28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 ZAGREB ZAGREB 17 GEZEKALIN Mustafa Balbay ankcum@cumhuriyet.com.tr Türklerin kurdurduğu kent! Murat Kışlalı evresindeki tek yönlü caddelerde Ç uzunca bir süre dolaştıktan sonra, Türk usulü yöntemlerle, Dubrovnik Oteli’nin bulunduğu Jelaçiça Meydanı’na girdiğimizde, çoğunluğu genç yüzlerce kişinin, göz ucuyla ve dudaklarındaki belli belirsiz gülümsemeyle ‘‘turist’’leri kanıksamış bakışlarından, küçük bir yanlışın içinde olduğumuzu anlamıştık. Babama, dönemin Yugoslav diplomatlarının hediye ettiği iki kitaptaki fotoğrafların aksine, Zagreb’in kent merkezindeki bu meydan çoktan taşıt trafiğine kapanmıştı. Ama onun dışında, Zagreb’in korunması gereken eski semtlerinde ve turistik bölgelerinde, 40 yıl öncesine oranla fazla bir değişiklik olmadığı hemen fark ediliyordu. Zagreb, 15. yüzyılda, aralarından geçen bir çayla ayrılan birbirlerine düşman iki küçük şehir Kaptol ve Gradec’in, doğudan gelen daha büyük bir gücün tehdidiyle birleşmesi sonucu kuruldu. Bu güç Türklerdi ve tehdidinin sona erdiği 18. yüzyıldan sonra gelişerek büyüyen Zagreb, bugün 780 bin nüfusuyla Hırvatistan’ın başkenti ve en büyük şehri haline geldi. 4.5 milyon nüfusa sahip Hırvatistan, 2. Dünya Savaşı’nın ardından Mareşal Tito’nun birleştirdiği Yugoslavya’dan, Tito’nun ölümünden sonra Sırp ırkçılığının artması ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle 1991’de ayrıldı. çift kuleli devasa Aziz Stefan Katedrali çevresinde kurulu. Baltazar Restoranı, tarihi kıyafetli garsonlarıyla turistik bir yer. Ondan ilginci, çok sayıdaki restoranın gezintiye çıkan Zagrebli ve turistlere hizmet verdiği Tkalçiçeva Sokağı. Gradec ise Medvednica Tepesi’nde yer alan, resmi binaların da çoğunlukla bulunduğu Aziz Mark Kilisesi ve meydanı çevresine kurulu. Burada geçmişte geceleri çan çalınarak kapatılacağı haber verilen Doğu Kapısı; Lotrsçak Kulesi, kulenin hemen altında şehrin yeni bölgesini, tepelik eski şehre bağlayan 100 metrelik raylı sistem ve Hırvatların milli gururu heykeltıraş Mestroviç’in stüdyosu bulunuyor. nı, eski şehri oluşturan yukarı Zagreb ile aşağı Zagreb arasında sınırda yer alıyor. Meydandan sınır çizer gibi batıya doğru uzanan Ilıça Caddesi şehrin alışveriş merkezi. rat 395, Ljubjana 141, Dubrovnik 551 kilometre. Oteller temiz, belli bir disiplin altında yönetiliyor ancak ucuz değil ve yönetimden esneklik veya gereğinin ötesinde güler yüz beklemek fazla iyimserlik olabilir. Şehrin en prestijli oteli Esplanade. Meydandaki Dubrovnik Oteli dört yıldızlı. Daha az para harcamak isteyenler, yaşlı ailelerin odalarını açtığı pansiyon tipi‘‘apartmanti’’lerde de kalabilir. ‘‘UYGURCA BİLEM SİZ?’’ Dünyanın denize en uzak başkenti neresidir? Çin’in SincanUygur Özerk Bölgesi’nin başkenti Urumçi! Denize uzaklığı tam 2 bin 500 kilometre. Urumçi’nin Anadolu Türkçe’sindeki karşılığı şu: Şirin Otlak! Gerçekten de şirin mi şirin bir yerleşim yeri. Ama bugün kentten çok, kentin bir restoranından söz edeceğiz. Girişinde Çinçeİngilizce yazılar var. En kocaman yazı şu: ‘‘İslamic food.’’ Özel bölmelerin olduğu üçüncü kata çıktık. Bizi iki genç kız karşıladı. Uygur Türklerinden. Urumçi’ye geleli iki gün oldu, iyice yerleştim sayılır! Bizi karşılayanlarla konuşurken önce kendimi tanıttım: ‘‘Men Mustafa...’’ Onlar da adlarını söylediler: ‘‘Gülbahar’’, ‘‘Maynur.’’ Ardından hemen soruyu yapıştırdılar: Uygurca bilem siz? Uygurlar, dışarıdan gelen biri biraz kendilerine yakınsa hemen bu soruyu soruyorlar. Kızların giyimi hem modern hem otantik. Başlarında daha çok Özbeklerde görmeye alıştığım köşeli, renkli, işlemeli takke var. Birinin boynunda kravat, ötekinin boynunda da papyon takılı. Değişik bir görüntü... Hemen arkalarında da yan duvarı boydan boya kaplayan duvar resmi var. Saz çalan bir genç, yanında kaval çalan bir ihtiyar. Hemen yanda da onları dinleyen t onlarca bahtiyar: Koçlar, koyunlar... Uygur Özerk Bölgesi’nin yöneticileri beni burada öğle yemeğine aldılar. Yöneticilerin de çoğu Uygur ama, arada Çinliler var. Yemek şunlarla başladı: Soğan, soğuk et, işkembe, yarı diri fasulye... Ardından tandırdan kuzuya, deniz ürünlerinden sebzeye ne varsa sofraya geldi. Çin’de dört mutfak varmış: Pekin, Kanton, Şanghay, Sincan. Sincan mutfağına İslam mutfağı da diyorlar ama, aslında tümü birbirinden etkilenmiş, ortaya yemesi kolay, hazmı zor bir koalisyon çıkmış. Arada su yerine çay getirmeleri belki de hazmı güçlendirmek için! Sofranın ağır içeceği ise şu: Akarak! Türkçe çağrışımı da güzel, içimi de... İçtikten sonra boğazı yakışı, yüzü ateş gibi edişi fena değil! Sofranın başkanı Tiyip. Yerel yönetimde de sözü geçen biri. İçkiyi içtikten sonra felsefeye başladı: ‘‘Din, Tanrı ile insan arasında bir olaydır. İçki de insanla akarak arasındaki bir olaydır...’’ Ben de boğazımdan usul usul akıtarak içerken takılmadan geçemedim: ‘‘İnsan bunu içti mi, dünyayı ben yarattım der!’’ Tiyip hemen yanıtı yapıştırdı: ‘‘Bu içkiyi zaten canavar gibiler içer...’’ Mönüsüyle, sohbetiyle unutamadığım sofralardan biriydi... Ayrılırken Maynur’la Gülbahar seslendiler: Rahmet... Rahmet! Bir an bunca yemekten içmekten rahmetli mi olduk diye düşündüm, hemen toparladım. Rahmet, Uygurca’da teşekkür demek! Gezekalın! Zagreb’in mimarisi Havaalanından şehre gelirken görülen komünist dönem geniş caddeli, monoblok apartmanlı mimari, Sava ırmağını geçip, şehrin merkezine gelindikçe yerini önce AvusturyaMacaristan dönemi mimarisine, sonra da Jelaçiça Meydanı’nın kuzeyine doğru, Medvednica Tepesi’nin eteklerine yayılan orta çağ yapıtlarının yoğunluklu olduğu eski şehre bırakıyor. Sava ırmağını geçtikten sonraki bölge, tren garının çaprazındaki muhteşem Esplanade Oteli, Milli Kütüphanesi ve Hırvatistan Milli Tiyatrosu ile şehrin iş ağırlıklı yapılarının yer aldığı aşağı Zagreb olarak adlandırılıyor. Jelaçiça Meyda Yemek ve eğlence Zagreb’deki yemek çeşitleri et ağırlıklı. İtalyan mutfağı ve şarap kültürü oldukça gelişmiş durumda. Yemeklerinde fazla seçenek yok ama Türkiye’den daha gelişmiş oldukları şüphe götürmeyen bir alan, her köşe başında rastladığınız kafeteryalar. Kafeterya ve barlarda 23 euro civarında değişen viski, votka gibi sert içkilerin fiyatları, Türkiye’deki vergilerin ağırlığını unutanlara hoş bir sürpriz yaşatıyor. İçkiler ucuz olduğu için de, tam mükellef bir yemeğin kişi başı fiyatı, çok pahalı yerler hariç 1520 euroyu geçmiyor. Ulaşım ve konaklama Hırvatistan Türklere ‘‘henüz’’ vize uygulamıyor. Zagreb, yine Türklere vize uygulamayan BosnaHersek, Kosova, Karadağ gibi ülkelere gitmek isteyenlere veya vize alıp Slovenya, Macaristan, Sırbistan, Avusturya gibi ülkelere günü birlik geçmek isteyenlere iyi bir ‘‘sıçrama noktası’’ olabilir. Zagreb’ten Saraybosna 414, Belg Kaptol ve Gradec Jelaçiça Meydanı’ndan kuzeye doğru sağ tarafta kalan bölge Kaptol. Kaptol
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle