Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 DOĞA VE MACERA DOĞA VE MACERA 13 Zirveye ulaştığımızda manzara batıdan doğuya en azından 500 kilometre kadar menzile sahipti; dünyanın en yüksek ve en muazzam dağlarının büyük kısmını tek bakışta görebilecek bir konumdaydık. ‘ Everest’in kardeşi: Ama Dablam Yazı ve fotoğraflar ’ TIRMANIŞ ZİRVE: 6 BİN 856 METRE Tunç Fındık fsanevi Sherpa kavminin diyarı; kar, buz, kaya ve bulutların ebedi krallığı Himalaya! Gerçek ötesi kadar sihirli olan bu diyarın kucağında gökleri delercesine yükselen müthiş bir dağ düşünün. İşte o dağın adı, Ama Dablam. Bu dağ, Nepal Krallığı’nın kuzeyini boydan boya kaplayan ve Tibet ile sınır çizen Himalayalar’da, Everest dağının da bir köşesinde bulunduğu SoluKhumbu bölgesinde yer alır ve yüksekliği 6 bin 856 metredir. Ama Dablam, Khumbu boğazında yaşayan ve yüzyıllar önce Tibet’ten göçmüş yerli halk Sherpalar tarafından 8 bin 850 metrelik Everest ve 7 bin 130 metrelik Gauri Shankar dağlarıyla beraber Nepal’in en kutsal zirvelerden sayılır; dağcılar arasında da mükemmel sivrilikteki şekli nedeniyle dünyanın en güzel dağlarından birisi olarak kabul edilir. Dağın ilk tırmanışı 1956 yılında “Everest Fatihi” Sir Edmund Hillary ve ekibi tarafından yapılmıştır. E MANTAR SIRTI AMA DABLAM DAĞI Khumbu boğazı Ama Dalam yolunda önce Everest’i en iyi şekilde seyredebileceğimiz ve zirvesine patikalarla ulaşılan 5 bin 545 metrelik Kala Pattar dağına çıktık. Klasik ve çok popüler olan bu parkur yaklaşık 60 kilometredir ve toplam iki hafta kadar sürer; yol üzerinde kasaba ve köylerde konaklanır; dünya yüzünde bulunabilecek en görkemli dağların, harika şelalelerin, nefis ormangülü koruluklarının ve coşkun akan nehirlerin arasından yürünür. Tabii ki yeryüzündeki en çekici kültürlerden biri olan Nepal kültürünün ve gerçek bir Budist ülkesinin beşiğinde olduğunuzu da derinden hissedersiniz. Kısacası her gelişimde daha da etkilenip hayran olduğum Khumbu boğazı bizleri bir kez daha esir almıştı! Aynı gün yedi kişilik Kanada ekibiyle buluştuk ve 4 bin 700 metrede, dağın dibinde kuracağımız ana kampa kadar iki gün yürüdük. Ama bundan önce bölgenin önemli Budist manastırlarından birinin bulunduğu Pangboche kasabasındaki başrahip Lama Geshi tırmanışımızı kutsayacak Puja törenini yaptı ve bize zirveye götürmek üzere bazı emanetler verdi . Gittiğiniz yerlerdeki sayısız tapınak ve Budist anıtı stupalar, rüzgarda dalgalanan dua bayrakları ve üzerlerine Budist kutsal sözleri mantralar kazınmış her boyutta binlerce taş bunu size anlatıyor. Himalayalar’ın yüksek zirvelerine yapılacak bir tırmanış tam bir bürokrasi, lojistik ve organizasyon işi; hükümetten tırmanış izinleri alınıp üçüncü dünya ülkelerine has korkunç bürokrasi bataklıkları aşılacak, kamp ve tırmanış için gereken son derece detaylı, her türden malzemeler ve yiyecekler alınıp paketlenecek ve kiralanan hamallar ile Tibet öküzü yak konvoylarıyla tırmanışın başladığı yere taşınacaktır. Himalaya dağında tırmanış tek gün sürmez; yüksekliğe alışmak için kamplar kurulur ve bu kamplarda kalınarak dağın zor etapları tırmanılırken zirve için en uygun konuma gelinir. Bu nedenle de 7 bin metre ve üzerindeki bu tür tırmanışlar bir ay ve daha uzun, örneğin, Everest dağı için üç ay sürer. Zirveye hazırlık Geçen yıl Ekim ayında Ama Dablam’ın güneybatı sırtı rotasından yaptığımız tırmanış 22 gün sürdü; rotanın en önemli özelliği çığ tehlikesi içermemesi ve tabanına ulaşmak için, çoğu Himalaya zirvesinde olduğu gibi, uzun bir buzul geçişi gerektirmemesiydi. Rota üzerinde, yüksekliğe alışmak için, ilki ileri ana kamp olarak kullanılmak üzere 5 bin 400, 5 bin 750 ve 6 bin 300 metre yüksekliklerde üç ayrı kamp kurduk. Tırmanıştaki dik kaya ve buz etaplarına dağdaki diğer ekiplerle ortaklaşa çalışarak ip hatları döşedik; sadece bizim ekip 500 metreden çok ip taşıdı ve dağa sabitledi. Tırmandığımız rotanın tabanından yüksekliği 2 kilometre kadardı. Döşediğimiz sabit hat ipleri sayesinde dağ üzerinde ileri geri inip çıkarak çalışabiliyor ve ağır yüklerimizi taşırken kendimizi emniyete alabiliyorduk. Tüm bu çabanın ortasında iki ayrı kötü hava dönemi de yaşadık ve bazı günlerde dağa bol miktarda kar yağdı, zaten hava daha da soğudu. Bu yağışlı dönemleri 4 bin 750 metredeki ana kampımızda aşçımız Ang Karsan Sherpa’nın yaptığı mükemmel yemekleri yiyerek, “yatze” denen bir zar oyununu ekipçe oynayarak, bazen yakın kayalıklara tırmanarak ve dinlenerek geçirdik. 40 dakikalık seyir Nepal’in sonbahar döneminde normalde olması gereken şekilde hava düzeldi ve biz de zirve tırmanışımızı yapacak konuma geldik. Nihayet 18 Ekim sabahının erken saatlerinde 6 bin 300 metredeki en yüksek kampımızdan üç kişi; ben, Kanadalı arkadaşım Walther Reisinger ve tırmanış Sherpamız Nima Dandi Sherpa zirveye tırmandık. Tırmanış günü hava çok açıktı ama sıfırın altında 25 dereceye kadar soğuk ve rüzgarlıydı. Zirvede 40 dakika kadar kalıp, bize verilen kutsal emanetleri zirveye bıraktık. Hava soğuk ama mükemmel derecede açıktı, manzaramız ise batıdan doğuya en azından 500 kilometre kadar menzile sahipti; hayranlık ve inanamazlık hisleri küçük ekibimizi tutsak etmişti! Dünya yüzeyindeki en yüksek, en muazzam dağların büyük kısmını tek bakışta görebilecek kadar şahane bir konumdaydık: Batıda 8 bin 13 metrelik Shishapangma, kuzeyde 8 bin 205 metrelik Cho Oyu, 8 bin 850 metrelik Everest, 8 bin 615 metrelik Lhotse, doğuda 8 bin 463 metrelik Makalu ve en uzaklarda doğu ufukta 8 bin 586 metrelik Kanchenjunga. Bu devlerin arasından boy göstermeye cüret eden ve bir gün hepsine tırmanmayı istediğim birçok 6 bin ve 7 bin metrelik zirveler çevremizi sarmıştı... İnişte ise her şey yolunda gitti; sadece kalbimi bir kez daha Himalayalar’da bırakmıştım...