17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 24 Mart 1973 Hf&İF, 0 13li MUHAİ5FET PA orü Ti Mî ?... kaıftılAtAKJ.EKsn.ltf SIS IÇINDE BEHZAT AY'IN ROMANI 71 AydınfleAynJl. o kadar hayvan seviyorlardı k:, hayvan resirolerinden koleksiyonlar, albümler yapmiflardı... Kedıler ise, onlar için başh başına bir sevgi kaynağıydı... Kedi sevmeyi bir uğraşı haline getirmislerdi... Hele de Tımur adını verdikleri bu kedi.. Kolyeler mi takmıy orlardı! Yastık, yorgan, yatak mı yapmıyorlardı... Gece olrauj, çocuklar uyumuşlardı Besim, Nesrin'i salona çağırdı. Nesrfn gelince: «Otur bakalım,« dedi. Nesrin oturduktan fonra, Besim konufmaya bajladı: <Bcf altı »ydır geçimsizliğimiz en aon afamasına varmıjtı. Ben yine de, çocuklanmızı düjünerek sabrediyor, belki bu durum ortadan kalkar diyordum. Onbef gündür uzun uzun düfümne ol«n»ğı buldum. Senin davraniflarnıda, benimle olan Uişkilerinde bir dcğifiklik olmazsa, beraberliğiraiı ounak dışıdır.» Nesrin, parlamak üzereydl. «Sus!> dedi Besim. «Sakinleşmişsin diyerek konuşui'orum. Bağıracaksan, dinlemiyeceksen, ko. nuşmayayım. Ben sözümü bitireyim, sen de konuş uzun uzun. Ve bir sonuca varalım. îkimiz İçin de yararlı olacak konupnak, dinlemek. Ruh cağhğunız dfizelecek. Bak, bir kez, çocuklan va evi terkederek hiç gerefi yokken Ankara'ya git tin, seslenmedim. îkinci kez, kara kışta, tuttun çocuklan da abp Samıan'a gittin, yine seslenmedim. Karşı çıkabilirdim. Çünkü, çocuklan on beş günlüğüne matematik kursuna yazdırmıştık. Ders Ieri çok zayıf. Durumlaruıı düzeltmeleri gerek. Başarmzlar. Bu durumla sınıflannı geçemiyecekler. Bizim ne çiftlığimiz, ne hanımız, ne hamamımız var. Yani mirasyedl de olamazlar. Ayrıca mirasyedi de olamazlar. Aynca mirasyediliğin de çıkar yol olmadığı, bir çeşit kötii yaşam olduğu •avındayım ben. Okumazlarsa işçi olsunlar da diyemeyiz. Çünkü ülkemizde ifsizlik sorunu var. tş alanr açılmamış, geri bırakılmış. iyi bir toplumsal düzenlemeden yoksua bir ülkenin insanlarıyız. Sonra, belli bir bilince varabümeleri için, temel bflgileri edinmeleri, hiç olmazsa ortaöğreümi bitirmeleri gerek. özel okuîa karşıyım. Karşı olmasam da okutamam o okullarda çocuklarımı. Ge. lirimiz elvermez buna. Aynca çocukların yanında gereksiz konuşmalan da yaptın. Engel olmaya çaIışüm, dinlemedin. Benlm de suçum vardır. Yoktur demiyorum. Aramızda her şeyi anlayışla çözümleyebilirdik. Bu Işe bir türlü yanaçrnadın.» Nesrli, yine sesini yükselterek: •Yanafmam t> dedi. «Yanajmazjan aynlınz! G3ruyorum ki, »en anlaşma yanhsı değilsin! Hattâ aramızdaki bağın kopması için ne yapmak gerekiyorsa, onu yapıyor»un. Kdprüyü dinamitliyorsun! öfkeyle kalküğın için zararla oturursun! Bunu unutma.» Nesrin, yia» sinirlenerek: «Dlnamitlendi zaten!» dlye bağırdı. «Batırma. Bağırarak bir «ey elde edileeek ol8a, ben gunleree bağınrım, çağınnm, ko«anm.. «Bagınyor, çajınyor, kojuyorsun ya!» «Nasıl?» «Sen bilirsin!» «Söyle cannn?» «Bugüne değin her »eyl söyledlmt» «Neyi söyledin?» «Bilirsin sen!» «Bana söylediklerlni biliyordum ama, bajkalanna söylediklerini bilmiyorduıa* «Kime ne iöylenuşiın?» «Mektuplan alıp, Sevil'in annesine kostujunu, orada söylediklerinl, gardan bilet alnumıza etkilenerek Sevil'e koşup söylediklerini bilmiyordum^ Nesrin, biraz durakladıktan sonra: «Soğuk Yahni'n (Nesrin'in Sevil'e vndiği Wrlnci ad) söyledi miydi bunu sana?» «Sevil söylemedi.» «îstirldye'den {Nesriu'in SerlTe rerdiği Ikfa»el •d) b^kan •öylemcL. «Sen hep öyie san... Bunlann biçbirini Sevil söylemedi'» «Ne savunuyorsun onu?» «Bir kimsenin söylemedigi sSrfl söyledi dersen savunurum^ «O'nu savunamazsın!» «Savunuyorum i}t«I Savrmacağun da!» «O'ndan başkası söylemez sana bunlan.» «Sen hep önyargına göre davranıyorsun v« inadmı yürütüyorsun!» «Başka kim söyleyeeekmif, lstiridye'nden bajkası söylemez.» «Sen, aramızda geçen olaylan kimlere yaydmsa, gereksiz davranışlannı kimlere anlattıysan, onlar söylediler.» «Soğuk Yahni'nden başka kim söyledi canım?» «Sözgelimi Feyhan!» Nesrin sustu. Bir süre sonra: «pavramşlanm gereksiz degildi» dedl «Öyle mi?» «O îstiridye'ye az bile.» «tşte bu anlayısta olduğun için seninle yapamam!» cYapmat Bana n'olurT. <Deranu rttr) YAKIN TARİH MehmetBARLAS GörUldüğU gibi vatanı sevmek ve kuvvet sahibi olmak meselelerin üstesinden gelmeye yetmıyor Bıldırilerla sosval olaylan düzenlemeye kalkan Cemal Paşa'nın karşılaştıfı sonuç bunun en iyi isbatıdır. Cemal Paşa. Istanbul Muhafla oldugu sırada, 1913'te tütün kaçakçılığı ve ahlak bozuklugu gibi Uzücü durumlan, örfi idare ksnunlan ve sUrgün cezalan ile durdurmaya çalışmıştı Hab ralannda, aldıği kararlar sonun da, Istanbul'da kaçakçıüğm dur dugunu ve kadınlara artık sarkmtı edilmediğini yazar. (4) Cenjıl Paşa gibi Enver Pasa da iyi niyetli, vatanmı seven bir adamdı. Ancak hesapsızhk ve bilsisizlikleri, Osmanh împara» torlugunu sona erdirmekle blt> medi. «TUrklstan'da bizi çok severlermiş» gibi tek cümleye daym» lı bilgüerl ile Orta Asya'da. Turancılık mücadelesin'1 atıldı. Bu hikâyenin son , Enver Pftşanın 23 Kasım 1921'de Buhara'dan CŞİmdiki Tacikistan), esl Naciye Sultan'a yazdığı bir mektuba divandınlabılır: «...Gece birkaç atlı geldi. Bun lar Lakaylardandı. Süâh ve cephanelerimizi teslim etmemızı istediler.. Mtıfrezeyi topladım. Onlann önünde maksadımı anlattım. Benim de yuvam, eşım, yavrulanm olduğunu, onlan bırakarak buraya geldıfımı, bu davaya kendimi verdiğiml anlatırken, kendimi tutamadun, ağladımj) (5) Ve ağlayan sade Enver Paşa degildir 1921'de.... Anadolu Türkiyesinin yüreği de kan ağlamaktadır... Kâğıt paranın değeri yükselmezse hepinizi surerım smanlı Impar&torlufunu I'ıncj Dünya Savaşuva sokan Ittıhat Terakld'nin üç büyügünden btri de, Bahriye Nanrı Cemal Paşa'dır. Osmanlı împaratorluğu 11 Kasım 1914'te savaşa girecek, 4 Aralık 1914'te de Cemal Paşa Sunye'deki 4'üncü ordunun başma geçecektir. Süveyş'i ele geçırmelde görevlenen bu ordunun komutanı Cemal Paşa, bölgede bulundugu sürece bir imparator hayatı yaşamıştır. Cemal Paşa'nın Kurmay Baçkanı, o giinler uzerinde yazdığı kitaplarında unutulmaması gereken önemdeki olaylan sıralar. (1) «Suriye'de Cemal Paşa içtn her zaman ve her yerde kasıdeler söylendi. Onceleri Cemal Pa şa'yı «Salahaddini Sani» diye vasınandırrruslardı. Sonra «tkin ci Salfthaddm» kafi görülmedi. Onu «Birinci Salâhaddın»in üstüne çıkardılar. Cemal Paşa'yı medıh hususunda şairler ve kasidecilcr birbirleri ile yanş ederlerdi. Cemal Paşa ziyaretlerde bu kasideleri bir ılâh sukiit ve vekarıyle dinlerdi. Teşekkür etmezdi ve hiç estağfurullah demezdi. Teşekkiir ilAlulıği bozar; mabutlar tftseLkür etmezler. u O MALKOCOĞLU veçizen:Ayhan BAŞOĞLU Ben kasidelerden gına getirmiştim. Dinlemek istemezdim ve cofu zaman da dınlemezdım. Yalnız bir tanesinin Iü cümlesi aklımda kaldı: «Celâli Cemal'in önünde müluk ve hükümdaran titrer. Ve cemali Cemal'in önünde şemsü kamer iğtırap eder.» Bu Cemal Paşa'nın OnUnde kasidfeler düzenlerin, yenilgi Uze rine Osmanlı ordusuna muameleleri hatırlardadır. Suriye Cephesindeki ricat sırasında karşı laşılan durumu, başka bir Türk subayı gördliklerine dayanarak şöyle anlatıyor. c.Bu ricatlar esnasında kıtasını kajbeden veya dermansızlığından geride kalan münferit askerlerin halktan gördükleri r^uamelp yürekler acısıdır... GUn doğarken Şam'ın dogusundan kuzeye çıkmış bulunuyorduk. Sonradan öğrendiğimize göre Şam aynı gün batıdan ve içeriden işgâl edilmiş ve Arap istikl&li ilân olunmuştu.» (2) Cemal Paşa'nın sırursız yetkllerle yönettiÇı Suriyede şiddete başvurmak ile her sonucun almacağı sanılmıştır. Hattâ bu şiddet ekonomik olaylar Uzerin de bile uygulanmıştır. Yine Cemal Paşa'nın Kurmay Başkanının notlarına dönelim. (3) «Cemal Paşa 11 Nisan 1333 (1917) de, ordu mıntıkasındaki vilâyetlere (Adana, Halep, Surıye, Beyrut) ve müstakil mutasarraflıklara (Kudüs, Uibnan) şu taınımı yolladı: Dördüncü ordu mıntıkasmda evrakı nakdiye (kâğıt para) fiyatı, Memalıki Osmaniye'nm her noktasmdan daha düşüktür. Ordu mıntıkası büyük mübadele merkezlerini ihtiva ettiği için evrakı nakdiyenin düşük olması Irak ve Anadolu'da da aksi tesirler yapmaktadır. Bun dan başka bizzat Suriye ve FiUstin halkı ve Dördüncü Ordu için de bu hal bir felâket teşkil etmektedir. Osmanlı evrakı nak diyesi Almanya'da, îsviçre'de hattâ Fransa'da muteber olduğu ve Osmanlı silâhlan ile müttefiklerimizin sılâhlan her ta» at iyi bir vazıyette bulunduğu • fa halde, evrakı nakdiyenin hergün Hü^mesınm ihtikârdan ilerı gelmekte olduğuna süphe yoktur. \îuhtekirler, evrakı nakdiyeminn kıvmetini, «uni olarak dUsUr mektedır. Ben, lhtikAnn önünün almm*ıtnı ve evrakı nakdiyenin kıyme ti ile altın kıymeti arasında fark olmamasmı ıstıyonım. Şımdiye kadar jiddet göstermedim. Vazıyetın kendiligınden salâh kesbedeceğini Umid ettim. P!skat iki senelik tecrübe, ordunun ve halkın selâmeti için şiddetin lüzumlu olduğunu isbat etti. An cak şiddet göstermeden eıvvel şunu tebhğ ederim: Adana, Halep, Suriye ve Beyrut valileri ve Kudüs ve Lübnan Mutasarrıflan Beyfendiler, iotimai mevkıleri itibarıyle lkösadl hayat uzerinde nufus ve tesiri olan zevatı, yani Osmanlı ve Aunan banka direktorleri de dahıl oldugu halde bütün banka direktörleriyle, buyük tüccar ve esnafı, eşrafı, zenginleri, sarriTlan celb edıp bir toplantı yapacaklar ve 15 Mayıa 1333 (1917) tarihine kadar evrakı nakdiyenin katiyen ve tamamen altmla aynı kıymette olmasmı temın edecek tedbirleri düşünüp tatbik etmelerini kendilerine ihtar eyleyeceklerdir. Şavet bu ümidim boşa çıkarsa. ve Mayısın 15'ine kadar kâgıt para ile altın para arasındaki fark kalkmazsa, yukanda beyan ettiğim zevattan, kura çekmek suretl ile onda birini aileleri İle birlikt« Anadolu ve Rumeli vilâyetlerine süreceğim. Bu durumdan Osmanlı ve Alman bankalan direktörleri de is tisna edilmeyecekler, yani onlann isimleri de kuraya dahil olacaktır. Bahriye N.mn vc l\. Ordu Kumandanı Cemal Paga. Ittihad ve Terakki'nin üç Üdcrinden birisiydi. Vilâyetler ve müstakü mutasarrıflıklar, bu zevatın alfabe aırası ile isimlerini ve aile efradının sayısım, iklşer nüshalık cetvellerle bana tevdi edeceklerdir. Birinci sıra sürgünlerden altı haita sonra ikinci sıra yapılacaktır. Ve kfiğıt paranın kıymeti iade edüinceye kadar, altı hafta fasıla ile surgUnlere devam edilecektir. Bu tamımin mahalll gazetelerle dahi ilânını rica ederim.» GörüldüğU gibi «Büyük» Cemal Paşa, bir askeri bildiri İle paranın değerinin yükselmeslnl emretmektedir. Bu davranışın sonucu kolayca tahmin edilebiUr. Bildiri yayımlandığl sırada, bir altın beş kftgıt llraydı. Bir hafta lçinde, k&ğıt paranın değeri bir lira ytikseldi. Oraü maliye müşavlri de «Büyük eko nomilc z&ferimizi kutlanm» (Mu zafferiyeti azimei lktisadiyenizi tebrik ederim) şeklinde bir telgraf çekti Cemal Paşa'ya. Fakat cMuzafferiyeti azime1 iktisadiye» çok kısa sürdU. Erte si hafta, kftğıt paranın altına göre değeri daha da düştü. Sonra Cemal Paşa, kura İle sürgünlere başladı. Ama paranın düşmesi durmadı. Cemal Paşa'nın bu blldlrisi, bir tsviçreii ekonomi bilginin kitabmda aynen vardır. îsviçreli ekonomi bilglni, «îktisadl meseleler Uzerinde eor kullanmanın faydasız olduğuna» örnek şeklinde kullanmıştır bildiriyl. Yann: Celâl Galip Bey ve Hoca (1) Em. Orgeneral Ali Fuad Erden • Suriye Hatıralan, 1954. S. 191. (3) înönö'ntn Hatınlan • 8, 203. (3) Em. Orteneral A H Fn«d Erdem. a.f.e. S. 240243. (4) Cemal Pasa Hatırslar Selek Yavmlan 1959 • S. 77. O) Şevket sareyya Aydenrfr * Enver Paaa • Remt Kitabevt M72 CS» S . S. 646. DİŞİ BOND TİFFANY JONES GARTH
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear