Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHTJRİYET 27 Ekim 1974 H gön sonra Cumhuriyetimizin 51. yıhm kutlayacağız. Bu vesile ile Cumhuriyet dönemindeki siyasal ortamla yaıarlık ve düşün yaşaraı arasıncfakl ilişkiye kuşbakışı göz •tmak istiyorum. * J. f" Curahuriyet Gazetesinin 1973 1974 Yunuı Nadi Armağanı Yarışmasınm konusu «Cumhuriyetin 50. yılında Türk Basını» idi. Bu yarışnıayı kazanan Önder Şenyapıll'nın Uginç ve gü »el incelemesi, 7 ekimden başlayarak dördüncü sayfada özet olarak yayımlandı. Açıkça soylemeliyim ki ben kendi hesablma çok yararlandım bundan. Kitap olarak çıkmca yeniden okuyacağım. Diyehra ki başka bir yıl bu Gazete, «Cumhuriyet döneminde Türk yazarlan» konulu bir yanşma açsın ve bizler de, geıçi güç, fakat yine böyle ilginç bir araştırma ve İEC6lemeye kavuçalım. İ " 51. YILDA DUŞUN Hıfzı Veldet VELİDEDEOCLU Hkl» 1961 Anayasasının getirdigi özgürlük havası içinde, bilinçlenmiştir, hakkını aramasını blimektedir. Emekçi ve üretiei halk kesimı. görevı sadece bostan kuyusundan su çıkarmak olan gözleri kapah rtolap beygin olmadıjım anlamış, çıkardıgı sutfa yalnız bostan sahibinin değil, kendisinin de payı olduğunu ojjrenmiştir artlk. Bu bllır.cl yck etmek için uygulanacak şiddet ve baskı tedbirleri mutlaka gerl teper. 1971 1973 denemesi bunu gö?terdi. tnsanlar öldürülebilir, ama düşün öidürülemer çünküDüşünle savaşmanın en etkili aracı. kelepce, zlndan. işkence, s^hpa. gazete kapatmak. kitap toplatmak veya yaktnak deöil. »kla. mantığa, biüme dayanan «karşı düşünce»dir Bu sütunlarria kaç kez yazmışımriır • EJer rfüşün, zulüm ve dehşet «almakla oldünilebilseydi, ln»an kafa=ındaki akıl ısıîı. Enkİ7İ'von Mshkemeîerinin bekçilik yaptığı Ortaças zind'anlarınm kalın duvarlarını yarıp çıkamazdl Türkiye'de gerçekleşmiş olan düşün suçları aff'.na bugün bile karşı çıkanlar ve böylece bas kl, zulüm ve şiddet yanlısı olanlar, insanlıjın dü şün tarihini, hiç değibe. Demokrat Parti iktida rının 1950'deki ilk Milli Egitim Bakanı Başman'm Bury'den diijmi»» çevjrdifi ve «önsöz» ünd'e, alçak gönüllü bir sunuşla. «Türk lise 65rencüerl için» dediği «Fikir Hürriyeti» adlı kitabı bulup okumalıdırlaı. Ülkficü bir insan olan rahmetli Avni Başman, Demokrat Partiye binbir umutîa girmiş ve onun ilk Iktidar döneminde Milli Eğitim Bakanlığını kabul etroiş, ancak bu partinin kendi içinde bile düşün özgürlüjü olarnıyacağım. Kurucular (Bayar, Menderes. Koraltan ve Köprülü) egemenliğinin böyle bir özgürlüSe olanak vermiyecegini görür Rörmez hemen lsin sonunu görüp bakanhk görevinden çekilmısti. Nitekim, özellikle 1953ten sonra, gltOkçe hızlanan bir gidişle siddet «sathı mailine» giren eskl DP iktidan, sonunda 1960 uçurumuna yuvarlandı. tşte DP'nin gtrdjgj bu şlddet sathl mailinde yazarlık daha da güç olmaga başladı; gerek Os.tıanlı devrinin, gerek Cumhuriyet döneminin en ünlü yazarUnndan 80 jraşındaki Hüseyin Cahit Yalçın'ın bile hapse atılmasından, bir parti lideri olan Osman Bölükbaşı'nın mapusane dtıvarlan arasma konulmaundan çeHnilmedı Gerek Türklye'nin, gerek Batınm yakın tarihine bakınız: Düsün bzgürlügunü yok eden veya kısıtlayan rejimler, arkalarmda dCşünsel ve sosyal bir anarşi boşluğu bırakarak, mutlaka yıkılmışlardır. Yıkılmışlardır ama, olanlar halklara ve ülkelere olmuştur. m • Siyasal Ortam ve Yazar Yaz! havatının ve yazarlıçın gelişmesl siyasal ortamla çok yakından ilgüidlr. Burıu ayd'ınlar ara«mda bilmeyen olnıadıgı gibi, yaıarlar arasında da, şu veya bu biçimde, doğrudan doğruva kenrii kişiliğinde deneyip Közkmemiı olan da yoktur sanırım. Her dönemin dalkavutğu olan yazarlar bunun dışındadır, doğaj olarak. Yazı hayatı ve yazarlık düşün özgürlüğü ortamıncia oluşur, gel:şır ve sürer Bu olmadı m'., hsngi eîilimc'e olur<a olsun, gerçek düşür» yaçarr.ı oljşup ş?.i;emez: Ne so ya) a:anda, ne de sanat alanında. Çünkü diişün ozgürHigü, yazı yasamının havası, suyu, besir.idir. Bu özgürlügun sadece tek vönlü doktriner bir doğrultuda var olclugu üikeierde, kafası İşleyen ve çok yönlü düşunce d.tlzeyine ulaşarak, incelerr.e, r o man veya şiiıle kendi toplıım dtizenini elestirmek ist«yen yazarın ıstırabı buyük, çilasi ağırdır. Türkiye'nın Cumhuriyet döneminde su veya bu d"Dğrulturfa dogmatik ve doktriner katı bir siyasal yönetim, çok sükür. görülmedı. Gerçi ilk dönemde Atatürk Devrirnine ters düşen duşüncelerin gelişmesi ve yayımlanmasi için özgiirlük ortamı henüz kurulgmamıçtı Ne var ki, Atatiırk Devriminın kendisi bu ortamı amaç larr.ış ve onu gerçekleştirme ereğine yönelmiş bulunduğundan, bunu engellemek ve doğrultuyu değişttrmek, kısacası, devriml tersine çevîrmek isteyenler İçin düşunce özeilrliiğü elbette söz konusu olamazdı. Her devrim kervdi ya•a'arını kendisi yapar, kendi varlıSını koruyac»k yöntemleri kendisı saptardı Böyle olmazsa bunun atfına «Devrim» denılemezdi. Ej»er Türkiye'nin siya?al. sosyal ve bir ölçüde ekonomik yapısı, 50 yıl öncesine oranla. çck degişmiç ve buRÜnkü açamaya ulaşabilmişse. bu. Türk Devriminin ilk yıllarır.da rejımin kcndini korurr.a yorr'inde harcadıeı türlC çabalar ve aldığı tedbirler sayesinrie olmuştur tur. Bugün, Cumhuriyet rejimi artık oturmuşlçtnözel Bir İstatistik önder Şen.vapılı'nın başta sözünü ettiğim incelemesini okuyunca merak ettik: Acaba bU kend^miz. bu Ga?etede yazı hayatına atıldığımız 1942 vılındsn beri. hangi dönemlarde daha rahat ve daha çok yarabilml'iz, hangilerlnde kısır kalmışız diye. Gerçi tam anlamıyla «kıslr kalmak» denmez buna; çünkü gazeteye yazı. vermedigTniz, ya da az verdiğimiz dönemlerde bir çok anı kaleme almışıı. Bunlar bir gün yayımlanacak elbet Biı bugün ladece yayımlanmış vazıları ele alnîım' • 1942 • 1950 CHP iktidarı önce otoriter, sonra yarı dfmnkratik bir riönemdi ve bu dönemde, eleştiriler karşısmda gittikçe genlj'eyerı göreceli bir hoşgörü ortamı vardı: Sert yasalar pek isletilmemekts, ama D«mokles'in kılıeı gibi ülke semasınria asılı durjnakta İdi Işte S yılhk bu dönemde bizim • büyük çoSunlugu Cumhuriyet'te olmak üzere • gazete v» dergilerde toplam olarak 158 yazımız çıkmıs. üniversitede basılan bilimsel kitap. makale ve konferanslanmız bu rakkamın dışındadır. Şu halde bu dönemde ortalama her vıl 20 vazırmz yayımlanmıs gazete ve dergüerde. • Düşün özgürlüjjii konusundaki sert tutumuna vukanda degindigirn eski DP iktidan süresince. yani 1950 • ISfiO yıllan arasmda ise topu topu 19 vazırmz yayımlanmış. Yaklaşık olarak her yıla 2 yazı düşüyor. İyi mi?. Gerçi o tarihlerde hiç bir yazınuz kovuşturmaya uğramadı ve bize «yazma» diyen de olmadı. Fakat yazarlar üzerindeki baskj gittikça o denli şiddetlendi ki, bir üniversite hocası olarak, gazetelerde yazı yazmak ve eleştiri yapmak atılımımız sör.dü. Her zaman «evlenme, boşanma» gibi suya sabuna dokunmayan y»zıl»r ytyımlamayı da yediremedik kendimize ve gustuk. • 1961 Anayasasırjın oluşturdugu dü?Un 0» ortamı bW yeniden düşOn iavaşına yOneltti: 19611974'dekl H yıllık dönemde yine büytlk çoğunluğu Cumtıurlyefte olmak Uzers 324 yazımız yayımlanmı? gazete Te dergilerdo. Ashnda buna «13 yıllık dönem» deır.ek gerekir. Çünkü başlangıçta büyük umutlarla desteklediglmiz 12 Mart müdahaleslnin • sonradan harcadıgımız bütün çabalara ve bu sütunlarda verdigimls düsiln savaşma karşın Anayasamızı, hak ye 5z|rürlüklerl lnsıcı yönde detiştirmesi ve şiddet» dönüa mesi Uzerine biz eylül 1971'den ağustos 1972'ys değin bir yıl sUre ile düsüncelerimizi yayımlamağa olanak bulamadık ve yine sustuk. Zaten o tarihlerde Cumhuriyet gazetesinin havası da değişmiş, başyazar dostum Nadir Nadi de, öbür bir çok yazarlarla birlikte, geçici olarak, yua bayatından çeMlmisti. Böylece 14 değil, 13 yılda çıkmış oîan 334 yazıyı yülara bölersek. ortalama her yıl 25 yara yaadıgırâu meydana çıkıyor 1974 IOnunda bu ortalama blraı daha yükselebilir. Demek ki her yıl, CHP döneminde 20. esü DP döneminde 2, 1961'den bugüne kadarM dönemde 25 yazımız yayımlanmış. 12 Mart dönerninin en şiddetli zamanlannda is«, Ortam dergisinde «Pota» başlıklı bir tek aiyasal eleştirimiz çıktı. sonra o dergi de kapandı. Bu yaltn isutlstık ile kendi mütevasl yazar lık yaştunımıadan verdiğimiz örnek, ya» yaşammm oluşup gelişmesinde düşün özgürlüğünün ve bu ÖEgürllik karşısır.da siyasal iktidarlann tutumunun, olurnlu veya olumsuz yönde, ne denll eüüli olduğunu Bösteriyor. Günlük köşe yaBarlan, fikir gazetelerlnda yayımladıklan yazılajın, böyle bir istatistiğini çıkarsalar, bizim gözlemimizin ne kadar doğru olduğunu .daha büvük bir isabetle, göstermiş ohırlar. KUTLAMA ıllık tatlliml bitirip gazeteye döndügüm gün. ustünde bayram tebriklerini birikmis buldum Her bayramda çeşitli kuruluşlardan ve okurlardan kutlamalaı gelir BUtün bunlara cevap vennek gücümü aşan bü njtir. Hepsini teker teker okuyup sevinirken, nice içtenllkll duyguian karşılıksız bırakmanın üzüntüsünü de auyarun. Her bayr»mda AP Genel Başkanı SUleyman Bey de tetortk yoUamayı unutmas. Bu nadk tutuma jerejti tfbl oerap veramediğim için borcunu ödeyemiyen bir tnMrıin rah*t»ulığı içinde kalırım. Ama simdi elime bir ürsat (teçtl Beo de bu kösedan Süleyman Beyi yeniden AP G«a«l Ba#iâTilıgına seçildiği için yilrekten kutluyor, basanfonıo dalm olmasını Cenabı Haktan niyaz eyliyorum. Y Nlçin Saldırdılar? BU ki oldum oiajj, gerçek anlamı, ve uygulaması ile özgürlükçü Batı demokrasisinden yanajTz ve hep düşün özgürlügiinü sa\Tinun » ; Atatürk milliyetçisiyiz: ö«|fürlükleri yok edici katı doktrin va dogmalarm ve uygulamalara karçıyız: politik rnakaın ve mavki Ihtirasuna olm»«Jıgını da, sırasj düştükç«, açıklarcışızdır. Böyle olduğu halde acaba kimi çerre ve klsiler nlçin tedirgin olurlar yazılanmızdan ve kendi gazetelerinde zaman zaman bize, hakarete kadar varan saldınlarda bulunurlar? diye, bazan düşünürüm kendi kendime ve ardmdan söyle bir cevao bulurum bn gonıya: Biz Milli Mücadeleden geldik. Atatürk'çtilükten, devlet vönetiminde laylklikten, acıklı durumunu bildiftimiz halk yıjtınlarının uyanmasından, billnclenmesinden yanayız ve sosyal adalet yanlısıyu: da onun için saldınrlar. Cünkii soıyal adaletçilik komunistliktir böylelerine gflre. «Ortanın solıı» ilkesinl ftne sürdüğtl zaman, MUU Müc«dele Kaiıramanı tnönti'ye bile «komünist» (»emediler miydi?. öte yandan kaö sol doktrincUer» göre İse blEim dUşUncemiz «Küçfik burjuva radlkaiiznüa dir. Onlar için de «düşün özgürlüğü» yalnız kendi düşüncelerinin özgürlüğüdür. îşte Cumhuriyet'in 51. yılında TUrkiye'dekl düçün dunımu. na yazık ki, hâli bu aşamada emeklemektedJr. Türkiye'de O"mokrasi yönterni oturma sancılan dedir, ama oturacaktır. Çünkü vatandaş, ZORBALARI UNITMAVALIM Oktay AKBAL Evet Hayır POLİTİK PSİKOLOJİ lç bir formülleîm» olanagına sahip olmayan bilim dalı, politikadır denebüir. Her an degij«n fikir, ortam ve davranışlara kar;ı ülkenin yararına bir ugra«ı anlamı taşunaktadır. Boyle uğraşı içinde olanların kendi pcikolojisini ujrakta tutması için çaba sarfetmesi gerek lidir. Çünkü muayyen ruhsal b,unalımiara dus«bj^ı^ Fıkir • «fel çanjmalar, emojydS»! poli,tüç hiizursuzluğu ve »Çt[püyı b« lirlerken kijiliğin elden gitmeme sdn» dikkat edilmelidir. Bu sağlanamadıgı takdirde bireysel bozukluk, politik huzursuzlufa. o da toplum dengeaizliğine yol açabilir. Politik ugrajıda doğan olaylar kişiyle birlikte toplumu da etkiler. Görülüyor ki politika meslek olarak diğerlerinden baaka özellikler ve sonuçlar doğurucudur. Ancak bu arada bilinmesi gereken önerali bir nok ta vardır, o da politik ufrasılarda emosyonel bozuklukların zekâ seviyesiyle herhangi bir lli}kiai olmadıgıdır. Pek çok kıymetü ve parlak kijilerin ruhsal politik bozukluklarla yüklO olduğu düjünülebUir. HI l oğlu geçmişe sünger çekmiyor! Yapıianlan unutmuyor. Asnuş kesmiş; ne dayak, ne işkence, ne hapis! Hepsıni yap mış, yaptırraış. Adalara ukmış binlerce aydııu. genci sanatçıyı. Eşine dostuna çıkarlar saglamış, ıcansım ajan yapun p büjiik paıalar kazandırmış. Bir yıl, bes ya... Böylece akıp geçmiş zaman. Bir gün işîer tersine dönmüş. KiDns'a Türk askeri çıkmış, temelinden çökmüs zorbalık düzeni, ıster lstemez deraokrasiye dönmüş Yunanistan. Bu eski di*t*tür taslakları sokafa çıkamaz, halk önünde görünemez olmus. Gençleriıı sal*rısına u|rayanlar, agzı burnu dagıtılaruar. teJcrntVyle tokatla kovalananlar... îktidardan duşmüş zorbaiaı ve oniarın yardakçılarının dünyanuı her yerinde karşılaştuaarı durum budur... «Zorbahk, yasaların bittigi yerde başlar» demıs îngıliz dev let adamı William Pitt. Yasaların başladığı yerdt de zorbalık iT.as eder elbet. Zorba ile yasa yanyana »[elemez. Adam astığını asacak, kestiğlnl kesecek; hem de hukuku, adaleti, demokrasiyi, insanlığı yanında bulmak isteyecek! BulaaıayacaK bulmasına olanak yok böyle bir şeyin, ama zorb&iığ. o derui ilerl götürecek ki, sana bana hepimize hukuku, adaletı, demoiu'asiyi, ınsanlıgı da temsil ettiğini ayru zorbalık gücüy.e kabul ettirmeye çalışacak... Olacak iş degüdir zorbalığı yasaların destegiyje eyakta tutmak, hoş göstermeic. Olur kimi z&man, zorbalık s>eçım yoluyla iş basına gelir. Hitler seçını kazanmıştı. Mussoıini ise Rorr.a'ya kara gömleklileriyle fcaskın yaparak ıktidara eı koymustu. Franko meşru iktidara karşı askeri birlıkle?! ayakiandırmıştı. Yunan Cuntası da bir darbeyle ış başına geloı. Zoıbalık rejiraleri kimi zaman hukuk desteğıni aramazlar, gereKsinme duymazlar hukukun en emir kulu olanına bile... Yurekii zorbalıktır bu doğrusu! Eylemin koşullarını yotine getirmektir. Sonuna dek gider, ne hak hukuk, ne demokrasi ne insanlık sfz'j eder. Yazgısına katlanır, başma geleni çeker bir gün. Ama kim: de, hem zorba olacak, hem de demokrasi, nukuk, insanlık desteklennl arayacakl Bu acınası bir durumJur. Yunan Cuntasınm ileri gelerüeri, Papadopu»os Pattakos Makarezos vb.'leri evlerinden toplamışiar, koymu^lar bir uçağa, Egenin ortasındaki ufacık Kea Adasına sürmüşîeı. Bü kaç yüz kişüik bir balıkçı adası! Bir tek televizyon aracı varmış, onu da «devrik»ler tekellerine almışlar, ilk gecelerini televizyon programını seyrederek geçirmişler. Bu eski zorbaUırı böyle uzak bir adaya kapatmak oniarın iyüiğine öix davranıştır. ÇünMi Yunan halkı nerde görse parçalayacak onları. Sokak ortasında linç edileceklerdi nerdeyse... Bizde de zaman zaman kendilerini zorbahk Szentisina kaptıranlar çıkıyor. Böyleleri sanıyorlar ki yıilar yılı o görevde kalacaklar, bir daha toplum arasına kanşmayacaklar. Sonra bir gün geliyor «yeller esıyor o saltanoun yîrmde» Her jey degişmiş, altından çekip almışlar iktidar sandalyesini. Açıkta. kalıveriyor o kişi birden, boşluıcta navada! Alışmış bir kez herkesin karşısında iki büklüm durmasına. Ne yapacağını şaşırıyor! Orkek ürkek geziyor halk arasında. Bakışlar, gülüşler yaralıyor onu Sonra gitfip başka bir göreve geçiyor, özel sektörde yüksek kazançh bir danışmanlık, bir üyelik, bir iş... Ya da politikaya atılıyoı, bir partiye yazıhyor. Bu kez demokratik yoldan yükselmenin yollarını zorluyor. Bılinmez, bir gün bir de bakarsıou yeniden İktidar koltuklanndan birini kapıvermiş. Toplum önüne bu kez yenı bir zorba görünümünde çıkıvermiş!Biz, toplum olarak, ulus olarak sonsuz bir hoşgörüy» «ahibiz. Hoşgöni mü demeli. yoksa başka bir ad mı vermell buna! Eöylelerini hemen bağışlıyoruz, bağışlamasak da yaptıklarmı unutuyoruz. Bakm. siyasal iktidarlaı .&iuc bir «devri sabık yok», «geçmişe süngeT çekeceğiz» der dururlar. Gelecekte kendileri için de başkalan aynı davramşl yapsın diye mi? Belki. Bir korku var içimizde Ister iküdarda, ist«r muhalefette olalım, ister ezelim. İster eziieiim, ne yapmıssak, ne çekmişsek hepsini ur.utuvoruz, unutmaya, unutturmaya çalışıyoruz. Bu iyi midir. kötü müdür? Durmadan geçmişe sünger çekmekle neyi hallediyoruz, neyi ortadan kaldırıyoruz? Hiçbir şeyi. Yaşam boyıı hep görmedik mi, zorbahklar strüp gidiyor ardarda... Hiçbir zorbamn tam bir ceza gördüğüne de tanık olmadık. Hep bağışlama, h«p ho^görme, hep unutma, unutturma! Hep sünger çekme... Ama eloğlu, zorbaları, zorbahklan unutmuyor Işte. Yıllar yıl: iktidarda kalmış cuntacı generalleri toplayıp atfaya tıkıveriyor. Dün onlar aydını, ışçiyi, ögrenciyi başka bir adaya toplamışlard!, bugün de cuntacılar aynı eezaya uğruyor. öç alma güzel değüdir elbet. Ama her yapılan da, her zorbahk eyleml de yapanın yanros kâr mı kalmalıî Toplumda bir yankısı, yansıması, bir karjı çıkışı olmamalı mı en çirkin, en kötü. en acımasız, en zorbaca davranışların? Yannkl zorbaları, zorbahk egilimlerinl önlemenin yolu blraz da böylelerine gereken tepkiyi göstermekte değil mldirî Yunan cuntasının liderleri Kea ada^iıda TV =eyrediyorlar şimdl. Bajka zorbalar ise yeni yeni ösrbalık fırsatları arıyorlar, orda burda... Onlara bu olasılıgV tanımak niye? Kimin yaranna? E ÖNDER VE YÖNETÎCİLER, YALNIZ YAPTIKLARINDAN DEĞİL, YAPAMADIKLARINDAN DA SORUMLU SAYILMALI K t ÇEVRESİ ONU DESTEKLESÎN VE TOPLUMUNUN HUZURUNU SAĞLAYICI GÖREV GÜCÜ VERSİN Sosyal •konomik bunalunlar yaratarak ülkelerini anru edilmeyen noktalara farkında olmadan getirlrler ve akabinde bunu unutmuşlardır. Onun için politikaeılar (reriye az dönüp bakar denilir. Bunun hemen yanında efier politik suçluluk hissl d o . ğabilirse düzeltmek çabası jine unutturucu bir güç sonu dogsayılmaktadır toplumun dijfi bir düsünü. olav va da davranısta psikoıojı nemen yön deJiştirebilir. Bu iyiye dönüştür. Kisl ve toplum taraiından reddedllen önerilerin ahlâki ve estetik bir şekle sokulması bu me kanizma ile saglanır. Amin!.. Ta göğüsten oluşup, gırtlakta gelişen ve dü üzertado k»ymaklı dondurma gibj kayan bu «Amin»in nedenlerini b«lk4 ba»ı okurlar öğrenmek isterler Niçin SUleyman Bsyin b«v«anlarının daim olmasmı istiyorum? Ve niçin içtenlikle Amin diyorum? Bazı kiailerin ileri surdügu gibi Süleyman Beyin 11 ber«l bir politikacı oldufuna mı inanıyoruroî Defnokraaiy* gönül verdiğini mi sanıyorum? Yoksa AP'nin <örkemli liderinin eski deyimle merkez'de; yeni deyimle ortanıu göbeginde bir siyaset adamı oldugu masallarını işite isite ükir mi d* ğiştirdim? Hayır. Süleyman Bey kaç okka çekiyorsa fcantarda, onca agırlljıyla üstü örtülü faşizmden yanadır. Sola kapalı parlamentoculuğun parlak bir simgesidir. Fikir özgürlüjpinün inatçı bir düsmanıdır. Çok degü. daha bir harta önce, sola karşı bir koalisyonun çajrısını yapmıstır. Başbakavnlıfı süresince UUcede cadı kazanlarııu kiyrtatnuş v* elindekt yetkilerin kepçesiyle karıştırmış bir Süleyman Beyi demokrasiden yana diye nitelerr.ek. ya art niyetli bir çıkıs va da safdillik olur. Arna bü:ün bunlara ragmen Süleyman Bey, AP'de M. derligini sürdürmelidir. Zaman olur. olumsva ki«dıer olumlu rollere ister istemez çıkarlar. Süleyman Bey politika ııhnssin» Uk cıktıŞı gün, bir bakıma sevinmiştik biz... Çünkü aranıp da bulunamıyacak bir lider tipiydi Süleyman Bey... Amerikan Cumhurbaşkanı Johnson'la yanyana fotograflannı hüsnü hal kâğıdı gibi dağıtıyordu; Morrison firmasının temsildslydl. Künyeslne yansımı» bir diti olayia gene) baskanlık koltuğuna oturuyorrfu Mazlum ülkelerdekl emperyalist örgütlenme: ikj ayaklı, iki koliu, bir baslı lider olup, somutlaîtnıştı. Bin soyut yazıyla halka anlatamıyacagın gerçekler, Süleyman Beyde simgeleşmiştl. Nitekira Türkiye'nin 1960'lardaki uyanışına Süleyman Bey olumsurJugunun büyük katkılan vardır. 1970'lerin Türkiye'sine de Süleyman Beyin yaptı^ı ve yapacagı hiımet büyük olacaktır. Şöyl» ki: Süleyman Beyin dagarcjgı yaşadığımıx yıllarda zenginlesmiştir. Biraderlerin, muhtıralann, sapka öyküUri. nin binı bir paradır. Sağ kanadı kişiliğiyle parsellemektedir Ayrıca televizyona her çıkışında, bendeniz AP liderine hayran hayran bakarak içimden Cenabı Hakka niyaz eyliyorum: Aman Süleyman Bey blraı d"aha konuşsa da halkın gözü açılsa, uyansa, kendine gelse... Bu sözlerim yanlış anlaşılmasın Süleyman Beyin 5İJmanhğına, zayıflığma, boyuna bosuna, saçına başına bir sözüm yok. Bu türden sevıyesiz lâf etmekten sakınınm. Süleyman Beyin şişmanhgı gerçekten bir «tkili til*h olabl» lirdi politikada... Şışman ınsanlar, ç o | u zaman canayatcın, şen, sevimli, çekicidirler. Süleyman Beyin fizik degil ama moral bakımından ekrana yansıyan kişiliği önemlidir. Gözlerindeki inançsızlık. lçt«rüiksiı konu»uıaw, lâfı u*atması, karıştırması. dünyayı ben yarattım edaııyla ba$ını geriye atıp gerdan kırması. »olun ekmeğine yalnu yag değil, bal sürüyor. Aman Süleyman Beyi THT'ciler ıık sık ekrana çıkarsmlar!... O konuşsun. bi» dinleyelim: 0 »8yU«in b « ıusalım. Cenabı Hak kendisini anamuhal«fetjn basından eksik etmesin. Haydi hep birden ve btr ağızdan ve yCrekten Âmm!... NORO • PSİKİYATRÎST Okuyucu mektupları Kadıköy Ticaret Lisesinde yardım için velilere baskı yapılmadı£ı açıklandı Gazetenızin 23.10.1974 tarlhli okuyucu » e k t u p l a n rtt». nunda yayınlanan Milli Efiitim Bakanjni Açık Mektup baı lıklı yazıya cevaplarımm arzederiz; Mezkur yazı (ahibi •yıo tsla neşrird arzederiz. Sayftlan» mail AYDIN okuldan beige almızla. nus bir öğrenci oldugu kaydına Kadıköy Ticaret Meslek rastlanmısür. 19731974 ve 1974Lisesl OknJ AUe Birllfi v« 1975 öğretim yıilarında okulla Koruma Derneği Yönetira hiç bir Uijiği oimadığı balde, Kurulu Üyeleri mektubunu ne nedenle ve nasü bir kaynağa dayah olarak yazü dığı aniajılamamıstır. Nitekim; 19741975 ögretim yüı için yapı lan yeni öğrenci kayıtian baş lamadan önce olcul müdürlüğü Ue mutabakata varılarak para mevzuunda velüere hiç bir bas ' kı yapılmaması, 1630 sayüı Der nekler Kanunun verdiği cevazla 8ayın gazeteniziB M eyttll velilerden 10. TL'sı Ue en faı 1974 tarihli nüshasının 2. aay la 120 TL. üyellk aidaü olarak fasındaki okuyucu mektunla. talep edildiği, verip vermerı sürununda tOizlilik son bul mekte serbest bırakoldüdan Omadır* baslıgı altında yayutv kul Müdürünün imzasiyle yazü lanan yazı, Bankamıı llgılımıj ve örneği ekte sunulan ya lerinoe ıncelendi: zıdan da anlaşılmaktadır. 1 Yazıda Uert surülea Ul> Kayıtlar, Okui Müdürünün dia ve ıthamlann tümü Üa kontrolu altında Ugüi Müdür gerçek dısı oldugu, Yardımcüannca yapünuj olup, 2 Bahls konusu m*mur uyelik aidaü olarak telep edilen alımının. bu konudaki usuk para tahsil işlemi Okul Koruma lere uygun olarak •amanında Demegimizce yürütülmüştür. asağıda adı geçen gazetelerde çıkan üânlanmııla gerek» Ayrıca, mezkur yazıda okul li şekilde yayımlandığl, müdüriyetine izafe edümia zor baca hareket ve tutumlarla ne 3 Smavların da her «a« okul müdürü sayın Kâzım A man oldugu gibi kaoun] ve tes'in ve ne de diğer okul idare mevzuata uygun olarak yacilerinin oöyle bir uyguiamala pıldığı saptanmıştır. n olmadığını, bilâkis yapıcı, ye Bilgilerinize tavzıhen «un*. tistirici ve eğitici tutumlannm rız. Saygılarımizla. yerilmeye değil, övülmege değer İlânlann yayımlandıgı olduğunu 200O ögrenciyi temsi] Gazetenîn Adı ve Tarihi: eden Dernek ve Okul AUe Birli Günaydm, Tercüman (80J. ği olarak efkân umumiyeye kı1974). Hürriyet (35.1974), vançla arzederiz. Milliyet (5.9.1974). tşbu yazımızın Gazetenızin ay Denizcilik Bankası TAXX ru sürununda ve aynı puntolar Genel Modürlfifü ku, tehdit ya da bir takun gizli hislerin etkisi altında, konu ile Ugisi olmayan bir objeyle uğraşır. Politik çelmesini atar, hemen ardından ülkenin kalkınma sı için hazırlanmış bir kurulusun açıhşuıda yalnız onunla ilgili düsünü ve davranışlar gösterir. îçindeki politik geçerli olmayan hisler, ilgisiz bir objeyle kamufle edilmeye çalışılmaktadır. tkiye Bölünme Politik psıkulojı tabammüı edilmez bir dengesızlık ve kıskanma sonu tazyik altında ise kişiligın ıkiye oölündügü «öriilür Bu ikı kişllik birbırinflen habersiz ugrası ıçindediı Kişiligin tümü oozulmustur Bü yandan özgür ülkelerde eeilimleri, flkirleri ve ruhsa) vapımlan ortaya koyan en etkin faktör basındır derler; öte vandan geçerli ve biümseı olmayan katı ahlâk kurallarının dışına çıkamazlar. Politik kışiler hayali oıaylar gelisimi içine aüşebilirler. Gerçeklesmesi zor amaç ve arzularını tatmin etmek içindir Kkseriya olaylar hakkındR bu fantazi içinde olduklarından vanlı» yorum ve algılara düserler Ger çekle ilgilerı böylece kopar. Fan U» bireyde dinlendirici ve rahatlaştırıcı bir rol oynarsa da politik psikolojide peçerll sa\nlrnamalttadir. tü mü oldugu ayrılamaz hale srelır. Bunun sonucu muhakem» kusuru çıkabilir. Ya da ldtMüİM edilen bu ob.iede bir yetersislik ortaya çıkarsa müthıs bir yıkım belirlenir. ö y l e ki, kisi obje ile ilgili politik anlayışınm zabıt kâtibl olur. bir baska yar.da yapılanlarm degerini v« doğrulugunu anlamaz. tnandığının dışına çıkıldıgını gördügü anda yıkılmıs ve is tsten geçmiştir. Kişi kendinde begenmedigı. ıstemediği. desteklemedigi ya da tahammül eöftnedigi taraflarını reddederek başkasma yükler. Bu politik anksieteden Kaçıştır. Kendisi şu ya da h'i fikirde olan politikacıların yan yana yaşadığı gibi, ayrıntılı düşüncede olan vatandaşların aynı ülküde. fakat tarafsıf fctamda birleşme lerini istemez. $8unu bir baskasının iatemediğini aöyler. Hemen bunun yanında çalıaaa bir ruhsal mekanizma vardır. Kişi kendisinin de kabuı etmediği ve dogru bulmadağı bir görüştl. du» rumu, olayı Q j L ı söstermege ça ak İ lışmasıdır. Kişi. politik psütoiojideid ç a . tışmalan. huzur kaçıran konus maları, olaylan unutuverir olrcamış gibi davranır. Bu politik anksieteden turtulmak İçindiı ve bunu gene farlunda olmadan yapar. Hunır Sağlama Görüluyor kl politik psikolojl bu ugraşı içinde olanı oldugu kadar toplumu da çok etkilemekte dir. Zor bir uğraşıdır. Sosyologlar, her evde politikanın yakından izlendiğini öne sürerek bir takım sosyal ekonomik bunaiımların ortaya çıkışını normal görmektedirler. Politika ile sosyal ve ekonomik yaşam arasında bir köprü vardır, derler. Ancak taban tabana a t fikirlerin bile bu köprüyü zedelememesi gerekmek tadir. O halde politik psikoloiinin amacı ne olmalıdır? önder ve yöneticiler yapamadıklarından değil yaptıklanndan sorumludur ükri politik bilimin bir kurtancısı gibi görUnürse de gerçekte yapamadıklarından da sorumludur fikri benimsenjnelidir. BOy lece güveoüen önderin çevrestnde toplananlann ayn fikirlerde ve politik psikolojide olsalar büe önderi desteklemeleri, onun görevine devamını sağlamalan psiko • sosyal bir zorunluktur. çünkü sokaktnki ve evdeki umutlann yitirilmediği anlamı çıkacak ve sosyal psikolojinin çalkantısız düzeyde kalısı kendisini yönetenlere bağlıük şeklinde belirlenecck, dolayısiyîe sosyal ve ekonomik huzur sağlanabilecektir. Değer Eksikliği Bu duygu sonucu politik psikolojide tahakküm etme arzusu doğar. Kiîi gerçek ya da gerçek olmayan eksiklikierinin çaba» içine gömülür. Yapamadıgı seyleri kendi» yaparcasına konufur. Çevresine rürlü baskılı yöntemler kullamr. Objektif sosyal bir gerçek ortaya çıktıgmda ve bunun politik büim açısmdaki doğruluğu bilindiği halde karşıt bir davranıj ve serzenişe geçilir. Yetersiıliğinin giderilmesi çabasın dadır. özgürlük çabası içinde olan toplumlardaki politik psikolo jide buna ıık rastlanmaktadır. Politik emosyonel yükü azaltıcı bir görünümle ortaya çıkar. Bunda kişi toplum tarafından benimsenmeyen fikir ya da davranışmı basitçe inkâr eder. Politik psikolojideki bu mekanizma nın arnacı, çevre ile olan ruhsal çatışmayı BnJemektir. Kişi genel likle bunu bilmeden yapar. Ekonomik ya da «osyaJ bir bunaltm yaratacak söz davranış inkâr edi lirse de etkisinin yönü genellikle değiştirilemez ve toplumda tereddütlere yol açar. Politik kişi içinde doğan kor Gazetelerde ilân edilmi$ Aşırı Bağlanma Politik psikolojide tazla kıymetlendtrme ve asın bağlanma doğaldır. Bu kişüerin davranışlarını vönetecek dereceye dönüşebilir. Ancak bu aşın baglüık sonucu davranıçlanr iyi mi, kö kentierle büyük liderlerin ortak lorunu: Çevre kirlanmeai ECEVÎT ve ÇEVRESt Bafbakana sikâyet edilen kitap MUliyet Dagıtım U d . Şti Cagaloglu / Iıtanbul Ayrıca P.K. 304 Bakanlıklar Ankara adresinden ödemeli istenebilir. o o g Q O (Hitit Ajans: 608) 8450 7/ 7/ » 7J Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğünden 1974 1975 ögretim yıU için Hacettepe Cnlversitesı hazırlık sınıtına Almanca ve Pransızca okutmanı alınacaktır. lsteklilenn 4.11.1974 günü saat lO.UU'da mülakat tçln Sosyal Bilımier Fakültesl Oekanlığında hazır Duıunmalan rlca olunur. 7/ «I Ankara İktisadi ve Ticari Ilimler Akademisi Başkanlığından Akademimizde doktora yapmak isteyenler İçin lisans sınavlan 5 kasıra 1974 salı günü saat 14.00 de, bügi sınavı 8 kasun 1974 cuma günü saat 14.00 de vapılaeaktır. lsteklilerin en geç 5 kasun 1974 salı günü saat 12.00"ye kadar bir dilekçe ve ikişer adet resimle mUracaatlan duyurulur. (Basm: 244388442) SAN DÖHT KURUCU ÖAPKTMBNIN IABARI İLE YÜRÜTTÜÛÜ (Basın: 24324) 8439 ^• • • • • • • • • • • • • • • • • • • • » • • • • • • • • • • • • • • • • • • • ^ SUADİYE'DE L Ü K S DAİRELER X • J • Suadiye'de şahane konforlu 3 yatak odası 1 salounlu Aamolen döşemeli deniz manzaralı daireler. Tel: 58 05 90 >•»••••••••••••••••«>••«>••••••••* Bilgin Reklâra: ÎS438 Ayağımız Yerde BAŞİMIZ GÖKLERDE OLMALIDIR' ÜNİVERSİTE HAZIRLAMA FBN KUR8LARI 0.4AL04LU HIYDAM1 IfTAMIUL Ht »M»» İ *WWCn,e»BV1« CÜVHNDtRME tVMrf*. (Cumhuriyet »448)