23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 9 Mart 1974 umhurlyetimizin 50. yılını doldurduğu günumuzde, 128. yılını tamamlayan tarımsal eğitimimiz, acaba ülkemizin bu oluşumun; ne katkıda bulunmuştur? Bu katfcının ölçüsünü ve değerini saptayacak olanlar Türk tarım tarihinin önemli bir kesimine ışık tutmus olacaklardır. Inancımız odur ki tarımımız Cumhurıyetimizin ekonomik ve maddi yönünün en büyük kıynağı olmu'tur. Bu kayrvak. en ilkel koşullar iıerisinde kullanılırken büyük bir hızia buyüyen, güçlenen bir ülkenin bütün hizmetlerin» yeterli olanaklan sağlamaya yöneltilmiştır. Bu yönelişi sağlamak için hayatlannı Türk tarımcı lığı uğruna harcamıs olan ve bugün aramızda bulunmayan tanmcılanmızı rahmetle anmak bor cumuzdur. Tarımımızı herkesin anladığını santfığı bir düzeyden alıp, bilimsel bir düzeye oturtan, sonınlannı ve çözümlenmelerini bilimsel metodlarla ortaya koyan, aşamalarım gerçekleştirerek etkili uygulamalarıyle Türk devletine, köylüsüne, kentlisine ve nihayet tüm ülkemize zaferini tattıran tanm önderlerimizi saygıyla anarım. 128 yıldır tanm ordusunun her kademesine yetişrniş önderler kazandıran tanm eğitimi kuruluşlannda görev yapraış hocalarımıza karşılıklarınl asla ödeyemiyeceğimlz hizmetlerine nasıl bir minnet duyduğumuzu ifado de aciz kalmaktayız. Dünyamlzın içine sokulduğu hızlı ve büyük değişme karşısında ülkeler temel değerlendirmelerinde bile dteğişimlere yönelerek ortaya çıkan bu hızlı değişime ayak uydurma çabası harcamaktadırlar. Türkiye'nin bu büyük değişme karşısında tutucu kalmaması, günün gerekirlerine göre bilimsel çerçeve içinde aşamalara yorıelmesi kaçınılmaz bir zorunluluk gostermektedir. Bu değişimin en büyük özelliği. ülkelerin bağımsız bır şekilde ulusal kaynaklanna dönü? gostermesidir. Üikeler kendi nüfuslarını beslemede, onları daha refaha götürmede, kalkmma ve gelişmelerini hızlandırmada herşeyden önca öz kaynaklanndan fayd'alanmayı en güvenilir bir yol olarak görmektedirler. Bu bakımdan, tarımımızı bashc» temel kaynaklarıraızdan biri görmekteyiz. Işte 128 yıldır harcanan çabalar, örtaya konulan e?aslar, yitirilen hayatlar ve yetiştirilen 7000'i aşkın tekruk kadro boyle bir tarımı yaratmak savaşı vermektedir. C leyld darboğazlan ortadan kaldıraeak yasal değişiklikleri saptamak ve gerçekleştirmek. 0 Toprak • Tanm reformunun gerekirlerlni bilimsel çerçevede uygulamaya aktancı tedbirler almak, kooperatifçiliği güçlendirmek ve genisletmek. 0 Tarımda birim alandan elde olıınan üretimde nitelik ve nicelik yönünden artışı hızlandıracak teknik gerekirleri verine getirmek. Rantalb ve prodüktif tarımı sağlayıcı entansif tarıma kaymak, tanm tekniklerini uygulamaya Bokmak ve yaymak. • Tanmsal urünlerin değerlendirilmelerinl, pazarlamalarını. ahmlannı ekonomik konjoktüre, eünıimüz tekniğine ve ülke yararlarına göre sağlamak. • Tannrsal ürefimde ihracat bidmlerlni yükseltmek, ıthalât birimlerini azaltmak. ihracat ve ithalata ilişkin ı^lemleri millî çıkarlarımıza uygun bir jekilde avarlamak. • Ortakpazar eşifiinde tanmımızını girme»i gereken bünyenin saptanarak güçlü kılınması nı «aülavacak ted'birleri almak ve uygulamak. 0 Tarımda arazi, toprak muhafaza, arazi ıslâhı, sulama, elektrifikasyon enerji ve tanmsal girdilerin etkili ve tanmsal gelişmeye uygun bir çekilde kullanılmalarını sağlamak. • Su ürünleri ve tarımın bünyesinden ayrı düşünülmeyecek hayvancılığa ilişkin sorunlar. Türk tarımmın önemli bir kesimini tutmaktadır. En önemli ihraç maddesi olabilecek hayvansal protein önce milletimize yeterli üretim «eviyesine ulastırılmalıdır. Bunlar gibi daha nice temel sorunlara iliş'kin öneriler çok geniş ve derın bir şekilde dosyalarda durmaktadır. Çok sayıda lnceleme yapılmış, rapor hazırlatılmıştır. Dosyalarda bırakılmış " " raporların uygulamalara aktanlmaları yönunde etkili bir biçimde biraraya getirmenin zamanıdır. Böyle bir dönemde idare edicilerin bilimsel fercıhlen uygulamaya aktanlısta ısrarla dırenmeleri Türk tarımmın ileri tarım düzeyi aşamasına etkili olacaktır. Turkiye'yi bu teknolojık çağ doneminde hâlâ tanmın temel sorunlarıyla uğraşır durumda bırakanlar gelecek ku<aklarca lânetle an:lacaklardır. Çagımızın düşunce paraleline gırmeliviz. TARIMDA UYAıNIŞ Prof. Dr. Rasim DOĞUŞ A. Ü. Zlraat Fakültesi Dekanı zeylndeylz. Bunun »orumlulugu şu ya da bu klsi, ya da kuruiuşun değildir. Tumümuzun, koylümüzün, yöneticilerin artık elele vererek bu sorunlara eğilmek, çözümlemeleri gerçeklestirmek kurtuluşumuzun ve yükselişimizin anahtan olacaktır. Bu umutla bütün ilgilileri Turk tarımımn sorunlarıyle ilgilenmeye, çözümlemelerde sorumluluk duyarak çaba harcamaya çağırıyorum. Güçlerimizi ve çalışmalarımızı bir araya getirerek birleşmemizin içten dileğini sizlere iletiyorum. Gelecek kuşaklara tükenmiş bir Türkiye değil. ulusal kaynakları en iyi degerlencfirilerek yükseltılmis, insanlan dirlik içinde güçlü bir Türkiye bırakalım. Ülkemizin nüfusunun ""c 68'den fazlası tarım kesiminde, millî gelirinin % 32'si. ihracatının c c 80'i tarımırMİan olduğu halde bu kesimin gelisme hızı 40 yıllık ortalamaya göre Te 4, son yıllarda ise % 1 civarındadır. Her beş yıllık planda öngörulen gelişme hızları gerçekleştirilememektedir. Ziraat Fakültelerimiz, Ziraat Mühendisleri Odası, Birliği, Tarım Bakanlığı ve kuruluşlan ve hatta özel tarım kuruluşları Turk tarımmın ilkel tarım duzeyinden kurtarılarak ileri tanm düzeyine aşama yapması için temel sorun ve çözümlemeleri konularında çok çeşitli ve sayıda arastırmalar, teknik kongreler. komısyon toplantıları, konferanslar, sempoz yumlar. sergiler, demonstrasyonlar düzenlemişlerdir. Bütün bu çalışmalar necfen yeterli olmamistır? Çünkü her otorite sorunu bir kenarından çekmiş, gUç birllği sağlanamamiş, her yönetici kendince bir uygulamayı temel almış, yöneticiye göre değişmeyen sürekli bir uygulamalar silsilesi kurulamamıs. va da teknik tercihler, siyasi terclhlere frds edilmlştîr. Türkiye'nin tanm kesimini ilerı tanm düzeyine ulaştırarak, sanayileşmemizj sağlıyacak. ekonomik refah düzeyine geçişimlzl hızlandıracak potansiyel gerek hammadde kaynakları, gerekse teknik eleman yönünden yeterli seviyededir. önem li olan bu potansiyeli bilimin gösterdiği şekilde bir plan çerçevesinde organize ederek kullanabilmektir. Iste Tanm Bakanlığımn, Türk hükümetlerinin bizce en önemli işlerinden biri bu noktatfa belırmekte ve cesur bir koordinasyon beklemektedir. Deniz Gezraiş Olayı $ Uygulama Gerek Türk tarımmın temel lorunlannı derinlemesine ve genişlemesine ortaya koyarak, çözüm lemelerini burada önermek ya da tartışmaya aç mak, kanımızca doyurucu olmayacaktır. Gerçek olan bu sorunların ilgililerce öteden beri bılindıkleridir. Her soruna ilişkin çok sayıda çalısma ya da araştırma vardır. Bunlann değerlendirilerek uygulamaya aktanlır şekilde sonuçlandırılmaları daha da geciktirilmemelidir. Türk tarımmın temel sorunlarından bazılanna ihşkin öneriler şoyle özetlenebilir: • MilH bir Türk tarım planlaması yapmak. Bu planlamayı uygu!amava aktancı, sağlam ve istikrarh bir tarım politikası gütmek. • Tarım işletmelerinln, ışçılerınin, tekntsyen lerinln ve kuruluşlarlnın bu planlamanın hedeflerine uygun yönrfe çalışabilmelerini engel Güçlü Türkiye.. Bütün bunlara karşm günümüzde daha pek çok temel forunu çözüm bekleyen bir tanm dü AFFIREDDETME HÂKKI Dr. Ahmet KERSE eza Hukuku uygulamasmda, kişilerin suçsuzluğu asıldır. Bu prensibin ışığı altmda bir kimsenin. suç işlemediğini ispat etmesi yerine, kisinin suç işlediği iddia ve ispat edilmesi gerekir. Ceza usulü kanunlanmız da buna göre düzenlenmiştır. Af, suç işleyenlerin, başka bir ifade ıle suçluluğu ispatlanınıj kişilerin, eylorJerinı suçlu olmaktan çıkaran veya o suç için kanunla tayin olunan cezayı kaldıran bir yasama tasarrufudur. Şu hale göre, suç işlemeyen bir kimsenin aifedılmesı bahis konusu olamaz. Ceza Hukukunun yerlejmij bu prensibi, memleketimizde 1940 yıhna kadar yürürlüğe konulan af kanunlarmda maalesei yer ülmamıştı. 28. ekim. 1960 tarihinde yayımlanan ve aynı gün yürürlüğe giren 113 sayılı Af Kanununun 1. maddesinin ikinci fıkrası ilk defa «affı kabul etmeme» hakkmı mevzuatımıza getirmiştir. Bundan sonra yürürlüğe konulan 134 ve 780 sayılı Af Kanunları da bu prensibe yer vermişlerdir. Kanımızca, böyle bir prensibin kabulü ve kanunda yer almasının sağlanması, insan haklanna uygun bir davranıs olmuştur. Cumhuriyetin 50. yılı dolayısiyle uzun zamandır söylenen «genel af.. CHP MSP koalisyon hükümeti tarafından hazırlanırken, «kuralımız«a uzmanlar kurulu yer vermiş, fakat Hükümet, «teklif.teki bu mükemmel kuralı metinden çıkarmıştır. Ne yazık!... Böylece, af kanunlarımn tedvininde yeniden 1960 yılından öncekiuygulamaya dönmuî oluyoruz. Bu suretle suç işlediği ispatlanmayan kişileri de yasama organı affetme durumuna düşecektir. Kanımızca, yasama organınm böyle bir tasarrufa hakkı yoktur. Sayet, teklif bu hali ile kanunlaşacak olursa suçsuz kimseler de affedilmiş olacaklardır. Bu uygulama yasama organınm yetkisini aştsğı gibi, «hakça beraat» edecek kimselerin bu haklarını tanımamakta ve bu suretle insan haklanna açıkça aykm bir davranı? meydana getirmektedir Bir hükümet tasarısı olarak sevkl yerine Parlamenterlerin imralan ile verilmesi uygun görülen, «Af Kanunu Teklifi. CHP Ortak Grubunda müzakere edilirken, Izmir MUletvekili, Kurucu Meclis Üyesi hukukçu Dr. Alev Coşkun konu üzerine eğUmij, prensibin insaniliğinden, ceza hukukunun en ilerici kurallanndan olduğunu savunmuş ise de CHP Ortak Grubu, teklif üzerindeki Hükümet noktai nazannı değiştirmemiştir. Sayın Coşkun'un bu konuda vermis olduğu önerge Ortak Grup tarafından reddedilmiştir. Siyasi partiler ileri gelenleri tarafından bir «iç banş« getirecefi sık sık söylenen Af Kanunu, bu hali ile yürürlüğe girerse, •hakça beraat> etme imkânma sahip bazı kişileri de, sanki suçlulukları ispatlanmış gibi af görecek ve onların «hakça beraat» hakkını kullanmalannı önleyecektir. Suçluluğu mahkeme kararı ile saptanmıs kimselerin aftan yararlanarak yeniden topluma katüması ile «hakça beraat» ederek topluma katılmak arasındaki farkın büyüklüğü ortadadır. Bu uygulama, suçluları hürriyetlerine kavuştururken, suç işlememis ve fakat haklarında kamu davası açılmış bir kısım insanlara da suçlu darogasım vuracaktır. Affm reddi hakkının kullandınlmaması siyasî olarak vasıflandırüan ve Sıkıyönetim Askerl Mahkemelerinde yapılmakta olan durusmalara da iş sonuçlandırma yönünden büyük etkisi olmayacaktır. Çünkü. bu mahkemelerde affın kapsamına giren bir kısım suçlann sanıklarınm duruşmalan tamamlanmış veya 146, ve 171. maddeler genel affm kapsamı dışmda bırakıldığından bu konudaki duruşmalar devam edecektir. Duruşmalan devam edecek kişiler veya müdafileri sövleyeceklerini söyleyeceklerdir. Fakat, adlî suçlardan haklarmda kamu davası açılanlarla, sıkıyönetim mahkemelerinde yargılananların hepsınin mahkum olabileceğini düşünmek mümkiin değildir. Aksi halde, hakkında her kamu davası açılamn mahkum olacağmı kabul etmek, mahkemelerin fonksiyonunu inkâr etmek olur. Teklifin bundan sonraki kanunlaşma çalışmalarında, Millet Meclisi Komisyonları, Genel Kumlu ya da Cumhuriyet Senato«unda haklarmda dava açılmış ve kovuşturma yapılan kişilere «AFFI KABUL ETMEME» prensibinin metne alınmasım ummakta ve dilemekteyiz. • BIR HUZUR KOŞESI... onumuzs Firdevsi'nln güGELtRt BULUNMAYAN KİMSESİZ YAŞzel oldugu kadar hüzun doLILARLA, AÎLESÎ KİŞİLERİNCE FAZLA lu şu sözleri ile girmek istiyorum: «Gençlik bahar gibiGÖRÜLEN, YA DA ÖNEMİNİ YİTÎRMİŞ. dir, ihtiyarlık ise kış gibi. Fakat öyle bir kış kt, arkasından ARTIK ÇEVRESÎNE VERECEK BÎR ŞEYÎ asla bahar gelmeyecektir.» Hayatın buzullar ülkesindekl KALMAMIŞ KÎŞÎLERİN KORUNMASI bu yaşlılık dönemi insanın gcrDEVLETİN GÖREVİDİR. çekten en guçsuz olduğu. en çok sevgi ve bakıma, korunmaya muhtaç bulunduğu, oysa, yiğıtliği de elden bırakamayıp, dışanya karşl bir çınar gibi aSelâhattin TURLA zametli, kuvvetli, bilgill, tecrübeli, önemli gorünmek için çırSSK Genel MüdürlUk Müşavıri pındığı. çaresiz bir dönemdlr. Yaşlılık gibi hiç kimsenin sev mediği, konuşmaktan, düşünmekten dahi sıkıldığı bir koUygarlık, insanlık için bir yüz rinde görüş tazelemekte çeşitli nuda yazı yazmanın pek de kokarası olan bu davranıçları za yararlar vardır. lay olmadığını bildiğimiz h a t # Huzur Evlerinın amacı: manU ortadan kaldırmağa çade, bu?un ne denli genç, güç lışiı. Devamlı olarak jataga bağlanlü, sağlıklı, arkalı (torpilli), zea Türk ailesinin temeli sağlam mayan, "be'depen ağtfibir sakatfgin, egemen. yakışıklı, gü«el vs, yBnden tehlikeji ' geleneklerine bağlı olması ne ğı veya ruhsa"!bulunmayan, orglolursak olalım, ulaşacfcğırtır bir sakıncası deniyle yaşlıların dramı henuz nik yetenekleri günlük yaşantıbır ca|>n getireceği problemleri yuz kızaıtıcı bır duruma gclme sını yardımcısız devam ettirecefc bugunden bilmck, öğrenmek cemiş olabilir. Bununla birlikte, nitelikte olan kimselerin, isteklesaretinl göstermek zorunlulusanayileşme ve giderek kentleş ri halinde, fiziksel ve ruhsal sagğundayız. me oranı yükseldikçe berabe: lıklannı korumak ve devam ettirBugune dek yaşlılığın çeşitli lerinde getırdiği sorunlar, yaş mek, sosyal ihşkilerini, kişiliklenedenlcri belırtilmış ama doyulılar için de pek çok sıkıntılar rını geliştirmek ve onları mutlu rucu, kesin bır tarifi yapılamave uyuşum guçlukleri yaratma kılmak olmalıdır. Yanı Huzıjr mıştır. ğa başiamıştır. Evi, klâsik anlamı ile bir tembelYaşlılığl biyolojik bir alın yaÖrneğin; kuşakların görüş ay hane veya miskinler tekkesi dezısı, bir yazgl olarak kabul erıcalığı, konut bunahmı, hayat Jüdir. denlerle birlikte, «İnsanın kipahalılığı, gurbetçilık, emekll • Huzur Evleri'nin görevleri: çiliğini yaratan şeylerin kaybolayhklarının artan hayat pahaYukarda belirtilen amaca döma dönemi» (Hemıngway) dilılıgını karşılayamaması, vs. nuk görevleri şoylece sıralamak ye tarıfe çalışanlar olö*uğu gibi, gibi nedenler, aüede huzursuz mumkündür: patolojik durumlar hariç, gençluk ve geçımsizlik doğurganı ol a) Yaşlınm fiziksel ve ruhsal gemaya başladıkça, yaşlıları, ileri yaşh aynmını kabul etmeyen reksinmelerını tanımak ve karilkelerde başarılı örneklerı g> hukukçular ve kiçinin fizyoloşılamak. rülen «Dinlenme Evlen Huzur b) Yaşlıların ilgilenecekleri iş jik, yönlerinin organik yıpranEvleri • Geriatri Hastaneleri ması olarak tanımlayan hekimalanlarını araştırarak bulmak vs...» gibi çeşitli ısimler altındi ve bunlara en uygun rehabilıler de vardır. kurulmuş ve kurulmakta olan tasyonu ve yaratıcı çabaları Tarifi ne şekilde yapıhrsa yamodern muesseselerde barındır sağlamak. pılsin kişisel yaşlılik yanında mak, boylece, hırçın gelinin, c) Boş zamanlarını değerlendirbir de toplum (kitle) yaşhlığımaddi, manevi yorgunluktan mek suretiyle kendilerinde yanın bulunduğunu kabul etmek bunalmış evlâdın, savgıyı unutşama istek ve istemini (ıradegerekir. Kitle yaşlıhğını veya muş haşarı torunlarla damatl.ısıni) uyandırmak. ortalama ömur uzunluğunu sap rın, kısacası uygarlık canavan ç) Yaşlının aile çevresindekl utayabilmek için, ölumlerın yaşnın açtığı yarayı kangren olmanutulmuşluğunu toplum şeflara gore dağılışım gosteren odan tedavi etmek gerekmektekati ile tedavi etmek, gibi inlum istatistıklerıne (mortalite dir. san onuru ile bağdaşan çabatablosu) ihtıyaç vardır. lar olmalıdır. Hiç bir yerden geliri bulunmaModern demografi (nufus il• Kabul koşulları: yan kimsesiz yaşlılarla, aılesi kimi) metotlarına göre, son 30 yıl Dinlenme Evlen'ne kabul edilçindeki nüfus sayımlan sonuç şılerince fazla görulen veya öne lecek yaşlılar arasında ırk, renk, mini yitirmiş, artık çevresıne velan değerlendirilerek yapılmış cinsiyet, dil, din, mezhep, siyasî bir yaşam tablosu esas ahndı recek bir seyleri kalmamış yaşlj düşünce ve felsefi inanç, sosyal lann koruanıası Devlet'ın görevğında yurdumuzdaki ortalama menşe ve servet yönünden hiç lerindendir. ömur uzunluğunun arttığı görül bir ayırım yapılmamalıdır. Yıne buniarın arasında sevgili, mektedir. (Bellı bir yaş barajmın altınsaygılı bir aile çevresi ve mal var Yaşlı sayısındaki bu yüksel lıgı olup, kendilerine bağlanmış daki gençler, uyuşturucu madde me, her üiketfe olduğu gıbı ko bir emekli veya dul aylığı bulu kullananlar, alkolikler, cinsi sanu üzerine önemle eğilmeyı ge nan ve çocukları arasında huzur pıklar, ağır akıl ve ruh hastalan, (cüzzam), rekli kılmıştır. Ingiltere'de yaş lu bir yaşlılik dönemi geçirenlere sar'alılar, lepralılar lıların refahı için yapılan har «uzun yıllar» dileğinden başka mikrop saçan veremliler, bulaşıcamaların, sosyal guvenlik gi yapılacak bir şey yoktur. Zaten, cı hastahğı bulunanlar, başlangıç derlerinin 1/3'Cnü teşkil ettiği insana, kendi yapabileceği veya ta özel tedavi kuruluşlan ile yagirişilmemiş dikkate aliRirsa, bizim bu konu sahip bulunduğu şeyleri vermek kın organizasyona larda sahip olduğumuz değerle le ona haysiyetli bir yardım ya ise, Huzur Evlerine alınmayabiljr ler.) rin bılançosu incelenmeğe değer pılmış olunmaz. gdrülecektir... # Odalar ve bakım: Bu yaşlılar içinde öyle bir gruOdalar, İdarece aile sıcaklığı bu vardır ki, az veya çok bir e ölçüleri içinde döşenir, ancak arYaşlıya saygı meklı aylığına veya başka bir Yaşljlann tarih boyunca yü ranta sahip olduklan ve kabul zu eden yaşlılar kişisel hatıra eşyalan ile kolleksiycnlarını da burekler acısı bir dramı vardır. edıleceklen Huzur Evinin finansİlkel toplumlarda insan, hsr manına makul ve mütevazı bir rada muhafaza edebilırler. Yeterli bir bakımı gerçekleştir yönü ile kuvvetli olduğu sure ölçüde katkıda da bulunabilecekce, çocukları, aile bireyleri ve leri halde, kendilerine bakamıya mek içm, yaşlılann durumlarına ış'.klandırma, havaetrafı tarafından kabul edıle cak kadar halsiz, kimsesiz, yete gore; ısıtma, gıyım konusunda ölandırma ve gelmiştir. Ancak, toplumlar uy neksiz. umutsuz veya talihsiz bir zel guvenlik tedbirleri alınmalıgarlaştığı olçude, kuvvete da şekilde uygar çağın sağarlığına, dır. yalı saygı ve itibar gittikçe yu nemelâzımcıhğına terkedilmişlerYaşlılann tıbbî ve her türlü muşamaya başlamıştır. dir. psıkososyal tedavileri yapılır. OÖrneğin, 1850'lerde Japonya'Sosyal Guvenlik ve Sosyal R« lanakları bulunan yaşlılar kendida yaşayan Enu kabüesı yaş fah Hizmetleri, fonksiyonlan ay lerine aynca özel bir hekim de lılarının, köpeğe atarcasına ö rı ayn şeyler olmakla ber»ber, tutabilirler. nüne bır parça çiğ balık bıra binbirlerinden avrı düşünülmeElbise ve çamaşırların aynı kılıp olüme terkedüdikleri, Si mesı gereken kavramlardır. renk ve biçimde olmamasma özei birya'nın kuzeyınde yaşayan Orneğın, sosyat güvenliğin yaş liklp dıkkat edilir. Koryak kabilesi yaşlılarının ise lılık aylıgı tahsiîi kimsesiz veya Sosyal ve ahlâki gelenekler rferhal öldüruldukleri, hele bu yeteneluiz itıtiyarlara geçım gaölümün tantanalı bir tören ha rantisi vermez. Bunlann sosyal vası içinde ve evlât hançeri ile refah hizmetleri gören kuruluşyapıldığı, Eskimo yaşlılannın lara yani «Huzur Evlerine» de ihTEŞEKKÜR bir kayıkla denizin veya buzul tiyacları vardır. lann sonsuzluğuna terkedüdikîleus ameliyatımı yaparak Bunlardan emekli aylığı olup leri ilkel çağları çok gerilerde sığınacağı bir huzur köşesi yokbenı gerçek bır ölümden bırakmış bulunuyoruz. kurtaran S.S.K. Beyoğlu sa,yahat diğeri var da emekli Hastanesinden Cerrahı Müt. ayhğı yoksa, bu Anayasal haklarSayın Opr. Dr. dan bahsetmek, süslü kelimelerle sosyal guvenlik edebiyatı yapmak OİŞ TABtBİ İZZET YURTSEVER'e tan öte bir değer taşımaz. As. Dr. Y. Atık, Narkoz İşte bu tanımı ile «Huzur EvOrhan TÜZÜN len» eeleneksel anlamı içinde ne Muth. Dr. İ. Acemoğlu, Narbır «Darülâceze» ne «Düskünler koz Tekn. I. Baltacı, hemşiSaat 13.30 19.30 Yıırdu» ne de «Yoksullar Yurdu» re N. Akman'a en derin Samatya Cad No: 400 J dur. şükranlarımı sunarım. TLU 21 75 « j Huzur Evleri Mehmet Kesldn îdeale ulaşamamış olsa bile bir Huzur Evi'nin ana çizgileri üzeCumhurivet 1913 Cumhunvet 1915 K C zorlanmadığı ve yaslı sağlığı için zararlı olmaaıgı takdırde, g;yım konusunJa, yaşlılar tdarenin görüşüne zorlanamıyaca^ı g:bi, dıkişlerını dışaıda dıktırmek isteyeruere de ;<erekii kolaylıklar gösterilmelıdır Huzur Evlermde yaşantı: Belirlı aralıklarla yaşlılara fılmler göstcnlır, konserler verılir, birlikte gezıntiler neşeli yürüj'üsler yaptınlır, munazaralar, temsil ve konferansıar dü7enlenir. Kurallara uymak suretıle, yaşlılar, akraba ve arkadaşlarının Huzur Evi'ne veya yemeğe hattâ yatıya davet edebılmelidirler. SONUÇ Yukarıda ana hatlan belirtilen koşullara, okurlarımız, yaşlı sever, cömert gonülleri ve yaş1:1ar biJjmi.iGerontologi) , kj»çısından daha nıcelerıni ekİeyebilırler. ,^ v Bu mutlu ve hayırü adımın bugün için en büyük Sosyal Gü venlık Kuruluşumuz olan Sosjal Sigortalar Kurumunca atılmasının olanaklan araştırılmîhdır. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasasımn 14. maddesinin ıkınci fıkrası, 33. maddesi, 1186 sayılı Yasa ile değişik 36. maddesi ile 1517 sayılı Yasa ile defjişık 123. maddesi ve 4792 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Teşkilât Yasasımn 11. maddesinin (ç) fıkrası nükümlerinden de yararlanmak sureııyle, uzun yasama prosedürü takibıne mec bur kalmaksızın. süratle hazırlanabilecek bir Yönetmelik ve olumlu çabalar sayesinde, diğer kuruluşlara da örnek olacak bu hayırlı adımın atıııp atılamıyacağı hususlannın ciddî bir incelemeye tâbi tutulması, en azmdan 75.000 yaşlılık aylığı almakta olan sigorta emeklisinl «Huzurna kavuşturacaktır. ehrin kıyı bucajını dolaşırken sağda lolda insanın gözüne tuhaf levhalar çarpar: Kennedy Kebapçısı.. Jacqueiine Berberi.. Sureyya Mağazası.. , Halkın şöhretli kişilere eğilimi vardır. Köroğlu'dan Çakırcah'ya. Genç Osman'dan Menderes'e, Yılma» Güney den Denız Gezmışe. Emel Saym'dan Zeki Müren'e dek birbiriyle ilgıli veya ilgisız. olumlu veya olumsuz nice ünlu, sokaktaki insanın yaşamına gırmiştif Sırasına göre bu ünlüler için fıkralar uydurulur, hikâyeler anlatıhr, iyıkotu soylentiler birblrınl kovalar. Sıradan kişi çoğu zaroan tektfuze yaşantısının dışına çıkmak ıster; ama bunu basaramaz. Masallarda, romanlarda, resimli kuşaklarda, fılımlerde olağanüstü yaşamların kahramanlarını ızlemekle yetinir; yapamadığl lşleri yapanlara gızli bir hayranlık duyar. Bazı açıkgözler de bu hayranhktan yararlanmak için çeşitli yollar bulurlar. Sınema yıldızlarının fotoğraflarını basar, aşk hıkâyelerlni yayımlarlar. Popüler önderlerden, Mafia hderlerlnden, devlet başkanlarından, prenseslerden. kırallardan soz açan guncel dergiler, iyi satıs yaparlar. Avrupa'nın Batı ülkelerinde kokusmuş hanedan kalıntılarına önemli yer veren, kıralıçe ve prenseslerin katıştığı sosyete ya?antısını chle geliren, ve küçük burjuva özlemlerınl gldıklayarak satış yapan nice dergi pıyasaya surülür. Ingillz Başbakanı ıle Prenses Grace'ın bir baloda buluşması, ya da Kıssinger ile füânca yıldızın elele dolaşması böyle dergiler için dünyanın en büyuk olayıdır. Ister köylü olsun, ister işçi, ister toplumun başka katlarından gelsin; devrimci kultürü benimsemiş kişi böyle yayımlara guier geçer. Halkın küçük burjnva Szlemlerinl sömürerek para kazanmak yoluna sapanların masailanna metelik vermez. Çunkü devrimci kültürC benimsemiş insan, yaşamın anlamını da kavramıştır. Ve bu yaşamın içinde kime ne değer vereceğini bilir Türkiye son yıllarda çok çalkantılı bir dönem geçirdi. Bu çalkantılı rfonemin her soydan ünlüler yaratması doğaldır. Banka »oygunları, jdam kaçırmalar, Istanbul çapıııda aramataramalar. aydın avları, işkenceler, CIA'nın iılke içindekı oyunlan vb. Bu olaylar bir dizi ünlü yarattı. Üç genç asıldı, nıcesl öldürüldü. Bugün halk kesiminde olafanüstü dönemin kalburüstu adlari bilinıvor. Bu isimlerin tümü, tarihin defterine toplumsal yaşamın ve bilimin gerektirdiği biçimde yazılacaktır. Ne var ki, yakın geçmişin alacakaranlığı daha dağılmamışken. açıkgöz girişimlerle para kazanmak isteyenlerin piyasaya bu konuda kitapUr sürdukleri de jörülüyor. Geçenlerde bunlardan biri elime geçti: Adı: Deniz Gezmiş Olayı. Evet, Türkiye'de bir Deniz Gezmiş olayj var. Ve bir şöhreti var Deniz'in .. Babıâli kitapçısı bundan yararlanmak fırsatını kaçırmamış; yalan yanlış bir sürü bilgiyi, yazıyı, haberi bir kitaba doldurup piyasaya sürmii? ve dördüncü baskıyı da yapmış. Şöhretli kişilerin hayat hikâyesini dile getirmek bahanesıyle yalandolan masalı anlatarak para kazanmak yolu asmmış bir eski patikadır. Bu eskı patikayı daha dün idam edilmiş bir genç insanın şohretinden yararlanmak için çiğnemek ayıp birşey olsa gerek. Hele bir genel affın çabalan henüz sonuçlanmamısken ve bir sürü genç insan haptshanelert doldururken, hele siyasal ortam yakın geçmişin yaralarını ya da (ferçeklerinl nesnel bir gözle ıncelemeye yatkın degilken .. Deniz Gezmiş'ln avukatı Sayın Halit Çelenk, bu kitap için bir açıklama yaptı. Ve gerçek dışı olaylann gerçetaruş gibi halka sunulmasındaki saygısızlığı önlemek istedi. Ben bu saygılı çabanın bir yarar sağlayacağını sanmıyorum. Dün oldufu gibi bugün de 12 Mart ürünü bir sürü kitap çıkacak. Sıradan insanın merak ettiği olaylann sömürüsü yapııacak. Zaten daha yargılama doneminde bulunan davalar için bile dızi dizi ne idüğü belirsiz yayımlar yapüıyor. Deniz Grzmlş Olayı kitabını yayımlayanlar ayıp birşey o ^i f>O r TEŞEKKÜR Bizleri sonsuz acılara terk ederek aile büyüğümüı iyi insan aramızdan ttyrılan A. IEVF1 ZORlU'mm cenazesine gelmek lutfunda bulunan, çslenk gönderen telefon, telgraf, mektup ve bizzat ziyarete geleıek büyük acımızı paylaşan akraba, dost ve arkadaşlari'nıza zıunnet ve şUkranlarımızı duyurmayı bir borç bilıriz. AtLKSl Cumhuriyet 1914 TEŞEKKÜR "Eşim ve Babamız, değerli insan, tstanbul Cemiyeti MALl MÜŞAVİBİ Gazetecileı İlk Serinin 2. Kitabı MELİH GEVOET ANDAY Cavit Fikri Tuğcu'nun 21 Şubat 1974 tarihinde vefatı dolayısiyle, cenaze merasimine katılma lutfunda bulunan, çelenk gönderen ve çelenk yerine hayırsever kurumlara bağışta bulunan, aynca telgraf, telefon, mektup ve tâziyet ziyaretleri ile acımızı paylaşan kendisinin ve aile efradmın okul, askerlik ve iş arkadaşlan. akraba, tanıdık, dost ve ahbaplarına ayn, ayn teşekküre büyük acımız mani olduğu için minnet ve şükran hislerimizin ifadesine sayın gazetenizin tavassutunu bilhassa rica ederiz. AtLESt Cumhuriyet 1922 •aaaaaHHi leni Tanrılaı FIYATI: 15 İIRâ l : TEKNİK KALAY ALINACAKTIR T.C. DEVLET DEMİRYOLLARI ISTAM3UL ALIM VE SATIM KOMİSYONÜ BAŞKANLIĞINDAN : i • S B 1 5000 Kg. teknik kalay T.S. 491 külçe kalıp halinde pazarlık suretiyle satın alınacaktır. 3 Pazarhk 14 Mart 1974 Perşembe günü saat 15.00'de yapılacağından, iştirak etmek isteyenlerin mezkur gün ve saatte komisyonumuzda hazır bulunmalan şarttır. 3 Lüzumlu malumat komisyonumuzdan almabüir. 4 T.C.DX>. üıaleyi yapıp, yapmamakta, kısmen yapmakta veya t ih ettiği talibe yapmakta tamamen serbesttır i'steme adresi: ÇAĞDAS YAYINLARI Cogaloglu Halkevi Sokak No. 39 W Cumhuriyet LU20 • a »»^ • • »• » * * « « • « * » . « • • • » » • » * BBBBBfcfiHBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBBHBBB» (Easm: 11836) 1909
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear