Katalog

RÖPORTAJ 19 GÖRÜŞ Yusuf Hacısüleyman yhacisuleyman?xanaduresort.com.tr Xanadu Resort Genel Müdürü TURİZM PAZARLAMASI Tanıtım, pazarlama ve satış... Ticari hayatta birbirinden ayrılmayan bir üçlü, çoğu zaman beraberce kullanılan ama her zaman birbiriyle karıştırılan üç ayrı işlev. Turizm üzerine konuşulduğunda genelde tanıtım üzerine konuşulur, televizyon, ‘‘billboard’’ veya gazetedergi ilanları ile Türkiye’nin ne kadar iyi, kötü, eksik, doğru veya yanlış tanıtıldığı üzerine herkesin bir fikri vardır. Çünkü hepimiz bu ülkenin insanlarıyız ve doğru tanınmak hakkımız. Geçmiş yıllarda Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinde tanıtım için 5070 milyon dolar arasında değişen miktarlarda bir para kullanılabildi. Ancak turizm gelirlerimizin 15 milyar dolar seviyesinde olduğunu düşünürseniz bunun maliyetfayda ilişkisinin çok yüksek bir başarı oranı içersinde olduğunu görürüz. 15 milyar dolar gelir elde ediyorsunuz ama bu ürünün tanıtımı için yalnızca binde 5 oranında bir kaynak kullanıyorsunuz. Hemen aklınıza geliyor değil mi; biraz daha fazla ayıralım tanıtım için, daha fazla gelir elde edelim, hazır iyi gelir getiren bir ürün var elinizde, öyle değil mi? Hayır olmaz. Peki niye? Olmaz işte! Turistler kendiliğinden geliyor! Turizm ülkemize büyük maddi kaynaklar veya kültürel alışveriş gibi bazı değerler getirdiği gibi, turizmle ilgili doğal kaynaklarımızı başka ülke insanları ile sorumlu bir şekilde beraber paylaşmayı da getiriyor, bunun karşılığında onlardan bir bedel alıyoruz. İşte burada sunduğumuz ürünü sarıp sarmalayıp paketleyip yollara koyuluyorsunuz bu ürünü pazarlamak için. Evet pazarlama işi başlamıştır. Piyasanın gereksinim duyduğu ürünü üretmiş, tanıtmış ve fiyatlandırmışsınız. Biz turizmciler elimize çantamızı alıp kapı kapı dolaşıyoruz otellerimizi pazarlamak için. Hangi fiyattan mı? Bugünlerde çok düşük fiyatlar konulabiliyor, çünkü pazarlamanın altyapısı tanıtımdır. Pazarlamanın neticesi ise satıştır, yani turizm gelirinin elde edilmesidir. Siz eğer ürettiğiniz malın ne kadar iyi ve eşsiz olduğunu, kaliteli olduğunu yeterince tüketiciye anlatamazsanız o ürünü o kadar az satarsınız, hele bir de rakipleriniz sizden fazla tanıtım yaparlarsa daha da az olur. Şimdilerde turist sayısında hafif bir kıpırdanma yaşanmakta, demek ki bu kadar az tanıtıma iyi bir pazarlama desteği vermiş görünüyoruz, yani demek istediğim bu kadar az tanıtımla çekemediğimiz ilgiyi fiyatlarımızla çekmeye çalışıyoruz. Ve inanın ki başarılı da bir satış yapıyoruz, daha doğrusu bu kadar ucuz fiyatlarla pazarlama yaparsan aslında zaten kendiliğinden satış oluyor. Hikayeyi bilenler vardır: Ünlü bir ayakkabı firması pazarlama müdürünü Afrika’ya göndermiş acaba bir iş imkanı olur mu oralarda diye. Müdür oradan aramış, ‘‘Genel Müdürüm burada iş yok, kimse ayakkabı giymiyor’’ demiş. Gelgit zaman yeni bir pazarlama müdürü almış firmanın yöneticisi. Onu da Afrika’ya göndermiş. Pazarlama müdürü oradan aramış, ‘‘Genel Müdürüm burada müthiş iş var, burada kimsenin ayakkabısı yok’’ demiş. Aslında bizde de müthiş iş var. Yani beş kuruş harcayıp bin lira kazanacağına, niye on kuruş harcayıp bin liradan daha fazla kazanacağını hesaplayamıyorsun? Pazarlama ve satışın altyapısı tanıtımdır. Bir Türkiye mozaiği Otelde bulunduğumuz kısa sürede görüşemediğimiz Barut Oteller zinciri kurucu ve sahibi Ahmet Barut, aynı zamanda Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı. Ahmet Barut’un ailesinin bir kanadı Girit göçmeni. Genel Müdür Namık Aydın, Samsun Bafra’dan. Hayrettin Usta Çorumlu... ‘‘Nizamiye’’deki düzgün giyimli genç adama nereli olduğunu soruyorum, ‘‘Diyarbakır’’ diyor. Sesinde, bakış larında tanış çıkma özlemi sezinliyorum. Diyarbakır’ı çok sevdiğimi söylüyorum, apak dişleri esmer yüzünü aydınlatıyor... Side çarşısında bütün saatçiler Malatyalı... Türkiye böyle bir yer... Herkes ekmeğinin peşinde, huzur ve mutluluk arıyor. Side’de rastladığım ve konuştuğum herkesin bu ekmek, huzur ve mutluluğa sahip olduğunu söyleyebilirim...