Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 KÖŞE BUCAK Ağva’da doğan yeni hayat! Gündüz Mutluay ğva İstanbul ve İzmit gibi iki A büyük kente yakın, Karadeniz’in kıyısında kendi halinde bir balıkçı kasabasıydı yıllardır. Biraz da turizmde şansını arıyordu. Küçük motelleri ve pansiyonları, derenin kıyısına dizilmiş balıkçı lokantaları ile alçakgönüllü bir turizm beldesi. Türkiye’nin Ege ve Akdeniz kıyılarındaki tatil merkezlerine göre epeyce “taşralı” bir yerdi. Balığı bol ve ucuz, mısır unu katılmış ekmeği lezzetli, sebzesi her zaman taze. Ama günümüzde bu kadarı turizme yetmiyor, Ağva’nın ekonomisindeki payı da pek büyük olamıyordu. Önce uzun ve yavaş bir süreç yaşandı. İlçenin hemen yakınındaki Yeşilçay deresi kendi halinde akıp duruyordu. Çevresinde bahçeler, bostanlar vardı ve Yeşilçay’ın suyu sebzeleri suluyordu. Bir gün İstanbullu bir çift bu derenin kenarına bir küçük motel yaptılar; geniş bahçesi, bahçesinde meyve ağaçları bulunan sebze yetişen bir yer. Klasik müzik çalınan, çevre gezileri düzenlenen ve tesis kuruldu. Çayın karşı kıyısından konuklarını kayıkla motele geçiren, yandan çarklı nehir gemisiyle gezinti düzenleyen, su bisikletleri ile çayda gezintiler yaptıran, yeşillikler içinde çevrede doğa yürüyüşleri düzenleyen ; çocuk oyun alanları, diskoları, barları olan; bazılarında yüzme havuzu bulunan tesisler. Yazın açılıp kışın uykuya yatan Ağva’nın geleneksel turizminin değişimi hızlandı. İlk zamanlar Yeşilçay Ağva’ya göre tarif edilirken Ağva Yeşilçay’a göre tarif edilir oldu. Yeşilçay Ağva’nın ne uzayan ne kısalan turizminin çehresini değiştirdi. Ama bu arada Ağva gerilerde, gölgede kalır gibi oldu. Doğrusu bu da Ağva’ya haksızlık olur. Ağva’nın iki deresinden sözettik. Çanak deresinin de hakkını yememeli. Ve hemen eklemeli; yazlık konut istilasına uğramamış ender sahillerden biri. En azından şimdilik! Kumsalı 2.5 kilometre boyunca uzanıyor ve kum kalitesi yüksek. Genişliği de 50 metreyi buluyor. Deniz pırıl pırıl. Ama denize karadan bakarsak eksik kalır. Bir de denizden karaya bakmalıyız. Bir tekneyle denizde yapılacak gezi Karadeniz’in hırçın dalgalarının kayalara verdiği ilginç şekilleri görmeli. Denizin yonttuğu bu “heykelkayaların” en ünlüsü Gelin kayası .Sonra da tekneyle Göksu ve Çanak derelerinde yolculuğa çıkmalı. Ağva’da balık bol. Mevsimine göre Karadeniz’in bütün balıkları bulunuyor. Sazan, turna gibi tatlı su balıkları da çıkıyor. Sovyetler Birliği’nin son yıllarıydı, Gorçabov iktidardaydı. Ağvalı balıkçıların ağlarına tuhaf bir balık bolca takılmaya başladı. Bilinmeyen bir şey değil kefaldi, ama en kocamış balıkçılar bile ömürlerinde böyle kefal görmemişlerdi. Sorup soruşturdular, Sovyetler’de yetiştirilen bir kefal türünün baraj kapaklarının yanlışlıkla veya kazayla açılması ile bu özel kefallerin Karadeniz’e kaçtıklarını öğrendiler. Bu nevzuhur balığa da “Gorbaçov kefali” dediler. cumhuriyet@ekinyazim.com İSTANBUL ÇEVRESİ AKLINIZDA BULUNSUN İstanbul’a 100 kilometre. Yol iyi. Şile üzerinden de gidilebilir. Banka yok. Otellerin dışında kredi kartına alışık değiller. Cuma günleri Pazar kuruluyor, köylüler de geliyor, hafiften turistikleşmeye başlamış. “Şilebezi’nin aslını biz yaparız” diyorlar. Bir bakmakta yarar var. Konaklama için rezervasyon yapılırsa iyi olur. Ağva ve Yeşilçay otellerini fotoğrafları ve ayrıntıları ile görmek için bir web adresi: www.hotelguide.com.tr çayda kayığı ve su üstünde çardağı olan, çevredeki konaklama tesisleri için alışılmadık bir yer. Adı Riverside. Ağva’nın adı yavaş yavaş duyulmaya başladı. Hafta sonları yeşillikler içinde yürüyüş yapmak, bahçede tembellik etmek ve akşam sofrasında derin sohbetlere dalmak için değişik bir yerdi. Yıllarca tek başına derenin kenarında konuklarını ağırladı Riveside, kendi halinde ve sessizce. O yıllarda deniz kıyısında turizm yapmaya çalışanlar için denizden uzakta, çayın kenarında bir motel herkesin biraz tuhafına gidiyordu. Ama çok geçmeden farkına varmaya başladılar ki bu tuhaf yere kışın bile insanlar geliyor. Sözü uzatmayalım, şimdi Yeşilçay kıyısında ondan fazla