan kuyruklar öyle düşündürüyor. Sigorta hekimlerinin günde yaklaşık yetmiş hastaya bakması, hekımlik bılimi açısından olmaz şey! Olmaz şey ama, uygulamaların gerçeği ortada. Makıneleşmiş sigorta hekimlerinin hastaya bakar bakmaz belki birkaç söz ettikten sonra ilaç yazıvermesi savunulabilir mi? Savunulamaz ama, bunun bütün günahını sigorta hekimine yukleyemeyiz. Sosyal sigortanın kapsamını genişletirken, tesısler ve personel alanını hıç düşünmeyen ve sadece oy hesabı yapan politikacıları unutmamalıyız. Fakat günumüz Türkiyesi'nde hasta ve hekim ilışkileri sadece sigorta hastaneierinde mı olumsuz? Oldukça büyük paralar isteyen unlü uzman hekimler alanı daha mı olumlu? Şöyle bir dinleyen uzman hekim, o sırada kafasının içinde belki de başka şeylerle, tahliller ve testlerle hastayı bir süre oyalıyor ve çoğu yanlış çıkan teşhislerle zaman yitiriyor. Tüketim toplumunun yipratıcı dıştılerıne kendını kaptırmış ünlü uzman hekim, hastahekım ilişkılerınin bir de insan yanı olduğunu düşünmuyor bile. Klasik hekimliğın "hastalık değil, hasta vardır" ilkesi gittikçe unutuluyor. Bu gıdişle hekimın yerıni bılgısayar alacak! Bir gerçeği yınelemekte yarar var. Eski İstanbul'un çoğu semt eczanelerınde bır masa başında oturup hastaya bakan hekimler vardı. Çevre ınsanlarını yakından tanıyan o hekimler, bir bakıma Aile hekimi'ydi. Aıle kişilerinin çoğunu, doğduğu günden başlayarak sık sık görmüş, nastalıklarını lyı etmişlerdı. Bu çok yararlı gelenek, şimdi yazık kı, ortadan kalktı. Hasta insanlarımızın sağlığa kavuşması, günde yetmiş seksen kışıye bakan bilgısayarhekimlere, ya da paralı hastasmı göz ucuyla süzerken başka şeyler düşünen ünlülerin rastlantı teşhisine bağlı! Federal Almanya Sosyal Sigorta Kurumu'nun çalışmalarını özetliyorum. Sosyal sigorta kurumuyla anlaşmalı özel hekimler, şehrin bir çok bölgesınde çalışıyor. Bu hekimlerin muayene yerinde küçük bir laboratuvar, hasta bakıcı, hatta elektro ve ışın tedavi gereçlerı vardır. Hasta telefonla randevu alarak başvuruyor. İş saatı dışında olaylar için nöbetçiler var. Gecenın her saatinde hastanın yardımına koşuyoriar. Hekimleri tanrılaştırmak, her şeyi onlardan beklemek elbette yanlıştır. Sağlık kurallanna aykırı yaşayıp başımız sıkışınca, hekimden mucize ıstemek hakkımız değildir. Fakat Hipokrat ustanın ilkelerine ve andına bağlı kalıp. insanlara bir umut kapısını her zaman aralık bulundurmak görevıni unutmamalarını istemek aşırı sayılmaz. Çağdaş Avusturya edebiyatının güçiu yazarlarından Arthur Schnitzler'in "Profesör Bemhardi" adlı oyunu, bu konuyu işler. Profesör Bernhardi, Viyana'da katolık kiliseye bağlı bir hastanenin başhekımıdır. Hastalardan bırı ağırlaşınca, katolik inanç gereği son ayını yapmak üzere papaz cağırılır. Prof. Bernhardi buna karşı çıkar: "Biz hekimlerin görevı, umut ışığını en son ana kadar canlı tutmaktır." dıyerek. Kilise, kimi bakanlar ve basının karşı çıkmastnı göze alarak. Hekimin bir bilgisayar ve hekimliğin ekmek parası olmaktan Öteye kutsal bir görev olduğunu, hasta muayenesınin bır angarya sayılmaması meslek gerçeğıni unutmamalarını hekımlerimizden istemek durumundayız. JSormal bilet yerine cezalı bilet aldık Adapazarı Belediye BaşkanVnın kafasının içindekiler... Yeni Belediye Başkanı Erkal Etçioğlu'nun kafasının içinde çok seyler var. Günu geldikçe bunlan hep birlikte göreceğiz. "Adapazarı Belediyesinde yasa dışı işlemler uygulanmıştır. Adapazarı Belediyesi politize olmuştur" diyor Esnaf Kefalet Kooperatifî'nin kongresinde 8.4.1984 pazar gunü 19.40'ta Izmit'e varması beklenen Mavi Tren'e bilet almak istediğimizde, gişedeki memurun yerlerin dolu olduğu için bilet satmadığını söylemesi uzerine, mecburen cezalı bilet almaya razı olduk. Tren Izmit 'e geldiğinde, birçok koltuğun boş olduğunu da üzülerek gördük. Cezalı bilet kesen memurdan, trenin Ankara 'dan kalktşta yerlerin dolu olduğunu bildirdiğini, buna karşılık ara duraklarda boşalan yerlerin bildirilmediğini öğrendik. T.C.D.D.Y.'dan ricamız, ara duraklarda boşalan yerlerin bildirilerek vatandaşa bilet kesilmesidir. Boş birçok yer olduğu halde, bizim cezalı biletle seyahat etmek zorunda bırakılmamız, bürokrasi için küçük bir örnek olsa gerek. Üstelik devlet tarafından ahnmış bir haksız kazançtır. DİŞ HEK. FÜSUN ORAN GAZİPAŞA Cad. PENDİK/İSTANBUL Büyük işadamları yaşadığımız dönemin yıldızları oldular; adlannı sık sık gazetelerde dergılerde okumak, televizyonda radyoda duymak doğal sayılıyor işadamlarının; demeçleri yayınlanıyor; ülkenin polıtikasma ekonomisine ılişkin herşeyde onların sözü geçiyor. Bu arada tutuklanan, kaçan. yıkılan, hakkında dava açılan büyük işadamlarımızın adları da sık sık basına yansıyor; Mafia ile ilişkili olanların şöhretlenne de diyecek yok. Dışsatımda başan kazanan işadamına madalya veriliyor; vergi rekortmenlerinin boy boy fotoğrafları yayınlanıyor; ülke ekonomisinin ancak işadamları becerikli olurlarsa düzeleceği söyleniyor. Başbakan ve bakanlar da işadamlarını toplayıp öğütler veriyorlar, sırtlannı sıvazlıyorlar: Haydi aslanlar görelim sizlerü. Peki, emekçi nerede? Ülkemizde işçi diye bir adam yaşıyor mu? Yaşamıyor mu? Var mı? Yok mu? Belli değil. Emek felsefesi yasak, para felsefesı serbest; alınten dökmek enayilik. Bir fırsat yakalayıp köşeyi dönmek için herkes birbirini çiğniyor. * Ülke kalkınmasında emeği, emekçiyi. alınterini, üretimi unuttuk; hiç olmazsa Bertold Brecht'in şiirinde anımsamaya calışalım: Vfed/ kapılı Tebai'yi kim yaptı? Sadece krallann adı geçer kitaplarda, Onlar mı sünıkledi koca kayalan dersiniz? Ve birçok kez yerle bir olmuş Babil, Kim kurardı o kenti yenı baştan Hangi konuttarda otururlardı, Alttn parıltılı LJma'da ınşaat işçileri? Çin Seddi'nin yapımı bittiği akşam Nereye gidiyordu ustalar? Ulu Roma'nın her bir yanı Zafer taklanyla doludur, Şezarlara yenilenler kimlerdi? Ünlu Bizans sadece görkemli saraylarda Oturanlardan mı oluşuyordu? Piaton'un antattığı Atlantik Adası'nı Mavi sular oburca yutarken geceleyin, Boğulanlar değil miydı köleierine bağıran? Genç İskender Hindistan'ı Yalnız mı fethediyordu? Sezar Galyalılan perişan ederken, Hiç değilse yanında bir asçı da mı yoktu? Ispanya ağası Filip'in iki gözü iki çeşmeydi Donanması sulara gömulürken Peki, başka hiç kimse ağlamıyor muydu? ikinci Frederik yedi yıl savaşmın muzafferiydi Başka kim vardı onun yanında? Her sayfada bir zafer yazılı Kim pişiriyordu kutlama aşlannı? Her on yılda bir büyük kişı Kim ödüyordu yolluklan? Bir dolu haber Bir dolu soru. , • Bu çevinyi onyıl önce Almanya'da çalışan bir ışçi okurum yapıp yollamıştt. On yıl sonra bugün yazılı ve görsel yayınlarımıza bakarsanız, samrsınız ki Türkiye'de herşeyi işadamı yapmış, işadamı yapacak; emekçinin adı bile geçmiyor. Çalışan yığınlara "ha var, ha yok" gözüyle bakan bir ekonomi anlayışıyla bu ülke nasıl kalkınacak, nasıl yükselecek? Alınterini hiçe sayan, emeğe saygı duymayan bir dünya görüşüyie 20'nci yüzyılda uygarlığa yetişebilir miyiz? TÜRK HABERLER AJANSI STAJYER MUHABİRLER ARIYOR Türk Haberler Ajansı'nın çeşıtli servislcrinde çalıştınlmak ve yetışlirilmek üzere BasınYayın Yüksek Okulu lkıisat, Siyasal Bilgiler, Edebiyat FakUlteleri veya Iktısadı Ticarı Ilimler Akademisi mezunu "yabancı dil bılmesı" tercıh edilecek bayanbay elemanlar aranıyor. Başvuruların aşağıdakı adrese yapılması rıca olunur. Turk Haberler Ajansı Genel Mudurlügü, Türkocağı Cad. Basın Sarayı Kat 4 Cagaloğlulstanbul 'dan Nisan beıeketi: îki özel çeküişte tpplam 23 Nisan'da bir kisiye toplam Nisan'da kisiye Biletinizi hemen alın, Nisan bereketinden yararlanın/
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear