Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 GİTTİM, GÖRDÜM, YAZDIM Marmara adasını keşfetmek ocuklarımızı büyüttükten sonra sıra çevremizi tanımaya geldi. Benim bahsettiğim çevre Marmara Adası. Adada geçen günler arttıkça toplumsal, tarihi ve cografi anlamda ne kadar dar bir çevrede yaşadığımızı fark ettim. Eşimin toprakla ve internetle olan ilişkileri bize yeni ufuklar açtı. Üzüm, şarap, şarap tarihi derken Bülent Tandoğan’ın kurduğu Kapıdağı (Kapidagisubscribe İ yahoogroups.com ‘dan bilgilere ulaşabilirsiniz) internet grubunun verdiği güç ve orada tanıdığım kişilerin verdiği destekle çevremizi tanımak yolunda küçük de olsa bazı adımlar atabildik. Bu grubun kuruluşunun öyküsü de ilginç. Tandoğan, Bandırma’da gezerken; çevreyi tanımak amacıyla bir kaynak arıyor. Bu arayışta yolu, 1950’li yıllarda Erdek kaymakamlığı yapmış Reşit Mazhar Ertüzün’ün bölgeyi tanıtan; konusunda hala en kapsamlı kitap olan “Kapıdağı Yarımadası ve Çevresindeki Adalar” Ç adlı kitabın, ikinci baskısını yapan Ozan Kitapevi’ne düşüyor. Sahibi Rahmi Akdaş ile konuşurken; Rahmi, “Bizim Kizikos’u tanıtmamız lazım, bir internet grubu olsa” deyince Tandoğan bu grubu kuruyor. Bu grup oluşup ta sayesinde bir takım yeni bilgilere ulaşınca bunu grupla paylaşma arzusu doğdu. Ve bir Eylül ayında adada bir tur düzenledim. Cuma günü İstanbul’dan gelen grupla ilk önce bir Marmara köy içi turu yaptık. Onları gezdirirken ben de hep adını duyduğum ama yerini bilmediğim sinagogun yerini, çeşmelerimizin güzelliğini, eskiden kalmış iki sokağımızı, eski Rum ve Yahudi mezar taşlarını keşfetme olanağını buldum. Arkeolog Nergis Günsenin’in Çınarlı Köyü yakınındaki batık projesini (www.nautarch.org) konuklara tanıtırken daha da bilgilendim. Bu projeyi adalı çocukların, gençlerin tanıması için geziler düzenledim, destek için gönüllü grubu oluşturdum. Adalı dostumuz tarih ve çevre meraklısı Mustafa Erbil ile olan dostluğumuz daha derinleşti, daha bir anlam kazandı. Birlikte yeni projeler üretme konusunda heveslendik. “Kapıdağı” grubu sayesinde tanıdığım; Marmara Adası, Saraylar beldesinde 30 küsur yıldır arkeolojik kazı yapan Nuşin Asgari, bir gününü bize ayırarak dünyanın mermer ocaklarındaki ender müzelerinden birini ve çevresini bizlere tanıttı. Saraylar’daki onarılan eski evin duvarlarındaki resimleri hayranlıkla seyrettik. Dönüşte Asmalı Köyü’nde mola vererek “ev duvarları resimleri” konusunda literatüre girmiş olan “yılanlı ev”i gezdik. Bu gezi için ada tarihinde sanırım ilk kez 18 kişi ile merkezden Saraylar’a bir tur otobüsü kalktı. Akşamları ise konuklarımızla adamız ve ülkemiz ağırlıklı güzel sohbetler yaşadık. Selmin Ergüden OKURLARDAN... OKURLARDAN... OKURLARDAN... OKURLARDAN... Hanutçuluk suç mu? Turizmciler daima hanutçulukla suçlanıyor. Hanutçuluk kısaca, gelen turistlerin satın aldıkları takı, hediyelik eşya, halı gibi mallardan turizm şirketlerinin, otellerin komisyon alması demek. Hanutçuluk sanki Fransa’da, İspanya’da ya da İtalya’da kuyumcudan ayakkabıcıya yok mu? Bangkok’da timsah çiftliğinde, hatta ABD’de Disneyland da komisyon alınmıyor mu? O halde neden suçlanıyoruz;. “hanutçu rehberler” lafına üzülüyorum. Rehber; acente nerede yat, nerede yemek ye, nereye git derse oraya gider..Acente getirdiği turistleri en iyi yerlere götürmeye mecburdur. Yurt dışı acente müşterisinin kandırılmasını asla istemez. Hatta turist ishal olsa ya da kandırılsa acenteyi ya da rehberi sorumlu tutar. Sonuç hanutçuluk resmileşsin istiyorum. Rehber N.T Hayvan hakları dernekleri neden bu işe el koymuyor. Münevver Erdil Antalya’da kap kaça dikkat Bugünlerde Antalya sokaklarında bir hareketlilik gözleniyor. Ana caddelerde hatta sokaklarda ellerinde otomatik tüfeklerle polisler görüyoruz. Bu titizliğin turistlere dönük olduğu anlaşıldı. Ancak Kaleiçi, Kuğulu park gibi bölgeler silahlı polisler için bile tehlikeli. Sorduk soruşturduk bu tedbirler tinerci çocuklar, gaspçı, darpçı, yankesici, hırsız ve dolandırıcılar içinmiş. Korkumuz şu; Antalya Köpeğimi de tatile götüremez miyim? Ağzı var dili yok bir Terrierim var. Onu bırakıp tatile gidemiyorum. Ancak Türkiye’de hiç bir otel benim “mini”mi almıyor. Bu köşeden soruyorum, onlar da can taşıyor, onların da tatil yapmaya hakları var. turizm beldesi, turistler caddelerde ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşıyorlar ,hemen hemen hepsinin fotoğraf makinesi var, bunların çantaları bizimkiler gibi boş değil. Gasp ve hırsızlıkta birinciliği kimseye kaptırmayan Antalya zor bir sezon geçireceğe benziyor. Nevzat Duru Teşekkürler Gezi ekiniz çok güzel ve doyurucu. Tatil sezonu henüz başlamadı, bize yol gösterdiğiniz için teşekkür ediyorum. Ancak beş yıldızlı oteller çok pahalı; ben ve eşim öğretmen emeklisiyiz, ekonomik tatil konusunda da bize ve bizim gibilere yardımcı olacağınızı umut ediyoruz. Süreyya Tanrıverdi