Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 YUNANİSTAN Kaş’ın gözüdür Meis Yazı ve fotoğraflar Alp Met n beş seneden beri Kaş’a O tatile giderim. Çok güzeldir Kaş. Çünkü ulaşımı güç, arazisi sarp, denizi muhteşemdir. Son yıllarda çok katlı binaları, yaslandığı dağın eteklerinden yukarı doğru tırmanmaya ve yarım adası betondan iyice nasibini almaya başladıysa da hala çok güzel. Her köşesinde Likya uygarlığının izleri, dünyanın en eski batığı “Uluburun” un sualtındaki reprodüksiyonu, dünya çapında dalış noktaları ve otantik Akdeniz ruhu Kaş’ı görmek ve yaşamak için sadece birkaç neden. Hep merak ederdim şu Kaş’ın “göz”ü nasıldır diye. Yani karşıdaki Yunan adası Kastelorizo veya daha bilinen adı ile “Meis”. Karşısı dediysem de gerçekten karşısı, bin 300 metre uzakta sadece. Kaş limanından ise 2,53 kilometre. Bulunduğu konum itibariyle bir Yunan adası olması ironik, çünkü Rodos adasından 110 kilometre uzakta. Ada sadece 10 kilometrekare. Dahil olduğu ada grubunun (Dodecanese) en küçüğü olmasına rağmen isminin Meis olması da bir başka ironik durum. Çünkü Meis’in anlamı “en büyük”. Malum, Kaş ile arasında Avrupa sınırı. Sınırı geçmek zor, pasaport, vize, kontrol. Rodos’tan üç saat deniz yolculuğu, o daha da zor. Pasaportunuz ve vizeniz varsa Kaş’tan günübirlik turlar var Meis’e. Akşamdan rezervasyon yapmanız ve belgelerinizi vermeniz yetiyor acenteye. Sabah tekneye binip yarım saatlik bir deniz yolculuğu sonrası kendinizi zamanın durduğu, bir tiyatro dekorunda buluyorsunuz adeta. Ada sanki Mediterraneo (Akdeniz) filmindeki gibi gerçekten unutulmuş. Filmin; savaş ve işgal yerine barış ve aşk ruhu orada yaşıyor. Yerleşik nüfus bir kaç yüz insan, liman inanılmaz. Sanki balıkçılık hala turizmden daha yaygın. Limanın sonundaki burunda bir cami var. Denizden liman girişinde sizi karşılıyor. Şu anda kullanımda değil ama daha önce hiç tanık olmadığım kadar zevkli, basit ve estetik olarak restore edilmiş. Caminin hemen yakınında çok ilginç olduğu söylenen küçük bir müze var. Biz maalesef gezemedik o gün kapalıydı. Liman bir yay şeklinde ve yerleşim bunun etrafında oluşmuş. Dar sokaklarını, sevimli ada evlerini, her taraftan sarkan begonvilleri ayrıca uzun uzun anlatmaya gerek yok. Hepsi doyamayacağınız kadar güzel. Son yıllarda; gerek adadan göçmen olarak Avustralya’ya giden adalıların artık geri dönmeye başlaması, gerekse adada çekilen ve 1992 senesinde en iyi yabancı film “Oscar” ödülünü kazanan Gabriele Salvatores’in Mediterraneo (Akdeniz) filminden sonra görece olarak artan turist trafiği ev ve pansiyon yapılaşmasını arttırmış. Bu yapılaşmaya rağmen ; tarihi ve kültürel doku nasıl korunur ve restore edilir, ihtiyaç olan yeni binalar eskileri ile nasıl uyumlu ve estetik yapılır, bunlara dikkat et