25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CüMHURÎYET 27 Ekim 1974 ... İ3ÜTİJM , JiCAMEEMİN ABDULCANBAZ TURHAIM SELÇUK ; . ONLAg DA Ljp., fcHU^LA 0YfW.lt DAGLAR KRALI Yazan: Edmond About Çeviren: Ali Sirmen Ç3KAN KI8MIN ÖZTTt: Genç Alman botanıkçlsi Hermann Schultz. 1856 yılında kazandıgı bır bursla Yunanıstan'a ğitınıştir. O günleroe ülkenin gerçek hakimi Dajîar Kralı diye anılan haydut Hacı Stavros'tur Hermann Schultz Yunanıstan hakkınria d&ha, once Dir kıtap yuan.ş oian Edmond About'ya, Hacı Stavros'u ve haydutlarm kol gezdığı Yunanistan'da başına gelenlen anlatmaktsdır. Bir pazar. yukanda anlattıgm serUven baslanndan geçtıkten lasa bır süre sonra, John Harris yemeğe bize geldıginde Krisrod'll'un > • nında Hact Stavros konusunu açtım. Ev sahlbimiz, kurtuluş savaşı sırasında, bu unlü kışiyı çok kere yakından görmuş ve tanımıştır. O zamanlar haydutluk bugünkü kadar tartışma ko nusu degıldı. Kristodul önce, Santorın şarabını dikti, grt gtlr bıyıklarını şoyle bır sıvarladı ve sonra ara da sırada ıç çekmelerle kesılen uzun öyküsünü anlatmaya koyuldu. Bıze, Hacı Stavros'un Tıno Adası papazlanndan ya da rahıplerınden birinin oglu oldugunu soyledı. Tann bılır hangi yılda dogmuştu! Geçmış iyı devırlenn Yunanlılan, zaten kendı yaşlannı bilmezlerdı. Çunkü nüfus kaydı denen şey çoküş donemır.ın körü bir ica dıydı. Onu kilıseye yazdıran babası okuma öğrenmesini saglamıştı Delikanh yırmı yaslanna doğru Kudus'e gıTnış ve adma b:r de Hacı sıfatını eklemışti. Hacı Stavros yurda dönüşünde bır korsan tarafmdan esır alınmıştı. Galip komutan, esirınde bazı yetenekler gormüş ve boy lelıkle genç esırı Mıçoluğa getırmıştı. Işte Hacı Stavros Turk gemılerıne ve genellikle Ustün de top bulunmayan bütün gemılere karşı sava sa boylelikle başlamış oluyordu. Delikanlının ne semisı vardı ne de alacak parası.. Çaresiz karâda korsanlık yolunu tuttu. Yunanlılann TUrklere karşı ayaklanması genç haydutia, bula nık suda avlanacak ortamı sagladı Hiç bir zaman haydu* mu, yoksa isyancı mı olduğunu tam kestıremedığı gıbı, komuta ettığı adamlann hırsız mı yurtsever mi olduklarını da bir türlü kesinlikle anlayamıyordu. Turklere karşı kıni onu bır Rum köyu yanmdan geçerken orayı da soymayacak kadar körleş f ırmem:ştı. Onun için, ister dosttan ister düşmandan gelsın, ister adi bir soygun. va da muzaffer bır taîan sonucun da elde edılsın bütün paralar iyivdı Böylesine bilge bir tarafsızhk servetinın çok kısa zaman da büyümesıni sağladı. Onunla bırlıkte olundu gu zaman para kazanılabılecefi bir kere çevre ye yayılınca, bütün çobanlar bayrağı altmda toplanmaya başladılar. Sonunda Hacı Stavros' un adı bir ordu kadar güçlü sa^lmaya başlan dı. Yunan ayaklanmasını koruyan yabancı güçler Haa Stavros'un parlak gırışımlerinl yakından lzltyor, ama servetinin genışbğıni bilemiyor lardı. O zamanlar herşey pembe görünüyordu. Lord Byron Hacı Stavros u öven bır şiir yazmış ü. Paris'ın ozanlan, O'nu Epımınondas'a ya da Aristide'e benzetmekteydiler. 8*bıt O«rmaın mahailesmde onun ıçın bayraklar açüıyor, Fransız başkentinın dort bir yanında onun adına para toplanıyordu. Boylelikle saki bir yandan Fransa'dan, 6te yandan tngiltere ve Rusym'daa para 'ardımı alıyordu. Doğrusu ya Turkiye'den yard ı gormedığıne garanti Tereraem. O gerçek bir üikaryaydı. Ssvasın sonuna dognı diger çete reıslen gıbi o da Atina'da Akropolde bulunuyordu. Hacı Stavros'un yatağı Margaritıs ve Ligandas'm ortasında. Hepsi de gecelen servetîerını yastıklannın altına yerleştırmış öyle uyuyorlardı. Derken birden çatı öylesme ustaca çök tü k., dısarda nargılesini tüttürmekte olan Hacı Stavros harıç herkesi ezdi. B<5ylelikle bızim Srav ros yoldaşlannm da mırasına konuverdi. Tabıl herkes bunun hakkedılmiş bır kazanç olduğunu dusünüyordu. Ama onun da önceden goremedigı bir felâket geldı çattı: Barış imzalandı ve böylolikle Hacı Stavros'un bsşan dolu döneml de sona erdi. Haydut, servetmi yanına a'.arak, koye çekıldı ve gozlerinin önünde cereyan eden ganp sahneyı izlemeye koyuldu Yunarustan'ı kurtaran guçler, şımdi Ulkede bir krallık krrm» ya çalışiyorlardı. Üstehk adamın kulağına hos ol mayan bazı sözcüklerde çalmıyordu. Son z»man larda hükümet, ordu, polis kuvvetıerı gıbı seyler den sözedıyorlardı. Hele tüm mülktinün bir k»y makamlık bölgesınde toplanacafını duydugund» paJikarya iyice güldü. Ama, tahsıldar yıllık vergiyi almak Uzere kapıya dayandığında artık isin cıddıye alınmasını gerektığıni anladı ve aâamı, cebindeki bütün paralan aldıktan sonra kapı dı san ediverdi. Anlaşılan Adalet onunla hır çıkar mak istiyordu. Hacı StavTOs dağların yolunu tut tu. Zaten evde de sıkılıyordu. Gerçl insanın b»şını sokacağı bir yeri olsun isterdi, ama damın altmda defıl de üstünde yatmak koşuluyhu Eski silah arkadaslan krallığın dort bir ymnma dagılraışlardı. Devlet onlara toprak da ver mi.ti. Onlar da çahşmanın insanın dişlerini acıtan mihnetli ekmeğinl kemirmekle meşguldüler. Ama bir kez şeflerinin kanunla başının derde glr digiı' öfrenir ögrenmez topraklanm »atıp o m n yanına koştular. Hacı Etavros'a gelince o mUlkü nü arttırmakla yetlndi. Adamda gerçekten yön» tici yeteneti vardı. Ban$ re mlskinllk onu hasta etmisti. Ama dağların havası kendisine Byle lyi geldi U, 1840' ta evlenmeyi bile dusUndU. O sırmlarda eUisini askmdı ama ne Jarkeder, onun gıbi »damlann az lhtiyarlıkla ne gibl alısverisi olabilirdi M. Azraıl bile bunun gibilerin canını almadan önce iki kez düsunmek sorunda kalırdı. Mora"nm zenguı ailelerinden birinin mirasçısını alarak krallıgm saylu nüfıalu ki?IIerinin dostu, akraba sı haline geldl. Kansı heryerde onun peslnden gltti. Hacı Starros'a bir kıı evl»t verdl. Sonra da ateşlı bir bastalıga yakalanarak Bldü. Daflar kralı kızını kendi basına adetâ bir anne sef kattyle büyütttl. TaTrusunu dlsleri Ustünde hop latırken kasarlanmıs, eskiyalar gülerek «Senin bir sütün eksik» derlerdi. (DEVAMI VAR) Tarihi Görünümünü Yitiren Boğaziçi Arkeoloğ Erdem YÜCEL rasının mahall» bekçisıyira v« ben böyie yangın goroaedlm. Bi na önden ve arkadan bellü yırmı yerden birden y ı n m ı y t bas ladı. Bır ıa»tte bu tarihl yalı kul olup gitti, dedl.» Yakın tarlhlerde pespese ortadan kalkan yalıların hangi bırırvden soz etmelı* Peride Sultan, Mustafa Fazıl Pa«a, Ha«eyın Avni Paşa, Köçoğlu, Kandllll yalıları yıkılmış, Clıftonlar, Sabıha Sultan, Yılanlı Yalı yanmış, Habıb Bey, Zulufıu Ismail Paşa, Zarıf Mi"tafa Pasa \alilannin ıse ancak bır bolumu kalabılmistir. Ve daha geçenlerde îfmaıl Paşa yahsı ile arkasındakı Server Pa ça konagı vanmıştır; onları son orneklerden bırı diye sf>z •ttıgımu Ha«ıp Paş» yalısının yanışı ulemıştır. Bu kor.uda çok fazla kotüm•er olmamahvız. Butun bunlara rağmen eskije oranla sayıca pek az da olsa eene de elımızde kalan bir takım örnekler var. Ne de olsa Boğaziçini bütünuyle yıtirmis deJiliz; hiç olmaz^a belgesel nitelik taşıyan yalılardan Ahmet Fethi Pasa, Amcazade Hu<eyin Paşa, Abut Efendi, Sadullah Pasa, Yedi Sekiz Hasan Paşa, iyl durumda olan Kıbrısh, Kont Ostrorog, Rukıye Sultan yalılannı kurtarmıhyız. Dtğer büyuk fehirlerimlzd* olduğu gıbi Istanbul'da da bir nüfus patlaması olmuştur. Bunun etkisiyle sehrin içi ve o*ısı bir takım yüksek yapılarla dolmuş, yol dokusu ıse yaramaz duruma gelmi"=tır. Taşradan akın^ar, parselleme insaatlar Boğazıçi tepelerinı yerleşme alanı ıçensıne almıstır. Bu durum Anadoludan çok Rumeh yakasını etkılemı<;, Cıhangır sırtlarından başllyan, Levent ve Et.lerden aşağıya ınen beton tas yığınları, Boğazıçının yeşil ortüsunu yutmustur. Eğer tez elden bir tedbir alınmazsa bugun Clhangır'd» beren beton yığınlan yakm g%lecekte butun Boğaziçi yeşilılğlni ortadan kaldıracaktır. Yenl apartımanlar once koruların kı yısından, bucağından yesıli ke mırmeve baslayacak, «rdından tumuvle yok edecektir. Boğazıçır.ın yeşil tepelerl 11* mavı gokyuzunun birleştıği ufuk çızgı^ını de beton yığınları kapatmaya başlamıştır. Ozellikle bugun Arnavutkoy i.e Bebek sırtlannda ufuk çızgısini aravanların gozüne çarpan beton ve tas yığınlarıdır. 19. YUZYILIN SONLARINDA BAŞLAYAN YOZLAŞMA BUGÜN DE SÜRÜYOR Bojaziçinin 3035 yıl öncesıne göre epey değıjıklığe uğradığı bu Cun artık kaçınümaz bır gerçektır. Yannı yuzyıl öncesinin o arasalsiz panoraması, çirkin, Ugifiz yapı blokları, gaz depoları, kö mür ve demir yığınları ıle gölgelenmijtir. Yakın tayıhl.ere kadar mılll park görünumunde^ci Boğaziçi eski karakterini yansıtan özellıklerinden pek azını koruyabılmiştır. Başka bir deyışle Boğaı içuıde ırtık korkunç bir yok oluj vardır. Istanbul butun uyarmala ra rağmen tarihî kişiliğıni yıtırmek üreredir. Oysa biz bu şehri tarihl bır belge olarak yasatmak zorundayız. Ancak bu durum sa nıldıgı kadar da yeni değildır. B» kın 7 eylul 1929 günlü Cumhuriyet Gazetesi bu konuda neler ya zıyor: «Şinn Boğazıçi günden gü ne harabeye mâruz kalmakta ve ıhmal edılmektedir. Boğazın iki sahilini süsleyen eski ve büyük yalılardan bir kısmı yıkıcıya verümekte ve enkazı satılmaktadır. Bunların yerine yenilerinin yapıl dığma da hiç tesadüf edilmiyor. öte taraftan bir takım yalılar da tütiin ve komür depolan olarak kullanılmaktadır. Özellikle Kuru ç*»me tamamen bir kömür deposu olmu$tur. Üsküdardan Kuzguncu i» kadar olan .«aha da tutiın de posu olmu?tur. Eski buyuk yalıla nn ntilıga çıkanldığı takdlrde çok para etmediginden yıkıcılara verilmesine devam edılmektedir. Bu güzelım yalıların böyle balyoz altmda parçalandığım gormek insanı çok müteessır etmek tedır. Son günlerde biri Vaniköyündg^ öŞjki Yeoikoyde olmak üzerie nPOKyük yalı gözlerimizin onund^JBgcıların elinde yerlere serümijtır. Y ARIN: GEREKLİ TEOBİRLER DAKTİLUGRAF ALINACAKTIR T.C. ZİRAAT BANKASI BAHÇEKAPI ŞUBESI MÜDÜRLÜĞÜNDEN îstanbul'daki şubelerimızın ihtiyacı için la. yeterı kadar daktı'.ograf ahnacaktır. Sınava gırmek ısteyenlerın: 1 En az ortaokul mezunu olmalan 3 18 yaşını doldurmuş olmalan ve 30 ymşından btrnik olmamalan 3 Erkeklenn askerlik görevinl jtpaaş bulunnftlan, t Kanunen memur olabilme niteliginde btllunmalan şarttır. Sınav 2.11.1974 cumartesl güntl saat 10.00'da »ubemız hlzmet bınasında yapılacaktır. Sınava katılmak ısteyenlerın sınav gunüne kadar Şubemiz Personel Servısıne bır dılekçe ıle basvurmalan ve nülus hünyet cuzdanlan ıle 2 adet vesıkalık fotofraflannı tevdı etmelerı lâzımdır. Nüfus patlaması Artık Istanbul'da sahibi yalılarını on rismde oturma e Maalesef buyuk çoğunıuk, Turk sanatını yansıtan bu guzel konutlar yerine salon salamanjeli. marley dosemeh, betebe cep hell modern' blok apartımanları tercih edıvor. Bu da gbsterıyor kı, yaşam kosullan kisilerin zevk ve alışkanlıklarım defiştirmiştir. Belki de koşullar böylesine sert olmasaydı eski yalıların pek çoğunu eski gorkemivle bugün dahi görebilecektik. Yozlaşmanın başlaması DİŞİ BOND B)ZI BONA Ç O t Gerçekte Boğaziçinin yozlaşma sı XIX'uncu yüzyılın sonlannda başlamıştır. Bu yozla$manın ilk adımı kıyıda su çizgısini izliyen yalüar arasına bir takım endüstri yel tesislerin yerlejtirilmesiyle «tılmıştır. Böylece metropoliten plânlama, endüstri bölgeleri, ulaşım gereçleri ve doğa korunması gıbi kavramlar bilinmeden tam bir doğu kafasıyla hareket edilmis, fabrika, depo, tersane gibi onunla taban taban» zıt yapılar buraya yerleştirilmiştir. Bu tesi5İer Boğaziçi görünümünü büyük ölçüde etkilemı?, yesıl vadiler arasına yerleştirilen fabrikalar, oraya buraya serpi?t;rilen de polar onunla M » bir surette bağdaşamamıştır. Spbuklu ve Paşa bahçedekı tesaKr, Üskudar da Mımar Sınan'm minyatur anıtı, Şcmsipasa Camısinı hiçe sayarca sına yanıbasında yük"!eltilen tütün deposu Boğaziçınin doğal gü zelliğıni önemsememiştir. Iş bununla bitmemıs, îstinye gibi dun>anın en guzel koylarından bırıne tersane yerleştır.lmiş, hantal binalar, yuzer vmçler, havuzlar bü yuk tonajlı gemiler buraya doluş muştur Ardından şehnn en güzel gorunümlu yerı Kuruçejmeye kö mur yığınları, ağır vinçler getiril mıştır. Bır zamanlar Enver Paşa yalısının olduğu yeri sanki çirkın lestirmek için elden gelen yapıl mıştır. Boğazıçini kemiren bir baska dert de taş ocaklandır. Bulunduklan yoreyi oyan, kelleştiren taş ocaklprmdan biri Kanlıcada dığerı de Anadoluhısanndadır. (Basın: 240428441) MALKOCOĞLU yazan veçızen.Ayhan BAŞOĞLU BANYA LUKA'NIN TOPLAR1 Yananlar, yıkılanlar Bogaziçinde yalılar da a\ rı rferttır Değı«en ko«ullar nerie nıjle yalılar da kendı kaderlerı ıle basbasa bırakılmıştır. Ar^a?ı astronorrrk d?âerde olan yalılar, sahıpîerine maddl kazanç sağlamak bır yaoa kulfet olmıya başlamıştır. ödenen vergıler bu dururau daha çaprasık bır hale getırmış, sah:pleri onlardan kurtulmak için çare araraaı a kovulmuştur. Ba zıları çatıların kiremitlerıni top lıyarak çoküşlerını kolaylastırmıs. bazısı da mailı inhıdam raporu^la % k^ırmıs, hatta işi kun daklama>a kadar götürenler olmustur. Ord Prof. Dr. A. Sühevl T.'nver'ın Y.lanll Yalın'r. 1 vanışı dolay.sıyle kaleme a dığı şu satırlar aslında çok ılgirtçtir: cBura^mı yıktırmak :s tedıler. An.tlar Kurulu mü*aac?e etmedi. Ya oyle mı' Sun'î bir yangmla geçen senel rın birınde kül oldu. Ertesi giın bundan bir batın öncesi sahlblyle yakınlığım vardı, burası na'ü yandı diye gıttim Beni hekçi karşıladı. Bekçl Baba! Nasıl ol du da burası vandı? dedim. Be yim lorma ben otuz senedir bu TİFFANY JONES ^der'f b'ır^nr: GARTH V r f U4Y4UL4H/ T A K:vl M n EKIM PAZAR Gunes ög> Ikındi Aksara Yat5i îrasak 723 12 S8 15 51 18 12 1944 5.41 1.10 fi44 0.38 12 no 1 32 11.27
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear