Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 köşesinde de topluluğa kabul sorunu yaşayan şempanzeler için hamaklarla ayrı bir yatakhane hazırlanmış. Yemek saatine denk gelmezseniz yüksek ağaçların dalları ve yeşil yaprakları arasında şempanzeleri görebilmek olası değil. Şempanzelere yemek olarak az pişmiş patlıcan, domates, havuç, ananas ve ihtiras meyvesi veriyorlar. Havucu çok sevdikleri bu meyveyi toplama hızlarından anlaşılıyor. Alet kullanmasını da bilen şempanzeler, elektrikli tellerin altına düşen havuç ve domatesleri sopalarla kendilerine çekmeyi başarıyorlar. Şempanzeler artık insanlarla iletişim bile kurmaya başlamışlar. Karnı acıkmış olan şempanze ellerini birbirine çarpıp, bir elini başının üzerine getirir UGANDA ken avucunu açıp yemek istediğini belirtiyor. Bir elini başının üzerinden geçirip kulağını tutarken dişlerini gösterirse o da beni rahat bırakın demekmiş. Ngamba Island’da iki tane olağanüstü kuş görüyorum, Zaman zaman yürüme yollarının dışına çıkanların kulaklarının dibinden geçen küçük kuş meğerse bizleri korkutarak çimlerin üzerindeki yumurtalarını korumaya çalışıyormuş. Bir de daha önce çok renklilerini gördüğüm ancak burada gri beyaz renkli “kingfisher” kuşları kendilerini yüksekten taş gibi suya bırakarak balık avlamaya çalışıyor. Bu her iki doyumsuz görüntüyü bundan sonra kolay kolay hafıza belleğimden silebileceğimi düşünmüyorum. www.bdemirdurak.com FOTOĞRAFIN DİLİ Lütfi Özgünaydın lutfi@lutfiozgunaydin.com AYAZMA VE TİYATRO Ayazma herkesin dilinde… İda Dağı‘nın altında… Efsanede geçen bol sulardan birisi akıp gidiyor. Suyun doğallığı insana huzur veriyor. Bir taşın üzerine oturup bakmak istiyor insan. Asırlık ağaçlarlın arasından İda’nın zirvesini arıyordum. Bekçi, “buradan göremezsin koca dağı, karşı yakaya geçmen gerek” dedi. Dereyi geçip tarlaya kadar yükseldik. Oradan selamladık İda Dağı’nı sonra aşağıya suyun kıyısına indik. Suyun çevresine dolmuş insanlar kimi sofrayı açmış kimisi ip atlıyor kimisi yeşile dikmiş gözlerini öylece bekliyor. Ayazma ulu çam ağaçları ile sarmaş dolaş. Birden davul klarnet sesi düştü derinliğin içine bir coşku yayıldı çam ağaçlarının arasında. Ayazma’nın hemen üstünde, sık çam ağaçlarının arasına oturacak sandalyeler yapılmış. Ormanın içinde, bir tiyatro karşısına sahne yapılmış. Sahnede sünnet olacak çocuklar oynuyor. Klarnetçi çam ağaçlarının gökyüzüne ulaşan dallarına çeviriyor klarnetini oynak bir hava çalıyor. Ormanın içindeki tiyatroda oyunlar hayal ediyor insan, şiir dizeleri düşsün yeşilin üstüne diyor insan.