Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 Kuşların da turizmi var! Ali Abalı ürkiye, farkında olmadığı kadar doğal zenginliklere sahip bir ülke. Doğa, Anadolu’ya öylesine cömert davranmış ki, bize sıradan gelen birçok konu yabancıların hayranlığını uyandırıyor. Öte yandan doğal güzellikler ve yaban hayatı dünya turizminde giderek daha özel bir yer alıyor. Ama Türkiye henüz bundan da yararlanamıyor. Örneğin Türkiye’nin kuş varlığı. Kuş deyip geçmeyin. Doğa Koruma Derneği’nin çalışmalarını izleyin. Doğa Koruma Derneği’nin Ankara’daki merkezindeyiz. Kapıda arazi taşıtları ve yanık yüzlü gençler yeni bir sefere çıkmanın telaşı içinde. İçeride, doğa koruma politikaları koordinatörü Gökmen Yalçın, büyük boy bir Türkiye haritasının önünde çalışıyor. “Doğa turizmi ve kuşlar ve derneğiniz” diyoruz, Gökmen Hanım anlatıyor: “Derneğimizde bir yönetim kurulu var. Yönetimin dışında genel müdür ve dört koordinatör bulunuyor. Hepimiz profesyoneliz. Çalışan sayımız 16’ya yükseldi. Çalışanların tümü yüksel öğrenimli; master ve doktora yapanlar da var. Açıkçası burada çalışanlar konularında yetkin kişiler ve kendilerini bu işe adamışlar. Merkezi Hollanda’da olan Birtlife İnternational yani T Türkiye 453 kuş türü ve 185 kuş alanı ile Avrupa’nın birinci ülkesi. Ancak bu zenginliğini hem koruyamıyor hem de değerlendiremiyor. Uluslararası Kuşları Koruma Birliği’nin Türkiye temsilcisiyiz. Birtlife ile sıkı bir işbirliği içindeyiz. Ayrıca İngiliz Kraliyet Kuşları Derneği ile ilişki içindeyiz. Birtlife, önemli kuş alanlarının yaklaşım mimarıdır; dünyadaki kuşlar üzerine çalışan en büyük kurumdur. Bizim derneğimiz de kuşlar üzerine çalışıyor. 2004 yılında kuş alanları güncelleştirildi ve bir kitap ortaya çıktı. Tuba ve Güven arkadaşlarımız Türkiye’yi zor şartlarda gezdiler ve bu kitabı yazdılar. Bu eser ile uluslararası arenada söz sahibi olduk. Nerede ne kadar çift kuş var, hangileri tehlike altındadır sorularının yanıtlarından renklerine kadar her türlü ayrıntıya girdik. Soyu tükenmiş veya tükenmekte olanlar belirtildi. Koruma altına alınma çareleri belirlendi. Örneğin kelaynakların nesli tükenmek üzereydi. Dernek olarak Birecik’te bir temsilci görevlendirdik; kelaynaklarla yakından ilgileniyoruz.” Doğa Koruma Derneği, Türkiye’de 453 tür kuş ve kuşların yaşam alanı olarak 184 alan saptamış. Türkiye, kelimenin tam anlamıyla bir kuş cenneti. Ancak temel sorun bu “cennet”i koruyabilmek. Gökmen Yalçın: “Kuşların korunması çok yönlü bir çalışma ile çözülebilir. Kuşları tek başına korumak değil, kuşların yaşam alanlarını korumak gerekiyor. Doğa ve kuşlar konusunda Türkiye birinci sırada bulunuyor. Yani Avrupa’nın kuş üstünlüğünde birinci olan ülkemiz aynı zamanda yine en fazla kuş tüketen ülke konumunda. Her canlının bir evi vardır, akşam olunca evine gider. Kuşlarında evleri yuvasıdır. Eğer kuşun yuvasını dağıtırsanız yaşam hakkını elinden almış olursunuz. Avcılık önemli değildir; Türkiye’de her baba bir avcıdır. Avcıların kuşlara verdiği zarar yüzde 2.4 oranındayken örneğin su rejiminin ihlali yüzde 25.9 oranında, plansız yapılaşma yüzde 18.2 oranında kuşların yuvasını dağıtıyor. Doğa turizmi adına yapılan büyük oteller, kuşların yaşam alanlarını ortadan kaldırıyor.” Her yıl Türkiye’ye özellikle göç sırasında kuşları izlemek amacıyla gelen turistlerin sayısı 5 bini buluyor. Ancak Türkiye’nin kuş varlığı karşısında bu sayı çok az. Akılcı bir doğa ve turizm politikasıyla turist sayısını 100 bine çıkarmak olası. Kuş alanlarını koruyup, kurallarına göre yapılacak bir turizm, Türkiye’ye “havadan” milyonlarca dolar gelir sağlayabilir.