02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GEZEKALIN 21 Yemen’de ‘taş’laşan zaman Sana, dünyanın 2 bin rakımın üzerinde kurulu beş başkentinden biri. Sana’dan Yemen’in hangi kentine giderseniz gidin, “inerek” yolculuk yapıyorsunuz. Bu özelliği kente ulaşımı da güçleştirdiği için dışarıdan gelen ordular Yemen’de tutunmakta zorlanmış. Sana’nın Tac Talha Oteli’nin terasından görünümü aynı zamanda tarih içinde bir yolculuk. Mustafa Balbay ıkra bu ya, Tanrı Baba dünya şehirlerinin ne durumda olduğunu görmek için tura çıkmış. New York’u görmüş tanımakta zorlanmış, “Amma da değişmiş” demekten kendini alamamış. Paris’e bakmış, “Hızlı büyüyor” demiş. İstanbul üzerinden geçerken, “Amma da bozmuşlar” diye çıkışmış. Yemen’in başkenti Sana’ya gelince, “Burayı hemen tanıdım, yarattığım gibi duruyor” demiş. Hani Yemen’de can veren AnadoluRumeli Mehmetçiklerinden ete kemiğe bürünüp ayağa kalkanlar olsa onlar da Tac Talha Oteli’nin terasından Sana’ya bakıp mırıldanmadan edemezler: Hey gidi Yemen, taş gibi yerinde duruyorsun! Taş gibi demekle haksız da sayılmazlar hani. Sana’da binaların başlıca malzemesi taş. Zaten zamanı “taş”laştıran da bu. Eski Sana’nın büyük bölümüne hakim bir yükseklikten bakan Tac Talha Oteli terasında 50 kareden çok fotoğraf çektikten sonra söylendim: Ne bu Yemen’den çektiğimiz... Kahrını çek, isyanını çek, fotoğrafını çek... F ‘ Yemen’de Osmanlı izlerini aramakta ve bulmakta zorlanmadım. Kiminle konuşsam ailesinden birinin Osmanlı dönemi ile bağlantısı vardı. Sana’yı yüksekten bir öğle vakti izlemeye başladığımda, gün batımına dek, her ışık dalgası yeni bir kent serdi gözlerimin önüne. Önümde serili yüzlerce, binlerce binanın penceresi, balkonu bereketli bir ekin tarlası gibi göz dolduruyordu. Terasın dört bir yanından kenti izlerken, ikinci tura başladığımı fark etmedim. Usul usul inen güneş, almış ışık fırçasını eline kenti sürekli yeniliyordu. Işığın bu kadar değişken manzara oluşturmasına bir Sana’da tanık oldum bir Arizona’da bir de Kapadokya’da... Dalga dalga inip yükselen gölgeler, taş yapıları bir ışık denizinin üstünde yüzdürüyordu. Her ışık dalgasıyla birlikte al sana, değişik bir Sana! Birleşmiş Milletler’in korunması gereken kentler kapsamına aldığı Sana’da evlerin ömrü en az üç haneli ’ rakamlarla biçiliyor. Kimi evlerin orta bölümünde boşluk var. Etrafında odalar, ortada Anadolu sofasına benzer ayrı bir yaşam yeri. Bu evler Yemen Yahudilerininmiş. Onların inancına göre, peygamberleri bir gün gökten boş bir yere inecekmiş. Aileler bizim evin ortasına insin diye böyle bir yapıinancı benimsemişler. Hep binalardan söz ettik, insanlara selam vermemek olmaz. Yemen’in 17 milyonluk nüfusunun 500 bin kadarı Türk kökenli olarak kabul ediliyor. Ben oradayken Meclis’te de iki “Türk kökenli milletvekili” vardı. Onlar kim mi? Hani Yemen türkümüz soruyor ya: Giden gelmiyor, acep nedendir? Yemen’de 100 binlerce insanımız ölmüş, toprak olmuş. Bir o kadarı da dönmeyip Yemen’de yaşamayı yeğlemiş. Yemen’de yitirdiğimiz “Memet” sayısı tam olarak bilinmiyor. Genel kabul gören rakam 300 bin kadar. Kimi tarihçiler de durumu şöyle özetliyor: Tarih, Yemen’de ölenlerin rakamını söylemekte zorlanıyor. Çünkü öğrenmekten ürküyor! Yemen’de Türk izleri var mı? Var... O da bir başka yazıya... Gezekalın...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle