Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ALAÇATI 7 eskinin “gözde” turizm merkezlerinin büyük bölümü, bugünlerde “kriz” geçiriyor. Alaçatı ise geçmiş yıllardaki bu patlamadan nasibini almadı. Deyim yerindeyse “Arap atı gibi” sonradan açıldı! Aslında bu gecikmişlik, Alaçatı’nın en büyük şansı oldu. Çünkü buradaki taş evler, sörfçülere ev sahipliği yapan pırıl pırıl kumsal, bozulmadan bugüne kadar gelebildi. Böylelikle, Alaçatı turizm anlamında “ayrıcalıklı” bir belde oldu. Bünyesindeki değerler keşfedilince de, işte turizm asıl o zaman patladı. Bu süreçte, yörenin tarihi dokusunu korumaya özen gösteren yerel yönetimler, beldeyi sahiplenen yerel halk, dışarıdan yerleşen yatırımcılar, başkanlığını Zeynep Öziş’in yaptığı Alaçatı Koruma Derneği gibi sivil toplum örgütleri, kısacası tüm “Alaçatı sevdalıları” korumacı anlayışlarıyla burasının yıldızının parlamasında önemli rol oynadı. Şimdiden sonra da 2006’da hazırlanan koruma amaçlı imar planı ve Alaçatı‘nın eski yerleşim alanını kapsayan “kentsel SİT” kararları, bu anlayışın geleceğe aktarılmasında güvence görevi görüyor. 2000’li yıllarla birlikte adı duyulmaya başlayan Alaçatı, son dönemin en gözde turizm merkezlerinden birine dönüştü. Bu süreçte önemli görev üstlenen Alaçatı Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç, burada geliştirdikleri anlayışla turizmde “Alaçatı modeli” oluşturduklarını söylüyor. Dalgıç, gelecekte Alaçatı’da turizmin üç ana koldan, yani sörf, golf ve termal üzerinden yürüyeceğini söylüyor: “Sörf, Alaçatı’yı Alaçatı yapan ve her zaman en önde giden lokomotif olacak. Sörfün yanına, golf gelecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yapılan planlar neticesinde Alaçatı sınırlarında yaklaşık 90 bin dönüm alanda 3 4 golf alanı oluşturulacak. Bunların yanı sıra bölgenin sahip olduğu termal kaynaklar değerlendirilecek. Alaçatı’nın kurulacak kaliteli tesislerle termal turizminde de önemli bir yer edinmesi planlanıyor. Dünya turizminin gelecekte ? “Alaçatı” yapan ilk unsur rüzgarı. Çünkü, buraya ilk dadanan turistler, dünyanın önde gelen rüzgar sörfçüleri. 1990’lı yıllarda onların burayı keşfetmesiyle Alaçatı tam bir sörf beldesi haline dönüşmüş. Karadan denize doğru esen bu sporun profesyonelce yapılması için uygun ortamı hazırlıyor. Denizin sığlığı da yeni öğrenenler için olanak sağlıyor. Arap atı gibi 1990’lı yıllar, Türkiye’de turizmin patladığı günlere denk geliyor. Ancak bu patlama sırasında hemen her sahil beldesine akın eden yatırımcılar, ikinci konut tarlaları diken müteahhitler, doğayı ve tarihi yapıları ne yazık ki pek gözetmedi. Bu nedenle,