Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KAPAK 7 ölçeğinde ayrı bir yere oturtuyor. EGE’NİN İMBATI Serdar Kızık serdarkizik?cumhuriyet.com.tr gerekiyor diye, bu söylemin altını çizmek gerekiyor. Öyle ki, burada yazlığı bulunan, yılın yarıya yakınını buradan geçiren pek çok insan bile Zeytinli’nin asıl kurulduğu alanı, hatta su, vergi vesaire gibi ödemelerini yapsa dahi belediyenin bile nerede olduğunu bilmiyor. Altınkum, Dalyan veya İkizçay plajlarında denize girip, sahilde gezinti yapınca Zeytinli’yi gördüğünü, bildiğini, yaşadığını sanıyor. Belediyenin, yurttaşların CAZİBELİ BİR SIĞINAK: MAZI AkyakaBodrum arasından yolun bozukluğundan ötürü yeğlenmeyen (aslında bence büyük kayıptır) karadan mavi yolculuğumuzu sürdürüyoruz. Durağımız, Bodrum gibi büyük bir devinimin, çalkantının, çılgınca bir temponun yaklaşık 50 kilometre yakınında olağanüstü koyları, temiz denizi ve doğasıyla dingin, çekici, denizden mavi turun da önemli duraklarından Mazı... Bodrum merkezinden, ya da hava alanından Güvercinlik yakınlarındaki Mumcular kavşağından girip, bu cazibeli güzelliğe ulaşabileceğinizi anımsatarak asıl güzergahımıza dönelim yeniden. Akbük, Ören ve Çökertme’yi geride bıraktık. Asfalttan tırmanıyoruz dağlara. Geniş bir ufuk, özgürlük kavramını büyütüyor. Betonlara sıkışmış kentin kalabalığından sonra gözlerimizin dağlarla, denizlerle, ormanlarla buluşması, aslında insanın doğayla daha farklı bir ilişki kurması gerektiğini duyumsatıyor. Tepede, Yukarı Mazı’dayız. Önümüzde kıvrıla kıvrıla Aşağı Mazı’ya denize ulaşan 78 kilometrelik yol... İniyoruz. Durduk yol kenarında... Enfes bir manzara... Doğrusu az gördüm böylesi düzenli ve güzel bir yamaç köyünü. Varsıllığının bir nedeni de köyün halı tezgahlarında dokunan güzelim Milas halıları olmalı. Bahçeler, zeytinlikler, taşlarla teraslanmış araziye serpiştirilmiş evler. Bodrum mimarisi değil, geleneksel çatılı evler... İnişin ortasında yol ikiye ayrıldı. Sol taraf Hurma sahili. Sağdan İnceyalı ve Çakıllıyalı sahiline iniliyor. Sağdan girip, talanın yağmanın henüz uğramadığı (dilerim hiç uğramaz) çakıl kumsallarda yürüdük önce. Sonra denize, Hurma sahiline... Beş altı kulaçtan denizin dibi cam gibi, karşımızda Gökova ve dağları... Turizmci Önder Akkaş’ın görünümüyle, mimarisiyle diğerlerinden ayrılan işletmesinde, tahta iskeleye bağlı Bodrum guletlerini, yelkenlileri izlemek harika. Önder, Mazı’nın doğal yapısının bozulmaması için elinden gelini yapıyor. Köyünün Bodrumlaşmasına direniyor. Gelelim Önder’in annesi Fatma Hanım’a. Böylesine güzel mi olur karışık otlardan hazırlığı gözleme. ‘‘Buranın havasından evlat’’ diyor Fatma Hanım. Narenciye, otlar, sebzeler,ƒ meyveler, zeytinler... Hele de balıklar... Mazı’nın koyları da muhteşem. Kısa bir tekne turuyla belleğinizin adres defterine girecek sayısız güzellikler... Kayanın Suyu Koyu’nda çakıl taşlarıyla döşeli bir deniz akvaryumu. Denizdeki kaynak, buz gibi bir su. Feslikan, Yalıkoyu, Akarca, Çatal, Çamlık, Şeytan Deresi Koyu ve Kisebükü... Mazı, kendinizi dinlemek için bulanmaz bir sığınak diyelim. Çınar altı Meydandaki çınar altı kahvesi, onlarca yıldır burada yaşayanları gölgesinde soluklandırdığı gibi sizin de kısa bir mola vermeniz için ideal bir durak. Burada içeceğiniz çay, yorgunluğunuzdan eser bırakmayacaktır. Kısa süreli de olsa dinlenmek de yarar var çünkü, hemen yanınızdaki ‘‘Kaz Dağları Milli Parkı’’ tabelası, sizi olabildiğince uzun bir bildiğini sandığı Zeytinli’ye ayrı bir hizmet binası yapmasının da bunda etkisi var. Yolun deniz tarafına değil de, dağlara doğru olan bölümüne ilerlediğinizde Zeytinli beldesi tüm şirinliğiyle karşınıza çıkıyor. Buradaki küçük zeytinyağı dükkanları sizi hemen alışverişe zorluyor. Bölgeye adını veren ağacın o ‘‘sağlık iksiri’’ ürününü bir an önce almanız için davetiye çıkarıyor. Zeytinyağı alışverişinizi ister hemen, ister Zeytinli yolculuğunuzun sonunda, ama mutlaka yapmalısınız. Bölgenin kendine has iklim özellikleri, buradaki zeytin ve zeytinyağını dünya yolculuğa çağıracak. Zeytinli, çam ağaçlarını üzerine siper etmiş, Kaz Dağları’nın eteğinin altına saklanmış. Burası, Kaz Dağları’na yolculuğun en önemli giriş noktalarından. Ancak bu girişin bir bedeli var. Milli parka kişi başına giriş ücreti 3.5 yeni lira. Aracınızla girdiğinizde ücretler farklılık gösteriyor. Motosikletten 7, otomobilden 17.5 yeni lira, daha çok kafileleri taşıyan küçük minibüslerden 35, büyük minibüslerden 52.5, otobüslerden 87.5 yeni lira ücret alınıyor. Tek kişilik çadırlı kamp ücreti de 3.5 yeni lira. Buradaki bazı yerleri yanınıza kılavuz ?