Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 PERU PERU 13 LAMALAR TURİZMİN AYRILMAZ PARÇASI NAZCA ÇİZGİLERİ MACHU PİCCHU KENTİ İNKALARIN BAŞKENTİ CUZCO PERU IQUITOS’TA NEHİR GEZİSİ OTANTİK DOKUMALARDA GÜNEŞ RENGİ EGEMEN Yazı ve fotoğraflar Güneş ülkesinin çocukları ülkede elbette gezilip görülebilecek pek çok yer var. Tabii bu biraz da ne kadar zamanınız olduğuna bağlı ancak yine de Titikaka Gölü, kayıp kent Machu Picchu, Amazon ormanları ve Nazca çizgileri görülmeden bu ülkeyi bütünüyle kavramak çok zor. Titikaka gölü Perulular için kutsal. Kutsallığın gerisindeki efsane ise İnkalar’a dayanıyor. İnka inanışında en yüce varlık, en büyük tanrı güneş. Bölge yerlilerinin başlıca geçim kaynakları balıkçılık ve sazdan yapılma ürünler. Burası sazdan yapılma kayıklarıyla ve gene sazdan yapılma adalarıyla ünlü. Uros yüzer adaları adındaki bu adalar tamamen insan yapımı, sazdan üretilmiş ve göl tabanıyla bağlantısı olmadığından kendi kendine yüzer durumda bulunuyorlar. Ada sakinleri sazlar çürümeye başlayınca kendilerine yeni bir ada yapıp eski adaları göle terk ediyorlar. Titikaka Gölü’nün kuzeyinde İnkaların başkenti Cuzco bulunuyor. İspanyolların gelişiyle mimari açıdan İspanyol hakimiyetine giren kentte her şeye rağmen sokak aralarındaki evlerin duvarlarında İknaların muhteşem taş işçiliğinin izlerini görmek mümkün. Cuzco’dan her gün Machu Picchu’ya tren kalkıyor. And Dağları’nın zirvesinde yer alan Machu Picchu 1911 yılında Amerikalı mimar Hiram Birgham tarafından tesadüf sonucu keşfediliyor. Iquitos ve çevresinde turistlerin kalabileceği bungalov tipi tatil köyleri bulunuyor. Bu tatil köylerinde sabah erken kalkıp nehirde tekneyle gezinti ve kuş seslerini dinleme, öğleden önce yerel rehber eşliğinde “cangıl”da yürüyüş ve akşamüstü tekneyle nehirde güneşin batışını seyretme var. Bunlara nehrin dar kollarında piranha avlama ve yerel rehber eşliğinde yerli köyleri ziyaret de eklenebiliyor. Amazon’da çok sayıda kuş türü bulunuyor. Maymunlar, papağanlar, kimi zaman da yılanlar ormanda karşılaşılabilecek hayvanlardan. Tabii nehirdeki piranhaları da unutmamak gerekiyor. Her ne kadar turizm ve sanayileşme bölgenin inanılmaz çeşitliliğe sahip faunasına zarar vermiş olsa da, nem ve sivrisinekle sorunu olmayanlar için Amazon, Peru’ya gelmişken kaçırılmaması gereken yerlerden. koruyor. Yer seviyesinden görülmesi imkansız olan ve ancak uçakla 500600 metreden görülebilen bu figürlerin niçin ve nasıl yapıldığı hâlâ çok çeşitli spekülasyonlara yol açıyor. Nazca çizgilerini görmek için iki ya da dört kişilik Cessna tipi uçaklara biniliyor. Yarım saatlik bir tur boyunca, 180 metrelik kertenkele, 46 metrelik örümcek, mükemmel sarma kuyruğuyla 90 metrelik maymun, 53 metrelik pelikan ve daha birçok figürün üstünde dolaştırıyor pilot yolcularını. Peru, kültürüyle yerleşim yerleriyle, bu kadar değil elbette. Köyleriyle, festivalleriyle, İnka kentleri ve tapınaklarıyla, okyanusla, And dağları ile, Amazon’la kültür ve gezi meraklıları için çok daha fazla ilginç görüntüler sunmakta. Ülkemizden binlerce kilometre uzakta, bizden çok farklı bir coğrafyada, kültürde, iklimde yaşanılanları, görülenleri kağıda dökmek her zaman çok mümkün olamıyor ne yazık ki. Sanırız en iyisi, bu toprakları insanın kendi gözleriyle ve kendi elleriyle duyumsaması. Güneşin çocukları İnka kendine özgü renklerini, Peru’yu gördükten sonra, dünyaya başka bir gözle bakacağınıza hiç şüpheniz olmasın. fest@festtravel.com Ferhat Pekin ski dünyanın yüzyıllar önce keşfettiği Peru, E ülkemizdeki gezi meraklıları tarafından pek fazla tanınan bir ülke değil. Arada sırada iletişim organlarına yansıyan haberlerden, lise yıllarımızdaki genel coğrafya bilgilerimizden aklımızda kalanlar ise İspanyolların tarih sahnesinden sildikleri İnkalar’dan, sinirlenince tüküren lamalardan, uzaylılara atfedilen dev boyutlu Nazca çizgilerinden ibaret genelde. Fakat bu bölük pörçük bilgiler, bu toprağın yarattığı renkli ve ilginç tabloyu yansıtmaktan oldukça uzakta ne yazık ki. Bu kültürü tanımak için, tarihinden coğrafyasına, kayıp kentlerinden kasabalarına derinlere inen bir gezi yapmak şart. Peru iklim olarak da, coğrafya olarak da üç bölgeye ayrılıyor. Pasifik Okyanusu boyunca uzanan kıyı şeridi “subtropikal” iklim nedeniyle çöllerle kaplı. Başkent Lima’nın da içinde bulunduğu bölge bu nedenle hemen hiç yağmur almıyor. Sürekli bulutlu bir gökyüzü ancak tek damla yağmur yok. Bu koşulların bir sonucu olarak da arabalarda silecek, evlerde kalorifer bulunmuyor. Kıyı şeridinin hemen arkasında 3 bin 500 metrelik sürekli karlı zirveleriyle And dağları silsilesi ve onun yarattığı dağ iklimi hüküm sürüyor. İnkaların ve İnka öncesi uygarlıkların mesken tuttuğu bu bölge arkeolojik anlamda ülkenin en zengin bölgesi aynı zamanda. Peru’yu kuzeyden güneye yaran bu kütlenin hemen arkasında ise Amazon yağmur ormanları (dünyanın en zengin flora ve faunası) bulunuyor. İspanyol sömürgesi İlk insan yerleşimlerinin milattan önce 10 bin yıllarına tarihlendirildiğinde bu topraklarda İnkalar hakimiyetinden önce birbirinden bağımsız, kabile yaşamı süren birçok kültür barınıyor. İnkalar da ülkenin tümünü ele geçirdiklerinde bu kültürleri yok etmeyip bugüne kadar gelmelerini sağlıyorlar. Ünlü İspanyol “conquistador” Fransisco Pizarro efsanesi altın ülkesi “Eldorado”yu ararken 1532 yılında 150 adamıyla Peru’nun batı kıyısına ayak basıyor; tüfeklerini ateşleyip 300 yıl sürecek İspanyol sömürüsünü başlatıyor. 1820’lede devrimci lider Simon Bolivar önderliğinde bağımsızlığına kavuşan Peru’nun o tarihten bugüne siyasi yaşamı darbelerle ve siyasi çalkantılarla dolu geçiyor. Böylesi tarihsel ve iklimsel çeşitliliğe sahip bir Nazca çizgileri Nazca çizgileri hiç şüphesiz dünyanın en gizemli yerlerinden bir tanesi. Çöl toprağı üzerinde kilometrelerce uzayıp giden paralel çizgiler, metrelerce büyüklükteki hayvan figürleri, mükemmel daireler ve sarmallar hâlâ esrarını